4 CUMHTJRİYET 12 Haziran 1938 Bursada meraklı bir cinayet davası Ahmed Vacid, ciddiyeti şiddet ve istibdad telâkki eden bir adamdı. Gerek yazıhanedekilerin, gerekse evdekilerin elınden ve dilinden çekmedikleri kalmıyordu. Ahmed Vacidin vücudce görünüşünün de böyle aksi bir adam olmasında belki dahli vardı. Siyah saçları, parlak bakışlı gözleri, uzun boyu, geniş omuzlan, kendisinin daima emretmek ve itaat olunmak için yaratıldığım âleme ilân ediyor gibiydi. Arkadasları her zaman onun bir dediğini iki etmezler, maiyetinde çahşanlar hiçbir söziine itiraz etmeğe cesaret gösteremezlerdi. Fakat asıl ondan tiril tiril titriyenler karısile çocuklarıydı. Her şeyi evde idare eden Ahmed Vaciddi. Hiz metçiler, yemekler, gezmeğe gidilecek yerlcr, sayfiyeler, hatta Semihanın tuva letleri hep onun arzusuna, zevkine, emrine göre seçilirdi. Karısı bu işlerde ancak kocasının bir emir kulu, bir vasıtası vaziyetinden çıkamaz, hiçbir şahsî teşebbüse girişemezdi. Semiha tatlı, şirin ve güzelce bir kadındı. Fakat çok mütevazıdı. Ahmed Vacidin âşığı ve hayraniydi. Onun huzurunda , uysallık ve mutavaattan başka bir hareket göstermeğe cesaret edemez, yalnız yavaş yavaş iyiyi kötüyü farketmeğe başlarmş olan çocuklarile: Bu baba'nızın sertligile bizim halimiz neye varacak? Diye derdleşmekten de kendini ala mazdı. Sonra da gene arkasmdan kendi ilâve ederdi: Durun bakalım... Elbette bir gün gelir kurt kuzulaşır!.. Kurdun kuzu olacağı gün meğer pek yakınmış!.. Ahmed Vacidin yazıhanesinde senelerdenberi büyük bir intizam ve fedakârlıkla çalışan bir daktilosu vardı: Sakine... Maaşı daha çok ve istikbali daha parlak bir vazife buldugu için kalkıp Ankaraya gitti. Maamafih yerine bir başkasını tavsiye etmekten de geri kalmadı. Ahmed Vacid de uzun uzadıya arama zahmetine katlanmayı göze alamadığı için işine yara maktan geri kalmıyacağını tahmin eltiği Dürriye Lem'iyi kabulde müşkülât çıkarmadı. Dürriye Lem'i yirmi dört, yirmi beş yaşlarında kadar saf yüzlü, fakat çok cazibeli bir kadındı. Kumral saçlarının altında iki yıldız gibi parlıyan gözleri bir iki gün içinde Ahmed Vacidin ruhuna nüfuz etmekte gecikmedi. Ahmed Vacid, şimdiye kadar doğru yoldan bir santimetre ayrılmamış, karısını hiçbir kadınla aldatmamıştı. Fakat kırka raklaşma buhranmın verdiği müvazenesizlikle Dürriyenin davetkâr bakışları birlesince iradesinin dizginlerini zaptedemez bir hale geldi ve güzelliğinin meclubu olduğunu birtakım kinayeli sözler ve cesaretkârane hareketlerle daktilosuna anlatmağa muvaffak oldu. Dürriye Lem'i, patronunun bu arzusuna râm olmakta gecikmedi. Ahmed Vacid onun bu ani inhinasını mütekabil bir aşkla tefsir ediyordu. Çünkü şimdiye kadar böyle bir muvaffakiyet elde edememesinin kadınlara hoş görünmediği için değil, fazla ciddiyeti ve çekingen'iği yüzündtn ileri geldigini pekâlâ biliyordu. Çünkü, yüzce ve vücudce tek bir kusuru yoktu. Binaenaleyh genc kadını kendisine bağhyan sebebler sade ona karşı gösterdigi cömerdlik ve himaye olamazdi. K Dürriye ile anlaştıkları ilk günden itibaren Ahmed Vacid geç vakitîere kalmağı itiyad edinmeğe başladı. Tabiî birikmiş mektubları bahane ederek, öteki memurlar gittikten sonra Dürriyeyi birlikte alıkoymaktan geri kalmıyordu. Bu vaziyet tam beş ay devam etti. Semiha, kocasının git gide işine fazla sarıldığını büyük bir memnuniyetle görmekle beraber iş adamlarile buluşma saatlerini daima akşam yemekleri zamanına tesadüf ettirmesi pek de hoşuna gitmiyordu. Buna rağmen kalbine zerre kadar küçük bir şüphe girmemişti. Lâkin, şüphelenen başka birisi vardı. O da Lem'i... Hazır elbisesi ve ucuz kıravatile büyük mağazalann çarpuk çurpuk mankenlerinden birini andıran bu mütevazi adam, çok kıskanc ve vesveseli bir insandı. Karısının her hareketile inceden inceye alâkadar olmağı ötedenberi kendisine iş edinmişti. Son günlerde Dürriyenin ekseri günler eve geç dönüşü, bazı akşamlar da iştahsız sofraya oturup bir iki lokma yedikten sonra hemen masadan fırlayışı nazarı dikkatini celbetmekten geri kalmamıştı. Dürriye, evlerinin eksiğini gediğini tamamlamağa yarıyan fazla mesai ücretini doğrudan doğruya kocasının eline getirip saymakla onun hiddetini teskine çalışıyor, fakat muvaffak olamıyordu. Çünkü, bütün bu gecikmelere Dürriyenin oünden güne şıklaşması, koketleşmesi de inzimam etmişti. Lem'i, Amerikalı hususî polis hafiyelerinin kurnazca tertibatını andıran yollardan yürüyerek, karısının hiyanetine bizzat kendi gözlerile şahid oldu ve hiddetten, kıskanclıktan kuduracak bi: hale geldi. Vacid, Dürriye ile birlikte yazıhaneden çıkıp hususî otomobile binmek üzere iken köşede gizlenen Lem'i, koltuğunun altında sakladıgı küçük sivri bir bıçağı çekerek Ahmed Vacidin üstüne atıldı; fakat Ahmed Vacid, iriyarılığı ve pazularının kuvveti sayesinde kendisini atıkçe müdafaa ettiği için yalnız kalçasından hafif bir yara almakla bu tehlikeli badireyi atlatmıştı. Lâkin ayuka çıkan rezaleti nasıl örtbas edecekti? Çünkü Lem'iyi yakalıyan polis memuru, her üçünü de karakola sürükle mekten geri kalmamıştı. Gazeteler, bu meraklı hâdiseden günlerce bahsettiler. Ahmed Vacidi tanıyanlardan birçoğu vak'anm anlatılışında muhakkak mübalâğa mevcud olduğuna hükmettiler, Dedikodu bütün şehirde ağız dan ağıza dolaştı. Biraz sonra devran gene o! devran, âlem gene ol âlem şekline girdi. Ancak o zaman yarasını bahane ederek evinde yatan Ahmed Vacide de tekrar dışarıya çıkıp insan içine karışmak ıçin bir cesaret geldi. Ahmed Vacid şahsî dava açmadığı için Lem'i adlî takibattan kurtulmuş, Karadeniz kıyısmdaki bir şubeye memuriyetini tahvil ederek karısile birlikte kalkıp gitmişti. Zira, Dürriyeye karşı olan aşkı sade kıskanclığına ve hiddetine değil, şeref ve namus telâkkilerine bile galib gelmisti. Semiha, yatakta kaldığı haftalar zarfında kocasına, kat'iyyen bu hâdiseden bahsetmedi. Lâkin, içinden kendini yedi bitirdi. Nasıl olur da, bu ciddî, faziletli, vakur adam böyle bir küçüklüğe tenezzül etsin... Kendisine hiyanetini affettiği halde bu zâfına müthiş üzülüyordu. Ahmed Vacid, karısının büyüklük ve âlicenablığı karşısmda derin bir mahcubiyet ve vicdan azabile karışık nihayetsiz bir minnettarlık da hissediyordu. Bu, şükran borcunu nasıl ödiyecekti? Uzun uzun düşündükten sonra buldu. Artık, sertükten, dürüştlükten vaz geçecek, yumuşak, uysal bir adam olacaktı. Bu kararını, ayağa kalktığı günden itibaren kusursuz ve ka'tî şekilde tatbika başladı. Böylece aylar geçti. Fakat, Semiha bir türlü eski neş'esini bulamamıştı. Bir akşam karısmı karşısına aldı: Yavrum, d«di, hâlâ beni affetmedin, o meş'um hâdiseyi hâlâ unutamıyarsun!.Semiha, sesini boğan hıçkırıkları belli etmemeğe çahşarak: Nasıl unutayım, diye cevab verdi, evvelce senin istibdadından, hiddetinden, şiddetinden bıkmış usanmıştım... Fakat şimdi... Eski ciddî ve hâkim Ahmed Vacidi mumla arıyorum... Kocacığım... Böyle kuzuluk sana hiç yakışmıyor... Gene kurd ol... Bana bağır, beni hırpala... Belki o zaman unuturum... Ahmed Vacid, kendini şöyle bir tarttı... Heyhat, o eski ciddî ve sert adam olmasına imkân yoktu... Lem'inin bıçağı hayatına nihayet verememişti amma, ru hundaki sertlik ve âmirlik membaını ebediyen söndürmüştü. Semihanın ellerine sarıldı: Artık, dedi, o eski Ahmed Vacidi ebediyen bulamıyacaksın... Böyle unut... Böyle unutmağa çalış! Çeviren: RADVO Beyaz perdenin şen ve şakrak güzeli Aslen Romanyalı olan Fransız artisti Elvire Popesko kudretli bir san'atkâr, ayni zamanda mükemmel bir iş adamıdır O, Türkiye halkının ilk defa «Varşovalı kuzinim!» filminde nazarı dikkati celbetti. Bütün seyirciler, beyaz perdede kendi salonundakinden daha serbest konuşan, daha tabiî hareket eden bu artistin, sun'ilikten bu derece uzak kalışının hayranı oldular. Gene o filimledir ki bizde olduğu kadar, dünyanın her tarafında da Elvire Popesko isrni ağızdan ağı ] za dolaşmağa başladı. Ekseriyet onun milliyetini tetkike lü zum görmemiştir. Rumen olduğunu belki bilmiyenler de vardır. Bütün cihan onu Fransız artisti telâkki eder. Fakat o Bükreşte doğmuş, küçük yaşta Parise gelmiştir. Önce facialarda rol almakla sahne artistliğine başlamış, sonra konservatuara girmiş, pek genc iken tanınmış bir aktörün zevcesi olmuş, bu suretle san'atkârlık hayatında ilerlemiş tir. O vakitler yüzünde bugünkü şen ve şakrak ifade yoktu. Sarışın, mat renkli, çehresi romantik çizgilerle dolu genc bir kızdı. Kendisini en ziyade meşhur serseri Fransız şairi Jean Richepin himaye ederdi. Daima ona: Sen büyük bir aktris olacaksın kız! Der dururdu. Elvire bir müddet klâsikleri oynamakta devam etti. İlk koca smdan ayrıldı. İkinci bir kocaya vardı. Ondan da aynlmakta gecikmedi. 1923 senesinde Oeuvre tiyatrosunda «Kırmızı ihtiras» isminde bir piyes oynanacağı ilân ediliyordu. Bu piyesin başmümessili olarak Elvire seçilmişti. Bir müddet sonra Gaston Ravel, Dumas FiU'in «Yabancı» ismindeki piyesini sinemaya adapte et mişti. O eserdeki başrol de gene Elvire'ye verildi. Genc kadın sade san'at merdiveninde mütemadiyen yükselmekle kalmı yor, ayni zamanda gittıkre de güzelleşiyordu. Son eserle san'at karakteri de değişmiş, şen, şuh, kıvrak bir kadın olmuştu. İşte o zaman sıra «Varşovalı kuzinim!» e geldi. Fakat yukanda bahsetti ğimiz filim degil, o eserin henüz sahnedeki temsili.i Sonra, bu sene Amerikada Charles Boyer'le Claudette Colbert'in çevirdikleri «Tovariş!» piyesine!. Arkasmdan da filimlerde ayni rolleri oyna mak tabiatile ona düştü. Elvire Popesko bugün de hâlâ ayni kuvvette bir beyaz perde kahramanıdır. Henry Garat'la birlikte oynadığı «Hâ kimin, karısı» filmi hâlâ bir çok sinemalarda oynanmakta devam ediyor. Hele bir iki sene evveline doğru başımızı döndürürsek «Kral» m, «En iyi müşterisi!» nin, «Madam Vidal'in âskı» nın, «Dora Nelson» un «Günün adamı» nın başmümessili olarak da gene Elvire Popesko'yu görürüz.. Bir köylü cinayet müşevviki olarak muhakeme ediliyor Bursa (Hususî) Ağırcezada meraklı bir cinayetin muhakemesine başlanmıştır. înegölün Serinaz köyünde Ahmed isminde biri gece evinde öldürülmüştür. Ayni köyde oturan Raşid isminde biri Ahmedın öldürülmesinde müşevvik olarak mevkufen muhakeme edilmektedir. Dava evrakına nazaran Raşid, evvelce 14 yıl beraber yaşadığı karısının kendisi aleyhine açtığı zina davasından mahkum olmuştur. Karısına bu davayı açtıran amcasının oğlu Ahmed oiduğundan, Raşid, Ahmede karşı çok muğber olmuş. Ayni zamanda aralarına tütün kaçakçılığı yüzünden bir düşmanlık da girmiş... Raşid bu suretle rakibını ortadan kaldırmak için Bozöyüklü Rü»tem isminde birisile ahbab olmuş ve ona Ahmedi öldürtmüştür. Ahmedin vurulacağı gece, bu müretteb cinayet anlaşı'masın diye Raşidle metresi Zeliha İnegöle gitmişler... Rüstem ise cinayetten sonra Raşidin evinde bulunmuş; fakat jandarmalarla musademe ederek kaçıp gitmiş ve izini kaybetmiştir. Muhakemeye bunun için katilin gıyabında başlanmıştır. Köy muhtarı HaIille azalar ve Raşidin karısile metresi şahid olarak dinlenmişlerdir. Bunlardan Zelihanın, İnegöl sorgu hâkimine verdiği fade ile mahkemedeki ıfade arasında mubayenet görüldüğünden Müddeiumu miliğin talebi üzerine hakkında takibat yapılmasına ve tevkifine karar verilmiş, Zeliha derhal tevkif olunnıuştur. Muhakeme safahatma nazaran, katil Rüste min; Raşidin evinde gizlendiği, ertesi günü muhtarla birlikte jandarmalar bu evi ararlarken bir odadan ansızın üzerlerine ateş açtığı ve bu sırada pencereden atlayıp kaçtığı anlaşılmaktadır. Muhakeme, İnegölde hancı Tevfikin şahid olarak celbi için 22 hazirana bırakılmıştır. Hancı Tevfikten, katil vak'ası gecesi Raşidle metresinin hanında kalıp kalmadıkları sorulacak ve bu cihet han defterile tevsik olunacaktır. akşamki program J J ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: türk mıusikLsi ve haJi şarkıları 13,15 dahilî ve haricî haberler 18,30 karışık piâk neşriyatı 18,50 çocuklara masal (Masal dede) 19,15 türk musiklsi ve halk şarkıları (Makbule Çakaj ve arkadaşları) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 türk musikisi ve halk şarkiları (Salâhaddin ve arkadaşları) 21 edebî konuşma (Behçet Kemal Çağlar) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajaiis haberleri 22,15 yarınkl program ve İstiklâl marşı. ISTANBUL: 12,30 plâkla türk musikLsl 12,50 havadis 13,05 plâkla türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 18,30 plâkla dans musikLsi 19,15 konferans: Prof. Salih Murad (radyo dersleri) 20 Grenviç rasadhanesinden n a ü e n saat ayarı 20,02 Nihal ve arkadaşları tarafmdan türk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20,48 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 21 klâsik türk musikisi: Nuri Halil ve arkadaşları taraîmdan 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar Elvire Popesko Elvire büyük bir artist olduğu dere cede büyük bir insandır da.. Hahzası, zekâsı, faaliyeti etrafındakileri hayrette bırakacak derecede faal ve ateşindir. Eğer günün saatleri müsaade etse muhakkak ki otuz adamın işini yalnız başına görebilir. Rejisörlerle, filim amillerile, tiyatro direktörlerile son derece arası iyidir. Çünkü kat'iyyen kudret ve kuvvetine güvenmez. Kendi içtihadma uygun olmasa da onların tavsiyelerini sakin ve muti bir mekteb çocuğu gibi dinler.. Fikirlerini ancak onlar sözlerini bitirdikten sonra söyler Ve ekseriyetle de kabul ettirir. 1938 senesi çalışma cetveli içinde Elvire'yi daha birçok mühim faaliyetler beklemektedir. «Bay meb'us!» Bu kordelâyı Fransız rejisörü Barthomien idare edecektir. Sonra «Prensin tahsil ve ter biyesi!» geliyor.. Bu eser meşhur Fransız muharrirleri Robert de Flers ve Caillavet'in piyesinden iktibas edilmiştir. Onu da Clement Vantel'in «Köy papazı zenginlerin ahbabı!» takib edecek.. Sahnede ise Sacha Guitry'le beraber çalışa cak.. Bütün bunkrı bir kişi mi yapacak? suali insanın diline derhal takılıyor.. Fakat aslen traiediyen olduğu halde bugün mükemmel bir komedi artisti olan, aslen esmer doğduğu halde bugün san sın olan, aslen Rumen doğduğu halde bugün Parisli olan Elvire'nin azminden ne kurtulur... O, şirinlik ve şakraklıkta bir genc kızdan daha ileride olduğu kadar iş kadınlığında da Ford'lara, Van derbilt'lere taş çıkartacak bir meharet göstermektedir. O, bir volkan kadar ateşlidir, o bîr gayzer kadar göke fırlamağa müheyyadır. O, tükenmez bir hayat membaıdır. Sade artistler değil, bütün kadınlar, hatta er kekler bile onu kendüerine nümune ve rehber ittihaz etseler yeridir!.. 21,05 Münih: Hanım hizmetçl. 21,05 Stutgart: Çingene Baron. 21,20 Bükreş: Freischüntz. 22,05 Roma: Siberya. Büyük konserler 19,35 21.05 21,05 21,35 22,05 23,30 17,05 18,05 Prag: Balet musikisi. Frankfurt: Orkestra ıkonserl. Hamburg: Muhtelif parçalar. ParLs: Fransız Belçika konserl. Brüno: Drovak'm senfonilerl.Kopenhag: Veber'in eserleri. Brüksel: Muhtelif parçalar. Beromünster: Muhtelif parçalar." Oda musikileri Koro konserleri 19,35 Monte Ceneri: Muhtelif parçalar, 21,55 Sottens: Kadınlar korosu. 23,35 Stokholm: Muhtelif parçalar, Askeri bandolar 18,55 Doitvich: Muhtelif havalar. 22,15 Helsingfors: Muhtelif parçalar. 22,45 Milâno: Tayyareciler bandosu. NÖBETÇt ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtterin deki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul ciheti: Eminönünde ıMinasyan), Alemdarda (Ali Rıza), Kumkapıda (Asador), Küçükpazarda (Necati Ahmed\ Şehzadebaşmda (Üniversite), Fenerde (.üii&ameddin), Karagümrükte ıKemal), Şehremininde (Hamdi), Aksarayda (Şeref), Samatyada (Erofilos), Bakırköyünde (Hilâl), Eyübde (Hikmet Atiamaz) eczaneleri. S Beyoğlu ciheti: şişli Halâskâr Gazi caddesinde (Halk), Taksimde (Nizameddin), Tarlabaşmda (Nihad), İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Dairede (Güneş), Galata Topçular caddesinde (Sporidis), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcöğlunda (Barbud), Be'şiktaşta (Nail Halid), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. Kadıköy Soğüdlüçeşmede (Osman Hulusit, Üsküdarda (Ahmediye), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş), Beykoz, Paşabahçe, Anadoluhisarı eczaneleri. Bahçe, Lokanta ve Birahanesinde Sevimli okuyucu NOVOTNİ ve opera tenoru KATO LESZAY Bakeas ™ mu ga nni Yunka Beklediğiniz yaz programı doluyor Açık teşekkür ACELE KAYDOLUNUZ 16 Temmuz 20 Ağustos Eğe, Yunanistarı, Arnavutluk, Dal maçya, Bulgaristan, Ren sahil ve sehirlerini gezerek r Birinci mevki vapurlar Ahmed Hidayet Hazin bir vefat Konya eşrafmdan Yozgad mutasarrıfı merhırm Hüseyin Nesib kızı ve Manisa en güzel merkezleri olan Defterdarı merhum Şevki Barlasm eşi BERLİN, ViYANA, ve tüccardan Şemseddin Gündoğdunun annesi Abdtıllah Efendi mahdumu Hik PEŞTE, PRAG, MUNİH, metin kayınvalidesi Sacide Barlas dün gece Allahm rahmetine kavuşmuştur. KOLONYA, BÜKREŞ Merhume çok büyük bir vatanperver En birinci sınıf otellerinde ve hayırsever saliha bir kadındı. Cenazesi pazartesi günü saat on birde Ca ' ğaloğlunda Başmusahib sokağında 1 Rahat ve eğlenceli bir seyahat numaralı evinden kaldırılarak namazı Fatih camiinde kılınacak ve şehidlikte ailesi mezarlığında ebedî istirahatgâ 1 Müracaat hma tevdi edilecektir. Allah rahmet e}*lesin. AVRUPANN TAM 35 GUN I | 290 Lira T T BUGÜN N A A ÖLÜM Şehrimizin tüccarlarmdan Baruh Motolanın zevcesi ve oğulları Vitali, İsak, David, Sami ve Bernard Motolanın anneleri Bayan " ESTER MOTOLA dünkü cumartesi günü kısa bir hastalığı müteakıb vefat ettiği kemali teessürle haber alınmıştır. Cenazesi bugün saat 11 raddelerinde Beyoğlu Büyük Hendekte Keneset İsrael Musevi senago nundan kaldırılacaktır. Son teşyi vazifesinde bulunmak istiyen akraba ve tanıdıklarınm mezkur saatte cenaze merasiminde hazır bulunmaları ve işbu ilânın davetiye makammda telâkki olunması rica olunur. t ^ ı Galatasaray Tel. 44914 TEPEBAŞ1 Bahçesinde Yeni Varyete ve Eğlence Trupunun bütün programile Saat 1 de M 8 t İ n e 8 ve 22 de S u v a r e ^ B B B ^ * Yeni çıkü 9Kam ^™ Memleketin en ku\rvetli spor gazetesi olan Top, yarından itibaren yepyeni bir şekilde, zengin yazılar ve resimlerle ve bu arada Cemal Nadirin nefis bir karikatürile cıkacaktır. MUTLAKA OKUYUNUZ. Bir akşam, saat yediye doğru, Ahmed T O P H. Rtfat Türgenej ÜÇÜNCÜ BASIŞ Şimdiye kadar fiatı yüz kuruş olan bu meşhur eser üçüncü defa olarak Hümi Kitabevi tarafmdan neşrolunmuştur. ilk aşk Pilevnenin kahraman müdafilerinin kurmay başkanı ve esbak Basra Vali ve Komutanı General merhum Tahirin kayınpederi, Kuleli Süel liseai coğrafya öğretmeni M. Niyazi Erenbilgenin eşi Seniha Erenbilge ile İstiklâl Harbi bi •*tc Sarışın Gene Raymon saçlarını sirinci derece malullerinden yüzbaşı Ha•Jc «Birleşik artistler» şirketinin en yaha boyatmış ve saç tellerinin kıvırcık lid ve Büyük Harb beşinci derece mamühim hissedarlarından biri olan A lexandre Korka Amerikadan Londraya lıklarını gidermek için müthiş briyantin lullerinden teğmen Tevfiğin büyük badönmüş ve bu sene çevireceği filimler için kullanmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu baları, babam esbak Bingazi Sancağı evhazırlık yapmağa başlamıştır. Bunlar vaziyetin karısı Jeannette Mac Donald'ın rak müdürü Bay Ziverin vefatı müna «Dört tüy» ve «Parmaklıksız hapisane» tavsiyesile hasıl olduğu rivayeti ortaya sebetile cenaze merasimine Kıüeli Süel dir. «Dört tüy» sesli ve sessiz olarak ev çıkmışsa da bilâhare yeni filmi için bir Lisesinin çok değerli talebelerile Selimiye tümeninin yiğit eratmın iştirak velce yapılmış olduğu cihetle bu sefer hazırlıktan başka birşey olmadıgı anlaetmelerine lutuf ve müsaadede bulu renkli olarak vücude getirilecektir. «Par şılmıştır. nan sa\in General Osman Tufan ile Limaksız hapisane» ise Fransada son za ~jc Norma Shearer'in Tyrone Pover'le se direktörü kurmay albay Tevfik Topmanlarda hafifmeşreb kadınlar için tesis evleneceğine dair deveran eden şayialarm çuya, keza cenaze merasiminde hazır edilen ıslahhanelerin vaziyetini göster da son zamanlarda onlann ayni filimde bulunan Kuleli Lisesi 9 uncu sınıf su mek için yapılmış olan filmin ingilizce oynamalarından neşet ettiğine bütün Ho bayı yzb. Tevfik Vurala, gerek şahsan version'u şeklinde olacaktır. Her iki kor livud halkı kanaat kesbetmişlerdir. ve gerek yazı ile bizi teseDi etmek ludelânın da artistleri henüz taayyün etme"Ar Carole Lombard'ın yeni filminin tufkârlığmı gösteren aziz dostlanmız mistir. ismi «Yekdiğeri için yaratılmış» olacak bayan ve baylara sonsuz teşekkürleri •^ Italyan filimlerinde büyük bir mu tır. Kordelânm rejisörlerile diger artist min iblâğma muhterem gazetenizin tavassut buyurmasmı rica ederim. vaffakiyet kazanmış olan Assia Norris leri henüz taayyün etmemiştir. Merhumun kızı ve General Tahirin Parise gelmiştir. Artistin bu seyahatinin •Jt Başrolünü meşhur kemancı Jasha eşi: Hatice Dumlupınar Pariste bir filim çevirmek niyetinde ol Heifetz'in oynıyacağı «Sürgünler» fil duğu rivayetini ortaya çıkarmışsa da bu minin çevrilmesine yakında başlanaqpkÖLÜM hususa dair henüz kat'î bir karar yoktur. tır. Assia aslen Rustur. Fakat İtalyada yerMerhum Bohor Yuda Hason 68 yaşında ^ «Tuhaflıklar Kralı» filmini vüculeşmiştir. Romadaki stüdyolarda munta11 haziran cumartesi akşanu vefat de getirmiş olan Varner Baxter'le Alice etmiştir. zaman çalışmaktadır. Faye yeni bir kordelâ çevirmek üzeredirBayan Dul Fani Hason, Bay ve BaTt Edward. G. Robinson yeni filmini «Birleşik artistler» şirketi hesabma çe ler. Bu filmin mevzuu son Çin harbine yan Hayim Hason ve çocuklan, Bay virecektir. Bu kordelânm adı «Şikagoda aid bir macerayı tasvir etmektedir. Adı Mario Hason (Paris), Bay Lazar Hason, Bay ve Bayan Nisim Ergas ve çocuklasabah» tır. «Seher vaktinde..» dir. n, Bay ve Bayan İzak Baruh ve çocuğu, Bay Moiz Hason ve çocuklan, Bay Kışta görülmemiş fiümleri ve Bayan Leon Palti ve çocuklan, Bay Yaz mevsiminde birinci defa olarak gösteren ve Bayan Dr. İzrael Sinay (İspanya), çocuklan, Bay ve Bayan Moiz Sinay ve çocuklan, Bayan dul Eliza Sinay ve ailesi (Milâno) ve Hason, Ergaz. Baruh, Palti, Sinay (İstanbul), Sinay (Milâno), Koen (Milâno), Naon, Aciman, Sefiha, Sonsino ve akrabaları. 26 kısım tekmili birden : ve ilâve olarak Kocası, pederi, kardeşi, kayınpederi ve akrabasıdır. Cenaze 12 haziran pazar günü, Galata Büyük Hendek Keneset İzrael sinago t Istanbula muvasalatlarında BUyUkdereden itibaren yapılan nundan saat 13 te kaldırılarak Arna coşkun tezahüratı gösteren yerinde çekilmiş Sesli sözlü vudköy mezarlığına götürülecektir, Cevad GUrkan'ın nutku : Bir îki satırla Sümer sinemasında TîBET ESRARI Süvari Ekiplerimizin