29 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Nisan 1938 HâdiseSer arasmda lKt TARÎH, lKt DEVİR: Nirvana'nın son uykusu Hitlerin Roma seyahati A pazartesi günü başlıyor Napolide İtalyan donanması, Hitlerin şerefine büyük bir geçidresmi yapacak Berlin 28 (Hususî) M. Hitler, îtalya Başvekili M. Mussolini'nin Berlin ziyaretini iade etmek üzere önümüzdeki pazartesi günü Romaya gidecektir. Hariciye Nazırı M. fon Ribbentrop, M. Hitler'in muavini M. Rudolf fon Hes, Propaganda Nazm doktor Göbels, Dahiliye Nazın doktor Frank, Polis müdürü M. Himler, Alman ordulan Başkumandanile bircok generaller, M. Hitler'e refakat edeceklerdir. Alman devlet reisini karşılamak üzere şimdiden Romada büyük hazırhklara başlanmıştır. îtalyan donanması M. Hitler şerefine Napoli'de büyük bir geçid resmi yapa caktır. Alman Başvekili Napoli'den sonra Floransa şehrini de ziyaret edecektir. Af. Hitler'in yemekleri Berlin 28 Italyaya birçok hususî nebatî yemekler listesi gönderilmiştir. Bunlar, M. Hitler'in hazır bulunacağı ziyafetlerde kullanılacaktır. Malum olduğu veçhile M. Hitler, tamamile âkilünebatattır. Kendisi hatta sütlü şeyler dahi yememektedir. syada bir Fransız müstemlekesinin kızları, garb danslarını, kendi millî oyunlanna tercih ediyorlarmış: Kamboc'da bir kız lisesinin bütün talebeleri, bir ankete verdikleri cevabda, millî danslardan ziyade çarlıstondan veya tangodan hoşlandıklannı gizlememişler. Bundan bahseden Figaro gazetesi, düne kadar garb âlemine dudak büken şarkın her tarafında bugün Avrupa ruhunun yaşamağa başladığını yazıyor ve bu garblılaşma hareketine Atatürk Türklerinin önayak olduklarını ilâve ediyor. Figaro gazetesinin muharriri, bundan on beş sene kadar evvel, bütün Avrupada şarka doğru bir temayül belirdiğini hatırlattıktan sonra diyor ki: «Bana öyle geliyor ki bugün vaziyet tersine döıımüştür. En hâd şeklinde milliyetçilik fikirlerile beraber bütün hummalarımızı şarka sirayet ettirdik.» Fener bekçisi Yazan: PROFESÖR AFET değil, milyonlarla Türkün birliğinden devlet kuruyordu. Ona kim amelelik etmezdi.. Ümid arar gözler Ankaradan gelen ışıkla parlıyordu. *** Bir gün Alanya kalesinin tepesinden engin denize bakıyordum. O denizlerde hakimiyet devrini yal nız Osmanlı tarihi içinde bilebiliyordum. Fakat tırmandığım ve mazgallan içinde gezdiğim bu kale bana başka bir Türk adını müjdeliyor. İhtiyar fener bekçisi kartal yuvalarına eş olan fener evinden inmis, bize izahat veriyordu. Onun kitabı, üzerinde gezdiğimiz yerlerdi. «Bu kale Selçuklardan kalmadır, dedi. Alanyamız Selçuk de\Tİnde parladı. Osmanlıda söndü. Büyük Alâeddin Akdenizi buradan gözledi. Donanmasını kale dibindeki tersanelerde hazırladı. Ben her gece fenerimi çakışımda o do nanmaya yol verir gibi oluyorum.» Üzerinde yürüdüğümüz sarnıç uğultulu akisler yapıyordu. Bu, eski devirlerin su haznesi. Bu devirde de kale içi ahalisinin su ihtiyacı sarnıçlarına bağlıdır. Gene ihtivar fener bekçisi söyledi: Karşıki dağda bir noktayı işaret ede rek «îşte eski devirlerde su oradan buraya köprü ile bağlı idi.» Akedük izlerini kale üzerinde gb'stermeyi de unutmamıştı. «Iç kalenin kapı kitabesine dikkatli bakın» diye de tek rarladı. Benim kitab bilgilerim altüst olmuştu. Alanya kalesini her gezdikçe uzun uzun düşünüyordum. Bu kb'klü yapılar Osmanlı çadırlanndan çok evveldi ve Türkün malı idi. 1937: Bugünkü tarih hakikatlerile dünkü Osmanlı devri bilgileri arasında ne büyük fark! Hatırımda büyük yer tutan Alâiye kalesi fener bekçisinin telâf fuzile Alanya idi. Ve ora halkı bu adı bugün dahi böyle yadeder. Ancak ben o zamanki kısa bilgilerimle Alâiye adında Selçuka kadar gitmek sevincini bulabilmiştim. Halbuki bu şehir bütün Av rupaya da yayılmış olan bir Türk kabilesinın Anadolu sahıllerine \ıırulmuş damgası değil midir? Alanya Alanların ülkesi. Bu kabiîenin tarihî izlerini araştıra lım. Yunanistanda Elen, Kafkasyada ve Rusyada Alen, Avrupa içlerine uzanan yollarda ve en nihayet îspanyada Alenlerin yayılışları, tarihte kayıdlı değil midir? Bütün bu bilgilerden sonra Alâiye adı coğrafî haritalarda nekadar iğreti kalıyor. Anadolunun bu köşesine gelip yerIeşen, Alan Türk kabilesi bugün çocukIannda da o adı yaşatıyor. Fener bekçisi bir Alan çocuğudur bütün Alanyalılar gibi.. Osmanlı de\Tİ 600 senenin hufresine düştü. Türk devleti binlerce yıllık tarihinin temellerinde yükseliyor. Bugün her Türk çocuğu bu hakikatle başbaşadır. O, bu yurda ezelden sahib oluşundan hız ve kuvvet alır. IHEM n NALINA MIHINA Yıl 1919 1920. Ankara Kız lisesl 1935 37 Yıllığmı bastırmışür. Profesör Afetin aşağıki nefis ı/azıstm bu güzel eserden iklibas ediyoruz. Mısırın emniyet ve istiklâli I ..»«»»m mımıııılinillllllllllllllllllllllllllHIIIIIIIIHiniliMiıiMiiiı.ımı, İspanya haberleri İngiltere İrlanda Bozuk havalar harekâtm M. de Valera dün muahedeyi izah etti inkişafına mâni oldu Saragos 28 Havas muhabirinden: Katalonya, şark ve Teruel cephele rindeki fena havalar, harekâtın batileş mesini intac etmiştir. Yukarı Alfambra'da General Vare la'nın ordusu, umumî taarruzunu inkişaf ettirememişse de Siyerra dö La Kanada ile Siyerra dö Gudar arasmda hatlannı düzeltmeğe muvaffak olmuştur. Cumartesi günündenberi General Varela'nm kıtaatı, cephenin Teruel ile Alkala dö Şiver arasmda teşkil etmekte olduğu çıkıntı arasmda kırk kilometre ilerlemiştir. Askerî mehafil, hükumetçilerin Akdeniz kıyısında ve Albokaser mıntakasın daki mukavemetlerinin artmıs. olduğunu kabul etmektedir. Londra 28 Parlamentoda bir nutuk söyliyen M. Dö Valera, İngiltere îrlanda muahedenamesinin blok halinde tasvib edilmesini taleb etmiştir. Muma ileyh, bu muahedenamenin imzasından memnun olduğunu beyan eylemiştir. M. Dö Valera, İrlanda hükumetinin haki miyetinin İrlanda topragının heyeti mecmuasına şamil olup olmadığını maatteessüf bugün söylemek imkânma sahib ol madıgını ilâve etmiştir. Diğer taraftan M. Dö Valera, mua hedenamenin millî müdafaaya müteallik maddelerinden bahsederek demiştir ki: « Bu hükumet, arazisinin Büyük Britanyaya karşı icra edilecek herhangi bir taarruz için üssülhareke hizmetini görmesine müsaade etmiyecektir.» (a.a.) Şüphesiz, bizim de bin defa yazdığımız gibi, ihtiyar Asyanın yorgnn omuzlanrun ortasına genc bir Avrupa kafası oturmak üzeredir; «mesud bir hareketsizlik» içinde gözlerini yummayı asırlardanberi bütün şarka tavsiye eden Nirvana son uykusuna dalıyor; artık, Oturmak ayakta durmaktan iyidir, Uzanmak oturmakian iyidir; Uyumak uzanmaktan iyidir; Olmek uyumaktan iyidir. Diyen eski şark hikmeti yerine, Ayakla durmak oturmakian iyidir; Yürümek ayakla durmaklan iyidir; Koşmak yürümekten iyidir; Atılmak koşmaktan iyidir. Diyen garb iradesinin bütün dünyada fethetmiyeceği hiçbir ruh kalmıyacaktır. Fakat, gene de: «Şark şarktır, garb da garb» diyen Kiplingin sözünde bir hakikat aramağa devam edebiliriz. Meselâ Avrupaya, oradan da Asyaya cenubî Amerikadan gelen tangonun içinde tüten ruh, şarklıdır; çünkü şark ruhunu Avrupada ve Amerikada devam ettiren bir İspanyol âlemi vardır. Edison'un ve Markoninin icadlan bu ruhun garb âleminde bile yaşamasma mâni olmamıştır; Asyanm manevî bünyesini tamamile değiştirebilir mi? Kıt'alar arasında değil, milletler, hatta ferdler arasmdaki mizac ve görüş farklannı ihmal etmemeğe mecbur olduğumuz bir devirde şarkın tıpatıp bir garb kopyası haline geleceğine kolayca inanamayız. Bu yeryüzünde her noktanın ayn bir duruşu, görüşü ve duyuşu vardır. Belki Avrupa medeniyeti bu farklarm ancak amelî taraflannı değiştirebilir ve müsavileştirebilir. Nitekim bugünkü Türkiye, Avrupa medeniyetinin teknik ve maddî bütün iyiliklerini benimsemiş olduğu halde, ideolojisinde ve dünya görüşünde yalmz kendi kendine benzemeği kabul etmiştir. Barseloriun tebliği Barselon 28 Resmî tebliğ: Şark cephesinde düşman, Alkosebr mmtakasmda taarruza geçerek bizi Barenko dö San Migel şimaline ricat etmek mecburiyetinde bırakmıştır. Burada şiddetli muharebeler olmuştur. Düşmanın Alfambra mmtakasmda Lefos mevzilerimize karşı yapmış olduğu taarruzlan tardettik. (a.a.) îngilterenin Berlin sefirinin bir nutku Berlin 28 İngiliz sefiri M. Nevil Henderson, dün akşam, Hamburg'da Alman îngiliz münasebatına dair bir nutuk söylemiştir. Mumaileyh, bilhassa demiştir ki: « Prensip ihtilâflanna ragmen her iki memleketin sulhu muhafaza etmeğe ve muallâkta bulunan meseleleri muslihane bir surette halletmeğe çalışmalan lâzım dır. îki memleket arasmdaki iyi anlaşma, bütün medeniyetin menfaatine hâdim olur. Siyasî bir anlaşma imkânını derpiş etmek istiyorduk. Aramızda çıkacak bir muharebeden daha müthiş birşey olamaz. Bunu hahra bile getirmemeğe çalışıyomz. Yegâne düşündüğümüz şey, aramızda iyi bir anlaşmadır.» Silâh sesleri dershane içinde akisler yaptı. Sokaklarda koşuşmaların gürültüsü beni ve hocamı pencereye çekti. Halbuki biraz evvel geçmişin ne güzel bir levhasile hoca ve tek talebesi ben heyecan ve gurur içinde idik. Öyle ya X uncu padişah Kanunî Süleymana kadar gelmiştik. Ben padişahlann sırasını saşırmadan sayabılıyordum. Hocam mükâfat olarak bana 10 numara yanına yıldızlar da sıralıyordu. Hevesim büyüktü. Çünkü tarih derslerimi çalıştıktan sonra evde de beni dinliyecek kimseler bulu yordum. Hele bir akşam b'nce Barba rosun üzerinde nekadar durmuştum. Onun resmini küçükken tanıyabildi ğim dedeme de ne çok benzetiyordum. Babaannem gözlüğünü takarak resme baktıkça bu benzetmede beni teyid edi yordu. îstediğim ve tasavvur edebildiğim büyüklükleri küçük kitabım bana hiç veremiyordu. Haritayı biliyordum. Cezayir, Tunus, Tuna, Volga, Vardar, Dicle, Fırat, Yetnen, Nil, Yeşilırmak, Sakarya birbirine yakın şeyler değildi. 1876 ve 1912 harbleri anekdotlarını da büyükannelerimden dinliyordum. Hocam 600 senelik devletten bahse diyordu. Söylediğine göre o devlet 40 çadırlık bir halktan türemişti. Namık Kemal de şiirile bu fikri şu mısrada ebedileştirmek istememiş midir? tdhangirâne bir devlet çıkardık bir ajiretten> Kitab onu yazıyor. Hoca da ondan gerisine gidemiyor. Bu dar çerçeve kırılmadı, fakat bizim dersimiz yanda kaldı. Bir sene önce 30 kişilik bir smıfta okuyordum. îlkmektebi bitirme senemde smıfta tek kaldım. Yıkılan, çöken împaratorluğun sarsıntısı tek talebe ve hocasını da birbirinden ayırıyordu. Evlerimize sığındık. Biga şehri sokaklan Anzavur, Gâvur Imam çetelerile millî kuvvetlerin çarpış masma sahne oldu. Bu şehir içindeki çarpışmalar aman verdikçe ve millî kuvvetler Bisjaya hâkim olduklan zamanlarda ben büvükannelerimin elinde mektebe gıttim ve geldim. Birşeyler öğremniş olarak ilkmekteb mezunu olmuştum. *** ıstiklâl Harbi sıraları... Yunanhları Bigada, îtilâf devletlerini Istanbulda, İtalyanları Antalyada göre rek Alâiyeye çekildik. Kurtuluş sözleri miz Mustafa Kemal adında canlanıyordu. Sakarya harbi kahramanları için ev lerde çamaşırlar dikildi. Çorablar örüldü. Bütün millet istiklâlini kurtarmak için Basını bulmuş ve Onun etrafında toplanmıstı. Yeni tarih miman çadır halkmdan Portekiz Franko'yu tanıyor Londra 28 (Hususî) Portekiz Başvekili doktor Salazar, Portekiz hükumetinin General Franko hükumetini, îspanyanın meşru hükumeti olarak tanımağa karar verdiğini resmen beyan etmiştir. Türk vatandaşlığına alınanlar Ankara 28 (Telefonla) Macar tebaasından Andre Kovaç (Ali Koç) ve karısı Eter (Emine) Türk vatandaşIığına alındılar. Yugoslavya Naibinin 45 inci yıldönümü Belgrad 28 Naiibi hükumet Prens Pol'un doğumunun 45 inci yıldönümü PEYAMt SAFA Ankara 28 (Telefonla) Viyana busrün merasimle tes'id edilmiştir. orta elçisi Cevad Üstünün Lâhey orta Bu münasebetle Pravda gazetesi, baş Otel ve hanlar sıkı kontrol elçiliğine tayini hakkmdaki kararname, yazısmda, Naibi hükumet Prens Pol'un Yüksek Tasdikten çıktı. edilecek gencliğini zamanının en liberal hüküm tngiliz İtalyan anlaşmasî darı olan Birinci Piyer'in yanında ge Ankara 28 (Telefonîa) Otel, han pazartesiye Avam Kama çirmiş olduğunu ehemmiyetle kaydetmek ve misafirhanelerin kısmı azamının her tedir. türlü sıhhî şeraitten mahrum bulunduğu rasında görüşülecek ve ekseri belediyelerin bu ciheti tamamen Küçük Antant konseyinin Londra 28 Avam kamarası, îngimühmel bıraktıklan yapılan teftişler ne toplantısı liz İtalyan anlaşmasî hakkında sabır ticesinde ve vaki şikâyetierden anlaşıl sızlıkla beklenen müzakcrelere pazartesi Belgrad 28 (Hususî) Mayısm 4 ün mıştır. Umumun sıhhatile aîâkadar olduğu günü başlıyacaktır. Malum olduğu üze de Sinaya'da toplanacak olan Küçük kadar memleketin içtimaî seviyesine de re bu anlaşma meriyete girmek için par Antant konseyi Avusturyanın ortadan miyar teşkil etmesi ve bühassa haşerelerle lâmento tarafından tasdik edilmek lâzım kalkması neticesinde Tuna üzerindeki beynelmilel kontrol heyetinin lâğvma bulaşan lekeli humma ve hummayı racia dir. gibi bazı hastahkların yayılmasında bü karar verecektir. Amerikalı çocukların Türk Küçük Antant konseyi ayni zamanda yük âmil olması dolayısile Sıhhat VekâHabeşistanm ilhakını resmen tanıdığı leti, bu hususta sıkı bir kontrol yapılmaçocuklarına hediyesi smı alâkadarlara bildirdi. Izmit 28 Amerikalı çocukların Kı nı da ilân edecektir. Yeni Lâhey orta elçimiz Atinada imzalanan munzam pakt IBatmakaleden devam\ en alâkalı bir şekilde tetkik olunacaktır. Devletlerimizin sulhseverlikleri, tahrik olunmamış taarruz ve husumetlere karşı ahnacak karşılıklı tedbirleri dahi adeta ipekten ifadelerle en banşçı şekillerinde kayıd ve tesbit etmiş bulunuyor. Onların zımnındaki tedafüî ittifak, herkesin kolayca anhyabileceği bir hakikattir. Balkan Antantı Türk Yunan münasebetlerinin bu tekâmülünü tamamile tasvib ve teyid eylemiştir. Çünkü antant dahi esasen Balkanlarm umum heyeti için ayni fikirler ve hislerle mücehhezdir, ve biz kuvvetle umuyoruz ki yakm bir istikbalde Balkan Antantı dahi Türk Yunan münasebetlerinde görülen inkişafın aynini kendi işlerinde tecelli ve tahakkuk ettirecektir. Bizce Balkan Antantınm, dünyanm bu çevresinde yekpare bir kaya gibi yükselerek kendi başma 60 milyon nüfuslu büyük bir devlet rolü oynıyacağı günler uzakta değildir. Silâhlanma yarışı yeniden hızlanıyor 1 inci sahitede] ler ihdası için 28,751,000 dolar sarfını derpiş eden kanun lâyihasmı tevdi etmesini taleb etmiştir. M. Vinson, daha evvelce bir proje tevdi etmişti ve bu proje, Midvay, Havai ve Kodiyak adalarında üssülharekeler ih dası icin masarif ihtiyarına mezuniyet veriyordu. Insası derpiş edilen yeni üssülharekeler, Vaşington muahedenamesinin tahkimini menetmiş olduğu mıntaka dahilinde bulunmaktadır. Yeni Vinson kanun lâyihası, M. Svanson tarafından taleb edilen kredilerin verilmesine matuftur. (a.a.) ngiltere ile İtalyanın arası açık ve harb tehlikesi mevcud olduğu zamanlarda, Mısır endişeli günler yaşamıştır. Çünkü Süveyş kanalının büyük sevkulceyşî ehemmiyeti dolayısile Mısır topraklan, İngiltere ile İtalya arasmda harb sahnesi olmağa mahkumdu. Şimdi i İngiltere ile İtalya arasmda bir anlaşma yapılıp da harb kâbusu ortadan kalkınca Mısır geniş bir nefes almıştır. Bir sız gazetesi, bu münasebetle Mısınn dafaasmdan bahsediyor. Libyadaki İtalyan ordusu 40,000 kişiye indirilecektir amma, son hâdiseler göstermiştir ki bu birkaç gün içinde İtalyadan Libyaya azim kuvvetler sevki kabildir, ve Mısır garbdan gelecek bir taarruza karşı mahfuz değildir; diyor. Bu gazete, sonra şu mütaleayı ilâve ediyor: «İngiliz Mısır muahedesinin ihtiva ettiği İngiliz kıt'alarile takviye edileceK olan müstakbel Mısır ordusu, muhtemel mütearrızlara karşı insanca ve malzemece, sayı ve teknik itibarile müsavi kuvvetler çıkarmadıkça, Mısınn müdafaasi temin edilmiş sayılamaz.» Fransız gazetesi doğru söylüyor. Fa* kat, bu mütaleanın doğruluğu, yalnız bugünkü vaziyete ve İtalyan İngiliz gerginliğine münhasır değildir. Bu, dün* bugün ve yarm için bir hakikattir. Mısır, gibi 16 milyonluk bir Akdeniz memle* keti, hele bu memleketin içinden Süveyj kanalı gibi fevkalâde mühim bir ticareî ve sevkulceyş volu geçerse emniyet ve istiklâlini muhafaza için, mutlaka kendi kuvvetlerine istinad etmek mecburiyetiu» dedir. Dünya, öyle bir şekil almıştır ki her millet, her devlet, herşeyden evvel, kendî kudret ve kuvvetine güvenmektedir. Dost* luklar, itlifaklar sonradan gelir. Meselâ* İngiltere, Süveyş kanalı dolayısile Mısıra bu kadar ehemmiyet verdiği halde, buraya 16,000 den fazla asker göndere* memiştir. Buna mukabil, İtalya Libyada, Mısır hududlarına 80,000 kişi toplamışhr. Büyük Harbde, öyle buhranlı anlar olmuştur ki herkes kendi derdine düşmüş, müttefiğine yardım edememiştir. Meselâ Alman Avusturya Macar ve Bulgar ordulannın Sırbistanı istilâ etmelerine İtİlâf devletleri adeta seyirci kalmışlardır. Mısır zengin bir memlekettir, nüfusu çoktur. Her sene, takriben 200,000 kişi askerlik çağına girer. Bu kaynaktan istifade ederek Mısınn emniyet ve istiklâlini koruyacak kuvvetli bir ordu vücude ge tirmek mümkündür. Mısır, kendi evlâdarmdan mürekkeb bir ordunun süngülerille müdafaa ve muhafaza edilmedikçe Avrupada, ve Akdenizde kopacak her fırtınada, her buhranda sarsıntılar, ürpermeler duyacaktır. Mısırın tarihi de böyle söylüyor. Kardeş millet, sulh ve sükun, emniyet ve huzur içinde, müstakil yaşamak için silâha sanlmalıdır. D Yugoslavya amele federasyonunun toplantısından sonra zılay genclik derneği umumî merkezi vasıtasile Türk çocuklarına göndermiş ol dukları hediyelerin bir kısmı şehrimiz genclik derneği tarafından dün akşam Halkevi salonunda çocuklarımıza dağı tılmıştır. Çocuklanmız bu güzel hediye lerden dolayı Amerikalı kardeşlerine te§?kkür mektubu yazmışlardır. Danimarkada üç nazinin muhakemesi Mançukonun Roma sefiri Roma 28 (Hususî) Mançukonun îtalya tarafmdan tamnması üzerine Mançukonun Roma elçiliğine tayin ed ; len M. Tung bugün îtalya Kralı ve Habeşistan İmparatoru Viktor Emmanuel'e itimadnamesini vermiştir. Kopenhag 28 Yüksek mahkeme, 13 nisan tarihinde meb'usan meclisinde vukua gelmiş olan hâdisede methaldar olanlardan üç kişinin yeniden hapse atılmalarma karar vermiştir. Bu hâdise, nazilerden birinin Adliye Nazırına rö volverle kuru sıkı ateş etmesi suretinde vuku bulmuştu. Yüksek mahkeme, maznunların hapis cezasına mahkum edilebilecekleri ve binaenaleyh bidayet mahkemesi kararı hilâfma olarak mevkuf tutulmaları lâzım geleceği mütaleasmdadır. İngiltere Avam Kamarasında bütçe müzakereleri c Londra 28 (Hususî) Avam Kamarasının bugünkü celsesinde bütçe mü zakerelerine devam edilmiştir. Amele ve liberal fırkasma mensub birçok mebuslar, bu münasebetle hükumetin haricî siyasetine hücum etmişlerdir. Müzakerelere yarm da devam edilecektir. Ya nnki celsede, Maliye Nazırı Sir Con Simon, muhaliflere cevab verecektir. YUNUS NAD1 KISA KABERLER Vaşington 28 M. Harri Ford ile oğlu Edsel Ford, dün M. Ruzvelt'le birlikte öğle yemeği yemislerdir. Baba, oğulla Reisicumhur, hükumetle iş adamla Paris 28 (Hususî) Japon hükumeti rmın teşriki mesaisi meselesini müzakeÇinde bir Alman askerî heyetinin mev re etmislerdir. cudivetile Alman fabrikalannm Çine İngiltere ile Polonya arasilâh ve mühimmat satmasını Alman hükumetine protesto etmiştir. smda bir muahede Alman hükumeti verdiği cevabda JaLondra 28 ingiltere ile Polonya aponya ile Çin arasmda resmen harb ilân rasmda 1936 tarihli Londra muahedesi edümedigi cihetle Alman fabrikalannm nümune ittihaz edilerek akdedilmiş oCine silâh ve mühimmat satmakta ser lan deniz itilâfı dün Hariciye Nezare *»est olduklarını bildirmiştir. tinde imzalanmıştır. Japonya, Almanya hükumeti nezdinde bir protestoda bulundu Ford ve Ruzvelt * İZMİR 28 Şehrimiz Çocuk Esirgeme kurumu şubesi tarafmdan çok çocuklu aileler için bir müsabaka yapümış ve altıdan fazla çocuğu olanlara hediyeler verilmiştir. * VAŞİNGTON 28 Amerikamn Meksika daki sefiri M. Daniyel, Meksika hükumetinin Amerika mahsulâtından almmakta olan ve senebasmda tezyid edilmiş bulunan rüsumu 1 mayıstan itibaren indirmeğe karar vermis olduğunu bildirmiştir. * LONDRA 28 Kraliçenin annesi Kontes Stratsmor, ağır hastadır. * LONDRA 28 Şeker konferansı bu sabah toplanmıştır. Konferans, her memleket* tahsis edilmiş olan kontenjanlar meselesini tetkik etmiştir. * ROMA 28 v Resmî gazete, İtalya İle Amerika arasmda muvakkat tesviye suretini tasvib eden kararnameyi neşretmiştir. Kral Zogo, Draça hareket etti Tiran 28 Dün, nikâh merasiminden sonra Kral, saraymda muazzam bir ziyafet verilmiştir. Ziyafetten sonra Kral ve Kraliçe maiyetlerile birlikte Draça hareket etmişlerdir. Balayını orada Kralın villâsmda ge çireceklerdir. Yugoslavyadaki islâm cemaatı reıslıgı Belgrad 28 Niyabetin bir kararnamesile Saray Bosna yüksek islâm mahkemesi reisi Fehim Spaho, Yugoslavyadaki islâm cemaati reisliğine tayin edilmiştir. Fehim Spaho, Münakalât Na zırı Mehmed Spaho'nun kardeşidir. Belgrad 28 Yugora denilen Yugoslavya amele federasyonu tarafmdan geçen pazartesi günü Belgradda akdedil miş olan ve elli binden fazla insan ve Yugoslavjranm her tarafmdan gelmiş birçok heyetler tarafmdan iştirak edilmiş bulunan kongreden bahseden Sa muprava gazetesi, başmakalesinde, bu toplantınm siyasî ehemmiyetini tetkik etmekte ve bunun radikal birliğin ve onun muzaheret etmekte olduğu hükumetin kuvvetinin parlak bir delili ol dugunu yazmaktadır. îsveç Kralı Berlinde bir Bu gazete diyor ki: ziyafet verdi «Yugora, bizim millî teşkilâtımız akBerlin 28 îsvec Kralı, İsveç sefa sammdandır. Yugora, komünizm aleyhrethanesinde bir ziyafet vermiştir. Bu tarıdır ve bizim hürmet ve hayranlığıziyafette M. Göring'le M. Ribbentrop mıza lâyık olan müsterek temayülleri hazır bulunmuşlardır. mran davasım temsil etmektedir.» (a.a.)' İsveç diplomasi mehafili, Kralın buMacaristandaki nazi reisinin radaki ikametinin hususî mahiyette olmenşei duğunu kavdetmektedirler. I• I » Budapeste 28 Macar nazilerinin Kaçakçı çocuk Führeri Salassi'nin menşei ne oldu Esrar kaçakcılığı yapmaktan suçlu ğu hakkmdaki münakaşalar devam et 12 yaşlarında Mordehay isminde bir mektedir. çocuk yakalanmıştır. Salassi'nin Macar olmadığını ve ismiMordehay bir paket esran satarken nin Selosan olduğunu iddia eden çiftçi cürüm üzerinde tutulmuş, yapılan sor meb'uslardan birinin bu iddialarına ceguda kendisine esrar paketini matbaacı vab veren nazi meb'us, ecdadmm her yanında çalışan bir arkadaşının verdi zaman Salassi ismini taşımış ve Macar ğini söylemiştir. Mordehaym farik mü ihtilâl ordusunda Avusturyalılara karşı meyyiz olduğu tesbit edilmiştir. harbetmiş olduklarım gösteren bir taÇocugunu şiddetle dövmüş... kım vesaik ibraz etmiştir. Yeldeğirmeninde Tepe sokağında 18 numarada oturan balıkçı Rafael, 10 yaşındaki oğlu Jakı, dün şiddetlice döv müş, çocuğun başını dükkân kepenğine şiddetle vurarak yaralanmasına sebeb olmuştur. Rafael yakalanmış, cürmü meşhud mahkemesine sevkedilmiştir. Tevkif edildi Karagümrükte Bürhaneddin isminde birini bıçakla ağır surette yaralıyan arabacı Kürd Mustafa, dün birinci sorgu hâkimliğinde yapılan sorguyu müteakib tevkif edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: