CUMBURÎYET 9 Ikincîkânun 1939 Küçük hikâye Cenaze merasimine davet ; Andrö Birabeau'dan yuyorlar. Fakat maalesef, Mösyö Corcelles'in tanıdılkarı arasmda çok adam ölmüyor. Şüphesir, bunu böyle ifade etmek doğru değildir. Başka türlü söyliyeyim, Mösyö Corcelles, gidip Matmazel Marie ile yemek yiyebilmek için çok cenazeye davet edılmiyor. Fakat o bunun da çaresini bul" muştur. Cenazeye davet kartlarını basan bir müessese ile anlaşmış, sık sık cenaze merasimine çağırılmaktadır. Başkalannın ölümünü suiistimal etmek, değil mi? Fakat ne yaparsınız, Mösyö Corcelles'in Matmazel Marie ile buluşmak için başka çaresi yok. Madam Corcelles ise, herşeyden bihaber, arasıra ahpablarile ko" nuşurken: «Farkında mısınız, diyor, son zamanlarda ölenler ne kadar çoğaldı! Cenazeye davet kartı almadığımız hafta yoktur». Bir gün bu mücrime öğle yemeklerinden birinde, Marie dedi ki: «Yarın boş olmaman canımı sıkıyor. Hava o kadar güzel ki! Versay'da yemek yemek ne tatlı olurdu!». Mösyö Corcelles'in cevabı hazır: «Vakıa iki gün ervel bir mekteb arkadaşını öldürdük. Fakat ne beis var? Yarın da bir başkasını öldürürüz ve Ver* say'a gideriz.». Cenaze merasimine davet kartı, Mösyö Corcelles'in tenbihi üzerine, o akşam, postacı tarafından eve bırakıldı. Mektub dosyasında siyah kordelâlı zarfı gorünce Mösyö Corcelles sevindi. Zarfı kansının açmasını bekliyor. Fakat Madam Corcelles davetiyeye göz gezdirmesile bir çığlık basması ve arkasından hıçkırıklarla boşanması bir oldu: Jacques Schmitt! Ah I Allahım ! Jacques ölmüş! Jacques! Sevgiliml Kalbimin erkeği! Madam Corcelles açık kalbli bir kadındır. tstırabı arasında itiraflarda bu" lunmaktan çekinmiyor: Evet. Jacques benim dostumdu.Be§ senedenberi. Onu çıldırasıya seviyordum. Jacques öldü demek! Bana ne yaparsan yap! Yarabbim! Ne kadar genc ve güzeldi! Ve cenazeye davet kartım masanın ü" zerinden alarak tekrar okuyor: <f üç buçuk yaşında ölen Jacques Schmitt...» ne? Evet, dünyada Jacques Schmitt bir tane değildir ya... Işte, karısmı aldatan Mösyo Corcelles, kansının, kendisini aldattığını böyle öğrendi. Zira bir kadm ayni zamanda kıskanc ve vefasız olabilir. Kiskanclık ve vefasızlık pekâlâ beraber' giden şeylerdir. Çeviren: Madam Corcelles kıskancdır ve cena" zede bulunmağı sevmez. Bunlar biribirile pekâlâ beraber giden şeylerdir. Kıskanclık... Kıskanclığı sıze anlatmağa lüzum yok. Vahim bir kusur olduğunu biitiin kocalar size söyliyecektir. Cenazede bulun" mak nefreti kıskanclık kadar yayılmış değildir. Bu merasimi bir eğlence partisi telâkki eden kadınlar çoktur: Bazılarmda taziye kabiliyeti vardır; sonra, insan gör" mek, şunu bunu çekiştirmek, hususî bir rob giymek, hisleri ve hareketleri müşahede ederek onlar hakkında hüküm vermek vesilesi teşkil eder. Kısacası kibar bir sosyete, tıpkı bir düğün gibi, fakat siyah" lar içinde yapılan bir düğün. Fakat Madam Corcelles bahsettığimiz kadmlardan değildir. O, gürültüyü ve hareketi seven açık kalbli bir kadındır. Başkalarının göz yaşları ona ağlamak yahud kahkahalarla gülmek arzusu verir, ki ikisi de müsavi derecede vahimdir. Sonra, Madam Corcelles kiliselerden sakınır. Kiliseler soğuk yerlerdir, insan oralarda grip kapabilir. Hele Madam Corcelles gibi dekolte de gi yinilirse... Ve mezarlıklar o kadar müna* sebetsiz yerlerde ki! Bir mezarhğa gitmek için daima kötü mahallelerden geçmek lâzım. Dahası var: Koyu renkler Madam Corcelles'e hiç yaraşmaz. Siyah giyindiği zaman on yaş fazla gösterir. Yani ha" kikî yaşmı gösterir. Bunun için, Madam Corcelles bütün ahpablarına, tanıdıklanna evvelden haber vermiştir:«Cenaze mera siminde bulunmaktan gayri benden ne is" terseniz isteyin. Fazla hassasımdır.». Madam Corcelles en aziz dostunu bile mezanna kadar götürmezdi. Mösyö Corcelles karısının bu tarafını beğenir, çok beğenir. Onun kıskajıclığmı vahim bir kusur telâk" ki ettiğ gibi cenaze merasiminde bulunmamak arzusunu da büyük bir meziyet telâkki eder. Bu, size mübalâğa gibi geliyor, değil mi ? Niçin mübalâğa olsun, gayet tabiîdir, çünkü, çünkü, bir cenazede bu" lunmak davetiyesi geldiği zaman Mösyö Corcelles: «Ah! Madam Bâge ölmüf. Eski dostumdur. Yalnız kart vizitimi gön" dermek ayıb olur. Bâge gücenir sonra!.» der ve Madam Corcelles de cerab verir: «Peki kocacığım, sen git. Senin gitmen kâfidir.». Mösyö Corcelles mahzun bir tavırla: «Evet evet, gitmeli" yim!» diye yola düşer ve doğru, metresi Matmazel Marie'ye gider. Iki saatlik bir serbestî. Ve bu saatlertJe günün en güzel zamanına isabet eder, öğle zamanı. Matmazel Marie yataktan yeni kalkmıştır, genc ve güzel vücudü banyodan çıkıyor. Süründüğü koku da ne ha" rikulâde! Mösyö Corcelles metresile yemek yemeğe bayılır. Acaba niçin biribirlerini sevenler beraber yemek yemekten son derece hoşlanırlar? Bilmiyorum, bu böyledir. En vefasız, en ele avuca sığ~ maz erkekler bile geçici aşk maceralarına bir evlilik manzarası vermekten hâz du Fotoğrafın gözü Bugünlerde (Fotoğrafi) nin yüıüncü doğum yılı tes'id edilmek üzere Paristc birtakım merasim yapılacağından bahsediliyor. Sinemanm da anası demek olan fotoğraf, malum olduğu üzere, geçen asırda, Niepce isminde bir Fransız kimyager ile Daguerre adında bir duvar ressamı tarafından yapılan tetkikat neticesinde, hayata ilk adımını atmıştır. Bugün kullanılan fotoğraf plâkları ve fılmleri, bir merminin namludan fırlayışını tespit edecek kadar kısa bir müddet zarfında göreceği ziyadan müteessir olacak derecede hassastır. Daguerre'in o zaman ke$fettiği, iyod buhanna arzedilmiş mücellâ bir gümüş levhadan ibaret olan (hassas plâk) ise, objektif altından bir süje'nin hayalini tespit edebilmek için, günes ziyası kullanıldr ğı halde, yirmi dakikalık bir poz müddetine muhtac idi... O günlerden beri, bir taraftan fotoğraf makineleri, bir taraftan da objektifler, kendi âlemlerinde koşar adımla tekemmüle doğru gide gide, bugünün fotoğrafcılığı vücud buldu. Tekemmül dedim de hatınma geldi : Bir tarihte arkadaşlar arasında objektif ve makine mükemmeliyetinden ve kullanış kabiliyetlerinden bahsediliyordu. Meşhur (devirdaim) makinesi mucidi nev'inden bir zat gözlük camından tahvilen icad ettiği bir objektif vasıtasile, tıpkı hakikî ob~ jektifi hâmil bir makine gibi fotoğraf çekebileceğini iddia eder dururmuş.. Meclise hazır bulunan meslektaşlardan aramızda hamaratlığı ile meşhur bir dostum da buna bir cevab olmak üzere hazırladığı hakikaten orojinal bir âleri ortaya koyarak meşhur mucid ( ! ) i iskât etmiş... Âlet basittir: Mekteblerdeki tebeşir kutulan nev'inden kutu alınız; hatta bunu mukavvadan kendiniz kesip yaparsanız daha kullanışlı olur. Bu kutunun içini ve dışını, soba isi gibi, parlak olmıyan bir siyah boya ile tamamen siyahlatınız. En küçük dılı'lann çevrelediği iki karşılıklı satıhlarından birini merkezinden bir toplu iğne ile deliniz. Mukabil sathının içiıe de, alelâde bir fotoğraf plâkasını, karanlık odada, faraza tutkallı kâğıd kabi" inden bir vasıta ile, kenarlanndan yapışınnız. îğne ile açtığınız küçük deliğin önüne küçük siyah bir parça koyunuz; ka~ ak gibi kullanacaksınız. (Kutu) nuzu karanlık odadan çıkararak intihab edeceğiniz bir süjenin karşısına geçiniz. Köş« jencerenizden görünen karla örtülü Sulanahmed camii, bu güneşli sabah saatin" de güzel bir mevzu teşkil eder. Kutuyu pencerenin içinden bir sigara iskemlesi üzerine güzelce yerleştirdikten sonra küçük kapağı yavaşça açıp kapayarak, faraza yarım saniyelik bir poz verdiniz mi? hemen camı banyo ediniz; netice pek ente" resandır... Plâk üzerindeki hayal, merkezden muhite doğru oldukça netliğini kaybetmekl* beraber, deliğin çok küçük olan kutru başlı başına bir objektif rolü ynamıştır ve manzara pekâlâ çıkmıştır. SrNEMA Şahsiyetini defliştiren bir rejisör r G. W. Pabst: «İçtimaî ve iktısadî filimler yerine halka iimid verici kordelâlar yapmağa karar verdim» diyor Paristen yazılıyor: Böyle bir eser Berlinde de viicude getirmiştim amma, kordelâ, pek Alman hududlan haricine çıkmadı!.. Pabst, bana müstakbel filmi «Mukaddes kanun» dan bahsediyor. Rejisör, bu kordelâya aid faaliyefe birkaç gün içinde başlıvacaktır. Pabst'la «Beyaz esir kadın» kordelâsı münasebetile tanışmıştım. Malum ya, bu eserin mevzuu kırk sene evvel îstanbulda geçen bir hâdise ile alâkadardır. Rejisör iki aydanberi bu filme aid çalışmalara nezaret ediyordu. Büyük sai'atkâr, gözlerini bir möd det köşedeki meçhul bir noktaya dike • rek durduktan sonra: «Garb cephesindeki dört asker». «Maden ocağı arkadaşlan» ve «Düenciler operasr» filimlerinîn sahne vazıı Pabst, artık ölmüştür. Onun yerine II numarah Pabst kaim oldu. Çünkü içtimaî ve iktısadî kordelâlar yapmakta müthiş müşlcülât var... Halk, nikbinane ve kendisine Î5mid verici filimler ktiyor, ben 6e bu arzu karşısmda eğiliyorum. Peki ya, Mukaddes kanun... Bu «erin içtimaiyatla alâkası yok mu? Var... Var amma, daha insanî birşey... Bunun senaryosunu, vaktile «Mektebli kızlar» m senaryosunu yazmış olan Madam Winstol hazırladı. Vak'anm başlıca şahsiyetleri?.. Başlrc* şahsiyetleri... Bir baba, bir üvey araıe, bir anne, bir üvey baba... Bunlann hepsinin ortasında şaşırıp kalmı$ olsn bir çocuk... Anhyorsunuz ya.. Maksadım talâk faciasınm acılıklarını ortaya koymak, orta sınıf halk tabakası aıvında vukua gelen felâketleri mejdana rikaımak... Çünkü istatistikler karı koca ayrılıklannm en ziyade orta tabakaya mrnsub insanlar arasında hâdis oldugunu ' RADYO nroerram^/ Türklye Radyodifüzyon Postalan DALOA UZUNLTJGU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19.74 m. 15195 Kcs. 20 Kw T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12.30 müzik (bir senfoni Pl) 13 saat, ajans haberleri ve Meteor Ankara 13,10 nıüzik (operetler Pl) 13,30 Türk müzığl (halk türküleri Pl) 18,30 müzik (hafll plâklar) 19,15 konuşma (doktorun saati)19,30 Türk müzlğl (lncesaz: Şehnas îaelı)20,15 saat, ajans haberleri, meteoroloji ve zlraat borsası (fiat) 20,25 Türk muzlgi 21,10 müzık (saksofonist Nihad Esengin) resitaü 21,30 konuşma 21,46 müzik (küçuk orkestra) 22,45 sinema sesi 23,45 son ajans haberleri ve yarınkl program. Operalar ve operetler Biivük konserter 20 35 Budapeşte I: Bir opera temslli. 22,35 Strassburg: Alda (Verdl'nln). G. W. Pabst gösteriyor... Hâdise, hangi kadro dahilindie cereyan ediyor? Vak'anın ekseri kısmı bir yatı mektcbinde geçecek... Ya mümessiller?.. Onlara dair henüz bir karar m yok... «Mukaddes kanun» u bitirdikten «onra ne yapacaksınız? Amerikaya gideceğim. Faust'u renkli olarak filme çek mek için mi? Hayır... Fakat, çok uzun zamandanberi bu gayenin pesin<le koşuyorum. Sade Faust'u değil, «Nürenberg'in baş sarkıcılan»nı, «Toska»yı da ayni şekilde beyaz perdeye aksettirmek isterim. Mefisto rolü için şîmdiden aktör sectim bile!.. Onu zenci san'atkâr Paul Robsov. güzel bir makyajla ve baştan aşağı beyaz saten bir elbise içinde ne guzel temsil edebilir. Lâkin bunların hepsi henüz zihnimde müphem b'rer hayal şeklinde... Peki o halde Holivud'a niçin gr diyorsunuz? Biraz dolaşmağa, hava aîmağa!.. Oda 20,35 Prag II: Orkestra ve koro konseri. 20,50 Prag I: Büyük operalardan parçalar. 21,50 Londra (342 877): Orkestra konseri. 22 Hilversum I I : Orkestra ve fan konseri. 22,15 Prag I: Klâsllc parçalardan mü rekkeb konser. 22,35 Paris (Radio): Lalo'nun eserleri. 23,05 Varşova: Beethoven'in 6 ncı senfonLsi «Pastorale». musikileri 18.20 İtalya (Birlnci grup 304 986); Muhtelif parçalar. 19,35 Brüksel (484 620): Seçme havalar. 21,15 Bükreş: Muhtelif parçalar. 22,40 İtalya (İkincl grup 369 814) • Seçme havalar. Solitttlerin konserleri 19,10 Paris (Radio): Piyano konseri. 20,35 Sofya: Keman ve piyano ile Beethoven'in bir sonatı. 20,20 Paris (Radio): Piyano konseri. 20,50 Bruksel (434 920); Piyano muslkisL 21,40 Orta İngiltere (295 1013): Piyano musikisi. 22,05 ParLs (P. T. T.): Piyano konseri. Şehremini Halkevinde Şehreminl Halkevinden: Evimizin Fanfar kolu çalışma günleri perşembe ve pazartesi günleri olarak ay rılmıçtır. Kadrosunu genişlettiğinden ye niden kaydolmak lstiyerderin hergün fo tograf ve nüfus kâğıdlarile Ev «ekreterllğine müracaatleri ilân olumır. fl Üç senedenberi beyaz perdeden uzak kalarak dünya seyahatine çıkmış olan Richard Barthelmers yeniden sinema" ya dönmüştür. Gary Grant ve Jean Arthur ile birlikte tanınmış rejisör Howard Haruks'un idaresi altında «4 numarah plân!» filmini çevirmektedir. Bu kordelânın mevzuu Cenubî Amerika limanlarınm birinde geçen bir macerayı tasvir etmekte ve Ri~ chard bir hava albayı şahsiyetini temsil etmektedir. •^ Müteveffa Lon Chaney'in oğlu rejisör Cecil B. De Mille'in çevirmekte ol" duğu «Okyanuslar Birliği» filminde Joel Mac Crea ve Barbara Stanvvyck ile birlik te mühim bir rol deruhde etmiştir. •^ İngiliz aktörü Charles Laughton muhtelif filmlerde kendisile birlikte oynadığı artist Elsa Lanchester ile evlenmiştic ~jç Fransızlar, mevzuu Çin Hindmde cereyan edecek olan «Siyah altın!» isminde bir fılm vücude getireceklerdir. arB •JT Amerikahlar bir takım Fransız filimlerinin Holnııd'da yeni versionlarını yapmakta devam ediyorlar. Charles Boyer'e çevirtilen «Pepe le Moko» dan sonra «Maternelle» in de bir Amerikan kopyası çevrilmeğe başlaranış ve ismi «Küçük anne» konmuştur. Başrolü Ginger Roger oynamaktadır. ^ Tarzan filimlerindeki baş kadm rollerini çynamakla söhret bulmuş olan Maureen O'Sullivan yakında anne olacaktır. Fakat buna intizaren Henry Fonda ile birlikte çevirmeğe baslamış olduğu «Masaşuset'de bir cinayet!» ismindeki filmi bitirmeğe gayret etmektedir. •T Loretta Young ile Don Ameche ^ telefonun mucidi A. Graham Bell'in hayatını tasvir eden bir filim vücude getireceklerdir. •^ Rejisör G. W. Pabst'ın çevirece" ği «Mukaddes kanun» filminin baş rollerini Raimu, Marcelle Chantal, Raymond Rouleau ve Konsita Montenegro oynayacaklardır. " ^ Fransız rejisörü Jean Renoir bundan sonra kendi hesabına film çevirmeğe karar vermiştir. İlk kordelâ olarak «Bir oda hizmetçisinin hatıraları» nı vücude getirecek, sonra da «Oyun yasası» nı yapa~ caktır. îkinci kordelânın baş kadm rolü eski Avusturya Başvekil muavini Von Steremberg'in karısı Nora Gregor tarafından temsil oîunacaktır. ÖLÜM CEVAD SAD1K Vefat Fatma Narinin eşi, Fatin Narin, Selçuk Narin. Rahime Yurday ve Handan Tayın babaları, Hamid, Adil ve Naciye Narinin amcaları, Nuri ve Hasan Narinin dayıları, Hulusi Yurday ve Feyzi Tayın kayınpederleri Konyah Yusuf Narin 8/1/939 pazar sabahı saat yedide vefat etmiştir. J Nişan Seniha Aşarla diş hekimi Şekib Rifatın nişanlan aile arasında yapılmıştır. Cenaze merasimine gelmek zahmetinde bulunan ve acılarına iştirak eden dostlanna Narin ailesi teşekkür eder. YENÎ ESERLER İlk sayısı intlşar eden bu edeblyat ve flkir meomuasında Halil Vedad, Ahmed Kutsl, Kemaleddin Kâmi, Mustafa Nihad, Z<ki Falk ve Sabahaddin Alinin makale, şlir ve hlkâyelerl vardur. Bütün okuyucularumza tavsiye ederiz. Cumhuriyet bayilerine l Müessesemiz tarafından haftalardanberi büyük bir itina ile hazırlanmakta olan ve Ebedi Şefin hayatıntn her safhasını gösteren «Fotografla Atatürk» albümü son olarak elde edilen çok değerli yeni fotografların ilâvesi dolayısile ancak bir haftaya kadar çıkabilecektir. Siparişlerinizi bir an evvel matbaamıza bildirmenizi rica ederiz. N.G. DOROTHY LAMOUR J Renkli ve Fransızca Sözlü ORMANLAR PERİSİ Filminde bu PERŞEMBE akşamı SARAY SİNEMASINDA Bu CUMA güntinden itibaren ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu TAKSÎMDE Bu gece (Hissei Şayia) •^ Fransız rejisörü Leon Mathat «Avodvil 3 perde nî davet!» adında bir fılm vücude getirePek yakında İNSAN MABUD cektir. Bu eserde baş rolleri Erich Von Stroheim ve Nora Gregor oynayacaklarŞehıade tc« r au Sinemasında dır. e h baş, Tel. 21259 • f Romanyalı kadm muharrirlerden ^ filmin son günlerine tesadüf eden Helen Vacaresco'nun meşhur eseri «Büher Pazartesi ve Salı olduğu gibi yü» sinemaya çekilecek ve dış sahneleri( Bugün ve Yarın ) nin ekseri kısımları Romanyada çevrileBayanlar parasız cektir. Yalnız kanunen biletsiz girmemeleri için umum mevkilere beş ve balkona 10 kuruşluk bilet kestirmeleri lâzımdır. filminin kat'î son günleri. Seanslar : 10,30 1,15 6,30 9,15 Yer bulmak ve izdihama mâni olmak için lutfen tam seans saatlerinde teşrif ediniz. Çarşamba sabahı 11 den itibaren 1869 da Trabzondan Erzuruma Gecmlş asırlarda Türkiyeyi zlyaret eden ecnebi sejryahlarm memleketimlze aid müşahedelerinl ve bazı vakayii lhtiva eden ba şayanı dikkat seyahatnamelerin iklnclsl olarak (1869 da Trabzondan Erzuruma) adile Th. Deyrolle'nin eseri çıkmıştır. Türk çocuğunu nasıl yaşatmalı? Muhterem doktor, üstad Beslm Ömer Akalın, «Türk çocuğunu nasıl yasatmalı?» adlı yeni blr kitab neşretmlstir. Nüfus si yasetinde çocuk Sağlam nesil Öjeniam Sağlam ırk Kısırlaştırma bahlslerlnl ihtiva eden bu kıymetli eser Ahmed İnsan matbaasında basılmıştır. Fiatı 30 kurus tur. Tavsiye ederiz. Holivudda çevrilmekte olan yeni filmler ASKERLİK IŞLERî""") Tütiin ikramiyeleri Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden: Şubemizde kayıdlı olup tütün lkramiyesl almakta olan malul subay ve eratla şehid yetimlerinin yülık yoklamaları 20/11. K â / 939 günile 20/mart/939 gunü arasmda yapılacaktır. Bu maksadla: A Müracaat, haftanuı pazartesi, salı, çarşamba ve pergembe günleri öğleden ev•el olacaktır. B Şubeye geleceklerin, soy adlan tesU edilnuş ve fotoğraflı huviyet cüzdan arile resmî senedlerini, maaş cüzdanlaruıı e varsa maluliyet raporlannı birlikte ge;irmeleri. HALK OPERETİ Bu akşam saat 9 da büyük operet ÜÇ YILDIZ Pek yakında yeni operet (Modern kızlar) Yazan: Mahmud Yesari Macar baleai İZMİR'de E L H A M R A Sinemasında Aşkın ı öz yaşlan S E N O R İ T A JEANETTE MAC DONALD NELSON EDDY «GARB CEPHESİNDE SÜKÛNET VAR» muharriri E R I C H M A R I A R E M A R Q U E'nin en son eseri Senenin en büyük muvaffakiyeti 3 A R K A D A Ş Fransızca Sözlü PAMUK PRENSES ve 7 C Ü C E Lutfen dikkat: Sinema âlemiflin bu en son harikası bu sene tstanbulda HİÇ BİR SİNEMADA ÖÖSTERİLMİYECEKTtR. Besiktaş SUAD PARK sinemasında 1 Teksas Fedaileri, 2 Ateş Gecesi, 3 Arzu ile Kamber 11 Sonkânun Çarşamb? matinelerden itibaren ROBE RT T AY LO R F R AN C H O T T O NE RO B E R T Y O UNG ve yeni sinema yıldızı M A R GA R E T m S U L L A V A N Sinemasında Pek yakında M E L E K A Ş K I N L GÖZ YAŞLARI J Genc artist Micky Roony ile Levis Ston « Hâkim Judy'nin çocukları > kordelâsının bir sahnesinde.M