6 Birir»r^esvijı 1938 CL'MHT^ÎYET | Pazarlık tarihe karışırlcen. (Baştarafı 1 ind sahifede) reti müsteşan, Alman general konsolosu ve matbuat mümessilleri tarafından kar şılanmıştır. Bir polis müfrezesi selâm resmini yapmış, misafirler halk tarafından şiddetle alkıslanmışlardır. Doktor Funk ve maiyeti Perapalasta Anketi yaoan: SALÂHADDİN GÜNGÖR bir müddet istirahat ettikten sonra saat 11,30 da mihmandarlarile birlikte Vilâ 5 yete gelerek Vali Muhiddin Üstündağı Vüâyet Daimî Encümen azasından makamında ziyaret etmişlerdir. Avni (Yağız) ı, bu resmî (titr) inin dıDolmabahçe sarayında şmda dünyanın en zarif adamlarından biri olarak tanırım. Nazır, mihmandarlarile birlikte Dol Avni Yağız, denilebilir ki mütemadimabahçe sarayına giderek defteri mahyen nükteler neşreden bir radyo antenidir. susu imzalamıştır. Saat 12,30 da Vali Adeta, içtiği her bardak su, yuttuğu her Muhiddin Üstündağ Perapalasta Alman hava zerresi, kafasmın içinde zarif cümîktısad Nazırına iadei ziyaret etmiştir. leler haline gelip, başluğa intişar eder. Alman misafirler, öğle vakti Alman Eğer, boşlukta kaybolan bu söz cevhersefirinin Tarabyadaki yazlık ikametgâ lerini, bir araya toplıyabilsek, elimizden hına gitmişler ve bir müddet istirahatten düşüremiyeceğimiz emsalsiz bir letaif kisonra öğle yemeğini Tarabyadaki To tabı viicude gelirdi. katlıyan otelinde yemişlerdir. Eski bir şehirci olan bu kıymetli hu ~ Ankaraya hareket kuk ve mantık adamımızı her bahis üzeDoktor Funk, akşamüzeri Perapalas rinde konuşturmak miimkün olduğunu oteline dönmüş, bir müddet otelde istirabildiğim için, kendisine, pazarlıksız satış hat ettikten sonra Haydarpaşaya geçmiş kanunu hakkında ne düşündüğiinü sorarve eksprese bağlanan hususî vagonla Anken tepeden inme bir sual tevcih etme Avni Yağız karaya hareket etmiştir. diğime emindim. «Ne sorulsa cevaba Doktor Funk, İstanbulda kendisine kadir olan» Avni Yağız, beni de boş çe lan bulunacaktır. karşı gösterilen fevkalâde hüsnükabul Sular, bulanmadıkça durulmaz, der vinnedi: ler. Bulanık gibi görünen, bu pazarlık işi den son derece mütehassis olduğunu söy Pazarlık etmek, dedi, benim kendi lemiştir. de, çok geçmeden durulacaktır. telâkkime göre, «tüccar» aleyhine, ahlâk Malî mehafilde Şahsan pazarlık etmesini sever minoktasmdan not vermektir. Bunun bir Alman İktısad Nazmnın memleketi başka manası da söylenen fiatın, makul siniz?... Pazarlık etmek; insam benliğinden mize gelişi malî mehafilde müesses mü ve meşru değerinde olmadığını iddia etçıkarır. Ben ise, nasıl isem öyle gorün nasebetlerin iki memleket menfaatlerine mektir. mek isterim. Her görüştüğüme itimad et uygun olarak inkişafı ve yeni imkânlar Ferdî ahtekla, içtimaî ahlâk alışveriş husulü için bir başlangıc telâkki ediüyor. cephesinde, çok garib tecelliler arzeder. mek.. İşte en büyük zevkim... Kanun çıkmazdan evvel de pazarlık Evvelce şehrimize gelmiş bulunan AlHerhangi bir satıcıya, «filânın cebinedenlerden değildim. Aldanmağı bile bile man sanayii mümessillerinden ve ticaret den para al!» deseniz, bu teklifi, kendisi için hakaret sayar. Fakat filân kimsenin, tercih ederdim. Pazarlık etmek beni tik erbabından bazıları da bilhassa hububat filânca kimseye, değer fiatından fazlaya sindirirdi. Esascn rasgelen yerden alışve ve ham madde piyasasile yakından alâ riş etmezdim. Bunu daha az aldanmış ol kadar olmaktadırlar. Bu mevzu üzerinde mal satması liyakat eseri görülür. mak için değil, çene çalmamak için ya Türk ihracatçılarile bazı temaslar yapılFasulye alışverişinde liyakat aramak, pardım.» mıştır. Mümessillerden bazıları da dün insan zekâsmı. çok hasis bir sahada israf SALÂHADDİN GÜNGÖR akşam nazırla beraber Ankaraya gitmışetmek olmaz mı? Ierdir. Çarşı denilen yer, müstakil bir kanuna tabidir. O kanuna istiklâl veren mahiyet Kızılay cemiyetinde dünkü Bir şoför beraet etti şudur: Sürat... Emniyet! toplantı «Hukuku ticaret» bu iki esasa istinad Bursa (Hususî) Geeçen hafta (22 Kızılay İstanbul mümessillik Heyeti M' Kemalpaşa) plâkalı bir posta oto eder. dün, mümessil doktor Neşet Usmanın Pazarlık, ilk verilen fiata emniyetsiz riyasetinde mümessillik binasında, top büsü 20 yolcu ile şehirden geçerken AIlikle başlar. Başkalannı bilmem amma, lanarak geçen senelerde olduğu gibi bu tıparmak caddesinde Danyal adında bir çocuğu çiğniyerek öldürmüştü. Bu ka bana bir tezgâh başmda çene çalmak, sene de Kızılay cemiyeti namına bes lenecek olan 2850 ilk okul çocuğunun zanın muhakemesi asliye cezada ikmal ötedenberi, sür'at mefhumuna ykın geilkteşrinden ıtibaren iaşelerine başlan edilmiş ve karar tefhim olunmuştur. lirdi. Müddeiumumî muavini Reşad Töre, ması ve Kızılaya aid diğer işlerle Cumîçinde, pazarlık edilen bîr çarşı îse, huriyet bayramında yapılacak şenlikle şoförün, birdenbire yoluna çıkan çocu yalnız sür'at mefhumundan değil, ahlâkî re Kızılay cemiyeti İstanbul teşldlâtı ğun şaşkmca hareketleri karşısında icab kayıdlardan da uzak kalmış bir çarşıdır. tarafından ne suretle iştirak edileceği eden her türlü tedbirleri aldığmı söy Eski Türk çarşısı, emniyetin ta kendi hakkında bir takım kararlar vermiştir. lemiş ve ehli vükuf raporlarile şahid lerin de bu yolda ifade ve beyanatta busi idi. Oraya aldanmak korkusu olmadan lunduklarını :lâve ederek şoförün be Cerh vak'alarî girilirdi. «Hayriye tüccarlan» devletin raetini istemiştir. Yirmi dört saat zarfında şehirde şu en kuvvetli istinad noktalarından biri idi. Ölen çocuğun babası davacı Yaşoya yaralama vak'alarî olmuştur* Burada bütün esnaf, en büyüğünden en ne diyeceği sorulunca: Samatyada Hobyar mahalles'nde Aküçüğüne kadar Türktü. Ben ne diyeyim! Kanun ne derse lipaşa caddesinde 9 numaralı evde otuFakat gitgide, bu temiz çarşı inhilâle ben de onu derim! cevabmı vermiştir. ran Yaşar, dün sabah saat dokuzda, ayuğramağa başladı ve Türklüğe mensub Reis Mümin, muhakemenin bittiğini ni caddede 11 numaralı dükkânda otuolmanm bahşettiği asil alâkayı, derece ran seyyar karpuzcu esnafından Hüse bildirmiş ve şoförün kusuru görülmediderece kaybederek, iş pazarhğa döküldü! yinle kavgaya tutuşmuş, kavga kızışın ği anlaşıldığından beraetine karar ver Pazarlık adam aldatmağı, dirayet sa ca Hüseyin, sustalı çakı ile arkadaşım miştir. yan milletlerin tüccarlığından sonra doğ omzundan yaralarnıştır. Yaralı hasta Küçük hırsızlar neye kaldınlmış. suçlu yakalanmıştır. muştur. Kürekle yaraladı Yeni kanun, işte o eski Türk çarşısmı Evvelki gece Balıkpazarmda şekerci Seyyar koltukçu Dursun, metresi Ha Kegam, sucukçu Şako ve balıkçı Koçotemiz aslına iadeye çalışıyor. Tatbikatta bazı aksaklıklar olacak tice ile, kıskanclık yüzünden, bir müd nun dükkânlarından para ve eşya çalan dettenberi dargın bulunmaktadır. Ev Dımitri yakalanmış, paralar istirdad emı, dersiniz? velki gün. Dursun, Haticeyi Yenicami dilmiştir. Şüphe yok ki olacaktır. Ve hatta avlusunda görünce yeniden ağız kavgaBeyoğîunda Kutucu sokağmda oturan olmaktadır. Fakat bu aksaklıklar; aksaksma tutuşmuş. kürekle kadını başından Fatma adında bir kadının 10 yaşmdaki lığı mucib olan noktalar üzerinde, dura 3raralamıştır. Kavgacılar mahkemeye hizmetçisi Pembe de yüzük ve saire dura, kanunun noksansız tatbikı imkân ver:lmişlerdir. çaldığından zabıtaca yakalanmıştır. Vilâyet Daimî Encümen azasmdan A, Yağız diyor kî Alman îktısad Nazırı dün şehrimize geldi BEYNELMİLEL PORTRELER KOŞE PENCERESİNDEN 1938jJ638 Dr. Ulfalther Funk Alman îktısad Nazırı Gazeteci, iktısad mütehassısı, îktısad müşaviri, Rayhştag azası, cnatbuat şefi, bankacı ve îktısad Nazırı. İşte, dündenberi şehrimizde misafir bulunan Alman İktısad Nazırı Dr. Walther Funk'un, nasyonal sosyalist partisi zimamdarları arasında yer alıp yeni Almanyanın iktısadî kalkınma programını vukuflu ellerile idareye başlıyacağı güne kadar geçirdiği merhaleler. Bu merhalelerin bir müddet gerisine gidecek olursak, Dr. Funk'u, Berlin'de .ve Lâyp7İg'df tahsilini ikmalle meşgul, ve ondan evvel de İnsterburg jimnazında talebe olarak görürüz. Doğduğu yer şarkî Prusyanın Trakehnen şehri, doğum tarihi 1890 dır. Walter Funk bir inşaat kalfasının oğludur. Hayata, mütevazı bir köylü ailesinin çocuğu olarak adım atan Funk'un, bugün işgal ettiği makama gelinciye kadar aştığı merhalelerin her birinde gösterdiği parlak muvaffakiyetler, onu bu ailenin yetiştirdiği nesil içinde birinci dereceyi ihraz eden bir şahsiyet mevkiine koymuştur. Funk ailesinin, Almanyaya, yüksek devlet memurları, büyük tacirler ve Reisenauer gibi meşhur bir piyanist kazan d:rmış olduğu dü5ünülürse, bu mevkiin ne büyük bir ehemmiyet arzettiği derhal anlaşılır. Dr. Funk, tahsilini parlak surette ikmal ettikten sonra, kendisine meslek olarak gazeteciliği intihab etmiştir. Bugüne kadar katettiği her merhalede yüksek kabiliyetini göstermeğe ve büyük muvaffakiyetler kazanmağa namzed olduğunu daha o zaman isbat etmiş, 22 yaşında olduğu halde bir vilâyet gazetesinin başmuharrirliğine tayin edilmiştir. Dr. Funk'un gazetecilik hayatı, ateşli bir faaliyet içinde geçti. Bilhassa, 192223 tarihlerinde neşrettiği iktısadî broşürler, bu müstesna şahşiyetin iktısadiyattaki derin görüşünü kuvvetle ortaya koymuş ve Dr. Funk, harbsonu Almanyasmın iktısadî hayatında birdenbire nazan dikkati celbetmiş bulunuyordu. Dr. Funk, neşrettiği bu iktısadî bro şürlerde, tanınmış Alman iktısadiyatçı larının iktısadî siyasetlerini, derin vuku funa delil olan bir kuvvetle tenkide başadığı zaman, bütün iktısad âleminın dikkati onun nazariyelerine teveccüh etmiş ve tenkidleri daima mukabelesiz kalmıştı. İktısad sahasındaki vukuf ve malumahna inzimam eden gazetecilikteki yüksek kabiliyeti Dr. Funk'u, Almanyanın miihim organlarından olan Berliner Börsenzeitung gazetesinin başmuharrirliğine getirince, o gazetede neşrettiği yeni iktısadî plâtform, cihan iktısad âlemini şiddetle alâkadar etti. M. Hitler, yeni Almanyanın can damarı mesabesinde olan iktısad sahasmda bir otorite olarak kendini göstermeğe başlıyan Dr. Funk'u, hakikî kıymetile derhal ölçmekte ve onun, Alman iktısadiyahnda oynıyacağı hayatî rolü, Funk isminin ağızlarda dolaşmağa başladığı ilk zamanlar keşfetmekte gecikmemişti. Doktor Saht ve arkadaşları, eski ekole mensub iktısadcılardı. Harb sonrası dünya smda, eski nazariyeler kıymetlerini kaybetmiş, yerlerini yeni telâkkilere, yeni kanunlara bırakmışlardı. Doktor Funk, iktısadî, nasyonal sosyalizmin ana prensiplerile telif ve modern iktısad âleminin temellerini, nasyonal sosyalizm malzemesile tarsin kabiliyetini gösteren kıymetli bir sima idi. Nazi hareketinjn bidayetinde bu ha rekete iltihak eden doktor Funk, parti «Çarşı denilen yer müstakil bir kanuna tabidir. 0 kanuna istiklâl veren ma^iyet şudur: Sür'at, emniyet» çinde yaşadığımız yıl, hemen hemen bitmek üzeredir. Biz Türkler bu yılın, geçen asırlara bağlı vakıalardan hangısini tarihî hesablar bakımından bize hatırlatacağını gözden geçirirken Preveze harbinin dört yüzüncü yıîdönümünün bu seneye rastladığını gördük ve bu tesadüfü büyük Barbarosun şerefli hatırasile birlikte milletçe kutladık. Ellinci veya yüzüncü yıldönümleri gene bu yıla tesa • düf eden, fakat tarih bakımından yüksek bir kıymet taşımıyan üç beş eski vâkıanm taalluk ettiği memleketlerce kutlandığmı gazetelerde okumuştuk. Yalnız bu sene üç yüzüncü yıldönümü gelmiş olan mühim bir hâdise var ki onun dıle alınıp ahnmadığını henüz öğrenemedim, öğrenene de rastlamadım. Bu, Ja ponların küreden ayrı bir âlemde yaşıyorlarmış zehabmı uyandıracak şekildebütün dünyadan temaslarını keserek kendi adalarına kapanmağa ve hiçbir ecnebiyi yurdlarına sokmamakla beraber tek bir Japonun da yabancı bir yere gitmemesine karar vermeleri hâdisesidir. Japonya, malum olduğu üzere Avrupa ile Onalhncı asırda tanıştı. O asırda (1524) birkaç Portekizli Japonya toprağma girdi, yedi yıl sonra da Fransuva Ksavye adlı bir Cizvit gelerek hıristiyanhğı yaymağa girişti. Bu propaganda müsbet neticeler vcrdiğinden misyonerlerin sayısı çarçabuk çoğaldı, arkadan tacirler sökün etti, Vilyam Adams ismini taşıyan bir İngiliz Japonlarm fen müşavirliğini üstüne alarak onlara büyük gemiler yapmağı öğretti, fakat Avrupalılar çoğaldıkça rekabet ziyadeleşti, Ispanyol ve Portekizli Cızvitlerle îngiltereli ve Felemenkli papaslar arasında kavga çıkü, bu münazaaya Haiti tarafından yerli halk teşrik edildiğinden gürültü büyüdü, o arada Cizvitlerin entrikasile Budistlere zulümler, hakaretler yapıldı, bu yüzden yerliler hotnurdanmağa girişti ve büyük bir ekseriyet, Avrupalıyı hodkâm, hıristiyanlığı da siyasî bir musibet telâkki etmeğe başladı. Bu görüş bir uyaniş mukaddemesi oldu, Avrupalılar aleyhine millî bir husumet yüz gösterdi, neticede Cizvitlerin bir kısmı öldürüldü, bir kısmı koğuldu, tacir kılıklı soyguncular toptan sürülüp çıka rıldı, Japonyaya ecnebi girmesi ve Japonyalıların ecnebi topraklanna gitmesi yasak edildi, hatta büyük gemiler yapılması da suç sayıldı. Bu hâdisenin 1638 de cereyan etmesine ve Avrupalılann 200 yıl Japon lokmasına geviş getirdikten sonra Amerikalıların rehberliğile oraya zorla girip yerleşmelerin den doğan millî uyanıklığın da bugünkü Japonyayı meydana getirmiş bulunmasına göre şimdi bitmek üzere bulunan yıl içinde kutlanacak bir tarihî vâkıa daha var demektir. Japonîarın o vâkıayı ne suretle hatırladıkiarını dediğim gibi bilmiyorsam da beşeriyet ve hatta medeniyet tarihinde bilhassa neticeleri itibarile pek mühim bir sahife teşkil ettiği için onu, yılımız bitmeden önce okuyuculanma hatırlatmağı gerekli buldum. Çünkü 1638 de Japonyadan koğulan Avrupalılar ve Amerikahlar hâlâ, o yıl kendilerine çizilen yol üzerinde bulunuyorlar ve boyuna garba doğru atılıyorlar. O halde 1638 hâdisesini hatırlamakla tarihî bir ibret zevki de duymak mümkündür. 5 II nin iktısad işlerini ele almış, isabetli fi kirleri, hayatî ihtiyaclara tam surette tetabul eden kararlarile, bu sahada çok yüksek muvaffakiyetler elde etmiştir. Bundan sonra, doktor Funk'u, Hit ler'in iktısadî müşaviri olarak görjrüz. 1931 tarihinde bu vazifeye yükjelen müstakbel İktısad Nazırı, o mevkii muhafaza ettiği müddetçe partinin iktısadî nazariyelerini pratik iktısadıyatla tehfe çahşmış, ve bu işte, şaheser denilmeğe seza bir muvaffakiyet göstermiştir. Nasyonal sosyalist partisinin iktısadî prensioleri, doktor Funk'un elile, yeni bir iktısad sisteminin kurulması şeklinde tecelli etmiştir, diyebiliriz. Doktor Funk, 1932 senesinde, Ray hiştag meclisine aza seçilmiş, 1933 senesine kadar, yani tam bir sene orada aza olarak kalmıştır. Fakat, Almanyanın kuvvetlenmeğe başlaması üzerine, her sahada kuvvetli şahsiyetlere lüzum gören, her işi kuvvetli ellere tevdi etmenin Al manyayı selâmete götürecek yegâne vasıta olduğunu takdir eden M. Hitler, Doktor Funk'u matbuat şefliğine tayin etmiştir. Propaganda Nezaretinin ihdasından e\rvel doktor Göbels'in matbuat şefliğinde memur olduğunu ve doktcr Funk'un maiyetinde kâtibi olarak çalış tığını hatırlatmak, Alman İktısad Nazı rının kudretli şahsiyeti hakkında iyi bir fikir verebilir. I •••••••I!••!••••• Nevyork sergisinde kurulacak Türk sitesi Yugoslavyada Yahudi kadınların Bosnalı müslümanlarla evlenmeleri yasak edildi Belgrad (Hususi) Avusturyamn Almanyaya ilhakmdan sonra Viyana dan firar eden birçok Yahudi kadmları Bosna Saraya gelmiştir. Bu kadm ve kızlardan bazıları islâm dinine girerek Bosnalı müslümanlarla evlenmek arzusunu izhar etmiştir. Yugoslav tebaası bir müslümanla evlenen Yahudi kızları Yugoslav vatandaşlık hakkını kazanmış olacağı için, mahkeme, yapılan müra caatleri reddederek müslümanlarla Yahudi kadınlarınm evlenmelerini yasak etmiştir. Borsa harici çalışan iki firma cezalandırılıyor Ticaret Odası meclisi, dün saat 16 da bir toplantı yapmıştır. Toplantıda Odalar kongresinin dört senede değil, üç senede bir toplanacağı şeklinde nizamk' \ 5 8 C namede tadilât yapıldığına dair tezke re okunmuş, bundan sonra yeni Borsa idare heyetinin reis, ikinci reis. hesab caktır. ve muamelât müfettişleri hakkmdaki Türk paviyonunun alt kısmındaki lo tezkeresi tasvib olunmuştur. kantada da Türk yemeklerıle birlikte Borsa harici alım, satım yapan iki firFransız ve Amerikan yemekleri de bu manm tecziyesini kabul eden meclis, lunacaktır. bundan sonra dağılmıştır. 3 f & I S 1 0 5 9 Türk sitesinin cepheden görünüşü Nevyork sergisinde kurulacak Türk sitesinin komiseri Suad Şakir, Nevyorktan memleketimize hareket etmiştir. Nevyork sergisindeki Türk sitesinin bir kısmını Türk çarşısı teşkil edecektir. Bu çarşıdaki dükkânlarm bir kısmında tütün, esans ve meyva gibi Türk emti ası satılacak, diğer dükkânlarda bakır, pirinç işliyen, dericilik yapan, kumaş ve hah dokuyan san'atkârlar buluna Doktor Funk, matbuat şefliğinde bir müddet kaldıktan sonra, asıl ihtısasına avdet etmiş, iktısadî faaliyetinin nasyonal sosyalist Almanyanın hayatı üzerinde daha nafı ve daha müessır olacağını yakınen bilenler tarafından tekrar iktısad sahasına çağmlmıştı. Artık, mes'uliyetli vazifeler deruhde etmek suretile, memleketın iktısadî idaresinde ve partinin iktısadî prog ramında kuvvetli bir yapıcı olarak çalış mağa başlamıştı. Doktor Funk, bu devredeki faaliyetile, nasyonal sosyalist bankacılığını ıslaha muvaffak olmuştur. Doktor Funk, yalnız iktısadiyatın çetin muammalarında, gazeteciliğin müca dele, yorgunluk ve feragati nefisten ibaret faaliyetinde değil, musikide de ayni derecede temayüz etmiş bir şahsiyettir. Alman iktısadiyatını selâmet ve refah yo lunda nekadar bilgi ve kudrelte sevkediyorsa, risayetine getirildiği Alman flâr monik orkestrasını da ayni ince görüş ve kabiliyetle idare etmektedir. Bu itibarla, M. TURHAN TAN doktor Funk, yetiştirdiği devlet memurlarile, büyük tacirlerle ve büyük musikişinaslarla haklı olarak iftihar eden Funk DENÎZ ÎŞLERt ailesinin, bütün bu vasıflan nefsinde cemetmiş son ferdi sıfatile, aile şecere=ine Denizbankın yeni tenzilâtlı en yüksek ismi yazarken, nasyonal sosyatarifesi J lizm tarihine de, ayni ismi, inkılâbcı bir Denizbankın İstanbul İzmir ve Baniktısad nazırı olarak kaydetmiş bulunu dırma yolculuğunu ucuzlatmak için hayor. zırladığı fevkalâde tenzilâtlı tarifenin tatbikma dünden itibaren başlanmıştır. Yeni tarife ile nakliye vergisi ve pul Bursada vazife kurbanı olan parası dahil olduğu halde, İstanbul jandarma merasimle Bandırma arasmdaki seyahat ücretî birinci mevkide 387 kuruştan 300 kuruşa, defnedildi ikinci mevkide de £44 kuruştan 150 kuBursa (Hususî) Demırci köyünde ruşa indirilmiş bulunmaktadır. yapılan bir düğünde sarhoş olarak sağa sola tabanca ile ateş ederken bu ha reketine mâni olmak istiyen jandarma Bir sarhoşun işlediği cinayet Bursa (Hususî) Demirci köyünde Hakkı Yılmazı öldüren sarhoş Ahmed sorgu hâkimliğince sorgusunu müteakıb bir jandarmamızın ölümile neticelenen tevkif edilmiştir. Ahmed. sorgu esnasm bir facia olmuştur. da hâdıseyı inkâr etmiştir. Köyde yapılan düğünde Kaya Ali oğlu Vazife kurbanı jandarma Hakkı Yıl Ahmed adında biri bol bol içmiş ve sarmazın cenazesi büyük merasimle ka! hoş bir halde elindeki tabancasile sağa sola ateş etmeğe başlamıştır. dırılmıştır. Hakkı Yılmazm terhisine on bes g'ön Köyü gürültüye veren bu sarhoşun kalmış bulunuyordu. Kendisi haluk ve hareketine mân: olmak üzere yanma vazifeşinas bir askerdi. Bövle feci oır a sokulan iandarma Hakkı Yılmaz, sarkibete maruz kalışı burada umumî bir hoş Ahmedin tabancasmı almak istemiş teessür uyandırmıstır. ve onu sımsıkı yakalamıstır. Fakat bu sırada sarhoşun babası gelmiş ve oğlu Bir îtalyan ticaret heyeti nun sarhoş olduğunu söyliverek onu evine götürmek istemiştir. Jandarma Bursada Bursa (Hususî) Şehrimize İstan Hakkı Yılmazm elinden birdenbire kurbuldan Mudanya yolıle 21 kişilik bir tulan sarhoş Ahmed tabancasmı jandarİtalyan ticaret heyeti gelmiştir. Heyet manın alnına çevirerek ateş etmiştir. Çelikpalasta kalmış ve Belediye Turizm Kurşun zavallı jandarmanm beynini şubesi şefi misafirleri Mudanyadan kar delmiş ve onu derhal öldürmüştür. Kaşılamıştır. Heyet azaları Bursadaki fab til, evvelâ kaçmış, fakat sonra yakalanrikaları gezmişler, koza ve ipek fabrıka mıştır. Jandarma Hakkı Yılmazm ce larında yaptıklan tetkikattan sonra Ya nazesi bugün Bursada büyük merasim* lova yolundan İstanbula dönmüşlerdir. kaldınlmıştır.