12 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

12 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHÜKTYET 12 Nisan 1938 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Tarihî roman: 61 Yazan: M. TURHAN TAN Sultan Mahmud emretti: Başçukadar Ömeri gidereceksin, çünkü beni sıkıyoı, belki de bana ihanet ediyor! Fakat tereddüd itiyadmdan sıyrılan irade kendi varlığmı belirtmek, sesini duyurtmak ve sendelemeden yürümek için gene bir kılavuza ihtiyac hissediyordu. Hünkâr bu kılavuzu Berberbaşı Ali Ağanm şahsında buldu ve onu papağan hâdisesi sarayhlarca unutulduktan, Başçukadann yaptığı iş bir kahramanlık masalı şeklini alarak pek sevrek anılır ol duktan sonra huzuruna getirtti: Sana, dedi, birşey soracağım: Benim için öl dersem !âm cim demeden, çoluğunu çocuğunu düşünmeden, sebebini sorup araştırmadan ölür müsün? Hiçbir mukaddeme yapılmadan, hiç bır çığıra liizum görülmeden ortaya atı lıveren bu sual, Berberbaşıyı şaşkına çevinnekle beraber dudaklarını hareketsiz bırakacak kadar müessir olmadı ve o dudaklar şuurun emrini almadan bir kelime mırıldandı: Evet!.. Sultan Mahmud gözlerini kapadı, saray tarihi sahifelerine şöyle bir geçid yaptırdı ve padişahların: «Benim için öl!» diye tek kimseye teklifte bulunmadıklannı, onbinlerce sarayhdan da gene tek kimsenin beş yüz yı! içinde böyle bir fedakârlık göstermediğini gördü. O halde Berberbaşınm «evet!» demesi örnek gösterilmek suretile tevsik olunabilecek teslimiyetlerden değildi. Lâkin kendisinin de bu adamın ölümüne ihtiyacı yoktu. O sebeble şu müspet cevabm bir hakikat ifade edip etmediğini araşhnnağa liizum görmedi: Ya, dedi, en sevdigin bir kimesneyi, hatta öz oğlunu benim için öldür desem ne yaparsın? Ferman efendimindir derim, işaret buyurulan bedbahtı hemen boğarım! Hünkâr gözlerini kapadı, saray tari hinin sahifelerine gene geçid yaptırdı, yüzîerce kölenin padişahlardan açık veya kapalı olarak aldıklan emirler üzerine yüzîerce hayata kıydıklannı gördü. Onların içinde padişahlann babalannı, kardeşlerini, yeğenlerini, analarını öldü replpr tile vardı. O halde Beîberba§ının bu sözüne itımad olunabıli'rdi. renge girmeğe başlamıştı. Hünkâr, soluklaşan çehredeki vicdanî tereddüdü okudu, kötü kötü güldii: Ömer ölürse yerine sen geçeceksin, biraz sonra Silâhtar da olacaksın. Ölrnezse Berberbaşılık başkasma intikal ede cektir. Çünkü onun yerine senin ölmek liğin mukadderdir! Bu sefer Ali Ağanın gözleri kapandı ve o kapalı gözler önünde Başçukadar lığın, Silâhtarhğın tantanalı hayatı safha safha açıldı. Gerçi Berberbaşılığın da kıymeti ve kendine göre debdebesi yok değildi. Çünkü o hizmete getirilenler, yeryüzünde kimsenin el değdiremiyeceği mukaddes ( ! ) bir başı tıraş etmek şerefile üstünlük kazamyorlardı. Bu şerefin dinî bir cephesi bile vardı. Zira Berberbaşılar, padişahlan fcraş ettikten sonra kılları gümüş bir leğen içinde gülsuyile yıkarlar, ödağacı ve amberle uzun uzun kokulandırarak küçük bir mahfazaya korIar, her yılm şaban ayında hareket eden Surre alayınm başkanına Surreemini denilen adama teslim ederek Medineye gönderirler, Peygamberin mezan civa rmda toprağa gömdürürlerdi! Ihrac mallarımız ve Taşova tütünleri Bir «kız erkek)) deniz seferleri ağır yaralandı Piyasada hararetli bir İstanbul Marsilya arasında da sevkiyat Türk şileplerile yapılacak Denizbank tarafından haricî seferlere bir başlangıç olmak üzere ilk tesis edilen İzmir Pire postalarından sonra millî ihraç mallanmızm bizzat Türk bayrağını taşıyan vapurlarla nakli için yeni haricî seferler tesisine aid kararlar verilmektedir. Bu kararlann başında gene İzmir Pire üzerinden geçmek üzere ikinci bir hat tesisi geliyor. Marsilyaya kadar uzanacak olan bu hat, İstanbuldan başlıyacak ve yeni kurulan şilepcilik şirketinin şileplerile yapılacaktır. Şilepçilik şirketinin yeni aldığı demir ve bakır şileplerinden başka daha üç şi lep satm almak kararında olduğunu evvelce yazmıştık. Bu hususta şirkete yapılmış olan teklifler üzerinden tetkikler yapıh yor. Sirket, önümüzdeki ihraç mevsimine gene beş şileple bas' ':tır. Denizbank haricî p ; 'arını kendi vapurlarile takviye edecektir. Bu meyanda Köstenceden başlıyarak Iskenderiyeye kadar uzamak üzere yeni bir hat tesisi de mukarrerdir. Alınacak bu tedbirlerle, önümüzdeki ihraç mevsiminde ihraç maddelerimizin nakli işi, kısmen kendi vesaitimizle başarılmış olacaktır. Siyasî icmal Habeşistana mukcbil Hadramut ngiliz Başvekili, İngilterenin harici politikasmı ve bahusus Ronadaki müzakereleri bir daha izah eti. İn giltere ile Italya arasmdaki an'aneıî dostluğun iade edıleceği hakkında iyi ünidler olduğunu ve çok geçmeden arada fikir mutabakatı hasıl olup nebcesinin neşredileceğini haber verdi. îngilterenin Avrupadaki sarflı taahhüdü, kendileri sebebiyet vermedikieri ve tahrik etmedikleri bir tecavüz vukuunda Fransa ile Belçikaya yardımdan ibaret olup uzak yerlerde ve İngUterenin büyük menafii bulunmıyan mıntakalarda yani Çekoslovakya ve emsali memlekctler için bir taahhüd altma girmekten imtina eylediğini söyledi. n alış veriş olmuyor Erbaa (Hususî) Tütün âleminde her harmana girişi dolayısile hususî bir ehemmiyeti olan Taşova tütünlerinin satışları devam etmektedir. Bugüne kadar 800 ekici, 4000 denk tütün derambar etmiş, bunun 3700 dengi muhtelif fiatlarla satış görmüştür. Geçen ve daha evvelki senelere nazaran piyasada yüzde 30 düşüklük mevcuddur. Ekici elindeki mahsulün maliyet fiatı en aşağı bir hesabla 30 kuruştur. Satılan tütünlerdeki vasatî kaime 25 30 kuruş arasındadır ki bu vaziyet zürraı tatmin etmekten bittabi uzaktır. Taşovanm yüksek kalite mahsullerini yetiştiren yaka köyleri bu düşüklük yüzünden piyasaya mal getirememektedir ler. Derambar sonuna 3 ay gibi kısa bir müddet kalmıştır. Halbuki geçen sene mart sonunda 2500 ekici mahsulünü derambar etmiş ve çok iyi fiatlarla satmış bulunuyordu, alıcılar çoktu. Şimdi ise başta înhisarlar olmak üzere bazı şirket ve hususî firmalardan başka alıcı yoktur. Bu gidişle başka alıcılar geleceğe de benzemiyor. Tokad, Niksar mıntakalarında da derambar başlamıştır. Orada da şimdilik înhisarlardan başka alıcı yoktur. Suçlu, ahbablığı iade etmek istiyordu, fakat yüz bulamadı Ortaköyde oturan Bedi isminde on yedi yaşlarmda bir gene, bundan bir müddet evvel Yunus adlı bir delikanlı ile ahbab olmuştur. Bedi, son zamanlarda şehrimizde türeyen kız erkek tiplerin dendir. Yunusla evvelâ iyi başlıyan ah bablığı Bedi son zamanlarda bozmuş, delikanlıya artık yüz vermemeğe başla mıştır. Bu vaziyete fazla içerliyen Yunus, sevgilisini sokaklarda beklemiş, onunla tekrar arkadaşhk tesisine karar vermiştir. Nihayet, evvelki gün öğleden sonra Yunus Ortaköv caddesinde Bedi ile karşılaşmış ve arzusunu bildirmistir. Bedi, artık kendisile bir arkadaşhk kuramıyacağmı söyliyerek Yunusa red cevabı vermiş, bunun üzerine Yunus da cebin den usturasmı çıkararak Bediin suratını ve ellerini kesmiştir. Yaralı tedavi altına alınmıştır. Suçlu yakalanmış, a<lliyeye teslim edilmiştir. D İngilterenin şiddet ve gayret gösteren bir hattıhareket takib etmesi harbe nâni olacak bir ihtar olacağı zannı mill=tin kanı ile oynamak gibi tehlikeli bir kumar teşkil edeceğini söyliyerek sosyalistleıe cevab verdi. Sulhu kurtarmak için bir taraftan Italya ile yapıldığı gibi dostane müzakerelerde bulunmak ve diğeri silâhlanmak olduğunu bir daha tekrar etmiştir. Fakat onlarm, Berberbaşılann devlet işleri üzerinde nüfuzlan, merasimde ve teşrifatta göz kamaştıncı mevkileri yoktu. Halbuki Başçukadarlar Başmabeynci demekti. Sarayın hemen her işine karaşırlardı. Emirleri altında kırk Çukadar bulunduğu gibi selâmhk resimlerinde, biniş alaylarında padişahın sağ tarafında yürümek hakkına malik bulunuyorlardı. Bostancıbaşmm, büyük ve küçük İmra hurun, Kapıcılar Kâhyasının, Peyk ve Solak ağalannm, Hasahınn, Hasekilerin, Kozbekçilerin, Sandalcılann, Yedekçi lerin âmiri de gene Başçukadarlardı. Yeni tayin olunan Sadrıazamlann, Şeyhül islâmlarm huzura çıkmak üzere saraya gelmeleri sırasmda ilkin Başçukadarla karşılaşmaları ve ona okkahca hediyeler sunmalan kanun iktızasmdandı. Yalnız onlar bayram ve mevlid alaylannda elmash ağır sorguç takabilirlerdi. Padişahın merasimde pabucunu taşımak şereftae aaü Sultan Mahmud bu kanaati edindikten olan ikinci Çukadar da Başçukadann ressonra fikrini açığa vurdu: men pabucunu öpmeğe mecburdu! Başçukadar Ömeri, dedi, gidereSilâhtarlık, kanun hükümlerine göre ceksin. Çünkü beni sıkıyor, belki de badeğilse bile, teamül bakımmdan Başcuna ihanet ediyor! Berberbaşınm yüzü belli belirsiz sa kadarlıktan üstündü. Bununla beraber rardı. Omzuna böyle bir yük konulaca Silâhtarlar, Başçukadarlann bütün diğını hatırına bile getirmiyordu ve padişa leklerini Padişaha arzederler ve Başçuhın büyük bir sır tevdi etmek için, yahud kadarlar da Silâhtarlara aid işleri icabınbir vezirin hayatmı gizlice hazfettirmek da görebilirlerdi. Fakat Silâhtarlık, Paiçin kendisini kullanmak istediğini sanı dişahlığın devlet ricalile, saray erkânile yordu. Giderilecek adamın en aziz dost daima temasta bulunan gölgesi demekti. Iarından biri olduğunu görünce belinle Bu haysiyetle büyük bir mesneddi. miş, iradesine sahib olamıyarak renkten {Arkası var) Tütün Taşovalılann can damandır. Tütün para etmezse zürra neş'esizdir, keDENİZ IŞLERÎ derlidir. Çünkü, bankaya, idareye, Belediyeye, Hususî Muhasebeye, tüccara, Kömür depolarına aid bakkala olan borcunu ödiyemez. Tütü projeler geldi nünü satamıyan Taşovalı, sudan çıkmış îstanbul limanının inkişafı ve yeni bir balığa benzer. kömür depoları tesisi için İngilterede Geçen senelerdenberi Taşova tütün Gibbs müessesesi tarafından hazırlanan lerinin orta, engin kısımlarının daimî bir projeler, Denizbank umumî merkezine gelmiştir. Denizbank teşkilâtı ikmal müşterisi, bir pazan vardı: Almanya. edilince bu projeler derhal tatbik mev Bugünkü milletlerarası ahenksizlik, huzurkiine konulacaktır. suzluk siyasî vaziyetlerle beraber iktısadî işler üzerinde de mühim roller oynamaktadır. Türk Alman ticaret anlaş malannın henüz kat'î bir neticeye baglanmamış ohnası da mahsullerimizin dü[Bastaraft 1 ind sahifede] şük fiatlarla elden çıkmasına sebeb oltan birer rozet tevdi edilmiştir. Büyük maktadır. Bu gayritabiî vaziyet mahsul İstiklâl tarihimizin kanlı ve şanlı bir sa elden çıkmcıya kadar devam edecek olurhifesini teşkil eden Urfa mücadelelerinin, sa, Erbaa, Niksar, Tokad havalisindegönüllerde yer eden ve ruhlarda derin iz ki 2 milyon liralık mahsul yedj, sekiz, ler bırakan göğüs kabartıcı hatıralan, bu yüz bin liraya elden çıkmış olacaktır. münasebetle bir kere daha anılnuş ve Ur Temenni edelhn ki boyle olmasın. falılar; mes'ud bir bayram yaşamıjlardır. Urfamızın kurtuluş bayramı dün kutlulandı Ingiliz Başvekilinin sözleri ve Roma dan gelen haberler artık Ingiltere ile ItalMUTEFERRİK yanm anlaşmalan resmî surette tahakkuk etmek üzere olduğuna şüphe bırakmıyor. Hava vaziyeti Hitler'in en büyük arzusu îtalya ile îngilDün öğleden sonra hava birdenbire terenin anlaşması olduğundan gelecek apoyraza çevirmiş ve şiddetlice esmeğe yın iptidalannda Romaya devlet şefi sı * başlamıştır. Gelen haberlere göre, Ka fatile yapacağı uzun ziyarette Berlin « ra^enizde fırtma vardır. Roma mihverinin bir kat daha kuvvetlenHava kurumu merkezinin dirümesi hiçbir engele maruz kalmıya • bir tamimi caktır. Türk Hava kurumu umumî merkezi, İngiltere ile ttalyanın anlaşması iki tabazı mıntakalarda yardım hususunda rafın şu veya bu fedakârlıkta bulunmasi tam bir verim elde edilememiş olma esasına değil, bilâkis iki tarafın ortadakî smı nazan dikkate alarak önümüzdeki imkân ve menfaatleri kardeşçe paylaş yıl için yeni bir mesai programı ha mak gibi pratik ve realist bir düstura dazırlamış ve teftiş kadrosunu genişlet yanmaktadır. meğe karar vermiştir. Meselâ, îtalya Habeşistanı zaptederek Umumî merkez, vilâyetlere gönder Kızıldenizin ve Hind Okyanusunun gardiği bir tamimde, havacılığı yurdda kökleştirmek ve gencliği hava sporuna binde bir müstemleke imparatorluğu kuralıştırmak için Türkkuşunun bir umum muştu. İngiltere de, buna mukabil Kızıl» müdürlük haline getirildiğini bildirmiş, denizin ve Hind Okyanusunun öte tara idare âmirlerinin kurum faaliyetlerine fında îtalyanlar gibi, ayni siyaseti ve ayni yardımcı ve müzahir olmalarmı iste harb usulünü tatbik ederek yeni bir müsmiştir. temleke imparatorluğu vücude getirdi. 23 nisan ve 19 mayıs bayramları "/ Hitabeler Törene, İstiklâl marşile başlanmış ve ayakta dinlenen millî marştan sonra, Urfalı Mithat ömer Karakoyunlu kürsüye gelerek heyecanh bir hitabe ile toplantıyı açmıştır. Mithat Ömer, hitabesinde, binbir yoksulluk içinde başarılan büyük Urfa savaşına aid bazı hatıralannı anlatmış ve işgalin kara günlerinde bile millî ruh ve imanın asla kaybedilmediğini ve millete hakikî kuvvet ve zindeliği veren de bu ruh olduğunu söyliyerek, Urfa muharebelerinde yaralanan Urfalı Sakibin bu toplantıda «kırık bir abide gibi» hazır bulunduğunu hahrlatmış ve salonu dolduran kesif kalabalık, bu ikaz üzerine, hep birden ayağa kalkarak malul kahramanı uzun müddet alkışlamıştır. Hâmid ihtifali Yarm saat 16 da Üniversite konfe rans salonunda Abdülhak Hâmid ihti fali yapılacaktır. Doçent Ali Nihad ve edib îsmail Habib birer nutuk irad edeceklerdir. Bu arada Hâmidin şiirleri okunacak, hayat, san'at ve eserleri anılacaktır. kurumu ve diğer daire müme^silleri Vilâyette toplanarak 23 nisan çocuk bayramınm ana programmı tesbit et mişlerdir. Bu arada 19 mayıs spor şenlikleri programı etrafında da görüşül müş, bu şenliklerin Taksim, Fener ve Şeref stadlarında yapılmasma karar verilmiştir. VtLÂYETTE Soy adı almîyanların listesi hazırlanıyor Türkiye Tıb Encümeninin içtimaı Türkiye Tıb Encümeni 13 nisan çarşamba akşamı saat 18.30 da Etıbba Odasında toplanarak General profesör Dr. Tevfik Sağlam tarafından: Akciğer tüberkülozuna musab bir hastada za türrie ve post pnömonik akciğer çı banı Malaria teşhisinde kas bezli, Dr. Osman Şerefeddin Çelik tarafından: Sternal ponction ve tifo teşhisi mev zulan hakkında tebliğlerde bulunulacağmdan arzu buyuran muhterem mes lektaşlarm teşrifleri rica olunur. Konservatuarın konserleri Soy adı almîyanların listesinin kü tüklerden çıkarüarak bunlara vilâyetlerce soy adı verilmesinin alâkadarlara tebliğ edildiğini yazmıştık. Vekâlet, gönderdiği yeni bir tebliğde bu işi bir ay zarfmda ikmal etmiyen nüfus âmir ve memurlarının şiddetle tecziye edi Vâki olan teklif üzerine Urfa şehid leceklerini bildirmistir. lerine hürmeten 1 dakika sükut edildikten sonra, Hukuk talebesinden Fuad Aksoy söz alarak Urfa mücadelelerinde Türkün gösterdiği kahramanlıklan tebarüz ettirmiştir. Profesör Dr. Sani Yaver, eski Urfa tarihinden ve Eti medeniyetinden bahsetmiş, Kadri Karababa, Birecik savaşmı anlatmıştır. Bundan sonra, Rıza Uğurata ve Vecihe Bilgin adlarında ilkmekteb talebesinden iki çocuk, Atatürkü ve Hatayı terennüm eden şiirler söyliyerek alkışlanmışlardır. Nihayet, Edebiyat Fakültesinden Abdülkadir Karahan «Urfalılar ve Urfayı sevenler!» diye başlıyan coşkun bir hitabe söylemiş ve kurtuluşunun 18 inci yıldönümü kutlulanan Urfanm tarihte oynadığı büyük rolden bahsettikten sonra ezcümle demiştir ki: « Bu kadar uzaklara gitmeden, en yakın tarihimizde Urfa kurtuluş mücadelesinin, merdlik ve vatan muhabbeti bakımından, milletimizin tarih ve hafızasında yeri parlakbr. Düşman istilâsı karşısında ilk isyan bayrağını kaldırarak vatanını çiğniyenlere ilk ve kuvvetli şamarı atan Urfalılar oldu. Millî Mücadelenin müverrihi, kurtuluş operasını yazarken, Urfanm adını bu destanın en başına geçirecektir.» Hitabeleri müteakıb M. Rıza ve M. Şenses tarafından Urfanm millî şarkılan söylenmiş ve millî oyunlan oynanarak törene nihayet verilmiştir. Urfalı gencler tarafından, dün gece Park otelinde, parlak bir eğlenti tertib edilmiş ve gece sabaha kadar çok neş'eli saatler geçirilmiştir. Bütün dünyayı kaplıyan îngiliz, imparatorluğu camiası içine, Hindistan Ingiliz împaratorluğu gibi bir de şimdi Aıabistan îngiliz İmparatorluğu dahil oldu. îtalya, Roma müzakerelerinde, îngilizlerin bu yeni müstemleke împaratorluğunu tanı nuştır; buna mukabil, İngiltere, Italyanm müstemleke imparatorluğunu tanımıştır. İki büyük devlet, birbirinin son büyük kazanclarını karşılıklı tanıdıktan sonra, diğer meselelerde de kolayca uzlaştılar, Yeni İngiliz İmparatorluğunun üssülha « rekesi Arabistanın cenub sahilinde ve Babülmendeb boğazı civarındaki Aden limanıdır. Nasıl ki îtalyanm yeni müstemleke imparatorluğunun üssülharekesi ve hakikî merkezi Kızıl denizin garb sahilindeki Musavva limanıdır. îtalyanlar burasmi üssülhareke yaparak bütün Habeşistanı zaptettiler. Ingilizler dahi, evvelce ida • resi, îngiliz Hind hükumetile îngiltere Hariciye Nezaretinde bulunan Aden limanmı üssülhareke yaparak bir seneden ^ beri Arabistanda harbetmektedirler. Şimdi Ingiliz gazetelerinde korkunc tafsilâtı neşredilen bu harb, îtalyanlar gibi daha ziyade tayyare ve bomba kullanarak yapılmaktadır. Neticede Arabistan yanmadasmın Hind Okyanusu sevahilini ve bunun hinterlândmı teşkil eden Hadramut da, Habeşistan gibi, iki bin senelik istiklâlini kaybederek İngiliz hâkimiyeti altma alınmıştır. Yeni îngiliz müstemleke imparatorlu * ğunun merkezi Makalla'dır. îngiliz îm » paratorluğuna doğrudan doğruya ilhaK edilen arazi 60,000 kilometre murabbaı tutuyor. Fakat daha şarkta bulunan Maskat ve Amman Arab devletlerinin müşterek sultam gene hükümdar, ahiren Lon draya celbedilerek îngiltereye bağlantısi takviye edildiğinden yeni îngiliz imparatorluğu Babülmendeb civarında Kızıl denizden başlayıp Basra körfezindeki El'ahsaya kadar uzamışhr. Daha şimaldeki Kuveyt diğer bir üssülhareke teşkil et * mektedir. İngiltere Kral hanedanına men* sub bir prens, Cidde, Taif ve Erriyazi ziyaret eylediğinden Arab Suudiye devletinin bağlantısi da takviye edilmiştir. Adanada okuyup yazma öğrenenler Halk dersanelerini bitirenlere diplomaları verilirken Adana (Hususî) Geçen pazar, Adananın sevinc içinde geçirdiği bir maarif günü olmuştur. Millet dershanelerinin bu seneki mezunlarına kalabalık bir halk kütlesi önünde merasimle tasdiknameleri verilmiştir. Hars komitesi 85 kadın ve erkek dershanesi açmış, bu dershanelere 3910 talebe devam etmişrir. Ayrıca Halkevi tarafından açılan 11 dershanede de 540 vatandaş okumuştur. Hususî muhasebenin açtığı beş dershaneden ise, 229 yurddaş Istifade etmiştir. Fahrî su rette idare edilen ve fabrikalar tarafından açılanlarla birlikte vilâyetimizde tesis edilen dershanelerin sayısı 122 olup, talebe adedi 5528 rakamını bulmaktadır. Merasim programı mucibince, muhte lif mahallelerden gelen mezunlara evvelâ sinema gösterilmiş, birinci, ikinci ve ü çüncü çıkanlara valimiz Tevfik Hâdi Baysal tarafından mükâfatlar tevzi edilmiştir. Mezunlar sinemadan çıktıktan sonra parka giderek Atatürk heykeline çelenk koymuşlardır. Bu münasebetle bir nutuk söyliyen mezunlardan köylü bir kız, kendilerini karanlıktan kurtaran Atatürke minnet ve şükranlannı bildirmiştir. Gelecek sene halkın yardımile yeniden beş mekteb yaptırılacaktır. Hazırlıklar bitmek üzeredir. Muharrem Feyzi TOGAY Yukarıda, Konservatuarın tarihî aşağıda, yeni konsere Konservatuarımızın tertib ettiği konserlerden, tarihî eserler konseri evvelki akşam Beyoğlu Fransız tıyatrosun da verilmiş ve büyük muvaffakiyet kazanmıştır. Bilhassa programda bü yük bestekârlara aid eserler bulunması, bunların maruf musiki üstadlarımız tarafından icra edilmesi geniş bir mu vaffakiyet temin etmiş ve san'atkârla eserler konserinden bir intıba, hazırlanan mezunlar rımız çok alkışlanmıştır. Konservatuarın gene muallimleri tarafından kazırlanan konser ise çarşamba günü verilecektir. Piyanoda Rana Seven, şan için Bedriye Tüzün ve vi yolonselde Hadiye Ütgün, kemanda İskender Ardaş bulunacaktır. Uzun müddettir hazırlanan konserin muvaffak olacağmda şüphe yoktur. Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshası 5 karaştur Türkiye Haric icin icin 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik Alti ayhk 750 > 1450 > Ücaylık 400 > 800 > Biı ayhk 150 m Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: