3 Ekim 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Ekim 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 3 Birinciteşrin 1938 ( Şehir ve Memleket Habeıierij Siyasî icmal Tarlhf roman : 56 Yazan: M. TURHAN TAN Odun ihtiyacı Bu sene kesilen mal çok fazladır Prens Andriya, kaftanını ve kılıcını çadırda bırakarak yola düşmüştü, yarış atlarını imrendirecek bir hızla koşuyor, koşuyor, koşuyordu.. Ankarada kurula Kurtuluş bayramı cak Şehir tiyatrosu Yapılacak merasime aid Tesis masrafına tahsis olunacak para, yakmda tesbit edilecektir program hazırlandı Istanbulun kurtuluş bayramına musa dif 6 birinciteşrin perşembe günü yapıla cak merasim programı hazırlanmıştır. Buna nazaran merasime iştirak ede cek kıtaat ve mektebler sabah saat do kuzdan itibaren Sultanahmed meydan:nda toplanacaklardır. Merasim saat onda Sultanahmed meydanmdaki kıtaat arasında bulunan bir topçu bataryası tarafından atılacak top larla başlıyacaktır. Şehidlerin ruhlannı taziz için bir dakika sükut edildikten sonra kıt'alar ve mektebler, yürüyüş niza mile Alemdar caddesi Köprü Şişhane yokuşu yolile Taksime gidecek, birlikler hazırlanan krokide işaret edilen mahallerde ahzi mevki edeceklerdir. Bandonun çalacağı İstiklâl marşı hep birden söylenirken bayrak çekme merasimi yapılacaktır. îstanbul «ehri namma Atatürk abidesine çelenk konulacak, genclik ve Belediye namına kurtuluş ta rihi etrafında birer söylev verildikten sonra geçid resmi yapılarak merasime nihayet verüecektir. Vali ve Belediye Reisi, subaylar şerefine bir zivafet verecektir. îngiliz Alman ebedî dostluğu ünih konferansı, yeni bir umumî harbe sebeb olacak Südet meselesiri amelî olarak esasından hallettikten başka üeride, Avrupa sulhunu koruyacaî bir sistem kurmuştur. Bu sistem de Münih'te olduğu gibi îngütere, Fransa, Almanya ve îtalyamn iştirak edecekleri konferanslar vasıtasile Avrupanm sulh ve huzurile alâkadar her türlü mühim mesdeleri halletmektir. Bu büyük devletlerden birinin razı olmadığı her hangi bir Avrupa meselesinin; küçük devletlerin hepsi bir araya gelseler bile halli imkân hariclnde bulunduğunu Mılletler Cemiyeti.iin *on senelerdeki tarihi, kat'î surette, isbat etmişti. Münih toplanüsı bu yeni sistem kadar tr.ühim diğer bir neticeyi daha meydana getirmiştir. Bu da, dünya arazisi ve nüfusunun dörtte binni elinde bulunduran ve tarihte bile misli görülmiyen muazzam Ingüiz imparatorluğile Avrupanın şimdi en kalabalık ve en kuvvetli ırkı olan Almanlardan mürekkeb seksen milyon nüfuslu müttehid bir küıle teçkil eden Almanya arasında ebedî bir dostluk misakmın akdedilmesidir. îngiliz Başvekilinin bütün îngiliz milleti ve imparatorluğu tarafından fevkalâde takdir ve minnetle karşılanan hizmetı, Çekoslovakya işlerinden dolayı sulhu son dakikada kurtarmış olmasmdan ziyade İngiliz ve Alman milletleri arasmda, ebedî dostluk tesis etmiş olmasıdır. Çünkü Çekoslovakya meselesinin hallile îngiliz milleti yeni bir umumî harbden kurtultnuştur. Lâkin ebedî îngiliz Alman dostluğile îngiliz mületi gelecekte dahi bir umumî harb çıkmıyacağından emin olmuştur. Yarım asırdanberi bütün Avrupayı ve dünyayı rahatsız eden, tehlikeli gergin iklere uğratan ve nihayet umumî bir harbe sevkeden âmil, İngiliz ve Alman milletleri arasındaki emniyetsizlrk olmuştu. Geçen umumî harb, aslında, bir İngiliz Alman harbiydi. îki millet arkalanndan daha bırçok millet ve halkları sürüklediklerinden bu iki milletin mücadelesi, bir cihan harbi şeklini almıştı. Çekoslovakya yüzünden de ikinei bir umumî harb çıksaydı gene büyük ve kuvvetfi* Ingiliit ve Alman milletleri birbirini mağlub etmeğe çalışacaklar ve her iki millet tekrar dünya milletlerini ikiye ayırıp arkalanndan sürükliyeceklerdi. İngiliz Alman ebedî dostluğile adetâ bir cihan harbi çıkması tehlikesi, ebedî surette, gömülmüş oluyor. Avrupada dığer devlet ve mületler arasında zuhur eden zıddiyet ve ihtilâflar, îngütere ile Almanya dost ve anlaşmış bulundukça ya esasmdan bertaraf edüir, yahud mevziî kalarak diğer milletleri harbe sürüklemez. Beşeriyeti ve medeniyeti mahoîmaktan burtaran îngiliz Alman anlaşması Münih'te iki büyük devlet adamı arasında birdenbire düşünülmüş ve anî karar verilmiş bir şey değüdir. Umumî Harbden alman neticeler ve dersler bu iki milletin mukadderatını elinı» alan ve uzağı gören devlet adamlannın varmış olduklan son kanaatlerin mahsulüdür. Hitler, cepheden terhis edilerek vatanına dönüp Alman ırkını kurtarmak için düşündüğü çareleri «Savaşım» eserinde tesbit ederken ilk bulduğu ve koyduğu esas, Alman milletinin hiçbir zaman îngiliz mületile harbetmemesi olmuştu. Kendini tophyan ve silâhlanmağa başl;yan Almanyanm ilk mühim siyasî karan da kendi donanmasınm hiçbir zaman bütün İngiliz imparatcrluğu bahrî kuvvetlerinin üçte birini geçmiyeceğini kendiüğinden taahhüd ederek îngiliz milletini tatmin etmesi olmuştur. Çekoslovakya meselesinde dahi Hitler'in anlaşmak taraftari olması, hep ingiliz mületile çarpışmağa meydan bırakman«ak düşüncesinden çıkmıştır. îngiliz mületmi de daima kâbus içinde bulunduran Almanyanm eskİMndtn ziyade kuvvet ve satvet bulması idi. Ebedî dostluk iki büyük ırkla beraber bütün dünyanın sulh ve hururunu temin etmiş oluyor. Bu düşman rnahud Yuvanis'ti. İhtiyar ğildir. Halbuki Sazlıderede konaklıyan gardiyanı Merice attıktan sonra Türklere avarelerin babayiğitlıkle uzaktan, yakıns:ğınan, Edirne hakkmda bildiklerini bi dan alâkalan olmadığı gibi öyle bir alârer birer söyliyen ve Lala Şahin Paşa ku kaları olsa da, baskın yapanların Türk mandasında harekete geçmiş olan Türk Imasına göre, kendüerini kurtarmalan ordusuna da kıiavuzluk yapmaya giri pek müşküldü. Bununla beraber Türk §en bu adam, kale kapılanna kadar sokul ,'arhacılarının iki üç mangadan ibaret muş ve şehre girıp akanlardan Teodos bulunuşu o bedbaht gafillerin bir kısmını ya'nın Dimitrı Iştovan'la evlendiğini, ölümden kurtardı ve bu bahtiyar takım, zifaf gününün pek yakınlaştığmı haber a ırkadaşlarının nasîl kesildiklerini, yahud larak mücessem kin halini almış bulunu pe bağlandıklarını kısa sürmüş bir kâyordu. Boyuna geriye haber yollayıp or busu seyreder gibi uykuyla uyanıklık adunun hızlanmasını temine çalışıyordu. rasında bir lâhza temaşa ettikten sonra Çünkü zifaftan evvel Teodosya'yı ele abanları kaldırdı, Edirneye doğru kaçgeçirmek ve ondan hem intikam, hem gâm mağa başladı. almak istiyordu. Prens Andriya da o bahtiyarlar araFakat Türk ordusu biraz teenni ile ha ındaydı, kaftanını ve kılıcını çadırda bıreket ediyordu. Çünkü Edirne kalesinin rakarak yola düşmüştü, yarış atlarını imuzun bir muhasaraya tahammül edeceği rendirecek bir hızla koşuyor, koşuyor, bilindiğinden şehrin büyük kuvvetlerle koşuyordu. Zavallının kafasında artık ne sarılmasma karar verilmişti. Osmanlı tah uyuşma plânı vardı, ne birşey. Bütün şutını işgal eden Birinci Sultan Murad da uru tek bir fikrin tazyikı altında işliyorbu maksadla Yeniçerilerin, Sipahilerin du ve kaçmaktan başka bir düşünce taşıbaşında Babaeskiye doğru hareket etmek mıyordu. Bacaklan da ayni fikirden kuvkarannı almış bulunuyordu. vct aldıklan için gerçekten iyi kaçıyorYuvanis, Türklerin ağır davranışlann du, atla bir saatte aldığı mesafeyi ayakla dan son derece sinirleniyordü, Burgaz ku bir çeyrekte aşıyordu. lesini zaptetmiş ve o mıntakaya da bir önEdirneli askerler işte şîmdi mükemmel cü fırka yerleştirmiş olan Hacı îlbeğine bir rehber bulmuşlardı. Prens, zafere vehaber üstüne haber yollayıp bir hamle da ya sulha götüremediği ordusunun kılıc ha yapılmasını rica edip duruyordu. îşte dan kurtulabilmiş kısmını akıllara hayret bu sırada Prens Andirya'nın kumanda et verecek bir süratle halâs noktasına ulaşAksarayın Yenikapı caddesinde bıtiği küçük ordu şehirden çıkıverdi, ileriye tmyordu. Önde, daima önde koşarak çaklı iki kovalama hâdisesinin duruşma doğru yürümeğe koyuldu. Türkleri bek rehberlik vazifesini tam bir ehliyetle yası, dün nöbetçi meşhud cürümler mahke lîyen Yuvanis, Edirnelilerin onları karşı pıyor ve kendini geçmek istiyenleri birbimesinde yapılmıştır. lamaya çıkar gibi davrandıklannı görün ri ardınca geride bırakmak kudretini senHâdisenin kahramanı, Şakir isimli elli ce ilkin şaşaladı, sonra başını elleri içine delemeden gösteriyordu. yaşlarında Priştinelidir. Şakir, evvelki alıp derin derin düşündü, Türkün admı Edirne, onların bile ummadıklan ka gece Yenikapı caddesinde berber Hıris duymaktan bile ödü kopacak kadar kordar az bir zaman içinde göründü ve dil tonun dükkânı önünde bir taraftan üzüm kak olan prensin böyle cesur davranmaleri bir kanş dışarı çıkmış olan kaçakla satmış, diğer taraftan da kafayı çekmiş smda bir hile sezerek telâşa düştü, hemen rın gözleri ancak bu görünüş üzerine sa ve saat 11 e geldiği sırada kendini bilmi seklandığı yerden yanmda bulunan beş ğı solu farketmek imkânını buldu. Z a yecek bir halde küfürler savurmağa başa'tı Türk süvarisile yola atıldı, derelerin vallılar, Sazhdereden can hevlile ayrıl lamıştır. ve çukurlann içinden geçerek Lala Şahin dıkları dakikadanberi garib bir körlük îddiaya göre, berber Hıristonun sus Paşa karargâhma lulaştı, düşmanın hütaşıyorlardı, yalnız Edirneyi mukaddes masmı ihtar etmesi Şakiri çok hiddetlen cum etmek üzere bulunduğunu söyledi. bir serab halinde görebilip başka hiçbir dirmiş, ve üzüm küfesindeki 9 santim uPrens Andirya, otuz yıl evvel Os şeyi terayiz edemiyorlardı. O seraba karunluğundaki çakıyı kaparak Hırisloyu manlı hükümdarı Orhan Bey üzerine yüvuşur kavuşmaz körlükten sıyrılmışlar, kovalamağa başlamıştır. Fakat ihtiyar rüyerek Maltepede bir harb tecrübesi yabirbirlerini görmeğe ve ayni zamanda ağŞakir Hıristoya yetişemediğinden oftu pan İmparator Üçüncü Jan Andronik lamağa başlamışlardı. kaybetmiş, tekrar berber dükkânının önüg.bi hareket ediyordu. Kendisinin gerçi Prens de sevinc yaşı dökmekte asker ne döndüğü zaman kapıda duran Yorgi harb niyeti yoktu, sulh aramaya gidiyordu. Lâkin ordusunu yürütmesi, împara lerile beraberdi, güle güle ağlıyordu. Fa isimli genci Hıristoya benzetmiş, bu defa tor Jan'm Üsküdardan Maltepeye götür kat şehre girerken biraz toplu bulunmak da onu kovalamıştır. Bu kovalama Ak düğü orduyu yürütmesine benziyordu, lüzumunu düşünmekten geri kalmadığı saray karakoluna kadar devam etmiş, Çünkü o ordu, topu topu dört fersahlık için bu ağlayışa çabuk nihayet verdi. Yorgi karakola girince polisler de elinde(yirmi kilometrelik) mesafeyi üç günde Kalenin büyük kapısına yakın bir yerde ki cakı ile Şakiri yakalamışlardır. kestirebilmişti. Edirne ordusu da günde felâket arkadaşlarmı yalvara yalvara Dün yapılan durusmada Şakirin çakıyı bir iki kilometrelik yol almaktaydı. Yal etrafına topladı: bu iki genci vurmak kasdile elinde bulun Böyle ağlıyarak, dedi, şehre gi durduğu tesbit edilememiş, ancak sarhoşnız bu ordunun, örnek verdiğimiz öbür orrersek bizi taşa tutarlar. Sıralanalım, bü lukla tecavüzden iki gün hapse mahkum dudan farkı neş'e ve elem bakımından dı. împarator ordusu Maltepeye ağlaya yük bir harbden dönen askerler olduğu olmuştur. ağlaya gittiği halde Edirne ordusu müp muzu hissettirecek bir biçim alalım. KenMÜTEFERRİK hetn de olsa neş'eli görünüyordu. Bu dimizi alkışlatalım. Bir an evvel evlerine, çoluk çocuklanun sebebi, împaratorun daha ilk adımIran Şehinşahının Mısır da propagandaya germi vermesiydi. Dü rına kavuşmak istiyen kaçaklar, o arzuziyareti zünelerle adam, saflar arasında dolaşarak nun bütün kuvvetine rağmen bu ihtarı İran Veliahdi ile S. Majeste Kral FaTürklerle boğaz boğaza gelinmiyeceğini dinlemekten kendüerini alamadılar. Mağve bu gidişin dostluğa müncer olacağmı lubken galib, sefil birer firari oldukları rukun hemsirelerinin evlenme törenlerinin önümüzdeki ilkbaharda Mısırda telkin ediyorlardı. halde birer şerefli fnuharib görünmek heyamlacağı anlaşılmaktadır. Bu kamlumbağa yürüyüşü, Yuvanis'in vesine kapıldılar, gözlerinin yaşını ve üstBu törende hazır bulunmak üzere İordudan çok önce Türklerle buluşmasmı lerinin tozunu çamurunu sildiler, eski Ro ran Şehinşahı Majeste Pehlevnvn Mı temin etti ve Türkler, Edirneye yolladık ma lejiyonlan gibi nizamlı bir durum al sırı ziyaret etmesi mukarrer gibidir. ları arkadaşlanmn bir felâkete uğramış dılar, prensin ardına takıldılar ve bir za Sehinşahın İskenderiyeve Karaköse olması ihtknalini düşünerek, prensin alay fer marşı tutturarak çalımlı çalımlı kaleye Erzurum Trabzon volile gitmesi rrmhalay askerle kendi üzerlerine yürümesin doğru yürümeğe koyuldular. temeldir. Bu yolu ihtiyar ettikleri takde tahammül olurmaz bir nümayiş sayaMarşı güzel söylüyorlardı, adımlanm dirde dost ve kardes memleketin bü rak sinirlendiklerinden Lala Şahin Paşa güzel atıyorlardı. Fakat önlerinde yürü hükmdarı bir kere daha memleketimi hemen harekete geçilmesi emrini verdi yen prensin kaftansız ve atsız, kendile zi ziyaret etmi'5 olacaktır. ve Çuhacılan hiç durmadan ileri sürdü. rinin de silâhsız olduğunu unutuyorlar Ankara Müddeiumumisi Prens Andriya, bir baskına uğnyaca dı. Şehirden çıktıklan günkü vaziyetle şehrimizde ğını hatırına bile getirmeksizin Türklere şu dönüş arasındaki fark acınacak kadar Ankara Müddeiumumisi Baha Arıkan, sunacağı anlaşma şartlarını zıhnınde sı büyüktü. O çıkışta tam bir giyimlilik, şu dün Ankaradan şehr'mize ^elmistir. Baralamakla meşguldü ve kabul etmeğe ha dönüşte ise tam bir çıplakhk vardı. Za ha Arıkan, Adliye Vekâleti besabma zırlandığı vaziyetten teessür de duymu vallılar kavuştuklan serabm ruhlarına ceza müesseseleri üzerinde tetkikat yapyordu. Çünkü kendisi Edirne ile civan verdiği kurtuluş zevkile bu sakathkları mak üzere Avrupa memleketlerine gi nı tam bir istiklâl içinde ve babadan, de göremiyorlardı, kendi kendüerini gülünc decektir. Ankara Müdrliumumisi. bu SPyabatinde Almanya. Fransa ve Belçika deden kalma bir salâhiyetle idare edip yapıvorlardı. ceza müesseselerini t«=tkik edecektir. Bu gitmekte bulunduğu halde siyasî haklar Gene onlar, Sazlıderede başlıyan fa ve vazifeler bakımından nihayet bir Vas cianın henüz bitmediğini de bümiyorlar seyahat üç ay sürecektir. Anr.tYEDE sal sayılabilirdi, Bizans Imparatoru lâf dı. Kaderin hazırladığı felâket sahnesini la da olsa Souverain durumunday biraz sonra göreceklerdi. Şimdilik halkı Beraet etti dı ( I ) . Şu halde Türklerle uyuşmaktan aldatmak ve gelip geçici bir gafletten isAlipaşada oturan Halide, evvelki geçıkacak netice, împaratorun yerine Os tifade ederek yuvalarına kavuşmak emece köpeklerin havlamasile uyanıp pen manlı hükümdarını metbu tanımaktan linden başka birşey beslemiyorlardı. Lâcereden babceye uzanınca pencerenin ibaret olacaktı ve böyle bir değişiklikten kin büyük kapının önüne gelip de bir aönünde dikilen sevvar satıcı Lutfi ile üzülmeğe ise mahal yoktu. ğızdan: «Prens geldi, düşmam yenerek burun burna gelmiş ve: Prens bu düşüncelerle yavaş yavaş geldi!» diye bağırdıkları ve derin bir sesc Yetişin komşular> diye feryadı yol alıyordu. Fakat yorgunluk hissetmek sizlikle mukabele gördükleri vakit o sah basmış... Iş, polise aksetmiş, Lutfi yakalanarak ten de geri kalmıyordu. Az yürümüş, çok te neş'e, hepsinin yüzünden silindi, gözterlemişti. Onun için Sazlıdere mevkiine lere bir sersemlik geldi ve lejiyon nizamı Adliveye verilmiştir. Dün, bu garib hâdisenin duruşması gelir gelmez çadır kurdurdu, uyuya kal sarsıldı. Şimdi bütün kaçaklar, birbirleridı. Yorgunlukta yaya olmak dolayısi le başbaşa vererek kale kapısının açılma nöbetçi asliye ceza mabkemesinde ya le onu bir hayli geçmiş olan askerler dc ması sebebini bulmağa çalışıyorlar, telâş pılmıstır. Şahidler, Lutfiyi bahçede yakaladıklarını söylemişler. fakat yanına kendisini taklide can atmışlardı. Gelişi ve endişe içinde münakaşa yürütüyorlargidince de kaçmadığım ilâve etmişler güzel toprağa uzanıp rüyasız bir uyku dı. dir. kestiriyorlardı. Türk Çarhacıları işte bu (Arkast var) Lutfi ise, düğünden dönerken evinin durumda o gafil orduyu yakalamışlar ve (1) Bir krala veya imparatora bağl yolunu bulamadıSım ve sarhoşlukla oayaklarmın tozile yaman bir hamle yap düklere baronlara, Markilere Vassal ve on rava girdiğini iddia etmiştir. ların metbuu durumunda bulunanlara da nv'lardı. Mahkeme heyeti, Lutfinin bu şekilde Souverain denirdi. Bizans Imparatorluğu babçeye girişinde bir suç görmemiş, Uykuda basılmak, değme babayiğitin son devirlerde bu biçimi almış gibiydi ve kolaylıkla önliyebileceği bir felâket de her kalede müstakil bir bey bulunuyordu. beraetine karar vermiştir. Piyasada odun ve kömür fiatlan bir denbire yükselmiştir. Fiatlar daha şimdiden geçen kış satılan mahrukat fiatlarını bulmuştur. Bunun sebebini oduncular iki şeye at ediyorlar: Odunun azlığı ve yeni orman kanunile ormanlardan ağac kesilmesinin menedilmiş olması. Keyfiyeti alâkadarlar nezdinde tahkik ettik. îstanbul mıntakası Orman Başmüdürlüğünden verilen malumata göre bu ebebler varid değüdir. Istanbul Orman Başmüdürü bir muharririmize şu izahatı vermiştir: « Istanbul mıntakasmdaki orman ardan ağac kesümediği için bu sene >dun ve kömürün az olduğu hakkındaki haberler, doğru değüdir. Evvelce ormanardan gelişi güzel odun kesiliyordu. Halbuki şimdi biz kesilecek odunlan tesbit ediyoruz. Bu sene kesilen odun miktarı eçen senekinden çok fazladır. Hatta Değerli san'atkâr Raşid Rıza köylerde geçen sene kesilmiş, fakat şehre nakledilmemiş toplu halde tutulan külliAnkara Halkevi rejisörü san'atkâr Raşid Rıza, Ankara Şehir tiyatrosu için yetli odun vardır.» hazırhklarda bulunuyor. San'atkâr, dün Dahiliye Vekili ve Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kayayı ziyaret etmiştir. İhtiyar sarhoş Dayak yiyen kim? Karı koca, birbirini kabahatli cösteriyor Paraşkevi adında bir kadın, kocası Kostantin tarafından döğüidüğünü iddia ederek asliye ikinci cezaya müracaat etmiştir. Muhakeme celsesinde Kostantin, bu dayak hâdisesini, büsbütüu başka bir şekilde anlatmış, verdigi ifadede karısını kabahatli göstererek demiştir ki: « Işlerimiz fena gittiğinden, bir müddet evvel Imroz adasından Istanbul a geldik. Karım Sürpagob'da bir apartı manda çalışıyordu. Üç aylık hâmile idi. Kendisini kandırmışlar, ilâc alarak çocuğu düşürmüş... Bunu haber aldım. Çoçuj^n jpak^^jin/ie, bir adam taraiından Sürpagob mezarlığında bir taşın altına konduğunu öğrendim. Çocuğu taşın altından alarak karakola götürecek tim. Bu sırada karımla o adam beni döğdüler, çocuğu elimden aldılar. Karakola müracaat ederek olan biteni anlattım. Karımm çalıştığı e\i aradılar. Fakat çocuğun ölüsünü bulamadılar. Vak'a bundan ibarettir.» Kostantinin ifadesîni müteakıb muhakeme, sahid celbi için başka bir güne talik edilmistir. Suçlu, dün iki gün hapse mahkum oldu Ankara Şehir tiyatrosunun kurulma sına tahsis olunacak para miktarı, yakında tesbit edilecektir. Bu işin ikmalindsn sonra, şehrimizdeki san'atkârlardan bir kısmı aylığa bağlanmak suretile Ankaraya ahnacak, tiyatronun kadrosu hazırlanacaktır. Halkevleri Temsil kollannda muvaf fakiyet gösteren genclerin de yeni Şehir tiyatrosunda çahştırılmalan mukarrerdir. Tiyatro için henüz bir bina bulunama mışbr. Bu hususta, etraflı tetkikat yapılmaktadır. Dahiliye Vekâleti, tiyatro sanatkârlarını himaye etmek kararmda olduğu için bundan evvelki içtimalarda tesbit edilen esaslara göre bir proje hazırlan mıştır. Bu proje, Halk Partisi umumî merkezi tarafından tetkik olunmakta dır. Dahiliye Vekâleti, tiyatro san'atkâr larının grup halinde gittikleri yerlerde Halkevi ve hükumet teşkilâtından yar dım görebilmelerini temin maksadile ic rayi san'at ve seyahat şekillerini tayin eden bir lâyiha ve nizamname hazırlıyacak, bu lâyiha ve nizamnameyi kanuniyet kesbettikten sonra tatbik mevkiine koyacaktır. GÜMRÜKLERDE Anasonun gümrük resmi Anasondan alman gümrük resmi 54 kuruştan 10 kuruşa indirilmiştir. Başından yaralanan çocuk Zindankapıda sürücü Kâzımın idaresindeki araba, 9 yaşında Yorgi ism nde bir çocuğa çarpmıştır. Başından ağırca yaralanan çocuk hastaneye kaldırılmıştır. DENİZ tSLERl Marakas ve Suvat vapurlarımız Denizyolları hesabına Almanyada yapılan vapurlarm dördüncüsü olan Ma rakasm yarın veya öbür gün limanımıza geleceği ümid edilmektedir. Akayın ilk yeni vapunı olan Suvat da gelecek hafta limanımıza gelecektir. ( İzmit Vilâyetinde kiiltür faaliyeti J Arifiyedeki eğitmen kursuna devam edenler İzmit (Hususî) Vilâyette yeni ders misalidir. yılı başlamıştır. Bu sene talebe teha Geçen sene mezun olan 50 köy eğit cümüne karşı, daha evvel alman tedbir menıne bu senenin teşrinisanisinde de lerle, açıkta talebe bırakılmamıştır. U 50 eğitmen ilâve edilecek ve bunlar da mum mmtakada 18.853 ilk okul talebesi köylere tevzi edilerek köy kalkmmasıve 167 ilk okul, 367 ilk okul öğretmeni nın tahakkukuna yardım edeceklerdir, vardır. İzmitin 100 köyünde, 100 köy mekAdapazannda yeni yapılan ortamek tebi inşasma başlanmıştır. teb binası ikmal edilmiş, tedrisata bu Bunlann 50 tanesinin küşad resmi, rada başlanmıştır. Cumhuriyet bayrammda merasimle yaVilâyette lise olmadığı ve bu şiddetli pılacaktır. Okulların inşası Kültür ihtiyac henüz is'af edilmediği için orta Bakanhğı ve vılâyet yardım ettiği gibi, okulu ikmal eden talebelerden bir kıs bilhassa okumağa susamış olan köylümı, vilâyetin îstanbulda açtığı pansi lerimizin emeklenle kabil olmakta yona yazılmışlardır. Kadrosu 30 olan dır. pansiyonun, hiç değilse 75 olması pek Arifivede çok güzel bir eğitmen okuarzu edilmektedir. lu yapılmıştır. Bu güzel bina, sonradan Vilâyette kültür sahasında canlı bir köy muallim mektebi olacak ve tele inkişaf vardır. Bilhassa Arifiyedeki E beleri de münhasıran zeki, müstaid köy ğitmenler kursu bu inkişafm bariz bir çocukları arasından seçilecektir. Muharrem Feyzi TOGAY Bir çarpışma Ziraî alât satıcısı Kazanciyanm kul landığı 1748 numaralı otomobil, Şişlide Halâskâr Gazi caddesinde 362 numaralı sıhhî imdad otomobilile karşılaşmış ve çarpışmanm önüne geçilememiştir. Çarpışma şiddetli olduğundan her iki araba da hasara uğramıştır. Cu m h u riyet Aöone şeraiti: Nüshası 5 kuruştur. Türklye Harlc için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 > 1450 > Üç aylık 400 » 800 » Bir aylık 150 * Yokrur

Bu sayıdan diğer sayfalar: