7 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 7 Haziran 1938 Müddeiumumî, suçlu Beynelmilel kongrede Bazı motörler, yakın sahiller arasında gizlice hakkındaki iddianameyi mevzuubahs olacak umuHududdan hududa paraların değişmesi keyfiyeti yolcu taşıyorlarmış! dün okudu mî meseleler görüşüldü Almanyada sık tekrar edilen bir hikâyeye benziyor Son günlerde, bazı motörlerin kabotaj Kadıköyünde, üvey ki7i Reyhanı öl Atinada toplanan Küçük Antant ve Onunla nasıl bir bakırndan alâkalandığımı arkadaşlara söylemiyordum. Z a ten baylann da bu güzel kadma ilgi gösterdikleri yoktu. Çünkii bütün yol boyunca iş muhavere ve müzakeresi yapıyorlar. Başlannı dosyalanndan kaldırmıyorlar dı. Nuri Demirağın Istanbulda kurduğu tayyare fabrikası, Dıvrikide yaptığı mekteb ve yapmak istediği lise, bizimle beraber seyahat ediyorlardı ve onunla arka daşlan fabrikayı tekemmtİ ettirmek, mektebleri bir kat daha olgunlaştırmak için Almanyadan, İngiltereden, Fransadan alınacak malzeme ve o ülkelerde yürütülecek etüdler üzerinde yorulmadan fikir işletiyorlardı. ' Böyle ciddî işlerle candan meşgul o ]an baylara, bir Fransız kddınının aburcubur şeyler okumasma sinirlendiğimi söy lersem şüphe yok güleceklerdi. Onun için düşüncemi gizli tutuyordum. Madam Resto ile şümullü bir münakaşaya girişnaek için kafamı sakin sakin hazırlıyor dum. Bu işlek sükuneti, kafilenin Nuri Demirağ hesabma masraf nazırlığını yapmak zahmetini üzerine almış olan mühendis Ziyanın yemek sonunda, gösterdiği titizlik bozdu. Bu sefer dinar olarak yapılan şanjın paramıza tahmil ettiği yersiz fedakârlıktan haklı olarak sinirlenen se •vimli mühendis her smır boyunda yüzde alb veya sekiz nisbetinde tahakkuk edeoek eksilmenin neticesini hesablıyor ve tatlı tath homurdanıyordu. Makine mühendisi Hâmi, onun bu söylenmelerinden ilham alarak bize şu güzel fıkrayı anlattı: Vaktile Alman zenginlerinden biri otuz kırk yıl kendine hizmet etmiş olan uşagını tekaüde sevketmek ister ve herifi yanına çağırarak büyücek bir torba altın verir: Haydi, der, bunu al. Köyüne git. Bir yuva kur, iki üç de tarla tedarik et. ömrünün son yıllarını rahat geçir! Adı Hans olan uşak torbayı omuzlar, efendisile vedalaşıp şehirden çıkar. Ha ya sıcak, yol da uzunmuş. İki üç saat sonra altın yük ağır gelmeğe başlar, adamcağız ter dökmekten ve yürümekten bunalır, kendini yükten ve yorgunluktan kurtaracak bir ilâhî tesadüf aramağa ko yulur. İşte böyle bir demde haşarılaşmış bir atı uslandırmağa çalışan bir adamla karşılaşır ve sorar: Hayvandan memnun değil misi niz? Herif menfî cevab verince uşak sevi nîr, sırtındaki altın yükle haşan atı mübadele etmek teklifinde bulunur. Böyle bir alışverişe herkes rıza göstereceğinden bir torba altın bir lâhzada haşarı bir at olur. Fakat Hans, uzun uzun didinmelerine rağmen ata binemez, gene yaya yü rümek ve üstelik hayvanı yedekte yürütmek zorunda kalır. O, altın bir kamburu canh ve haşarı bir kuyrukla mübadele ettiginden dolayı kendi kendini tekdir edip idururken önüne bir adam ve bir inek çıiar. Mahmur bakıslarile masum bir benlik, dolgun memelerile de olgun bir servet hissettiren inek Hansm hoşuna gider ye kısa bir muhavere sonunda at, ineğe tahavvül eder. Lâkin ele geçirdiği süt hazinesinden bir bardak sağıp yorgunluğunu gidermeği düşünen Hans, beceriksizliği yüzünden hayvanı sinirlendirir, göğsünün tam ortasma bir tekme yer ve bu mübadeleden hayır göremiyeceği kanaatine ererek inekten kurtulmak yolunu aramağa başlar. Biraz sonra rastladığı bir köylü, civelek bir keçi üe ıneği değıştirmeğe muvafakat ettiğinden Hansm yüzü azıcık güler. Fakat keçi, çok geçmeden edebsizlenir, yeni sahibini boynuzlamağa kalkışır. Bunun üzerine Hans, yol üzerinde gözüne ilişen bir değirmene gııer, keçiyi taşla, koca bir değirmen taşile değiştirir ve o ağır yükü omuzlayıp köyüne ulaşır! Mühendis Hâmi, sözünü bitirdikten sonra kıssa ile şanj mevzuu arasmdaki münasebeti de izah etti: Almanlann «Talihli Hans hikâ yesi» diye sık sık münasebet düşürüp anlattıkları bu fıkradaki altın yük, her yolcunun cebindeki paradır. Altının sırasile at, inek, keçi oluşu da her smır değişikliğinde yapılan şanjlara benzer. Sonunda Hans'ın yüklendiği ağır hamule ise paralan derece derece criyen yolcularda kalan nahoş intıbaı temsil eder. Gülüştük ve hücre]erimize geçtik. Madam Resto, bizden önce vagon restorandan ayrılmıştı. Ben onunla yapmağı tasarladığım münakaşanm ana hatlarını zihnimde bir kere daha tasnif ettikten sonra yatağıma uzandım, kulağımı koridora verdim, yirmi dört saattenberi muattar pıtırtısına âşina kesildiğim ipek yürüyü şün sesini beklemeğe koyuldum. Bu bekleyiş, hiç şüphe yok ki, şair Nedimin: «Bir pıtırtı duysa guşum ağzıma canım gelir Sanırım gamhanemi teşrife cananım gelir» beytinde tasvir olunan sevdavî in tizarlardan değıldi. Benim gibi ununu elemiş, eleğini asmış olan Ondokuzuncu asırdan kalma adamlar canlı ve cansız güzellıkleri bir seviyede tutmak melekesini kazanıyorlar. Bizim gibiler için Kleopatmmtakası ve yakın sahiller vapur mıntakaları dahilinde yolcu nakliyatına başladıkları ve bilhassa akşam ve sabahları yolcunun çok olduğu zamanlarda toplu bir halde yolcu taşıdıklan anlaşılmıştır. Bir yandan kabotaj esaslarına aykırı, diğer taraftan motörlerin tahlisiye vesaiti bulunmaması itibarile halkın emniyeti bakımından tehlikeli olan bu vaziyet üzerine Liman idaresi ve zabıta müşterek tedbirler almışlardır. Ahnan tedbirler neticesinde bir kaç motör bu şekilde yolcu taşırken yakalanmıştır. Dün de «Hoşgör» isimli motörün Haydarpaşadan bir takım tren yolcularını eşyalarile birlikte alarak hareket ettiği öğrenilmiş, Liman reisliğine haber venl miş, motör limana gelince tutulmuştur. Motör sahibi hakkında Liman idaresince bir zabı1 tutulmuştur. dürmekten suçlu Cevad'n duruşmasına dün Ağırcezada devam edildi. Dünkü celsede, Müddeiumumî Sa'dun, cinayet hâdisesini izah eden iddianamesini oku du. İddia makamımn iddiasına göre, hâdise şöyle olmuştur: Cevad, bundan 3 4 sene evvel, ka rısı Sabiha ile tanışıp evlenmişlerdir. Sabihanm eski kocasindan çocukları var dır. Bunlarm en büyüğü Reyhandır. Cevad, içkiye olan fazla düşkünlüğü sebebiîe vazifesine muntazaman devam ede memiş, maaş da alamaımstır. Aile, Sa bihanm ilk kocasmm arkadaşlan olan artistlerin yardımile geçinmiştir. Cevad, kansı Sabihadan ikidebir rakı parası istemiş, bu yüzden aralarmda kavga eksik olmamıştır. Parasızlıktan ev kirası verilemedıği için sık sık yer değiştirmek mecburiyeti hâsıl olmuştur. Yeni eve taşmacaklan bir sırada, suçlu sarhoş bir halde eve gelmiş, ayni evde oturan Sudiye, rakı aldırmış, onu da iç tikten sonra, yeni ev için kefil olmasını kendisine teklif etmiştir. Sudi: «Bunu yann düşünürüz» diyerek odasma çekilmiş, Cevad da arkasından Sudinin odasına girmiştir. Biraz sonra Reyhanla annesinin bu meclise dahil olmalan, işi kızıştırmış, suçlu, asabiyetle Reyhanı tehdid ederken elindeki bıçağı birkaç kere üvey kızına saplamıştır. Kız da kan ziyaından hastanede ölmüştür. Müddeiumumî, suçlunun hareketinde öldürmek kasdi görmemiştir. Müdafaa yapılmak ve karar verilmek üzere, duruşma başka güne bırakıknış hr. Talihli Hans'ın hikâyesi No. 6 YAZAN : M. TURHAN lö&ate,. TAN f Şehir ve Memleket Haberleri J Kabotaj esaslarına aykırı hareket Uvey kızını öldüren adam Balkan postaları eksperler kongresi Siyasî icmal Iran ve Mısır vrupada siyasî vaziyet, muhtelif anlaşmalara ve mühim temas ve müzakerelere rağmen, gittikçe fenalaşıyor. Arasıra görünen salâh emareleri de devamlı neticeler vermemiştir. Avrupanm bu haline nazaran, yakm ve orta şarkta tarihte, misli çok az görünen ve ancak Haçlı seferleri gibi yabancı tehlıkeler karşısında toplanabılen şarklı milletler arasında vifak ve ittihadın kuvvet lenmekte olduğuna şahid oluyoruz. Filvaki burada da büsbütün karışıklık yok değildir. Bir türlü huzur ve istikrara mazhar olamayıp sulh ve müsalemeti tehdid eden ahvale sahne olan Hatayla Fi listin yakm şarkın göbeğindedir. Lâkin kanlı hâdiselere sebeb olan bu karışıklıklar aslında şarklı milletler arasında değil; bunlarla Avrupalı devletler arasmdaki eski müstemlekecilik zihniyetinin devamından neşet eden zıddiyet ve ihtilâflarcîan çıkmaktadır. A Balkan Postaları umumî eksperler kongresinde hükumetimizi temsil eden, Posta İşleri Müdürü İbrahim Berenle İstan bul Posta Başmüdürü Arf, dün Atma dan şehrimize dönmüş'erdir. Atinada toplanan eksperler konferansında, Boe nos Ayres'te toplanmasına karar verilen umumî beynelmilel posta kongresinde mevzuu bahsolacak meseleler görüşülmüştür. Önümüzdeki senenin ilk aylannda toplanacak olan Boenos Ayres kongresinde, beynelmilel posta ittihadını alâkadar bütün meseleler, ortaya atılacaktır. Atinadaki eksperler konferansı, bu umumî kongreye hazırlık mahiyetindedir. Konferans, Atinada eski Kral sarayının büyük salonunda toplanmış, Türk, Çek, Rumerft Yugoslav, Yunan murahhaslan bu müzakerelere iştirak etmişlerdir. Yunan posta işletme müdürü Spikas'm riyaset ettiği konferans, 24 mayısta açılmış ve 2 hazirana kadar devam etmiştir. 939 umumî posta kongresinin, Boenos Ayres'te toplanmasına, 934 senesinde toplanan Kahire kongresinde karar ve rilmişti. Kongre, her beş seneds bir toplanmaktadır. Son hazırlıklar gözden geçirilmek üzere önümüzdeki aylar zarfında YugosIavyada ikinci ve son bir eksperler içtimat akdedilmesi muhtemeldir. TA ile mehtab ayni jeylerdir. İkisi de an cak düşündürür, asla çıldırtmaz!... O sebeble sakin sakin bekliyordum. Güzel yolcu, nedense görünmedi. Benim de canım sıkıldı ve içıme onu unutup kitab okumak meyli geldi. Fakat elime aldığım «Cihan tarihinin umumî hatları» ndan henüz üç beş sahife okumadan gözlerim kapandı. Müverrihliği kâhinliğe çeviren, tarihî hakikatlere bol mikyasta şahsî hükümler karıştıran Vels'in sözlefi mi ağır ADLIYEDE bastı, yastığımm altma konulmuş kırık bir Kapı önünde sızan sarhoş gramofon plâğı gibi harharah bir inadla Aksarayda hamallık eden İhsan is boyuna homurdıyan teke'rlekler mi sıklet verdi, bilmiyorum. Lâkin tahammül olun minde biri, zilzurna sarhoş olarak gemaz bir gevşekliğin içinde istemiye iste ce yansı evine dönmüş, fakat karısı Münire, onu böyle körkütük bir halde karmiye uyuyordum. şısmda görünce: Bu uyku, göğsümde kalan tarih kitabı< Ben bu saatten sonra, sana kapının tazyikile olacak, çarçabuk tarihî bir yı açamam! Git, istediğin yerde yat!> rüya oldu: Tuna kıyılannda ve o büyük demi§tir. İhsan, her nekadar içeri kabul edil suyu çelik gölgelerle beneklemiş ordular arasmda yaşıyordum. Evrenosoğlu Ali mesi için yalvarıp yakarmışsa da, kaBeyin emirberi gibi bir durumdayım. Ba rısına meram anlatamamış, kızarak tekrar meyhane meyhane dolaşıp bir hayli şımda böı'k, belimde paîa siperden siperakı içtikten sonra. evinin kapısı önünre, hendekten hendeğe koşuyorum. Önüde sızmıştır. Mahalle bekçileri, İhsanı müzde, Sava ile Tunanın öpüşmelerini, yakalayıp, zabıtaya teslim etmişlerdir. kucaklaşmalannı seyir için, yahud o ezelî Hamal İhsan, dün birinci sulh cezada ve «bedî gerdegi korumak için yapılmışa yapılan duruşma sonunda iki lira para benziyen heybetli bir kale var. Dokuz kat cezasma mahkum olmuştur. yalçın kaya. Yüz on altı kule bu tabaka Badana yüzünden işlenen tabaka kayalara ejderî bir mehabet vericinayetin muhakemesi yor. Ali Bey, topraktan bir kemer işliyeTevkifhanede, bir koğuşun badana rek bu ejderi kıskıvrak yakalamak ve sı lanması meselesinden aralarmda çıkan kıp bunaltmak azminde. Biz, kemeri ören kavga üzerine, mangal ayağile, çolak kollanz. Fakat su, kalenin bir yamnı bize Feyzi isminde bir mahkunvu öldürmekkapıyor ve bizim kemer, sarıldığı bele ten suçlu Yusufla bu cinayete yardım dar gelen bir kuşak biçimınde kalıyor. Ne etmekten suçlu Maksudun muhakemeyapsak, ne kadar didinsek kaleyi kucak lerine dün ağırcezada devam edilmîş, müddei umumî, Yusufun suçunu sabit lıyamıyoruz. Gerçi yüz kadar kayık yapgörerek, cezalandırılmasmı, Maksudun mışız, onları yarım kemerin açığını ka da beraetini istemis.tir. patmakta kullanmağa savaşıyoruz. Lâkin Çukura düştü, boğuldu Sava, hırçm dalgalarile kayıklarımızı boFatihte Zincirlikuyuda oturan bir çoyuna hırpalıyor. Rahib Zovvan, işte bu yardımdan aldığı kuvvetle başımıza cuk, dün su dolu derin bir çukura düateşten yağmur dcküyor, alevden ha şerek ölmüştür. Çocuğun cesedi, Adliye tabibi Haşim tarafından muayene ediva örüyor. lerek gömülmesine izin verilmiştir. Nihayet çekiliyoruz, fakat on beş yıl Bir haraccı yakalandı sonra gene geliyonız, ne ben, ne silâh arOsman adında birinin Alemdar cad kadaşlanm hiç îhtiyarlamamışız. Yalnız Evrenosoğlu Ali Bey yammızda yok. desinde dolaşırken, 280 lira parası zarfçılık usulile dolandırılmıştır. Suçlu o Nitekim ejderî kalede de rahib Zovvan larak yakalanan Ligor ve Vehbinin dün görünmüyor. Biz Fatih Sultan Mehme birinci sulh ceza mahkemesinde sorgudin, Karaca Paşanm işaretile yürüyoruz. lan yapılmıştır. Hâkim, bunlardan LiBu sefer, Tunayı da yenmek azminde gorun suçunu sabit görerek tevkifine, yiz. Elimizden gelirse Savayı 1060 ki Vehbinin de serbest bırakılmasına kalometre geriye, Alplardaki ilk kaynakla rar vermiştir. rına atacağız ve Tunayı ondan ayırıp zeTevkif edilen odacî bun edeceğiz. Bu ülkü ile Vidinde bir inBir müessesede odacılık eden Yaşar ce donanma yapmışız, Belgrad önüne ka isminde biri, ayni odada yatıp kalktıkdar getirmişiz. Karada da evvelki gelişi ları. arkadaşı Mehmedin 14 yaşmdaki mize nisbetle çok kuvvetliyiz. Üç yüz to oğlu Mehmedin yatağına girmiş, babası pumuz var. Bunların yedisi havan. De uykuda bulunduğu bir sırada çocuça temek ki oklarımız gibi güllelerimizi de du cavüzde bulunmustur. Yaşar, dün birinvarlardan aşırabileceğiz., Fakat Tuna, ci sulh ceza mahkemesi kararile tevkif edilmMir. bilinmez nasıl bir endişeye kapılarak, bize Bir çocuk afyonla öldü karşı gene titiz davrand;. ince filomuzu Fatihte. Hüseyin isminde birinin iki hırpaladı, incitti. Onu memnun etmek için buçuk aylık çocuğu Güner, evvelki akbeş yüz kurban verdik, fayda görmedik. şam fazlaca yaramazlık ettiği için büBüyük su bizi tanımakta ve bizim için yükannesi tarafından biraz afyon veribir zafer yolu olmakta tereddüd gösteri lerek uyutulmuş. fakat çocuk afyonu yordu. Bunun üzerine Fatih Sultan Meh aldıktan sonra, bir daha uyanamamışmed kızdı, bütün füoyu yaktırdı (1), ka tır. Ölümü süpheli görülen küçük Güradan hücum emri verdi. Her asker, ha nerin cesedi. dün Adliveye getirilmiş van toplarından fırLyarak güllelerle ya ve Adliye tabibi Salih Hasim tarafm nş ediyordu, uçar gibi duvarlara atılı dan muayene edilmistir. Ölünün hakikî yordu. Kılıçlar oka dönmüştü, yerde de sebebi anlaşılmak üzere cesed morga ğil, havada işliyordu. Ordu yürümüyor, kaldırılmıştır. İranın merkezi Tahranın Saadâbad sarayında imzalanan mısakla şarkın biri Türk, biri Arab ve ikisi Aryani olan dört rnilleti, aralarındaki her türlü meseleleri hallederek birıbırlerıle samımî dost ol muşjar ve birbirinin arkasını korumağı taahhüd etmişler, harice karşı müşterek bir cephe alarak blok teşkil etmişlerdir. Bu misakın akdinden evvel İranla Efganistan Türkiyeyi hakem intıhab ederek aralanndaki hudud ihtilâfını halletmişlerdi. Gene İranla Irak arasmdaki Şattulârabın sulan üzerinde hukuku hükümranî meselesinden doğan, Bağdad ve Basra Osmanlı idaresinde iken bir asır devam cderek sürüncemed kalmış olan eski ve mühim bir ihtilâfı esasmdan ve tamamile bertaraf etmişlerdir. Şark milletleri arasmda eskiden mez heb kavgaları bunlarm birleşmelerine mâni olmakta ve Avrupa karşısında şark âleminin zâfına başlıca amil olmakta idi. Halbuki son senelerde Necifte Şiî mezhebinin başında bulunanlar, şark milletlerinın gerek kendi aralarmda gerek ya bancı devletlerle olan meselelerinde ittihad ve vifakın muhafazası ve harice karşı haklariıî.n müdafaası uğrundaki mücadelelerin her zaman piştarı olmuşlardır. Türkiyeden sonra Iranda yapılan büyük teceddüd ve ıslahatın kökleşmesi mezhebın vifak ve ittıhada mâni olmasına hiç yer ve imkân bırakmamıştır/Nîtekim, vaktile M^Hda Mehmed Ali Paşa tarafından temeli atılan ıslahat ve garb medeniyeti, mezheble siyasetin hududlannı iyice ayırmıştı. Bu suretle şark milletleri arasmda manevî cihetten hazırlanan zeminin bugün çok mühim siyasî semerelerinin yetiştiğine şahid oîuyoruz. Mısırın gene ve faal hükümdan Kral Faruk altı ay evvel muhteşem bir surette evlendikten sonra şimdi de hemşiresi Prenses Fevziye Iran Veliahdile nişanlanmışhr. Bu asırda nişanlanma ve evlenme, hükümdar hanedanlannm azaları arasmda olsa bile herşeyden evvel bir gönül isidir. İranlı Şahinşahzade ile Mısırlı Prensesm nışanlanmalarının da böyle olduğunda bütün Avrupa matbuatı müttefiktir. Fakat bu gönül birliği ayni zamanda yakın şarkın en mühim iki büyük devletini siyasî cihetten de birbirine yaklaş tırmış oluyor. DEN1Z İŞLERİ Duman çıkartmıyan âlet hakkındaki rapor İlk defa Şirketi Hayriyenin 68 numaralı vapuruna konulan ve muvafık neŞEHÎR tSLERl tice alınan duman çıkartmıyan ve köNafia Vekâletinin bir tebliği mürden \üzde on tasarrufu temin eden alet hakkında bir rapor hazırlanarak Nafia Vekâleti Hususî muhasebelerle İktisad Vekâletine gönderümiştir. Belediyelerin 938939 bütçesini hazır larken gönderecekleri mektub ve tel Köprü altında otomatik graf ücretleri için de ayrıca tahsisat kapılar koymaları lüzumunu alâkadarlara bil Akay idaresi Köprünün Adalar iskedirmiştir. lesinde bir müddettenberi yeni bir şe•Konservatuar binasına aid kilde xaptırmakta olduğu iskelede, çok proje Vekâlette faydak bir tertibat vücude getirmiştir. Şahzadebaşmda yeni yaptırılacak o Bu yeni tertibat ile, Köprüye yanaşan Ian kanservatuvar binasına aid proje, vapurlardan çıkacak yolcularla eşya aytasdık olunmak üzere Nafia Vekâleti rı ayrı yollardan çıkacak ve vapura binecek yolcular başka bir yoldan girene gönderümiştir. cektir. ECNEBt MEHAFÎLDE Akay idaresi ,bunu temin için Köprü altmı otomatik kapılarla bölmelere a70 Amerikalı arkeolog yırmıştır. şehrimize geliyor Talebe ve profesörlerden mürekkeb olmak üzere Amerikalı arkeologlardan Sıhhiye Vekili gitti müteşekkil yetmiş, kişilik bir kafile, Evvelki gün şehrimize gelmiş olan memleketimizin hafriyat mıntakaların Sıhhiye Vekili doktor Hulusi Alataş, da tetkikat yapmak üzere yakmda şeh dün Haydarpaşaya geçerek Numune rimize gelecektir. hastanesini gezmiş. öğleden sonra da Italyan kolonisinin Çınarcık Sıhhiye müdürlüğünde bir müddet meşgul olmuştur. tenezzühü Vekil, akşamki trenle Ankaraya dönîstanbuldaki İtalyan kolonisi Yalova müstür. civarındaki Çınarcık nahiyesine bir tePamuk ipligi azalıyor mu? nezzüh tertib etmiştir. İtalyan klübü taSon günlerde şehrimizde pamuk ip rafından kiralanan hususî bir vapur, öliklerinin bazı numaralan üzerinde darnümüzdeki pazar günü İstanbuldaki İMısır, askerî ve mülkî idaresine tekrar lık görülmeğe başlanmıştır. En ziyade talyanları Çınarcığa götürecektir. on ve kısmen de on iki numaralı iplikler istirak ettiği Sudanla beraber, mesahası 3,605,300 kılometre murabbaı ve nüfusu Jandarma çavuşunun katili azalmıştır. 23,000,000 olan müstakil bir islam devProfesör Taut'ın mimarî yakalandı letidir. Gayrimüslim nüfus ecnebilerle besergisi Geyve, 6 (Hususî) Adapazarı janraber ancak bir milyondur. Iran dahi medarma çavuşunu vuran hapisane firariGeçen gün açıldığmı haber verdiğimiz sahası 1,647,000 kilometre murabbaı ve si katil Hasan, yapılan sıkı takibat ne Akademi Mimarî şubesi şefi profesör nüfusu on milyondan fazla olan müstakil ticesinde bugün Geyve mmtakasında Taut'ın mimarî sergisi, 20 haziran 1938 bir müslüman imparatorluğudur. Her iki yakalanmıştır. tarihine kadar açık kalacaktır. memlekette dahi intibah ve terakki kök leşmıştir. Bilhassa malî vaziyetleri çok sağlauıdır. Iran Başvekili nikâh ve düğün hazırhğı için Kahireye hareket etmiştir. Iran ve Mısır hanedanları arasında artık mezheb düsüncelerinin mâni olamadığı sıhriyet, şark milletleri arasmdaki birliği geni=leterek Saadâbad paktını tamamlıyacaktır. MÜTEFERRtK r İnebolu orta mektebinde izci teşkilâtı j ÎNHtSARLARDA akıyordu ve bu akış, Sava ile Tunayı birbirinden ayıracak ve bizim kucağımıza Müskirat ve tuz müdürü atacak kadar onları imrendıriyordu, kıvAvrupadan döndü randırıyordu. Daha ilk hamlede Varoşu Bir müddettenberi Avrupada bulunan aşmıştık, şehirde yol açan köprüye ulaşve muhtelif memleketlerde İnhisar mamıştık. Biraz sonra yüz on altı kulede mulâtının satışile istihsal tekniğinin inyüz on altı ay doğacaktı. kisafı etrafında tetkik ve temaslarda bulunan İnhisarlar Müskirat ve Tuz Arkası yarınkısmı müdürü Cavid, şehrimize dön (1) Kıymetli edibimiz dostum İsmail müştür. Müdür, dün umum müdürü ziHabib, «Tunadan Batıya» adını taşıyan şaheserinde Belgradın Türkler tarafından varet ederek seyahati ve tetkikleri etyapılan ikinci muhasarasını fakat blrin rafında izahat vermiştir. ci gibi göstererek anlatırken şu pek belığ tasvlri yapıyor: «Burada iki yüzlük filo muz düşmanın ona denk donanmasına yenildi. İstanbulda atmı denlze sıiren delikanlı Fatlhin burada hiddetten dudağı çatlıyor. Ne yapalım?.. Yiğit Türk kaypak suya henüz alışamarruştır. Dümen hantal, çevırmiyor. Yelken oynak, ele sığmıyor. Kımıldıyan su ile esen yel arasmda şasırıyoruz. Karanm kurdu, genııde boyuna dondu.» Muharrem Feyzi TOGAY P. T. TELEFONDA Kendini tanıtma kartları Nafia Vekâleti Posta ve Telgraf umum müdürlüğü «kendini tanıtma> kartları namile matbu kartlar tabettirmiştir. Havale. paket. mektub ve saire gibi müvaridatı almak üzere postalara müracaat edenler, bu kartı hâmil ol dukları takdirde sene sonuna kadar bunlardan istifade edebileceklerdır. İnebolu (Hususî) Kazamız orta okulu talebeleri arasmda 35 kişilik bir izci takımı vücude getirilmiştir. İzciler, muntazam bir surette faaliyet sahasına atılmış ve Küre, Abana, Evrenye, İlişi mmtakalarmda bir gezinti yaparak avdet etmişlerdir. Talebeler arasmda spora lâyık olduğu ehemmiyet verilmektedir. Jandarma komutanı Rıza Iğdır ve izci oymağı Kerimin başkanlığmda bulunan bu teşekkül, gittikçe çalışmalarına hız vererek muvaffakiyetler elde edecektir. Gönderdiğim resim gene izcileri bir merasime hazırlık halinde gösteriyor. KÜLTÜR tSLERİ Tekaüd edilecek muallimler Bu sene tekaüde sevk olunacak ilk ve orta mekteb muallimleri için bir liste hazırlanmıştır. Muallimlerin hususî vaziyetleri tetkik olunmaktadır. Kim lerin tekaüde sevk edilecekleri, ancak ağustos ayı içinde belli olacaktır. Cumhuriyet Abone Nüshası 5 ktınıştur. 1400 Kr. 750 > 400 > 150 * 2700 Kr. 1450 > 800 » Yoktur Senelik Altı aylık Ü^ ayİık Bir »ylık

Bu sayıdan diğer sayfalar: