9 Eylul 1938 CUMHURİYET 9 HâdiseSer arasında SON İngilize dair zaktan dünyanın en soğuk, yakından da en sıcak adamı İngilizdir. 0 n u n yabancı karşısında bir yılan derisinin menevişli soğuk parıltısile donan gözleri, dost karşısında sıcak bir aydınhkla dolar. öyle zannedilebilir ki onun diişmanlarmdan ve dostlarmdan mürekkeb iki dün yası ve iki dünya görüşü vardır. Bunun için iki nevi politikası arasındaki tezad hayret verir ve gene bunun için onu sevmiyenler hiç sevmezler, sevenler de çok severler. Fransız muharrirleri arasında birinciye misal Henri Beraud, ikinciye misal Andre Maurois'dır. Ben kendi içimde aksi tecrübeyi geçirdim. On beşle yirmi yaşım arasında Ingilizlere hayrandım; fakat ömrümde bir tek İngilizle tanışmamıştım, hiçbir tngiliz evine gitmemiştim, Londrayı görmemiştim ve ingilizce bilmiyordm. Boutmy'nin, Desmolins'in, G. le Bon'un kitablanndan, tngiliz karakteri denilen o aşınmaz ve yıkılmaz irade kayasına hayran olmayı öğrendim. tnsan için bu karakterden daha fazla bir tekârniil mukadder olmadığma inanmıştım. Daha doğrusu bu, eski Romalılardan ve îngilizlerden başka bir de allahlara mahsus kudretti: Nefsi bir köpek sadakati ve itaati içinde aklın ve iradenin emri altına almak. Bugün o hayranbğımdan pek çok şey eksilmiş olduğunu söyliyemem; fakat İngilizlerin baskalarına cismanî görünüşlerinin telkin ettiği prestijle ruhlan arasmdaki münasebetin daha ince bir tahlile muhtac olHuöunu düşünüyorum. Sabah gazetelerimizden birinde Andre Maurois *nın îngilizler hakkındaki yaz'Iarınm seri tercümelerini okurken bu Fransız muharririnin de kendilerinden evvelkiler ibi dış bünyenin telkini altında iç bünyeye aid esaslı bazı gerçeklikleri ihmal etmiş olduğu zannına düş:üm. Türkiyede Lâtin kültürünün üstünlüğüne rağmen bir Anglo Sak«on hayranlığı vardır. Bu alâka, bilhassa meşrutiyetten sonraki neşriyatla artmıştır. Biz bu bağlıbeı daha şuurlu ve daha şümullü b ; r ha!e getirmekle yalnız siyasî değil, terbivevî bakımdan da iki eski dost millet arasmdaki b«*nzevislerden ve sevgilerden millî faydalar çıkarabiliriz. BiİYİik davalar Japon ordüsu Hankov'a doğru ilerliyor Çin membaları, Japonların zehirli gaz kullanmağa devam ettiklerini bildiriyorlar. Harb şiddetlendi lBa$tarafı 1 inci sahıtede\ Medeniyet cellâdı Yazan: LOYD CORC Amerika sabık Cumhurreisi VilVıison, bir gün: «Bütün milletler medenidir» demişti. Fakat gazeteleri okuyunca, insaıı gercekten medenî bir milletin mevcud olmadığına, yahud bu medeniyetin bir hayalden ibaret bulunduğuna hükmediyor. Eğer medeniyet mevcud ise, son za manlarda pek azalmıştır. Halihazır harbinin zulmü hiçbir şeyle kıyas edilemez. Onaltıncı ve Onyedinci asırlardakı dınî katli âmlar, Çin ve İspanya bombardı manları yanında hiç kalır. Bugünün katli âmları, binlerce kilo metre mesafedeki asude kalem odalarında münakaşa ediliyor. Bir yanda küçük çocuklar öldürülür, kadmlar açlıktan can verirken, öte tarafta başka kadınlar, evlerinde rahat rahat oturuyorlar, başka çocuklar bahçelerde oyun oynuyorlar. Başkalarının felâketine tedricen alışılıyor. Bir mamureyi harabe haline getiren u bombardımanlara karşı nasıl bir mucabelebilmisilde bulunulabilir? Kanton cepheden yüzlerce kilometre mesafededir. Nüfusu 1,143,000 kişidir, kseriyetini ayni yere yığılmış olup biz garblılar için anlaşılması müşkül şerait çinde yaşıyan fakir insanlar teşkil eder. Bir iki yangın bombası, birkaç saniye çinde, binlerce aileyi sefalete ve ıstıraba uvarlamağa, pıhpırtılarını kül etmeğe kâfi gelebilir. Mayısm 28 inci günü Japonlar Kanon'u bombardıman etmeğe başladıkları aman hava son derece sıcaktı. Uç gün üren bombardımandan sonra ölülerin sayısı 1100 ü, yaralılarınki 1600 ü bul muştu. Beş gün sonra, ölü adedi beş bin beş yüze çıkmıştı; yaralıları saymak bile kabil değildi. On gün sonra yarım milon insan, hastalığın ve hummanın yer leştiği şehirden kaçmıştı. Şimdi biliyoruz lci, son on bir ay zarfında, Kanton üzerinde sekiz yüz defadan fazla tayyare uçuşu olmuştur. Bu harbin fecayii, irtıkâb edilen korkunc cinayetler tarife sığmaz. Bunun bütün dehşetini anlatabil mek için kâfi derecede vâzıh kelime bulmak bile kabil değildir. yazdığım dakikada bile radyo şu haberi veriyor : «Hankov civannda Japon tayyarelerinin hücumu neticesinde takriben altı yüz kişi ölmüştür. Amerikan koleji üstüne üç bomba düşmüş ve üç memuru öldürmüştür. Bu bombardımana yüz Japon tayiştirak ediyordu.» İspanyada olduğu gibi kendi halinde :asabalar, mukabil taraftan bir müda aaya mazhar olmadan tahrib edilebil diğine göre, ayni tayyarelerin, yarın bi zim şehirlerimiz ve kasabalarımıza hücum etmiyeceklerini kim temin eder? Guernika, Bask'ların mukaddes şeh•i idi ve bir tek mitralyözü, bir tek topu oktu. Bununla beraber Frankist'ler, bunu bildikleri için geldiler, ne buldularsa ahrib ettiler, mahvettiler. Akdeniz sahillerinde müdafaasız, askerî yardımdan mahrum, çalışkan küçük :hirler, kendi halinde kasabalar bombardıman edildi. Kadınlar, çocuklar, ihti arlar boğazlandı. Akdeniz bu hücumara uğrarsa, Manş niçin uğramaâin? Amerika bu nevi tehlikedcn kendini çok uzakta farzediyor. Acaba hakikaten öye midir? Mesafeler hergün azalmaktadır. ŞimBerlinle Nevyork arasında muntazam bir servis tesis edilmiştir. Asor adaları bir askerî merkez, bir harb üssü haline gele'ilir. Bu muhasamatm haricinde duran miletler, kendi menfaatleri namına, bu yolda hareketlere karşı bir karar ittihaz etmelidirler. Fecayiin tasviri kâfi değildir e kâfi gelmemelidir. Harekete geçmek âzımdır. Bu modern Herod'lara: «Bi günahları öldürmek çok fenadır!î> de mekle iş bitmez. Çivili geçidlerde emniyet meselesi Polis Müdürii, geçid başlarında niçin polis bulunmadığmı izah ediyor Birkaç gün evve (Kendi kendimizı tenkid) sütunumuzda «Maymun iştah lılık» başlığı altında çıkan bir yazıda, çivili geçid yerlerinin kontrolundan pek ça buk vazgeçildiğinden bahsedilmif, bu geçidlerin yanındaki polis memurlannın Polis muduru niçin kaldınldığı soSalih Kıhc ulmuştu. İstanbul Polis Müdürü Salih Kıl;c, dün, kendisini gören bir arkadaşımıza bu mesele hakkında şu izahatı vermiştir: « Halkın gösterilen yolda kendi kendine hareket etmesi lâzımdır. Çivili eçidlerin başındaki polislerin kaldırılmış lması, intizam fikrinden vazgeçilmiş olmasından değil, halkın bu lâzimeye riaet etmiş bulunmasmdan ileri gelmekte dir. Yoksa her yapılan işin başında uzun zaman polis memuru bulundurmak, hiç bir yerde tatbik edilen bir sistem değildir. Yapılan iş, bir müddet halka yol göstermek ve halkı alıştırmaktan başka birşey değildi. Bu vaziyet takarrür ettikten sonra polisler, daha başka bir iş üzerinrle çalıştınlmak için alınmıştır. Binaenaleyh, intizamsızlık görülüyorsa bu, halkın kendisine aid beledî bir vazifeyi yapmamış Imasından ileri gelmektedir. Mütemadi yorulmamıza ve çalışmamr za rağmen, maalesef, seyrü sefer işleri üzerinde bazan intizamsızlık, hatta kazalar vuku bulmaktadır. Sokakta yürümeK adabını gerek bizzat tertibat almak ve geekse gazetelerin şükrana değer yardımile alka hatırlatmak vazifesini yapmış bu unuyoruz. Bundan ötesini artık hep be•aberce vatandaşın kendisinden istemek iğimiz lâzım gelir.» 1 gazler kullanarak «Pi» nehrinin garb sahilinde bulunan bir Çin bölüğünü imha etmişlerdir. Çinliler ağır fedakârlıklarda bulunarak nehrin garb sahilini ellcrinde bulundurmaktadılar. varındaki Çin kuvvetleri 300 Japon piyade askerini muhasara etmişlerdir. Şiddetli muharebeden sonra yan yanya zayiat veren Japonlar tayyarelerinin himayesinde geri çeki'mişlerdir. Çinliler bir Japon alayını imha etmifler Hankov 8 (a.a.) Yançe'nin şimaliııde Çin kıt'alan perşembe günü hava ve topçu kuvvetlerinin yardımile Anhvei garbınde Huangmei ve Susung arasında yarı yolda kâin Kuşuku ve Tuyouanshan sırtlannı işgal eden bütün bir Japon alayını imha etmislerdir. Mühim miktarda harb malzemesi iğtinam etmiş olan Çinliler, şimdi bu sırtlarda yerleşmiş bulunmaktadırlar. Hankov 8 (a.a.) Kiukiang Nanşang demiryolu üzerinde, Vukvuşen ci Diğer cephelerde Hankov 8 (a.a.) Japonlar garb istikametindeki taarruzlarında muvaffakiyet gösterdiklennden Anking'den nehrin şimal sahiline takviye kıt'aları gönderil miştir. Bu kıt'alar Çinliler tarafından Tsienshan'ın şarkında Şichpasih'te tevkif edilmiştir. Bu mıntakada şimdi, şiddetli muharfbeler vuku bulmaktadır. Japonlar garb istikametinde şimdi yapmakta oldukları taarruz neticesinde ağır 7ayiata uğramışlardır. Kiukiang'dan Şenghay'a her gün binden üç bine kadar yaralı gönderildıçı tahmin edilmektedır. i Trad Ünyonlarm verdiği karar Paı 1 mentonun fevkalâde içtimaa çağırılması isteniliyor Atatürkle Arnavut Kralı arasında Samimî tebrik ve teşekkür telgrafları teati edildi Londra 8 (a.a.) Trad Union Ankara 8 (a.a.) Arnavudluk lar konferansı, parlamentonun alelâcele Kralının tahta çıkışının onuncu yıltoplanmasını istiyen beyannamesinde, müdönümü münasebetile, Atatürkle tecaviz devletler tarafından yapılan kuvZogu arasında aşağıdaki telgraflar vet tezahürlerinin medeniyet için bir tehliteati olunmuştur: ke teşkil ettiğini söylemekten, son yedi Majeste Birinci Zogu sene zarfında îngiliz hükumetini zâf ve Arnavudluk Kralı kararsızlık göstermiş olmakla itham ey!eTİRAN mekte ve bütün bu vaziyetten mezkur hüMajestenizin tahta çıkışının okumeti mes'ul tutmaktadır. nuncu yıldönümü münasebetile, en Konferans, gönüllülerin îspanyadan hararetli tebriklerimi ve şahsî sageri alınması hakkındaki îngiliz plânının adetlerile asil Arnavud milletinin refahı hususundaki temennilerimi Franko tarafından reddedilmesi üzerine arzederim. Pirene hududlarınm açılmasını istiyor. ); K. ATATÜRK Konferans, Çekoslovakya meselesinde Ekselâns Kemal Atatürk sulhun taksim edilemez olduğunu ilân etReisicumhur mekte ve Çekoslovakya üzerinde devletin ANKARA inhilâlini kabul için tazyikte bulunulmaEkselânsımz tarafından şahsım sma itiraz eylemektedir. ve Arnavud milleti hakkında lutAlmanyaya ihtar fen izhar olunan samimî dostluk Nihayet konferans, Almanyayi tahrihislerinden fevkalâde mütehassis olarak. derin teşekkürlerimle birkâtçılıkla itham etmekte ve eğer Çekos likte şahsî saadetiniz ve asil ve (' lovakyaya tecavüz ederse, îngilterenin şanlı Türk milletinin itilâsı husu Fransa ve Sovyet Rusya yanında bulu sundaki temennilerimi arzevlerim nacağına dair Almanyaya hiç şüphe edeZOGU miyeceği ihtarlarda bulunulmasım iste mektedir. îngilterenin Hind Hava Mareşalı Sir Philipps dün geldi, bu gün gene tayyare ile Hindistana hareket edecek Gürültü ile mücadele Salih Kılıc, arkadaşımızm, gürültü ile mücadele edildiği bir sırada bazı raJ/o sahiblerinin alabildiğine komşularını ra hatsız etmelerinin önüne geçilmesi için tedbir alınıp alınmadığı etrafındaki sualine de şu cevabı vermiştir: « Radyolann vakitli vakitsiz yük sek perdeden çalınarak komşuların iz'ac edildiği hakkında direktörlüğümüze vaki müracaatler artmaktadır. Bunun önüne jeçilebilmesi için direktörlüğümüze, radrolarm gece saat ondan sonra yüksek iesle çalınmaması ve bu saate kadar çalınacak radyolann da etrafı rahatsız et miyecek şekilde ev içerisinde, ancak ev halkının işitebileceği derece ayar edileıek ullanılmasını ve mahalle aralarındaki kahvehanelerde, kazinolarda radyo vej gramofonlann avaz avaz haykırtılmalarına müsaade edilmemesi için tasarlanan karar sureti, Belediye reisliğine gönde rilmiştir. Bu tedbirlerin pek yakında kuvveden fiile çıkanlarak şehir halkını bazı saygısız radyo seslerinin iz'acatından kurtarabileceğimizi ümid etmekteyim.» i tngiliz Rumen iktısadî iş birliği Lord Loid'in Bükreşe geleceği anlaşılıyor Londra 8 (a.a.) îngiliz diplomasi mehafili, İngiltere ile Romanya arasın da daha sıkı bir iktısadî mesai birliği inr kânını tetkik etmek üzere resmî bir îngiliz heyetinin yakmda Bükreşe gideceğine dair olan haberi tekzib etmektedir. Ma amafih ayni mehafil, îngilterenin sabık Mısır komiseri Lord Loid'in aym sonunda hususî surette bir seyahat yapacapını kabu! etmektedir. Fakat mumaileyhe diğer hiçbir kimsenin refakat etmiyr' w i tasrih olunmaktadır. Lord Halifaks'la Bek toplantıya gelmiyecekler İspanyada muharebeler Barselona 8 (a'a.) Millî Müdafaa Nezareti tebliğ ediyor: Evvelisi gün düşman fevkalâde vesa itle Sidals dağındaki cumhuriyetçi mevzilerine taarruz etmişse de birbiri ardından dört defa püskürtülmüştür. Düşmanın iki taburu imha edilmiştir. Dün düşman Korbera'nın şimalinde iki mevzi işgal etmeğe muvaffak olmuştur. Şark cephesinde Eltoro mıntakasmda, düşman keza Rinkon'u ele geçirmiştir. Karaburunda batan gemiler deki altınlar çıkarılacak îzmir 8 (Telefonla) Alanyalı Mehmed isminde birisi Maliye Vekâl:tine müracaat ederek Çeşmenin Karabu run civannda şimdiye kadar batmış olan bir çok vapurlarda altın ve kıymelti eş yayı çıkarmak müsaadesini istemiştir.Vekâlet bu hususta müsaade vermiştir. F,3 tan gemilerin içindeki eşyanın çıkarıl masına başlanacaktır. îddiaya göre bu vapurlarda mühim bir servet bulunmak tadır. Lâkin, bütün bu kıtalleri bilmek bizerin vazifemizdir. İspanyada ve Çinde vukua gelen bu haller günün birinde Londrada, Pariste veya Berlinde vukua ;elebilir. Yeryüzünde, kalbi merhametle dolu insanlar henüz mevcuddur ve bunlar bir PEYAMt SAFA araya gelirlerse bu usullere karşı belki isyan edebilirler. Bunları gaflet içinde bırakırsak, yapacaklarını yapamazlar. Bütün bu fecayii okumak, yazmak, tasvir etmek cesaretini gösterelim. İşte, Kanton bombardımanına şahid IBaşmakaleden devam] lan bir İngilizin, bu bombardıman hakberaber millî duygularımızın içinde bulukındaki yürekler paralıyan tasviri: nan bi; davayı ahdî şekline uygun bir «Sokaklar, bazan yüz metre ötede buadaletle halledebilmiş olmaktan dolay; unan gövdelerden kopmuş kafalar, kolcidden müftehir ve bu gayenin husulüne lar ve ayafclarla örtülmüştü. On dört yayardım edenlere müteşekkirdır. şında bir kızcağız, iki kolunu bir bomba Türkiye ve Fransa Cumhuriyetleri lıp götürmüş, benden birkaç metre öteHatay meselesi üzerindeki anlayışlarile de, müthiş ıstırablar içinde can veriyorve anlaşmalarile dünyaya sulh içinde du. Onun ıstırabını azaltmek için maal mes'ud işler görmenin en güzel bir örneğiesef birşey yapamıyordum. Onun yanınMareşalin dün İstanbulda ni vermişlerdir. da, lime lime doğranmış beş insan, üstalınan resmi Kendimizin ve müttefiklerimiz olan üste yığılmışlar, kanlı bir tepe teşkil et Hindistandaki \azifesi başma gitmekte memleketlerin gayretlerimizle mişlerdi. O günkü ölülerin 1500 kişiyi lan îngiliz Hava Mareşalı Sir Philipps Londra 8 (a.a.) Press Associatin, kardeş Çekoslovakya meselesi hakkında yapıl dünyanın bu geniş çevresinde sulhu ayak bulduğunu söylersem mubalâğa etmemiş B. Joubcrt de la Ferte, dün öğleden sonması muhtemel müzakereler esnasında ar ta tutmanm imkânmı temin etmiş olduk olurum. 1000 ev tamamen mahvolmuştu. ra saat 13,20 de tayyare ile Bükreş'ten kadaşlarile sıkı bir temas muhafaza etmek \an sonra her ihtimale karşı kuvvetlerimizi Bereket versin halk şehri tahliye etmişti. şehrimize gelmiştir. için Lord Halifaks'ın şimdiki halde Ce ayni hedefe tevcih eylemiş bulunuyoruz. Yoksa, facia çok daha büyük olacaktı. tngiliz Hava Mareşalı, Yeşilköy hava nevre seyahatini tehir etmiş olduğu res Böylelikle devlet olarak bizlere terettüb istasyonunda, îngiliz sefareti hava ataşeMültecilerle, alevler içinde yanan evlen milletlerarası vazifelerimizi bütün men bildirilmektedir. lerle, yıkılmış hastanelerle, kanla, müte si, havayollan müdürii Abdullah ve asCenevre 8 (a.a.) Polonya Harici mes'uliyetlerini müdrik olarak ifa etmek fessih cesedlerle dolu bir şehir üzerinde kerî tayyare miifrezesi kumandanı taraye Nazırı Bek, ahval dolayısile Cenevre te bulunduğumuz kanaatindeyiz. on iki gün devam eden bu bombardıman fından karşılanmıştır. Mareşal Philipps Doktor Tevfik Rüştü Arasın beyanatı dan daha korkunc birşey görülmemiştir. B. Joubert, îngiliz ordusunda Korgeneye yapacağı seyahati tehir etmeğe karar vermiş olduğunu Milletler Cemiyetine etrafındaki mülâhazalanmızı tamlamak Bütün bunlara, çaresi olmıyan kıtlığı ve ral rütbesini haizdir. Şimdiki halde, Hiniçin haricî münasebetlerde sulh gayesi salgın hastahklan da ilâve etmek lâzım distan ordularında hava kuvvetleri ku bildirmiştir. mandanlığını ifa etmektedir. Varşova 8 (a.a.) Hariciye Nazırı ne müteveccih gayretlerimizin dah'Ide dır.» medenî inkişafa azamî zaman ve imkân Tayyaresini, kolsuz bir ceket ve kısa Bek'in Cenevreye hareketi bugün için Deyli Ekspres gazetesinin muhabiri 8 bulmak gibi daha ciddî ve daha havatî pantalonla, tam bir sportmen gibi, bizzat mukarrer idi ise de, Hariciye Nazın anhaziranda, vukuatı şöyle anlatmıştır: idare eden Mareşal, kendisini istikbal ebir maksadı da ihtiva etmekte olduğunu cak yarın veya öbür gün gidecektir. «Alevler içindeki Kanton kırk sekiz den tayyarecilerimizin de bilhassa takdikaydetmiş bulunalım. Filhakika haricen Bu teahhura sebeb olarak bazı ddhilî saatten fazla bir zamandanberi, bora harini celbeden Sir süzülüşle, hava meydakendi geniş çevremizde sağlam temellere meseleler ileri sürülmektedir. Ezcümle linde dökülen bir bomba yağmuru altınnma inmiş ve istikbaline gelenlerin ellerioturtulan sulh esasına dayanarak dahılen Hariciye Nazırı muavinliğine Zembek'm dadır.» ni sıkarak, havayollan merkezinde birmemleketlerimizin umranını ve milletleriyerine Hariciye Nezareti siyasî daire şeOn iki gün süren kıtalin sonunda, kac dakika istirahat ettikten sonra otomizin saadetini artıran calışmalarda hf fi Argisevski'i tayin edileceği rivayeti doNews Chronicle gazetesinin muhabiri şu mob'lle şehre inmiştir. gün daha geniş dev adımlarile yürüyoraz. yazıyı yazmıştır: laşmaktadır. Mareşal, bu sabah, tayyare ile Yeşilîşte haricî siyasetteki mevkiimizle onun Bükreş 8 (a.a.) Hariciye Nazırı «Bu 1,143,000 nüfuslu şehir tamamen kc"'«n doğruca Adanaya hareket edecek dahilî ve millî neticesi. Komnen ve Romanya heyeti, Cenevreye ölmüş gibidir. Ne bir gürültü, ne de bir ve Adanadan Haleb yolile Hindistana YUNUS NAD1 gitmiştir. hareket var. Sıcak gittikçe artıyor, tehli gidecektir. ke de onunla beraber büyüyor. Salgın Bone de gitmiyor Mareşalin ihtisasları Filistinde yeni hâdiseler hastalıklardan, vebadan, koleradan, maSir Philipps B. Joubert de la Ferte Paris 8 (Hususî) İngiltere, Le Beyrut 8 (a.a.) Bir Arab çetesi, laryadan korkuluyor. Şehrin büyük bir hava yolculuğu ihtısâ'slarını bir muharri histan, ve Belçika Hariciye Nazırları Beisan civarnda Amoz Yahudi kolonisi kısmında hemen hemen hiç su yoktur ve rimize şöyle anlatmıştır: Cenevreye hareketlerini tehir ettiklerin ne hücum etmiştir. sağ kalanlar, bütün gün üzerinde cesed« Belgrad'a kadar yolculuğum, ga dcn, M. Bone de yarın Cenevreye harePolis, mütecavizlerden onunu öldür lerin yüzdüeü nehre gidip su almag3 yet mükemmel geçrı. Fakat Belgrad'dan ket etmekten sarfmazar etmiştir. müş ve dördünü yaka'amıstır. mecbur oluvorlar. Yiyecek yoktur.» sonra, hava değişti. Balkanlar üzerinden Fransız iş federasyonu da Insanların, medenî mahlukların, etraf '»«ark'Ti şiddetli bir fırtmaya tutuldum. KISA KABERLER protestolarla meşgul Iarında bir parça refah yaratmak için vü Fakat bu kabil manialara alışık olduğum * TEKİRDAĞ 8 Şarab fabrikasmda cude getirdikleri ne varsa tahrib edilmiş için, fazla müteessır olmadım. Paris 8 (a.a.) Umumî mesai açılan şarabcılık kursu bitmiş ve kursa deGüzel memleketinizde, birkaç gün olkonfederasyonu bir tebliğ neşretmiştir vam edenlerden on sekiz kişi muvaffak ol yakılmış, enkaz haline getirilmiştir. sun kalmak isterdim. Fakat, Hindistandak: Harb devam ederse, medeniyet öiecek Bu tebliğde bilhassa limanlar, doklar muştur. * ATİNA 8 Kandiye fevkalâde mah kaybolacaktır. vazifem, burada kalmaklığıma mânidir millî federasyonunun Marsilya limanının kemesi tarafından gıyaben müebbed ağı: Gazeteler, hergün, Çinden bombar Yarın (bu gün) saat sekizde, Yeşilköyaskerî işgal altına alınmasını protesto et hapse mahkum edilen Muntakis tevkı dıman haberleri ycriyorlar. §u satırlan den tayyare ile, Adanaya hareket edecemektedir. edilmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin haricî siyaseti Milletler Cemiyeti konsey içtimaı Hatayda büyük inkılâb hazırlığı IBastaratı l inci sahifedel Bayar arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur: Sautn Celâl Bauar Türkiue Cumhunueti hükumeti Basvekili Varlığını Türkün yüce varlığı içinde bulan Hatayın bugünlük millî kabinesini teşkil ile şeref kazanırken, bu mutlu günleri gösteren büyük Türk milletine, Ulu Şefine sarsılmaz minnet ve şükran hislerimi iblâğa delâlet buyurmanızı rica ve derin saygılanmm kabulünü istirham edeHatai) Başvekili rım. Abdurrahman Melek Bay Abdurmhman Melek Hatau Başvekili Hatay Başkanhğınızda Hatay kabinesinin teşekkülü münasebetile Ulu Önderimiz ve Türk milleti hakkındaki duygularını ifade eden telgrafnamenizi Büyük Şefimize arzettim. Kabinenizin Hatay halkını saadet ve refaha eriştirmeğe matuf mesaisinde tam başarıya nail olması temennilerini tekrar buyurduklarını arzedeı ve kendi samimî tebriklerimin kabulünü dilerim. Başvekil Celâl Baı/ar ğım.» îngiliz Hava Mareşalini binbaşı Sinelair ve teğmen Ring de, ayn bir tayyare ile takib etmektedirler. Bu gün, her iki tayyare de Yeşilköy hava meydanından Adana ve Haleb yolunu takib etmek üzere Hindistana müteveccihen hareket edeceklerdir, r j I ™ .