6 Ağustos 1938 CUMHURtYET 1 Rus Japon ihtilâfı sulhan hallediliyor İstanbulun üç derdi IBattarafı l inci tahifede] bilmeleri» noktası üzerinde durarak, Cumhuriyetten evvelki devirlerde, çocuklarımızın yaşayış tarzından bahsetmis ve bu meyanda ezcümle demiş tir ki: < Son 10 12 sene zarfmda, 160 kadar modern mekteb inşa edilmiştir. Şimdıki halde, 5 6 çocuk bahçemiz vardır. Fakat bu kadan kâfi değil^âr. Gelecek senenin Belediye bütçesine, ehemmiyetli bir meblâğ koyarak, yeni çocuk bahçeleri vücude getirmek isti yoruz. Şimdi, sizden istediğim her ka zanın teşkilâtını, çocuk k«safeti itibarüe tetkik ederek, çocuk bahçekrinin nerelerde ve hangi mmtakalarda yapıl» ması lâzım geldiğini bildirmenizdir. Bunun intihabı hususunda, manevî ve ahlâkî bütün mes'uliyet size siddir. Biz, yalnız çocuk bahçelerüe iktifa edecek değiliz. Bunların yanıbaşmda çocuk kiitübhaneleri de vücude getireceğiz. Bu kütübhaneleri, medreselerde yapmak daha muvafık olacağı kanaatindeyim. Binaenaleyh, bahçeleri de medrese * lere yakın yerlerden seçmek münasib' olacaktır. îkinci meseleye gelince: Bu da.'hal kın denız banyolarma, masrafsız ve parasız girebümeleridir. Sizden, her mmtakada, en az iki yer göstermenizi istiyorum. Buralarda ço • cukların parasız yıkanmalarım temin edecek plâjlar yapılacaktır. Yalnız, vücude getirilecek deniz banyolarında, sıhhl, idarî. fennî şartları gözönünde bulundurmak lâzımdır. Bundan başka mahalleler arasında, çocuk ların yüzmelerine mahsus havuzlar yaohrmak istiyorum. Fakat bu husustaki tetkiklerimi he «j nüz bitirmedim. Üçüncü mesele şudur: Halk kütlele * rini içine alabilecek genişlikte meydanlar seçilmesi lâzımdır. Süratle ağaclandmlacak olan bu meydanlarda halkm parasız olarak istirahatleri temin edilecektir.> Vali Muhiddin ÜstündaŞm teklifi üzerine, idare âmirlerile Halk Partisi mümessilleri, hemen faaliyete geçile bilmesi için aralarmda komisyonlar seçmeğe ksrar vermişlerdir. Bu karardan sonra içtimaa nihavet verilmiştir. tadır. Fakat o zaman mevzuu bahsolan, yeni bir hudud çizmek değil, fakat mevcud anlaşmalara ve haritalara dayanarak hududu tahdid etmekh. Eğer Japon hükumeti, Klunçung anlaşmasını tan;dığını bize sarih surette beyan ederse, bu anlaşmalarda gösterilen hududu da, fakat yalnız tahdid için, muhtelit komisyonların programına ithale hazırız. Fakat Klunçung anlasmasının başka bir aniasma ile değiştirilmesi kat'iyyen mevzuu bahsolamaz. Muhasamatin tatili meselesine gelince, eğer 9 temmuzdan, yani Bezimiyannaya ve bilâhare Zaazernaya tepelerinin Ja pon kuv\etleri tarafından işgali teşebbüsünden evvel aşağı yukarı mevcud sta tüko yeniden tesis olunur. Eğer Mançu tarafı Klunçung anlaşmasında gösterilen hududun ötesinde kâin Sovyet arazisine karşı hücumları ve ateşi keser ve eğer Japon kuvvetlerinin hâlâ bu arazide bulunması muhtemel kısımlan geri çekilir'.e, muhasamat Sovyet tarafı cihetinden de kesilecektir. Zira, Mançu arazisine ihtiyacımız olmadığından, bu muhasamatın sebebı kalmıyacaktır. Maverayi Erdün Emiri Almanya ile yapılan son ticaret Abdullah'la bir mülâkat anlaşmaları «Filistin bir Arab toprağıdır. Bunu Ingilizler de tasdik ettiler. Arablar memleketin taksimini hiçbir zaman kabul etmiyecekîerdir» [Bastarafı 1 inci sahUedei boğucu bir sıcak var; güneş kaynar kur" şun gibi. İnsan barındırmıyan bu uğurs'iz yerlerden kaçıp, az ötedeki hududa doğPU yolumuza devam ediyoruz. Allenbi köprüsü Şeria nehrinin iki kıyısı arasına kuralmuş, Filistini Maverayi Erdündcn ayırıyor. Filistin sahilimie alelusul res mî muameleleri bitirdikten sonra köprüyü geçiyoruz, ve Emirin, bızı merasıınle selâmhyan memurlan tarafından çok mültefit bir surette karşılanıyoruz. Qn dakika tevakkuf esnasında sadece isirnlerimizi bildiriyor, tekrar hareket ediyoruz. Şimdi, Ammana doğru, aheste, devamlı bir yükseliş başlıyor. Yolumuzun üstürKİe, bazan pek muhteşem, emsalsiz manzaralarla karşılaşıyoruz. Amman, civar tepelerin eteğine kat kat bina edilmiş, 30,000 nüfuslu, tuhaf bir küçük şehir. Emir, bundan on beş sene evvel burayı hükumet merkezi yapmağa karar verdiği zaman, şehrin nüfusu, ekseriyeti Çerkez olmal: üzere 200 kişiden ibaretti. Yani, Amman, Gdinya, yahud Kazablanka gibi, yerden bitme bir şehirdir. Emirin, Elmakar dedikleri kâjanesi, yan saray, yarı köşk bir binadır ve şehirden üc kilometre ötcde kâindir. Kendisi bizi orada kabul etti. Cümle kapısmda iki asker nöbet bekliyor. îçeride, iriyarı beş silâhşor daha var. Bunlar Emirin muhafızları. Bizi aldıkları salon sade döşeli, lüksten âri bir yer. Akaju bir masa üzerinde İngiltere Kralı Beşinci Corc'la Kraliçe Mari'nin ithaflı birer fotoğrafı var. Emir de orada, kollarını ileri uzatmış, mütebessim, ayakta duru yor. Kısa boylu, tıknaz, enerjik yüzlu, zeki bakışlı bir adam. Fikirlerini tahrif etaemek ve beyanatını aynen neşretmek şartile, soracağım suallerin hepsine cevab vermek lutfunda bulunuyor. Emir Abdullahın sözleri Arab hareketinin tarihçesini çiz mek ve vâsıl olduğunuz neticeye ulaşmak için iktiham etmek mecburiyetinde kaldığınız güçlüklerden bir nebze bahsetmek lutfunda bulunur musunuz? Ben, Arab hareketinin mürettiblerinden biriyim. Büyük Harbde, ihtilâli, en müsaid zamanda ve lüzumlu gördü ğüm anda, İngilterenin müzaheretile viicude getırdım. Şimdi bir parantez açıp size şunu söyliyeceğim: Bilâhare suriye kongresi tarafından yapılan hatalar, yalnız o kongreyi alâkadar eder. Ben mavakaı asla arzu etmiş değilim. Nihaî hareketin elim neticelerine yalnız onun tahammül göstermesi lâzımdır. Filistinin taksimi projesi hakkındaki mütaleanız nedir? Teknik komisyonun müsbet bir neticeye varacağını hakikaten ümid ediyor musunuz? Diğer bir tabirle, Filistin meselesinin kat'î bir hal çaresine bağlanması için bir ledbir düşünüyor musunuz? Beni dinlerseniz teknik komisyondan bahsetmiyelim. Şimdilik bu hususta size hiçbir şey söylememe imkân yoktur. Filistine gelince, orası, sırf arab toprağıdır. Bunu bizzat Ingilizler de tasdik ettiler. Binaenaleyh, ayni mevzuu tekrar etmek beyhudedir. Arablar bu memleketin taksimini hiçbir zaman kabul etmiyecekîerdir. Filistinde 450,000 yahtıdi vardır. Bunun sayısmı tahdid et mek lâzımdır. Bu çapraşık ve çok nazik mesele derhal halledilmeğe muhtacdır. Nasıl bir tedbir düşündüğüme geK'ice, bir tek tedbir büiyorum. Bu tedbiri düşünen ben değilim, fakat tamamen tas vib edıyorum. Filistini on sene müddetle İngiliz mandası altında bırakmalı vt bu müddet zarfmda yahudi muhaceretini mahdud bir mıntakaya kasretmeli ve memleketin idaresi işlerinde nisbî îemnl hakkına sahıb olmahdırlar. Bu müddet geçtikten sonra bu rejimin yaşıyaHııip yaşıyamiyacağı, y.if.ud kısmen veya tamamen değiştirilmesi icab edip etrr.ediği kararlaştırılır. Tekrar ediyorum, bu fikir, maruf bir Arab siyasisinin fıkridir ki ismini ifşa edemem. Fakat fikri bailan başa tas\ ib ediyorum. Şunu da ilâve edeyim ki, Maverayierdün'de bir tek yahudı yoktur ve asla da olmıyacaktır. Bu memleketin idaresini ben bu şartla kabul ettim. IBaştarafı I incı sahttedel mi müşkülâtına maruz kalmıyacaklauni zan ve tahmin etmekteyim. Böyle bir vaziyet karşısında kalabilecek olan tüc carımızın vekâlete müracaat etmeleri lâzım gelir. Yeni bir hüküm Almanya ile akdetmiş olduğumuz ticaret anlaşması şimdiye kadar akdetmij olduğumuz anlaşmaların hiçbirinde nıev vud olmıyan yeni bir hüküm ihtiva et mektedir. İki hükumetten her biri, birer komite teşkil edeceklerdir. Doğrudan doğruya ve daimî temas halinde buiunacak olan bu hükumet komiteleri iki memleket arasındaki anlaşmaların tatbikatr na ve mübadelâtın nornıal bir seyir ta kib etmesine nezaret edeceklerdir. Bazı müşkülâta ve şikâyetlere meydan veren menşe şahadetnameleri tatbikatı da basitleştırilmiştir. İki memleket merkez bankaları ara smda 1935 senesinde akdedilmiş olan klering anlaşması ve müteakib seneleıde yapılan tadilleri yerine bu defa iki hükumet arasında bir tediye anlaşması ak Fransa ile olan münasebalınız dedilmiştir. hakkında bir iki kelime söylemesini ekAvusturya ile vaziyetimiz selânsınızdan rica edebilir miyitn? Almanya ile ihracat ve ithalâtımızda Ben hiçbir zaman Fransaya karşı olan 10070 nısbeti aynen muhafaza edüşmanlık beslemedim. Hakkımda, adilmiştir. Bu iki anlaşmadan başka A sılsız, kasde makrun birçok sözler scîy vusturya ile olan ticaret mübadeleleri lendi. Halbuki benim, İngiltere ile Franmizi ve ticarî tediyelerimizi tanzim eden saya karşı çok hürmetim vardır. Ben, ibir protokol imza edilraiştir. Bu prolokoyiliği unutanlardan, yahud, mazide kerr lun ihtiva ettği hükümlere göre, 15 ağusdisine el uzatan ve daima hüsnüniyet tos 1938 tarhinden itibaren Avusturya besliyen devletlere karşı isyan edenler ile olan emtia mübadelâtımız ve tediye den değilim. Lâkin tasvib edemiyeceğim muamelâtımız yukarıda izah ettiğim tibir şey varsa o da, arablarm geri kalmn caret ve tediye anlaşmaları çerçeveleri ve ilânihaye köle olarak kullanılması icab dahilinde cereyan edecektir. eden insanlar telâkkı edılmesidir. Ar.ıbAvusturya ile 15 ağustos 1938 tarihinlar mağrur ve kahraman insanlardır. Eden evvel beşlanmış olan hususî takas saretten kurtulmuşlardır ve zarurî olan muameleleri, başlanmış oldukları zamantekâmül derecesine yüksclmek için ufak daki hükümlere göre ve 31 ağustos 193C) bir yardıma muhtacdırlar. Bu yardım:, tarihine kadar tasfiye edüebileceklerdir. bazı şeraitle kabul ediyoruz, bu memleMer'iyet tarihleri ketin bir himaye altına alınmasma, hele Akdedilen bütün bu anlaşmalar 15 abir müstemleke yapılmasma asla müsama" ğustos 1938 tarihinde mer'iyete girecekha edemem. Kabiliyetsizliğimiz hakkınler ve 31 ağustos 1939 tarihine kadar daki eracifi tekzib etmek lâzımsa, bınmer'iyette kalacaklardır. İki hükumet bu lerce yıllk medeniyetimize bakmak kâfianlaşmaların yeniden bir senelik bir müddir. Mazide, şimalî Afrikayı, İspanyadet için temdid edip etmemek hususun yı ve Fransanm bir kısmını brz fethetmedaki kararlarını birbirlerine mayıs 1939 dik mi? Böyle bir milletin kâfi derecede da bildireeeklerdir. olgun olmadığı ve kendisini idare ctnıeğı Yeni anlaşma devresinde de Almanya bilmediği nasıl iddia olunur? ile olan ticarî münasebetlerimizi norrra! Bir sükut oldu, Emirin yüzü kırrnızı ve her iki tarafı memnun edecek şekilde laştı ve biraz öne doğru iğilerek devam cereyan ve inkisaf edeceği şüphesi^dr.» ı •• etti: Şimdi sual sormak sırası bana galdi. Fransanın Suriye ile Maverayıerdün arasında bir kaynaşma, bir ittihad ya pılmasına mâni olacağını zannedsr mısiIBaştarafı 1 inci sahifedel niz? Bu meselenin afakî olarak ve taDiğer taraftan Karadenizin muhtelif mamen bitarafane tetkik edilmesi lâzım mmtaka mahsulleri arasında kalitece edır. Bu iki memleket arasında bir yakın saslı farklar bulunduğu nazarı dikkate lık husule gelmesini kolaylaştırmak Fran alınarak fmdıkİarımız kalite itibarile de dört sınıfa ayrılmıştır. Bu suretle sanm vazifesidir ve bu, Fransaya ekonovabancı müşterilerimizin kalite ve temik ve askerî olmak üzere iki noktadan canüs hususundaki dilekleri tahakkuk faydalı olur. Birbirini itmam eden bir iki etmiş olacak ve bu keyfivet ihracatçı arab memleketi, şarkın bu kısmında ken larımıza da daha ileri bir tiplesmenin dilerine düşen rolü oynamak için birbi bütün favdalannı temin edecektir. Kabuklu fındıklar için de mevcud tiprine bağlı olmağâ muhtacdırlar. ler ıslah edilmistir. Emir Abdullah sustu. Yorulduğu aştFındıklanmızda bulunmaması lâzım kârdı. Kendisine veda ederken ziyare şelen özürlü taneler esaslı bir tasnife timden dolayı lutfen teşekkür ve hakkınr tâbi tutulmuş, ancak üzerinde mutaba daki dostluk hislerini teyid etti. El sı kat hasıl olmadığından bu hususta alıcı kıştık, selâmlaştık ve Emirin otomobüüe piyasalarda yeniden bir ankst açılması hareket ettim. Kudüse gece vâsıl oldum. kararlaştırılmıştır. (a.a.) El Salt'ın muattar tepelerinden in»r italyan manevraları ken, günün birinele Suriye ve MaverayiRoma 5 (Hususî) İtalyan ordusu erdün Kralı oknağı ta'nayyül eden bu vakında senelik büyük manevralarma harikulâde adamın sözlerini düşünüyorbaşlıyacaktır. Başvekil M. Mussolini. dum. manevralardan,sonra miilnim bir nutuk IBaştaraft 1 incı sahtfede\ cak hücum yolile sulhperver hareket denebilir. Hâdise, yalnız bu hareketler ncticesinde çıkmıştır. Bu hareketler oimasaydı, hâdise de olmıyacaktı. Eğer Ja ponlar, Sovyet arazisine karşı yaptıkları hücumlara ve açtıkları ateşlere nihayet verirlerse ve Japon kıt'alarınm halen Sovyet arazisi dahilinde kalmiş olması muhtemel kısmını geri çekerlerse, Sovyet lcıtalarının muhasamata devamları için hıçbir sebeb kalmıyacaktır. Ve Sovyet hükumetı de, o zaman, Japon hükumetinin yapacağı teklifleri diplomatik yolla tetkike hazır bulunacaktır. Fakat daha evvel, Klunçung anlaşması ve bu anlaş maya melfuf harita ile müesses Sovyet hududunun ihlâl olunmaz mahiyetinın lemin edilmesi lâzımdır.» Japon büyük elçisi, şu cevabı vermiş tir: «Hudud meselesi üzerinde $u veya bu tarafın mes'uliyeti üzerinde münakaşayı yenilemek niyetinde değilim. Zira bu bahiste iki taraf arasında müşterek bir noktai nazar mevcud değildir. Enternasyonal anlaşmaların mer'iyetini kabul ediyorum. Fakat Çinden ayrıldıktan sonra Mançukonun kendi esaslan mevcuddur. Japonya, Klunçunşr anlaşmasına raerbut haritayı ilk defa olarak görmektedir. Bu sebebden dolayı hâdiseyi böyle bir harita esası üzermden halletmek makul degildir. Bununla beraber, Japon hükumeti, bir anlaşma ve bu harita hakkında, mahallinde müspet görüşmelere başla r mağa hazırdır. Daha ev\ el, Japonya i!e Sovyetler Birliği arasındaki hududun tesbiti için görüşmeler yapılmış ve muhtelit komisyonlar teşkili hakkında bir anlaş maya varılmıştı. Eğer yalnız haritalar esas tutulmuş olsaydı, muhtelit komis yonların mevzuu bahsedilmemesi iâzıro gelirdi. Buna intizaren, pratik bakımdan, muhasamatın nihayete erdirilmesinden ve 1 temmuzdan evvelki statükonun iade edılmesinden bahsetmek lâzımdır.» Fındık ihracat tacirlerinin içtimaı EMİL BUERI irad edecektir. kapıyı vururum, sen arkamda gizlenirsin. «Azıcık açiHiz rica ederım» derim, kapıyı açar, girerim. Sonra birdenbire sen gelirsin. ' roman: 3 8 Dinle beni, dedi, yalnız senden bir ricam var: O kadar acele etmiyelim. Sen bu işin içeriden tert.bini bana bırak. Helbset benim de bir diişündüğüm var. Kadınm fendi, erkeği yendi. Nene lâzım senin. Maksad işi becermrk değıl mi? Hem Kerim dün gece soğuk almıs, bu gün İstanbula inmiyor. H a ! . . O köıü işte! Ne zaman inecek? Tabiî, gelecek haftaya kaldı. Ama isabet, yavrum. Bir hafta ıçınde sen biraz dınlenirsin, kıhğını kıyafpcini düzeltirsin. Bir de yeni bıçak a'ırım. Eski bu. Haydar cebind^n bir bıcak çıkardı ve iki ucunu sehadet parmakîarı arasında lutarak Meleğin yuzüne doğru tuttu. Kadın bağırdı: Sok cebine onu. Böyle şeylere lü Melek bu sahneyi anlatırken yaptığı rolü yaşıyan bir aktris gib> heyecan du sabahleyin on birde viranede buluşuruz. yuyor, adeta hevesîeniyordu. On vapurile gelirsin sen. Anladın mı? Haydar bağırdı: Hu... Yaşşa be!.. Yazan: SERVER BED1 Melek uzaktan gelen genc bir çifti Ne biçim lâf o: Hıı, hu... Anladın mı diyorum, doğru dürüz cevab ver. göstererek: zum yok. Anladık be... Kafa ütüleme... Ada Sus! dedi, haydi artık sen îstan ların palentasını mı aldın ulan? Akhma Haydar bıçağı kmından çıkarmış, ucunu Meleğin göğ=üne yaklaşhrarak sap buîa git! Ben de burada fazla durmıya eserse gelırım, sana ne oluyor? lar gibi yapıyor ve kahkahalarla gülü yım, kaçtım da geldim. Gelme! Nermin seni buralardi gö Etme be, otur biraz daha, tatlı tat rürse toplanır... Bak dün akşam senin seyordu. Iı konuşuyoruz. Melek tekrar etti: sini tanısaydı ne olurdu? Haydar elini Meleğin dizine koydu Sok cebine onu. Yoksa kalkar gi Ne olurdu? ve orada bir et parçasını avucladı. Kadın derim. Ya polise haber verseydi? dızini çekerek sıçramış, ayağa kalkmıştı: Haydar itaat etti. Haydar birdenbire durdu ve gözlerini Haydi! dedi, evli evine, köylü köMelek telkinlerine devam ediyordu: açtı: Gelecek hafta, bugün, sabahleyin yüne... Sen de kalk, üç vapuruna yetiş, Polis bana ne kanşır be? Daha poburada buluşuruz. Bırbmfnıze plânları haydi. Sakın bu sefer bir şey söyleme. Haydar da kalktı. Ağır ağır yürüme lislik bir işimiz yok ki! mızı anlatırız. Beraberce karar veririz. ğe başladılar. Melek onun hafta içinde îyi amma kadını huylandırıp gözüO gece bu işi bitiririz. O zamana kadar ben otelın köşesıni bucağmı daha iyi öğ adaya gelmesine mâni olmak için ne söy nü dört açtırmak da akıl mı? Huylandırmam be, korkma! Şimdi renirim. Bakahm kapılar nasıl kilidleni liyeceğini düşünüyordu. sen de bana akıl dersi vermeğe mi kalkyor, nerelerde nöbe^i var. karının odasr Senin bu seferki gelişin çok fena na nasıl gireriz? Oyle ya, içeriden sür oldu, dedi, bir daha sakın benim haberim tm? melerse nasıl gireriz? Belki ilkönce ben olmadan gelme. Bütün işlerimizi Sen akılsız değilsin amma içince zı Zaazernaya tepesinin gece işgalinden sonra, burada tecavüz hareketleri için hiçbir hazırlık yapılmamış olduğunu ve hatta hiçbir istihkâm inşa edilmemiş bulunduğunu bizzat Japonlar da görmüş lerdir. Sovyet tarafının sulhperver niyetlerini bu keyfiyet, en iyi olarak gÖster* mektedir. Fakat Sovyet milletleri, münakaşa götürmez bir tarzda kendilerina aid telâkki ettikleri ufak bir parça arazi üzerinde bile yabancı kıt'alajın bulunmasına tahammül edemiyecekler ve bunu kur tarmak için hiçbir fedakârhktan çekin miyeceklerdir. Bu sebebledir ki Sovyet arazisine karşı hücumlar ve ateş devam ettiği ve bu arazide hatta bir tek Japon askeri kaldığı müddetçe Sovyet hüku meti hareket serbestisini muhafaza ede cektir. Büyük elci herhalde anlamışt'.r ve muhasamatın tatili için ne lâzım geldiğini Hariciye Halk Komiseri Litvinof ce sarahatle hükumetine bildirecektir. Bu nun üzerine, Japon hükumeti, mahallî vabmda demiştir ki: makamlara emirler vermek için Klun « Devîetler arasındaki hudud! ar, Mes ud bir dugun çung anlasmasının ve haritalann kopya sübjektif noktai nazarla yahud hükumetEsbak Feshane Başkâtibi Ahmed Fave yahud fotoğraflarını alabilecektir.» lerin ve askerî mahfillerin arzularile veik Erenelin kızı. gazetemiz muharrirl*> Japon büyük elçisi, bu go'rüşmeyi hü rinden Lâtif Erenelin kardeşi Istanbul yahud da geyriresmî esaslarla değil, faDefterdarlıŞı Muhakemat dairesi me ^ kat yalnız enternasyonal anlaşmalarla ve kumetine bildireceğini vadetmiştir. murlarından Hayrünnisa Erenelle genc' haritalarla tesbit olunur. Japon tarafı, Rus cevabımn Tokyo'daki maliye memurlarımızdan Ferruh Gü bu işte, kendisinin başka bir hududa maakialeri nün düğünleri, dün gece Parkotel sa lik olmak arzusundan başka bir delil ileri Tokyo 5 M. Litvinof'un M. Şigi lonlarında seçkin davetlilerin huzurile sürmemiştir. Sovyetler Birliğile Mançu metsu'nun tekliflerine vermiş olduğu ce icra edilmiştir. Genc evlilere saadetler ko vc Kore arasındaki hudud, ancak vab, siyasî Japon mehafilinde müzakerat dileriz. Çin hükumetile akdedilmiş anlaşmaların kapısının kapanmamakta olduğu suretinve bu anlaşmalara melfuf haritaların tes de tefsir edilmektedir. Bu mehafil, görüşkalkmı? olacaktır. Bu mevzuubahs mıntabit ettiği hudud olabilir. Mançuryanın melerin tekrar başlıyacağı mütaleas'nda kanın ehemmiyeti dolayısile bu huausta Japonya tarafından işgali, Japonyaya bulunmakta ve iki tarafın noktai nazar bir itilâfa vanlması oldukça güçtür. Fahudud değiştirilmesini taleb etmek hak ları arasında mübayenetler mevcud olma kat asıl lâzım olan şey «hudud hâdiselekını vermez. Herhalde, Sovyet hükume sına rağmen bu babda hissetmekte olduk rine» nihayet vermek ve harbin patlamati yeni bir hudud çizmeğe muvafakat el ları memnuniyeti gizlememektedirler. sına mâni olmaktır.» memiştir. Ve muvafakat etmiyecektir. Röyter muhabirine göre Ordre şöyle yazıyor: Eğer Japon hükumeti, Çin hükumetinin «Japonya hali hazırda şüphesiz uzun Juse 5 «Kore»: Çang Ku elinde bulunan ve Mançuko hükumetinin Fengden avdet eden Röyter ajan bir zaman için Çin işile meşgul olacağın • elinde bulunması icab eden bu anlaşma sı muhabiri, Sovyet kıtaatının müte dan Sovyetler Birliğinin Avrupada faa • lara ve bu haritalara malik değilse, bun madiyen faaliyette bulunmakta oldukla liyetine herhangi br şekilde mâni olamaz. da kabahat bizde değildir. Eğer hakika rını bildirmektedir. Bu kıtaatm bombardı Japonyanın Moskova'da yaptığı teşfb ten Japonyanın elinde bu anlaşmalar ve manları bu sabah da devam etmiştir. Fa büsün mânasını anlamak ve bundan membu haritalar yoksa, büyük elçi, tetkik kat Japonların toplarını ancak tayyare hü nun olmak için vaziyete bu zaviyeden bajcedilmek üzere, bu anlaşmaların ve bu ha cumlarına karşı kullanmakta oldukîan mak icab eder. ÇangKufeng sırtlarında ritaların kopyalarını vermekliğimizi biz zannedilmektedir. belki Çekoslovakyanın mukadderatı teden rica edebilir. Fakat Japon askerlen eyyüd etmiştir. Çünkü bu dünyada her ş/y Fransız matbuatında doğrudan doğruya hareket yolunu tercih birbirine bağlıdır.» Paris 5 Sovyet Japon hâdiselerietmektedir ve haritada tesbit edilmiş hatÇin • Japon harbi: nin son ınkişafları hakkında tefsirlerde butın öbür tarafına kuvvet istimalile girmişlunan Epok gazetesi şöyle yazmaktadıı: Çinliler hücuma geçtiler lerdir. «Tokyo'nun teklifi kabul edilirse buLondra 5 (Hususî) Şimalî ÇindeS»vyet hükumeti, kendisinin tasrih et nun iki türlü faydası olacaktır. Evve'â ki Japon kuvvetlerinin mühim bir k;smt tiği şerait dahilinde muhtelit bir komis zihinlerde sükunet hasıl olacak, sonra da Mançu hududuna nakledildiğinden, Çin" yon teskiline muvafakatini geri almanıak mahallî kumandanlıkların salâhiyetleri liler fırsattan istifade ederek bu sabaH Japonlara karşı umumî bir hücuma başedersin. Anladın mı? vanadan çıkıyorsun. Haydar buna mânasız bir homurtile Gene dört yol ağzında ayrıldılar. Hay lamışlar ve mavi denizde iki Japon harb' cevab verdi. Melek emin olmak istediği dar uzaklaşıncıya ka«lar Melek yerinden gemisini batırmışlardır. için ısrar etti: Hankeu cephesinde de Çinliler 12 Jakımıldamadı. Sonra derin bir nefes alpon tayyaresini düşürmüşlerdir. Anladın mı? Gelecek hafta, bu gün dı. Oh... Şimdi dünyalar onundu. Bir hafta bir haftadır. Bu zaman içinde adada istediği gibi gezip tozabilecekti. Canı Ferhada çaktırmadan biraz fingirdemek de istiyordu. Öyle ya, can bu. Ferhadı tanıdığı gecedenberi aftos yüzü gördüğü yoktu. Bu oğlan da kibirli mi, sevdalı mı nedir, hiç aşna fişneye yanaşmıyordu. Çantasından aynasını çıkardı ve gbzüne baktı. Oh, pansıman iyi geldi gaüba, şiş iyice inmişti ve morluk da gözün tabiî gölgesiymiş gibi hafiflemişti. Şöyle bir gezmeğe karar verdi. «Nereye gitsem, nereye gitsem...» diyordu. Manzar^dan bıkmıştı. Canı biraz sokak kalabalığı görmek istiyordu. Fakat şimdi herkes uykudadır. Olsa olsa iskele başmda biraz insan yüzü görür. Saatine baktı. Uçe beş var. lskeleye gidinciye kadar üç olur, Haydarı İstanbula götürecek vapur da kalkar. Eğer numarasız serseri Adada bir kaçsaat daha kalmak istememişse.. «Benim de zorum ne bu herifle?» diye döşündü. (.Arkast var) Fransız Hariciye Nazırı Çinin Paris sefirile görüftü Paris 5 M. Bone, bu sabah Çinin Paris Büyük Elçisi M. Vellington Ku'yu kabul etmiştir. Elçi, M. Bone ile Uzakşarktaki siyasî ve askerî vaziyet hakkmda görüşmüştür. Hankeu'nun tahliyen Hankeu 5 Yabancı diplomatlar, yarın, yukarı Yangtse Fransız seyrisefain kumpanyasmın Fokyuen vapurile Han keu'«dan Çunking'a hareket edeceklerdir. Burada kalan son sivil idareler, servis lerini Seçuena nakli isini feitirmek üzeredirler. Mareşal CanKayŞek ile askerî makamlar, muvakkaten uçang'da kala caklardır. Mıntakanın idaresine General Çengşen memur edilmistir. Çin Başkumandanheı ile çok yakından alâkadar bir zat birçoklarının şüphe stt'si Hankeu müdafaasmın çok çetin olacağım ve Sanghay civarındaki muharebelere müşabih uzun sürecek çarpışmalara sebeb vereceğini bildirmişhr.