7 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Haziran 1938 CUMHURIYET Tenkid Çekoslovak Başvekili Hodza'nm mühim nutku Hatay davamız karsısında Fransa Yakub ve ötekiler Yazan: PEYAM1 SAFA «Celâleddin Ezine» Lmzasını, ilk defa, «Yakub ve Ötekiler» adlı bir kita bm üstünde görüyoruz. Elimize ilk eserini aldığımız her yeni muharrire tahmi nimizin biçtiği yaş, ekseriyetle, yirmi ile otuz arasındadır. Fakat Celâleddin Ezine'nin bu kadar genc olmadığını, Almanyada ve Fransada uzun etüd ve müşahede yılları geçirerek, amatör kalemlere mahsus emekleme çağını aştıktan sonra yazıya başladığını yakından biliyoruz. Yirmi veya otuz yasından aşağı muharrirlerin, ilk yazılarındaki hayat anlayışlarını, hükümlerini ve bunların dış bünyesini vücude getiren üslublarını bir yığın muhteva ve ibare tereddüdleri arasında sektiren tetkik, tecrübe ve müşahede kıtlığına raslamamak ümidile «Yakub ve Ötekiler» adlı kitabı açıyoruz. Bu eser, Strindberg'in rüya oyunları tarzında bir piyestir. Maksadı gerçek hayattan bir parcayı bize yaşatmak değil, herbiri muharririn fikirlerile yüklü sembolik birer kukladan başka birşey olmı yan şahıslar arasındaki muhayyel ve sun'î münasebetten ve mükâlemelerden bizi müellifin öz düşüncesine ve heyecanlanna intikal ettirmektir. Hatta Celâleddin Ezine'nin maksadı bu değilse bile, eserin kahramam olan Yakubda ve ütekilerde, birer insandan ziyade mücerred birer fikir ve ihtiras hulâsası aramakta hata yoktur. Ufaktefek vak'aların, dekorun ve mizansenin bize vermeğe çalıştığı gerçeklik intıbaına rağmen, bu eserde, kendimizi rüyalara mahsus renkli ve gölgeli, hacimleri gayrisabit şekillere bü rünmüş, mücerred bir mana âleminde buluyoruz. Denebilir ki sahne, bir ruhun içidir ve piyesin tablolan şuurun üstün den ve altından çekilip «iınmış birer köşedir. bir benlik ve tek insansınız. Tam kuvvetli varlığın sırn ondadır.» Goethe'nin Mefisto'sunu andıran, fakat şeytanî hüviyetine rağmen Yakubun içindeki ikinci ve asıl benlikten başka birsey olmıyan bu melon şapkalı adam, tıpkı Faust'da olduğu a;ibi, sikârmı kendine* bir mukavele ile bağlar. Yakub onun çizdiği yolda gidebile cek midir? Birinci perdeden itibaren bütün eser, Yakubun bir fevkalbeşer olmak için yaptığı hamleyi tam tersine çeviren vak'alarla doludur: Muvaffakiyetsizlikle biten bir evlenme teşebbüsünden sonra, zengın Yakub, varını voğunu satarak fakir bir İstanbul mahallesinde bir sokak kadınile vasar. Onu prologdakinden daha şiddetli bir şuur dramı içinde görürüz. İkinci benliğinin (melon şapkalı adamın) tavsiye ettiği kudret iradesinden mahrum kaldıkça, artık bir istinad noktası olmak haysiyetini kaybeden ferdiyetinin hazin iflâsını kendi kendine karşı da örtmek için bir sosyalist karıkatürü olmağa başlar: Fiyaka Nuri adlı bir külhanbeyine en meşru servetlerin bile fakirlerden çalınmış, haksız birer mülkivet olduğu fikrını aşılar ve o zamana kadar hiçbir kötülük yapmıyan masum serseriyi hırsızlığa kışkırtır. Fiyaka Nuri yakalanmıştır. Onun arkadaşları ki mücerred halktır Yakubu affetmezler ve linçetmek isterler. O zaman melon şapkalı adam tekrar zuhur eder ve mukaveleye riayet etmediği için, Yakubu, ceza olarak bir insan şuurunu rezil edebilecek en korkunc yere gönderir: Tımarhaneye! İHEM NALINA MIH1NA Muzaffer suvariler için I İstanbul Komutanı Korgeneral Halis Bıytktaya u sene iştirak ettikleri Nis, Roma ve Varşova müsabakalannda bize büyük zaferler hediye eden kahraman süvarilerimiz geliyorlar. 9 haziran perşembe günü öğleden sonra, Galata rıhtımına çıkacaklar. Cumhuriyet, 1935 tenberi, her yıl, Avrupa dönüşünde, süvarilerimiz için büyük bir istikbal töreni yapılmasına önayak olmağı kendine bir vazife bilmiştir. Bu sene de, muzaffer süvarilerimizin muhteşem merasimle karşılanmalarını teklif ettik. Onlar, bu yıl, her zamankinden daha perlak bir tarzda karşılanmağa lâyıktırlar. Çünkü, her şehirde, Türk ordusuna ve Türk sporuna şanlı, birer birincilikle bir çok ikincilikler, üçüncülükler îlâ kazandırdılar. Nis'de, Roma'da, Varşovada girip derece almadıklan tek müsabaka yoktur. Bu netice, süvarilerimizin nekadar iyi çalıştıklarını, ne derece muvaffak olduklarmı gösterir. Dünyanın en kudretli atları ve en tecrübeli binicilerile yaptıkları çetin çarpışmalarda hiçbir birincilik almamış olsalardı, gene çok muvaffak olmuş sayılırlardı. Çünkü üç şehirdeki müsabakaların hepsinde daima en ön safta ve daima birinciler arasında idiler. Birkaç müsabakada birinci olup da, diğerlerinde tasnife dahil olamamaktansa hiç birinci gelmemek, fakat her müsabakada, en iyiler arasında bulunmak müreccahtır. Çünkü ancak, böyle bir vaziyettir ki ekipin mükemmel olduğunu, iyi çalıştığını gösterir. Halbuki aslan süvarilerimiz, hem çok kıymetli üç birincilik aldılar, hem de her müsabakada, birinciler yani en iyi netice alanlar arasında bulundular. Kazandıklan birinciliklerin, rakiblerinin o müsabakalarda fena parkurlar yapmaları üzerine talih ve tesadüfün yardımile kazanılmış olmadığını gösterdiler. Bütün bu zaferler ve mu vaffakiyetler silsilesi onlann kılıclannın hakkı idi. Kısaca, Türk süvarileri bu yıl mükemmelden de fazla, ekmel olduklannı bütün dünyaya ispat ettiler. Onlarla ıftihar ederiz. Fakat iftihar etmek kâfi değildir. Biz de onlara bu ekmeliyete lâyık fevkalâde bir karşılama yapmalıyız. Cumhuriyet, ilk yazdığı yazıda Belediyenın, Vılâyetın, istanbul Komutanlığının, Cumhuriyet Halk Partisinin, Halkevlerinin, Türk Spor Kurumu İstanbul mmtakasının, Basın Kurumunun birer murahhasmdan mürekkeb bir istikbal komisyonu tertib edilmesini ve merasim prograrmnı bu komisyonun hazırlamasını teklif etmişti. Böyle birşey yapılmadı. Süvariler öbürgün geliyorlar. Artık komisyon yapacak ve müzakere edecek vakit kalmadı. İstanbul Komutanı Korgeneral Ömer Halis Bıyıktayın muzaffer süvarilerimizi büyük askerî törenle karşılıyacağını bili yorum. Kendisinden bir ricam var. Her sene süvarilerimiz Avrupadan geliyor, Sirl. rci istasyonunda büyük bir kalabahk tarafından karşılanıyor, sonra otomobillere binip Süvari Binicilik okuluna gidiyorlardı. Onlan ancak, istasyona biriken halk görüyor, alkışhvordu. Bu defa, denizden gelecekler. Galata rıhtımında ise büyük bir halk kütlesinin toplanmasma müsaid yer yoktur. İstanbul halkının onlan doya doya görmesi ve alkışlıyabilmesi için, şöyle bir teklifte ve ricada bulunuyorum: Süvari ekipimiz, önlerinde ve arkala rmda Süvari Binicilik okulunun iki bölüğü olduğu halde, ata binmiş olarak Galatadan tramvay yolunu takiben, Harbiyeye Süvari Binicilik okuluna gitsinler. Bövlece, bu uzun mesafede, yollara dizilen '.alk, onları görmek, selâmlamak, alkışlamak imkânmı bulur. Muhterem İstanbul Komutanından, programın bu şekilde tesbitini rica etmekle 1 .an İstanbul halkının dileklerine tercüman oHuğuma asla şüphe etmiyorum. Le Temps gazetesinin « Çekoslovak milleti şimdiye kadar sabır gösterdi. neşrettiği başmakale Bundan sonra da cesur olduğunu isbat edecektir» Paris 6 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: [Bastaraiı 1 inci safıifede] halarla geçmişler ve siddetle alkışlanmışLe Temps gazetesi, başyazısında diyor M. Hodza nutkuna devamla demiştir lardır. ki: ki: Adliye Nazırımn nutku «Hataydaki hâdiselerden mütevellid « Slovaklar namına bizden başka Prag 6 Çek sosyal demokrat par galeyan, Türk matbuatında, Sancakta söz söylemeğe kimsenin hakkı yoktur, zi tisinin 60 ncı yıldönümü dolayısile yapı müesses rejime ve mandasını sadıkane tatra Slovakların ekseriyeti burada toplan lan nümayişler esnasmda bir nutuk söy bik eden Fransanın nüfuzuna karşı oldukmış bulunmaktadır. liyen Adliye Nazırı Y. Derer demiştir ça şiddetli bir mücadeleye bahane oldu. Dünkü ve yarınki düşmanlarımız müs ki: Bu münakaşalar, müessif hâdiselere hatesna olmak üzere herkesle teşriki mesai«Biz Slovaklar, daîma Slovak kardeş kikatte haiz olduklan siyasî ehemmiyeti ye hazırız, fakat bütün dünyaya memlelerinin mukadderatile alâkadar olan Çek verdirdi. Bonne iki defa Davazla istişa ketimizin efendisi olduğumuzu ilân etmek sosyal demokratlarımn bayramına işti rede bulundu. Türk hududu üzerinde ve isteriz. Bu itibarla kimsenin dahilî işlerak etmek üzere Praga geldik. Arkamız Türk unsuru ehemmiyetli olan halk ararimize müdahalesine müsaade etmiyeceda yalnız sosyal demokrat Slovaklar de sında ihdas edilen tahrikâttan dolayı ğiz. Bize karşı gelenlere meşru şerait dağil, bütün hüsnüniyet sahibi Slovaklar da Türkîeri pek işgal eden vaziyetin süratle iresinde mücadelemize devam edeceğiz. vardır.» berraklaşacağı ve dostane bir zihniyetle Bu hususta hükumetle hemfikir misiniz?» Bratislavada tes'id edilen Monsenyör halledileceği şüphesizdir.» Mitingde bulunan 120 bin kişi hep bir Le Temps, bundan sonra Hatay meağızdan «evet» diye cevab verdiğinden, Hlinka'nın idaresindeki muhtariyet ta raftarı Slovak Populist partisinin bayra selesinin tarihçesini yaparak bugünkü Başvekil sözlerine devamla: « Öyleyse biz de milletin rey ve ar mına telmih eden Derer, sözlerine şöyle müşkülâtın kabul edilen rejimden değil, anasır arasındaki rekabetten ve ihtirasat zusuna sadık kalmayı vadediyoruz» de devam etmiştir: «Çeklerle Slovaklar ebediyen birleş tan ileri geldiğini ve Ankara ve Paris amiştir. Başvekilden sonra söz alan diğer ha mişlerdir ve kimseyc kendilerini ayırmak rasındaki diplomatik müzakerelerin müsaid hava içinde cereyan etmekte buluntibler de Çekoslovakya millî birliği le hakkını vermemektedirler.» Cumhuriyetin teessüsündenberi Slovak duğunu yazıvor ve diyor ki: hindc hararetli nutuklar irad etmişlerdir. Amerikadaki Slovaklann mümessili de H a vücude getirilen terakkilerden bah« Bundan istidlâl edilebilir ki, Hatay herşeyden evvel Çekoslovak istiklâlinin seden Derer, «Çek vecizesini tekrar ede meselesinin iki memleket arasındaki iyi muhafaza ve müdafaa edilmesini istemiş rek nutkunu bitirmiştir. münasebat üzerinde şayanı esef hiç bir «Sadakate mukabil sadakat, hayata tesiri olmıyacaktır. Cenevre anlaşması ve ve şiddetle alkıslanmıştır. mukabil hayat, ölüme mukabil ölüm..» Türk Fransız garanti itilâfnamesi, iki Sosyal demokrat partisinin Yeni bir hâdise devletin maddî ve manevî menfaatlerinin 60 ıncı ytlt Londra 6 (Hususî) Bratislava ci vikaye edilebilmeleri için kâfi derece gePrag 6 Çekoslovak sosyal d e mokrat partisinin kuruluşunun 60 ncı yıl varında Südet Almanlarile Çekoslovaklar niştir. Elverir ki, Sancak ahalisi hüsnü dönümü münasebetile dün 150,000 kişi arasında yeni bir hâdise zuhur etmiştir. niyetine ve siyasî olgunluğuna delil verlik muazzam bir alay hükumet merkezinin Çekoslovak menabiine göre, hâdise esna sin.» Gero da değiştirildi sokaklarından geçmiştir. Bütün şehir bay sında bir kadm yarlanmıştır. Alman meAnkara 6 (Telefonla) Buraya geram günlerin» mahsus bir manzara arzet nabii de on bir kişinin yaralandığını id len haberlere göre, delege Garo'dan sonmiştir. Havanın her zaman hükumet mer dia etmektedirler. kezindeki halkı şehir haricine sevkeden Bu hususta alman mütemmim mal ra, onun yanında askerî kumandanlık vabir güzellikte olmasına rağmen, halk so mata göre, Çek gencleri, Hitler taraf zifesi görmüş olan yüzbaşı Gero da de kakları doldurmuştur. Hudud civarında tarları olduğunu belli etmek üzere beyaz ğiştirilmiştir. Yeni askerî kumandan ve ki mıntakalara mahsus teşkilâtın kırmızı çorab giyen bir Südet Almanını kaçır sivil vali delege Kole, Kürd ve Çerkez renkte işaretleri hararetle satılmakta idi. mak istemişlerdir. Bu münasebetle karı lerden bir jandarma alayı toplamağa ba§Sokollar, omuzlarında tüfek ve ellerin şıklıklar zuhur ettiğinden, jandarma mü lamıştır. Radyo Ajansımn bir haberi de: «Yaşasın ordu.. Hazır duruyoruz. dahale etmek mecburiyetinde kalmış ve Paris 6 (Hususî) Radyo AjanTeslim olmıyacağız..» ibaresi yazılı lev 3 kisiyi tevkif etmiştir. sı Hatay meselesinin müslihane bir şe kilde halledilmek üzere bulunduğunu kaydederek diyor ki: « Fransız hükumeti Hatayın Fransa ile Türkiye arasında bir hattı muvasala teşkil edeceğine kani bulundugu için Türkiye ile müzakerelerde bulunurken bu noktai nazara sadık kalmaktadır.» Alman İtalyan Türkkuşunda yeni birliğinin mânası bir millî rökor İki genc, plânörle havada 12 saat 22 dakika kaldılar Alman matbuat müdürünün siyasî bir esere yazdığı mühim mukaddeme Berlin 6 Alman hükumeti matbuat şefi M. Otto Diyetriç, Führer'in seyaha tinden bâhis bulunan bir eser yazdığı mukaddemede Alman İtalyan dostluğunu, «kıt'amıza damgasını vuracak olan kah ramanane bir hareket» diye tavsif et mektedir. Mukaddemenin muharriri, şu suretle devam ediyor: «Her iki memleket, yeni siyasî nizamın mümessilleri olmak sıfatile garb medeniyetine bir hizmet ifa etmek mecburiyetindedirler. Garb demokrasileri, bu hizmeti ifadan âciz bulunuyorlar. Çünkü bunun ne manasını anlamışlardır, ne de lüzumunu idrak etmişlerdir. Garb demokrasileri, daima liberalizmin ölmez fikir lerinden bahsediyorlar da milletlerin bu yüzden ölmekte olduklarmı bilmiyorlar.. C h demokrasileri, «ideolojilerin mücadelesi» nden bahsederken otoriter milletler, batmak üzere bulunan liberalizm â lemine tevarüs ediyorlar. Führer'in İtal yay. olan seyahati, bu yolda önde git mekte olan iki milletin bu dostane birliğinin dahilî ve haricî kuvveti hakkmda garb demokrasilerinde birguna tereddüd ve ,>ahme mahal bırakmamak gerektir.» Ankara 6 Türkkuşunun, yüksek yelken uçuşunda çalışmakta olan öğret men namzedlerinden Cemal Aytaç, ya nında antrenman için aldığı arkadaşı Rasim Tiyanşanla birlikte haziranın birinci günü havada 12 saat 22 dakika kalarak iki kişilik plânörlere mahsus yeni bir millî rekor kırmıştır. Bu millî rekorumuzla Türkiyede «uzun müddet havada kalma» bakımından dünya ikincisi olmaktadır. Enternasyonal rekor 13 saat 59 dakika olarak Alman havacılarındadır. Bu su retle bu rekorda Almanya birinci ve Türkiye ikinci olmaktadır. (a.a.) Istiklâl harbi malulleri için ... Verilecek nakdî mükâfat miktarı tesbit edildi Ankara 6 (Telefonla) Istiklâl Harbi malullerine verilecek para mükâ fatı Millî Müdafaaca tesbit edilmiş ve bir kanun lâyihasile Meclisin tasdikına arzedilmiştir. Lâyihaya bağlı cetvelde 5 subay ve 25 ere mecmuu 5400 lira mü kâfat dağıtılmaktadır. Çanakkale jandarma inzıbat subayı Hâdi oğlu Ali Rıza 1600, Bergama askerlik şubesi mülhakı Vehbi oğlu Aziz, sekizinci kolordu on iknv' tümen 23 üncü alay 3 üncü tabur kumandanı piyade binbaşılığından mütekaid Ahmed, îstanbul Kumandanlığı Başbaytarlığından mütekaid yarbay Meh med İzzetle 7 nci kolordu birinci şube mülhakı piyade binbaşılığından mütekaid Emin Oktay da üçer yüz lira alacaklardır. Millet Meclisinin dünkü içtimaı Ankara 6 Meclis, bugün Refet Canıtezin başkanlığmda toplanarak as kerî ve mülkî tekaüd kanununa bazı hü kümler eklenmesine aid kanunun birinci maddesinin tefsirine aid fıkra ile maaş kanununa müzeyyel kanun lâyihası hakkında bütçe encümeni mazbatalarile Yüksek Ziraat Enstitüsü kanununa, P . T. Telefon idaresi teşkilât ve vazifelerine aid kanunlara ek kanun lâyihalan müzakere ve kabul edilmiştir. Askerî memurlar hakkındaki kanuna bir madde eklenmesine aid kanunla ordu zabitan heyetine mahsus terfi kanunu nun muhtelif maddelerinde değişiklikler yapılması hakkındaki kanun lâyihalan ve Londra 6 (Hususî) Peru ile Ek Yugoslavya hükumetinden alınan taz vator arasında zuhur eden hudud hâdise minatın Kızılay cemiyetine verilmesine si münasebetile vaziyet elân gerginliğini mütedair kanun, birinci müzakereleri yamuhafaza etmektedir. pılan kanunlar arasındadır. Meclis, çarşamba günü toplanacak Orman fen heyeti reisliği tır. (a.a.) Ankara 6 (Telefonla) Ziraat VeOrta mekteb muallimliği kâletinde bazı mühim tayin ve nakiller imtihanları yapılmaktadır. Bu arada Orman JJmum Ankara 6 (Telefonla) OrtamekMüdürü Fahri, Orman Fen heyeti reisteb türkçe, tarih, coğrafya, tabiiye, riyaliğine tayin edilmiştir. ziye ve lisan muallimlikleri için önümüzDahiliye Vekili geliyor deki 15 haziranla 1 eylulde iki imtihan açılacaktır. 15 hazirandaki imtihan Gazi Ankara 6 (Telefonla) Dahiliye Enstitüsünde açılaçak, bir eyluldeki imVekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Getihan da Istanbul Universitesinde yapılanel Sekreteri Şükrü Kaya, bu aksam caktır. Istanbuldaki imtihana en az iki eksprese bağlanan hususî vagonla Istan sene muallimlik etmiş olanlar girebilecekbula hareket etti. tir. Pamuklu mensucat sanayiine verilen yeni muafiyet Ankara 6 Bize verilen malumata göre, metre murabbaının ağırlığı 100 gramdan az olan boyasız mensucatla her ne ağırlıkta olursa olsun kasarlı, topu boyalı, ipliği boyalı, ve hayvanî veya nebatî elyaf ile karışık olan pamuklu mensucat sanayiimizde fazla istihsal olmadığı yap'1 n tetkikler neticesinde anlaşıldı ğmdan Iktısad Vekâleti, bu gibi mamulâtı imal etmek şartile fazla istihsal nizam namesinin tesbit ettiği 6 aylık müddet zarfında müracaatte bulunanların 1055 sayılı teşviki sanayi kanununun bahşettiği müsaade ve muafiyetlerden istifade et melerine karar vermiştir. (a.a.) Peru ile Ekuatör arasında gerginlik Benzin fiatlarında yeni tenzilât Ankara 6 (Telefonla) Benzin fiatlarınm yeniden indirilmesi hususunda İktısad Vekâletinde tetkikler yapılmak tadır. Haziran sonlarına doğru litrede bir kuruş kadar yeniden tenzilât yapılacağı umuluyor. Müellifin kuvvetle yaşadığı bir iç dramını aksettiren bu eser, zamanımızın en büyük meselesini ortaya koymaktadır. Yakubun mücadele halinde bulunan iki Bunun için prologdan itibaren bir Çin benliğinden bir tanesi, melon şapkalı ali filozof, bir kadm, bir Mathias ve dam , Nietzsche'nin, öteki de Manc'ın bir Yakub değil, fikirler ve ihtiraslar ko fikirlerini bir nefsin kendi kendile ihtilâı nuşuyor. İlk tabloda Yakub, dibini teş şeklinde devam ettiriyor. isterseniz bu ihhis edilmemiş bir hastalığın kemirdiği ve tilâfı bir ruhun içine nakledilmiş İspanya dogmatik bir çember içinde sıkışmanın çi ihtilâli de farzedebilirsiniz. Nietzsche'nin lesini çeken, mahpus bir benliktir. Kültür bütün payandalarını ferdın ıradesıne datarihinin birbirine benziyen fikirlerinden yayan kudret fikirlerile Marx'ın ferdiyet hiçbiri onu zındanından azad edememiş düsmanı müstakbel cemiyet hulyası, Jpu tir: «Hiçbiri dinamik bir istekle, lyerıt ve eserde, sağ ve sol ideolojilerin orta rnalı başka bir uoldan gitmeyi; olmu$u ve gel olmuş ifade klişelerine tenezzül etmeden mişi ıjıkıp, olmamiii ve gelmemişi ıjaral çarpışıyor. Fakat eserin bütün manasında mam düsünmedi.» Birinci tablonun Çinli Nietzche'nin imkânsız, Marx*ın gülünc filozofu da Yakuba Konfüçyüs'ün yıl ve abes taraflarını belirterek ikisini de lanmış öğüdlerile bir afyon çubuğundan asmaya doğru hamle eden canlı ve ince fazla birşey veremiyor. Yalnız Mathias bir sosyal hiciv vardır. Marx'ist düşünceadlı şahısta biraz daha sıkı ve geniş, fa yi tımarhaneye ve Nietzsche'en düşüncekat gene de belirsiz bir insan anlayışı yi de, prensiplerinin tam aksine, kendi var: «Kahraman bir bülün olabilen in kendini tahribe sevkeden bu hiciv, ikiye sandtr. Kusursuz Ve pürüzsüz yeniliği bölünmüş bir dünya ortasında tek bir aı/aratmab, sade kafa olgunluğile değil, damın iç dramını gösterdiği kadar, ikiye fakat çok ruhla az maddenin arasındaki bölünmüş bir şuur içinde bugünkü dün nisbeli tam aı/ar edebilmekle kabildir. yanın en büyük ihtilâfını da aksettiriyor. Kâinal varhğınm sırn, kulun arşa daı<aMetafizik ve sosyal şekillerile bu tedığı merdivendedir. Onun basamaklanm reddüdün krizini bizzat geçirmiş olduğuçıkan insan, Allaha yakla$tıkça ı/ı'ğff ve na hükmettiğimiz muharririn, fikirlerini kahraman olur! Onun beşeriuete tutacabize müşehhas imajlar ve vak'alar ha ğı ışığın müdevver dairesi, basamcklan linde verebilmek için tasarladığı mevzuçıkhkça genkler. Ne muilu en çok basaun, müstakil bir parça halinde güzel olamak çıkabilene!» Fakat Mathias'ın arşa bilecek lüzumsuz tarafları da yok değildoğru tuttuğu bu meş'ale de Yakubu çekdir. Bütün eserde Beatrice Lir'in mace mekte olduğu iç buhranından kurtaramaraları Yakubun tecrübesine ehemmiyetli mış, ikinci tabloda zilzurna sarhoş ol bir müşahede katmıyan nafile bir hikâye maktan alıkoyamamıştır. hissini veriyor. Bu kısımlar feda edilebilBurada, geceyarısı, şehir parkmın ö miş olsaydı, piyesin hacminde, Yakubun nündeki sıralardan ikisi karşısındayız. geçirdiği krize ve istihalelere aid tablo Sol taraftaki kanapede bir kızla bir genc, ları daha fazla inkişaf ettirmeğe müsaid birbirlerine sarılmış, fısıldasırlar. Yakub yerler kalırdı, sanıyorum. sahneye sarhos girer ve sağ taraftaki sıİçinde sıkıştığı şahsiyet ikiliğile Piranraya oturur. Derken sağ tarafta «melon dello'nun kahramanlarını andıran Yakuşapkalı adam» peyda olur. Yakub bu a bun iç değişikliklerini karanlıkta bırakan damı tanımaz, fakat bu adam Yakubu şeylerden biri de, piyeste onu konuştur bir şuurun kendi kendini tanıyışı kadar mak için birer bahaneden fazla rolleri tanır. Sırnaşık, sevimli ve korkuncdur. olmadığı halde, bazan, ondan çok fazla İkinci tablonun sonlarına doğru anlarız ki söyliyen SunFu'ların, Ömer'lerin ve bu adam Yakubun ikinci benliğidir ve oMathias'ların gevezeliğidir. Bazı yerlernun içini kemiren İblis gibi göründüğü de pek lüzumlu görünen bu cemiyet, bazı halde Yakuba en çetin, fakat en doğru yerlerde de, eserin sıklet merkezini teşkil yolu gösterendir. Ona aradığı yolun sıreden Yakubun nâzım rolünü zâfa uğrarını bulmayı öğretir: tıyor gibidir. Melon şapkalı adam (auağa kal Birçok safhalarında mücerred fikir kekar, bir ağacı işaretle) Bakınız şu ağaca safetile yüklü olan «Yakub ve Öteki bakınız! Soldaki, en incesi... Gö'rüuor ler» in lisanı, türkçenin bir fikir dili olamusunuz, rüzçârda nasıl sallanıuor? rak simdiye kadar pek az işlenmiş kabi(Rüzgâr şiddetlenir, fırtmaqa çevirir. liyetlerini de ortaya çıkarıyor. Eserin, büAeac kmlır ve uere düşer.) İşte kml tün tereddüdlerden silkinmiş, tok, selis ve dı!.. (Tekrar uerine oturur. Bir müddel kendinden emin bir üslubu da vardır. ikisi de susarlar. Fırtına devam eder.) Bize sahnemizin tanımadığı yepyenı Kuvvelli varlık işte bu ağac gibidir. Dim' bir piyes şekli ve edebiyatımızın fazla dik durur, fakat eğilmez. Dizçökeceğini hissettiği giin, kırılır. Eğilmek kuvvcün aşina olmadığı bir ifade nev'i içinde, zamanımızın en büyük iki davasının akameeksildiğine alâmeiiir. Melon şapkalı adam, biraz daha sonra tini ve abesliğini telkin eden Celâleddin Yakuba ikinci sartı söyler: «İkinci şart, Ezine'yi hararetle tebrik edelim. Onunla sade kendinize inanmak ve kendi kendi müstesna bir kıvmet daha kazanan Türk nize kâfi oelebilmekur. ÇünkS o zaman edebiyatı, uzun zamandır çektiği yeni eser eski, çürümüş imamnızdan, sevRİnizden, hasretini doyurabilmek için, «Yakub ve iimidinizden, duugunuzdan smrılabdir, Ötekiler» den sonrasmı da büyük bir onlan bir ı/ı/an kılıçı gibi silkip atabilir merak ve iştiyakla bekliyecektir, sanırım. siniz. Bunu vapabildİBİniz andan itibaren İzmitin bir köyünde iki cesed bulundu Bunlardan biri erkek, diğeri de kadındır İzmit 6 (Telefonla) Bugün vilâ yetimize bağlı Mimetiye köyünün Dö şeme mevkiinde tabanca ile öldürülen bin erkek, biri kadm olmak üzere iki cesed bulunmuştur. Araştırmalar neticesinde bunların Mimetiye köyünden Nuriye ile Celâl isminde iki genc olduğu, bir gönül macerasına kurban gittikleri anlaşılmış tır. Tahkikat derinleştiriliyor. PEYAMI SAFA IZMIR ENTERNASYONAL FUARI • • • • • ^ ^ • ^ • • M 20 ağustos 20 eylul 1938 i ^ H H ^ H B i ^ ^ H B H En ucuz alısveriş, bol eğlence ve birçok yeniliklerin doğduğu yerdir. Mutlaka iştirak ve ziyaret ediniz. Milyonlarca müşteri, mallarınızı bekliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: