25 Şubat 1938 CUMHURİYET Çocuk Nasalları FAYDAU B;LG;LERJ Mongolya'h talebeler Japonyanın himayesi altında Uzakşarkta teşekkül eden yeni hükumetlerden biri de Mongolya cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet, son birkaç sene zarfında Avrupaya tahsil için üç yüzü müte caviz talebe göndermiştir. Bunlardan yüzü Almanyada, yüz altmışı İngıltere Deniz Kızı : Erna Vaktile şimalin scğuk ve sisli bir memleketinde kır l.ingıçların uğrıya uıadığı kuytu ve ücra köşesinde Göteborg ismini taşıyan hali ve vakti yerinde bir aile yaşıyor du. Her taraf insana kasvet verici bir şekilde, halk asık çehreli ve sertti. Buna rağmen Gö tcborg ailesi mes'ud yaşıyordu. Çünkii v.aile efradı biribi r.ni çok seviyorlardı. Orta yaşh kan kocanın uzun san saçlı, derin mavi gözlü bir küçük kızı vardı. Her ikisi de bu yavrucağı çok seviyorlar, üzerine titri yorlar: MCMLCKETLERK ÇOCUKLAR.. Hayvanları tanıyalım ! Devekuşları Devekuşlan uzun bacaklı ve kanadh hayvanlardır. Fakat uçmaya kabiliyetleri yoktur. Malum ya, hiçbir işe yara« mıyan insanlara: «Devekuşu gibisin, yük taşı, taşıyamazsın; uç deriz, uça 1 de, geri kalanları da muhtelif Avrupa memleketlerinde okumaktadırlar. Bunların bir kısmı Gobi çölü civarmdaki kasabalardandır. Hepsi zeki ve ihtiyatsızlık ederek ince elbise ile çıkmış ilim ve irfana susamış insanlardır. olduğu için fazla üşüdü. Ertesi günden Dünyanın en eski makasî ilıbaren de müz'iç bir öksürük zavallı kaYunanistanm merkezi Atinanın as dının yakasını bir türlü bırakmadı. Dokkerî lımam Faler'de çok eski bir ev yıtorlann bütün ihtimamlanna rağmen kısa bir hastalığı müteakıb ölüp gitti. Biçare kılırken bakırdan bir maRas meydana Erna! çıkmıştır. Bu makas hiç bozuLmamış, Dedikleri vafo't bu hitablari bile ev dünyaya veda ederken kızına: paslanmamış bir haldedir. Yanında top Ahirete gözlerim açık gîtmiyorum raktan yapılmış binlerle bir takım eşya lâdlanna ne büyük bir muhabbetleri olduğunu gösterecek tarzda ta kalblerinin Erna, dedi, çünkü babanın seni iyi ba daha bulunmustur. Bütün bunları ku ıp büyüteceğinden eminim! derinlıklerinden geliyordu. Göteborg kansının ölümüne fevkalâ Ema garib ve hassas bir kızdı. Diğer de müteessir oldu. Pek çok ağladı. Fakat çocuklara korkunc görünen esrarh şey lere pek düşkündü. Annesi bazan ona: bir müddet sonra pek de arzu eder gibi Aman kızım, diyordu, sakın kıyıya görünmediği halde yeniden evlenmek pek yaklaşayım deme, Denizler Kralı mecburiyetinde kalacağmı ötekine beri kine söyledi. Onun fikrine nazaran kı seni alıp buzlu sarayına götürür ve bir zma annelik edecek bir başka. kadın aldaha salıvermez! mak mutlak lâzımdı. Nitekim bu fikrini Bu tenbih Erna'yı korkutacağı yerde birkaç ay içinde tatbik sahasına koydu. bilâkis onun merakını ve tecessüsünü tahjöteborg'un yeni kansı «kisinin büsbürik ediyor, daima büyük dalgalarla sa ün aksine bir mahluktu. Evvelki nekadar hili döverek göklere akseden homurtulu nce ve hassas ise, bu o derece iri yapılı sesler çıkaran yeşil denize karşı olan muve kaba idi. Şişman bir kadın, uzun bir habbeti azalmıyor, sonbaharın medli zaboy, velhası adeta sakalet nümunesi idi. cağında saklıyan yerin bir mezar oldumcnlannda kasabanın ta içerilerine kaHerkes şaşmıştı. Göteborg nasıl olmuş ğu anlaşılmıştır. Eski eşya mütehassısdar sokulan bu arsız suya bilâkis gitgide larınm fikrine nazaran bu makas Av rueftun oluyordu. Onun denizden ma'ada da bu kadmı zevceliğe intihab etmişti. Orupanın en eski makasıdır. 2500 sene evsevdiği birşey daha vardı. O da sis!.. nunla evlenmek için mutlaka ya gözü gör veline aiddir. Avrupanın diyoruz, çünAkşamlan, her tarafı kapladıktan sonra mez, ya dalgm, yahud da budala olmak kü Mısırda ve Sumer'de bundan çok dapencerelerden içeriye gıren kesif bulut âzımdı. ha ihtiyar makaslara tesadüf olun Üvey anneye nazaran hayat mütema muştur. dî bir faaliyetten ve hareketten ibaretti. Oturup düşünmek, hulya kurmak, zamanı öldürmekten başka birşey değildi. Kadınm sertliği, kabalığı Erna'yı müthiş korkutmuştu. Zavallı kızcağız üvey annesi Kasket kapmaca kızıp bağırmıya başladığı vakit, hemen Oyuncular iki kısma ayrılırlar. Bah evden kaçıyor, ezelî dosru denizin kıyı çenin bir ucunda bir parti, öbür ucunda sına koşup dalgalann kayalara çarparak diğer bir parti mevki alır. Ortaya 60 vücude getirdiği köpükleri seyrediyor, santimetre kutfunda bir daire çizilir, suların kumlar üzerindeki hışırtısı ona ortasına bir değnek dikilir, üstüne bir ninni gibi geliyor, saatlerce bu temaşa kasket, vahut onu temsil eden eşarp ve dan bıkmıyor, güneş batmcıya kadar bu saire gibi eşyadan bir şey konur. rada oyalanıp kalıyordu. Her kısmın oyuncuları birden itibaÜç sene böyle geçti ve aile efradı ara ren mevcud şahsa göre birer numara asına yeni doğan bir çocuk daha karıştı. lır ve o numarayı bir kâğıda yazıp göBu yavrunun saçlan siyah ve seyrek, ğüslerine asarlar. Her parti yerinde sıgözleri çipil, yüzü annesinin derisi gibi ralanıp dururlar. Ovunu idare etmek için de evvelce bir kişi ayırmak lâzımkıpkırmızı idi. İlk aylardan itibaren andır. Reis: nesi gibi kıpırkıpır kıpırdıyor, bir türlü 1 numaralı (vahut 2, 3 ilâh., hangi tabakası onun çok hoşuna gidiyordu. Ek yerinde duramıyor, çok defa beşiğinden numarayı arzu edıyorsa) arkadaşlar seri zamanlar, uçsuz bucaksız Okyanusun yere düşüyordu. mars, marş! açıklanna doğru kanadlannı çırparak ve Erna nekadar hassas ve ince ise bu çoDedi mi, her iki tarafta 1 numarayı neş'eli sesler çıkararak uçup giden kuş cuk o derece kaba ve maddî görünüyortaşıvan oyuncular hemen harekete geIara gıpta eder, onlarla birlikte ebedî du. Zavallı kızcağız üvey kardeşi hakçip kasketi almak için kosarlar. İlk eribahar memleketlerine seyahat edemedi kındaki fikrini tabiî açıkca söyliyemiyorşen kasketi alır ve kendi kalesine doğru ğ;ne yanar durur, bazı günler hatta gÖz du. Çünkü babasmın onu da kendisi ka koşmıya başlar. Bu sefer öteki arkadaleri bile yaşarırdı. dar, belki de daha fazla sevmekte ol şını kovalamıya ve ona el değdirmeğe Annesi Erna'yı dizlerine oturtup hop duğunu gö'rüyordu. çalışır. El değdirirse muvaffakiyet ikinlattığı, yahud yatağına yatırıp yorganla Erna'nm on altı yaşına yaklaşmakta cinindir. Değdiremezse birincinindir. sarıp sarmaladığı vakitler ona serziniş olduğu aylardan birinde, hüzünlü bir akHer kasketi kapan ve tutulmıyan oler eder, çok vahşi, fazla hassas bir kız şam Göteborg kansını ve kızını yanına yuncu, kasketi kapam yakalıyan oyunolduğunu mütemadiyen tekrar eder du çağırarak: cu partilerine birer sayı kazandırırlar. On veya on beş gibi muayyen bir savırurdu. Ben, dedi, işlerim için biraz uzak Babası, akşamlan işinden döndüğü memleketlere gitmek mecburiyetindeyinı. yı yapan parti, oyunu kazanır, öteki tavakit ufak tefek hediyeler getirir, fakat Belki seyahatim epeyce uzu« sürer, siz raf mağlub olur. onlarla fazla meşgul olmadığını görünce güzel güzel oturun! k'zar, bağırırdı. Erna ağlıyarak, yalvararak babasın yük kuşlardan birine benzetti.. **# Maamafih, bütün bunlar küçük ve e dan kendisini de birlikte götürmesini rica hemmiyetsiz hâdiselerdi. Uç kişiden mü etti. Fakat Göteborg ona: Aradan aylar geçti. Göteborg görünrekkeb bu ailenin evinın o civarda en medi. Ortada kaza, fırtına şayiaları dön Benim yatıp kalkacağım yerler semes'ud yuvalanndan binni teşkil ettiğine nin gencliğinle mütenasıb değildir yav meğe başlamıştı. Erna'nın babasmın gerı Hç kimsenin şüphesi yoktu. rum, dedi, seyahatim uzun sürecek de gelmesi uzayıp şüpheli bir vaziyete girErna, gündengüne büyüyor ve güzel dimse ilelebed oralarda kalacak değilim dıkçe üvey annenin hakikî mahiyeti bir leşiyordu. Gdteborg'un işleri ise her sene ya.. Birkaç ay içinde inşallah döner ge kat daha meydana çıkıyordu. Kendi çobiraz daha iyileşiyör, kazancı artıyor lirim. Hem bak sana, şimdiye kadar hıç cuğile genc kız arasmda fark gözetme her üçü Allahtan bu halin devamından görmediğin, düşünmediğin bir hediye ge mek şöyle dursun, bilâkis hergün biçare Erna'ya yapmadık eziyet bırakmıyordu. fazla birşey istemiyorlardı. tireceğim! Çünkü, onun güzel, nazik ve terbıyeli olYaz mevrsimmde pazar günleri baba Eşyalarını hazırladı. Karısma Erna anne, kız gezmeğe giderlerdi. O civarda ile kendi çocuğu arasmda kat'iyyen bir masma mukabil, diğeri kaba, arsız ve tercenub memleketleri gibi fazla çiçek olma fark gözetmiyerek her ikisine de şefkat biyesizdi. Bazan Erna zarif, beyaz, ince dığı için, sararmıya yüz tutmuş yonca ve muhabbetle nezaret edip bakmasmı ellerile, çocuğunun kırmızı ve küt par maklı ellerini yanyana getirerek mukayeları ve fundalan seyrederler, iyi havalar tenbih etti. pek az devam ettiği cihetle güneşin bat Erna babasmın bindiği gemîyi sahil se eder, onun ellerini de Erna'nınkilerc masını temaşa etmeği mühim bir fırsa den gözleri yoruluncıya kadar takib etti. benzetebilmek için çarşıdan birçok krembilerek evlerıne geç dönerlerdi. Yelkenli sisler içinde kaybolduğu vakit ler, sabunlar alarak terbiye etmek ister, Bir akşam, sis herzamankinden daha onu, her zaman kendi hulyalarını da be fakat bütün bu gavretleri boşuna giderdi. (Arkası gelecek defa) erken ortalığı bastırdı. Erna'nın annesi raber götüren ve bir daha dönmiyen bü Tath tatlı albüm seyreden bir Fransu yavrusa mazsın!» derler. Fakat, müthiş süratll koşarlar. Buna rağmen Arablar onlan gayet hızlı giden atlarla arkalanndanj yetişip avlarlar. Amerikada bunlann başka cinslert vardır. Bacaklan kısadır. Tüyleri yol * ludur. Yumurtalannın kabuğu da san renkte ve yolludur. Adlarına «Nandu> derler. Avustralyada ise Emö ismini ta< şıyan başka bir cinsleri daha vardır. Bilmeceyi çözenler Kasdar denilen nevileri ise ibiklerinin güzelliğile nazarı dikkate çarparlar. Asıl devekuşları ekseriya ehlileştirilebilir ve hatta gayet hafif araba dahi çekerler. Belfegor'un kemiklerî ve başî tngilizler, malum ya, at yarışlarma bayılırlar. Birçok Ingiliz kibarlan yarışlarda muvaffak olmuş atlanna aid hatıralardan mürekkeb olmak üzere malıkânelerinde birer müze teşkil et mişlerdir. Bundan 75 sene evvel birçok yarışlarda birinci gelmiş olan Belfegor ismindeki bir atm kemikleri ise muhtelif zenginlerin müzelerine şeref ver 7 Eyüb orta okul 735 Kemal. mektedir. 8 İstanbul birinci ilk okul 505 Tarık Londra gazetelerinden blrinln mu 9 Karaman Çampazan mahallesi 42 harriri bu hususta yaptığı bir ankette numarada binbaşı Cevdet kızı Raha. 10 Niğde orta okul Muammer. 11 Beyoğlu 52 nci ilk okul 162 Mehlika. 12 Ankara Yenişehir Demirtepe Albay sokak 17 numarada llhami Gündüzalp. 13 Ankara erkek lisesi 1332 Nazif. 14 Afyon Sandıklı Talebe Yurdunda İbrahim Ulusay. 15 İstanbul 2 nci ilk okul 805 Bürhan. 16 Hayriye lisesi 54 Özdemir. 17 Kadıköy üçüncü orta okul 307 Aziz Altan. 18 Fatih orta okul 215 Bahaeddin Bavraktar. Belfegor'un sade tırnaklarma sahib olduğunu iddia eden tam 50 tane yarış meraklısı meydana çıkarmıştır. Diğer taraftan ayni atm başmın da kendi mü« zelerinde bulunduğunu söyliyen altı kişi bulunduğuna göre bu işte umumî bir yalancılığın mazur görülmekte olduğu anlaşılıyor. 75 senelik bir mesele içia ortada bu kadar bir kanşıklık alıp yürüdüğüne göre daha eski vak'alar, hâdiseler hakkındaki hatıralann ve mü taleaların nekadar doğru olacağını artık siz tahmin ediniz! ÜOYUNLAR Bilmeceyi dogru çözenlerden bıze fotoğraf gönderenlerin resimlerini bas mıya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat kazananlarm ismi her ayın ilk haftasında neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Kadıköy 11 inci ilk okul Fuad Nur. 2 Üsküdar Sultantepe Halilpaşa sokak 16 numarada Adnan. 3 Balat oksijen fabrikasmda Yani Drakuhs. 4 Kadıköy 3 üncü orta okul 238 Nezad Şantepe. 5 Fatih Macarkardeşler 12 numa rada Reşad Akçura. 6 Kadıköy Mısırlıoğlu Hayrullahefendi sokak 54 numarada Ali Handan. YAZISIZ HiKAYE c Şubat bulmacası Yukandaki şeklin münasib yerlerini boyadığmız zaman meydana bir hayvan resmi çıkacaktır. Bu işi dikkatle yapa» rak parçayı kesip adresinizle birlikte bize gönderiniz. Bu bilmeceyi doğru halledenlerden birinciye 5, ikinciye 2 lira takdim olunacak ve 3 üncüye de münasib bir hediye verilecektir. Di^er yüz kişi de ayrıca muhtelif mükâfatlar kazanacak lardır. Cevablarm şubat sonuna kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi> adresine yollanması lâzımdır. Geç kalanlar hediye alamazlar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de sıralan geldiği vakit sahife mize basılır.