CUMHURIYET 6 Mayıs 1938 Orelianın nişanlısı Şu aşağıdaki vukuatı, Sanjoze denilen güzel şehirden, bana, bir genc kız yazıyor. Kendisini hiç tanımara. Sadece Orelia Maria diye imza etnıış. Belki de uydurma bir isimdir. Fakat ne olursa olsun! Zazallı kızcağızm başma gelen talihsiz liklerden, yüreği yaralı, kötü dostların ve aldatıcı düşmanların verdiği, biribirine zıd nasihatlerle zihni öyle kanşmış ki, adeta ümidsiz bir şekilde içine sıkışıp kaldığı, müşküllerle dolu çıkmazdan kurtul mak için hangi çareye baş vuracağını bilemiyor. Bu şaşkınlık içinde bana müracaat etmiş. Kendisine yol göstermemi, nasihat vermemi öyle hazin bir belâgatle rica ediyor ki, bir heykelin kalbi bile müteessir olur. Bu hazin macerayı size anlatayım da dinleyin. Maria, on altı yaşında iken, kendisinden altı yaş kadar büyük, Nevjersey'li Vilyams Karuters isminde bir delikanlı ile tanışmış ve onu, aşka susamış genc ruhunun biitün hararetile sevmişti. Dostlarının muvafakatile nişanlandilar ve bir müddet, hayatları, beşeriyetin mutad felâket nasibinden tamamen azade gibi göründü. Fakat, günün birinde, talihin çehresi değişiverdi. Genc Karuters, en şiddetli cinsinden bir çiçek hastalığıııa tutulmuştu. Afiyet bulduktan sonra, yüzü kalbura dönmüş ve bütün güzelliği ebediyen yok olmuştu. Orelia, önce, verdiği sözden nükul etmeği tasarlpdı; fakat, felâketzedeye acıdığı için, izdivacı gelecek mevsime ta lik etmekle iktifa etti ve biçare nişanhsma açık bir ümid kapısı bıraktı. İzdivacın vukuu gününün tam arife sinde, Karuters, havada uçan bir balonu gözlerile takib ederken bir kuyuya düş tii ve bir bacağı kırıldı. Kırık bacağını, dizkapağmın yukarısından kesmeğe mecbur oldular. Orelia, davetten vazgeçmegi bir kere daha düşündü; fakat aşk gene galib gelmiş, izdivac başka bir tarihe bırakılmıştı. Genc kız, nişanhsının iyileşmesini bekledi. Bu sefer, bahtsız nişanlınm başına yeni bir felâket geldi. Millî bayramda atılan bir topun vaktinden evvel patlaması ne ticesinde bir kolunu kaybetti. Uç ay sonra, bir tarak makinesi, öteki kolunu aldı görüfdü. '*> *";' ;~ Bu son felâketler, Orelia'nin kalbmi büsDÜtün harab etmişti. Âşıkınm, kendisini, böyle liyme liyme terkettiğini gördükçe derin bir yese düşmeklen kendini alamıyor, bu tedricî azalma sistemi devam ettikçe, yakmda Karuterşten eser kalmıyacağını düşünüyor, onu bu uğursuz yol üzerinde nasıl durduracağını bilemiyor du. Duçar olduğu müthiş yeis ortasında, bir iş üzerinde ısrar edip hergün kaybı daha ziyade artan bir tacir gibi, nişanlısını, bu tehlikeli noksanlara maruz kalmadan evvel kabul etmemif olduğuna esefleni yordu. Fakat, genc kızın kalbi gene galib geldi ve Orelia, nişanlısının bu mü essif istidadını bir kere daha tecrübeye karar verdi. rübelerle öğrendiği torbanm, cerrahlar elinde sallana sallana gittiğini gördüğü gün zavallı kız için hazin bir gün oldu ve nişanlısının bir parçasını daha kaybettiğini hisseden kalbi bir kere daha acı acı burkuldu. Sevgilisine mevzu teşkil edecek sahaların her gün biraz daha eksildiğini hisse diyordu. Fakat taallukatının bütün ıs rarlarına gene menfi cevab verdi, nişanı bozmadı. Nihayet nikâh için tesbit edilen son vade gelip çattığı gün yeni bir felâketle karşılaştılar. O yıl Oven River vahşileri bir tek kişinin kafasını yüzmüşlerdi. O da bızim Karuters oldu. O giin kalbi sevincle dolu nişanlısının evine koşarken kızıl derililerin eline düşmüş; saçmı ebediyen kaybetmişti. Bu feci dakıkada hayatının kurtulmasını borçlu olduğu talihin müs tehzi cilvesine adeta lânet etti. Hulâsa, Orelia nasıl bir yol tutacağmı şaşırmış bulunuyordu. Bana yazdığı mektubda nişanlısını, daha doğrusu, ondan arta kalanı bütün Lılbile sevdiğini anlatıyor. Lâkin ailesi izdivaca olanca kuvvetlerile itiraz ediyorlarmış. Çünkü Karu kers hem parasız hem de çahşamıyacak bir vaziyette. Genc kızın iki kişiyi geçindirmiye vaziyeti müsaıd değil. Bana: «Ne yapayım?» diye soruyor. Nazik sual. Vereceğim sual bütün bir kadının ve takriben bir erkeğin üçte ikisinin hayatile alâkadar. Bana öyle geliyor ki sadece bir fikir vermekle iktifa etmezsem ağır bir mes'uliyet altına girmiş olacağım. Karuters'i tam bir adam haline getir mek acaba kaça mal olur? Eğer Orelia bu masrafa tahammül edebilecekse kol suz ve bacaksız âşıkına bir çift tahta bacak, bir çift tahta kol, bir cam göz ve bir peruka satın alsın. Bundan sonra ona doksan gün mühlet versin. Eğer bu müddet zarfında nişanl'sı bir yere yuvarlanıp gene kafasını gözünü patlatmazsa onunla evlenmeği göze alması caizdir. Böyle hareket ettiği takdirde her halde büyük bir zarara girmemiş olacağım tahmin ediyorum. Orelia, şayed nişanhnın eline her fırsat geçtikçe vücudünün bir tarafını kırmak merakmdan vazgeçmiyefek^ oljırsa bu seferki son tecrübesı her halde onun icabına bakacak ve seni evli de olsan evlenmemiş de bulunsan rahata kavuşturacaktır. Evlenmemiş bulunursan müteveffanın tahta bacaklan ve sairesi dul zev cesine miras kalacağına göre sen bu işte zararlı çıkmıyacaksın. Kaybm, olsa olsa, bütün hayatı müddetince elinden geldiği kadar uğraştığı halde vücudünü tahrib etmek hususundaki harikulâde istidadla rını yenemiyen namuskâ ve bedbaht bir zevcin son aksamından ıbaret kalacaktır. Talihini bir kere dene, Orelia! Uzun uzun düşündüm ve en makul çare olarak bunu buldum. Vakıâ Karuters daha ilk tecrübesini boynu altında kalacak surette tatbik etseydi çok akıllıca hareket etmiş olurdu. Fakat mademki mevcudiyetini kabil olduğu kadar uzatmıya karar vermiş ve büsbütün başka bir usul tutmuş; en fazla hoşuna giden bu işi yaptığı için kervdısıne bir şey dıyemeyız. Yapacağımız sey, nişanlına karşı hiçbir iğbirar beslemeden zarann kârlı tarafını bulmaktır. Yün dokuma fabrikalarımız 1937 yılında imalât yüzde 12 ve 17 arttı Sümer Banka bağlı «Türkiye Yünlü Dokuma ve Yün İpliği Fefrikaları Anonim Şirketi» tarafından idare edilen Hereke ve Feshane yünlü fabrikaları, geçen çalışma yılmı, çok müsaid şartlar ve kuvvetli bir inkişaf seyri içinde tamamlamışlardır. Bu iki fabrikamızın 1937 yılında aldığı neticeler bir müddet sıkıntılı bir devre geçirmiş olan yünlü endüstrimizin salâh ve yükselme sahasına girmiş oldu ğuna en sarih bir delil teşkil etmektedir. Her iki fabrıka için şırket tarafından 1936 yıh zarfında 553,719 lira kıyme tinde 869,051 kilo yerli yapağı alınmış tı. Bu yekun 1937 senesinde 934,924 lira kıymetinde 1,459,661 kiloya çıkmış tır. Ayni müddet zarfında yabancı ya pak mübayaası 8,559 liralık 24,207 kilodan 42,083 liralık 109,152 küoya, kamgarn mübayaası 303,925 kilodan 322 bin 196 kiloya, pamuk 2,359 kilodan 42 bin 930 kiloya çıkmıştır. 1936 da 4,61 1 ton kömür almış olan şirket 1937 de kömür mübayaasını 6,374 tona çıkarmıştır. Geçen sene de haricden alınmış olan kam garn ipliği, bundan böyle Bursada faaliyette bulunan Merinos yüniplik fabrikamızdan temin edilecektir. Şirket, Meri nos fabrikamızdan geçen sene zarfında 11,217 kilo yüniplik satın almıştır. Feshane fabrikasında 1937 senesinde 965,297 kilogram iplik bükülmüştür. Geçen sene bu rakam 875,858 kilo idi. îpliklerin vasatî numarası geçen sene 3:69, 1937 de 3.91 dir. Kamgarn ipliği imalâh da 43,293 kilodan 59,292 kiloya çıkmıştır. Bunlarda vasatî numara 21.6 dır. Hereke fabrikasında artık askerî ve piyasa şayakları yapılmakta ve bunların yerini tutacak lskoç ve emsali yerli iplikten kumaşların imali gün geçtikçe art maktadır. Herekenin iplik imalâtı 66,010 kilodur. Kumaş imalâtına gelince: Feshane fabrikasında bir sene evvelinin 843,118 metresine mukabil 1937 de 944,442 metre kumaş dokunmuş ve atkı adedi 1 milyar 269,777,000 den 1, 433,730,580 e çıkmıştır. Yabancı kamgarn ipliğinden İcumaş imali 155,459 metre, yerli iplik ten imalât ise 788,983 metredir. 1936 da 612348 metre i d i . * * * ^ * ^ "' Mereke fabrikasında bir sene evve lininr42O,434 mefreatfe mukttbiî 1 9 3 7 " ^ 51 7,286 metre kumaş dokunmuştur. Atkı adedi 943,000,000 dan 1 milyar 131,800,000 e çıkmıştır. Bu kumaşların 77,588 metresi lskoç ve mümasili fantazi elbis« ve paltoluk, 439,698 metresi de kamgarn kumaşlarıdır. Kamgarn kumaş imali 1936 da 332,800 metre idi. Her iki fabrikanın kumaş imali yekunu 1936 Ha 1,263,550 metreden 1937 de 1 milyon 461,728 metreye yükselmiştir. Bir sene evveline nazaran imalâttaki yükseliş nisbeti iplik sikletinde Feshanede ^ 10,5, kumaş (metre) imal'nde Feshanede ^o\2, Herekede % 24 dür. Umum imalâtta artış % 15,5 tur. Feshane fabrikasında imal edilen battaniye ve velense adedi 1936 da 20,587 den 1937 de 32,269 a kilim adedi 42,295 den 44,950 ye çıkmıştır. İmalâttaki artışa muvazi olarak îşçi vasatisi de Hereke fabrikasında 457 den 537 ye, Feshane fabriki'inda 1009 dan 1096 ya yükselmiştir. 1937 senesinde fabrika mamulâtından satışlarda bir sene evveline nazaran artış nisbeti Hereke fabrikası için ^c 12, Feshane fabrikası için % 26 dır. RADVO Yeni bir film : Prenses Rozali Güzel sesli Nelson Edi ile dansözler kraliçesi Eleonor Povel'in vücude getirdikleri bu kordelâ hoş bir operettir aksamki programj ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları 13,15 dahilî ve harıci haberler 17,30 Halkevinden naklen Inkılâb dersi (Yusuf Kemal) 18,30 karısık plâk neşriyatı 19.15 Turk musikisi ve halk şar'iiları (H. Rıza ve arkadaşlan) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları fHandan ve arkadjuşları) 21 saksofon solo: (Nihad Esengm), piyano: (Marsel bı) 21,15 plâkla dans musikisi 22 ajans haberleri 22 15 Yarınkl program. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Turk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 17 İnkılâb tarihi dersi, Üniversiteden naklen: Yusuf Hikmet Bayur 18.30 Beyoğlu Halkevi Gösterit kolu tarafından bir temsil 19.15 konferans' Ali Kâmi Akyüz (Çocuk terbiyesi) 19,55 borsa haberleri 20 Muzaffer İlkar ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20.45 hava raporu 20.48 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 21 Nihal ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk sarkılan, saat ayarı 21 45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22 30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22 50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. Yabancı merkezlerden müntahab parçalar Operalar Eleonor Povel Nevyorktan yazılıyor: İlk defa yekdığerine partöner olan Nelson Edi ile Eleonor Povei malum ya her biri birer sahada eşsiz muvaffakiyet kazanmış bırer şahsiyettır. Birincısı çok güzel şarkı söylemekte, diğeri fevkalâde dans etmekte.. Rejisör Van Dik bu iki artisti «Prenses Rozali» filminde birleştirmekle çok muvafık bir hareket yapmıştır. Burada gösterilen kordelâ her sınıf seyirci üzerinde güzel bir tesir icra etmiştir. Filmin oynamşı nekadar iyi ise mevzuu da o derece operete yakışır bir şekildedir. Hayalî Balkan memleketlerinden biri olan Romanza prenseslerinden Ro zali refakatindeki kontes Brenda ile birlikte Amerikada tahsildedir. Memleke tindeki âdet ve an'aneleri unutmuş tam bir Amerikalı genc kız gibi hayat geçirınektedir. Küçükzabit mektebı talebesi.ı den Dik Fay isminde de bir gence âşık tır. Fakat sevgilisini görmüş ve onunla konusmuş değildir. Arkadaşının birinde gördüğü fotoğrafı onda bu sevgiyi uyanArmıştır" Nihayet kara küçükzabitlerinîn deniz kücükzabitlerine karşı yaptıkları bir rriaçta Dık ı tanıyor, gıyaben hıssettıgı aşk daha ziyade kuvvetleniyor, delikanlı kızın penceresinin altında gidip şarkı söyliyecek kadar cesaret gösteriyor. Rozali aşağıya iniyor. Konuşuyorlar. Dik! Küçük hanım, diyor, sizden bir randevu isterim! Rozali cevab veriyor: Fakat burada değil.. Nerede? Memleketimde. Oraya nasıl geleceğim? Her sene büyük festival yapılıyor, siz de aelir sarkı söylersiniz. Pekâlâ!.. Dik e\ine döndüğü zaman hemen bir Nelson Edi harita açıyor. Romanzayı /rıyor.. Çünkü şimdıye kadar böyle bir memleketin vücudünden pek de haberdar değildir. Bir müddet sonra Rozali'nin memleketine döndüğünü ve festivalin başladığını haber alıyor. Heyhat.. Genc kız Romanzada bü yük bir inkısarı hayale uğramıştır. Çünkü başmabeynci onu oğlu Pol ile evlendir mek istediğini söylüyor. Rozali pek aldırış etmiyor amma, annesinin, babasının kendisine sormadan nişanlandıklannı ilân etmeğe hazırlandıklarını haber almca doğru Pol'un yanına koşuyor. Delikanlı ile gayet samimî konuşuyorlar. Felâketten tabiî siz de malumattarsınız! . . Evet, vazîyetten çok mahçubum.. Benim sizi sevmediğimi de biliyorsunuz.. Evet, ben de maatteessüf başkasmı seviyorum.. Adı da Brenda'dır. Çok memnun oldum.. Biraz ümid beliriyor. îşlerin kolaylıkla haUolmasi. imkâju başgösteriyor. Dik de, tayyare ile Romanzaya gelmiştir. Fakat Rozali'nin bir prenses olması ihtımali aklından bıle geçmemiştır. Genc kız sevgilisini bahçeye alıp ona aşkmı itiraf ediyor. Tam kucaklaşacakları sırada çanlar çalıyor ve Prenses Rozali ile Pol'un nişanlandıkları haberi her tarafta ilân ediliyor. Dik, sevdiği kızm bir prenses olduğunu o zaman anlıyor ve kendisile alay edildiğini zannederek kalkıp Amerikaya gidiyor.. Rozali de memlekette çıkan bir isyandan istifade ederek tac ve taht hakkından vazgeciyor, Yenidünyanın yolunu tutu yor. Sevgilisini bulup onunla evleniyor. Rozali'ye Eleonor Povel'in ve Dik Fay'a Nelson Edi'nin pek güzel can verdiklerini artık ilâveye hacet yok, zannederim. 1 20,00 Viyana: Margereta (Guno'nun). 21,05 Lâyipzig: La Travyata (Verdi'nin). 21,05 Beromünster: Luize Miller (Ver di'nin). 21,35 Stokholm: Faust (Guno'nun), birinci ve ikinci perdeler. Büyük konserler 19,15 Hamburg: Mozart'ın eserleri. 20,15 Münih: Mozart (.keman konseri D = dur^. 20,40 Münih: Brükner (5 inci senfonl B = dur). 21,05 Sottens: Hendel (Zaman ve hakıkatın zaferiK 22,05 Polonya Lstasyonları: Şuman, Marks, Debüsi'nın eserleri. 22,15 Hamburg: Bethofen ( 7 nci senfoni), Vagnerin eserleri. 22,35 Tuluz (P. T. T.): Hendel'in eserleri. 22,45 Lüksenburg: Mozart (senfoni numara: 28, C = dur). 24.05 Paris (Radyo): Haydn ve Debüsinin eserleri. 24,05 Kolonya: Bah, Trap ve Brükner'in eserleri. Oda musikileri 21.50 Monte Keneri: Şuman ve Boro din'in eserleri. 23,35 Doyçlandzender: Onaltıncı asırda ev musikisi. 23,45 Budapeşte: İsveç oda musikisL ı i v j Operetler , <• ~ K«iorıyaV Güzel seyahatlef (Eü eke'nin). 21,35 strasburg: Madam Krizantem (Mesajer'm) den ve I'&i böcek bir çiçek Uven'm) ten parçalar. Askeri bandolar 21,05 Berlın: Süvari mızıkası. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimlzin muhtelif semtlerin.deici nobetçı eczaneler: Istanbul cıhetı: Eminönünde (Beşir Kemal), Alemdarda (Sırrı Rasim), Kumkapıda (Haydar), Ku çükpazarda (Huseyin Hulusi), Şehzadebaşmda (Asaf), Fenerde (Emilyadi), Kara gumrükte (Arifj, Şelıremınınde (Hamdi), Aksarayda (Z. Nurı), Samatyada (Rıdvan), Bakırköyde 'İstepan), Eyubde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu cıheti: Şışli Halâskârgazi caddesinde (Asım), Taksim Firuzağada (Ertuğrul), Beyoğlunda Istiklâl caddesinde cGalatasaray), Tünel de ıMatkovıçı, Galatada Okçumusada (Yeniyol), Fındıklıda (Mustafa Naüj, Kasımpasada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Beşiktaşta (Suleyman Receb), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. Kadıkoy Moda caddesinde (.Kejad), Al tıyolda (Namık), üsküdarda (İtimad), Büyükadada «Şinasi Rıza), Heybelide (Halk), Beykoz, Paşabahçe, A. Hisar eczaneleri. İzdivac günü gene yaklaşıyordu ve inkisarı hayal bulutları yeniden birikti. Karuters, bu defa da yılancık olmuş ve bir gözü ebediyen sönmüştü. Genc kızın dostiarı ve ailesi, kendi sinden, beklenen alicenabhğın makul haddini çok fazla aştığmı görerek tekrar müdahale ettiler, nişanı bozması için ısrarda Çeviren: bulundular. Fakat, Orelia, bir müddet HAMDİ VAROĞLU tereddüd ettikten sonra, yüksek ulüvvü cenab duygularına müracaat etti; meseleyi Müsamere enine boyuna hesabladığını ve nişanlısı Kızılay Çarşı şubesi, 7 mayıs tarihiKaruters'e hiçbir kusur bulmağa imkân ne tesadüf eden cumartesi akşamı saat olmadığını söyledi. Konferans, konser 20 de Taksim Dağcılık kulübünde bir Kadıköy Halkevinden: Orelia, izdivac tarihini bir defa daha müsamere tertib etmiştir. Müsamere 6 mayıs 938 cuma akşamı saat 21 de uzatmış ve Karuters, bu fırsattan bilisti bir hitabe ile açılacak, cazbandla dans fade, öteki bacağını da kırmıştı. müsabakalan, millî ve Azerî oyunlarla Evimiz salonunda Dr. Nusrat Kürkçüoğlu (Enfraruj şualarla fotoğrafya ve Mahal ve tarzı istimaüni, evvelki tec muhtelif sürprizler yapılacaktır. tatbikatı) isimli bir konferans verecektir. Konferanstan sonra (Oda musikisi konseri) Bayan Leman Dura (pivano), Lutfi Yörür (viyolon), Turgud Yörür (çello) istirak'le. Herkes gelebiiir. r Bir iki satırla Balıkesir Belediye meclisi su meselesini halletti •jf Vallas Biri yakmda kücük Fredi Bartolemef'le birlikte «Genc Amerikalı» isminde bir filim çevirecektir. •^ Margaret Sullavan, Ceyms Ste vart'la birlikte «Shopworn Angel» isminde bir filim çevirecektir. •Jr Mirna Lov'la Klark Geybl yeni bir filim çevirmek üzeredirler. Bu kordelânın mevzuu fıîım operatörlerının muhıtinde cereyan edecektir. •jç Rejisör Klarans Brovn, halihazırda Isviçrede birçok spor sahneleri çevirmekle mesşçuldür. Bu parçalar vakında Norma Şirer'le Klark Geybl'in birlikte çevirecekleri «Budalanın gönül eğlenceleri» filminde kullanılacaktır. •jt Küçük Fredi Bartolemef «Lord Jef» isminde bir filim oynamaktadır. Bu kordelâda bazı sporcu sırlannı o küçük cocuğun bilmesi icab etmektedir. Rober Taylor «Oksford'da Amerikalı bir genc» filminde İngiliz antrenörlerinden öğrendiği bazı sırları Fredi'ye de öğretmiştir. •Jc Jül Vern'in meşhur «Deniz altında 20 bin mil» eseri Amerikada renkli olarak filme çekilecektir. •Jt «San Fransisko», «Bulunmıyan adam» ve «Mari Antuvanet» filimleri nin rejisörü Van Dik'in kontratı M. G. M. şirketi tarafından üç sene daha temdıd edılmistir. filim 1 eri Mevlid Beşiktaş Vidin eczanesi sahibi mer hum Bay Ali Rıza Vidinin ruhuna ithaf edilmek üzere 7/5/938 cumartesi günü saat 2,30 da Beyoğlu İstiklâl caddesi Ağa camiinde Hafız Rıza tarafından Mevlidi Şerif kıraat edileceğinden arzu edenlerin tesrifleri rica olunur. Konferans, temsil Beşiktaş Halkevinden: 7 mavıs 938 cumartesi ak<=amı îstanbul İrad ve Servet direktörü kıvmetli maliyecilerimizden Mümtaz tarafından Be<uktas Halkevinde (bevnelmilel ik tısadî ve malî sahada Türk parasının kıvmeti ve önemi) hakkmda mukaveseü bir konferans verilecek, ayrıca bir de temsil gösterüecektir. MİHRACENİN GÖZDESİ Hind Mezarı ve llâveten Başvekil Celâl fcusfün İ P E K sinernasında VEFAT Çuha ve kazmir tüccarı ARTÎN AGASYAN vefat etmiş olmakla cenaze merasimi j cumartesi günü saat 14 te Beyoğlu Ba.lıkpazarı Ermeni kilisesinde icra kılı teessürle t nacağını zevcesi ve evlâdlan bildirirler. Şehzadebaşı TURAN TİYATROSU Halk san'atkârı Naşid ve arkadaşları Miçe Pençef varyetesi İstanbul yosması komedi 3 perde Dans, düet. solo. Localar 100, her yer 20, paradi 10 kuruştur. ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu Bu gece Lüleburgaz Halkevinde büyük müsafnere. Heyet birkaç güne kadar Istanbula dönecektir. 2 devre birden Seanslar : Bayar"m Atina seyahati, hntün tafsilâtile 2 5 ve 8 de mm^m^^^m Teşekkür Emekli Amiral doktor Fuad Akgülün gerek cenazesine kadar gelmek. gerek uzaktan telgraf ve mektubla bizleri taziyet etmek lutfunda bulunmak suretile elemimize iştirak eden bütün dostiarı ve meslektaşlarma, eski arkadaşları deniz subay ve eratma, Devlet Demiryol ları dokuzuncu ve birinci işletmesi müntesibinine ve muhtelif cemiyetlere alenen şükran ve minnet hislerimizin bildirilmesine muhterem gazetenizin delâletini rica ederiz. Eşi: Müşkâr, oğlu: Mevdud ve ailesi efradı Balıkesir (Hususî) Şehrimiz Belediye meclisi nisan içtimalarım bitire rek dağılmıştır. Bu içtima devresi içinde başanlan işlerin başında şehrin iç me suyu meselesi vardır. Buraya 35 kiIometre uzaklıkta Çatal dağmda 1.5 mikyas ma' derecesinde ve saniyede 35 litre veren bir suyun 300 küsur bin lira sarfile Balıkesire isalesi alâkadar yüksek makamlarca da muvafık görülmüştür. Projenin yapılması için derhal bir münakasa açılacaktır. Bu münasebetle Belediye meclisi azasını sofra başmda toplu bir halde gösteren bir resim gönderiyorum. Güzel izdivac aşk ve ihtiras filmi. D • sinema gene güzel Mevsimin ileriemiş A " ^ • Hütrleri pösteriyor olrrasına rağrnen * * Bugünden itibaren iki fevkalâde film birden : Macera filimleri kralı Herkesin sevdiği ROBER T TAYLOR'un BUCK JONES LOhETTA YOUNG ile beraber çevirdiği Beyaz atı ile beraber Inanılmıyacak sergüzeştlerle dolu meraklı bir tilm ovnuvorlar. ım oluiırdu EL ÜÇ S a m a t y a Ş E N sinemada öu akşamdan itibaren S i L A H Ş O R L A R Türkçe K E S i K