CUMHURİYET 4 Nisan 1938 Tarihî roman: 53 Yazan: M. TURHAN TAN Hünkâr Kalyoncukulluğunda Kendisini günlerdenberi kollıyan Tersaneliler bu yürüyüşü yoldaşîarma haber verdiler. Fırsatı kaçırmanın sırası değildi... sesi uyandırdı. Kısa, çok kısa süren tek hecelı bır naraya benziyen bu ses, kara bir ben içinde engin bir güzellik âlemi bulan şuurunu bakıkat dünyasına çekip getirivermıstı ve telâsla açılan gözlerı âört yana kosarak kendini uyandıran sesin kaynağını araştınyordu. Benli Yusuf cıa endişeliydi, elini karakulağına dayı yarak müphem felâketler müjdeliyen o sesin belirdiği istikameti tarassud ediyordu. Başçukadann kaşları çatıktı, Teb dilhasekisi Ahmed bıyık'ıarını kemiriyordu. Onlar, hatta bakışlarüe müzakere ve müşavere etmeğe zaman bulamadan ta banca sesi tazelendi, arkasından hedefi anlaşılmıyan bir yayhmateşi başladı. Sokaktan gelip geçenler bu sürekli silâh patırtısı karşısında korkuya d.üşmüşlerdi, eteklerini toplıyarak ve tabanlarını kal dırarak kaçışıyorlardı, tehlikeli mıntakadan uzaklaşıyorlardı. Telâş evlere, dükkânlara da sirayet etmişti. Pencerelerin perdelendiği seziliyor, kepenklerin hıçkırığa benzer sesler belirte belirte kapandığı görülüyordu. Yaylım ateş bu umumî telâş içinde devam ediyordu, Kalyoncukulluğunun görünmez bir köşesinden gene gb'rünmiyen biı hedef fasılasız kurşuna tutuluyordu. Sultan Mahmud, ne geri ve ne ileri gîtmiyerek bulunduğu yerde dimdik dunı yor, atılan silâhlann cinsini tayin ve savrulan kurşunlann sayısını tesbit etmek istiyormuş gibi kulağını şahlandırarak bu Bu düşünce de bülheveslik, manası ol garib sahneyi seyrediyordu. Benli Yusuf bir iki dakika sessiz kalmıyan bir kaprisdi. Fakat cibillî bir zâfın neticesi olduğu için Hünkâr bu tehli d , sonra şaşkınlığmı hareketsizliğile belli keli tesebbüsü yaprnaktan geri kalmadı, eden Hünkâra sokuldu: Galatadan Sandıkçılar yoluna saptı, Ka Padişahım, dedi, bu silâhlar bizim sımpaşaya gidecek cadde yakmındaki için atılıyor! Kalyoncukulluğuna doğru yüneldi. O, bön bön sordu: Ne demek isteniliyor? Kendisini günlerdenberi tarassud eden tersaneliler bu yürüyüşün hedefini kes Benim sizinle bile bulunuşumun tirmişler ve kısa yoüardar. Kulluğa ko hoş görülmediğine işaret edilıyor. Malum şarak Benli Yusufla Hünkânn ora ya, ocaklı arasında bir âdet vardır. Bir larda dolaştığım yoldaş'arına haber ver crtadan başka bir ortaya, bir ocaktan rr.işlerdi. Zaten kulaklan kkişte bulu başka ocağa semer devrilirse bırakılan nan denizciler için bu fırsatı kaçırmağa ortahlar, yahud ocaklılar, kendilerinden imkân olmadığmdan hemen fıskosa geç üstün görülüp seçilen yeni ortaya, yahud rrişler ve bir lâhzada yapacaklan işi ka ocağa karşı böyle gösteri yaparlar, se rarlaştırmışlardı. mer deviren yoldaşın gene kendilerine Hünkâr, sağını solunu görmiyecek ka verilmesini isterler. Şayed bu gösterişe dar tabir caizse enfüsî bir an yaşıyor kulak asılmazsa araya kılıc girer, kan du, Benli Yusufun çehresinde Nedimin db'külür. Kalyoncular da beni saraya sesu beytini tek bir siyah noktaya sığıştı mer devirmiş sayıyorlar, sizi de tanımış rılmış iki nuranî satır gibi pırıl pınl par bulunuyorlar, işte işaret veriyorlar. Bular görerek boyuna onlan tekrar ediyor radan savuşmazsak tadsızlık çıkacak!.. du: «Şöyle gird olmuş frengistan birikHünkâr, dalgm dalgm mmldandı: miş bir yere Sonra gelmiş kuşei ebruda Benim sarayım ocak mı ki bu kehâl olmuş sana!»... pazelik yapılıyor?.. Tek bir ben ona koca bir divan ka Ve padişahlık gururu feveran ettiğindar beliğ geliyordu. O sırada ruhunda: den Tebdilhasekisi Ahmede yüzünü çe«Şîrler pençei kahrımda olurken lerzan virdi: Beni bir gb'zleri ahuya zebun etti felek» Tiz, dedi, Kulluğa git. O densizdiye mümtaz bir güzelliğin tahta ve taca lere ne istediklerini sor. tahakküm eden inceliklen önünde inim Haseki, için için âyetler okuyarak ve inim inlemiş olan Yavuzların ve gözdesi hayatını Allahın inayetine emanet ede Musa Çelebi için gözyaşından hicran rek Kulluğa gitti, Padişah hakkında çirmersiyeleri yazan Dördüncü Muradın kin sözler söyliye söyliye havaya silâh marazî hassasiyetleri var gibiydi. O da boşaltmakta olan Kalyoncular arasına tıpkı onlar gibi hayatın aşktan ve aşkın girdi, yerden temennalar savurup, tatlı ya bir bakıştan, ya bir gülüşten, yahud dıller döküp heriflerin gayzını bir nebze bir benden doğduğuna iman besliyordu. avuttuktan sonra efendisınin emrini faBu dalâletli düşünce ona derviş meş kat kelimelere nazik bir biçim vermek rebli kimselerin tabirince bir tecerrüd şartile tebliğ etti. Azgın Kullukçular, zevki veriyordu. Zıhnını bütün endişe çatkın bir yüzle onu dinlemişler, silâhlaIerden, kalbini bütün duygulardan ve nnı bir yana koyarak Baskarakullukçu benliğini bütün dünyevî alâkalardan sıy nun vereceği cevaba kulaklarmı çevirmişrılmış ve kendi varlığmı kalbile, kah lerdi. O, kısa bir düşünce geçirdi, üç beş bile bir benin nurlu karanlığı içine gö kere bıyıklarını büküp kıvırdı ve bu amemülmüş sanarak garib bir istihale lezzeti liyelerle idrakini hazırlamayı müteakıb duyuyordu. ellerini Hasekinin omzuna koydu: Onu bu derunî rüyadan bir tabanca {Arkast var) Sultan Mahmud, GülLaneli Hüseynin Deli Şerife vas;tasıîe verdiği jurnala rağmen tutumunu değiştirmedi. Benli Yu sufu yanma alarak gezmekten geri kal madı. Çünkü Nakilcinin tersaneliler üzeriııde müessir olacağma ihtimal verme diği gibi yeni nedimile bir kumbaracı, bir kalyoncu kılığına girerek kol kola gibi bir vaziyette dolaşmak zevkini de feda edemiyordu. Onun bu gafleti birkac gün sonra ağır bir netice verdi ve Padişahlık gururu, Padişahlık haysiyeti yeni bir darbe daha yedi. Hâdise şu şekilde cereyan etmişti: Sultan Mahmud bir gün dostluğuna itirr.addan ziyade huşunetınden korktuğu icin yanından ayıramadığı Başçukadar Omeri, tebdil hasekisi Ahmedi ve Benli Yusufu beraberine alarak gezmeğe çıktı. Kendisi kumbaracı nefer kılığındaydı. Ağalar, topçu kıyafetine girmişlerdi. Benli Yusuf da gene kalyoncu neferi kostümünü taşıyordu. Bu küçük kafilenin büyük bir kudret taşıdığım kimse sezmediği için yolculuk neş'eli geçiyordu. Daha doğrusu Padişahm şetareti yerindeydi ve o, Benli Yusufu söyleterek, delikanlının tersaneliler hakkında şen şen verdiği çeşidli malumatı tatlı tatlı dinleyerek halk arasında yorulmadan dolaşıyordu. Bir aralık hatırına Kalyoncukulluğu önünden geçmek geldi. Yusufun mensub olduğu zümreyi uzak tan temaşa etmek, yahud Yusufa o zümrenin havasmı teneffüs ettirmek istiyordu. Izmitte mey va ağaçlarına Katalonyadaki boğuşma zarar veren haşereler A Dün Panayia kiîisesinde Büyük Şefin sıhhatleri bir âyin yapıldı Dün Türk ortodokslan Gala tadaki Panayia merkez kiliselerinde Atatürkümüzün sıhhatleri için hususî bir âyin yapmışlardır. İçten gelen bu toplantıda Eskişehir savlavı Özdamarın kısaca bir hitabesinden sonra Baspapaz Papa Eftim Erenerol tarafından gayet heyecanh bir dua yapılmış ve e^asen bütün dualarm yapıl makta olduğu açık türkçe ile ayrıca yapılan teganni ve ilâhilere bütün hazır bulunanlar iştirak etmiş ve âyinden sonra toplandıkları ocaklarında da, sevinclerini ve sükran ve tazimle rini telgrafla Ulu öndere sunulmasma karar vermişlerdir. Galatasaray kulübü başkanlığı tara fmdan da Büyük Şefe şu telgraf çekilmiştir: «Feyizli ışığınızda yürüyen Galata saravlıların, geçirmiş olduğunuz rahatsızlıktan tamamile iadei afiyet buyurmuş olduğunuz haberinden dolayı, coşkun sevinclerini bildirirken daha uzun yıllar başımızda sıhhat ve afivetle payidar olmanız dileklerini de Ulu önderimize hürmetle arzederim.» ( Şehir ve Memieket Haberleri ) Sıyası ıcmal Muntazam bir programla yapılan ağaç hastalığı mücadelesi miisbet neticeler vermektedir ECNEB! MEHAFtLDE îtalya sef iri geldi Dün sabahki Ankara ekspresile Italya sefiri M. Karlo Galli de İstanbula gel miştir. İş Bankası Turgudluda bir şube açacak Turgudlu (Hususî muhabirimizden) Şehrimiz müstahsili ve bağcılarımız, parasızhk yüzünden bugünlerde büyük bİT sıkıntı içindedir. Kooperatifimiz ve Ziraat Bankası, bunalan halkımıza yardım elini uzatmıştır. Fakat esnaf ve ahali bankasının gayesinden uzaklaş ması ve epey zamandanberi ikrazat yapmaması, ıstırabın şiddetlenmesine sebeb olmuştur. Turgudluda kabili zer' iki yüz seksen bin dönüm arazi vardır. Bütün halk, bu verimli münbit ve feyizdar ovaya yayılmıştır. Nekadar yazık ki halktâ'n bfr çoğu arazilerini lâyıkı veçhile imar edememekte ve bağcılarımız da kendi erine lüzumu olan fennî levazım ve mualiceleri pahalılık ve kredi bulamaması yüzünden alamamakta ve bu su etle çiftçilerimiz de büyük ıstırab duymaktadır Bu vaziyete muttali olan Manisa İş Bankası müdürü Hâmid bura da bir şube açmak lüzumunu duymuş ve bu hususta umumi müdürlükten ricada bulunmuştur. İş Bankaları teşekkül eden yerlerde halk dirilmiş ve boynu bükük vaziyet ten kurtulmuştur. Eğe mıntakasmın mühim bir istihsal merkezi olan Tur gudluda çok muhtac bulunduğumuz bir şubenin açılacağını kuvvetle zan ve ümid ediyoruz. Izmit (Hususî) îzmitteki müstahsiller mes'ud bir inkişaf safhasındadırlar. Kocaeli vilâyeti, en yakın bir zamanda münhasıran nefîs meyva çıkarmakla tanılan bir bölge olacaktır. Esasen, köylünün kalkınmasına çok kıymet veren vilâ~ yet, bunu tahakkuk ettirmiş sayılır. Burada meyvacılık üzerindeki çalış malar, meyva ağaclarındaki hastalıkla mücadeleye teksif edilmiştir. Her şeyden evvel, nefîs ve leziz bir meyva yiyebil mek için mıntakanın hastahktan salim olması gerektır. Geçen sene 6000 küsur lira ile mücadele teşkılâtınca mahallî ihtiyaclara ve hastalık vaziyetine göre, yapılan bir programla mücadeleye baslanmıstır. Bu arada mevsim işleri ve mücadele tarzları hakkında bütün müstahsıllere tarifnameler dağıhlmıştır. Mmtaka mey\aIarı, iç kurdu ve benek hastahğından çok zarar görmekteydi. Bu sene bütün meyva ağaclannın kurdları ayıklanmış, saflan seyretilmiş, bürcleri temizlenmiş, yaşIı elma ve armudların çatlak kabukları hususî taraklarla kazıtılmıştır. Ağaclara ayni zamanda kireçli kükürt badanası da yaphrılmaktadır. Benek hastalığına karşı makinelerle, göztaşı ile bulamaçlar serpiliyor. Şeftali ve dut ağaclannı mahve" den diyaspis denilen kabuklu böceklere karşı da muhtelif formüllerde hummalı bir şekilde mücadele başlamış ve bilhassa Sapanca, Derince, Eşmcler ve Bahçecik mmtakalarında teşkilâtın bütün elemanları, köylü ile beraber karşılıklı ve ha yırlı bir şekilde çalışarak hastalık önlen mektedir. 5imdiye kadar 130,000 meyva ağacı hastahktan kurtanlmıştır. Vilâyet, yeni sene ziraat bütçesine meyva hasta" lıklar: icin 70,000 liralık tahsisat koymuştur. Halk, mücadele faaliyetile çok yakından alâkadar olmaktadır. tzmit merkezinde mücadele kollarının uğramadığı ev kalmamış sçıbidır. Burada ehemmiyetle kaydetme^e de" &er bir keyfiyet de zeytin ağaçlarındaki hastalıkla yapılan geniş mücadeledir. 3 senedir muntazaman devam eden faa Iiyetlerle müsbet neticeler elde edilmeğe muvaffak olunmuştur. Zeytinlerimize zeytin güvesi, zeytin sineği, ofillora denilen haşereler ârız olmus ve Büyük Harbden sonra, Kocaeli zeytin ağacları âmansız bir tahrib ve hastalık içinde mahvolmuştur. Devam eden çalışmalarla şimdiye kadar 310,280 zeytin ağacı hastahktan kurtanlmıştır. Vilâyetin iktısadî hayatında zeytinciliğin yeri genistir. Simdi bütün zeytinciler se" vinç içindedir. Bilhassa Karamürsel, Değirmendere, Tuzla ve Gebze mıntakalanndaki mücadeleden sonra istihsal baş Iamıştır. vrupada umumî sulhu nazik bir hale sokan hareketler ve tema" yüller birbirini takib etmektedir. İspanyada General Franko vaziyete tamamile hâkim olup dahilî harbe nihayet vermek için Aragon ve Katalonya cephelerinde iki yüz elli bin kisilik iyi hazırlanmıs büyük bir kuvvetle taarruz etmek" tedir. Bidavette hedefi Aragon cephesinden ve Katalonya'nın cenubundan denize inmekti. Daha sonra taarruz cephesini şimale dosru genisletti ve Katalonya'nın sevkülceys cihetinden mühim noktası ve a~ nahtan Lerida üzerine yüklendi. Bir tara f tan burada mesgul olurken diğer tarafr tan Hueska'mn şimalinden ku\ vetli bir taarruz yaprı ve burada Fransa hududu bo" yunda mevzi tutan hükumetçilerin onuncu kolordusunu mahvetri. Bu imhadan kurtulan on bin milis ve koîordu erkânı harbiyesi de Fransaya iltica ettiler. Urfanın 18 inci kurtuluş yıldönümü 11 nisan pazartesi günü Urfanın 18 inci kurtuluş yıldönümüdür. O gün, saat 14 te Eminönü Halkevinde bir toplantı yapılacak, millî rakslar oynanacak. halk şarkılan söylenecektir. Gece de Turing Palasta danslı çav verilecektir. Simdi anlaşılıyor ki Franko'nun asıl maksadı sollar hükumetinin arazisini eu kısa yoldan Akdenize inerek ikiye ayırmak değil; belki Fransaya muttasıl hu~ dudunu işgal ederek karadan haricle münasebatını kesmektir. Çünkü, îspanya hükumeti elinde kara hududu bulundukça Fransadan ve bunun vasıtasile haric" deki diğer memleketlerden hesabsız ve arkası kesilmiyecek surette silâh, mühimmat ve levazım alabilecektir. Arkası mütemadiyen beslenen bir devletin mukaveZiraat Müdürlüğü, köylünün tohum" metini kırmak çok güç ve uzun zamana luk buğdayının da hastalıksız olmasına muhtaç olduğundan General Franko da fazla gayret göstermektedir. Şimdiye ka suyu başından kesmeği kararlaştırmıştır. dar cins buğday tohumu olarak 1 13,500 Bundan başka Katalonya İspanyanın kilo tevzi edilmiştir. sanayi merkezidir. Sollar hükumeti da" Hulâsa, vilâyette her türlü mahsulâ hilde ancak burada silâh ve mühimmat tın iyi, hastalıksız ve cins olmasına çalı tedarik edebilmektedir. Dahası var: İsşılmaktadır. Bu hususta müsbet esaslar ü" panyadaki sollar hükumeti ahiren merzerinden yürünecek programlar çizilmiş kezini Barselona'ya nakletmiş bulunmaktir. Şimdiye kadar elde edilen neticeler la beraber Katalonya, îspanya herhangi iftihar verici mahiyettedir. rejim altında bulunursa bulunsun millî rabıtası noktasından İspanyanın daima Atatürkün güzel bir heykeli en zayıf yerini teşkil etmektedir. yapıldı fmrali adasındaki hapisane Bursa (Hususî) îmrah adasındaki ziraî hapisane kadrosu gittikçe genişlemektedir. llk mevcudd 50 kişiden ibaret olan bu hapisanenin mevcudü şimdi Denizliden gönderilen mahkumlarla birlikte 400 ü bulmuştur. Hazirandan sonra bu mevcude 200 mahkum daha ilâve edilerek îmrali hapisanesinin kadrosu 600 e çıkarılacak tır. Mahkumlar adanın her tarafmda kışlık ve yazlık her türlü mahsul zira atile meşguldürler. Ayrıca balıkçılık da yapmaktadırlar. Adada yeni yeni binalar ve diğer tesisat yapılmaktadır. Bursa (Hususî) Şehrimizdeki Sanat okulunda Atatürkün ağacdan oyma olarak güzel bir heykeli yapılmıştır. Bu heykeli talebe vapmış ve fevkalâde muvaffak bir eser olmuştur. Hevkel, Atatürke çok benzemektedir. Bilhassa ağacdan oyma olarak yapılmış henüz Tiitün müstahsilleri toplantısı hiçbir Atatürk heykeli olmadığmdan Bursa (Hususî) Mıntakamızm tü büvük cesametteki bu orijinal heykelin tün müstahsillerile şehrimizde tütün sa Ankaraya bir sergiye göndeTİlmesi katın almakta olan muhtelif firmaların rarlaşTiıştır. mümessilleri ve tüccarlar, Halk Parti Esrarengiz bir ölüm sinde salı günü bir toplantı yapacak lardır. Bu toplantıda mütekabil olarak Balıkpazarında Meyhane sokağmda menfaat ve kazanc vazivetlerinin telifi 29 numaralı kahvede çırak Safranbo üzerinde durulacak ve bu mevzu üze lulu 15 yaşlarmda Mahir oğlu Salim, rinde bir konuşma yapılacaktır. cumartesi gecesi ustasmdan izin alarak Şehrimiz tütüncülük muhitinde bu şezmeğe gitmiştir. Salim, gec vakit j'atmakta olduğu vetoplantıya hususî bir ehemmiyet verilmektedir. Bilhassa köylü ve müstah re gelmiş, dün gec, vakte kadar uyanasilin menfaati bakımmdan bu toplantı mamıştır. Bunun üzerine zabıtava ha nın müsbet bir netice vereceği tahmin ber verilmiş, gene çocuk derhal Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. edilmektedir. Fakat hastanede Salim çok yaşıyaGemlik fabrikasında faaliyet mamıs ve feci bir vaziyette ölmüştür. Müddeiumumilik tarafmdan bu garib Bursa (Hususî) Gemlikteki sun'i ölüm hâdisesi hakkında tahkika+a başipek fabrikası bu kazamızdaki birçok işsiz gene kız ve kadınlara, köylülere iş lanmıştır. Salimin neden öldüğü anlaveren bir müessese olmuştur. Fabrika sılamadı^mdan cesedinin Morga kaldıson zamanlarda geceli gündüzlü üç ekip nlmasına lüzum görülmüstür. Morgda üzerine çalışmaktadır. Kasabanm canlı vapılacak otopsi sonunda ölümün sebebir mahallesi halinde, hic durmadan ca bi anlasılacaktır. lışan bu fabrikanm makineleri iki milsektesinden ölüm yon liraya mal olmuş bulunmaktadır. ayrıca memur evleri ve işci evlerile yaBur^a (Hususî) Elli yaşlarmda bir pılacak diğer bazı ilâveler irin daha 300 adam buradaki Feraizci sokağmdan gebin lira sarfolunacaktır. Fabrika şimdi rerken ansızın vere düserek ölmüştür. ki halde günde bin kilodan fa'la sun'i Yanılan taVıki^atta încirli mahallesin ipek elde etmektedir. Amele sa^ısı şim den muhacir Cemal isminde biri oldudilik 160 tır. Bu miktar yakında üç mis ğu ve kalb durmasından öldüğü anla li artırılacaktır. sılmıstır. Bir defa halkı Ispanyol ırkından değildir. Çok defa müstakil bir prenslik olarak yaşamıştır. Bir zaman da Fransa ımparatorluğunun bir cüzü olarak îspanyadan aynlmıştır. Katalonyalılar, Ispanyol olsun, Fransız olsun, herhangi yabancı hâkimiyet ve idarenin düsmanıdırlar. Şımdiki dahilî harbde dahi; Kfttalonya" lılar şirrtafî ispanyanın Atlas Okyanusu mailesindeki Basklar gibi sırf kendi millî istiklâllerini temin etmek gayesile döğüse girmislerdir. Bask milliyetçileri, münhasıran kendi memleketlerinin istiklâlini düşündüklerinden, siyasî programı ademi merkeziyetçi olan sollar hükumetile birlikte harb etmiş oldukları gibi, Katalonyalılar dahi ayni maksadla muharebeye girmislerdir. Sollar hükumetinin, Madridden nak" letmis olduğu hükumet merkezini Valansiya'da dahi emin bulmıyarak Barselona'ya nakletmiş olmasından ve muhtariyeti haiz Katalonya hükumetinin ve ka" nunlarımn artık hükmü kalmamasından Katalonyalılar gayrimemnundular. işte General Franko bu ademi memnuniyetten ve mahalliyetçilik temayülünden de istifade etmek için, diğer cephelerde gösteriş ve şaşırtma hareketleri yaptıktan sonra bütün kuvvetile Katalonya üzerine ve Fransız hududu boyuna yüklenmiştir. Madrid cephesindeki hükumet kuvvetIeri kumandanı General Miaja bu cephede taarruz teşebbüslerinde bulunarak Katalonya üzerindeki tazyiki beyhude hafifletmeğe çalışmıştır. Şimdi ispanyada sollar hükumetinin bütün ümidi Fransada hükumet başında bulunan sol partilerle amele sendikalarındadır. Lâkin bunların tazyikile Fransa hükumetinin Katalonyaya müdahalede bulunması ihtimali pek kuvvetli değildir. Çünkü böyle müdahaleyi Italya harb vesilesi sayacağını açıkca beyan etmiş bulunuyor. Ingiltere ise Franko'nun vaziyete hâkim olmasını çok" tan kabul etmiştir. Geyvede feci bir cinayet Gevve (Hususî) Kazada bütün halkı müteessir eden çok feci bir cinayet ika edilmiştir. Hâdisenin sekline göre: Geyve ve havalisinde çok sevilen Doğançay nahiyesi istasyonu hareket meEskişeKırde FCadınlar Jimnastik kulübünün faaliyeti muru Fahri Şener istasyondaki nöbet vazifesinden çıkarak Doğançay istas yonunun karşısındaki kahvede istira hat etmekte iken, kahveye kendini bilmiyecek derecede sarhoş gelen o mmtaka orman mesaha memurlarmdan Alâeddin büyük çaptaki mavzer tabanca sını çekerek kahvede çalmakta olan gramofona tevcih ederek attığı bir el si lâhla gramofonla kendi arasında bulunan zavallı Fahriyi kalbinden vurmuştur. Ağır yaralı olarak vurulan muma ileyh o sıralarda Eskişehire hareket etmekte bulunan posta katarile Eskişehir hastanesine sevkedilmişse de hastane ye varır varmaz öldüğü teessürle haber Eskişehir (Hususî) Geçen sene Es ratmakla, şöhret alan bu kulüb son de almmıştır. Adliye derhal tahkikata başkişehirde kurulan Kadınlar jimnastik fa, yalnız kendi üye ve ailelerine, Por lıyarak katil Alâeddini tevkif etmiştir. kulübü faydalı çalışmalarma hararetle sukpalas otelinde bir çaylı dans vermişdevam etmekte ve halk arasında gün tir. 60 kişinin iştirak ettiği bu aile yeÇocukları kurtarmak için Ç. E. den güne rağbet bulmaktadır. Tertib et meği çok neş'eli ve nezih olarak devam tiği her eğlenceü toplantılarda, daima etmiştir. Yukarıki resim, bu güzel gece Kurumuna para yardımı yapmız. memleketin en iyi geçen günlerini ya den bir köşeyi gösteriyor. Avcılar Cemiyetinin senelik kongresi Muharrem Feyzi TOGAY Suriye hudud komisyonu Suriye hudud komisyonu Halebde faalivete geçmiştir. Emniyet İşleri umum müdür muavini îzzeddin de bir heyetle birlikte Halebde bulunmaktadır. Nişan Muallim Mutahhara Omaymanla muallim Osman Baysalın nişan merasim leri evvelki gece İstanbul 27 nci mekteb salonunda güzide bir kalabalık huzurile yapılmıştır. Kıymetli iki muallimimize Bazı avcılar, cemiyetin mesaisini çok müsterek hayatlarmda saadetler dileriz. sönük bulmaktadırlar. Dün kendisile görüşen arkadaşımıza tanınmış avcılardan Sadeddin Engin şunları söylemiştir: c Devletin bizle alâkadar olması lâNüshası 5 kuruşrur zımdır. Şehrimizde bulunan ve gayesi Türkiye Haric bir, yalnız isimleri ayrı olan iki avcı icin icin cemiyeti birleşmelidir. Beynelmilel fe1400 Kr. 2700 Kr. Senelik derasyona dahil olmalıyız. Eğer bunlar 750 » 1450 > Altı aylık yapılmazsa faaliyetimiz her seneki gibi 400 > 800 » Üc avtık 150 > Yokhır kalacaktır.» Bir aylık Avcılar cemiyetinin senelik kongresi dün Eminönü Halkevinde Ahmed Rıza Toğayın reisliğinde toplanmıştır. Kon grede kadm avcılar da bulunmuştur. Kongre çok sessiz geçmiş, senelik hesab ve mesai rapoları okunduktan sonra ekseriyetle kabul edilmiştir. Bundan sonra idare heyeti intihabına geçilerek Mazhar Yaşar, Ahmed Rıza Togay, Niyazi Tahir Kızıltepe, Remzi, Hüsameddin, Şükrü seçilmişlerdir. Cumhuriyet Abone şeralti