CUMHURİYET 4 Nisan 1938 KUçUk hikfiye Aldatılan adam Murad Sertoğlu Gazetenin sahibi kendisini gene ber mutad tebessümle karşıladı. Ve istemediği halde ona iki saat müddetle niçin ve ne şekilde iflâs ettiğini anlattırdı. En ince teferruatına kadar sordu. Ve durmadan not etti. Biraz lâübalileşmiş gibi gördüğü gazete sahibinin bu derin alâkası onu artık sıkıyordu ki gazete fotoğrafçısı odaya girdi ve kendisinin müteaddid pozlarda resimlerini aldı. Gazete sahibi en sonra sordu: E, jimdi soyle bakalım, ne yapacaksın? Halbuki o, gazete sahibinin kendisini derhal mükellef bir masanm başına oturtmasını ve siyasî yazılar yazması için rica etmesini bekliyordu. Fakat gazete sahibi hiç de orah görünmüyordu. Bunun üzerine sıkıla sıkıla projelerinden bahsetti. En sonra da siyasî yazılar yazmak fikrini söyledi. Kendisini bu sahada teşvik etmiş oldugunu da hatırlattı. Gazete sahibinin yüzünde manasmı kavnyamadığı garib bir tebessüm hasıl oldu. Bir taraftan sözlerini hâlâ not ederken bir taraftan da: Fikirlerinize hürmet ederim, diye söylendi. Çok güzel fikirleriniz var. Bunlan gazetemde neşredeceğim. Ümid ederim ki alâkadar olan bulunur ve size müracaat ederler. Benim gazetemde siyasî yazılar yazmak fikrinize gelince, bu, maalesef mümkün değildir. Çünkü evvelâ sizin bu hususta hiçbir kıymet ifade et mediğinize kaniim. Böyle işlerden ne anlarsınız. Yalnız eger İ3terseniz «nasıl iflâs ettim?» diye bir seri yazı yazın, basalım. Gazeteden çıkbğı zaman hiddetinden çenesi thriyordu. Nerede ise ağlıyacaktı. Bu kada senelik bir arkadaşının, iyilik ettiği bir adamm kendisine karşı bu şekilde hareket etmesi onu çok müteessir etmişti. Fakat yavaş yavaş kendisini te selli etti. Bu adamm hiçbir kıymeti olmadığı hükmüne vasıl oldu. Ve doğruca kulübe gitti. Kulüb arkadaşlan da onu büyük bir alâka ile karşıladılar. Içlerinde büyük tüccar, fikir adamı, yüksek memurlar bulunan arkadaşlan, kendisini ortalanna aldılar. Başından geçen iflâs hâdisesi artık bunu yanm bir felâket olarak kabul ediyordu hakkmda inceden inceye malumat aldılar. En sonunda gene ne yapacağını sordular. O, gene fikirlerin den bahsermeğe başladı. Fakat bitiremedi. Çünkü içlerinden biri çok çirkin bir şekilde kahkahalarla gülmeğe başlamıştı: Vay zavalh.. Demek beşeriyeti ıslah edeceksin ha? Her kelimesi beynine çakılan bir çîvi gibi tesir eden bu sözler, onu adeta sen delerri. Etrafma şaşkm şaşkm baktı. Herkesin yüzünde ayni istihza ve merhamet çizgileri çok vazıh olarak okunuyordu. Nihayet dayanamadı: Şimdi gülüyorsunuz. Fakat daha dün hepiniz bu fikirlerimi hayranlıkla dinliyor ve beni alkışlıyordunuz. Yeniden bir kahkaha koptu. Şimdi hepsi gülüyordu. Yalnız beyaz saçlı bir adam: Ayıbdır arkadaşlar, gülmeyin! Bir zavalh ile eğlenmek günahtır. diye onlan susturmağa çalışıyordu. . . Kulübden çıktığı zaman, başına geleri hâdisenin artık tam manasile bir felâket oldugunu anlıyordu. tşte bütün arkadaşlan kendisini terketmişlerdi. Demek ki hepsi kendisine sırf şahsî menfaatleri için bağlı görünüyorlardı. Ve hakikatte gü lünc, budalaca fikirler taşıyor, binaena leyh gülünc ve budala bir insandı. Zerre kadar kıymeti yoktu. Şimdiye kadar herkes bu budalaca fikirlerinden dolayı onu alkışlıyor görünmüştü. Bu manevî yıkıhş, sabık milyoneri maddî yıkılışile mukayese edilemiyecek derecede fazla sarstı. Beş parası olma dığı halde bir içkili Iokantaya girdi. A damakıllı sarhoş oldu. Anî olarak işitilen bir tabanca sesı bütün garsonlan ve müşterileri yanma koşturdu. Sabık milyoner ölüm halinde idi. Dudakları son bir gayretle kıpırdadı: ESERLER ARASINDA: On beş yılın mânası Profesör doktor Fahreddin Kerîm tarafmdan cSağlık ve sosyal yardım cephesinde on beş jilın manası» adlı bir broşür neşredilmiştir. Fahreddin Kerim, broşüründe sıh hiye teşkilâtımmn Cumhuriyet devrinde yaptığı hamleleri istatistiklere istinad ederek tebarüz ettirmekte. Avrupadaki ilk tıb hareketlerine mukabil Osmanlı idaresindeki lâkaydiyi bireok misaller ve tarihlerle zikretmektedir. Sıhhat Vekâletinin progTamlarını da kaydeden doktor, Tiirkiyedeki millî sıhhat müesseselerine ve Sıhhiye Vekâletinin mücadele teşkilâtlanna broşü runde ayn ayn yer vererek bunlann faaliyeti hakkında çok mühim izahat vermektedir. Broşürden Sğrendiğimize g5re, verem sanatoryomunda 1933 te 364 hasta ya takta tedavi edilmiş, 8,900 kişinin de lâboratuarda işleri ikmal edilmiştir. 1936 da ise 625 hasta yatakta tedavi edilmiş, 12,863 hastanın da lâboratuar işleri yapılmıştır. Verem dispanserinde de faaliyet bunun ayni olmuş, 1931 de 10,349 kişiye bakılmış iken 1936 da 26,201 hastaya bakılmıştır. 1932 yılma kadar on yılda resmî hastanelere 504:394 hasta yatınlarak tedavi edilmiştir. 1937 de ise bu rakamlar iki misli artmıştır. Şark vilâyetlerinde trahomla müca dele çok şiddetli olmuştur. 1933 sene sinde 420,819 hastaya bakılmış, bu aded 1938 de 606,518 e baliğ olmuştur. Frengi ile mücadeleye de ayni şid detle devam olunmuş ve 1933 le 1936 seneleri arasında tam 20,083 frengili tedavi edilmiştir. Broşürde bundan sonra içtimal ce miyetlerimiz hakkanda izahat verilerek yaptıkları hayırlı işler anlatılmaktadrr. Broşür, bu muhtevasile kıymetli bir eser halindedir, değerli profeaörü teb rik ve takdir ederiz. RADYO Fransız yıldızı Viviyan Romans Artist «Acayib Mösyö Viktor», «Kumarbaz!» «Maltızın evi» ve «Cebelüttarık» gibi dört büyük filmde birden baş rolü oynuyor Paristen yazılıyor: «Acayib Mösyö Viktor!» filminin fransızca versiyonundaki başrollerden birini oynamak üzere Berline gitmiş olan Viviyan Romans tekrar şehrimize geldi. Bir müddet sonra gene Alman payitahtııia hareket edecek. Bu sefer de «Ku marbazl» kordelâsmın fransızca versiyonunda oynıyacak.. Bu iki seyahat arasındaki vakfeden istifade ederek kendisini ziyarete gittim. Büyük elâ gözleri, tatlı tebessümü ve parlak dişlerile hakkile güzel vasfına hak kazanan, Fransız sine macılığınm yeni ele geçirdiği bu gene yıldızı bize ilk tanıtan başrollerini Jan Gaben'le Annabella'nm oynamış olduklan «Bandera» kordelâsıdır. Viviyan Romans sonra «Matmazel doktor!» ve «Mahvı icab eden adam!» ve diğer on kadar filmin kahramam oldu. «Mükemmel kumpanya!» eserinin uğursuz kadını Gina ve «Yakıcı buseler» in sevimli Lolita'sı olarak yarathğı şahsiyetlerin kuvveti bütün seyircilerin dillerinde destan olarak kaldı. Memurlar yazıhanesine girince lâkayd bir jestle ayağa kalkb: Ben de sizi bekliyordum diye mırıldandı. İşte kasam. Anahtar da üstünde duruyor. Defterlerim de şudur. Şu uzun kâğıdda istediğiniz bütün malumatı bulacaksmız. Mevcud esham ve param, borcuma tıpa tıp geliyor. îcab eden muameleyi yaparsınız. Bana gelince nerede oturduğumu biliyorsunuz. Her istediğiniz vakit beni bulabilirsiniz. Şimdilik hoşça kahnl Şapkasmı, pardesüsünü giydi. Bastonunu cline aldı. Memurlara tekrar hafif bir selâm verdikten sonra yazıhaneden çıkh. Merdivenleri biraz hızlıca indi. Ve kapıdan çıkarken, kapıcıyı görmemezliğe geldi. Yolda yüriirken biraz acele ediyor, biraz da yürümek için acemilik gösteriyordu. Nitekim, birdenbire yan sokaktan çıkan hususî bir otomobil kendisine az daha çarpacaktı. Kırmızı suratlı bir adam başmı otomobilin penceresinden çıkardı. Ona karşı: Kör müsün be adam! Önüne dikkat etsene! diye çok kaba bir jekilde bağırdı. Bu sozler, sabık milyonerin suratına iki tokat gibi çarptı. Yüzünün yer yer kızardığını, ateş gibi yandığmı hissetti. Boğazı da kurumuştu. Hiç birşey söyleme den yürüdü. Olur şey değil, bu yollar nekadar u zunmuş. Sonra hesabladı. On beş sene oluyordu ki o bu yollardan bir defa bile yaya geçmemiş.ti. Bu anda aklına artık üzerinde biçbir hakkı kalmıyan lüks otomobili geldi. O, bu yolları nekadar çabuk ve rahat geçerdi. Nereye gideceğini bilmiyordu. Esasen gidecek yeri de yoktu ya.. Ayaklanna tâbi olmağa karar verdi. Onlar kendisini uzak bir parkın t«nha bir köşesine götürdüler. Yeşil boyalı tahta bir sıraya oturduğu zaman adamakıllı yorulmuş olduğunu hissetti. Bu tahta sıra da insam ne kadar rahatsız ediyordu. Fakat o kadar yorgundu ki.. Diişünüyordu: Hayatının büyük bir safhasını kapa mış bulunuyordu. Dün bir milyoner, yüz binlerce lira ile oynıyan bir adamken, bugün beş parası yoktu. Bütün servetini yatırdığı eshamlar, anî olarak kıymetinin yüzde doksan beşini kaybetmiş ve o da neticede meteliksiz kalmıştı. Bütün ser veti, itibarı, mevkiile birlikte, otomobilleri, apartımanlan, elhasıl nesi var, nesi yoksa hepsi gitmişti. Aklına ilk anda intihar etmek gelmiş tı. Fakat sonra bunun zayıf ve korkak adamlara mahsus bir jest oldugunu, bugün kaybetmiş oldugu mevkii çahşmakla yarın tekrar elde edebileceğini düşünmüş tü. Evet, yeni baştan çalışacak ve buna mutlaka muvaffak olacakü. Kendisini tartakladı. Haiz olduğu meziyetleri birer birer muhakeme etti. Bü tün tanıdıklan, bütün ahbablan bilâistisna kendisini fevkalâde zeki ve kabiliyetli buluyorlardı. Her fikrini, her projesini hayranlıkla dinliyorlar ve alkışlıyorlardı. Bihassa geniş içtimaî ve ziraî projeleri vardı. Arkadaşlan sadece bu fikirlerin milyonlar edeceğini söylemekte müttefik idiler. Sonra pekâlâ başka işler de becerebilirdi. Meselâ gene çok iyi bir arkadaşı olan bir gazete sahibi her zaman ken disinde siyasî muharrirlik için büyük is tidadlar mevcud oldugunu söyler, kendisine yazı yazmasını teklif ederdi. Kaç gece geç vakitlere kadar bu mevzuda ko nuşmuşlar, beynelmilel vaziyetler hakkındaki uzun sözlerini saatlerce büyük bir takdirle dinlemişti. Şimdi kendisini büsbütün başka bir hüviyete büriinmüş gibi görüyordu. Büyük bir gazetede fevkalâde mühim siyasî yazılar yazan ve bu yüzden fevkalâde bir şöhret kazanan bir muharrir, ayni zamanda derin sosyal ve ziraî erüdleri ve fikirlerile tanınmış bir içtimaiyatçı. Bir kelime ile kütlelere hâkim, kütlelere hük meden bir adam. Bütün bunlan, ufacık bir kalemle yazacağı yazılarla elde ede ceğini düşündükçe garib bir hayret his sediyor, bu yeni hayatm hayalleri onu adeta sarhoş ediyordu. Kendisine adeta kızıyordu. Mademki bu kadar büyük istidadlan vardı, niçin şimdiye kadar bu istidadlarından istifade etmemişti de bir takım basit rakamlann, borsa cetvellerinin başında ömrünün bunca yılını çürütmüştü? Bunu yapma ması cemiyete karşı işlenmiş bir hata idi. Çiinkü onu cemiyet yetiştirmişti. Bina enaleyh onun da cemiyete hizmet etmesi ve parlak fikirlerinden cemiyetin de istifade etmesini temin etmesi lâzımdı. îşte nihayet bu hatasını düzeltebilecekti. Kim bilir, belki de başına gelen iflâs hâdisesi, artık felâket diyemiyordu onu bu yola sevk için kaderi ilâhinin eseri idi. Daha fazla kaybedilecek vakti yoktu. Ayağa kalktı. Kendisini tamamile değişmiş, bambaşka, ve bir anda büyük bir adam hüvivetine girmiş hissediyordu. Azim ve irade ifade eden adımlarla hızlı hızlı yürüdü. Bn aksamki program j ANKARA: 12,30 karışık plâk neşrlyatı 12,50 plâk: Türk musikisi ve halk şarküan 13,15 dahill ve harici haberler 17,30 Halkevln den naklen İnkılâb dersi. (Mahnmd Esad Bozkurt) 18,30 karışık plâk neşriyatı 18,55 ingüizce ders: Azime İpek 19,15 Türk musikisi ve halk çarkılan. (Servet Adnan ve arkadaşlan) 20,00 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 plâkla dans musikLsi 21,00 spor konuşması: Nizameddin Kırşan 21,15 stüdyo salon orkestrası 22,00 ajans haberleri 22,15 yarınki pro gram. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadLs 13,05 plâkla Türk musilrisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 çocuklara masal: Nine 19,55 borsa haberleri 20,00 Rifat ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şartıları 20,45 hava raporu20,48 Ömer Rıza tarafından arabca söy lev 21,00 F&sıl saz heyeti: İbrahlm ve arkadaşları tarafından, (saat âyan) 21,45 radyo fonlk temsil: Stüdyo orkestrası re fakatile (THAİS) 22,15 ajans haberleri22,30 plâkla sololar, opera ve operet par çaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23,00 SON. VTİTANA: 18,35 KONSER 19,05 karışık yaym20,15 ORKESTRA KONSERİ 21,05 ŞAN VK MUSİKİ 22,25 KONSER 23,05 haberler23,25 AKŞAM KONSERİ. PEŞTE: 18,05 ŞAN KONSERİ 18,36 spor, dans plâklan, konferans 20,05 Çingene orkestrasile birlikte Macar şarkıları 21,05 ha berler 21,35 BÜYÜK KONSER 22,35 CAZBAND TAKIMI 23,35 SALON ORKESTRASI 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 19,30 ŞAN KONSERİ 19,50 konferans 20,05 AKŞAM KONSERİ 21,10 konferans 21,30 MUSİKİ: Şubertln eserleri 22.15 Rumen musikisi 22,35 haberler, hava, spor ve saire 22,50 ORKESTRA KONSERİ 23,50 haberler. LONDRA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 ha berler, hava ve saire 20,35 MUSİKİ 21,05 konuşma 21,20 büyük konser (Berlinden naklen) 22,05 DANS ORKESTRASI22,35 musikili röportaj 23,05 karışık yayın 23,30 DANS ORKESTRASI 24,35 gramofon, haberler, hava. BERLİN: 18,05 MUSİKİ 19,05 gramofonla ope ret parçaları 20,05 haberler 20,15 MU SIKI 20,50 günün akisleri 21,05 BÜYÜK KONSER 22,05 DANS MUSİKİSİ 23,05 haberler, hava, spor 23,25 yarış haber leri 23,35 gece musikisi ve dans havala n 1,05 EĞLENCELİ MUSİKİ. Viviyan Romans tanyetler şıkırdatan bir Ispanyol olaca ğım. Peki «Acayib Mosyö Viktor!» da ne biçim bir şahsiyeti temsil ediyorsunuz? Gayrimemnun bir zevceyi, hilekâr bir kadını.. Zavalh Piyer Blanşar'm eelimden çekmediği kalmıyor.. Ya.. Kumarbazda.. Orada daha ziyade müşhk bir kadını.. Bakıyorum, güzel artisrin gözleri kapıdan aynlmıyor. Bir beklediği var. Nazarlarunda okuduğu meraka cevab veriyor: Dans hocam gelecek.. Kastanyetle raks dersi verecek.. Tabiî mü^aade almam îcab ediyor. Yeniden üç filim birden çevirmeğe hazırlanan mes'ud yıldıza hürmetle veda ederek çıkıyorum. Güzel artisri tabiî renginden biraz uzaklaşmış buldum. San saçlan kırmızılaşmış, yüzü de esmerleşmi;. Şaşırdığımı anladı: «Acayib MösyS Viktor!» daki rolüm icabı değiştim, dedi, maamafih yakmda tekrar sarışınhğa avdet edeceğim. «Kumarbaz» filminde tabiî halimle oy • nıyacağım. Fakat «Maltızm evi» eserinde ise bir Arab kadını olacağım. Saç larrm daha fazla »iyahlanacak, vücu • dünde dövme bulunacak.. «Cebelütta Bursada ticaret sarayi nk» ta geniş etekli entariler, kocaman Bursa (Hususî) Bursa Ticaret O şapkalar giyen ve parmaklanmda kas dası, eski Ipek hanmda yeni bir Ticaret Sarayı yaprırmaktadır. Bu yeni bina on beş nisanda bitecek ve Ticaret Odasile Borsa oraya taşınacaktır. Ikhsad Vekâ •^ Nevyorktan bildirildiğine göre sah* leti aynca 1500 lira tahsis ederek bu bine ve smema yıldızı Lili Pons'un Andre na civannda koza satış yerleri ve memur meskenleri yaptırmağa karar vermıştir. Kostelançe ile izdivacına aid merasim *rtistin 15 nisandan evvel Avrupaya yapaBunlar da yakında yapılacakur. cağı seyahatten önce vuku bulacaktır. Lili henüz 28 yaşmdadır ve aslen FranÖTÜM Mülga Darülfünün Fen Fakültesi, sızdır. Evvelce Mescriç namında birile Eczaa ve Dişçi mektebleri eski müdü evliydi. 1933 senesinde aynlmj$tır. rü, emrazı umumiye profesörü doktor Kostelaneç 36 yaşmdadır. Şnn^iye kaMazhar Husnü Dural vefat etmiştir. dar hiç evlenmemjîtir. Vaktile PetersCenazesi 5 nisan 938 salı günü saat burg'da bir koro heyetine dahildi. 1917 11,30 da Cağaloğlunda Halk Partisl kar de Rusyadan çıkıp Amerikaya gelmiş şısmda Zekibey apaıtımanmın 7 numarir. rah dairesinden kaldınlarak namazı * RejîsSr Sesil B. dö Mil yeni bir Beyazıd camiinde kılmdıktan sonra ebedî medfenine defnolunacaktrr. Allah artist kes.fetmis.tir. Rejisör radyo dinlerken bir ses duymuş, fevkalâde beğenmişrahmet evlesin. tir. Sonra kendini çağırtmı» ve görmüşNişanlanma tür. Yeni artisrin ismi Virjinya Mak Merhum eczaa Bay Etem Pertevin Mulin'dir. Üstad, acaba yeni bir Kolkerimesi Bayan Neyire ile merhum Ge det Kolbev veya bir Glorya Svanson mu neral Şevket Turgudun oğlu Ergani Ba ele geçirdi, dersiniz! kın T. A. şirketi direktörü Bay Şevket •jr Pariste bir «Mis sinema» intihabı Turgud nişanlanmışlardır. için «Pour Vous» mecmuası tarafından Yeni çiftlere sonsuz saadef dileriz. yapılan hazırlıklar bitmiştir. ilk seçim, 2 nisanda Fransanm meşhur piyes ve senaryo muharriri Alfred Masar'm riyaseti altındaki heyet tarafından yapılacaktır. Asıl intihab bilâhare iki büyük salonda 373 Istiklâl caddesl icra edilecektir. Müsabakaya sade figüAkşam lisan kurları ranlık eden ve küçük roller oynamış olan gene kızlar girebileceklerdir. FRANSICA INGiLiZCE v. s. C Bir iki satırla •Jr Füimlerde gene bir vals modası hâkim olmağa başladı. Mirey Balen, Lizet Lanven, Jan Müra «Kırmızı vals», Alber Prejan ise «Vals kraliçesi», Fernân Gravey de «Büyijk vals» isminde birer kordelâ çevireceklerdir. Diğer taraftan «Venedik» şehri de sinema âleminde gene bir moda salgını şeklindedir. Ayni za" manda adı bu şehirle alâkadar iki filim birden yapılmaktadır. Venedik ekspresi, Venedik kamavalı. jf Berlinde 21 marttan itibaren «Seni seviyorum!» filminin çevrilmesine başlanmıştır. Basrolleri Luize Ulrih, Vik tor dö Kova oynamaktadırlar. Bu kordelânın isminin bilâhare «Âdem ve Havva» ya tebdil olunması muhtemeldir. •^ Viyanada Pavla Veseli'nin başrolünü oynamakta olduğu bir filim çevrilmeğe ba|lanmı§tır. Kordelânın adı «Ayna» dır. •jr Sessiz filim zamanında büyük bir şöhret kazanmıs. olan «Bir Java» kordelâsı yeniden çevrilecektir. •Jc Rejisör Baronselli «Şimal Okya nusu» ismindeki eserden bir filim vücude getirmek niyetindedir. ^ Fransızca «Pour Vocus» mecmuası bu senenin en güzel filimlerinin hangisi olduğuna dair bir anket açmış, gelen cevablar arasında ekseriyeti «La dam O Kamelya» ile «Büyük hayal» kordelâlan kazanmışlardır. •Je Küçük Şirley Templ'in filimlerini fevkalâde beğenen Filipin adalan sakinlerinden ekserisinin dahil oUuğu bir kulüb iki yelkenli gemiyi arristin ismile adlandırmış, birine 5irley, ötekine Templ ismini koymustur. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimlzin muhtelif semtlerindeki nöbetçi eczaneler: İstânbul clheti: Emlnönünde (Salih Necatl), Alemdarda (Esa4), Kumkapıda (Haydar), Küçükpa zarda (Yorgi), Şehzadebasında (Asaf), Fenerde (Hüsameddln), Karagümrükte (A rif), Şehremininde (Hamdi), Aksarayda (Ziya Nuri), Samatyada (Erofilos), Bakırköyde fHtlâl), Eyübde (Hlkmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu clheti: Osmanbeyde (Şark Merkez), Taksim İs trklâl caddesinde cKemal Rebül), Tünelde (Matkovlç), Yüksekkaldınmda (Yenikopulo), Topçular caddesinde (Ylçepulos), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Bar bud), Beşiktaşta (Nail Halid), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. Kadıköy Moda caddesinde (Nejad), Al tıyolda (Namık), Üsküdarda (Merkez), Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelladada (Halk), Beykoz, Paşabahçe, AJIlsar ecza neleri. Daktilo aranıyor Fransızca ve türkçe iyi bilen bir Türk daktiloya ihtiyac vardır. îki ecnebi dili bilenler tercih olunacaktır. Gazetemiz idarehanesine müracaatleri. İ^^BMHh Yarın akşam saat 21 de BERLITZ Haftada 3 der« •^T Berlinde fransızca ve almanca olarak çevrilen «Acayib Mösyö Viktor» Ayda 4 liradır. ismindeki filmin bir sahnesinde meşhur Tulon pazan aynen vücude getirilmiş ve TURAN TÎYATROSU Fransanm bu şehrinden hususî surette bir çok eşya celbedilerek dekorun hakikate Bu akşam San'atkâr Naşid ve daha ziyade yaklaşması temin edilmiş " arkadaşlan tir. Hakkı Ruşen, Eyüb Sabri birlikte Matmazel Miçe Pençef varyetesinin iştirakile halk gecesi, localar 100, her yer 20, paradi 10 (Ada hilesi) vodvil 3 perde FRANSIZ Tiyatrosunda J JORJ TiL'in yegâne konseri Altın sesli tenor ve şık ve güzel muganni SÜMER Hususî davethleri, Matbuat Erkânı ve film ve sinema korporasyonu azaları ve serbest dühuliye karü hamilleri HALK OPERETt Pazartesi akşamı 9 da Bana yalan söylediler! diye mınl Bakırköy Çankaya sine masında (ESKÎ TAS) dandı. Bu onun son sozü oldu. Operet Bale Orkestra Yazan: 6 nisan çarşamba akşaMURAD SERTOĞLU mı 9 da Fransız tiyatrosunda büyük gala, san'atkâr Naşid Halk opereti Muallâ konseri Gardenbar varyeteleri Sergisinde 6 giln SiNEMASINlN Bu akşam Saat 21 de verilecek P E Ş T E DEANNA DURBiN'in B Ü K R EŞ Şehrinde 2 gün ( Otel, vapur, tren, yemek, gezme hepsi beraber ) 98 LİRA 30 Nisan 10 Mayıs Müracaat : N A T T A Istanbul Tel. 44914 ERTUĞTIUL SADÎ TEK Tiyatrosu Senenin son temsilleTİ Bu akşam Kadıköy Süreyya) da İlk defa olarak Büyük vodvil KONTAK YAPTI Salı: (Bakırköy) Çarşamba (Üsküdar) da (Kontak Yaptı) ^ Bu akşam S A K A R Y A sinemasında ^ KRALİÇE ViKTORYA Fransızca sözlü zengin ve muhteşem filminin ilk iraesi şeretine (Milletler K u p a s i ) büyük mükâfatını kazanan harika tilminin hususî seansma teşr\fleri rıca olunur. 100 ERKEGE BİR K I Z Kim öldürdü B Ü Y Ü K G A L A Usküdar Hâle sineması DENtZ KAHRAMANLARI B a ş r o l l e r d e : ANNA NEAGLE Vfi ADOLPH WOHLBRUCK Telefon: 41341 Samatya B u afepam i k i film C A N İ L E R K R A L I KONRAr VAYT ve Ş E N sinema