4 Haziran 1938 CÜMHUBtTET Tetkikler ve denemeler Delege Garo azledildi [Baştarafı 1 inci sahıfedel Dilencilikle mücadele bir cemiyet işidir Yazan Her zaman ve her yerde tesadüf edersiniz. Avurdları birbirine yapışmış sarı bir yiiz veya riyakâr bir çehre, en kıy metli bir eşantiyon gibi gösterilen kesik bir bacak veya kırık bir kol. Çocuk, genc, orta yaşlı, ihtiyar, kadın ve erkek. Saffeti çok bilmişlikle, sefaleti hilekâr lıkla mezc ve telif eden bir ses: Açım, sadakanıza muhtacım, Allah nzası için, ayağınızı öpeyim.. Sınaî hayatın daha henüz yeni tees süs etmekte olduğu memleketimizde bazı Avrupa memleketlerini tehdid eder şe kilde bir işsizlik yoktur. Bilâkis bizde iş hayatı yeni teessüs etmekte ve iş hacmi yeni belirmektedir. Buna rağmen, bilhassa büyük şehirlerimizde dilencilik şümullii ve içtimaî bir hastalık halini almıştır. îstanbulu ele alalım. İstanbulda muhtelif sekil ve tarzlarda dilenirler: A Sehrin kalabalık yerlerinde, mahalle aralarında dolaşan sağlam dilen ciler vardır. Bunlarm yaşları kucakta taşman çocuklarla yerde sürünen ihtiyarlar arasında değişir. Kaldırımdan kaldırıma adam takib ederler. Cenazeler, ramazan ve kandil günleri; bayram sabahlan bu zümre dilencilerin faaliyet zamanlarıdır. B Şehrin muayven yerlerinde duran dilenciler vardır. Bunlar mazbut bir iş adamı gayret ve intizamile hergün ayni saatte y^rlerini işgal ederler ve gene ayni gayret ve intizamla ayrılırlar. C Bir kör veya topala refakat eden dilenciler vardır. Bunlarm kazancı yarı yarıya veya yüzde üzerinedir. D Karemelâ, iğne, firkete, kibrit, eski gazete ve mecmua satmak suretile dilenenler vardır. Bunlara bilhassa vapur, tren bekleme yerlerinde, tünel methalinde, vapurlarda, lokanta ve kahvehanelerde tesadüf edersiniz. E Ellerinde mazbatamsı kâğıdlarla dilenenler vardır. Bir kahvede otururken karşınıza dikilir, ellerindeki kâğıdı uzatırlar. Bu kâğıdlarda bilmem hangi harblere iştirak ettikleri, memurluktan mütekaid; üç çocuk babası, muavenete muhtac oldukları ve hastaneden yeni çıktıkları yazıhdır. F Temizce giyinmiş kadm ve erkekler vardır. Bir ahbab tebessümile yanınıza sokulurlar. Bakırköyde oturduklarını, para cüzdanını evde unuttuklarını söyliyerek yol parası isterler. Cemiyet hayatında her ferd kendine göre bir müstahsildir. Bedenî ve fikrî «sây» lerile vatandaşların istihsal ettikleri netice, cemiyetin varlığını, düzenini, zenginliğini ifade eder. Dilenci; çalışan, yorulan ve kazanan vatandaşın gelirine el uzatan tufeylî bir sınıftır. Diğer taraftan dilenen vatandaş izzeti nefsinden birçok şeyler feda etmiş, zelil ve miskin bir hayata uymuştur. Zelıl ve miskin olan, izzeti nefsinden fedakârlık yapanlar iyi vatandaş olamazlar. Dılenen kimse çalışma kabiliyetini kaybetmiştir. Yiyecek ekmek bulamadı mı, hırsızlık; yankesicilik ve hatta katillik bile yapar. Büyük caniler, dilenciler arasından yetişmiştir. Mahkumlarla temas edecek olursanız onda dokuzunun işe, di lencilikle başladıklannı görürsünüz. (1) Dilenen zümre, çalışan, yorulan ve kazanan vatandaşın huzurunu bozması, taciz etmesi itibarile de muzırdır. Bu itibarla dilencilikle mücadele etmek, bu vatandasları sefil ve zelil durumlarından kurtararak onlara çalışma kabiliveti vermek ve «sây» lerini müsmir bir hale getırmek cemiyet ve devlet borcudur. : SAFAEDDİN KARANAKÇ1 bu gayeye varmak için yapılmış bir müessesedır. Memleketimizde dilenciliği intac edecek kadar şümullü ve tehlikeli bir işsizlik yoktur. Ancak işlerin muntazam ve mazbut bir şekilde tevzi edilmemesi, bir kısım vatandaşların fazla iş ve kazanc bulmalarını, bir kısmınm işsiz kalmalarını ve iş sahiblerinin de işçı bulamamalarını ıntac etmektedir. Binaenaleyh iş tevziinde çok hassas ve çok âdil olmak ve bu işi Elli Çerkes jandarma haydedildi teşkilâtlandırarak işsiz ameleye iş, ameleAntakya 3 Anadolu ajansmın husiz patrona işçi vermek mecburiyetinde susî muhabiri bildiriyor: yiz. Kole'nin elli Çerkesi jandarma kaydiİşleri olmasına rağmen çalısmak iste ne tevessül ettiği öğrenilmektedir. miyen dilenciler, cemiyet için en tehlike ,, Paris sefirimizin M. Bone ile mülâkatı li birer tiptir. Bunlarm vaziyetlerini tet kik ve takib etmek üzere bürolar kurmak Paris 3 Havas Ajansı tebliğ edilâzımdır. Bu sınıftaki dilencilerin mühim yor: bir kısmı hilkaten tembel kimseierdir. Hariciye Nazırı, dün b'ğleden sonra Bunların vaziyetleri tıbbî bakımlardan Suad Davazı kabul etmiştir. Türkiye bütetkik ve ıslah olunmalıdır. Dilenmeği ça yük elçisi İskenderun sancağında sık sık lışmağa tercih eden tembelleri takib ve vukua gelen ve Türkler tarafmdan da tazyik etmek lâzımdır. karışılan hâdiseler hakkında nazırın yecelbe gelmişti. Ceza kanunumuzun 544 üncü mad niden nazarı dikkatini Bone, bugün tekrar sefiri kabul edecek desine nazaran işlemeğe salih olduğu halde dilencilik ederken tutulan kimse ve kendisile birlikle nazikleşmek tehli nin bir haftadan bir aya kadar Husıısî kesini arzeden vaziyeti, bu vaziyetin Türk idare ve Belediye işlerinde boğaz toklu matbuat ve mehafihnde tevlid etmiş ol ğuna çalıştırılacağı ve tekerrürü halinde duğu aksülâmeller sebebile, ariz ve amik çalışma müddetinin on beş günden az, iki tetkik edecektir. Dün akşam sefirin de aydan fazla olmamak üzere artırılacağı beyan ettiği veçhile nazır, bu görüşme leri esnasında iki memleket arasında mevyazıhdır. cud olan dostluk münasebetleri sebebile Mehaz kanunumuz olan İtalya ceza pek samimî uzlaşma ve anlaşma arzusu kanununun bu fiille meşgul olan 453 ünizhar etmiş ve bu arzusunıı bir kaç aydancü maddesinde işlemeğe salih olduğu halberi hazırlanmakta olan Fransa Türkide, dilencilik yaparken tutulan kimsenin ye misakını da imzalamak üzere önümüzbeş giine, tekerrürü halinde bir aya ka deki eylul ayında Ankaraya yapacağı dar hapsedileceği yazıhdır. resmî ziyaretle bu münasebetleri tevsik Vâzıı kanunumuzun, mehaz kanunun etmek temennisınde bulunmuştur. da hapis cezasını Hususî idare ve Bele Paris devlet radyosu Hataydan diye işlerinde boğaz tokluğuna istihdam bahsediyor şekline kalbetmesindeki esbabı mucibeyi Paris, 3 (Hususî) Hatay meselesi bilmemekle beraber, bunda merhamet hakkında şimdiye kadar sükutu muhafahislerinin amil olduğunu tahmin ediyo za etmekte olan Fransa devlet radyosu, rum. bu akşam Paris saatile saat 19 neşriyaCeza kanunumuzun 545 inci madde tında Hatay meselesinin geçirdiği safhasinde on beş yaşıodaa aşağı çacukları ların tarihçesini yaptıktan sonra bugünkü toplayıp dilendiren veya velâyet ve mu vaziyeti anlatmıştır. On dakika kadar dehafazası altında bulunan bu gibi çocuk vam eden bu izahat aşağıdaki şekilde bitların dilenmesine veya dilendirilmesine miştir: müsamaha edenlerin üç aya kadar hapse « Hataydaki delege M. Garo buve doksan liraya kadar hafif para cezagün öğleyin vazifesini askerî kumanda sına çarptırılacakları yazıhdır. na devretmiştir. Dilenciliği bertaraf edebilmek için ne Türkiye ile Fransa arasında mevcud yapabiliriz? an'anevî ve asırdide dostluğun Hatay 1 Çahsamıyacak derecede malul, meselesinin hallini kolayca temin edecekimsesiz, fakir vatandaşlar için gıda ğini ümid ederiz.» maddeleri ucuz mıntakalarda düşkünîer Diinkii vaziyet evi açmak lâzımdır. Bu evlerin beledi Antakya 2 Anadolu Ajansınm yeler tarafmdan musadere olunan eksik ekmeklerle; eğlence yerleri biletlerinden hususî muhabiri bildiriyor: Vaziyette dünküne nazaran daha büalınan vergilerle idare edilmelerine im yük bir sükunet vardır. Antakyada iş hakân yoktur. Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti bütçesinden bir miktar para yatı baslamış ve karşı mahallelerden Türk vermek lâzımdır. Diğer taraftan senenin muayyen iki gününde İstanbul, lzmir, Ankara ve saire gibi büyük şehirlerimizde işliyen vapur, tren, otobüs, tramvay biletlerine yapıştırılacak birer ve uzun seferler biletlerine ilsak olunacak 5, 10, 20 kuruşluk pulların mühim bir varidat te min edeceği tahmin olunabilir. 2 Bugünkü mevzuata ve içtimaî şartlara uymıyan 1311 tarihli tese'ülün men'ine dair nizamnameyi ilga ederek günün icablarını karsıhyacak bir nizamname yapmak lâzımdır. sa hükumeti Garo'nun bugünden itibaren vazifesinden kaldırılmasına ve delege vazifesinin kumandan Kole'ye verilmesine karar vermiştir. Bu sabah kumandan Kole işe başlamıştır. Bugün veya yarın sabah beni kabul ederek yeni vaziyet hakkında beyanatta bulunacaktır. Garo tarafından evvelce bildirilen ted birler, kumandan Kole tarafmdan hemen tatbik edilecek ve bunlarm tamamen tatbikını temin için b'rfî idare ilân edilecektir. Gene bu maksadla kayid muameleleri evvelce ilân edilen beş güne ilâveten üç gün daha tehir edilmiştir. Milletler Cemiyeti komisyonu genel sekreteri Anker'in vazifesine nihayet verilmiştir. Anker Beyrut üzerinden Cenevreye hareket etmiştir. mahallesine ve çarşısına gelenler gö'rül meğe başlamışsa da Türkler henüz karşı mahalleye, hükumete ve postaneye gitmek cesaretini gösteremiyorlar. §ehir 6ışında ufaktefek asayişsizlik ve çapul culuk vak'aları kaydedilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de zabıta ve askerî kıtaat asayişin temini için büyük bir faaliyet göstermekte ve her tarafta devriyeler göze çarpmaktadır. Gece Türk mıntakası ve konsoloshanenin etrafmda normalin üstünde muhafaza tedbirleri mahsus bir şekilde göze çarpmış ve bu hal Türkler arasında yerli veya yersiz bazı tahmin ve endişelere meydan ver miştir. Bununla beraber ne gece, ne de gündüz bir hâdise kaydedilmemiştir. Delege Garo'nun dün başkonsolosa bildirdiği ve dünkü telgrafımda esaslannı haber verdiğim tedbirler henüz tatbik edilmemiştir. Bununla beraber bu tedbirlerin nakıs bir şekilde de olsa sızması halk arasında çok müsaid bir tesir hasıl etmiştir. Milletler Cemiyeti komisyonu «Ata yolu» gazetesinden, dördüncü sahifesi fransızca olarak çıkmağa başladığı ta rihten itibaren intişar eden nüshalardan üçer tane istemiştir. Bu taleb Türkler lehine kararîaşan tedbirler üzerine komisyonun Iehte veya aleyhte bir faaliyete hazırlanmakta olduğunu göstermektedir. İpin ucu Fransızlarda olduğuna göre bu faaliyetin aleyhimizde olması kuvvetle muhtemeldir. Türk çetesi olur mu? Antakya 2 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: Bugün buraya gelen Kronik gazetesi silâhlı bir Türk çetesinin Amikta bir Arab köyüne hücum ettiğini ve yaralılar olduğu zannedildiğini, fakat tafsilât alınamadığını îskenderun haberi olarak yazıyor. Malum olduğu üzere Amikta yalnız Türk köyleri Arab çeteleri tarafın dan basılmıştır. SSCumhurİYet! ı I sütymıy O& Maliye Vekâletinin nazarı dikkatine İzmitte Hacıhızır mahallesi 26 numarada mütekaid Sabri Güney imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Tekaüd maaşlarının tediye günlerl istanbul ve Ankara Maliyeleri tarafmdan gazetelerle ilân edildi. En mühim iki merkezin birer mih ver olarak diğerlerinin buna uymalan tabiî değil midir? Bu düşünce ile buranm Malmüdürüne müracaat ettim. Ayuı altı smdan evvel ne bankaya vize. ne de vezneden para veremiyeceğini söyledi. Hakkımı arayacak oldum. Polis çağıracağını beni kapıdışan edeceğini, zabıt tutacağmı tehdid makamm'da söyledi ve istediğim makama şikâyette serbest olduğumu ilâve etti. Şimdiye kadar sükunet içinde maaş aldığımı hatırlamıyorum. Geçen sene buraya gelen Maliye müfettişine vaziyeti anlat mam üzerine kendisi Malmüdürile kâtibe tekaüd maaşları hususunda Vekâletin ve kanunların gösterdiği hassasiyeti güzel bir şekilde anlattı ve nasihatlerde bulundu. O gitti. gene eski taş gene eski hamam oldu. Medenî şehirlerde, sağdan yürümek, nakil vasıtalannı, gittikleri istikamelte sağdan yürütmek, hep sa& tarafımıza verdiğimiz ehemmiyetin tezahürleridir. Buna mukabil, sol tarafımız hakkındaki teveccüh noksanının neticesi olsa gerek, «sol» tabirini daima fena müradifi ola rak kullanırız. «Soldan geri» tabiri kararydan dö nenlere, korkanlara veya kaçanlara bi çilmiş kaftandır. Siyasette, «sollar» mu halefeti anlatır. Ölçüye gelmiyen işlere «solak» demek âdetimizdir. Fakat, sağın ve solun, ehemmiyetlerini en fazla gösterdikleri uzvumuz, ellerimizdir. İnsanlar, el noktasından, iki türlü yaratılmışlardır: Solaklar ve solak olmı yanlar. Bunlara, iki elini de ayni derecede meharetle kullananları ilâve eder sek üçüncü bir smıf daha çıkmış olur ki, bu nevi insanlara nadir tesadüf edilir. Sağ ve sol ellerimiz arasında, tabiat bir vazife taksimi yapmıştır. Sağ el, en Ermeniler arasında ihtilâf zor ve en nazik işleri yapar. Bu vazife Kırıkhan 2 Anadolu Ajansının taksimi keyfiyeti, medeniyet ilerlediği nishususî muhabiri bildiriyor: bette daha bariz surette görülmekte ve Kırıkhan Ermenileri arasında çıkan bir her sahada husule gelen tekâmülü, bil ihtilâf iki Ermeninin ölümüne sebeb ol hassa musikide kendini göstermektedir. mustur. Silâh atan bir kimse, silâhı sol elile tutar ve tetiği sağ elile çeker. Arabacı, havvanın solunda oturur, arabayı sağ elile idare eder. Atlı bir muharib, hayvanınm dizginini sol elile tutar ve kılıcım sağ elile kullanır. Yazıyı sag elle yazarız. Antakya 3 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: 24 saat zarfmda şu hâdiseler kayde dilmiştir: Süveydiye köyü ikinci defa olarak yağma edilmiştir. Dörtayakta büyük bir bahçe şu dakikada yağma edil mektedir. Kıtaat çapulculan cürmü meşhud halinde yakalamak üzeredir. Ordu nahiyesine tâbi Çandırda bir çiftlik şakiler tarafmdan yıkılmıştır. Üç gün evvel Dörtavakta Türk yazılmak istiyenlere avenestle birlikte hücum ettiği için tevkif edilen Yusuf Garib ve evvelki gün Zeytuniye hıristiyan köyünde tepeden tırnağa kadar silâhlı olarak tutulan iki Ermeni Garo tarafından serbest bırakılmıştır. Delege Garo bu Ermenileri kendisi teslih ettiği için skandahn önüne geçmek üzere serbest bırakmış ve bu hususta beyanatta bulunmaktan istinkâf etmiştir. Diğer taraftan Cüveydiye köyü civarında yeniden silâh tevziine başlathğı mu sırran söylenmektedir. Garo'nun son eserleri Başlı başma tetkik edilirse, tek yaratılışlannm mutlak bir zaruret neticesi olduğu derhal görülen bir iki uzuv müs tesna, her azası çift olan insan vücudünde, sağın ve solun büyük bir mevkii vardır. Herbirimiz kendimizden pay biçerek dikkat edersek, sağımıza, solumuzdan fazla ehemmiyet verdiğimizi derhal an larız. İki yarımın bitişmesinden ortaya çıkmış bir bütün denecek kadar iki ta raflı olan vücudümüzün sol kısmını üvey evlâd, hatta yabancı bir parça telâkki ettiğimiz zamanlar çoktur. Sol tarafının herhangi bir uzvuna, geçici veya vahim bir sakatlık ârız olmuş kimselere, sağ tarafı kazaya uğrıyanlardan daha az acır, hatta: «Bereket versin ki sol tarafında!» diye teselli bulur ve teselli veririz. Sol kolumuz, sol bacağımız, yahud sol gözümüz, sol kulağımız sanki bizim malımız değil, zıyamdan mes'ul olmadı ğımız bir emanettir. Halbuki sağımıza, bunun tamamen aksine olarak çok fazla ehemmiyet veririz. Hatta bu ehemmiyet, sadece sıhhat bahsine münhasır kalmamış, hayatımızın maddî ve manevî her safhasına girmiştir. Sağ tarafımızın sol tarafımızdan kıymetli olduğu kanaati, çocukları «Yattım sağıma, döndüm soluma...» duasile, yatağa sağından yatırmakla başlar. Sabahleyın uykudan uyandığımız zaman sağ tarafımıza dönüp yataktan öyle kalkmanın nekadar kökleşmiş bir itiyad olduğunu, işi aksi gidenler, yahud aksilik edenler hakkında kullandığımız: «Galiba sol tara fmdan kalkmış!» sözü kâfi derecede ispat etmez mi? rureti karşısında, sol elin itiyadlarını kaybettiğine hükmedilebilirse de, bu hususta kat'î birşey söylemeğe ımkân yoktur. 4 Avrupanın muhtelif yerlerinde yapılan hafriyatta, p'aleolitik ve neolitik denilen iptidaî devirlerden kalma taştan aletlerin, ekseriyet itibarile sol elle yapıldıkları tesbit'edilmiştir. Bu da, ilk zamanlarda, solakların, solak olmıyanlardan fazla bur lunduğunu gösteriyo . Bugün, bütün dünyadaki solakların umumî nüfusa nisbeti, muhtelif memleketlerde yüzde 3 ile yüzde 22 arasında değişmektedir. Lâkin, medeniyetçe geri memleketîerde, bilhassa iptidailiğini muhafaza etmiş kavimlerde, solakların, sağ elle çahşanlardan fazla olduğu yapılan tetkikler r.eticesinde meydana çıkarılmıştır. *** Sağ ve sol el hakkında yapılan tetkikler ve müşahedeler bütün bir cild dolduracak kadar çok ve teferruatlı olduğundan en esaslı misailcrle iktifa ederek, biraz da bu garibe hakkındaki izahları gözden geçirelim. Sağ eli sol ele tercih edişimizi, vücu dümüzün her iki tarafındaki uzuvlar arasında tnevcud muvazenesizliğe hamledenler ekseriyeti teşkil ediyorlar. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bu husustaki müşahedeler de, bu nazariyeyi takviye edecek mahiyettedir. İena Üniversitesi profesörlerinden Karl fon Bardelchen'in dediği gibi, tabiat, yaratırken, bir makineci gibi ince hesab yapmaz. İnsan vücudü, görünüşünün de gösterdiği iki yarım adamdan müte t şekkildir ve bu iki yarımın uzuvlan ara f sında tenasüb mevcud değildir. i 3 Büyük şehirlerdeki işsizliğin ö nüne geçmek için köyden kasaba re şehirlere olan rençber akınını durdurmak 5j« rfi ÎJÎ icab eder. Bunun için köylüye çalısmak Memleketimizde dilenciliğin sebebleri ve kazanmak imkânlannı vermeliyiz. 4 Dilenen kimselerin kendilerine hakkında bir tetkik yapılmış mıdır bil mem. Ben burada ob]ektif bir şekilde di bakabilecek ana, baba, evlâd veya karlenciliğin esbabını ve dilencilikle müca desleri varsa onlan tesbit ve takib etmek dele sekillerini tetkik ve mütaleaya çalı icab eder. şacağım. 5 Kimsesiz ve işsiz dilencileri tesbit Niçin dilenirler? ederek onlan, ufak bir ücretle demiryolu Bir insan; vücud veya akıl arızaları, insaatmda kullanabiliriz. Belki bu su iş bulamaması veya işi olmasına rağmen retle bazı mıntakalardaki amele buhra çalısmak istemediği için dilenir. nının önüne geçmek mümkün olabilir. Çalısamıyacak derecede malul olan 6 Büyük devlet çiftlikleri tesis edevatandaşların iaşe ve infakı bunlarm ya rek dilencileri buralarda çalıştırmak sukın akrabalarına taalluk eder. Kanunu retile sâylerini müsmir bir hale irca etmek medeninin 152 nci maddesine göre karı mümkündür. Bu çiftliklerin varidatile ve çocukların münasıb bir şekilde ıaşesi mevzu sermaye amortize olunabilir. kocaya aiddir. Ayni kanunun 316 ncı 7 İşi olup da çalısmak istemiyen maddesine nazaran herkes yardım eıme tembel dilencileri siddetle takib ve bu dısi surette zarurete düsecek olan ana hususta ceza kanunumuzun 544 üncü ve babasına, cocuklarına ve kardeşlerine maddesini tadil ederek hapis cezası ve bakmakla mükelleftir. mükerrerler hakkında sürgün ve hatta Cemivet, sinesinde yasıyan malul va dayak cezası vazetmek bu içtimaî yaratandaslan himaye ile mükelleftir. Fakat mızın ıslahı ve tedavisi için faydalı olabu mükellefiyetin dayandrğı temel; ah bilir. lâk kaideleri ve şefkat hisleridir, müeyyiîzzeti nefsi yüksek vatandaşlar yetişdesi yoktur. Cemiyetteki ahlâk kaideleritirmek hepimizin burcııdur. ni ve sefkat hislerini müeyyidelestiren SAFAEDDİN KARANAKÇİ devlet bütün teskilât ve kuvvetile bu gibi vatandaşların yardımına koşabilir. (1) Traite Elementaire de Drcit AdminisBizde Yoksullar Yurdu (Darülâceze) tratif, H. Berthelemy Sahiîe 386 ve 389. Alâkadar yüksek makamların dikkat na zarlarını çekmenizi dilerim.> Karilerimizden Nihad Erenele Mektubunuz alâkadar makama gönderilmiştlr. Selânikte tevkif edilen komünistler Selânik 3 Zabıta, komünist komitesi azasile «komünist gencliği» te§ekkülünün başlıca zimamdarlannı tevkif et miştir. Bunların hepsi de memurlar tarafmdan vücude getirilmiş olan komünist teşekküle dahil bulunmaktadırlar. Bun lar, bir takım profesörler, öğretmenler, gümrük, posta memurlan ve banka müstahdeminidir. Birçok vesaik, elde edil miştir. Mahkeme, müttehimleri hapis ve nefiy cezalarına mahkum etmiştir. insan vücudünün sağ tarafını teşkil eden yarım adam, uzuvlarının büyüklüğii itibarile, soldaki yarım adama faiktir ve iki taraf arasındaki fark 7 milimetreden 22 milimetreye kadar tehalüf eder. Her iki tarafı birbirinin tamamen ayni olan çehre gayritabiidir. Sağ gözümüzün yuvası, sol gözümüzün yuvasından daha a* şağıdadır. Ekser vücudlerde sol kulağm ses deliği, sağ kulaktan daha yüksekte bulunur. Solak olmıyan insanm sağ bu run deliği, sol deliğinden daha geniştir. Solağın burun deliklerinde bunun zıddına tesadüf edilir. Vücudümüzün her iki tarafındaki adalelerin sıkleti de biribirinden faklıdır. Kulaklarımıza bakacak o lursak, vaziyetlerinin, biribirinin tıpkısı olmadığını görürüz. Hatta, bazı âlimler, lşte, tabiatin sağ elimize verdiği bu im bu farkların, kan damarlarımızda bile tiyaz, dünyanm her memleketinde ve her mevcud olduğunu tesbit etmişlerdir. millette, sağ tarafla sol taraf arasında Kafatasımızm sağ taraf boşluğu ile bir fark gözetmek temayülü uyandırmışsol taraf boşluğu arasında fark bulundutır. Sol eli, her millet, sağ ele nazaran gunu, solun sağdan daha geniş, hatta, düşük mevkide görür. dimağımızm iki parçasından birinin öte . El sıkarken sağ elimizi kullanmamız, kine nazaran daha büyük olduğunu, bazı hürmet ettiğimiz kimseleri sağımıza oturtmamız bu telâkkinin neticesidir. Münev mütehassıslar iddia ederler. Bu iddiaların ver Çinliler, sol ellerinin tırnaklarını ala sıhhati henüz tamamile anlaşılmış olma bildiğine uzatmak suretile bu eli hiçbir makla beraber, münakaşa kabul etmez işte kullanmıyacak kadar hakir gördük şekilde tahakkuk etmiş bir nokta vardır lerini anlatmak istemişlerdir. Bazı zenci ki, o da dimağın iki parçası arasındaki kabilelerinde, pis işlere tahsis edilen sol çalışma farkıdır. Solakların dimağında, elin tırnaklan, tıpkı münevver Çinlilerin konuşma merkezi sağda, solak olmıyan tırnağı gibi serbestçe büyümeğe bırakıhr. ların dimağında solda bulunduğu muhakHıristiyanların, mahşer gününü tem kaktır. silen yaptıkları resimlerde, cenletlikler Sağla sol farkmı, tabiatin vücudümüze sağ tarafta, günahkârlar sol tarafta gösverdiği nisbetsizliklerle izah edenlerin bu terilir. Bir harmaniyenin eteği altında, iddialarına karşı, bazı kimseler, solaklı hançer tutan sol el resmi ihanet timsalidir. Vaktile, kuşların sol tarafa doğru ğın da, diğer kusurla gibi irsen alındığını, uçmasını meş'um addederlerdi. Bugün yahud terbiye ve itiyad neticesinde husubile, ele bakan falcılar, sol eli tercih eder le geldiğini iddia ediyorlar. Çocuk, doğuler. Hatta, hurafata fazla inanan bazı şunda, her iki elini de ayni meharetle kulmilletler, solak insanları bile tabiî mah lanabilecek kabiliyeti taşıdığından, onu lukların fevkinde sayarlar ve onlardan yalnız solunu veya yalnız sağını kullan ürkerler. mağa sevkeden şeyin, anasmdan veya însanlarda, solak olmanın mı, yoksa sütninesinden, dadısından aldığı terbiye, sağ eli kullanmanın mı esas olduğu henüz ve görenek olduğunu söyliyen bu farazikat'iyetle tesbit edilememiştir. İptidaî in ye sahiblerine, gene ilim dilile verilmiş bir san ırkları arasında münhasıran sağ veya başka cevaba göre, bu garibenin esası, sol el kullanan bir neslin bakayasına te ceninin, ana karnında, sağ tarafa veya sol sadüf edilmiş değildir. Çocukların, ilk tarafa yapışık olarak teşekküle başlamasıbirkaç sene her iki ellerini de ayni sühudır. letle kullandıkları malum olduğuna göre, ilk insanların, esas itibarile her iki ellerini Bütün bu iddiaların kendilerine göre, de meharetle kullandıklanna, sonralan, haklı gibi kabul ediîecek tarafları bulunDüz renk yünlüden pratik bir elbise. medeniyet terakki ettikçe, sağ ele daha makla beraber, hiç birisinin doğruluğu Tezyinatı ayni renk trikodandır. fazla ve daha ince işler gördürülmesi za1 sabit olmadığını da söylemeliyiz. Kadınlar için yaz modelleri