CUMHURİYET 12 Haziran 1938 [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal No. 11 YAZAN : M. TURHAN TAN Budapeşteye yaklaşırken... Zümrüd mahsullü temiz ve zarif köyleri, göz kamaştıran büyük ovayı geçiyorduk Altı kişi öldüren bir haydud Izmirde yakalandı Iktısad Vekâleti, bir proje Katil, İpsalada tutuldu İzmir (Hususî) Bergamanm Kıfakat kendisi de öldü nık çayı kenarında Hacı Mustafayı pa hazırladı, elciliğe verdi rasına tamaan balta ile öldüren Hilmi ve Dilâver namında iki haydudun yakalan dığını ve bunların diğer bazı vak'aların failleri olduğunu yazmıştım. İki katilin Said namında vakti, hali yerinde bir çiftçiyi de öldurdükleri bütün delâilile tesbit olunmuştur. Cinayet, gene balta ile işlenmiştir. Haydudlar, za, bıtayı, katillerin ocîuncu olacakları gibi bir zanna düşürmek maksadile, her iki vahşetlerinde ayni vasıtayı kullanmışlardır. Zavallı bir arazi mubayaası meselesi için Hilminin evine gelmiştir. Sonra beraberce tarlaya gitmişlerdir. Said burada öldürülmüştür. Bazı eşyası bulunmuş tur. Hilminin karısı da Saidin kendi ev lerine geldiğini itiraf etmiştiı. Ayağından aldıklan çizmeyi 300 küsur kuruşa satmışlardır. Hilminin 1937 senesinde Edirnede, daha evvel de Bulgaristanda bazı cina yetler işlediği anlaşılmıştır. Muhakeme1 bile gıyaben görülmekte imiş. Hilmi Edirnede, Faik namında bir arkadaşile müteaddid hırsızlıklar yaptık tan sonra Safa Ali nammdaki şahsı ve karısını, paralanna tamaan gene balta ile ildürmüştür. Kendisi kaçmış, Faik ya calanmıştır. Hilmi aslen Kayalarlı ve 317 idir. Tokadın Niksar kazası Ereğli köyünde yabancı kayidlidir. Babası meç uldür. Annesinin adı Haticedir. Bulgaristanda da katil ve eşkiyalıktan 15 seneye mahkum olmuş, fakat Has köy hapisanesinden kaçmıştır. Yani Hilmi, aşağı yukan beş, altı kişinin kanına sirmiş müthiş bir cânidir. Ispanya ile aramızdaki ticarî münasebat bundan iki buçuk sene evvel Ispanyada ihtilâl hareketi başladıktan sonra ke silmiştir. Vakıâ, Türk İspanyol ticaret anlaşması hükümlerı resmen geçen sene sonuna kadar devam etmişse de filen İspanya ile aramızda hiçbir ticarî muamels cereyan etmemiştir. Bunda biraz da İs panyaya ihtilâl sırasında gidip de Barselonda hükumet kuvvetleri tarafından el konulmuş olan yumurtalara aid 400,000 liranın tediye edilmemesi âmil olmuştur. Geçen haftalar, memleketimizle Ispanya arasında yenıden ıktısadî münasbatın tesisi için bazı temaslar vaki olmuş ve bu temaslardan sonra Iktısad Vekâleti bir proje hazırlıyarak Ispanya elçiliğine tevdi etmiştir. Diğer taraftan Franko kuv vetleri mümessilinin de ayni mevzu üzerinde alâkadar olduğu haber verilmektedir. Ispanya elçiliğinin de vereceği mukabil proieden sonra müzakerelere devam edilecektir. Hacıosmanbayırı cinayetinin faili Baltalı katil Ispanya ile olan ticarî vaziyet Slovaklar ünya sulhunu tehdid etmekte olan meseielerden hiçbiri salâha yüz tutmamakta ve bilâkis günden güne kanşmaktadır. Bu meseielerden Çekoslovakya muamması gün geçtikçe daha girift oluyor. îlk defa mesele, Çekoslovakyanm umum nüfusunun yüzde yirmi beşini teşüil eden Südet havalisi Almanlannın yirmi senedenberi Çeklerin idaresi altmda hak ve menfaatlerinin tanınmadığından ve gasbedılmiş olduğundan şikâyet ederek bir daha böyle bir vaziyete maruz kalmanıak üzere Südet havalisine muhtariyet verümesini istemiş olmalarından çıkmıştı. Almanya dahi hudud haricindeki Alman ırkına mensub halkların ezilmesine seyirci kalamıyacağını anlatmış olduğundan dahilî bir i§ çok geçmeden beyrelmile' bir mesele halini almıştı. Südet Almanlannın bu hareketi bir milyona yakın olan Macar unsurunu, yüz bin kişilik ve bir rivayete göre üç yüz bin kişilik Leh unsurunu da ayni talebde bulunmağa sevketmişti. Bu unsurlann halile Lehistan ve Macaristan devletleri de alâkadar olduğundan meselenin hem dahilî, hem de haricî şümul ve ehemmiyeti genişlemişti. Çok geçmeden Karpat Ruten'leri denilen yarım milyon mevcudlu Ükrayna'h unsur dahi ayni talobde bulunmuştu. Şu kadar var ki bu uns=urun arkasında yabancı bir devlet yoktur. Bütün bu unsurların muhtariyet taleblerine Prag hükumeti tarafından esas itibarile hak verilmiştir. Bunun için Çekoslovakya camiasını teşkil eden muhtelif milliyetlerin idarî ve harsî hususiyetlerini korumak için yeni bir ana yasası tanzim etmekte bulunmuştur. Fakat memleketin Südet Almanlanndan sonra en mühim bir milliyeti olan Slovakların aras.nda dahi muhtariyet talebi cereyanmın kuvvet bulması Prag hükumetini çok şaşırtmıştır. Çeklerin miktan 7 milyon olup on beş milyon tutan umumî nüfusun tkseriyetini teşkil etmemektedir. Ancak iki buçuk milyondan fazla olan Slovakları beraber saydıklan zaman iki milletin nüfusu on milyonu bulmaktadır. Slovakların kendilerini Çeklerden büsbütün ' a ^ ı ' ^ ' S ö d e t Almanlan gibi mağdur ve mahkum bir unsur sayıp tam bir muhtariyet istemeleri Çeklerin ekseriyet iddiasın: ve diğer unsurların üzerindeki hegemor.ya davasını çürütmektedir. Bunun için Çek hükumeti Slovaklann muh tariyet taleblerine şiddetle muhaliftir. Halbuki Slovaklar; daha bu yeni dev Ietin esasları, 1918 de Amerikada Pittsburg'da kurulduğu zaman iki unsurun mümessilleri arasında akid ve imza edilen vesikada Slovaklar, Çeklerle beraber bir siyasî camiada yaşamağa razı olmakla beraber, ötedenberi sakin bulundukları mmtakanın, yani Slovakyanm dahilî idaresinde müstakil bulunulmasını ve slovakçanın çekçe gibi resmî bir lisan olmasını şart koşmuşlardı. Çek politikacıları şimdiye kadar bu vesikaya bir kıymet verr*ıediklerinden mukaveîenin aslını, Slovaklar akdinin yirminci yı'dönümü münasebetile Amerikadan getirtmişlerdir. Slovakyanm merkezinde muhtariyetçiler tarafmdan ahiren 60,000 kisinin iştirakile Slovakya muh tariyeti lehine yapılan büyük tezahüratta bu ve'ikanın büyütülmüş nüshalan teşhir edilmiştir. Slovakyanm muhtariyeti davası başmda, ötedenberi Halk Katolik partisi lideri Hlinka bulunuyor. Mumaileyhi bu fikrinden vaz geçirmek için Prag hükumeti doğrudan doğruya yahud başkalarını tavsit ederek birçok teşebbüslerde bulunmuştur. Çekoslovakya Başvekili Hodzanin mensub bulunduğu Çekoslovak partisi dahi Slovak Halk partisine karşı Slovakyanm merkezi Bratislava (eski ismi Pressburg) da mukabil nümayişler tertib etmiştir. Budapeşteden «îlk ımısademe, ilk çarpışma pek heyecanlı oldu. Tepeden tırnaga kadar demire sannmış olan düşman süvarisi göksü yıldınmla dolu bir bulut gibi Türklerin üzerine atıldı. Kovaladıklan seraba kavuşmak üzere bulunduklarım kuruntuladıklanndan, boğuk ve kanşık naralarla sevinclerini haykırmaktan da geri dur muyorlardı.» «Vaziyet bu sarhoş sevinci haklı gösteriyordu. Çünkü bulutun çarptığı Türk saflan ikiye aynlmıştı, sarsılıp dağılır gibi görünüyordu. Bu, Hüsrev ve Bali Bcylerin fikirlerine uyularak yapılan bir hareket olmakla beraber düşmana zafer ümidi, zafer heyecanı ve zafer sevinci vermişti. Şarabı bütün askerlerden fazla içmiş ve serab kuruntulamakta herkesi geçmiş olan genc Kral Lüi o ümidin, o heyecanın, o sevincin tacdar timsali idi. O, Rumeji fırkalarının ikiye ayrılmasından istifade ederek şerefin en büyüğünü elde etmek hulyasına kapılmıştı, Hünkârın bulunduğu yere doğru at sürüyordu.» «Genc ve mağrur hükümdar bu atılışta yalnız değildi. Padişahı ölii veya diri elde etmek için şarab sofrası başmda and içmiş olan üç şövalye jle otuz iki ce:, sur silâhşor da onun önünde zırhlı hayvanlarmı koşturuyorlardı. îşte bu sırada açılan saflar kapanmış, Macar atlıları yaman bir kıskaç icine almmış, korkunc bir boğuşma ve boğazlaşma başlamıştı. Kral, hedefini kaybederek avare avare dolaşıyordu. O otuz iki seçme silâhşor bir hamlede yok edilmişti. Fakat üç şö valye, Yeniçerilerin arasında nasılsa yol bulup Padişahın önüne çıkmışlardı, keskin mızraklannı salhyarak hücuma kalkmışlardı. Onlar, bir yandan ok da atı yorlardı.» «Sultan Süleymanın bir yalınkılıc tutan eli de şimdi oynuyordu. Macarların hakikî bir Mars telâkki ederek saygı gösterdikleri ünlü muharib Maraşalle yanmda bulunan iki Herkülün o çok sınanmış bilekten gelecek darbelere tahammül edip edemiyecekleri meraka değer bir mese leydi. Onların salladıklan mızrak, attıklan ok, Hünkârın ne miğferini parçala mış, ne zırhmı delmışti. Acaba şu yalın Türk kılıcı da demir üzerinde ayni acze düşecek miydi, ayni beceriksizliği gösterecek miydi?» «Bu meseleyi Sultan Süleymanın bileği değil, Solaklann, Peyklerin, Baltacılann, çavuşlann gürzleri, palalan, baltaları halletti ve tarihe parmak ısırtacak bir iş başarmak azmile alaylar varıp geçen üç şövalye bir hamlede ayaklan kesilmiş olan atlanndan yere düşürülerek parça landı. Simdi Hünkârın kılıcı bir hücum işareti gibi havada parlayıp duruyordu ve ordu. tarla biçer gibi türkü söyliye söyliye düsmanı doğruyordu. Fakat Macar pivadesi de sığmdığı siperlerden çıkarak aM'Urın yardımına kosmustu, sayı çoklueile harbin gidişini değistirecek bir durunı ya*nıa"a cahsıvordu.» «î«te bu sırada Bali Beyin süvariler: arkadan pöründü, düşman piyadelerini cevirmeö'; basladı. Bu hareket pek yakından vaoıld'Sı için ezici ve yıkıcı oluyordu. ölüm safan müt^arrik bir çember tesiri hi'settin'vordu. Bütün ümidi piyadel°rde kalan Kral Lüi, onların atlılardan daha acıklı bir duruma düştüklerini ve iki kılıc arasmda kaldıklarını görünce sarhosluktan ayılmıs, fakat korkudan bayılmıstı. Aklını ven.'den basına devsırdığı zaman ordusunun önden, arkadan ve sağdan batakhklara doğru sürüldüğünü gördü, kendisi de şuursuz bir inkıyadla bu iSÜrülüse uvdu, ordusunun önüne geçti ve ııağlub askerleri ölüm yatağına götüren bir k'lavuz oldu.» «Piyer Berenes öldürülmüstü, papaz Pol Tomori'nin bası bir Sipahi mızrağinın ucunda sallanıvordu. Artık Türk kılıcını karşılıyacak bir zırh, bir kalkan Evvelkı gün Hacıosman bayırında bir hendek içerisinde bir erkek cesedi bulunmuştur. Cecedin sol şakağında derin bir kurşun yarası görülmüştür. Yakın mesafeden atılan bir kurşun, sol şakaktan gi rerek sağ şakaktan çıkmış ve anî ölümü intac etmiştir. Maktulün üzerinde hüviyetini ispat edebilecek birşey bulunmamıştır. Yalnız para çantasında İngiliz müstemlekelerinde kullanılan bir miktar para bulunmuş, ayni zamanda kollannda da bazı döğme işaretleri görülmüştür. Bu suretle mak tulün bir Arab veya Suriyeli olabileceği kanaati hasıl olmuştur. Cesed, Adliye tabibinin gördüğü lü zum üzerine Morga kaldırılmıştır. Müddeiumumî muavini Hakkı Şükrü ve ci nayet masası şefi Abdurrahman süratle tahkikata başjamışlar ve kısa bir müddet sonra maktulün hüviyetini tesbit etmişlerdir. Maktul, Nikonun otomobillerinde bir manzara müstahdem ve 2972 numaralı otomobili yoktu. Atlı, piyade bütün düşman ba kullanan şoför Arab Ömer Lutfidir. Katakhklara gömülmüştü. O kara balçıkh tilin araştırılmasına başlanmıştır. göllerin en zayıf bir kurtuluş imkânı hisSuçlunun hüviyeti meydana çıkarılmışsettirmiyen insafsız bir mezardan başka tır. birşey olmadığını sezen birkaç bin kişi de Tahkikat sonunda maktul Omer LutTunaya atılmışlardı. Bu büyük su, zafefinin akşam üzeri yanında sanşm bir kare hürmet ve korkaklığa nefret gösterdi, dın olan metresi ve Ali Rıza adında bir kaçakçı rolü oynamaktan iğrendi, kendine sığınan kaçakları acımadan boğdu ve arkadaşile birlikte Oacıosman bayın ciMohac zaferinden Türk yurduna ilk vannda dolaştığı, bu gezme esnasında semüjdeyi götüren bir ulak gibi davrana bebi henüz meçhul bulunan bir hâdise dorak tam yirmi dört saat Semendreye, layısile Ömer Lutfinin, Ali Rıza tarafmdan tabanca ile vurulduktan sonra yolun Belgrada düşman ölüsü taşıdı.» «Koca bir orduyu bir yandan kılıc kenarındaki hendeğe atıldığı ve vak'ayı la doğnyarak, bir yandan bataklığa ve müteakıb Ali Rızanın sanşın kadınla ayTunaya gömerek son neferine kadar ni otomobile atlayıp Ipsalaya kaçtığı anyok etmiş olan Türk askeri dinlenmeğe laşılmıştır. Bunun üzerine hudud jandarve eğlenmeğe hak kazanmıştı. Gün de masına emir verilmiş ve katille yanmdaki batmak üzere bulunduğu için gazileri ge sanşın kadın hududu geçerlerken yaka ce yürüyüşünden alıkoymak lâzımdı. lanmışlardır. Çünkü böyle bir yürüyüş sırasında binKatil Ali Rıza yakalandıgı sırada ikinde, on binde bir dahi olsa pusuya düşci bir cinayet işlemekten de geri durmamek ihtimali vardı. Bu sebeble Hünkâr mış, İpsalada bakteriyoloji memurların ilk iş olarak tellâllar çıkarttı, herkesin dan Muhiddini de tabanca ile öldürmüş bulunduğu yerde kalmasını ihtar ettirdi. tür. Fakat üçüncü defa ateş alan tabanAyni,zfmanda, k«aular kyrdurdM^pilâv cadan çıkan kurşun, kendisine isabet etpişirtti, koyunlar ve sığırlar kestirtti, bütün orduya. roükellet bir ziyafet çekti miş ve bu suretle üçüncü bir can daha Mehterhaneler yer yer gürlüyordu, her yakacak olan kurşunile kendi vurularak çadırdan şen nağmeler dökülüyordu ve ilmüstür. ordu ozanları çökürlerıle, kopuzlarile safSAĞL1K tŞLERÎ ları, kümeleri dolaşarak o gün yazılan zafer destanını terennüm ediyorlardı.» Gülhane tıbbî müsameresi Macar tarihi gibi Mohac tarihini de Senenin on birinci tıbbî müsameresi hemen hemen şu yazdığım şekilde, fa kimya profesörü Bürhaneddin Tuğan kat heyecanla müteahhid Hasan Feh tarafmdan açılmıştır. miye takrir ediyordum. Okur yazar olan Bu müsamerede cildiye asistanı Dr. her Türkün bildiği bu pek meşhur vakı Hakkı tarafından aktinomikozun tedaaları o da şüphe yok ki on kere, yüz kere visi. asabiye Başasistanı Dr. Mevlud taokumuş ve dinlemişti. Lâkin zümrüd rafından dimağın dahilî mahfaza bir mahsullerile, coşkun sularile, temiz ve za tümörü, dahiliye Başasistanı Dr. Salârif köylerile, sürü sürü atlarile, alay alay haddin tarafmdan bir andokarditis lensığırlarile, asfalt yollarile göz kamaştıran ta vak'ası, cildiye Başasistanı Dr. Tabüyük ovayı geçerken ben de kendimden ceddin tarafından pisöryazis an plak. gecmis gibiydim, nazik yoldasıma belki dahiliye Başasistanı Dr Rüştü Oskay nezaketini suiistimal ederek bu tarih sa tarafından banzoat dö sutla tedavi ehifelerini satır satır okuyuvermiştim. Ma dilmiş rie hüraci vak'ası ve prof. Bür nasız bir is yaptığımı neden sonra sezerek haneddin Tuğan tarafmdan paradoksal susarken Budapeşte'ye yaklaşmıştık ve Gernard teamülü ve basit olarak imal Hasan Fehmi, galiba dalgınlıkla yeni bir edilmis bir portatif elektro kardyog tarih faslına geçmekten beni alıkovmak ram cihazı gösterilmiştir. icin gülümsiye gülümsiye haber verivorMünakaşaya Prof. Abdülkadir Noyan. du: Prof. Nazım Sakir. Prof Bürhaneddin Budapeşte göründü!... Tuğan. Prof. Bürhaneddin Urus, Prof. Cezmi Türk. Başasistan Salâhaddin. Arkası uarmMevlud, ispenciyarî kimya Başasistanı Ecz. Mustafa Suner istirak etmişlerdir. MÜTEFERRÎK Denizbankta muhasebe servisi Şimdiye kadar ayrı ayn bulunan Denizbanka merbut müesseselerin muhaiebeleri, Denizbank îstanbul şubesinde birleştirilmiştir. Gayrimübadil işlerinde usulsüzlük mii? Maliye Vekâleti, gördüğü lüzum üzerine gayrimübadil emlâki takdiri kıymet ve satış komisyonu azalarından ve mes'ul simalarından bazılarına bir ta kını sualler göndermiştir. Öğrendiği mize göre, Maliye teftiş heyetinin ko misyonda yaptığı tetkiklerden sonra komisyonun muamelâtında bazı usul süzlükler görülmüştür. DENIZ ISLERİ Şirketi Hayriyenin tenzilâtlı karneleri Boğaziçinde yaz mevsimini geçirmek üzere gideceklere bir kolaylık ve ucuzuk olmak üzere Şirketi Hayriyenin ihdas ettiği Rumelihisarı ve Vaniköyüne kadar olan saha için yüzde 40 ve Boğazın daha yukan kısmı için yüzde 50 tenzilâtlı karneler çok rağbet görmüş tür. Şirketi Hayriye bunun için Köprü altında btı karneleri satmak üzere üç ^e açmıstır. Tenzilâtlı karnelerin ikinci kısmı bu ayın virmi beşinde satışa çıkarılacaktır. Yeni ihdas edilecek ticaret mümessillikleri îktısad Vekâleti, yeni haricî ticaret mümessillikleri ihdası için bir proje hazırlamağa başlamıştır. Henüz mü meesilliğimiz •bulunmıyan Balkan ve orta Avrupa memleketlerinde de kon seyle ataşelikler ihdası da mukarrer dir. Verilen malumata göre. Iktısad Ve kâleti, geçen sene ihdas edilen Bombay ve Japonya ticaret mümessilliklerimi Yalovaya araba vapuru zin mevkilerird de dğiştinnk karann Yalovaya araba vapuru seferlerine dır. dün başlanmıştır. Dün saat 12 de ÜsküNiğde Valisi şehrimizde dardan kalkan araba vapuru Kabataş Niğde Valisi Faik, mezuniyetle şehiskelesine uğradıktan sonra Yalovaya rimize gelmiştir. gitmiş ve akşam dönmüştür. Sahili molozla doldurmuşlar! Halicde Defterdar Vapur iskelesi civannda. Çamur iskelesi denilen ma halde yeni kurulan bir mensucat fabrikası sahibi. arazi kazanmak kasdile, denizi molozla doldurmuştur. Deniz Ti caret müdürlüğü kontrol heyeti tara fından görülen bu vaziyet üzerine fabrika sahibi hakkında bir zabıt tanzim edilmiştir. Liman reisi, dün mezkur mahalle giderek tetkikat yapmış ve bu kısımda arazinin denize doğru tas ve toprakla ve vamnın molozile doldurulduğunu tesbit etmiştir. SEHtR tSLFRi Bebek Istinye yolu Bebek İstinye asfalt yolunun inşaatı etrafmdaki hazırlıklar bitmek üzeredir. Yakmda işe başlanacaktır. îstinye Dok şirketile hükumet arasındaki mukavelenamenin bir maddesine göre, şirket, fabrikanm arkasmdan Tokmak burnuna kadar olan kısmı kırk sekiz bin lira sarfile asfalt olarak yaptırmak mecburiyetinde iken mukavelenin bu hükmüne şimdiye kadar riayet etme miştir. Bu yolun tamamının inşası ihale edilmiştir. Binaenaleyh şirketin sarfma mecbur olduğu para kendisinden istenecektir. AD/JYEnE Hâlâ uslanmıyan sab'kalı Beş defa mahkumiyeti bulunan sa bıkalı hırsızlardan 16 yaşlarında Meh med. dün de locilerde sarac Süleyma nın dükkânı önür.de duran 6 kiloluk köseleyi calmak istemiş, kaçarken yaka lanmıstır Suçlu Mehmed. dün Adliyeye getirilerek üçüncü sulh cezava verilmiştir. Davacı Sülevman. Mehmedi köseleyi l^rken fförmedipini sövlemiştir. Mehmed dün Adliyede suçunu tamamen inkâr etmiş: « Yalan söylüyorlar, demistir. Bu adaT>lqrm bana garezi var Dükkânm önünden geçerken üzerime cullandılar. Beni DoMse teslim ettiler Hiçbir şey den naberim yok> demistir.. Mebmedin suçu sabit görülmüş, iki ay müddetle haDsine karar verilmiştir. ECNFRt MFHAFtrDE Romanyah seyyahlar şreliyor Bugün şehrimize Romanyadan bir seyyah kafilesi gelecektir. Seyyahlar. şehrin sayani temaşa mahallerini gezeceklerdir. Develide iyi bir teşebbüs neticesinde güzel bir yol yapıldı ÜNtVFRVTEDE Rektör geldi Üniversite Rektörü Cemil Bilsel. Üniversiteye aid bazı işler etrafmda Maarif Vekâletile temasta bulunduktan sonra dün sabahki trenle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Develi (Hususî) Evveldenberi Develi beylerinin merkezi idare ittihaz ettikleri kazadan 3 kilometre uzakta yüksek bir mevkide kurulmuş Develi kö yünün eskiden bir çiftliği olan Evrek: Türkçe çevre (etraf ve muhit) manasına gelen Hinterlanttan alınmıs olup 82 senedenberi kaza merkezidir. Yeni teşkilâtta Evre^e bir mahalle olarak bağlanan Develi ile kaza merkezi arasın daki da&lık bir araziden gecen 3 kilometrelik yol, son zamanlarda pek bo zuk bir vaziyete girmis, hayvanla, münakalât tamamen kesilmiş bulunuyordu. Develi halkı kendi aralannda bu yolun vapılması için mühim bir teşebbüste bulunmuşlar, istimlâk hususunda Beledivenin vardımmı da temin ederek her gün 80 amele çalıştırmak suretile insaatı havli ilerletmisler ve halkın gidip gelmede müşkülât cektiği dar bir geridden 6 metre genişliğinde mımta zam bir şose mevdana getirmişlerdir. CEMtYFTlFPrtF Ticaret mektebi mezunlarının yeni binada ilk içtimaları Kalb sektesinden öldü Fenerde Tahtaminare sokağmda 4 numaralı evde oturan 70 yaşlarında Hıristo oğlu Bedros. evvelki akşam köp rünün Üsküdar iskelesinde vapur beklerken bir kriz geçirmiş, nakledildiği hastanede kalb sektesinden ölmüştür. Üçüncü kattan düşen çocuk Salihlide bir elektrik santrali yapılmak isteniyor Evvelki sabah Taşdirekte Çeşme so • kağında 3 numaralı evde oturan Sular idaresi memurlarından Mustafa Arifin üç yaşlanndaki çocuğu Kaya, üçüncü kattan sokağa bakarken muvazenesini kaybederek yere düşmüştür. Çocuk eczanede tedavi edilirken ölmüştür. İzmir (Hususî) Bir tasavvura göre, Salihlinin Adala nahiyesindeki Suuçtu şelâlesinden istifade edilerek burada bir elektrik santrali inşa edilecektir. Keza, bir baraj vücude getirilecek ve muhtelif kanallarla Marmara gölünün seviyesi yüksetüecek, bütün Salihli ovası buradan sulanacaktır. Bunu başarmak için göl kenarındaki bazı köyler de başka yerlere kaldırılacaktır. Gedize akan ve arasıra güzergâhta tahribat yapan çaylar da bu göle çevrilecektir. Muhtelif etüd postaları, bu mevzu. üzerinde çalışmaktadırlar. Omuz kemiçi kırıldı Dün saat 11,30 da Şişli çöp ahırlarında yatan çöp amelesinden 20 yaşlarmda Mehmed Kaplan, devrilen arabanın altında kalmış, sol omuz kemiği kırıl mıştır. Yaralı Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Çorab hırsızı Küçükpazarda Kepenkçisinan soka ğında 5 numaralı evde oturan Mehmed Ali, evvelki gün, Beyazıdda Kitabcılar çarşısmda Kocaoğlunun 41 numaralı çorabcı dükkâmndan 20 çift çorab ça lıp kaçarken yakalanmışttr. Yüksek Iktısad ve Ticaret mektebi mezunları cemiyeti, dün yeni merkez binasmda ilk içtimaım yapmıştır. Hamdi Yazıcıo&lunun baskanlığmda Slovaklann muhtariyet davası haricde, yapılan bu toplantı geç vakte kadar debahusus Lehistanda ve Macaristanda tevam etmiştir. veccüh ve muzaheret bulmaktadır. Prag Yeni standard üzüm tipleri hükumeti için Slovakların davası bir hayat ve memat meselesidir. Çünkü Slovakİzmir (Hususî) Yeni standard ülara muhtarivet verilmesile Çekoslovakzüm tipleri, bütün piyasalarda rağbet vada ekseriyati haiz bir halk olmayrp görmeğe ve tercihan aranmağa başlan mıstır. Bu suretle, müşterinin eski iti muhtelif milletlerin toplanmasmdan müteyadının satışlara tesir yapabileceği sekkil bir camia olduğu tanınmış olacaktır. hakkındaki endişe ortadan kalkmıştır. Diğer taraftan Südet Almanlan istedikAncsak, Holandada bazı Ermeni ve Rum leri muhtariyetin hudud ve mahiyetini restacirlerin, ellerinde bulunan hususî tip mî bir muhtıra ile Hodza'ya bildirmişlerleri satabilmek için, bazı hilekârlıklara dir. başvurdukları ve bu tipleri standardize Muharrem Feyzi TOGAY edilmiş şekilde sürmeğe çalıştıkları haber almmıştır. Standard üzümlerimiz hakkında fena bir kanaat uyandır ması tabiî olan bu hilekârlık, alâkadarNüshası 5 kuruştur. lara alcsetmiş ve îzmir ihracatçılan H a r i c toplanarak bu mevzuu konuşmuşlardır. ! 1 " ! ^ 6 I için ıçın Neticede standard kutulannın başlıklaSenelik 1400 Kr. 2700 Ktt rma da standard markası vurulması kaAltı aylık 750 » 1450 » rarlaştırılmıştır. Bu suretle hilekârların Ü? aylık 400 > 800 » faaliyetine karşı durulacaktır. Bir »ylık 150 » Yoktut Cumhuriyet Abone