CUMHURİYET 25 Şubat 1938 KUçük hikâye Ayrılalım OKUYUCULARIMIZ Diyor ki: RADVO George Milton halk arasında.. Pariste Bulvard kahvelerinden birinde etrafına toplanan halka meşhur komik uzun uzun derd yanmıştır Parîs Geçen gün Bulvard kahve Ierinden birinde baktım bir kalabalık var.. Komik Milton'un başma halk toplanmış. Artist herkese lâkırdı yetiştir mekle meşgul.. Hiçbir iş görmeden para kazan mak ve hayatını temin etmek sisteminin müessisi olmaklığıma ve bedavacılar şahı unvanını kazanmış bulunmaklığıma ragmen iki senedir durup dinlendiğim yok.. Bir taraftan PortSaintMartin tiyatrosunda «Orkestracılardan biri..» o peretini oynarken diğer taraftan arka daşlarım Jules Beery, Baron Fils ve Josseline Gael'le birlikte «İki açıkgöz» filmini çevirdim. Bu filmin birçok sahneleri sergi binalarınm aralarında geçtiği malum.. Onun için beni oradaki birçok eğlence makinelerinde büsbütün maskara edip çıktılar. Rejisör Jaques Houssin'e o kadar yal vardım, yakardım. «Şurada dolaşayım, yahud tarasadaki kahvede oturayım!» dedim. Mütemadiyen «olmaz!» cevabmı verdi. llle o hileli aletlere binip elâleme kepaze olmaklığım lâzımmış.. Pekâlâ.. «Rus minaresi» nden başlıyarak atlıkanncıya kadar hepsini tecrübe ettik. Ustad arasıra soruyordu: Nasıl, M. Bubul fazla rahatsız oIuyor musun? Oluyordum amma, şikâyet etmekliğimin imkânı var mı? İki açıkgöz beni götürmedik yer bırakmadılar. Sade sergi Peride Celfil Genc kadm birkaç küçük biblo kırdı, elindeki mendili dişlerile parça parça edip yırtarak bağırdı, haykırdı. Sonunda kendisini karyolasının üzerine yüzükoyun atarak ince mevzun bacaklarmı havada sallıya sallıya vücudünün bütün güzel hatlarını gösteren bir sarsıntı içinde ba ğırdı: Aynlalım, aynlalım.. Ve her zamanki gibî kocasmm yanma koşmasını, «ruhum, sevgilim, ben senden nasıl ayrılırım? Affet, bütün kabahat bende» diye yalvarmasını bekledi. Fakat genc adam pencerenin önünde arkası kendisine dönük olduğu halde omuzlannı silkerek şu cevabı savurmuştu: Peki, istediğin olsun. Bu cevab, genc kadımn o kadar beklemediği birşeydi ki, hemen karyolada dertop olup oturdu. Gözlerini iri iri açarak hayret içinde kocasına baktı. O, ağır bir hareketle yüzünü dönmüştü. Içini çekerek: Her zaman böyle încîr çekirdeği doldurmıyan şeylerden kavga çıkanyorsun, dedi. Sonra da aynlalım diye tuttu ruyorsun. Işte bu sefer senin istediğini yapacağım. Genc kadın hep öyle şaşkın, dinliyor•du. Erkek bir koltuğa çöker gibi otur du. Yüzü yeisle çatılmış devam etti: Merak etme derhal iyi bir avukat tutacağım. İstersen suçu üzerime alınm. Sen hiç üzülme. On be? gün içinde herşey olup biter.. Davanın nasıl açılacağım anlatıyor, izahat veriyordu. Genc kadm ise hiç kımıldamadan, hareket etmeden dinliyordu. Yalnız yüzü birdenbire fazla solgunlaşmıştı. Vücudü hafif bir titreme içinde idi. Hatta bir aralık ağlamaktan korktu. Nasıl ayrılacaklanm en küçük tefer ruatını kaçırmadan sakin sakin anlatan kocasınm yakasına yapışmak, onun yü zünü, gözünü sivri tırnaklarile parçala mak istiyordu. îçini kalın bir sis tabakası eibi kaplıyan keder tahammül edilmez bir hal almıştı. Yumruklannı sıkarak, di?lerini birbirine kenedliyerek kemiine püçlükle hâkim oldu. Mademki teklifi kendin yapmış, «aynlalım» demişti, sımdi ağlıyarak, yahud ona acı, sitem dolu sözler söyliyerek gurursuzca bir taşkmlıkla bulunmakta mana yoktu. Bilâkis gayet sakin ve neşeli görünmesi lâzımdı. Birdenbire karyoladan atladı. Asabî kahkahalarla gülerek: Aman ne iyi, dedi. Demek bu kadar kolay aynlabileceğiz öyle mi? Kocası müstehzi, cevab verdi: Ya.. Ya.. Seniviyorsun değil mi? Bunu her zaman isterdin zaten. Genc kadm ona yaklaştı, her zamanki itiyadına uyarak kıravatını düzeltip: Eh dostum, dedi, müsaade eder sen valizlerimi hazırlıyayım. Mahkeme ye müracaat etmek için tabiî şimdiden aynlmamız lâzım. Kocası başını önüne eğmiştî. Cevab vermedi. Genc kadm dikkatle baktığı halde onun yüzünün ne halde olduğunu anlıyamadı. îçinden hep ağlamak geli yor: «Canavar, canavar, ah halbuki onu nekadar seviyordum!.» diye düşünüyordu. Kalbimin çok derinlerinden yükse len gizli bir seste yavaş yavaş onu tevbih ediyor, şöyle fısıldıyordu: «Nasıl, binbir şımanklık yapıp, durmadan kavgalar çıkanr, adamcağızî canmdan bezdirir, sık sık «aynlalım» diye tutturur musun ?». Biraz sonra kocası odadan çıktı. O zaman genc kadımn, vücudündeki titreme arttı. Gözlerinden yağmur gibi yaşlar dökülmiye başladı, kendini bir koltuğa atarak uzun uzun ağladı. Valizlerini yerleştirmeğe başlarken hava karanyordu. Bir aralık sokak kapısının şiddetle çekildiğini duydu, yerinden sıçradı. Bu giden kocası olacaktı. Kendisinin biraz sonra evi terkedecegini bildiği halde gelip vedalaşmaya bile lü zum görmemişti.. İçini birdenbire büyük bir hırs bürüdü, koşarak odadan çıktı. Gözleri hiddetle yanıyor, «ona bir veda mektubu bırakmalıyım, hem de öyle acı bir mektub ki..» diye, söyleniyordu. Kocasınm çalışma odasına bir rüzgâr gibi girdi. Derhal bir kâğıd çekti. Titriyen parmaklannm arasma kalemi alarak yazmağa başladı: «Senden nefret ediyorum, igreniyo rum. Ayrılacağımız için ne büyük bir sevinc ve saadet içindeyîm bilsen.. De mek beni zerre kadar sevmemişsin, bütün sözlerin, hareketlerin riya imiş öyle mi? Kalbsizliğin bu derecesi beni..» Devam edemedi. Manasız şeyler yazdıgmm farkma varmıştı. Elinde olmıyarak ona sitem etmeğe başlamıştı. Sonra aynldığı için mes'ud olduğunu, sevindiğini söylerken ağlıyordu. Onündeki mektub kâgıdı benek benek gözyaşlarile ıslanmıştı. Oraya çöker gibi oturdu. Başını kollarının arasma sakhyarak omuz lan sarsıla sarsıla tekrar ağlamağa başladı. Omzuna dokunan bir elin temasile dogruldu. Kocası idi. Aglamaktan şiş miş gözlerine, gözyaşlarile ıslak mustarib yüzüne dikkatle bakarak sordu: Neden ağlıyorsun, burada ne yapıyordun? Genc kadm ne cevab vereceginî şaşırarak kekeledi: Hiç, senin gittiğini zannediyor dum. Biraz sonra gideceğim için bir veda mektubu bırakmak istemiştim. Kocası «görebilir miyim» diye iler ledi. O, birdenbire atılıp bu kâğıdı masadan alarak telâşla: «Hayır, hayır diye, bağırdı. Artık lüzum yok. Mademki buradasm.» Fakat bana aid bir mektub değil mi? Neden okumıyayım? Bunu söylerken yaklaşmış, cebren almak ister gibi kolunu tutmuştu. Onun kuvvetli parmaklannm tazyikmı kolunda hissetmek, genc kadmm bütün mukavemetini kırdı. Düşecekmiş gibi sallandı ve birdenbire hafifliyen sönük bir sesle mmldandı: Bırak beni, bırak.. Görmüyor musun ölüyorum, tahammülüm kalmadı artık.. Kocasmm kollanni belinde hissetti. Vücudü garib bir uyuşukluğa düşmüştü. Gözlerini güçlükle açtı. Onun, heyecanla üzerine esilmiş, gözleri derin bir aşk ve şefkatle parlıyarak kendisine baktığını gördü ve şöyle dediğini duydu: «Sevgilim, sevgilim, senden ayrılmak istediğime nasıl inandın! Bu bir tecrübe idi. Sık sık «aynlalım» diyordun ve beni azab içinde bırakıyordun. Bu arzunun ciddî olup olmadığım anlamak istedim. Senin bu kadar büyük bir kedere düşecegini hiç ümid etmemiştim. Ah, ben ne budala yım!.» Genc kadm gülümsedi. Bayılmamıştı. Fakat onun kollarının arasında bulun maktan zevk duyduğu için vücudünü bütün ağırlığı ile bırakıyordu. Başını göğsüne sıkı sıkı gömmüştü. Saadetten titriyordu. Yavaşça: «Ah canavar, beni öldürecektin!..» diye mmldandı. Kocası bunu duydu. Onu kollannda daha kuvvetle sıkarak: «Evet, evet dedi, çok suçlu yum. Beni affet. Rica ederim affet.» Her zamanki gibi gene af dileyen genc adam olmuştu. Sonradan kocası avcunda yumdugu veda mektubunu o kadar istediği halde vermedi ve onu ateşe atarken asıl af di leyecek biri varsa yaptığı şımarıklıklar dan, budalaca hareketlerden dolayı bunun kendisi olması lâzım geldiğini düşündü. Bir daha böyle çılgınlıklar yapmıya, hele «aynlalım» sözünü ağzına almıya tövbeler etti. Peride Celâl Arazi ve gayrimenkullere kredi temini Muhtelif çiftçilertn imzalarile aldı ğımız mektubda, arazi ve gayrimenkullere kredi teminine dair başmakalemizden bahisle şöyle deniliyor: «Gazetenizin 18 şubat tarihli nüsha sınm birinci sahife ve sütununda (Memleket kalkınmasmın dayanabileceği büyük temel) başlıklı yazıyı tekrar okuduk. Şeraiti istihsaliyemizde âmü olacak esasların birçoklarmı yakmdan görüş kudretile başmakalesinden ötedenberi eksik etmiyen Bay Yunus Nadi, işte bu son yazılarmda da memleket çiftçiliğinin eskidenberi temas edilmiyen çok mühim bir derdini ortaya koymak suretile bütün düşüncelerimizi bir yerde ve bir çerçive içinde toplamış bulunu yorlar. Saltanat devrinin muhayyel faraziyelerini hakikate kalbederek husul ve tahakkukunu dünyaya göstermiş olan Cumhuriyet idaremizin memleket ziraatinin inkişafma matuf yeni hamlele rinden birini teşkil eden ve önümüzdeki ay içinde içtimaı kararlaştırılan büvük ziraat kongresinin dikkat nazarlarına arzedilen bu dilek lüzum ve ehemmiyetile önlenirse uğrurrmzdaki koca bir engel yıkılmış ve Türk çiftçiliğine doğrudan doğruya canlı yeni bir hayat verilmiş olur. Bunu yürütmeğe matuf olan kudret ve zekâ başkalarmda değil, kendi şeflerimizde mevcuddur. Binaenaleyh bu ehemmiyetli ihtiyacımızı yalnız kon greden değil, bütün alâkalı devlet makamatmdan varlığımızla diler ve rica ederken çok içten gelen hissiyatımıza tercüman olan Bay Yunus Nadiye de sonsuz saygılanmızı sunanz.» BH aksamki program ) ANKARA: 12,30 muhtelif plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk mu^ikisi ve halk şarkıları 13,15 dahüî ve haricî haberler 18,30 plâk neşriyatı 18,35 ingilizce ders: Azime İpek19 Türk musikisi ve halk şarkıları (Haluk Recai ve arkadaşları) 19,30 saat ayarı ve arabca neşriyat 19,45 Türk musikisi ve halk şarkıları (Nezihe ve arkadaşları) 20,15 konferans: Parazitolog Nevzad 20,30 saksofon solo: Nihad Esengin 21 ajans haberleri 21.15 karışık plâk neşriyatı 21,45 yarınki program ve İstiklâl marşı. İSTANBUL: 12.30 plâkla Türk musiklsl 12,50 hava dis 13,05 plâkla Türk musikLsi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19 konferans: Ali Kâmi Akyüz (Çocuk terbiyesi) 19,30 Beyoğlu Halkevl Gösterit kolu tarafından bir temsil 19,55 borsa haberleri 20 Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk mu.sikisi ve halk şarkıları 20,30 hava raporu 20,33 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 20.45 Muzaffer Güler ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,15 Mustafa ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkılan 21.50 orkestra 22,45 ajans haberleri 23 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 23,20 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. VİYANA: 18,25 karışık yayın 20,30 ORKESTRA KONSERİ 21,05 BÜYUK KONSER: Franz Lehard'ın eserleri 23,15 haberler ve sa ire 23,25 MUSİKİ VE EĞLENCELI YA YIN. PEŞTE: 18,30 KONSER 19,55 konuşma 20,35 OPERA YAYINI. istirahatlerde siyasi ha berler, sonra ÇINGENE ORKESTRASI 24,05 ingilizce haberler 24,25 cazband takımı 1.10 son haberler. BUKREŞ: 18,05 KONSER, istirahatlerde haberler 19,55 konferans 20,15 MANDOLIN KONSERİ 20,35 konferans 20,50 opera: Kavaleriya Rustikana ve Palyaço (gramofonla>, istirahatlerde haberler, spor 23,50 fransızca ve almanca haberler. PARIS [P. T. T.]: 18.20 karışık yayın 20,50 PİYANO KONSERİ 22,05 KONSER (Brükselden nak len) 23,05 dinî yayın 23,20 KORO KONSERİ 24,05 musiki konuşması, haberler, gramofon ve saire. MİLÂNO: 18,20 DANS MUSİKİSİ 18,55 karışık yayın 20.35 ORKESTRA KONSERİ 21,05 karışık yayın 21,25 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 SENFONİK KONSER, sonra haber ler 24,20 DANS MUSİKİSİ 1 hava. Milton'un «İki açıkgöz» filmindeki haiinden iki poz nin «Rus minaresi» le «atlıkannca» filân olsa neyse.. Ta hapisaneye kadar soktular. Böylelikle o kordelâyı atlattık. Gelelim, son filmim «Beyaz rüya» ya!. Ah.. Bu eseri çok beğendim dogrusu.. Onu çevirmekle sinema tarihinde tarihî bir devir yaşadım. Fakat sinemada âdet olduğu üzere her sahneyi ayn ayn çevirmiş olduğuma göre mevzuu baştanaşagı size anlatamıyacağım.. O sırada küçük çocuklardan biri masaya yaklaşarak komiğe bir resim uzattı, o da imzaladı. Fakat çocuk haykırdı: A.. Oldu mu ya.. Milton diye imzalamışsınız, ben Bubul imzasmı atmanızı istiyordum. Milton bir daha kalemine davrandı ve yavrunun istediği tarzda bir imza attı. îşte size Fransızlann halk artistinin halk arasında geçirdiği bir iki saatten bir safha!. Katil İhsan Fransada tutulan firarî, yakmda yola çıkarılıyor Üsküdarda 60 yaşlannda Onnik a dındaki ihtiyarı annesinin parasını gas bettiği iddiasile öldüren ve sonra mevkuf bulunduğu Üsküdar hapisanesinden fi rar eden İhsan hakkındaki tahkikat ik mal edilmiştir. İhsanm Fransaya kaçtığı tesbit olunmuştur. Fransız zabıtası tarafmdan yakalanan katil, bugünlerde sehrimize gönderilmek üzere yola çıkarıla caktır. îhsanm gemi ile firar ettigi anlaşılmıştır. Bu hususta lâkaydisi görülen memurlar, meslekten ihrac edilecek ve mahke meye tevdi olunacaklardır. Bir iki satırla •Jt Ekseri filimlerde Japon ve Çinli rollerini oynıyan ve bilhassa polis hafiyesi Charlie Chan şahsiyetini yaratmakta şöhret kazanmış olan Warner Oland uzun bir zaman için istirahate çekilmiş tir. Birkaç seneden evvel tekrar beyaz perdede görünmyicektir. Bu artist aylardanberi senaryoları saçma bulduğu için hiçbir filimde oynamak istemiyordu. Hakikati halde ise Warner müthiş bir sinir illetine tutulmuştu. Mütemadiyen rejisörlerle, operatörlerle, elektrikçilerle, asistanlarla kavga ediyordu. Bu yüzden bir iki filmin vücude getirilmesinden sarfınazar edildi. Nihayet mütehassıslar tarafından muayene edilen Warner Oland'ın cidden rahatsız olduğu meydana çıktı ve kuntratında mevcud taahhüdleri ifa edememekte mazur bulunduğu anlaşıldı. Sjmdi artist Kaliforniya'daki mükellef kâşanesine çekilip istirahatle meşgul bulunmaktadır. Onunla mukavelesi olan filim kumpanyası ise yanda kalmış Charlie Chane kordelâlarını tamamlatmak için genc bir Çinli artisti yetiştirmekle uğraşıyor. Bu Çinli artist ki ismi Keye Luke'dir ekseriya \Varner Oland'ın filimlerinde onun oğlu rolünü oynardı. Bakalım, baba rolünde de ayni muvaffakiyeti gösterebilecek mi? Troçki'nin oğluna bir otopsi daha yapılacak BARTINDA Azim Kitabevi, tbrahîm Cemal Ahmed Kemal Cumhuriyet Gazetesinin ve bütün mekteb kitabları, kırtasiye, gazete ve mecmualann tevzi yerıdir. •JC HolUTid'daki İtalyan artisti îsa Miranda yakında meşhur Fransız piyeslerinden «Zaza» dan iktibas edilmiş olan bir filim vücude getirecektir. Bu mevzu 1923 te sessiz olarak Gloria Svvanson tarafından da oynanmıştı. •+C Bir çocuğu olması neticesi Gary Cooper'le karısına eski oturduklan köşk Sedov Troçki dar geldiğinden yeni bir eve taşınmışlarParis 24 Troçki'nin ikinci oğlu odır. lup geçenlerde ölmüş olan Leon Sedo • f Spencer Tracey ile Clark Gable ^ Troçki'nin cesedi üzerinde yapılan otopsi «Teest Pilot» filminde gene birlikte oyneticesinde kendisinin peritonit'ten öldüğü meydana çıkmıstır. Maamafih Troç namaktadırlar. ^ Claudette Colbert'in son çevirmekki'nin talebi üzerine yeniden bir otopsi te olduğu «Sekizinci» filminde dehşetli yapılacaktır. (a.a.) utangaçlığı tutmuş, kordelânın banyoya Stenoğrafi kursu girmek lâzım gelen bir sahnesinde stüdyoBeyoğlu Halkevinden: da operatörle rejisörden maada kimsenin Evimizde yeniden istenoğrafi kurs kalmamasını istemiştir. lan açılmıştır. Haftada iki saat olmak üzere 3 ay devam edecektir. Tedrisata 7 mart 938 pazartesi günü saat 6 da başlanacaktır. Arzu edenlerin kaydolun mak üzere evimize müracaatleri rica olunur. 'Ar George Brent eski zevcelerinden Ruth Chatterton'un ve Constance Worth'un hesablanna 27,000 dolarlk Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerinbir borç ödemek mecburiyetinde kalmış deki nobetçı eczaneler: tır. Istanbul ciheti: Eminönünde (Beşir Kemal), Alemdarda. 'Ar Dita Parlo Françoise Rosay, Re (Sırrı Rasim), Küçukpazarda (Hasan Hune Lafevre, Pierre Brasseur «Ren üze lösij, Kumkapıda (Cemil), Şehzadebaşında rinde sulh» filminin başrollerini oynıya (Hamdi), Fenerde (Vitali), Karagümrükts (Fuad), Şehremininde (Nâzım), Aksarayda caklardır. (Sarim), Samatyada (Teofılos), Bakırkoy•Jc Gaby Morlay meşhur bir romândan de ıMerkez), Eyubde (Arif Beşer) eczaneiktibas edilen «Sol tarafından kalktığı leri. Beyoğlu ciheti: gün» filminin başrolünü oynıyacaktır. Şişli Halâskâr Gazi caddesinde (Asım), Jf Abel Herman'ın meşhur eseri «Ku Taksim Firuzağada ^Ertuğrulj, Beyoğlu istiklâl caddesinde (Galatasaray), Tunelde marhane direktörü» nün filme çekilmesi (Matkoviç), Galata Okçumusada (Yeni yol), Fındıklı tramvay caddesinde (Mustamevzuubahistir. fa Nail), Kasımpaşada (Müeyyed), Has •^ Fransız rejisörü Abel Gance ori köyde (Nesim Aseo,) Beşiktaşta (Vidin), jinal bir senaryoyu esas ittihaz ederek Ortaköy, Arnavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıköy Eskiiskelede (Sadık), Yeldeğir«sYara» isminde bir kordelâ yapacakhr. meninde (Uçler), Üsküdarda (İmrahor), ^ Uzun burunlu komik Jimmy Du Buyükadada (Halk), Heybeliadada (Ta rante Shirley Templ'in yeni filmi naş), Beykoz, Paşabahçe, A. Hlsar eczaneleri. «Broadvvay'in küçük kızı» filminde başÖLÜM rollerden birini oynıyacaktır. Selânik mübadillerinden Yenice Vardar eşrafından Fatura Ahmed zevcesi Bayan Rabia müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün vefat etmiş MİSCHA ELMAN ve THİBAUD tir. Cenazesi bugün saat 2 de Balat kadan sonra 3 üncü ve mükellef rakolu yanındaki evinden kaldırılarak musiki hâdisesini Edirnekapı camiinde namazı kılmdık tan sonra Edirnekapıdaki makberei mahsusuna defnedilecektir. Allah rah met eyliye. NOBETÇI ECZANELER SARAI sineması Yegâne piyano Resitalini BOROVSKi'nin 2 Mart Çarşamba akşamı için ilân eder. Biletler gişemizde satılmaktadır. Telefon : 41656 Kongreye davet Haydarpaşa Lisesini Bitirenler cemi* yeti başkanlığından: 17/2/938 perşembe günü toplanması kararlaştırılan cemiyetimizin fevkalâde kongresi bazı sebebler dolayısile tehir edilmiştir. Bu toplantı 25/2/938 cuma günü Eminönü Halkevinde tam saat 16.30 da yapılacaktır. Mezunlarımızın gelmeleri rica olunur. TURAN TİYATROSU San'atkâr Naşid ve arkadaşlan cumartesi günü akşamı 8 kişilik Matmazel Miçe Pençef varyetesi ve Macar varyetesi birlikte (Dörde kadar) vodvil 3 perde 1 mart salı gününü bekleyiniz. HALK OPERETİ 25 şubat cuma akşamı 9 da ve 26 şubat cumartesi gündüz Şehzadebaşı Turan tiyatrosunda, 28 subat pazartesi Beşiktaş Suadpark tiyatrosunda, 1 mart salı akşamı Pangaltı Kurtuluş tiyatrosunda. J ENAtLER büyük operet, orkestra. bale ERTUĞRUL SADt TEK Tiyatrosu Pazartesi (Kadıköy . Süreyya)' Salı: (Bakırköy) Çarşamba: (Üsküdar) sinemalarında SEFİLLER 8 perde. Yazan: Viktor Hügo UYKUSUZ GECELER filminde Pazartesi akşamı GABY MORLAY | SAKARYA'da Bugünden itibaren emsalsiz program Üsküdar Hâle sineması CALI KUSU JEANETTE MAC DONALD ve NELSON EDDY tarafından oynanan ASRî sinemada BAY TEKİN Pek yakında : Istanbula geliyor. Hazırlanınız A V C I ROSE MARY DEVRİALEM Fransızca sözlü Nefis operet filminde gilzel şarkılar söyliyeceklerdir. Fransızca sözlü Aşk, macera ve gilzelllk filmi Douglas Fairbanks Meşhur artist • BUyük ve güzel ıracera filminde sizi bUtUn dünyayı dolaştıracaktır. Londra Kral Corç Woolwich'deki fabrikaları ziyaret ederek son sistem topları teftiş etmiştir. sinem"sında Ü RK MACERA ADAMI ^ ° CT R A N C EN