21 Mayıs 1938 CUMHURtYET ASKERÎ BAHİSLER B. M. Meclisinde dünkü müzakereler Devlet Demiryolları bütçesi kabul edildi Ankara 20 (Telefonla) M. Meclisi bugür Fikret Sılağın başkanhğmda toplanmıştır. Celsenia açılmasını müteakıb ruznamenin birinci maddesini teşkil eden Devlet Demiryolları ve limanları işletme umum müdürlüğünün 938 malî yılı bütçesinin müzakeresine geçilmiştir. Bütçenin heyeti umumiyesi üzerinde söz alan Hüsnü Kitabcı, D. D. yolları idaresinin memleket iktısadıyatının inki şafına yardım eden mesaısını memnunı yetle kaydettikten sonra hububat nakliyat ücretleri meselesi üzerinde durmuş ve büyük mikyasta hububat yapanlara sene sonunda verilen muayyen primlere mukabil tarifede muma şamil indirme yapılmasmı daha doğru gördüğünü söylemiştir. Hüsnü Kitabcı beyanatına devam ederek, tücar tarafından İstanbuldan Anadoluya yapılan nakliyatın Haydarpaşa yerine İzmitin tercih edilmekte bulunduğuna da işaret ederek mihanik vasıtalarla her hangi bir müessesenin techizinin yalnız ko laylık ve sürat teminine matuf olmaması lâzım geleceğini dermeyan ederek gerek hububat tarıfeleri ve gerek son mevzu ü zerinde Nafıa Vekâletinin ne düşündü ğünü sormuştur. D. D. yollanndaki personel adedi üzerinde de durmuş ve iş hacminin büyümesi nisbetinde personel adedinin artmasını tabiî görmekle beraber bütçe lâyihasmda bu noktai nazar etrafında verilmekte olan mukayeseli izahatı kâfi bulmadığım söyliyen Hüsnü Kitabcı, sözlerini bitirirken demiryollannda yakılan kömürler meselesine de temas etmiştir. Bu mütalealara karşılık olarak da Nafıa Vekili Ali Çetinkaya şu izahatı ver miştir: « Hüsnü arkadaşımızın, müstakil bir meb'us olarak küısüye çıkıp Demir yolları idaresi hakkında söylediklerini dikkatle dinledim. Kendilerine teşekkür ederim. Dikkat ettim, gördüm ki, nerelerinde ne suretle daha biraz söz götürecek noktalar varsa onları araştırmışlar, bu mucıbı memnunıyettır. Fakat derhal söyliyeyim ki, ben Halk Partisinin esas mebuslarından ve müessislerinden olan Ali Çetinkaya olarak bir işi vazife olarak yaparım. Dikkat edenm ve vazife olarak yapmakta zevk duyarım. Onun için, kendilerine, suallerine cevab vereceğim. Hububat işinde tenzılât yapılıp ya pılması meselesi: Derhal cevab vereyim ki, bu mesele her hangi b''r itiraza maruz kalmak noktasından değil, halk ve müstahsillerin menfaatlerinin ve memle ketin ziraî inkişafımn lüzum gösterdigi noktadan mütalea edilmiştır. Ve bu ya pılmak üzeredir. Yapacağ:z. Prim meselesini de ayr.i veçhile esaslı şekilde mütalea ettik. Bu musammemdir, mukarrerdir. Sonra hububatın Haydarpaşaya değil, îzmite naklinin faydalı olup olmadığı meselesi: Bu doğrudan doğruya Izmit Be .ediyesinin düşündüğü basit bir takım menfaat hissi meselesidir kı, buna taraftar değiliz. Personel miktarı artıyor diyorlar. Artmıyor. Maalesef nisbetsiz derecede ek siktir. Cetvel vardır, yanımda degildir. Balkanlarla nisbet edildiği vakit Bulgaristanla yarı yarıya eksiktir. 350 kilometre hattı olan Bulgaristanla yarı yarıya eksiktir. Romanya ve Yugoslavya demiryollarına nisbetle gene eksiktir. Yuna nistana nisbetle Bulgaristan derecesinde gene eksiktir. Şunu artırmak mecburie tindeyiz. Onun için mekteb açarak ye niden personel yetiştireceğiz. Kömür meselesi üzerinde durdular. Buyurdukları gibi fazla sarfedilmesi meselesi varıd degildir. Biz kömürü biraz pahalı mal ettiğimizden dolayı şikâyet etmek mevkiinde bulunuyoruz. Seneden seneye kömür miktarı artmaktadır. 350 bin tona çıkmıştır. 12 şer liracian 4,20 milyon lira kadar kazandığımız bir parayı kömüre vermekteyiz. Pucır makinelerinin alınması grafik vaziyetinin icabıdır. Onun için bu mesele üzerinde fazla durmak istemiyorum. Sureti umumiyede işin icab ettirdiği bir zarurettir. Onun için bunun üzerinde fazla durmak istemiyorum. Şimdi sureti umumiyede söyliyeyim ki, memleketimizde şimendifer meselesi B. M. Meclisinin ve Türk milletinin arzusunu tam tatmin edecek bir esasta in kişaf etmektedir. Üç senenin rakamlarmı bir fikir olmak üzere arzedeceğim. 193435 senesinde tren adedi 80,000 îngiltere hava kuvvetleri 7500 ihtiyat tayyare hazırlanıyor ParisSoir gazetesinin Londra muhabiri, İngilız avam kamarasında bugün yapılan hava teslihatı müzakereleri hakkında yazdığı bir yazıda, İngiliz hükumetinin 1935 de, hava tehlikesıni birdenbire görerek malum olan teslihat programını alelâcele hazırladığını mevzuubahs ettik ten sonra diyor ki: İngilterenin, prototip safhasından geçmeden külliyetli miktarda ısmarladığı yeni tayyarelerin 1500 tanesi, kâmilen yenileştirilmiş İngiliz hava kuvvetlerinin ilk hattını teşkil edecekti. 1937 de bu rakkam 1750 ye çıkanldı ve daha geçenlerde, hava ordusunun, 2500 tane ılk hat tayyaresine ihtiyacı olduğu öylendı. Denizaşırı arazinin müdafaasına tahsis edilmesi düşünülen 450 tayyare ile donanmaya merbut diğer 450 tayyare bu hesaba dahıl değildi. M. Çemberlayn, son zamanlarda, istizahlara cevaben, filotillâlar ekseriyetinin yeni tip tayyarelerle teçhiz edilmiş bulunduğunu söylediği halde, endişe zail olmamış, sualler ve tenkidler devam etmekte bulunmuş ve hükumet, Kanadadan tayyare satın almak imkânını araştırmak dzere oraya bir heyet göndermiştir. Zira, hakikatte, plân mucibince sipariş edilen tayyarelerin ancak ^ 20 si Royal Air Farce'a teslim edilmiştır. Prograrrun tatbikinde teahhur vardır ve bunun sebebleri de, ilk sipariş edilen tayyareler üzerinde, eksperlerin arzusile bazan 2000 türlü tadilât yapılmak zarureti hasıl olması, scnede 60 tayyare yapacak şekilde kurul muş olan fabrikalann ayni müddet zarfında 300 tayyare yetiştirebilecek vaziyete getirilmeleri mecburiyeti, ve nihayet, iptidaî maddenin, bilhassa düralüminin tedarikinde müşkülât çekilmesi gibi şeylerdir. Royal Air Farce, hali hazırda, çifte motörlü Handley Page Harrow ağır bombardıman tayyarelerine, 100 den fazla Blenheins hafif bombardıman tayyaresine, Havvker Hurricane avcı tayyareleririne ve Avra Ansan keşif tayyarelerine sahıb buîunmaktadır. İster 1750, ister 2500 tayyareye ihtiyac olsun, Royal Air Farce, yeni bir mani gjkmadığı takdirde, 1939 senesi nihayetinde, tamamen mücehhez bir hale gelmiş bulunacaktır. O takdirde, bugünkü mevcuda, çok ağır bomba yükü kaldır mağa mütehammil Armstrong ağır bombardıman tayyareleri, Vikers hafif bom bardıman tayyareleri ve evsafı henüz malum olmıyan fakat bugünkülere kat kat faik olacağı söylenen avcı tayyareleri ilâve edilecektir. îngiltere hükumeti, «on bütçe tahmin lerinde, muazzam tayyare depolan inşası için altı milyon İngiliz lirası tahsisat koymuştur. Bu depoların mühim bir vazifesi vardır. Tayyare imalâtı 1939 nihayetinde tatil edılmiyecektir. Fabrikalar, ayni süratle imalâta devam edecekler, ve bugün hizmette bulunan tayyareler mevcudunun üç misli fazlası bir ihtiyat kuvvet biriktireceklerdir. Bu ihtiyat tayyareler, depo larda, parça halinde muhafaza edilerek, icabında bir iki gün içinde yerli yerine takılmak suretile, bugün 7500 kadar tah min edilen bir ihtiyat tayyare kuvveti temin edecektir. Bundan maada, ingiliz hükumeti, imalâtı artırmak üzere bir takım yardımcı fabrikalar tesis etmiştir. Bunlar, umumiyet itibarile otomobil fabrikalan olup, ayrı binalar dahilinde, muhtelif parçaların imalile meşgul olmaktadırlar. İngiltere hava kuvveti, bundan iki sene sonra çok korkunc bir hal alacak ve yer yüzünde emsali bulunmıyan bir kuvvet olacaktır. 800,000, 3536 da 3 milyon küsur bin, 3637 senesinde 4,11 1,000 ton eşya nakledilmiştir. Görülüyor ki, şimendiferlerimiz nakliyat ve hareketine en müsaid bir şekilde devam etmektedir. Bunun içtimaî, iktısadî, ticarî inkişafımn da ne derecede olacağım takdir buyurursunuz.» Hüsnü Kitabcı, tekrar kürsüye ge lerek mutalealarının neden suitefehhüme meydan vermis olduğunu anlıyamadığmı söyliyerek mazbatadaki malumatta vu zuh görmediği bazı noktalar üzerinde durnıasırvda bunların tavazzuh edilmesi temennisinden baska bir maksad gözet mediğini kaydetmiştir. Hatib temas etmiş olduğu meseleler üzerinde, Nafıa Vekili tarafından verilmiş olan izahatın müphem gördüğü noktalan tavzih etmiş bulundugunu ilâve ederek sözlerini bıtirmiştır. Bu müzakereden sonra heyeti umumiyesi üzerindeki görüsme kâfi görülerek maddelere geçilmiş ve 1931 yılı masa rifatı karsılığı olarak D. D. Yolları idaresine 35,739,400 lira tahsisat verilmesine aid bütçe kabul edilmiştir. Alman Hava ordusu 5 yılda çok kuvvetlenmiştir 1935 sonbaharında 240 harb tayyaresi olan Almanya 1938 sonunda 3000, 1941 de 5000 tayyareye sahib olacaktır 4 den öteye geçemedi. Mareşal Göring 1938 senesi başında 2900 tayyareden mürekkeb bir hava kuvveti yapmak hususundaki programını tamamile tatbik edememıştı amma, aradaki noksan Alman havacılığırvn lehine olmuştu. Çünkü bütün Alman tayyareleri ve motörleri mükemmel bir harb tecrübesi geçirmiş ve bütün tayyareler, bu tecrübeden alınan derslere göre, tadil edilerek daha mütekâmil bir hale konulmuştur. Yeni Alman hava programı 1938 sonunda 3000 ve 1941 de 5000 tayyareden mürekkeb bir hava ordusu vücude getirmeği istihdaf etmektedir. Alman hava endüstrisi bu yekunlan yetiştirebilecek kudrettedir. 1918 de, yanı harbin son senesınde ayda 20002500 motör yapabilen 130 Alman fabrikasında 120,000 kişi çalışıyordu. Şimdi harb zamanı olmadığı halde, Alman fabrikaları ayda 300350 tayyare yapabilmektedir. Bu fabrikalarda 80,000 amele çalışmaktadır. Bir çok fabrikada seferberlik ilânile beraber harb tayyaresi aksamı yapabilecek kudrettedir. Mareşal Göring harb zamanmda Alman tayyare imalâtının bugünkü inşaatın dört mislıne çıkanlacağını mütefa~iıane ilân etmektedir. Almanya, motör sanayiinde de büyük terakkiler elde etmiştir. Uzun müddet ağır yağ yakan motörler yapmak için çalışan motör fabrikalan, nihayet kompre sörlü motörler de yapmağa muvaffak olmuşlardır. Kompresörlü motörler, yüksek irtifalarda tayyareye 50 ilâ 80 kilometre fazla sürat temin ederler. Almanyada tabiî petrol gayet azdır. Silezya kuyuları, Almanyanın sulh zamanındaki ihtiyaclarının ancak yüzde 10 unu temin eder. Buna karşı Almanlar, taşkömüründen sun'î petrol çıkarmağa başlamışlardır. 1934 te Almanyanın petrol istihlâkâtınm yüzde 30 unu sun'î petrol temin etmiştir. Hitler 1936 da söylediği bir nutukta, 1938 de Almanyanın bütün petrol ihtiyacmı sun'î petrolle te min etmek mümkün olacağım ilân etmişti. Almanyanın hava defi topçusu da Hava Nezaretine bağlıdır. îspanya muharebelerinde Alman hava defi bataryaları bütün emsaline faik olduklarını ispat etmişlerdir. Alman hava ordusu, ayn bir istihbarat ve muhabere teşkilâtma da sahibdir. Hava kuvvetleri, yedi hava kumandanlığı mıntakasına ayrılmıştır. Bu yedi mıntakada Avusturya dahil değildir. Tabiî orada da bir veya iki kumandanlık mmtakası tesis edilecektir. Mevcud hava mıntakalarından 6 ncı mıntaka kumandanlığının merkezi Kil olup şimal ve Baltık denizi kıyılarındaki bütün Alman deniz *ayyare birliklerini ihtiva etmektedir. Hulâsa, Hitler'in iş başına geçtiği 1933 şubatındanberi, Alman millî müdafaa kuvvetleri içinde, en seri inkişafı gösteren ve bugün İngiltereyi de, Fransayı da düşündürecek hale gelen Alman hava ordusu olmuştur. Hitler, Versay muahedesinin askeri ahkâmını yırtıp Vilhelmştrase'deki pembe mesai odasının kâğıd sepetine attıktan ve Alman kara, deniz ve ha>a kuvvetlerini artırmağa, daha doğrusu yeniden teşküe başladıktan sonra, en büyük himmeti hava ordusuna vermişti. Alman millî müdafaasının bu üç kısmından, bugün en ileri gitmis olanı muhakkak ki hava ordusudur. Büyük Harbde bir tayyare teğmeni olan Mareşal Göring Alman havacılığının yeni banisi oldu. Versay muahedesi, Almanyanın tek harb tayyaresi bulundurmasma bile mâni olmuştu; fakat bu muahedeyi yapanlar, nasılsa, Almanyanın bir ticaret hava filosuna sahib olmasına müsaade etmek gafletine düşmüşlerdi. Bu suretle mütareke ve sulh imzalandıktan sonra, 15,714 avcı ve bomba tayyaresile 27,757 tayyare motörünü içleri yana yana tahrib etmek mecburiyetinde kalan Almanlar, havacılık sanayiini büsbütün körletmemek imkânını buldular. Alman tayyare ve motör fabrikalan ticaret tayyareleri yapmak suretile kapanmaktan kurtuldular. Alman hava endüstrisi, bu sayede havacıhktaki terakkiyatı gayet yakından takib edebildi. Göring iş başına geldikten sonra, daha Versay muahedesi kâğıd sepetine atılmadan evvel, Alman milleti için «uçan millet» olmak idealini ortaya atmıştı. Bu ideale doğru yürümek için elinde üç vasıta vardı: 1 Alman sivil tayyareciliğî, 2 Alman havacılık spor teşkilâtı, 3 Alman hava endüstrisi. Alman hava endüstrisi, en mükemmel tayyareleri yapıyor, Alman sivil tayyareciliği, bir harb tayyareciliği için lüzunıu olan insan malzemesini ve tayyare meydanlarını ve hava rasad istasyonlannı hazırlıyor, Alman hava spor teşkilâtı da milletin ruhuna havacılık aşkını aşılıyor, memleketi kuvvetli bir havacılık havası icinde yaşatıyordu. Hava spor teşkilâtı, ilkmekteblerdeki çocuklardan itibaren bütün gencliği uçmağa teşvik ediyor ve uçan millet idealini bütün gönüllere sokmasa çabşıyordu. 1935 martmda Versay muahedesinin askerî ahkâmı yırtılıp atıldığı zaman zemin hazırdı. Hemen faaliyete geçildi. Tayyare fabrikaları gizli gizli hazırlanmış olan örnek tayyareleri, seri halinde yapmağa başladılar. Fabrıkalann faaliyetile muvazi olarak hava ordusunun teşkilâtı da büyüyordu. Daha 1935 sonbaharında, Almanya 240 harb tayyaresine sahibdi. Fakat Alman havacılığı öyle sıkı bir surette çalışıyordu ki 1937 martı sonunda Alman hava ordusunun mevcudu 2,250 tayyareye çıkacaktı. Fakat bu müthiş faaliyet, bu şekilde devam edemedi; 1936 sonunda, iş biraz gevşedi. Bunun iki sebebi vardı: 1 Tayyare yapmak kolay; fakat tayyareci yetiştirmek gücdü. 2 İspanya iç harbine iştirak eden Alman tayyareleri, bir tecrübe devresi geçiriyorlardı. Bazı tayyarelerle motörlerin bir takım kusurları meydana çıkıyordu. Onun için 1937 de Alman hava ordusunun mevcudu 1500 1600 makine Zonguldakta umurnî bir imar faaliyeti başladı Halkevi için büyük bir sinema salonu, şehir bah çesi, stadyom ve miiteaddid resmî binalar yapılacak Zonguldakta bir park haline getirilen Şehir bahçesi Zonguldak (Hususî) Yeni ve güzel bir binaya malik olan Zonguldak Halkevi, tesisatını tamamlamak üzeredir. Sinema makinesi kurulmuştur. Salon için ısmarlanan modern kanapeler geldikten sonra işlemeğe başlıyacaktır. Ankara Halkevi sahne müdürü mü hendis Hâmi tarafından hazırlanan pro jeye göre Halkevi sahnesinin perde, de kor, ses ve ışık tertibatı ve tesisatımn yapılmasma çalışılmaktadır. Parti ve Halkevi kurağının baştanbaşa modern möblelerle döşenmesi kararlaş mıştır. Gerek möble ve gerek kalorifer tesisatı için teklifler alınmaktadır. Bun lar tamamlandıktan sonra, Zonguldak Halkevi ve Zonguldak, modern bir sinema ve sahneye kavuşmuş olacaktır. Parti ve Halkevi ve hükumet kurağları önünde, sahil boyunca uzanan bahçe lerin tarh ve tanzimi devam etmektedir. Bu bahçeler, şehrin deniz cephesine bir güzellık vermektedir. Bahçe, belediye tarafından kiraya verilerek işletilecektir. Şehir ve hükumet bahçelerinin bitişi ğinde çocuk bahçesi vardır. Bu bahçe ile Soğuksu sahiline doğru uzanan mahalde bir stadyom vücude getirilmesi düşünül mektedir. Mütehassıslar, spor sahası için en müsaid yer olarak burayı seçmişlerdir. Burada deniz sporları için de tesisat yapılacaktır. Sahil boyunca Balkayaya doğru bir şose yapılması kararlaşmıştır. Cumhuriyet meydanından başlıyarak Uzunmehmed caddesinden geçmek üzere Kozlu yolunda hastaneye kadar olan kısım, asfalt döşenecektir. Cumhuriyet meydanını çevreliyen haİ üzerinde, hususî idare ve belediye tara fından iki büyük bina yapılacaktır. Bina' ların proje ve keşifleri için hazırlığa başlanmıştır. Hususî idare binası, modern bir kazino ile büyük bir spor salonunu, hususî mu hasebe teşkilâtını ve umumî meclis salo nunu ve alâkalı daireleri ihtiva edecek tir. Diğer bina her türlü modern tesisatı ve teşkilâtile bir şehir oteli olacaktır. Belediye meclisi, 938 bütçesini kabul ederek dağılmıştır. Mecliste görüşülen mühim mevzulardan biri: Nakliye işleridir. Kozlu maden mıntakasile Zongul dak arasında otobüs işletilmesi düşünül mektedir. Otomobil ücretlerinin tarife ile idaresi, şoförlerle müşteriler arasında uygunsuz hallere sebebiyet vermektedir. Bunun için, tarife yerine taksi aletleri konulması teklif edilmiştir. Meclis, bu işi encümene bırakmıştır. Bu suretle otomobil ücretleri meselesi de, makineleşen Zonguldağa yaraşır bir sisteme girmiş olacaktır. 180 milyon uğrunda Luzitanya vapurundaki altınları kurtarmak için tehlikeli bir teşebbüse girişiliyor Harbi Umumide İrlanda açıklann da batan Lusita nia vapurunun enkazı arasında dal galara gömülüp ka lan 180 milyon altın frangı çıkarmak için yeni bir teşebbüs daha yapılacaktır. Holivud'da, fi limlerin tehlikeli sahnelerinde bii yük artistlerin ye rine rol alan fedailerin reisi kap tan John D. Craig, bu teşebbüsü idare edecektir. Kaptan Craig, birçok filimlerde harikulâde güzel denizaltı resimleri almış olan cesur bir dalgıc dır. Nitekim. Lusitaina enkazı arasında yapacağı bu yeni dalgıclığm filmi de çekilecektir. Denizin dıbindeki 180 milyon altın Altınları aramak için denizin dibine inmeğe frangı kurtarmak razı olan dalgıclar teşebbüsü bu hadde gelinciye kadar bir hayli müşkülâtla caklardır. Dalgıclar, yeni tip bir dalgıç karşılaşılmış, hususile geminin battığı esvabı gij'eceklerdir. Baştan aşağı mayeri tesbit etmek pek zor olmuştur. İlk denî, fakat yumuşak olan bu esvabm iş olarak, kaptan Craig, Alman bahriye İngiliz Amirallığı tarafından yapılan sine mensub muhtelıf 100 kışiyi istic tecrübelerinde, bunun, 800 metre de vab etmiş, fakat bunların ifadeleri bir rinlikteki su tazyikına mukavemet edebirini kat'iyyen tutmamıştır. Bu ifade bilecek metanette olduğu anlaşılmıştır. Gerçi, bütün dalgıclık vesaitinin son lere göre, 1900 kilometre murabbaı bir derece modern ve mükemmel olmasma saha dahilinde araştırma yapmak mevrağmen, enkaz arasında dolaşanlar kiinde kalan müteşebbisler, en son sis hayli müşkülât ve tehlıke ile karşıla tem aletlerle taharriyata girışmişler. şacaklarsa da, 180 milyon altın frangm hiç akla gelmedik bir sürü gemi enkazı yüzde onu kendilerine verileceğinden, bulmuşlar, fakat Lusitania'ya tesadüf bu yüksek ücret o güclükleri ve tehliedememişlerdir. keleri iktihama kâfi bir teşvik olacakNihayet başka bir yoldan tahkikata tır. girişilmiş, Lusitania'nm torpillendiği gün kazaya sahilden şahid olanların Yunan Kralı Atinaya döndü malumatma müracaat edilmiş, neticeAtina 20 Her tarafta heyecanlı tede, geminin sahilden on yedi kilometre zahürlerle karşılanan Kral, Atina'ya dönaçıkta battığı anlaşılarak, tesbit edilen nokta şamandıralarla tahdid olunmuş müs ve istasyonda Veliahd, hükumet azaları, askeri ve sivil yüksek devlet metur. Şimdi, Craig ve arkadaşları, bu nok murlan tarafından karsılanmış, istas tada denize dalarak enkaz arasmdaki yondan saraya kadar yollarda halk tara milyonları meydana çıkarmağa çalışa fından şıddetle alkışlanmıştır. ABİDtN DAVER [*] Bundan evelki yazılar 27, 28 nLsan ve 9 mayıs tarihli sayılarımızdadır. Köpekler arasında zarafet müsabakası 193536 193637 » » » » 112,210 115,732 Yani üç sene içerisinde bir misli fazla tren adedi olmuştur. Taşınan yolcu miktarı: 193435 senesinde 8,5 milyon 193536 » 11,5 » » 14,5 milyondur. Londra Burada pratik tarzda gij'dirilmiş köpekler arasında bir za 193637 rafet müsabakası yapılmış, gördüğünüz Danua birinci gelmiştir. Eşya olarak 3435 senesinde 2 milyon