CUMHURİYET 9 Ikincikânun 1939 Dun yapılan Dün Taksim stadında lik maçlarına [ Galatasaray takımmda ise, Bültnd, devam edılmiş ve İstanbulspor Beykoz Lşfak, Salim, Celâl ve kaleci Fuad yokve Galatasaray Vefa takımları karşılaş tu. Uç kıymetli, atılgan ve seri muhacimin yokluğu Galatasaray muhacim mışlardır. hattını çok zayıflatmıştı. Lise talebeseinin ve Üniversitelilerin Galatasary: Osman Lutfi, Adnan • kulüblerden ayrılması üzerine devam eden Musa, Bedıi, Ekrem Necdet, Süleydedikodular dolayısile, takımların bu hafta da ne şekilde çıkacakları ve nasıl oyna man, Buduri, Mehmed Yılmaz, Salâyacakları meraklılar arasında bir merak ıaddin. Vefa: Azati Vahid, Saim Sefer, uyandırdığından Taksım stadyomunda ,utfi, Süleyman Adaan, Abdüş, îholdukça bir seyirci kütlesi toplanmıştı arrr ma eski vaziyette bu maç çok dafa büyük san, Şükrii, Adnan. Hakem: Alhmed Adem. bir kalabalık karşısmda oynanırdı. Ilk devre, Galatasaraym bîr hücumîBeykoz: 6 tstanbulspor: 2 e başladı. Dakikalar ilerledikçe GalataBeykoz ve İstanbulspor takımları saha saray üstün bir oyun çıkanr gibi görünüya şu kadro ile çıktılar. lstanbul lisesine yordu. Fakat takımların foakikî elemanistinad etmekte olan İstanbulspor takımı, larmdan mahrumiyeti dolayısile maç aiki hafta evvelki genc oyuncuların yerine zamî surette zevksiz ve durgun bir cebir iki senedenberi sahada görünmiyen es reyan takîb ediyordu. ki oyunculardan mürekkebdi. Beykoz ta" îlk devre daha fazla Vefa yan sahakımmda da birkaç eski oyuncu göze çarpı smda devam etti. Yalnız devrenin sonyordu. arma doğru yeşil beyazlılar GalatasaBeykoz: Kandilli Halid, Mehmed ray kalesine birkaç sıkı hücum yaptılar. Fethi, Mustafa, Bahadır Turhan, Sadi, Fakat gerek Galatasaraym üstün oyuŞahab, İsmail , Kâzım. nu, gerek Vefanm ç;kardığı Lirkaç tehliİstanbulspor : Nejad " ismail, Ali keli hücum bir netice vermedi ve devre Sami , Dedeoğlu, Hasan Salâhaddin, golsuz bittî. îkinci devreye de anyi zevksîz şekilde Orhan, Tarık, Adnan, Ali. başlandı. Her iki takımda da idmansız Hakem İzzet Apak (Galatasaray) Oyun Beykozun bir hücumıle başladı. olan bazı oyunculardaki yorgunluk alâİlk dakıkalarda kolayhkla hasım müdafa imi, oyunu çok durgun bir şekle sok asma yaklaşmağa muvaffak olan Beykoz muştu. luiar altıncı dakıkada ılk gollerıni çıkardılar. Fakat bir dakika sonra İstanbulsporlular sıkı ve ânî bir hücum neticesinde Or~ hanm ayağıle beraberhği temin ettiler. He men akabinde yaptıkları ikınci bir hücum da bir peanaltı ile netıcelendi. Fakat Hasanın isabetsiz bir şütü ile İstanbulsporlular bu hrsattan ıstıfade edemediler. 15 incı dakıkada Beykozlular bir kor" ner vuruşundan Bahadırın kafasile ikinci golü ve devrenin ortalarına doğru da İstanbulsporlu müdafıin kendi kalesine yaptığı bir vuruşla üçüncü gollerini kazandr lar. İstanbulsporlular devrenin sonlarına doğru Beykozlu muavinin on sekiz pas içinde hatalı bir hareketinden ikinci bir pen altı kazandılar. Ve artık bunu kaçırmadr lar ve devre bu suretle 3 2 Beykoz lehine neticelendi. İkinci devrede, idmansız olan îstan bulsporlularda, bariz bir yorgunluk göze çarpıyordu. Nitekim Beykozlular derhai son bir hâkimiyet kurarak devrenin muhtelif dakikalarında Kâzımm ayağile bir ve Şahabm ayağile de iki gol atarak maçı 6 2 gibi büyük bir farkla kazandılar. Devre baştan nüıayete kadar, Galatasarayın neticesiz ve gayrimüessir hücumları, Vefanm da müdafaasile devam etti. Fakat ikat'î neticeyi temin edecek gol çıkmıyordu ve bu vaziyette çıkmasma da imkân yoktu. Galata&arayhlar, devrenin ortalarına doğru lehlerine bir penaltıdan da istifade edemediler. Ancak devrenin 42 r.ci dakikasına kadar bütün gayretlerini sarfederek beraberliği boz mamağa çalışan Vefalılar, müdafilerinden birinin kornere atmak istediği topu kendi kalesine sokması neticesi mağlub vaziyete düştüler. 3 dakika sonra oyun, bu suretle neticelendi ve Galatasaraylılar hasım müdafiinin kendi kalesine attığı golle bu tatsız ve zevksiz oyundan 1 0 galib çıktılar. Düşünülürse neticenin başka türlü ve oyunun da canh ve zevkli olmasına ımkân yoktu. Bu şerait dahilinde, en fazla ehemmiyet verdiğimiz spor olan futbolun gittikçe düşerek seyredilmez bir hale geleceği şüphesgdir. Çünkü, dünkü maçlar gibi birkaç zevksiz ve durgun oyun, Ihalktaki futbol zevkini, futbol hevesini tamamen söndürecektir Takımlar oyuncu çıkaramadıklan gibi, stadların da seyirci bulamıyacaklarından kor kuyoruz. maçları acak olan ikinci küme maçlan kulüblerîn takım çıkaramaması yüzünden yapılama" mıştır. Kadıköyündeki maça Altınordu Hilâl: 3 Topkapı: 2 elmediğinden Kasımpaşa, Şeref stadınFenerbahçe stadında ilk müsabaka Hi" da ise Anadolu gelmediğinden, Anadolulâl ile Topkapı takımları arasında yapıl hisarı hükmen galib ilân edilmiştir. dı. Şazi Tezcanın idaresindeki müsabaAtletizm müsabakası aya Topkapılıların hücumile başlandı. lstanbul Atletizm ajanlığı tarafından Rüzgâr altında oynamağa mecbur kalan mekteb ve kulüb takımlan arasında tertib Topkapılılar, Hılâlin üstüst yaptıklan hü" cumları güçlükle kesiyorlardı. Gittikçe ar edilen, gülle, disk ve cirid atma müsaba" tan Hilâl tazyıkı on beşinci dakikada sağ iaları dün Haydarpaşa lisesi sahasında açıklarının yaptığı birinci golle neticelendi. apılmışhr. Gülle ataıai Arat! 13,08, Yavru: Biraz sonra Topkapının rastgele oynama" smdan istifade eden Hilâllıler, sağaçık 11.44. an vasıtasile ikinci sayıyı da yaptılar ve İkincl kategorî: Mehmed (Haydarpalk devre 2 0 Hilâlin lehinde bitti. a ) : 12,00, Suad (Üniversite): 11,54 İkinci devre rüzgârı lehine alan Topka" Üçüncü kategori: Muammer (Kolej)t pılılar açık bir oyun yüzünden üçüncü go 12.73 lü de yediler. Topkapılılar, 28 inci dakıDisk atma: Arat: 38.55. Yavru: 34.22 kada birinci, 35 inci dakikada ikinci gol" Üçüncü kategori: Ali (Üniversite) t lerini yaparak 3 2 vaziyete geldiler. Top 30.74. Sabahaddin (Şişli Terakki) 30.03 kapının beraberlik için yaptığı gayretler Cirid atma: Melih (Beyoğlu Halkebir netice vermedi ve oyun 3 2 Hilâlin vi): 52.65. galibiyetile bitti. Galatasaray Vefayı, Beykoz Istanbulsporu, Fenerbahçe Süleymaniyeyi, Hilâl de Topkapıyı mağlub ettiler Kadıköy stadında Galatasaray Vefa maçından blr enstantanfl F. Bahçe: 7 Süleymaniye: 0 Fenerbahçe ile, Süleymaniye arasında yapılan maça Halid Galibin idaresinde bşlandı. Takımlar §u şekilde sahaya çıktılar: Fenerbahçe ı Hüsameddin Lebib, Fazıl Esad, Ayten, Reşad Semih, Ali Rıza, Yaşar, Fıkret, Şaban. Süleymaniye: Salâhaddin Martayan, Daniş Naim, îbrahim, İbrahim Faruk, Raif, Süreyya, Nedret, Rauf. Oyun Süleymaniyenin hücumile başla" ch. Fenerbahçe müdafaasınm kestiği bu hücumu, solaçıkları vasıtasile yaptığı hücum takib etti. Fenerbahçe yavaş yavaş hücumlan büyüterek oyuna hâkim oldu. Fikretten yerinde bir pas alan Şaban ilk dakikalarda birinci golü yaptı. Otuzuncu dakikada da Yaşann güzel bir vuruşile ikinci sayıyı yaptılar. Fenerin çok hâkim oyununa rağmen devre 2 0 bitti. İkinci devre rüzgâr altında kalan Fenerbahçeliler daha canh oynamağa başladılar. Beşinci dakikada Süleymaniye kalecisinin elinden kaçırdığı topu Fıkret üçüncü defa Süleymaniye kalesine soktu. Bu sayıdan sonra Fenerin hâkimiyeti birdenbire arttı. 20 nci dakikada Şaban avut çizgisi üzerinden çevirdiği topu ortaladı. Hemen kale önüne koşan Esad dördüncü sayıyı yaptı. Top hep Süley maniye kalesinde oynanıyordu. Bu arada Esad yirmi beşinci dakikada beşinci, ve biraz sonra Şaban altıncı golü yaptılar. Tamamile Süleymaniye kalesi önünde oynanan maçın 38 inci dakikasında Fik retten pas alan Yaşar yedinci ve son golü yaptı. Oyun bu suretle 70 Fenerbahçenin galibiyetile bitti. Üçüncü kategori : İhsan (Şişli Terakki) ı 43.28. Askerî liseler futbol şampiyonası Askerî liseler arasında yapılacak futbol şampiyonasının nihaî oyunu bugün Şeref stadında yapılacaktır. Birinci oyun saat on buçukta Bursa lisesi ile Deniz Harb okulu ve lisesi arasında yapılacaktır. Final maçı Kuleli ile Maltepe arasında olacaktır. Aradaki puvan dolayısile Maltepe maçı kazanırsa aşmpiyon olacaktır. Kuleli kazanırsa puvanları müsavi olacağmdan oyun tekrar edilecektir. Beykoz kalecisi bir kurtarış yapıyor Ankarada lik maçları Ankara, 8 (a.a.) Lik maçlarlna bu hafta da Ankaragücü stadında devam olundu. Havanm çok soğuk olmasına rağmen sahayı oldukça kalabalık bir futbol merakhsı doldurmuş bulunuyordu. İlk oyun, Galatasaray ile Güneş arasında yapılacaktı. Fakat, Güneşlilerin gayrinizamî bir kadro ile sahaya çıkmaları üzerine, Galatasaraylılar yaptıkları bir seromoni ile hükmen gahb ilân olunmuştur. Bundan sonra iki takım arasında hususî raahiyette yapılan karşılaşma da, çok zevksiz ve heyecansız bir karşılaşmadan sonra 1 5 0 gibi büyük bir farkla Galatasaraym galibiyetile neticelenmiştir. 1 Galatasaray » Vefa maçından heyecanh bir an Lik Takımlar Oyun 12 Beşiktaş 12 Fenerbahçe 12 Galatasaray 12 Vefa Beykoz 12 Hilâl 12 îstanbulspor 12 12 Topkapı Süleymaniye 12 maçlarında puvan vaziyeti Galib 9 9 9 6 5 3 2 3 Berabere 3 Galatasaray: 1 Vef: 0 Beşiktaş: 2 Pera: 2 Şeref stadında karşılaşan Beşiktdş İkinci maç için sahaya çıkan Galatasaray Vefa takımlan da başlıca oyun Pera takımları maçı çok hararetli olmuşculanndan mahrum bulunuyorlardı. Ve tur. fa hücum hattında bilhassa Muhteşemin Netîcede iki takım 2 2 brabere kalbulunmaması bu hattı çok aksatmıştı. mışlardır. 1 2 2 3 3 1 2 3 Mağlub 1 3 4 8 8 9 8 1 Attığı 49 44 35 23 34 19 18 13 9 Yediği 13 9 12 19 25 38 32 38 35 Puvan 33 32 32 27 25 19 18 18 17 îkinci maç, Harbiye Genclerbirliği arasmda yapıldı. Ve bu da 5 0 Genclerbirliğinin mağlubiyetile bitti. Genclerbirliği, bugünkü oyunu kaybetmesine rağmen ilk devrenin 15 dakikasmda çıkardığı çok düzgün bir oyunla Harbiye kalesini birçok defalar müşkül vazi" yetlere soktu. Fakat, çamurlu sahada, elİkinci küme maçları de edilen fırsatlardan istifadeyi lâyikile beceremiyen muhacimleri yüzünden gol yapılamadı Fenerbahçe ve Şeref stadlannda yapı yapamadı. ye çekilrp oturdu. Onun da keyfi pek yerinde değildi. Hastalanndan biri, bir gün evvel alelâde bir apandisitten olmüştü. Bu hâdise, onu için için kemiriyordu. Ikisi karşılıkh, erkekçe bir muhavereye dalmışlardı. Her ikisi, ayn ayn, sırf kendisi îçin konuşuyor; fakat mükâle meleri, ikisini de tatmin ediyordu. Drost, Rupp kadmı, Senftenberg, apandisîtli hastasını anlatıyordu. Evelin dönüp geldiği zaman, Drost onu adeta yolladığı^ na pişman oldu. Evelin smirli görünü • • yordu. Halbuki, Marian onun yanında, ağzma kadar dolup ısmmış bir soba gibi, enerji saçıyordu. Yazan: VÎKİ BAUM Çeviren: HAMDİ VABOĞLU Kocakarı ölüyor. Ve iş yoluna girmek üzere iken, sigorta şirketi birtakım sualler sormağa, tahkikat yapmağa, defin ruhsatiyesini kurcalamağa başlıyor. Rupp ana ölürken doktor celbedılmemiş olma" sı şüpheli görülüyor. Otopsi yapılıyor. Ar^enik bulunuyor. Rupp kadm, suçunu itiraf edıyor. Tevkifhanede dört ay yatıyor. Simdi, yedi aylıktan fazla hamiledir... İşçi hadınlara mahsus evlerde, beş sene boşun*. mı tetkikat yaptım? S o r a ilkve etti: Fakat, mademki herşeyi itiraf etmiş, niye tereddüd ediyorsun? Acıyor musun? Acımak mı? Bir hâkimin acımağa hakkı yoktur. Hayır, beni düşünidüren şey şu: Kadınm kocası cinayete ortakhkla töhmet altındadır. Fakat kendisi de, kansı da bu ciheti inkâr ediyorlar, inanmıyorum. Bir erkek, karısmm ne yaptığmı tamamile bilir. Bu adamm beraet kazanmasına müsaade edemem, meğer ki... Drost sustu ve ellerine baktı. Marian'îa >kisi, bir adada başbaşa kalmış gibiydiler. . Bütün ötekıler dans ediyorlar, gülüyorlar, flört yapıyorlardı. Drost, mütereddid bir tavrla: Bilmiyorum, vaziyeti iyice kavraya biliyor musun? diye sordu. Marian, birdenbire: Marian, derin bir hürmetkâr vaziyet al Bu >davada, sigorta şirketînin menş, düşünceli nazarlarla onun yüzüne ba" nafiini temsrl etmek hoş birşey olmaz, kıyordu. dedi. Hep, onun yüzüne bakmağa devam Drost, bu hîç beklemediği hamle karderek, mühmel bir eda ile cevab ver şısında gözlerini kırpıştırdı. Rupp ailesinin hayatım tasvir ederken, kendis;nip bir canlılık duymuştu, Birdenbire, adeta kendi söylediğine kendi de şaşarak: Seninle, ne diye evlenmedim san ki Marian? diye sordu. Marian, şimdi kendi ellerini temaşa etmekle meşguldü: Buna memnun olmalısın, diye cevab verdi. Bemm gibi kadmlarla evlenen erkek pek n'nia etmez. Drost, kelimesi kelimesine cevab verdi: Her hangi kadmla evlenen erkek pek rahat etmez zaten. Bu sözü söylemesile, söylediğine nedamet etmesi bir oldu. «Evelin'e karsı nekadar haksızlık ediyorum!» diye düsündü. Karısını, inceliğinden, zarifliğinden dolayı son derece seviyordu. Şimdi. Marian'm gözlerinin, şayanı hayret şekilde nafiz ve araştmcı bakışlarla, kendisine baktığmı hissediyordu. Marian, bir müddet hiç birsey söylemeden durdu; sonra, Drost'u dirseğinden tutup kalabalık arasmdan geçirerek briç salonuna ıgötündü. Ciddî bir eda ile: Şimdi, dedi, uykun gelinciye kave Rupp kadmı unutuncıya kadar 'n yacaksuı. Drost, bir parça rahatlamış gibi: Evet, hay hay! dedi. Marian, onun veronale başladığını gözleriniden anlıyor ve vaz geçirmesini biliyordu. Briç masasmda, Marian, kendisi. cerrah Senftenberg ve ihtiyar Madam Lungstroem vardı. Bu kadm, gencliğinde, Wagner'in büyük bir muganniyesi idi. İhtiyarladığındanberi, briçten ve at yarışlanndan baş Ika hiç birşeyle alâkadar olmuyordu Dört köşe kafasındaki kırçıl saçı, geniş göğsü, kıyafeti ve dudağının kenarırdan hiç düşmiyen kısacık yaprak sigaralarile bir erkeğe, ihtiyar bir viyolonselciye benziyordu. Drost, parmakları arasında, son derece 'kolayhkla kayan kâğıdlan kestiği sırada, sinirlerinin, gerginliğinden haf'fçe kurtulduğunu hissetti. Fakat, oyuna başlıyalı henüz on dakika olmamıştı ki aklı gene etrafta dolaşmağa başlamıştı. Muhakemede sorduğu bazı sualler ve aldığı cevablar kafasınm içinde çatışıyor ve oyunculann sözlerine karışıyordu Madam Luntgstroem, kemikli parmaklarm: masaya iki defa vurarak onu dikkate davet etth Mösyöler, iş başına! diye seslendi. Buraya eğlenmeğe geknedik. Drost, nöbeti geldikçe oynamağı unutuyordu; Marian, yavaşça onun bacağını dürttü. İspati kızının müstehzi ve fena bir bakışı vardı ve Drost, kendisini, gene birdenbire davanın tam orta yerinde buldu. Lâkin, elinde iyi kâğıdlar vardı ve rasgele oynadığı halde kazandı. O Amerikah delişmen tenisçilerden biri, Marian'ı ibara götürmeğe gcldiği zaman, briç partisi bir parça bozuldu. Onun verine, ihtiyar müşavir Regen oturdu. Yarım saattenberi, kükremiş aslan gibi etrafta dolaşıyor, arkadaş ara yordu. Biraz sonra, Evelin bir an için ortada göründü ve geldi, elini kocasınm omzuna koydu. Drost, oyunun nazik bir noktasmda idi; karısmm o Amerikah Iardan birini istasyona kadar götürmek istediğini, hayal meyal işitir gibi oldu. Kulübün bu neş'eli ecne bilere karşı, nezaketi ifrat dereceye çikardığını düsündü. Lâkin, buna itiraz etmek kendisine düsmezdi. Müşaviri adlî, karısım sardı sarmala<3ı, gitmeğe hazırlandılar. Yeraltı şimendiferile gitmek niyetindeydi; fakat, Evelin'in yüzüne daha yakından bakıp onrnı yorgun ve bitkin halini görünce bir taksi çağırdı. Otomobilin kötü minderine yerleşir ken: Bütün gece, tanımadığı insanlarla Onlar gidince, Drost, keyfinin biraz ingilizce konuşmak, hem de söyliyecek 'kaçtığım hissetti. Elinde fena kâğıdlar lâfı bulunmıyan insanlarla çene yarıştır vardı ve ilk şevki kaybolmuştu. Oyunu mak az yorgunluk mudur? dedi. bıraktı, Semftenberg'le beraber bîr koşeİArkast var)