27 Birincikânun 1938 CUMHURİYET ADLiYEDE VE = MAHKEMELERDE Meraklı davaya başlandı Tarîhi bir gün Ispanyadaki dahilî harb [Başmakaleden devam'] Büyük Önderimiz Atatürkü kaybettiğimiz matemli gününden itibaren kendi üzerine düşen vazifeleri en asil bir samimiyetle ifa eden Başbakan Celâl ıBayar, bugün Genel Şef vekili olarak kurultayı açıp ilk işleri sevk ve idare ederken de ayni samimiyetin timsali halinde idi. Sayın İsmet İnönü, işte Büyük Millet Meclisinin bu samimî havası içinde ve bütün Meclisin ittifakile Cumhur Reisliğine seçilmiş olduğu gibi bugünkü kurultay toplantısmda da gene bu samimiyetin pürüzsüz ifadesini, hatta heyecamnı taşıyordu. Öğleden sonraki ikinci celsede hatiblerin güzel düşünce ve temiz kalb mahsulü kıymetli sözleri, Türkiye Cumhuriyet Halk Partisinin olgunluk yolunda aldığı büyük mesafelere birer nirengi noktası sayılacak kadar mükemmeldi. Nihayet değişmez, yeni, Umutnî ve Millî Şef İsmet Inönünün güzel nutku, bugünkü tarihi günün parlak hatimesini teşkil etti. Kendisini şimdi çok ehemmiyetli vazifesi başında görmekten pek memnun ve münşerih olduğumuz Millî Şefimiz İsmet İnönünün acaba hangi hitabesi daha güzeldir? Kendisi ne vakit herhangi millî bir mevzu üzerinde konuşursa daima onu en güzel buluyoruz. Yani daima en sonuncusunu en güzel. Zâhir îsmet înönünün daha güzel bir nutkunu dinlemek için onun söz söyliyeceği yeni fırsatı beklemek lâzım!. Bu hal hatibin samimiyetinden ve millî davalarımızı en keskin idrak ve şuurla ifade eylemesinden doğan bir hâdisedir. Nitekim, bugün de böyle oldu. Memleket hayatmda Cumhuriyet Haik Partisi kurultaylarının ve Türkiye Bü" yük Millet Meclisinin Atatürk an'anesindeki ruhları şimdiye kadar hiçbir zaman bu kadar mükemmeliyet ve muvaffakiyetle ifade edilmiş olduğunu biz hatırlamıyoruz. Hakikaten kurultaylar Türk kur~ tuluş ve yükseliş hayatında hayırlı ve tnüspet neticeli ilk millî hareket ve faaîiyetleri teşkil etmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bile ilk kurultaylardan doğmuş olduğunu düşünmek, bu hakikati anlatmağa kâfidir. Atatürk kurultayları ve Büyük Mület Meclisini nasıl telâkki ederdi? Yalnız bir idare mekanizması olarak değil, aşkla severek!.. İsmet înönü, bunu bugün en salâhiyetli lisanile izah etti, ve kendisinın de Büyük Ustamn ayni iman ve kanaatinde olduğunu söyliyen lisanile. Onun için ismet înönü cümlenin düşüncelerine tercüman olduğunu ifade ederek Büyük Atanın aziz hatırası önünde iğildiği zaman kurultayda kalbleri sarsan koca bir umman heyecanı "dalgalandı. İsmet İnönünün millî sahada ve bü" tün vatandaşlara karşı Partiye terettüb eden vazifeler üzerinde duruşu, bizim Parti zihniyetimizin samimî olduğu nis lunduğu kanaati husule gelmişti. Kendilerinin inkâr etmesine rağmen şahidler, bu vaziyetleri anlatrnışlardı. Bunlardan bir kısmı gerçi hazırlıktaki ifad«lerini ilk tahkikatta değiştirmişlerdi, fakat başkaca deliller de mevcuddu. Dolayısile de, Atina, Katina, Zizi Anastasya, Eleni aleyhlerinde Ceza kanununun 436 ncı maddesine göre muhakeme karan; bunlardan Zizi Anas tasyadan maadası için Ceza kanununun 69 ve 526 ncı maddeleri ve Zizi Anas tasya için de 65 inci tnaddesinin 2 nci bendi sayılıyordu. Saat 17 buçukta, Müddeiumumî mvavini İhsanın, mevzuun umumî adaba muhalif olması itibarile usulün 145 inci maddesine göre celsenin bundan sonrasının gizliye çevrilmesi isteği, hâkimler heyetince kabul edilerek, reis Ertuğrul bu karan bildirince, salon boşaltıldı \e kapı kapatıldı. Halim sesini çıkarmadı. Nevzad ona doğru biraz eğilerek: Olmaz mı? diye sordu. Halim kaşlannı kaldırarak ve başım önüne doğru sallıyarak: Bana çok acayib bir vazife yüklüyorsun, dedi. Hiç acayib değil. Dostça bir vazife. Fakat... Ya ben de Selmaya karşı bir zâf duymağa başlarsam?.. O sana bu ümidi vermiyecek. Eminim. Pekâlâ! Bütün mes'uliyet... Bana aid. Nevzad iki elini de uzattı, Halimin omuzlannı tuttu ve dostuna teşekkür etmek istediği zamanlarda yaptığı gibi onun vücudünü biraz sarstı. Köprüye geldikleri zaman akşam yemeğini beraber yemek kararile Beyoğlu taraflarında biraz gezmeğe çıktılar. Yolda bu bahsi kapatmışlardı. Yemekten evvel uzunca bir içki sohbeti yapabilmek için lokantaya erkence gittiler. Karşı karşıya oturunca Halim dirseklerini masaya dayıyarak başını uzattı: E... dpdi, şimdi söyle bakalnn, biraz bu tarafından açalım, senin eski napette kuvvetli izahlannı teşkil etmiştir. Çünkü bizzat hatib hiçbir fark gözetmeksizin bütün milleti bir aile efradı gibi telâkki etmekte, evvelâ kendisi samimidir, ve O diyor ki: «îşte bu bizitn Partimizin zihniyetidir. Zaten yalnız adı parti olan Cumhuriyet Halk Partisi müessesesi, en geniş anlammda ulusal bir mahiyeti haizdir ve İsmet İnönünün ileriye sürdüğü en son misal, en söz götürmez bir delil halinde bütün kurultayca sürekli ve heyecanlı alkışlarla karşılandı. Millete yapılacak hizmetlerin feragatkâr kutsiyeti üzerinde ısrar eden Millî Şef dedi ki: « ... Bu sözlerimle Cumhuriyet Halk Partisinin bütün vatandaşları ken~ disinin muhabbet ve hizmet muhitinde toplamağa çalı§an zihniyetini ifade etmiş oluyorum. Şimdi, size, bu zihniyetin halkın bünyesinde kök salmış olduğunu da göstereceğim. Atatürk gibi her tarihin ve her devrin büyük bir kudreti, siuasel sahnesinden maddeien çekildikten sonra da, bütün dünyanm hayret ve takdiri karşısmda scbit oldu ki, bu aziz memlekeiin hiçbir köşesinde ve bu büyük milletin hiç bir ocağmda Cumhuriyet aşkından başka bir hava esmemişlir. 15 senelik türlü müşkülât içinde bir hayattan sonra Cumhuri' yet rejurnnin verdiği bu imtihan, onun, zarmedildiğinden çok daha sağlam ve. derin k'ökte, sarsılmaz bünyede olduğunu bütün dünyaya ispat etmiştir. Siz ve hepimiz bu acı içinde, bu bahtiyar müşahedeyi yapabildiğimizden dolayı yürekler dolusu iftihar edebiliriz.» son derece şiddetlendi Mm. Atina dün mahkeme huzuruna çıkarıldı Genc kızları fuhşa teşvik etmek ve randevuculuk yapmaktan suçlu olan bu kadının muhakemesine gizli olarak bakılıyor Franko ordularımn başladığı taarruz devam etmektedir, birçok mühim mevziler zaptedildi Burgos, 26 (a.a.) Dün gece saat 21,15 te Franko karargâhı aşağıdaki tebliği neşretmiştir: «Nasyonalist kıtaat Kaıalonya cephesinde parlak taarruzlarına devam ederek bugün için kendilerine gösterilen b'jtün hedefleri zaptetmişlerdir. Bu cephenin şimal mıntakasmda ileri yürüyüş 10 kilometre derinlikte olmu? ve düşmanın müstahkem hatlarına dahil bulunan Carrosa, Las Gavillas, Aspa ve Almatret zaptolunmuştur. Cenub mıntakasında kıtaatımız, düşmanın mukavemetini parlak bir tarzda kırarak sekiz kilometre derinlikts ilerle miştir.» bardımanında 8 kişi ölmüş ve 25 kişi ağır surette yaralanmıştır. Son vaziyet Lerida 26 (a.a.) Nasyonalistlerin taarruzu neticesinde aikşam üzeri cephe u şekli almış bulunuyordu: Fayon'dan başlıyan hat Almatret'in ki kilometre ötesinden geçtikten sonra şarka doğru eğilerek Lardecans'ın biraz ilerisine müntehi olmaktadır. Bu iki mevk( nasyonalistler tarafından dün zapto lunmuştur. Müteakıtven hat Mayal Lerida yolunu takib ederek Torrebessesten geçtikten sonra şarka doğru imtidad etmekte ve Carikas'a ilerledikten sonra garb istikametinde geri dönmekte ve Aîcano'dan geçmektedir. Dün akşamdan itibaren nasyonalist topçusu Granedalla Valls yolunu Granedalla'dan itibaren 12 kilometre imtidadınca döğmeğe başlamıştır. Cumhuriyetçilerin bu mıntakada yegâne muvasala ve iase yolu olan bu yolun döğülmesı muvasalayı fevkalâde müşkülleştirmektedir. Mühim mevziler zaptedildi Salamanka 26 (a.a.) Evvelki akşam umumî karargâh tarafından nesredilen bir tebliğde şöyle denilmek»ed'r: «Düşmanın bütün mukavemetini kırmış olan kıt'alarımız pazar günü Kata lonya cephesinde ilerlemeğe devam et mişlerdir. Kıt'alanmız o gün altı k;lo metre kadar ilerlemişlerdir. Oven'deki mühim mevzilerden baş ka Framena de la Ganiga mıntaka'i'e Alometret, kuvvetlerimiz tarafından ışgal edilmiştir. Düşman sahada birçok ölü bırakmışf tır. Pazar günü alınan esirlerin mik an 2^200 dür. Bundan maada mühim miktarda harb malzemesi iğtinam edilmiştir. Hava kuvvetlerimiz kara harekâtma son günlerde olduğu gibi müessir bir surette yardım etmişHr.» Madam Atina^ Katina ile beraber mahkemede Evet! 28/2859 dosya numaralı dava, dün Sen de dur orada! Dördü de mi Istanbul Adliyesinde en çok alâka uyandıran, alâkalı bulan dava idi. Bu davaya mevkuf? Zabıt kâtibi reise: bakan Birinci Ceza mahkemesi sabnu, Yalnız biri; Atina! daha bu mahkemeye sıra gelmeden dolup Vekillerinkuıden sonra, ilk olarak Adolup taşıyordu. Madam Atinanın davatinanın hiİYİyeti araştınldı. Verdiği cesına... vablar şunlardır: Tevkifhanc ile Adliye dairesi arasın Adım Atina. Babamın adı Mada mevkufları getirip götürmek üzere icab nol. Anammki Atanasya. Burada Be ettikçe hareket halinde bulunan kırmızı yoğlunda doğdum. Türk tebeasıyım. otomobil, dün saat 14 buçukta, Yenipos Beyoğlunda Balo sokağmda oturuyor tanede Adliye dairesinin bulunduğu kıs dum; ama şimdi tevkifhanedeyim. nnn önünde durup da otomobilin arka Kaç yaşmdasm? kapısı jandarma elile açılmca, ilk olarak Ben mi?.. E vanm 48! Madam Atina indi. Koyu lâciverd bir Evli nusin, bekâr mısm? manto giymiştı; boynundaki açık san kür E... şimdi dulum. kü, parmaklarile sımsıkı tutuyor, kırmızı Başka suallere cevablan da bunlar: kordondan süs işletilmiş koyu lâciverd Var bir çocuğum; kız! Okumak, şapkasmın kenarile kürk arasında yüzü yazmak? Biraz bilirim, ama rumca! nü yandan fazla sakhyordu. Şişmanca Hiçbir defa hapse girmedim. Bu işten bir kadm olan Madam Atina, dış kapının iki buçuk aydır mevkufum. 4 üncü sorgu hâkimliğinin lüzumu geniş merdiven basamaklarını hızlı hızlı muhakeme kararnamesi okundu. Tahkiçıktı. Saat 15 buçukta, Madam Atina, Ad kat ve dava mevzuu suç, «izli randevu evleri açmak ve genc kızları fuhşa teşvik liye dairesinin en üst katındaki koridoretmek... Aleyhlerinde tahkikat yapılan da, İltanbul Asliye Birînci Ceza mahlardan bir kısmı, neticede menolunmuşkemesi salonuna yakın bir yerde, pencere lar... Muhakemelerine karar verilenleryanma, bir sıraya yerleşmişti. den Atinanın, 10 senedir eski ikametgâEtrafındakiler, yakında kurtulması te rıile Balo sokağındaki ikametgâhmda mennisini ifade eden lâkırdılar söyledik kızlarla erkekleri buluşmağa tahrik ve çe, Madam Atina, gülerek başıru sallı bunu temin etmekle meluf bulunduğu, yordu: bu arada henüz 21 yaşım tamamlamı E, elbet camm... Ben, masumum! yan isimleri yazılı kızlan evine devama Saat 16 buçukta, mübaşirle jandarma, alıştırdığı, evindeki başka kızlarla tanışkalabalığı güçle yararak, Madam Ati tırıp bunlann da zihinlerini çeldiği, para, nayı mahkeme salonuna soktuUr: Kizı lüks hayat vadile üzerlerinde nüfuz icra Zizi Anastasya ile Katina ve Eleni isim ederek evine devama iknaa çabştığı, aylerindeki kadınlar da, açılan yoldan ni esastan suçu mütemadi olmak üzere şeçti. Bunlar, mevkuf olmıyarak mu işlediği, sorgu hâkimliği tahkikatile anlasılmış oluyordu. hakeme edüeceklerdi. Ayni zamanda Bu kısım bu suretle barizleştirildikten dört avukat da, bu dört kadınm hizasına sonra, Katinanm vaziyetine geçilerek, osıralandı. nun da Bursa sokağındaki evini «Mezon Suraya başka bir sandalye ver vedö rendevu» haline getirdiği, o eve Atikilleref nanın evinden yolladığı kızlardan istifaReisin mübaşire böyle seslenmeshi de ettikten başka isimleri yazılı bazı ki7müteakıb, vekillerden birinin sesi: ların da îstanbuldan Beyrut umumha Pencereyi, müsaade buyurur mu nelerine gitmelerine delâlette bulunduğu sunuz, kapasmlar! yazılıyordu. Katinanın kızı olan Zizi A Kapat!.. Hanginiz Atina? nastasyaya gelince, Atinadan gelen 3 li Benim! san bilir bu kızın, Atinanın evine gelen Nerede Katina! misafirlere ecnebi diye çıkanlması hu Burada! susunda rol oynadığı, bu hususun anası Sen de Atinanın yanma git! Ya na gönderdiği bir mektubdan anlaşıldıZizi kim? ğı, kararnamenin istinad ettiği bir nok Ben! ta idi. Eleninin de, Atina ile iştiraki DUGeç şuraya! Eleni de sen misin? tdam hükümleri feshedildi Barselon, 26 (a.a.) Başvekil Negrın, radyo ile bütün İspanyollara hitaben yaptığı bir tebliğde vatana ıhanet, casusluk veya isyan cürümlerinden dolayı verilen bütün idam hükümlerinin infazından vaz geçildiğini bildirmiştir. Bu karar ileride verilecek olan bütün idam hükümleri hakkında da tatbik edilecektir. Negron, bugün neşredilecek olan bir kararname mucibince vatana hıyanet, casusluk ve isyan cürümlerile zan altına alınanlar müstesna olmak üzere bütün askerî ve srvil memurların haklannın iadesini taleb edebileceklerini ilâve eyle miştir. Burgos 26 (a.a.) Nasyonalist kıtaat Borgos Blancas'a kadar ilerlemiştir. Kıtaat Lerida Taırasone yolunun cenubunda, Tarragone vilâyetinin içlerine ^irmislerdir. Düşmanın burada Sier^a Uena'da kuvvetli mevzileri mevcuddur.. Mensubiyetile müftehir olduğumuz bu kadar yüksek kabiliyetli bir millete şahsan hizmeti bir mefharet bilen ve Cumhuriyet Halk Partisinin de ayni kanaatle çahştığını ve çahşacağını anlatan Millî Şef bugünkü şaheser nutkunda Türkiyenin milletlerarası mevkiinde sulh idealine hâkim hareket düsturunu ifadelenle beraber dünya ahvalinin karışıklık ihti Taarruza îtalyanlar da mı iştirak mallerile bu ihtimallerin bizi sevkedebüeediyor? ceği, velevki uzak, mecburiyetlere de doBarselona 26 (a.a.) Cumhuriyetçi kundu, ve burada en canlı söz olarak şuresmî tebliği: nu söyledi: «Tremp mıntakasmda Monseç civa« Vatandaşlarımın Büyük Mil nnda askerlerimiz düşmanın ecnebî taylet Meclisi etrafında ve sade bir yare kuvvetlerinin müessir yardımile yapvatandaş olmakla hayatının bütün tığı ileri teşebbüslerini tamamile akim bıgunırunu dolduran Reisicumhur rakmıştır. Asiler hiçbir fayda temın edcetrafında tesanüdü o derecededir meden ağır zayiata uğramışlardır. ki, icab ederse, bütün Türk milleSegre mıntakasmda İtalyan fırkalan, tini varile ve canile bir hudud üze tayyare, topçu ve tanklann yardımile rinde, şimdiye kadar bu millet ta mevzilerimize karşı taarruzlarına devam rihinde görülmemiş sür'at ve he ediyorlar. Düşman hatlarında dehsetli vesle toplıyabileceğimizden asla tahribat yapan askerlerimizin şiddetiı mukavemetine rağmen düşman Almatşüphe etmiyorum.» ret'i işgal etmiştir. Düşmanın Alres ve Bu canlı ifadeyi kurultay çok uzun alAspa istikamerinde yaptığı diğc bütün kışlarla benimsediği gibi bütün milletin otaarruzlar kâmilen püskürtülmüştür ve nun üzerinde ittifak edeceğine de bizim düşmanın üç tankı tahrib olunmuştur. şüphemiz yoktur. Nihayet Millî Şef Tayyarelerimiz asilerin hat'.arını ve son zamanlarm milletlerarası hayatmtecemmülerini tesirli bir surette bombarda acı münakaşalara sebebiyet veren bazı dıman etmiştir.» ıstırtıblı hâdiseleri gözönüne alarak Türk Şiddetli muharebeler devam edivor milletinin bu yolda taklidci bir siyaset taBarselona 26 (a.a.) Bir tebliğde kib etmekten uzak kalacağını ve teşkilâtı Frankistlerin Tremp ve Seras mıntakaesasiyemizin tarif ettiği Türkiye vatanı larmdan ilerlemekte oldukları bildiril vatandaşlarının kanunî teminat altmda mektedir. bulunduklarını kat'iyetle beyan etti. Tebliğde ilâve ediliyor: Baskalannın yaptıklarına karışmayız. Fa«Düşman her nekadar kend'«ine pek kat kendimize taalluk eden kısmında ziyade pahalıya mal olan bir takım ileri şimdi bu meseleye aid olarak bizim harehareketleri yapmağa muvaffak olmusket düsturumuzun bu olduğunu bütün sa da Cumhuriyetçi kıtaat, Tremp mınmilletle beraber bütün dünya, en salâhitakasmdaki şiddetli taarruzları tardet yetli şahsiyetimiz olan Millî Şefimizin mi=lerdir. dilinden işitmiş, öğrenmiş bulunuyoruz. Maylas, Sarraoca, Torerbasa ve Mar. Yukanki satırlarla bugünkü tarihî gü decanes yakınında şiddetli muharebeler nün büyüklüğüne dair ufacık bir fikir yapılmaktadır. vermeğe çalıştık. Alelâcele telefon telle" Bir hava muharebesi esnasında Franrine tevdi ettiğimiz bu kelimeler düsün kisHerin dört tayyaresi dü'ünilmüstür.» düğümüzün onda birini yerine getirmiş Hava bombardımamnda ölenler olurlarsa sadece seviniriz. Madrid 26 (a.a.) Franko tayya Millî sanayiin düşmanları YUNUS NAD1 (Bastarafı l inci sahitede) nndan daha pahalı satma'kta ve bu suretle yerli malların satışı da durmaktadır. 2 Tröst, fabrikaya birtakırjn modası geçmiş ve bugün için halk tarafından tutulmıyan mallar sıpariş ederek yerli malları halk nazarmda düşürmekte ve halkı, Avrupa mallanm tercihe sevketmektedir. 3 Bir fabrikaya büyük bir sipariş verilerek o fabrika uzun müddet işgal edilmekte ve başkalarınm sipariş vermesine filen mânı olmaktadır. 4 Millî fabrikanın mamulâtı için .bir inhisar vücude getirilmekte ve bu inhisar perakende satıslarında evvelâ Yahudileri t e r r h etmektedir. Şise ve cam fabrikası için ileri sürülen bu meselenin diğer bazı millî fabrikalar icin de mevcud olduğu ve bu suretle millî sanav e karşı kasdı denilebilecek bir fena hareket güdüldüğü söyletrmektedir. Ticaret Odası bu vaziyet hakkında zücaciye eşyası satan tüccarlardan da şikâyetler almıştır. Bütün bunlar ehemmiyetli bir şekilde tetkik edilmektedir. Sucular ve Müskirat Amılleri cemiyetleri yüksek makamlara müracaate ve şireleri tarafından Pozoblanca'nun bom kâvete hazırlanmaktadır. Hakkın var. Selma beni kendimden ummadığım bir ihtiras... ateşi içine soktu. Bu benim ilk büyük büyük! sergüzeştimdir. İşte şimdi canlı bir hakikat noktasma bastm. Anlatacağım. îşte benim ıstırabım da bu ya! Düşün, ben, itidali seven adam, itidalden haberi olmıyan bir kadın karşısındayım. Ne olacak? Ya o beni kendi gibi zıvanadan çıkaracak, ya ben onun müvazenesini bozan ihtirası yatıştıracağım. Neden evlenmek istediğitni şimdi daha \y\ anhyorsun, değil mi? Kendimden ziyade onun için. Bu yarı evlilik hayatı beni tatmin edebilirdi. Onu istediğim zaman, istediğim kadar ve istediğim yalnızlık çinde göriiyorum. Herşeyimiz tamam. Birşey eksik: Onun huzuru. Onun içi rahat değil. Her an çalkalanıyor. Onu sükuna kavuşturmak için yanında daha çok bulunmam lâzım geldiğini hissediyorum. Yalnız bu kadar da değil. Benim de başka bir ihtiyacım var. Ondan nekadar emin olduğumu gördün. Şüphe yok. Bu cihetten hiç mi hiç üzülmüyorum. Fakat birşey var ki işte asıl bunun için seni aradım. Çabuk hüküm verme. Etüd et, ondan sonra. Nenfoman, deli deyip çıkma. Selmaııın karanlık bir köşesi var ki oraya ışık sokoıak kabil değil. H a ! . . Biliyorsun ki ben kadında klâsik muammayı sevmem. Çirkindir. Her kadın muammaya sanlarak boşluğunu gizler. Muamma boşluktur. Sevmem. Fakat bu öylesi değil. Altında b'rşey var. Bu şey pek çirkin ola ı bilir. Bunu da hissediyorum. Amma senin zannettiğin gibi taşkın bir cinsiyet de. ğil bu. Salimin zannettiği gibi vahşe yamyamlık da değil. Sen bizim onunla ', münakaşamızı duymadm. Selma ile dı ; şarıya çıkmışt'nız. Salim iddia ediyor ki bu kadm, Trabzonlu, Karadeniz kızıdiT. Sert bir tabiati var. O kadar sert ki adeta zalim, vahşi, yamyam. Görmedin mi? Köpeği Selmanm öldürdüğünü iddia etmek istiyordu. Fakat yüzüme karşı söylemeğe cesaret edemedi. Hayır! O da Selmayı benim kadar tanımıyor. Yanhş bu görüş. Tamamile. Bak, ben de Selmanın bu şüpheyi veren huylannı gördüm. Garib bir yırtıcılığı var. Bir gün ansızın benim koluma iğne batırdı. Saka için değil, fena batırdı. Boş bulundutn, sıçradım ve can acısından bağırdım. Etim kanadı. Ne yaptı, biliyor musun? Kanayan noktayı emdi. (Arkası vari edi «a********* Yazan : Server Bedi mU Tefrika : 10******^* Tamamil serbestmişsin, ben yokmuşum gibi hareket edeceksin. Karşında mahir bir aşifte, yarı deli bir kadın, bir nenfoman olduğunu... Nevzad küçük bir kahkaha fasılasmdan sonra devam etti: ... farzedeceksin. Onu dilediğin gibi tahrik edeceksin, kendine çekmek için her vasıtayı mubah göreceksin. îstersen aleyhimde de bulunabilirsin. Nevzad! Dur. Affet. Bunu sana müşterek plânımız olarak teklif ediyorum. Çocukluğu bırak. Vapur Üsküdara yanaşıyordu. Henüz Köprüye gelmediği halde, Halim, bahsin bu sekli almasmdan çok sıkılmış gibi ayaga kalktı, tekrar oturdu. Nevzad ısrar ediyordu: Yanlış anlama. Sakın yanlış anlama. Maksadım ne seninle alay etmek, (buna imkân var mı?) ne dostluğunu imtihan etmek, ne senin Selma üzerinde bendea fazla tesirin olamıyacağmı iddia SELMA ve GÖLGES etmek... Hayır, hayır... Şerefim üzerine temin ederim ki hiçbiri değil. Sen Selmayı benden evvel tanımış olsaydm, hiç şüphe etmem ki benden evvel onun hoşuna gidecektin. Aramızda yalnız bir kıdem farkı var. Sen onu daha evvel tanımış olsaydın muhakkak ki seni sevecekti ve senin üstüne benim bütün teşebbüslerim nafile olacaktı. Mademki benim teşebbüsücn de nafile olacak, buna eminsin, neden beni çıkmaz bir yola sokmak istiyorsun? Senin de benim kadar emin olmanı istiyorum. Artık emin olmağa başladım. Hayır! Çünkü ben mühim bir karar vereceğim, bu kadınla evleneceğim, onu seviyorum, Halim. Bazan ölüme razı olacak kadar seviyorum. Senin aramızda bir dost olarak bulunman şart. Çünkü benim korkumu da biliyorsun. Selma ile konuş. Sana açılacaktır. Beni aydınlat. Hâlâ biraz tereddüdüm olduğunu göriiyorsun. zariyeler ne oldu? Münakaşalarımız malum: Sen ifratlardan da, ihmallerden de hoşlanmazdın. Büyük duygulara, aşka filâna inanmazdın; ne derdin? «İnsan yeni bir lüks otomobil gibi temiz, tertibli, cilâlı yaşamalı. Bütün frenleri tutmalı. Hiçbir yere çarpmadan, kendini de, başkasmı da hırpalamadan, hayatta yanş değil, gezinti sür'atile koşmalı.» Hani seninle bir münakaşamız vardı: «Hayat bir yanş mıdır, bir gezinti mi?» Sen gezınti olduğunu söylüyordun. Gene de o fikirdeyim. Acaba? Şimdi büyük aşktan bahsediyorsun. Büyük aşk büyük sür'at değil midir? Nevzad bir elinin parmaklarmı masar;n üstünde oynatarak düşünüyordu. Tırnaklan gene cilâhydı, elleri tertemizdi, üstünde bir tek buruşuk, leke, öımal izi yoktu. Yeni ve lüks bir gezinti arabası olmak hayaline sadık kalmış görünüyordu. Halinde koşan ve bir uıçurum önünde ansızm duramamak ihtimalinden korkan adamm endişeli kaTarsızlığı yoktu. Aşk bahsinde bile hele vapurdaki heyecanlı mevzuda her zamanki ılık sükunetini muhafaza ediyordu. Gene ayni sükunetle dedi ki: