6 Ağustos 1938 CUMHURtYET SON HA Hfidiseler arasınaa Çekoslovakyada ekalliyet meselesi Südet meb'uslar, dün bir muhtıra verdiler Bir Fransız gazetesi: «Lord Runciman'ın uzlaşma vücude getirmek için elinden geleni yapacağına memnun olmak lâzımdır» diyor Prag 5 Südet meb'usları, Lord Runciman'a bir muhtıra tevdi ettikten sonra geceleyin Alısyon oteline dönmüşlerdir. Südet meb'uslar, şu halde Lord Runciman'm refakatindeki zevatla beş saatten fazla görüştnüşlerdir. Südet mebusları tanzim etmiş oldukları muhtıranın ingilizce tercemesinden başka Lordun refakatindeki zevata ingiiİ7ce muhtelif vesikalar tevdi etmişlerdir. Bu vesikalar arasında hükumetin kendilerine tevdi et " miş olduğu nasyonalistler projelerin metnini ihtiva eden risaleler.n bir tercemesi ve bu projelerin hukukî bir tenkidi var dır. silleri arasında dün akşam yapılmış olan müzakerelere cumartesi giinü devam edilecektir.» Güzellik işlerimizdeki terslik Dış Fransız gazetelerinin tefsirleri Lord Runciman'ın temaslart Prag 5 (Hususî) Lord Runciman bugün Südet Almanları delegelerini kabul etaıiştir. Delegeler ekalliyetler meselesi hakkmda uzun muhtıra tevdi etmif lerdır. Lord Runciman'la Südet delegeleri arasında yarın bir temas daha yapılacaktır. îngiliz Lordu, Südet delegelerinden sonra, Çekoslovakya sosyal demokrat fırkası reisi meb'us M. Yaç'ı ve mezkur fırkanın kâtibi umumisi M. Tao'yu babul etmiştir. Paris 5 Lord Runciman'ın Pragdaki memuriyeti hakkında tefsirlerde bu" lunan Jur gazetesi şöyle yazmaktadır: « llk temaslardan bir netice çıkarmak mümkün olmamakla beraber Lord Runciman'ın Çekoslovdkyada iyi karşılandığı kat'iyyetle söylenebilir. Almanya bütün dehsetile atılmağa müheyya bir vaziyette beklemekte olmasına rağmen iki ta~ rafm müsavi şartlar altında birbirlerile görüşmesi icab etmektedir. Lord Runciman'ın vazifesinin derin tr.ânası budur.» Pöti Jurnal şöyle yaz.yor: « Vaziyet tamamüe Almanyanın Orta Avrupada bir kuvvet darbesi yapmasından korkuiduğu sıralarda olduğu gibidir. Bunun içindir ki Praga bir müşahid göndermekle îngilterenin an'anevî siyasetinden inhiraf ettiğini zannedecek kadar aptallık göstermemekle beraber Runciman'ın bir uzlaşma vücude getirmek için elinden geleni yapacağından dolayı memnun olmak lâzımdır.» Neşredilen bir tebliğ Prag 5 Lord Runciman'm umumî kâtibi, şu tebliği neşretmiş,tir: «Lord Runciman'la refikası, bugün öğ le yemeğini M. Beneş ve refikasile birlikte yemişlerdir. Lord Rünciman'm mesai arkadaşlarile Süd«t Almanlann mümes Bir Südet meb'usile bir Çek arasında.... Prag 5 Bu sabah Mazarik istas" yonunda Südet meb'uslardan Ayholç ile bir Çek arasında bif hâdise vukua gelmiştir. Bu iki şahıs, tokat tokata gelmişler dir. Zabıtaya müracaat mecburiyeti hâsıl olmuştur. İngiliz Fransız Trianonun külliyen dostluk tezahüratı iptali isteniyor M. Bone'nin ve İngiltere Eski Macar muharibleri Harbiye Nazırının sözleri bir program neşrettiler Paris 5 Eski muharibler millî konfederasyonu, dün akşam Paristeki eski îngiliz muharibleri bir şarab ziyafetine davet etmiştir. Bu ziyafet, takızaferde yapılan bir merasimden sonra verilmiştir. Bone, Fransız ve tngiliz muharibleri mümessillerine hitaben bir nutuk söyli yerek Fransa ile İngiltere arasındaki rabıtaların hiçbir zaman bugünkü kadar sağlam, bugünkü kadar kuvvetli olmamış olduğuna işaret etmiştir. Bone, bilhassa iki milleti yekdiğerine bağlıyan dost'u ğun bir tek gayesi, çok kıymetli bir ga yesi bulunduğunu ve bu gayenin sulhun muhafazası olduğunu söylemiştir. Budapeşte 5 Eski Macar Muharibleri Millî federasyonu programını neşretmiştir. Federasyon her şeyden evel Trianon muahedesinin iptalini ve gencliğin askerî ve sivil kabiliyetlerini yük sek millî gayeye tahsis edebilecek bir şekilde yetiştirilmesini istemektedir. Diğer cihetten federasyon ziraat sahasmda ıslahat yapılmasını da istemçktc, fakat bu işin hali hazırda radikal bif şekilde halledilmesi imkânı olmadığım da ilâve eylemektedir. Eski muharibler nihayet bazı fabrikaların ve bilhassa de mir üzerine işliyen fabrikaların milüleştirilmesini de istemeketdirler. (a.a.) Foch hastanesi Paris 5 Şimdiye kadar askerî madalyayı hâmil olanlara tahsis edilmiş olan Foch hastanesi bundan sonra Fransada ikamet eden bütün eski îngiliz muhariblerine dc açık bulundurulacaktır. Bu karar üzerine gönderdiği bir te şekkür mektubunda Hore Belisha ezcüm]e şunları yazmıştır: «Bu karar kanaatim« göre mazide yanyana harbetmiş olanlan daima birleştiren sıkı bağın bir sembolüdür. îngiliz hükümdarlarınm Paris ziyareti Fransız îngiliz tesanüdünü unutulmaz bir şekilde teyid etmiştir.» (a.a.) Takas Ofisi teşkili duşunuluyor Ankara 5 (Telefonla) Oğrendiğime göre, kambiyo, nakid ve takas işlerini bir merkezde toplıyacak yeni bir teşkilâtın kurulması tasavvur edilmektedir. Bu hususta Maliye ve îktısad Vekâletleri tarafından ayn ayn tetkikler yapıl dığı anlaşılıyor. Vücude getirilecek yeni teşkilâtın Takas Ofisi ismini taşıması muhtemeldir. Nakid işleri umum müdürlüğünü de ihtiva edecek olan bu teşkilâtın îktısad Ve kâletinin murakabesi altına konulması düşünülmektedir. j General Kayyo Antakyada Adliyede tayinler Ankara 5 (Telefonla) Mersin Antakya 5 Şark kıtaatı yüksek ku" mandanı General Kayyo, bir teftiş tur Hukuk hâkimi Kemal îstanbul Kadastro hâkimliğine, Konya Müddeiumuminesi yapmak üzere buraya gelmiştir. si Sabri Diyarbekir Ceza hâkimliğine, Bir hafta zarfında yakalanan Besni hâkimi Ahmed Konya Müddaiukaçak eşya mumî muavinliğine, Eskişehir Sorgu hâAnkara 5 Geçen bir hafta içinde kimi Mehmed Ali Ankara MüddeiumuGümrük muhafaza teşkilâtı, 76 kaçakçı, miliğine, Kastamonu Sorgu hâkimi Hiküç yüz on yedi kilo gümrük kaçağı, iki met Eskişehir Sorgu hâkimliğine tayin yüz dokuz kilo inhisar kaçağı, iki bin edildiler. doksan iki defter sisara kâğıdı, altı silâh, Adliyedeki geniş mikyasta terfi, ta altmış üç mermi, elli sekiz altın lira, on dokuz gümüş mecidiye, iki yüz yirmi iki yin ve nakillere aid ruzname de bu günTürk lirasile on kaçakçı hayvanı ele ge kü Resmî Gazetede neşredildi. çirmiştir. Belgrad 5 Yugoslav matbuatı, Me Toprak mahsulleri ofisi için taksas hükumeti tarafından vücude gebina bulundu tirilen eserlere birçok makaleler tahsis Ankara 5 (Telefonla) Toprak etmektedir. Gazeteler, mumaileyhin iki sene içinde Yunanistanın kalkınması ve Mahsulleri ofisi merkezi olmak üz?re tefahı için her sahada sarfettiği seme Ankarada Denizbank bınası yanında bit feli gayretlerden bahsetmektedirler. bina tutuldu. Tefrişatı yapılıyor. Yunanİ8tanm yıldonümü için Yugoslav matbuatı hararetli neşriyatta bulunuyor Dahiliyede bir terfi Ankara 5 (Telefonla) Edre.nid Kaymakamı Ömer Bedreddin üçüncü sı nıf Mülkiye Müfettişliğine tayin edildi. eğerli ve meşhur bir san'atkârımızdan aidığım mektubda şu satırlar var: Bugün Ponteyon'da gezerken zih«Sergi tanzimi şüphesiz ki bir san'atnimde guya bir zelzele oldu. Viktor Hüiir ve bir san'at olması hasebile kunu herkes yapamaz. Almanyada bulurdu go ile Emil Zola'nın sandukalarını yer ğum son iki ay zarfında meslek aşkı do altında ayni odacık içine hapsettiklerini layısıie mühim bir iki sergi gezdim. Bu bilmiyordum. Meğer bu iki sana't boksörü ayni şeref höceresinde başbaşa kalsergilerdeki teşhir san'at ve kabilyetu.e mış. Nitekim vaktile de güttüklen idealler hayran oldum. Bu muvaffakiyeün mü yumruk yumruğa gelmişti. Ne hazin ve him sımnı bulmak benim için kolay oldu. düşündürücü şey! Çünkü gezdiğim sergilerdeki her pavyon Gencliğimde kafamm hamurunu yo " sergi tanzim san'atkârları ve heycti la~ ğuran eller arasında saydığ;m bu iki kudrafmdan tanzim edilmiş olduğu aşikârdı. ret pençesi, yokluğun durgunluğu ve Büyük paviyonlar gördüm ki, milyonl jrsuskunluğu ortasında bana ne kadar ezik ca marklık müesseselere aid olduğu hal~ ve bitkin göründü anlatamam. Onlar ki de bir ki parça eşya ile o kadar san'atnekadar yıl, nekadar çok haykırmışlardı kârane tanzim edilmişti ki, müessesenin ve nekadar heyecanlı gönül içine köpüklü imalât kudretini ve alman endüstrisin'in şelâleler akıtmışlardı. Şimdi hiçlikte na azametini tamamüe tebarüz eüiriıjord'j. sıl uslu, iradesiz ve dilsiz kalmışlar.. Yani bizdeki gibi paviyon bir diikkân Yaşım, kendi kendine söyleniyordu. manzaran arzetmiyordu. Tarih kurumu «Ne yapalım, dünyada herkes için son sergisile Onuncu Yerli Mallar sergisi adurum bu!» demek istiyordum ve sanki rasında bir mukayese yapamak her işi bu afyonla teessürümü uyuşturacaktım. ehline tevdi etmekte ne büyük isabet olHalbuki hiç öyle olmadı.. duğu tezahür eder. Millî bayram günRomantikler cihangiri Viktor Hülerinde şehirleri ve binalan süslemek de go'ya natüralistler «ahı olmak davasındaayni mevzua dahil edilmelidir. Zevkleki Zola'nın sonsuz hücumları hatırımdan rin tefavütii dolayısile herkes kendi evi çıkmamıştır. Sarp. müthiş bir granit kanin cephesini kendi arzusuna göre siisli yasına durmadan tos vuran Okyanus dalyecek olursa meydana çıkacak karısık gaları halinde hücumlar... ahenksiz manzara hiçbir zaman güzel oEvet öyle idi. Ben de bunları naklelamaz. Bunu nazarı iiibara alan Almmden sahifeleri bir zaman sabahlara kadar lar, "Tag der Deutschen Kunsİ" içir okurdum. Münih şehrini cidden görülmeğe değcr Ölütnün, hatta biraz politikanın, bu bir şekilde tezyin etmişlerdi. gün yanyana getiriıği şu iki zorlu dava«Her halde bir sergi tanzimini, bir §e cı, acaba bu dakıkada birbirinden haber" hir su'slemesini mü'tehassts bir heyete dar mı? Ne karanlık sorgu! Ve zihnimiztevdi etmek lüzumunu tebarüz etürmck de buna karşı fosforlanan cevablar ne kültu'r baktmmdan kazanılmış bir merha ışıksız, ne ışıksızj le olacağı kanaatindeyim ve esasen bu Bilmiyorum; hep, (ebediyet) diye manası ölçülemez bir kelimeye bürünerek fazla bir masrafı da islilzam elmez.» Bu satırlarm içindeki hakikat bize yapılmış bu muazzam abidenin acaba ne de vaktile pek çok mürekkeb ziyan kadar ömrü var? Milyonla esire ehramlar ettirmişti. Kibrit kutulannın etiketin kurdurmuş nice Fir'avun mumyası görüden sergi barakalanna ve bayram tak yoruz. Şimdi karşınr.zda hepsi salta dularına kadar bir milletin güzellik anla ruyor. Ancak şu iki adamın baka boduyışını gözönüne koyan şeylerin çir • rumundaki kapı yoldaşlığı bana çok do" kinliğine karşı yazılarımızda pek çok kundu. Ayni ideale başka başka yamaçdefa tiksindik, durduk. Türk bayra lardan tırmanmış iki mahluk... Lâkin öğının ay yıldızım rastgele her yere lüm onları şimdi nasıl yüksek bir yaylanın konduran o beylik ve yavan karakol ceyyid rüzgân gibi serinletmiş ve ebediyet zevldle boyalı tahta sütunlann, kos içinde kardeş etmiş; ona bakınız. Belli ki koca yuvarlaklann ve yarım dairelerin gerçek müsavat ye'»ız ademde var. Hekötü kombinezonlarından ibaret mah pimiz arada nekadar bir ve nekadar hiç mudpaşa kübiğinin çiftleşmesinden oluyoruz. Yokluk bizi bir kere soydu mu, artık varlıkta iken sırtımız cıplak mıydı, doğan salaş dekorasyonunu görn>e yoksa hil'atle mi örtülüydü belli değil! mek için, »ergilerimize adım atmakOnun için ne mutlu onlara ki son u y tan ve bayramlarda sokağa çıkmak kuya yatarken, insanların irianını uyanık tan ürpermeğe başladık. Fakat bu çirkinlikten kaçmak için evinizin tutabilecek bir söz veya ses bırakabiliyor merdiven altına saklansanız, karakol lar!. *** estetiği veya Mahmudpaşa kübiği ya bir kibrit kutusu, yahud sigara pakeYaygaralı medeniyet... Bugünkü şati üstünde, gene gelir, sizi bulur. matalı garb insanlıgınm adım koymak iResim, heykel, sergi, galeri, pul, çin böyle bir yaftaya lüzum vardır. Bukâğıd ve madenî para, hatta her tür nun azgınhğı asıl büyük şehirlerde duyulü resmî etiket işleri için nihaî bir luyor. Yalnız azgmlığı değil, sıkıcılığı, tercih otoritesine sahib ve san'atkâr usandıncıhğı da! Demir sesi, çelik sesi, otomobil, kam" mütehassıslardan mürekkeb daimî bir yon, şimendifer, klâkson ve saire.. Nasıl jürinin Güzel San'atler Akademisinde teşkilini evvelce birkaç defa tel anlatayım; bazı şehirler âdeta bir gürültü mahşeri! kine çalıştık. Avrupanın en özenılerek yapılmış Ermenivari söyliyelim: Tmmıyorhayli merkezine sinir bozucu patırtılar lar, azizim, tmmıyorlar. tıpkı bir veba gibi, kolera gibi saldırmıştır. San'atkâr ne demek, dostum? HeHem saldırmıştır, hem de oralara bazı nüz bu memlekette san'atkâr, şu madefa agza alınamıvacak vasıflar getirmişsum ve afif insanlardır: Boyacı ustir... En büyük cteiler, çok kere en gürültası, marangoz, badanacı, oymacı v. tülü yerlerde.. Bunların önünden geçen s. her kamyon dakikada bir insana yer s a r Memleketin bütün estetik manza sıntısı dehşeti veriyoı. Vaktile ceza hu rasını onlann zevkine teslim ediyo kuku tarihinde okudumdu; insanlığın ruz. Ressama ve mimara gelince, bu can yakmaktaki dehasım gösterir sayısız iki zavsllı da, kendisine verilen işle işkence usulü varmış. Bugünkü motör ve re bakılırsa bir tabelâ boyacısile btr benzin medeniyetinin merakı da şu: Mayapı kalfasmdan başka birşey değil sumlara kulağından azab vermek. dir. Tam tersine. Kafe dölâpeden bakıyorum. Bütün PEYAMİ SAFA âlemin çıldırdığı bu yerde ne var? Darhk ve kalabahk içinde bir küme üstüstüne denilebilecek halde oturuyor. Hergün, her saat duyulan, aörülen şeylerden işte başhcaları: Karşıdaki binalar, bunların üstündeki elektrikli reklâmlar, sonra hadSofya 5 Bulgar telgraf ajansı, Maliye Nazınnm Fransa bankerlerinden siz hesabsız otomobil, kaır.yon... Hayır mürekkeb bir grupla Bulgaristana 375 bukadar değil, gelen geçenlerin acele se" milyon frank kredi açan bir mukavele ğirtmelerini, çiğnenıne korkusu içinde siname imzalamış olduğunu haber ver nirli sinirli zıplayışlannı da söylemek lâmektedir. Bu para, on iki taksitte öde zım.... necektir. Faizi yüzde beş buçuktur. Bu Bugün bu, yarın bu, öbürgün... Gepara münhasıran Fransadan yapılacak ne bu! mübayaata tahsis edilecektir. Kulağıma dört taraftan bağırhlar, ge^ lir gibi oluyor: Ama insafsızsın! Görü " KISA KABERLER lecek başka şey yok mu? Elbette var ki * ROMA 5 Büyük manevralar, bu se bu kadar halk buraya koîinuş. Zaten mane Tivoli ile Avezzan arasındaki mıntakarifetin büyüğü bir şeyden tad alabilmekda yapılacaktır. * BELGRAD 5 P. T. T. Nezareti ya te değil mi? Ha Sand;kburnunda ak kında Uskübde bir radyo Lstasyonu inşa şamcılık etmişsiniz, h<ı Kafe dölâpede geedileceğini bildirmektedir. * ANKARA 5 Mezunen İstanbulda vezelik Yazık ki, ben bunların hiçbirisini be" bulunan Ankara Emniyet müdürü Sadri, şehrimize dönmüştür. ceremedim! . * ANKARA 5 Dahiliye Vekâleti kay**• makamlar arasında yeni tayin ve nakiller yapan bir liste hazırlamıştır. Parise hergün yüz binlerce adam ge * Giresun 5 Hamidiye mekteb gemilip gidiyor. Bütün kusurlarının yanında miz dün saat 17,30 da limanımıza gelmiş gerçekten bir harikalar müzesi denilebi tir. * ROMA 5 Fransanm Roma masla lecek bu şehrin gezılecek yerlerinı herkes hatgüzarı M. Blondel, bu akşam ekspresle bilir. Yahud bilmez. Çünkü pek çoktur. Paristen Romaya memuriyeti başma dönFakat bir haftada ınilyoniarı bulup aşan müştür. İHEM Parisin en güzel yeri topraklarda : 1 \ Yazan: FAZIL AHMED AYKAÇ ziyaretçilerden galıba yarım düzünesinin bile gitmediği bir nokta söylıyeyim: Paris rasadhanesi... Sınemalarda, ro manlarda, resimlerde Fransız hükumet merkezinin bin türlü manzarasım görür • sünüz. Fakat rasadhaneye hiç rastladınız mı? Galiba hayır! Tuhaftır ki bütün kâinat üzerine il " min çevirdığı bir tarassud evı olmasına rağmen Paris rasadhanesi kimsenin dikkatine çarpmaz, dıkkatine de rağbetine de!. Orada asırlardanberi fennin gözü namütenahiliği, kontrol etmeğe ça" balıyor. Feza d?diğimiz ebeuiyet uçurumuna bakmak için en güzel gözlük lerden biri oradadır. Rasadhanenin tarihi "hatınmda yanlış kalmamışfa Dördüncü Hanri zamanına kadar ç;kıyor.. Genişliye genişliye bugünkü haline gelen müessese, vaktile bütün labiat ilimlerınin hepsine bucak olmuş, rr;ütevazı bir köşe idi. Şimdi rasadhanenin bahçesindeki nısfünnehar dürbünü paviyonile gök fotoğrafi" leri almağa mahsus tesisat, sonra yer altında otuz metre kadar derinlikte bulunan kronometre daüesi pek güzeldir. Binanın yorucu merdivenlerini üşenmeden çıkalım. Büyük dürbünün bulunduğu müteharrik kubbeye varınz. Ve karşımızda bir dev görürüz. Bu dev, oradakı en iri cüsseli rasad âletinin gövdesidir. Çünkü dürbünün riyaziyeci dilile yalnız (budü ihtirakı) sekiz buçuk metreden az değil" dir. Parisi son ziyaretimin en keyifli saatlerini burada geçirdim.. Arkadaşım, Türk grameri müellifi Mcsyö Denis idi. Evet, bu anlatılamaz bir zevk ve sarhoşluktur. Gece bütün bir şehir, barlarında, tiyatrolarında, dansinglerinde filân güzel bacaklara, ince endamlara iptilâ püskürürken dört beş gök âşıkının son suzlukla hasbihale girmesi.... Kehkeşane bakarsanız; milyarlarca kilometre mesafe fethedersiniz. Zuhalin halkalarında sallan'r, Jüpiterin etrafında koşan peyklerle görüşürsünüz. Fakat? Evet, fakat var. Çünkü bu bi>mez zekâ bayramından sonra kafalaranızı başka bir humar sarar. Acaba astronotnlann kâinztt seyirle rinden anlıyabildiklerini sandıkları şey ler doğru mu? Eğer öyleyse eyvah! Z S ra gene yandık demektir.. Malum ya, insanlık vaktile gökte son bir rahmet kucağı arardı ve yeryüzündeki gamlı ve süreksiz varlıktan sonra göklerde sonsuz bir saadet yurcuna yükselebileceğini umardı, halbuki... Evet, bugün toprak üzerinde sayısız şarta bağlı bulunan hayat, uzaktan selâm" ladığımız diğer kardeş âlemlerde de bi zimkinden pek halli olacak gibi görünmüyor!.. Eskiden semaya çıkacağız, derdik. Şimdi ise görüyoruz ki ne yapsak sema dan dışarıya çıkmamız kabil değil... Bütün cihan duvarsız bir hapisane içinde gibi. NALINA MIH1NA Bayrak merasimi İstanbul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstundağa ün Bursadan şöyle bir telgraf aldım: «Bursada şimdi bayrak indir' me merasimi oldu. Gözlerim yaşardı. Istanbul ne kozmopolit yermiş!» İstanbullu: M. Sertyürek Anlaşılıyor ki bir hemşerimiz, Bursada, hergün, sabah ve akşam yapılması mutad olan bayrak merasiminden büyük 1 bir heyecan duymuş, admın Sertyürek olmasına rağmen, gözleri yaşarmış; hemen telgrafhaneye koşarak coşan hislerini yukarıki telgrafla bana bildirmiş. Bayrak, sancak, İstiklâl marşı gibi millî mukaddesata karşı beslemek ve göster ; mekle mükellef olduğumuz sevgi ve hürmeti, her fırsatta halka hatırlatmağı, kendime millî bir vazife edindiğim için, Bursadaki bayrak merasiminde beni düşündüğünden dolayı, bu yurddaşa teşekkür ederim. Geçenlerde, gene başka bir muhterem ve hassas okuyucu bana bir mektub göndererek Bursada hergün yapılan bayrak merasiminin îstanbulda da yapılması hakkında bir yazı yazmamı istemişti. Ben, o güzel mektubu, aynen, «Oku" yucu diyor ki» sütunumuzda neşretrim. Nihayet, yukandaki telgraf üzerine, bea de bu mevzua gelnreği lüzumlu buldum. Bursada, sabah akşam, Türk bayrağı merasimle çekilip indiriliyor ve halk da, meydanda toplanarak bu güzel törene iştirak ediyor. Bursada bu merasimi görenler de, pek haklı olarak niçin İstanbulda da ayni şey yapılmıyor, diye üzüIüyorlar. Bana kahrsa, neden Bursada yapılan bayrak merasimi, bütün Türk şehir, kasaba, hatta köylerinde yapılmıyor diye sorarım; bir İstanbullu olarak da bunun yapılmayışından îstanbul nam ve hesabına ayrı bir teessür ve hüzün duyarım. Evet, Bursa valisinin çok güzel ve takdire lâyık bir teşebbüs ve himmelüe Bursada yapılan bayrak çekip indirme töreni, memleketin her tarafında yapıl malıdır. Bu, millî ve vatanî terbiye bakımından elzemdir. Ankara, îstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde bile, İstiklâl marşı çahnırken hâlâ şapkasmı çıkarmayı, esas vaziyeti ahp dimdik durmağı bilmiyenler münevverler arasında dahi tümen tümendir. Bursadaki gibi merasim, işte millî bayrağa ve millî marşa selâm ve hürmeti öğretecek mahdud vasıtalardan biridir. îstanbul Valisi ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağdan, ayni bayrak merasimini, îstanbulun bir değil, birkaç yerinde yaptırmasmı rica ederim. îstanbul tarafında Beyazıd meydanı, Beyoğlunda Cumhuriyet meydanı en münasib yerîerdir. Üsküdarda, Kadıköyde ve sair yerlerde bayrak törenine uygun meydanlari bulup seçmek kendilerine aid bir iştir. Heyecanlı bir Istanbullunun teessüründen kozmopolit dediği İstanbulun, milliyetperver olduğunu göstermek, herkesten ziyade Vali ve Belediye Reisimize düşan bir vazifedir. Italyan ırkçılığı M. Mussolini'nin yazdığı zannolunan bir makale Roma 5 înformation Diplomatiçue'de çıkan bir not, faşist hükumetinin Italyan ırkı meselesile Yahudi meselesinde resmî düşüncesini bildirmektedir. Bizzat M. Mussolini'nin üslubu sezilen bu not, ırk müdafaası meselesinin faşizm tarafından daha 1919 da vazedilmiş bulunduğunu hatırlatmaktadır. Italyan müstemlekelerinin inkişahndan 3.5nra mesele, daha ziyade müstacel bir mahiyet almıştır ve hükumet, ırk saflığının muhafazasına bütün dikkatini sarfede cektir. Not, bilâfaare, hükumetin Yahudiler hakkında hattı hareketini daha evvel bildirdiğini ve ayırdetmek aleyhte hareket demek olmadığından, bu hususta herhangi bir eza plânı mevcud bulunmadığını hatırlatmaktadır. Yahudilerin nisbeti İtalyada binde bir olduğun" dan, ayni nisbetin devlet hayatının heyeti umumiyesinde de gözetilmesi doğru dur. Not, herhalda Yahudilerjn ırkçılıktan şikâyetçi olamıyacaklarını, zira daima ve her yerde Yahudiierin ayni ırkçr lığın âman vermez ve bir bakımdan şayanı takdir mürevvicleri bulunduklarını kaydeylemektedir. Bu sebeblerden dolayı, ırkçılığın İtalyada tatbiki zamanı gelmiştir ve bütdn rejim organlan, bu tatbika nezaret edecektir. Not, nihayet, İtalyada Yahudiler için hususî bir nüfus sayımı yapılacağını da bildirmektedir. (a.a.) Ispanya dahilî harbi IBaştarafı 1 incl sahitede^ ve Guadalaviar'da arızalı arazide saklanan düşmanm hafif kuvvetierini tardettik. Hükumetçilerin bir tebliği Bulgaristana 375 milyonluk kredi Barselona 5 Bir tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir: «Ebro mıntakasında şiddetli bir muharebe cereyan etmektedir. Bu mıntakada Frankistlerin bütün mukabil taarruzları tardedilmiştir ve Fayon'un şimalindeki tepeler zaptedilmiştir. Şark ceplıesinde Guadalaviar mıntakasında ilerı hareketimiz devam etmektedir.» Üniversal dağlarında r Barselona 5 Hükumetçilerin Albarracan mıntakasında Teruel'in garbindeki ileri hareketleri dün tam bir muvaffakiyetle devam etmiştir. Cumhuriyetçi ler, Üniversal dağlarının sathı mailinden yeniden ilerlemişler ve bilhassa Villar dö Kobo kasabasını zaptetmişlerdir. îleri hareketlerine devam eden Cuml^uriyetçiler, Nogeurre'yi tehdid etmektedirler. Bu tehdidi ciddî telâkki eden düş man birçok kıtaatını Teruel'in cenubun daki cepheden kaldırmıştır. Bu kıtaat Üniversal dağlarının eteklerinde mevzi almaktadırlar. Tahran büyük elçimiz Londra 5 Havanın muhalefetinden dolayı, büyük hava manevralarına, buAnkara 5 (Telefonla) Şehrimizgün, dört saat teahhurla öğleden sonra de bulunan Tahran büyük elçisi Enis, başlanmıştır. 900 tayyarenin iştirak et tiği bu manevralar, pazara kadar süre Hariciye Vekili doktor Rüştü Arası zicektir. yaret etti, bir müddet nezdinde kaldı. îngilterede hava manevraları