r r 16 Haziran 1938 CUMHURÎYET Plânörle yapılan dünya rökoru j 1 urk tutunculuğu Iranla Mısır arasında sıhriyet üzerinde bir Iran Veliahdi ile Prenses hasbihal IBaşmakaleden devam] Bu vesile ile memleketin tütün mahsulü üzerinde bir kere daha durmaklığımız asla fazla görülemez. Tütünün millî ekonomimizle beraber devlet finansımızda işgal ettiği mevki çok büyüktür, ve bu mevki bilhassa Cumhuriyet devrinde çok büyümüştür. En iyi tütün mıntakalarının elimizde bulunduğu İmparatcrluk devrine nisbetle Cumhuriyetin Millî Misak hududlan içinde hem daha çok, hem daha nefis tütünler yetiştirmeğe muvaffak olduk. Tütünün devlet haznesine temin ettiği varidat hissesi ise bütçemizin sekizde dokuzda biri derecesine yükselmiştir. Dünya iktısadî vaziyetinin Umumî Harbden doğarak hâlâ devam eden düzensizliği içinde dünyada tütün plâsmanlarımız her zaman muttarid bir kolaylıkla yürümüyor. Buna rağmen Türk tütünleri şöhret ve kıymetlerini muhafaza etmekte ve bazan zorluklarla olsa da adım adım yer kazanmaktadır. Bu işe devlet ehemmiyet veriyor ve înhisar İdaremiz bu hususta kendisine düşen vazifeleri azamî gayret ve itina ile görüp gidiyor. Herşeyden önce bu meşkur ve tam yerinde mesaiyi takdir etmek ve onda ısrarla devamı temin için de bu mesaiyi teşvik eylemek lâzımdır. Haricde yeni yeni pazarlar elde etmek ve mevcudlarının daha verimli işlemesini kolaylaştırmak için yapılacak işler vardır ki Cumhuriyet rejimi kuruldu kurulah devlet İnhisar îdaremiz bu yolda yüriimeğe çalışmaktan hâli değildir. Bununla beraber gittikçe artan bilgimizin gittikçe artacak cesaretlerimizle teyid olunmasını istiyebiliriz. Türk tütününün dünya piyasasmda mevki tutmasjnı temin hesabma ne fedakârlık ihtiyar olunsa yeri olacağına kat'iyetle kanıız. Kendimiz reklâm yapmakta henüz kâB derecede terakki etmemişsek harmanlarına tütünlerimizden ehemmiyetli nisbetler kanştıran firmalann reklâm masraflarına kısmen olsun iştirak edebiliriz. Dünya piyasasında Türk tütününü plâse eden gayretli adamlara ve bilhassa kendi vatandaşlanmıza yardım etmeliyiz. Dünyada Türk tütününü plâse edecek salâhiyetli vatandaşların adedleri nekadar çoğalırsa bu güzel mahsulümüzün memlekete getıreceği faydalar o kadar çok olacaktır. y~f> Kastellon cephesinde şiddetli muharebeler ! [Bastaraft 1 inci sahıfede] | Kastellon cephesinde, kıt'alarımız, hareketlerine devam etmiş ve Figuerola köyü ile bu köyün garbindeki müte addid mevzileri ve cenubdaki bazı te oeleri zapteylemiştir. Kordu cephesinde, bazı köyleri ele ^eçirerek ilk hatlanmızı ayni hizaya getırdık minin batmasma mâni olmağa çalış maktadır. Telefat yoktur. Fevziyenin düğünleri Frankist tayyareler Valansiya ve Alikanti gelecek sene yapılacak bombaladılar, bir Fransız gemisini de batırdılar Alikant'ın bombardımam Valansiya 15 Frankistlerin dört bombardıman tayyaresi, saat 9,30 da Alikant'ı bombardıman etmiştir. Bu tayyareler, kırk bomba atmışlardır. Bu yüzden 17 kişi yaralanmış ve bazı ev ler harab olmuştur. Diğer taraftan Frankistlerin tayya releri Valansiya civarını ve limanını da bombardıman etmişlerdir. Tayyare dafii bataryalar, faaliyete geçerek tayyarelerin hedeflerine isabetli endahtlar yapmalarma mâni olmuşlardır. Barselona 15 Dün, Kastellon mmtakasında esir edilmiş olan iki Alman. muntazam kıtaata mensub bulunmu yorlardı. Bu esirler, tank teknisiyenle ridir. Türkkuşu muallimlerinden Âli Yıldtzın înönii yüksek yelken uçuşu kampında, plânörile havalanar ak 14 saat 20 dakika süren bir uçuş yaptığım, bu suretle 13 saat 59 dakikalık dünya röhorunu kırdığım sevincle bildirmiştik. Bundan başka Türkkuşu öğretmen namzedlerinden Cemal Aytaçla arkadaşı Rasim de bir dünya ikinciliği kazanmışlardır. Yukarıdaki resim, kahraman uçucularımızı göstermektedir. Ortadaki tayyareci, Âli Yıldızdır. Kastellon mıntakastnda şiddetli muharebeler Madrid 15 Kastellon mmtakasında çok şiddetli muharebeler olmaktadır. Bariyor'dan gelen ve mühim asker ve levazımla hücum eden asiler Sanmato yolu boyunca ilerilemeğe teşebbüs et mektedir Cumhuriyetçiler şiddetli mukabil taarruzlarda bulunarak asileri sahil boyunda işgal ettikleri bazı noktalarda ric'ate mecbur kılmışlardır. Teruel vilâyetinde Valverdo civa rında asiler 40 kadar avcı ve bombardıman tayyaresinin yardımile şiddetli taarruzlarını tekrar ederek Kamerana voluna hâkim olan tepeleri ele geçirmeğe çalışmışlardır. Hükumetçi kuvvetler düşmanın müteaddid taarruzlarını ağır zayiatla püskürttükten sonra kah ramanca bir mukavemet göstererek ric'at etmişlerdir. Gureba hastanesinde fennî bir müsamere Gureba hastanesindeki fennî müsamereye iştirak Dermatologlar cemiyeti, bu sene son içtimaını, Prof. Talât Çamlının şerefine Gureba hastanesinde yapmıştır. Bu toplantıya, Ankara Nümune has tanesi dermatoloji profesörü Marchionini, Tıb Fakültesinden Prof. Obern eden doktorlarınuz dorfer. Prof. Braun, Prof. İgersheimer ve Schwarz, Gülhane seririyatından Prof. Niyazi Gözcü ve Fakültenin bir kısım doçentleri ve memleketimizin maruf eski dermatologları iştirak et mişlerdir. Kralının hemşiresi Prenses Fevziye İran Veliahdi Prens Mehmed Rıza Pehlevi ile Mısır Kralının hemşiresi Prenses Fevziye arasmda bir izdivacın takar rür ettiğini yazmıştık. Son alınan haberlere göre, Tahranda yapılacak olan düğünün teferruatını kararlaştırmak üzere Kahireye İrandan bir heyet gelmiştir. Yüksek şahsiyetlerden mürekkeb olan bu heyet, çok kıymetli hedıyeleri hâmil olarak irandan otomobille yola çıkmış ve Bağdadda biraz durduktan sonra tekrar yola devam etmiştir. Yirmi beş büyük bavul dolduran düğün hedıyeleri arasında en kıymetli şey, Basra körfezinde şimdi ye kadar bulunan incilerin en büyüğü olan gayet iri bir incidir. Şahinşah da, Kral Faruka, zümrüdler ve yakutlarla süslü, tarihî bir kılıc hediye etmiştir. Prenses Fevziye önümüzdeki teşrinisanide on yedisine, nişanhsı da, ondan bir kaç gün evvel on dokuzuna basacaktır. Nişanlılar biribirlerini henüz görmemişlerdir. Düğün tarihi henüz tesbit edilmemiştir. Prensesin, annesinin arzusu üzerine, Tahrana ancak 1940 senesinde gideceği söylenmışse de, son günlerde dolaşan şayialara göre, önümüzdeki senenin ilk aylarında düğünün yipılması takarrür etmiştir. Nikâh Kahirede akdedılecek, Şahin şah bu vesile ile bizzat Kahireye gelecektir. Mısır Kral ailesinin de düğün için Tahrana gitmesi ayrıca mukarrerdir. Şahinşahın Mısırda ikametine tahsis edilecek olan Antonyadis sarayı hummalı bir faaliyetle tezyin edilmektedir. İran Şahının, Mısır seyahatinden istifade ederek, müslüman devletler arasında iktısadî elbirliği projesini de tahakkuk ettireceği söylenmektedir. Mısır Kastellon'u Alman gemileri mi bombardıman etti Londra 15 (Hususî) Havas ajan sına göre, bugün Kastellon'u bombardıman eden zırhlılar Alman zırhlılandır. Ayni ajans birkaç gün evvel torpitolardan mürekkeb bir Alman filotillâsının Cebelüttarıkı geçtiğini ilâve etmektedir. Bu haber, başka hiçbir membadan teyid edilmemiştir. Londra 15 Deyli Ekspres'in hususî muhabiri tarafmdan Alikant'ta yapıl mış olan tahkikattan anlaşıldığma gö re, her zamanki tayyare olan bir Frankist tayyaresi İngiliz ticaret gemilerini bombardıman etmiştir. Valansiya limamnda bir Fransız gemisi batırıldı tngiliz gemileri gene bombalandı Valansiya 15 Frankistlerin tayya releri, saat 12.45 te limanı bombardı man etmişlerdir. Bir bomba, Goluva adındaki bir Fransız gemisine isabet ederek gemide bir rahne açmış ve gemi su almağa başlamıştır. Mürettebat, ge Türk Rumen ticareti [Baştarafı 1 inct sahijede] alacakları vardır. Tediye zorluklannı ortadan kaldırmak suretile iki komşu memleket arasındaki ticaret münasebatımn inkişafını temin için mübadele usulünü tatbik etmeği düşünüyoruz. Meselâ Romanya Türkiyeye petrol, benzin, kereste ve ziraat makineleri verebilir. Buna mukabil Romanyanm muhtac olduğu bakır, kömür, pamuk gıbı emtıa da Türkiyeden temin edilebilir. Bu suretle iki memleket arasında mal mübadelesi yapmak kabil olacaktır. Kadın ve moda f Alman lisesinin 70 inci yıldönümü j Alman lisesinin 70 inci yıldönümü Dun, Alman lisesi ve Ticaret mekte bınin 70 inci yıldönümü kutlulanmıştır. Merasime kalabalık bir davetli kütlesi huzurunda İstiklâl marşımızla başlan mış, lisenin müdürü Şöman tarafmdan mektebm 70 yıllık mesaisi hulâsa edılmiştir. Mekteb müdürünün nutkunu müte akıb mektebin idare heyeti reisi ve Doyç Bank direktörü Fost da kısa bir konferans vermiş, üim hayatına kendilerini vakfeden, muallimlerin mesa isini şükranla kaydetmiştir. Bundan sonra diploma tevzi edilmiş ve 7 talebeye mekteb idaresi tarafmdan kıymetli kitablar hediye edilmiştir. Dahilî imalâtımıza gelince bunda da hergün daha itinalı davranmak lüzumunu bir defa daha ve daima tekrar etmek asla yersiz sayılamaz. Tütünün çıktığı memleketteki tütün mamulâtı kendi başına bir reklâm teşkil edecek veçhile nefis ve zarif olmalıdır. Ve nihayet tütün yetiştiricilerimiz işlerinde şevkle devam edebilmek için emeklerinin mükâfatını almalılardır. Hele bunlann içinde Hendekliler gibi hemen hepsi denilecek büyük çokluğu çoluk çocuklarile birlikte çahşan küçük münasebetile dün yapılan merasim çiftçilerden mürekkeb olanlar daha ziyade sahabete lâyıktırlar. Diploma tevziinden sonra keman ve İşte Hendeklilerin mektubları vesilesipiyano ile mektebin küçük talebeleri Berlin 15 Almanya Dahıliye Nele kısa bir hasbihal ki maksadı hepimizin tarafmdan şarkılar söylenmiş, merasi zareti müsteşarı Dr. Stukat'nın, Alman me saat altıya doğru nihayet verilmiş dikkatini bir daha tütünün ziraatile beraber alım sahmı üzerinde toplamaktan hukuk akademisi mecmuasında bildi tir. rildiğine göre, Alman ana babadan doibarettir. ğacak Yahudiler, bundan böyle Alman Macaristanda yıldırımdan YUNUS NADI tebaası telâkki edılmiyecek ve bunlann 19 kişi öldü hiçbir milliyeti olmıyacaktır. Diğer taIngiliz kabinesinin dünkü raftan, Yahudiler, izdivac yolu ile de Budapeşte 15 Dün gece bütün MaAlman tebaalığını alamıyacaklardır. caristanda çok şiddetli fırtmalar çıkmış toplantısı ve 19 kişi yıldırımdan ölmüştür. Maddî Yahudiler Mısır a da sokulmuyor Londra 15 îngiliz kabinesi, M. hasar oldukça mühimdir. Kahire 15 Dahiliye Nazın âyan Budapeştenin Neupeşt mahallesinde Çemberlayn'in riyasetinde toplanmıştır. meclisinde yaptığı beyanatta Yahudile103 evi su basmıştır. Matra dağı etekle Kabine, bu toplantısını dahilî ve haricî rin Mısıra muhaceretine mâni olmaları tahsis için hudud karakollarma kafî emirler rinde birçok nahiyeler tamamile su al meselelerin gözden geçirilmesine tında kalmıştır. etmiştir. verıldiğini söylemiştir. Komşu Romanya dururken, Türkiyenin uzak memleketlerden kereste alması ticaret bakımmdan doğru bir hareket değildir. Zira Lehistan kerestesi muhak kak daha pahalıya malolur. Buna mukabil Romanya ise muhtac olduğu senevî 10 bin ton bakırı Amerika gibi uzak memleketlerden temin etmekte dir. Halbukı aramızda mübadele usulü tatbik edildiği takdirde, Türkiye muhtac olduğu petrol, benzin, kereste gibi malBerlinde tevkif olunan ları doğrudan doğruya Romanyadan, Yahudiler Romanya ise başka piyasalardan ve üçünLondra 15 (Hususî) Berlinde yüz cü elden satın aldığı ve aralarında Türk kadar Yahudı evlerinde tevkif edilmiştir. Kaçakçılık yaptıkları söylenen mev mah da bulunan pamuk, manganez, bakır, kömür gibi emtiayı doğrudan doğrukuflar hudud haricine çıkarılacaktır. ya Türkiyeden temin edebilecektir. Yeni bir karar 1 i Parıste her sene yapılmakta olan, Yarın akşam Ankaraya giderek bu me <su bayramı>nda deniz ve plâj kıyafetsele hakkmda alâkadar makamlarla te leri teşhir olunmaktadır. İşte bu senemaslarda buluncağız. Bu temaslar mü nin mayolarmdan güzel bir nümune. said netice verdıği takdirde, Romanya ticaret odaları umum reisi ve eski Maliye Kahirede Filistin için Nazırı M. Viktor Slavesku'nun riyase nümayiş yapanlar tinde Bir Rumen heyeti Türkiyeye geleKahire 15 Müslüman gencliği cemirek bir anlaşma akdine çahşacaktır. yetinin bir içtimaının sonunda bilhassa Romanya tüccarları Türkiye ile iş yapmayı şiddetle arzu ettiklerinden, mü Filistinli talebeden mürekkeb olan bir badele usulü esas itibarile kabul edilirse, grup, sokaklarda: «Filistin, ArablarınTürkiyeden senevî 20 milyon lira kıy dır> diye bağırmak suretile bir nümayiş metinde mal almak imkânı hasıl olacak yapmışlardır. Zabıta, 38 nümayişçiyi tır.» tevkif etmiştir. Fakat güzel cevablar. Telefon çaldı. Hilda beş dakika kadar telefonda konuştu. Ferdinan, annesinin eteklerine asılan bir çocuk gibi bekliyordu; Hilda'nın telefonda konuşması bitince, devam etti: Altı cevab.. Ve partönerim yıldızla dansediyorum. olan Hilda, annesine, yemeğe gelmiyeceğini telefonla haber verdi. Bu esnada Ferdinan ceblerini yokhyarak üç buçuk dolar çıkarıyordu. Yanakları birdenbire kızarmıştı: , İşte bütün param, dedi. nim kötü tecrübemin iyi bir netice doğurmasına imkân yoktur. Füller'in kapısı ardma kadar açıldı: Bana baksanıza delikanlı! Size rol buldum. Şimdi, hemen, çabucak Arfilm stüdyolarının rejisörünü görmeğe gidiniz. Hiç birşey sormayın, size hepsini izah edeceklerdir. İkinci bir defa olarak tali hinizi denemek imkânını veriyorlar size. Yazan: Viki Baum Herkese nasib olmaz. Ne duruyorsunuz? Büyük Hikâye: 7 İşte şapkanız! Haydi bakalım marş marş! Türkçesi: Cevad Sadık Füller delikanhyı omzundan iterken: Amma yaptm canım. Altı hafta ona bu delikanlıya bir rol bulduğumu Onu gönderen Füller'dir, Elen on Memleketinizde ne yaptıkîarını kendisine para veriyorsunuz da sonra kü telgrafla bildirirsem belki biraz yumu da seksepl bulduğunu söylemiş. gösterin onalra, diye ılâve ettı. Düşünün, çücük bir rol vermekte tereddüd ediyor şar. Ben mi? Ne münasebet. Onu ke§ Dediğıni duydu. Operatör: Viyananın şerefi ve haysiyeri mevzuuba Belki Madam Füller'ın bir bildiği sunuz? Elli dolar için bir sahneyi ber feden Elen'dir. Hâmisi odur. bad etmek mi istemiyorsunuz? TecrübeFerdinan, Hilda'nın bürosunda otur histir. vardır, dedi. Ferdinan, kendini tekrar dışarda bulde pek de parlak olmadığını biliyorum. muştu. Delikanlı, bütün zavallıhğına rağ Herhalde bu sefer yanılmıştı. du, şapkası elindeydi, kafası darmada Ferdinan sallanaraktan kapıdan çık Fakat sana haber vereyim ki gayet kibar men, güneşin genc kızın alnına düşen bir tiptir. Halbuki Mak ona bir külhan saçlarile oynamasına keyifle bakıyordu. ğınıktı, yegâne tutunduğu dal: «Ben size tı. Mis Pemberton onu bekliyordu. Genc söylememiş miydim?» diyen Hilde'nin beyi rolü vermiş. Tekrar ediyorum, kabi Mis Hilda: kız gayet tatlı ve davetkâr bir sesle: liyetli çocuktur. Viyanada dehşetli bir Sinema artistliği çılgınlann mesle mütebessim çehresinin hatırasıydı. Arabam tamirde, dedi. Beni evime * * * muvaffakiyet temin etmişti. Dinle beni.. ğidir, diyordu. Bu meslekte mantığa u kadar götürmek lutfunda bulunur musuSaat beş buçukta Ferdinan dönmüş buyan hiç bifşey bulamazsmız. Bazan, tecFüller sesini alçalttı: nuz? riibede muvaffak olamıyanlara iş venlir lunuyordu. Füller gitmişti. Yüzündekı se Senden istediğim dostça, bir hiz Ferdinan ona sıslı gözlerle baktı: mettir. Sonradan mukabele edeceğime e de, muvaffak olanlar kapı dışarı edilir. vinc aydınlığından belliydı ki Ferdinan'm Ben otobüsle gideceğim. içi içine sığmıyor. Ferdinan zoraki gülümsedi: min olabilirsin. Hayır, ailevî hiçbir rabıVe genc kızı beklemeden uzaklaştı. *** Hilda sordu: Bunları gönlümü almak için söylütamız yoktur. Elen'in angaryası, ne ya Rol verdiler mi size? Füller, Arfilm stüdyolarının rejisörüne parsın. Karım Honoloulou'ya gıttı. Nıçın yorsunuz, teşekkür ederim. Fakat iyinin E^et, altı cevabdan ibaret bir rol. mi? Kadınlann işine akıl mı erer? Eğer iyi, kötünün kötü olduğunu bilirim. Be *elef on ediyordu. Bir kadını davet etmek ve sonra ona cebindeki paranın miktarını söylemek O esnada bir telgrafçı girdi içeri.. Hil hoş birşey olmasa gerek; fakat sonradan da daktilo makinesinde telgrafm cevabı mahcub olmâktansa... nı yazdıktan sonra, Ferdinan'a dönünce, Hilda gülerek: onu dudakları aralık ve bakışları cesaret Utanacak ne var bunda, dedi. Ben" dolu gördü. Delikanlı: de milycner doğmadım.. Mis Drake, dedi, Hojivud'da beOn dakika sonra bir içkili lokantada, nim için yalnız siz varsmız. Ötekilere ha temiz ve iç açıcı bir masada karşıhklı oyalet nazarile bakıyorum. Size söylemem turuyorlardı. lâzım.. şey.. bu akşam benimle yemek Hilda kadehini kaldırdı: yer misiniz? Muvaffakiyetinize! Hilda, şimdiye kadar yaptığı gibi, bu Ferdinan kadehini kaldırdı: daveti de reddetmek için ağzını açtı, fa Saadetinize! kat, nasıl olduğunu kendisi de pek anlaGenc kız delikanlının rolünü merak emıyarak, kabul etti. O gece yatağında budiyordu. Sabırsızlıktan doğma bir aceleynu kendi kendine şöyle izah edecekti: le: «Acıyorum ona.. Zavallı çocuk burada Anlatsanız a, dedi. Altı cevab vekimsesizdir. Benden başka kimse kendiriyordunuz, değil mi? Hem de güzel cesile meşgul olmuyor.. Hem gayet iyi vablar. Ve sonra partönerinizle dansedi kalbli bir çocuk. Kabalık yapacağa hiç yordunuz, öyle mi? benzemiyor.» . . . lArkast var]