17 Mart 1938 CUMHURTYET HUler'e susamış Viyana, Alman şefini nasıl karşıladı Viygna mektubu Sabahtan her yeri tutmuş halk sabırsızlıkla bekliyor. Uğultu arasında tek bir kelime, bir zafer temposu halinde ciğerlerden fışkırarak Moskovadan verilen bir haber, Rusyanm bütün meydanı kapbyor: Führer! Führer! Çekoslovakyaya yardım için işae edilen taahhüdlerini tekzib etmemektedir \Bastarafi. 1 tnci sahifeoie] Çekoslovakya için hükumet kat'î bir söz söylemek istemiyor Avam kamarasında şiddetli münakaşalar PENCERESİNDEN Tefrite misal ğluma ifratla tefriti anlatryordum. Bizde ötedenberi mü sahhas terbiyesizlikler görüle gelmekte bulunmasına rağmen müşahhas terbiye ve müşahhas tedris usulü pek de muteber değildi, şimdi o usul revacda olduğundan ve oğlum da mektebde o sisteme göre ders ve terbiye aldığından temas ettiğimiz şu mevzuu onun kavnya » bileceği bir şekilde izah etmek lâzım geliyordu. İfratı anlatmakta güçlük çekmedim. Divan edebiyatında saç, kas, kirpik, burun, ağız, boy, parmak tariflerinden tutun da bir atın koşmasma, bir güzelin kırıtmasma, bir yosmanın gülmesine kadar her mevzu için binlerce ifrat örneği verilmiştir. Fakat tefrite çocuğu mahzuz edecek cinsten olmak üzere misal bulmak o kadar kolay değildi. Bu sebeble biraz düşündüm ve şu hikâyeyi söyledim: Vaktile bir köy çocuğuna lstanbulun kaldırımlannda külçe külçe altın süründüğünü söylemisler ve açıkgözlerin bu dünya cennetinde çarçabuk zengin ola cağına zavallıyı inandırmışlar. Köylü çocuk bu imanla Istanbula gelir, sokak sokak dolaşıp altın arar. Fakat gözünü dört açmasına, her taşın altını uzun uzun karıştırmak zahmetine katlan masına rağmen birsey bulamaz, aç kalır ve köye döner. Onun geri geldiğini gö renlerden, fakat İstanbulu görmiyenlerden biri sorar: İstanbul büyük şehir mi? Hayali inkisara uğramış olan genc seyyah, eli boş olarak köyüne dönmenin hmcını tstanbuldan cıkarmak istiyerek dudaklarını büker, Marmaraya, Halice ve Boğaza sığmıyan büyük şehrin eb'a dını bir kelimeye sığdırır: Köy! Ya orada deniz var diyorlar. Yalan mı? Yalan değil, var. Büyük mü deniz? Hınçlı delikanlımn dudaklan gene bükülür ve şehrimizin zarif olduğu ka dar azametli de olan denizi o dudaklarda bir kelime hacmi ahr: Göl!.. Haydi göl olsun. Bari suyu çok mu? Istanbuldan hoşnud kalamıyan genc, göle benzettiği îstanbul denizini şimdi bir ölçü ile dinleyicilerine tanıtmak ister, düsünmeğe dalar ve hıncına uygun bir mikyas arıyarak nihayet bulur: Hani Bekir amca, bizim köyde bulgur kaynatılsın diye mescide bir kazan bağışlamıştı. îstanbuldaki göl suyu işte o kazanla üç demem emme iki gelir! Oğlumun fıkradan aldığı hazdan istifade ederek ilâve ettim: Bizim münekkidlerimizin yazıîarmda da ifratla tefritin pek canlı örneklerini bulabilirsin. Onlar sevdiklerinin eserlerini tenkid ederken ifrata ve sevmedikleri muharrirlerin kitablannı hırpalarken de tefrite misal olurlar. Bunu da unutma!.. kıtaatı, Avusturyaya girerken~. Viyana 14 (Hususî) însan kuş. misali derler. Meğer devletler de öyle imiş. Üç giin evvel Reisicumhurile, Baş.vekilile, polis, jandarması, ordusu ve bütün devlet teşkilâtile bir varlık olan A vusturya yinni dört saatin içinde uçtu gitti. Şimdi bu satırlan yazarken sokağı vermelerine karşı bile tedbirler almışü. Plebisit günü dağıtılacak olan rey pusulalannda yalnız müsbet cevab matbu bulunuyordu. «Hayır» taraftarlarına ayni eb'adda kâğıd tedarik ederek beraberle rinde getirmek mecburiyeti yükletilmişti. Bu suretle Şuşnig'e karşı rey vermeğe cür'et edecek olanlar ekmeklerini, ka zanclarını kaybedeceklerine emin bulu nuyorlardı. Sonra, asıl ateşli nasyonal sosyalistler genclik arasındadır. Şuşnig kanunu esasiye mugayir bir kararla yirmi dört yaşından aşağı olanlann plebisite iştiraklerini menetmişti. Bütün bu uygunsuz hareketler nasyo nal sosyalistleri bilhassa Avusturya gencliğini coşturmuş, çileden çıkarmıştı. Şehrin şurasında burasında kavgalar, dövüşler eksik olmuyordu. Dört gün evvel, yani Şuşnig'in istifasına bir gün kala bu nümayişler şehrın göbeğine, Opera meydanına kadar sirayet etti. Polis kalabalığı büyük müşkülâtla dağı tabildi. Fakat artık bütün bunlar tarihe kavuşmuştur. Dün nümayişçileri dağıtmağa çahşan polis bugün onlarla kucaklaşıvor. Bütün binalar, mağazalar, apartımanlar, hatta taksi otomobilleri Hitler bayrakla rile donanıverdı. Viyana bir ç'lgın gibi sokaklarda dans ediyor, göbek atıyor. Evvelki akşam bir fener alayı tertib edılmişti. Hemen bütün şehrin iştirak ettiği bu alay sabahlara kadar devam etti. Grand Hotel'in altında bir tütüncü dükkânı vardır. Bunun sahibi olan ihti yar kadım tanırım. Oğlu Nazi olduğu için hükumet elinden ruhsatiyesini almış tı. Hiçbır siyasî kanaati olmıyan kadm cağız yalnız kartpostal satmıya kalmış, aylardanberi sefalet içinde yüzüyordu. Bu sabah kapısımn önünde ona rasladım Yirmi yaş gencleşmiş gibiydi. Bugün gelecek, biliyorsunuz değil Dedi ve boynuma sanlarak beni optü. Elli yaşında bir kadmın bu kadar sevinebileceğini, böyle vecde gelebileceği ni, bir fikir uğrunda sarhoj olabileceğini düşütunemiştim. Bugün Avusturya yirmi senelik ıstırabm, yirmi senelik sefaletin sona ereceği hayalile kendinden geçmiş bir haldedir. Dün, şehre giren motörlü Alman kıt'alarının istikbalı görülecek birşeydi. Genc kızlar askerlerin üzerine çiçek serpiyor lar, delıkanlılar «tek devlet, tek şef!» diye bağırıyorlar, ihtiyarlar sevinc gözyaşları döküyorlardı. Sokaklarda sivillerin de Alman askerlerini selâmladıklan görülüyor. Ekseriyetle ağırbaşlı ve ciddî çehresi olan Prus Başvekil M. Çemberlayn, muhalefet liderine cevab vererek demiştir ki: îngilterenin Çekoslovak hükumetine karşı deruhde ettiği taahhü dat, Milletler Cemiyeti azasının birbirine karşı deruhde ettiği taahhüd den farksızdır. Binbaşı Atli Çekoslovakya, Avusturyanm duçar olduğu gibi bir hâdise karşısında bulunduğu takdirde İngiliz hükumeti ne yapacaktır? M. Çemberlayn Bu çok ciddî meseledir. Mevsimsız beyanatta bulunmak doğru değildir. Binbaşı Atli Almanya ile ltalvanın son günlerde îspanyaya yeniden asker ve silâh gönderdiklen doğru mudur? M. Çemberlayn Yeni sevkiyattan haberimız yoktur. Bazı muhnblerın ihtılâlcilere devri muamelesi de daha evvel vukubulmuş bir hâdisedir. Binbaşı Atli îngiltere ile ltalya arasında cereyan etmekte olan müzake relerde müstemleke meselesi de görüşü lecek midir? M. Çemberlayn îtalya ile yapılan müzakerelerde müstemleke meselesi mevzuu bahsolmıyacaktır. M. Atli Hükumet, müstemleke meselesi hakkmda Almanya ile müza kerelere girişmek niyetinde midir? M. Çemberlayn Bugünkü şerait altında bu sahada yapılacak bir iş yok • tur. M. Atli îspanya hâdiselerinin Fransada ciddî endişeler doğurduğu doğru mudur? M. Çemberlayn Fransız hükumeti Ispanyadaki askerî vaziyet hakkında endişeler izhar etmiştir. Bu hususta Lon dra ve Paris arasında daimî temas mu hafaza edilmektedir. M. Atli Efkân umumiye, hüku metin siyasetsizliğinden endişe ediyor, hükumet ne zaman sarih beyanatta bu lunacakhr? M. Çemberlayn Bu endişeden haberdar olmadığımı zannetmeyiniz. Fakat ne de olsa bu hâdise bana ültımatom vermenizi icab ettirmez. M. Atli İngiltere Başvekıli, muhalefet liderinin ültimatomunu bir yabancı devletinin ültimatomuna tercıh etmelidir. beraber disipline de ehemmiyet vermek. Lord Halifaks bundan sonra Avusturya hâdiselerinin Milletler Cemiyetinde müzakere edilmesi meselesine temas edeek demiştir ki: « Milletler Cemiyeti azası bu mesele yüzünden harbe girmek istemedıkleri için, Avusturya işinin Cenevrede müzakeresi faydasız addedilmiştir. Son hâdiseler, Avusturyanın Almanya ile bir leştiğini göstermiştır. Çekoslovakyaya gelince, Alman hü kumeti resmen Prag hükumetıne mute addıd defalar tetninat vermiştir. Bu teminat Çekoslovakyayı tatmin edecek mahiyette addedilmiştir. Alman devlet ricalile yaptığım mülâkatlar bugünkü Avrupa statüsünün cebren bozulmaması esasına dayanmıştır.» Hariciye Nazırından sonra söz alan birçok lordlar hükumetin haricî siyasetmi ve Avusturyaya karşı Almanyanın hattı hareketini şiddetle tenkid etmişlerdir. Lord Robert Sesil hükumetin Milletler Cemiyeti Konseyini derhal toplantıya çağınnasını ve Milletler Cemiyeti paktı siyasetinin müdafaası için silâhlanmağa germi verilmesini istemiştir. Moskovadan verilen bir haber Moskova 16 Havas ajansı bildiriyor: Dün, yabancı bir büyük elçilikteki bir kabul resminde salâhiyettar bir Sovyet ricalinin, yabancı bir gazeteciye cevaben şahsî surette, Fransa Çekoslovakyanın yardımına koşhığu takdirde, Sovyetler Birliğinin Almanya tarafından hücuma uğrıyacak Çekoslovakyaya yardım edeceğini söylemiş. olduğu burada yalanlanmamaktadır. Malumdur ki, Sovyet Çekoslovak paktınm tatbik edilmesi için, filhakıka, daha evvel Fransa Çekoslovakya paktmın tatbik mevkiine girmesi lâzımdır. Ayni yabancı gazeteci, ayni salâhiyettar zata, Sovyetler Birliğinin Çekoslovakya ile hemhudud olmadığinı söylemiş ve bu zat, cevaben, eğer Çekoslo vakva hücuma maruz kalırsa Sovyetler Birliği Çekoslovakyava varmak çaresini bulacaktır, demiştir. Bu cevab da burada yalanlanmamaktadır. » Bir muhtemel Eden hükumeti Londra 16 Çemberlayn'in Alman hükumetile başladığı müzakerelerin daha bidayetinde akamete uğraması üzerine bazı meb'uslar Eden'in bütün partileri ihriva eden bir millî birlik hükumeti kurmasınm imkân dahilinde olduğunu sarahaten beyan etmektedirler. Ayni mahfillere göre, Roma ile yapılan müzakereler de muvaffakiyetsizlıkle neticelendiği takdirde bu ihtimal bir hakikat olacaktır. Burada hâkim olan kanaate göre, şimdiki hükumetin teşekklıl tarzı seri kararlar ittihazına mâni olmaktadır. Burada herkes, simdi Riviera'da bulunan Boldvin ve Eden'le sıkı temasta olduğu söylenen Çurçil'in nutkunun te siri altında bulunmaktadır. Lord Halifaks'ın beyanatı Viyana sokaklarında nümariş Hitler, Berlinde Tamplhof Tayyare meydanından Avusturyaya hareket etmeden biraz evvel dolduran kalabalığm uğultusu sımsıkı kapalı, çifte camlı pencereyi delerek kulaklanma çarpıyor: Bu aksam saat ye diye doğru Hitler gelecek. Daha ortalığm kararmasına hayli vakit olmasma rağmen öğledenberi caddeler hıncahınc dolu. Yürümek için değil, kımıldanacak yer yok desem yalan söylememiş olurum. Senelerdenberi Avusturyayı tanırım. Sefaletin ve açlığın günden güne arttığı bu memlekette Almanyaya iltihak taraftarlannm eksenyeti teşkil ettiğini bili yordum. Fakat itiraf etmeliyim ki Hit ler'e susamış, yanık yürekli nasyonalist lerin bu kadar büyük bir kütle vücude getirebileceklerini hatınmdan geçirme miştim. Ne heyecan bu yarabbim! Üç gün evvel Şuşnig'in plebisit için yapmakta olduğu propaganda faaliyeti devam ediyordu. Sokaklarda duvarlara «Avusturya için Şuşnig ile!», «Vatan ve istiklâl!» yazılı kocaman paftalar yapış farılmıştı. Fakat bu biraz müstebid bir propaganda usulü idi. Mademki bir plebisit yapılıyor, karşı tarafa da hiç olmazsa zahirî bir hürriyet verilmeliydi. Halbuki Şuşnig, Nazilerin propaganda yapması şöyle dursun doğru dürüst istedikleri gibi rey yalı zabitler bile bu heyecan karşısında, içten gelen tebessümlerini saklıyamıyorlar. Hitler'in ineceği Otel Emperyal'in müşterileri başka yere nakledilmiş, otel Führer için hazırlanmıştır. Şimdi saat altıya geliyor. Sabahtanberi geçid yollannı tutmuş olan halk otelın önündeki meydanı baştan aşağı doldurIBasmakaleden devam\ muş, sabırsızlıkla bekliyor. Kulakları 1 : Almanya ile İtaiyanın müdahale tırmalıyan uğultu arasında zaman zaman ettikleri îspanya harbi devam ediyor. tek bir kelime şahlanıyor, bir zafer tem2: Akdeniz emniyetsizdir. posu halinde ciğerlerden fışkırarak bü 3: Almanya ile îtalyanın müttefik; tün meydanı kaplıyor: olan Japonya Çini istilâ etmeğe uğraşı Führer, Führer, Führer! yor. 4 : Rusyanın yerinden kımıldıyamıyaSelim Bedri cak halde bulunduju farzedıliyor. Bu halile buhran büyüktür. Ancak onu yeni bir umumî harble takib etmek hakikaten gafletlerin en büyüğü olur, ayni zamanda cinayetlerin de. Harb ihtimali, bu feci realite ile karşılasan küçük büyük her milleti harekete getıreceğinden buhran o zaman şimdiden hatır ve hayale gelmiyecek safhalarla çabuk hallolunur ve asağı yukarı yekdiğerine denk kuvvetlerın çarpışmağa başladıkları görülür. Harb bahsinde kuvvetinin üstünlüğüne çok inanan devletlerin yaman surette aldandıklan ve aldana bilecekleri unutulmamak lâzımdır. Hususile başkalarının haklarına ve varlıklarına kıymet vermiyen emperyalist harbcilerin Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmaları asla ihtimal haricinde değildir. Avrupa uçururnun son kenarına kadar sürüklenmiştir. Bir adım daha: Yeni Viyana sokaklarında tezahürat Londra 16 (Hususî) Hariciye Nazın Lord Halifaks, Avam Kamara smın bugünkü celsesinde İngılterenin haricî siyaseti hakkmda bir nutuk irad ederek Ingılız sıyasetının aşağıdaki esaslara dayandığını söylemiştir: 1 Bütün İngiliz miîîetinin ve do minyonların muzaheretini temin, 2 Beynelmilel ihtilâfları cebirle değil, beynelmilel kanunlarla halletmek, 3 Dünya sulhunu Milletler Cemiyeti ruhuna uygun bir şekilde temin et mek. 4 Maddî ve teknik tedbirlerimizle ı M. TURHAN TAN Prof. Dr. Ali Esada minnet teşekkürü Mesleğine yakışır bir hazakatle eşi me yaptığı jinekolojik bir ameliyatta kendilerine, kıymetli yardımlarda bu lunan başmuavini Serif Çangaya, bil gili çah'malarile emekleri geçen asis tanları Hafive, Vefike, Alâeddine, bâ kımmda büvük sefkat ve ihtimam gös teren hemsire Bayan Peymana açık teşekkürü borc bilirim. Eczacı Nusret Karabey Kuvvetler denkliğinde görülen buhran bir umumî harbdir, ve ister istemez gene Şimalî Amerika Birleşik hükumetlerinin de istirak edeceği yeni bir umumî harb. Şimdi kuvvetlerde muvazenesizlik buhranı var gibi görünüyor. Yarın iş basa düsünce bu muvazenesizlik ortadan kalkar, ve her milletten daha iyi Almanya bilir ki harb Münihten Viyanaya alkıslar içinde yapılan bir tenezzüh seferi değildir. Avusturyanın Almanyaya ilhakı makul bir zararetti. İşi tatlı yerinde bırakmak ve milletlerarası münasebetlerinde sulha kıvmet veren bir ahlâkın tees süsüne calısmak lâzımdır. Insanl ğın menfaati bundadır. Alenî teşekkür Çok dakik ve üstadane bir amellye ile üç senedenberi mustarıb bulunduğum tehlikeli bir hastalıktan beni kurtardığından dolayı Haydarpaşa Nümune hastanesi kulak, burun, boğaz mütehassısı doktor Bay Havdar İbrahime tesekkürümün muhterem gazetenizle iblâğını rica ederim. Babkesir Sağlık Eczanesi sahibi Avni Insanlık borcu «Hisar» kurbanlarmm aile ve varislerine «Hisar» vapuru faciasmda kaybettiğimiz denizcilerin ailelerine verilmek üzere teberru edilen paranın tevzıine başlanacaktır. Veraset lddiasında bulunanların verasetlerini ispat edebilecek vesaikle birlikte nihayet 25 mart aksamına kadar Istanbulda Galatada Kefelihüseyin hanında ikinci katta teberru komitesi reisi Hakkı Denizaşana müracaat etmeleri rica olunur. YUNUS NADl ÖLÜM Müşir Abdi (paşa) torunu ve Husrev (Paşa) kızı ve merhum Korgeneral Şakir (Paşa) haremi ve Sokoni Vakom Oyl kumpanyası memurlarmdan Ali Ertenanm annesi Bayan Rukive Şakir Ertenan dün öğleden sonra vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğle vakti Şehre mininde Millet caddesinde 316 numaralı evinden kaldınlarak namazı Şehremini camiinde edadan sonra Merkezefendi deki aile kabristanına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin.