IBaitarafi l tncı sahijedel hiçbir vaziyet almamakla beraber Türkiyeyi bir teşekkülün emrivâkiı karşısında bulundurmak ister gibi görünen Mılletler Cemiyeti uzuvlannca ittihaz olunan ha rcket tarzından mütevellid hayretimi iz har etmeğe ehemmiyet veririm. Bu harekât tarzına karşı hükumetimin en kat'î ihtiraz kayidlerini dermeyan ettiğini size beyan mecburiyetini hissediyorum. Milletlcr Cemiyeti Komisyonu Sancakta mandater devletlerin fi'lî iştirakile etüdler yapmıştır. Bu çalışma birliği neticesi olan nizamname projesi bu iste en ziyade ilgili devlet olan Türkiye hükumetine sadece bilgi için ve gayriresmî surette tebliğ olunmuştur. Demek ki proje, bu gibi ahvalde takib edilen usule göre, Milletler Cemiyeti Konseyi reisi tarafmdan sırf şeklen kabul edilmesi suretile kat'î mahiyetini iktisab cyliyecektir. B. umumî kâtib, elbette teslim edersiniz ki, Konseyin 29 mayıs tarihli kararlarının icrası bu yüzden hükumetimin murakabesinden tamamile kaçtığı halde diğer zâmin devlet icra keyfiyetine en sıkı bir şekilde karıştınlmıştır. Halbuki Konseyin yukanda anılan karanndan beri manda organları Sancakta hayırhah ve bitaraf bir hâmi otorite gibi değil, belki Sancakta faik olan Türk unsuru zararına olarak intihablar neticesi üzerine geniş mikyasta tesir hâsıl edecek mahiyette daimî müdahalelerdc bulunan işte ilgili bir taraf gibi hareket etmişlerdir. Cumhuriyet hükumeti Sancakta Türkiyenin lâkayid kalamıyacağı bir sömürgeleme hareketi takib eden manda mü messillerinin icraatı üzerine Fransa hükumetinin ciddî dıkkat nazarmı çekmekten geri durmamıştır. Aşikârdır ki, Milletler Cemiyetinin bu Irünazaalı işteki rolü, manda otoritelerinin hareketlerini örtmek gayesini değil, bilâ kis alâkadar taraflar arasında bu hava liye aid itilâfı tevfik ve böylece matlub «ükuneti temin etmek maksadile ittihaz edilmiş olan ve hakikate bir kontromi teşkil eden Milletler Cemiyeti kararlarının metin ve ruhuna tamamile uyarak mevzuu bahs işi tesviye için Fransa ve Türkiyenin fevkine çıkmak suretile bir bitaraflık ha rekâtı icra etmesi maksadına matuf olmalı idi. Sancak seçimlerine müteallik nizamname projesinin tanzim ve tatbikında Milletler Cemiyeti organlarının kararlaştır dıkları usulün Milletler Cemiyetine en halisane bir surette sadık memleketlerin şimdiye kadar bu cemiyete ve en müşkül ahvalde Cenevrenin milletler arası organiz mine karşı gösterdikleri bağlılığı kurvet + lendirecek mahiyette olduğunu burada tasdik etmek bence mümküf değildir. Binaenaleyh bu tarzı harekete karşı şiddet le müdahale etmeği, Milletler Cemiyeti komisyonunun intihabata müteallik olan 29 mayıs kararlannı konseyce hakemliği yapılan ihtilâfta ilgili taraflardan birile iş birliği yaparak hazırlanmış olan şartlar dairesinde tatbik mevkiine konmasına karşı Cumhuriyet hükumetinin ihtirazî kayıdlar serdettiğini size bildirmeğe müsaraat eylerim. Dr. Tevfik Rüşlü Aras Türkive Hariciye Vekili Vesika 2 Ankara, 16/12/937 15 kânunuevvel tarihli telgrafınızı aldığımı bildirmekle şereflenirim. înlihab komisyonu, Konseyin intihab nizamnamesi hakkındaki kararlarının neticesini tesbit etmis olduğundan kâtibliği aşağıda ki husushrın ifasına davet etmiştir: 1 İntihab nizamnamesinin mer'ivete konulması için tertibat alınması taîebile Fran«a hükumetinin tebliği, 2 Konsey kararına göre intihaba tm icrası tarihile memurlann tayinleri hususunda intihab nizamnamesine müsteniden Konsey reisine terettüb eden kararları ittihaz etme'i inn ko™vsvon tekliflerinin Notalarımızın tam metinleri Konsey reisine bildirilmesi. Telgrafnamenizi Konsey reisine, intihab komisyonu reisine ve Fransa hükumetine tebliğ ediyorum. 'Avenol Umumî kâlib Vesika 3 Milletler Cemiyeti Konsey Reisliğine Cenevre 6 tkincikânun 1933 CUMHUBİYET ingiliz gazetecisinin yazıları Atatürk neden Ankat ayı Istanbula tercih etti ? İngiliz muharriri, «Türkiye ile Ingiltere arasmdaki yeni dostluğu Atatürkün dehası kurmuştur» diyor Sunday Times gazetesine Scrutator müstear namile siyasî makaleler yazan ve ahiren Türkiyeyi ziyaret eden Soden ham Türkiyedeki tetkiklerine dair yazdığ makalelerin ikincisini de neşretmiştir. «Bir mülete yenibaştan bir şekil verildi», «Türkiyenin yeniden hayat bulu?unun tarihi» ve «Atatürkün sulh politibısı» serlevhaları altında neşredilen bu makaleyi naklediyoruz: «Kemal Atatürk Gelibolu yanmadasında Avustralya ve Yeni Zelând kuvvet" lerini durduımuş, Filistinde harbetmiş ve Umumî Harbden sonra Yunanlıları mağlub ed;rek Gazi unvanını almıştır. Lâkm 1923 te Türkiye cumhuriyeti ilân edilinciye kadar Atalürkün mükemmel as ker oldu'ru gibi mükemmel bir devlet adamı » olduğunu kimse keşfetmemişti. Devlet adamı görüşünü haiz olduğuna itımad, i!k alâmet devletin yeni merke zini Ankarada kurmuş olmasıdır. O zaman Atatürk, bugünkü gibi Ingilterenin sağlam bir dostu değildı. Lâkin daha Ankarayı kurarken yalnız bir yeni merkez yapmakla kalrruyor, biz Ingilizler icin de salim bir şark politikası tesis etmiş bulunuyordu. ingiliz büvük elçisi Si' Percy Loraine Ingilizlerin Türkiyedeki prestijini tarihî büj'ük elçi Stratford Conwing zamanın daki seviyeye getirmişti. Lâkin büyük tarihî elçinin elde edemedıği muvaffakiyetlere imkân veren Atatürkün dehası ol muştur. Bugün Avrupanm en muktedir devlet adamı belki Atatürktür. Fakat en cesuru ve en orijinali muhakkak müşarünileyhtir. Ingilizlerin çoğu Atatürkün yalnız is mini bilirler, müşarünileyhin yarattığı büyük tarihî hareketi lâyıkile takdir edenler daha nadirdir. Modern Türkiyenin on dört senelik tarihini tek bir makaleye sığdırmağa im kân yoktur. Azamî yapılabilecek şey, cari ingiliz siyasetile temas temin edecek bir iki nokta bulmak ve jarkın yeni bir hayat bulacağına ümidler uyandırmak t:r. intihabı; Atatürk politikasmm üstada ne anahtannı teşkil eder. Müceddid neden Ankarayı îstanbula tercih etti? Bu tercihteki hâkim saikler siyasidir. Türkiye büyük bir harbden, imparator lukdan sıyrılmış olarak çıkmıştı. Lâ kin Atatürk daha 1923 te, memleketi için, sadece harbin hükmünü değiştir mekten daha büyük bir ideal düşünmüştii. Harbin bükmünü kabul ederken bu mağlubiyetten halkı için şimdiye kadar asla nail olmadığı bir refah ve saadet hissesi çıkarmağı tasavvur etmişti. Eski imparatorluğun remz ve itibanni kaybetmiş merkezi olmak itibarile Ijlanbul yeni demokrat Türkiyenin merkezi olmak evsafını kaybetmişti. Burasf Türk olmaktan ziyade kozmopolit bir beldeydi. Yeni merkez Anadoluda olmalıdır, Çünkü burada kendisinin taraftarlan dai ha metin on dört sene evvelki vaziyet« göre yazıyoruz ve halk kütlesi kanca" daha halis Türktür. Müsarünileyh kendi halkının kuvvetini iyi bildiği gibi zayıf ta^ rafmı da pek iyi biliyordu. Türkler Yu^ nanlılar gibi hünerver değildirler, Türklei rin meziyetleri sebat ve çalışkanlıktır. îâ** tanbulda bu basit çiftçilar ifsad edilebi # lirler, yahud beynelmilel ticaret ve ma« liyenin giriftliği içinde kaybolup giderle»* di. 24/12/1937 Cumhuriyet hükumetinin Sancakta intihabların tanzimine rnütedair olan nizamnamenin tahrir* ve tatbik mevkiine vaz'ı hakkında kat'î ihtiraz kayıdlan dermeyan etmiş olduğunu Konseye bildirmekle şe reflenirim. Bu ihtiraz kayıdlnnm iptina ettikleri mülâhazalardan bazıları şekil ve usule ve diğerleri esasa taalluk etmektedir. Cum huriyet hükumerinir. fikrınce Milletler Cemiyeti komisyonu tarafmdan hazırla nan nizamname projesinin ihzar şekilleri ve nizamnamenin tatbik mevkiine vaz'ı hususunda tutulan usul, 29 mayıs 1927 kararlan metin ve müeddasına aykmdır. Filhakika Sancak intihablarının tanzimi Türkiye ile Fransa arasında Milletler Cemiyetinin sahabeti altında husule gelen anlaşma tarzına bir engel teşkil etmektedir. Bu anlaşmanın müdekkikane hazır lığı Eksperler komitesince yapılmış, hassaten mevzuuna en iyi elveren formülleri araştırmak için sarfedilen gayretlere Türkiye azası fail bir surette iştirak et miştir. Türkiye hükumeti fikrince nezaret komisyonundan ayrı olan ihzar komisyonunda kendisinin de birlikte çalışmasına lüzum görüleceği mütaleasında bulunmuştu. Halbuki Türk Fransız iştirakinin haric bırakıldığı bu nezaret, komisyon hakkındaki Konsey kararı kat'î olsa da beş delegeden mürekkeb ihzar komisyonunun kaleme alacağı metinlerin 29 mayıs uzlaşmasının ruhundan ayrılmaması ve ihtilâfın yeniden başgöstermemesi için Türk ve Fransız delegelerinin yardımına müracaat etmesi lâzimeden idi. Hükumetim tarafmdan bu hususta dermeyan edilen talebler Fransa hükumetince kabul edilmedi ve metinlerin bu takyidî tefsiri karşısında, biz heyeti umumiyesile bir yanlış anlama teşkil eden metnin esasmda mevcud hatayı kaydetmekten başka bir şey yapmadık. Milletler Cemiyeti komisyonunun henüz başIangıcda sürüklendiği salâhiyet iltibası ilk tesîrlerini, şüphe yok ki, bu komisyonun Cenevre âli müessesesine ayni sıfatla tâbi îki heyet arasında iş birliği olrrfasından daha mantıkî bir şey olmıyacağını zannederek Sancakta manda muaflarile tesisine lüzum görüldüğünü mezkur iş birliğinde göstermiştir. Sancaktaki ilk tahkikatı esnasmda geçen zaman zarfında komisyona hep manda makamlan delil olmuştur. Komisyonun bu suretle hüsnü niyeti, doğru müşahede ve adilâne ve bitaraf a ne karar şeklinde tecelli etmeğe im kân bulamazdı. Bu vesile ile hazırlanan nizamname projesi, Türkiyeye gayri resmî ve sırf malumat olarak bildirilmiştir. Komisyon, manda ma kamları tarafmdan kendisine hiç bir telkin, hiç bir hulâsa ve ne de bir tashih talebi vaki olmadığını ve proje nin kaleme alınmasmda hiç bir eleman verilmediğini, komisyonu gön deren Konsey huzurunda söyleye mez.. Fakat Komisyon, uzlaşması da ikinci alâkalı devlete 29 mayıs kararının kaleme alındığı sırada Konseyde yapıldıgibi, sadece serî bir nokta üzerinde dahi olsa verebilece^ı malumata müracaat etmiş olduğunu da size söyliyemez. Cum huriyet hükumetinin ihzar komitesile be raber çalısması hakk'ndaki talebine ko misyon mesaisinde Türk konsoloslannm vard'm'na müracaatta kusur etmiveceSi cevabı verilmiş olmasma göre, komisyonun bu içtinabı bir kere daha anlaşılmış olur. Bu konsolosluk, komisyon tarafmdan bir guna malumat itasına veya reylerıni beyana davet edilmedikten başka komisyon da ondan mücanevete Kizum görmüştür. , Bu halde Cumhuriyet hükumeti, anlaşma aslının mahiyetini tamamen değiştirebilecek tefsirî bir nizamname ile anlaşma esaslarıntn gelif i güzel tatbik olunmasını kabul edemez. Bu sebeblerden dolayıdır ki, hükumetim, metni tarafımıza bildmlen telgrafnameyi genel sekretere göndermiştir. Meselenin esasına gelince, komisyonca kaleme alınıp şimdiki Konsey reisi tarafından tasdik olunan projenin tetkiki, hükumetimin endişesini ve proje hakkında sureti mahsusada dermeyan ettiği ihtirazî kaydi tamamile haklı göstermiştir. Sancak intihablarını idare ve tanzim edecek nizam namede caiz ve hâlâ maliye direktörü bulunan muavini Cebbara tarafmdan eksperler komitesi verilen izahat üzerine komitede görüş birliği reddolanan tekliflerin birçoğunu tekrar ele aLmaktadır. Aynca ürkütmeğe ziyadesile elverişli ve seçim serbestisine münafi bir yılgınlığm Sancakta hüküm sürmesine badi olacak mahiyette bir takım cezaî hükümleri ih tiva etmektedir. Kabulü mümkünsüz olan bu nizamnameyi teşkil eden 87 maddede her birinin gerçek mânası hakkmda Konseyi mufassalan tenvir etmeğe Türkiye daimî delegesi hazırdır. Delilleri mi tebarüz ettirmek için birkaç bellibaşl; misal zikredeceğim. Eminim ki, Konsey, bunlan hakikî kıymetlerile takdir eyliyecektir. Hakikat halde milletler iradesinin ilk tecelli merhalesini teşkil eden münte hibler listelerinin kayidleri nizamnamede tahrif olunmuş ve âdeta bir nüfus sayımı şeklini almıştır ki, eksperler bu fikri açıktan açığa reddetmiştir. Konsey azalarının ve eksperler komitesi zabıtnamelerile müeyyed müeddasmca intihabların bu ilk safhasmda icra edilecek yegâne murakabe komiserinin reyini serbestçe izhar etmesi üzerinde bilvasıta tesir icra etmek değil, belki o kimsenin mükerreren tesçillerine mâni olmak gayesini istihlâf etmeli idi. Bu kayidlerin bidayeten teemmül olunduğu gibi gizli olmayıp alenî olmasının sebebi, evvelki sayımlara bakılmıyarak her cemaatin listelerine reylerini vermiş olan müntehibleri bu sistem sayesinde tâdad etmektir. Komisyon, ilk murakabe yapma hakkmı takınmıyor ve bayret verecek derecede kaygın olan bu sahada aldığı tedbirler, millî idarenin tezahürünü mezheb ihtilâi^f ları sevkile yanlış yola saptırmağa mün cer oluyor. (Nizamnamenin 15 inci ve 20 nci maddelerine bak.) Başka bir misal: Komitede bir çok münakaşadan sonra intihab etmek ve edil mek haklarına ehliyetsizlik halleri ana yasanın yedınci maddesıle tesbıt olun muştur. Bu madde yapılan tadat takyididir. Tayin mahiyetinde değildir. Bu zenginleştirmenin ancak ekseriyet unsuru olan Türk unsurunun istihdaf edebileceği, Sancağı tanıyanlarca aşikârchr. Mevcud otoritelerin nizamname mucibince haklı olarak yanlış addedebilecekleri beyannamelere karşı kullanılan cezalar, Eksperler komitesince derpiş olunan muamele hilâfma olarak her cemaatten bir mü messil bulunmasına imkân bırakmamak ihtimali ve ikinci derece müntehiblerle meb'uslan taksim etmek için lâzım gelen en sağlam unsur bir kaç küsura yakın o larak kaydedilen müntehiblerin adedin de mevcud iken bu mukasemenin bilâ temyiz üç intihab dairesi arasında yapılması hususunda komisyona verilen mutlâk salâhiyet, hep Türk unsuruna karşı müteveccih ve diğer unsurların ittifakını ve iktidar mevkiine geçmesini kolaylaştır mağa matuf hükümlerdir. de sertleşmiş yüzüne baktı. Çenesine kadar gömüldüğü kukulete gibi birşeyin içinde susuzluktan ve ümidsizlikten şişmiş etli ağzı görünüyordu. Sonra başını önüne eğdi. Anî bir dehşet kalbini durdurdu, zira çekili iki çift öküzün boynuzlarından ileriye uzıyan kütüklerle yüklü araba oracıktaydı. Göz kapaklarının son açılıp kapanması içinde kütük kesiklerindeki odun yuvarlaklannı farketti. Sonra gözlerini kapadı, sadmenin şiddetile sarsıldı, sr ğırtmaçm çığlıklarını ve hazin bir böğürme duydu: Sanki katil makine hayvanların üzerinden geçmiş, onlan ezmişti. Gözlerini tekrar actı: Yesil, masum, taze birşey gözbebeklerini doldurdu. Ma kine içinde sayısız beyaz nilüferlerin yüzdüğü kanahn yeşillikli sahilinde, düdüğile gürliyerek, koşuyordu. Arkalarında toz anaforu ölüm geçidini sakhyordu. Ve tü" lün dalgalanmalan arasında, şapkasmın kanadları altında sağ ve mağlub olmıyan yüzden bir kahkaha koptu. Bu gayriihtiyarî bir gülüştü; gözleri nin köşesini yaşlarla ıslatan, onu ikiye büken ve her hamlesinde hemen hemen k'racağa benziyen mütekallis bir kadın gülüşü. Fakat zâfına ve rahatsızlığına muzaffer bir istihfaf manzarası verdi. Bundan daha fazla olarak mandater otoritenin hizmetindeki müdür ve muhtarm iştirakile iııtihab büroları teşkil ve reylerini serbestçe kullanmalan lâzım gelen müntehiblerin ifadelerine müdürle muh tara itiraz ebnek hakkı verilmesi, intihabların encamını manda otoritelerine terketmek olur. Halbuki intihabların serbesti sini temin etmek için Konsey, intihabla nn heyeti umumiyesini ihzar ve nezaret komisyonlanna tevdi etmeğe karar ver miştir. Hükumetim, emindır ki, bu bariz tarafgirlik, Milletler Cemiyeti Komisyonunun işi değil, komisyon ile manda otoriteleri arasında ve bu otoritelerle manda hizmctinde bulunar. yerli unsurlar beynindeki sıkı iş birliğinin marifetidir. Sancakta tatbik edilecek olan nizamname, mayıs ayında kabul ettığimiz telhis şekline aykırı bir nızamnamedir. Bundan doğacak re jim, anlaşmanın istihdaf ettiği rejim de ğildir. Kararınızla ve Fransa iîe yapılan uzla«ma ile bağlı bulunan hükumetim me tinlerin bu suretle tahrif olunması hususunun kabul edilmiyeceğini beyan ederek ve 1937 mayıs celsesi sonunda gösterdiği muvaffakiyetin bazı nazarî formülleri istihdaf etmeyip belki uzlaşma heyeti umumiyesinin filen tahakkukunu istihdaf eylediğinin sened ittihaz olunmasını rica eder. Binaenaleyh, hükumetim zaten hata ile lekeli olan bu nizamname hakkında sureti mahsusada ihtiraz kayidleri dermeyan eder ve bu nizamnamenin Konsey huzurunda zaten alâkalı taraflar olan iki devletin beraber çalışmasile yeniden tetkik olunmadskça tatbik mevkiine konulmasını protesto eder. Tevfik Rüştü Aras Türkiye Hariciye Vekili Vesika 4 Tevfik Rüştü Aras Hariciye Vekili ANKARA 24/12/1937 tarihli telgrafınızı aldığmnı bildirmekle seref duyarım. Arzunuz veçhile telgrafı Konsey reisine tebliğ et tim. Konsey reisinin talimatına tevfikan adı geçen telgrafm Konsey azalarına bildirilmesi icin lâzım gelen tedbirleri aldım. Bu telgrafı Konseyin gelecek içtima devresinde meselenin ruznameye ithal edilmesi için bir müracaat olarak telâkki et mem lâzım gelip gelmediğinin iş'arını rica ederim. Avenol I Umumî kâtib Vesika S jMilUUer Cemiyeti umumî kâtibliğine Cenevre 2 5 1 2 1 9 3 7 tarihli telgrafınızı aldığımı bildirmekle şeref duyarım. 24 kânu nuevvel tarihli telgrafımla Konsey reisine bildirmekle şerefyab olduğum veçhile Türkiye hükumeti Sancakta yapılacak intihabatın tanzimine müleallik talimatnamenin ihzan ve tatbika vaz'ı hususu hakk:nda kat'î ihtirazî kayidler dermeyan etmektedir. Adı geçen telgrafımın muhteviyahndan konsey azalarını haberdar etmesini konsey reisinden rica etmiş olduğumdan reisin meseleyi konseyin gelecek içtima devresinde ruznameye derc ettireceğini kuvvetle ümid ederim. Tevfik Rüstü Aras Türkiye Hariciye Vekili Vesika 6 Tevfik Rüştü Aras Türkiye Hariciye Vekili ANKARA 28/12/1937 İskenderun intihabaü meselesinin 1 7 kânunusanide açılacak olan Konseyin 100 üncü içtima devresinin muvakkat ruznamesine kaydedildiğini 27 kânunuevvel tarihli telgrafıma zeylen bildirmekle kesbi şeref eylerim. Avenol Umumî kâtib Ölüm! Ölüm!, diye hıçkırdı, son koz! Bir kırlangıç öldürdünüz ve sakin sakin dört öküzü korkudan bağırttmız. Artık can evinden, mevcudiyetinin en derininden, cevherinin meçhul uçurumundan taklid olunamaz bir sesle gelen, fakat kendi ruhuna ve kendisini dinliyenin ruhuna sahte görünen, bu güliişe mâni olamıyordu. Arkadaşı ona bakmadan, kendisini bu alayı tebarüz ettirmekten ve hafif ne^eye çevirmekten meneden, uyuyan bir kin gibi düğümlenmiş ıstırabile susuyordu. Herşey oyundur, dedi. Yanşı yavaşlabyordu. Şimdi yol kimsesizdi. Bütün ova, işaretlerden ve de vamlı fasılalardan yapılmış bir musiki hatırası gibi, uzak bir inziva olmuştu! Zira yeşil filizler, ve onların üstünde solgun düz yollar, ve uyuşmuş kanallar, sıraya dizilmiş dut, söğüd, kavak ağacları, ufkun çizgilerine uyan bütün çizgiler, ahenkli bir ağırhkla namütenahiye doğru uzanıyordu. Ve bu bozulmamış semanın hakimiyetiydi! Zira bütun sakin sulara akseden havaî birşey, büyük gözlerin irr san yiizünü hafifletişi gibi, toprağı hafifletiyordu. Bir realist Türkiye makine devrinden evvel bü • yük bir devletti. Terakki edeyim derken imtiyaz peşinde koşan ecnebilerin tuza « ğma düştü. Bunların mensub bulunduk • ları hükumetlerse bu teşebbüsleri siyasî maksadlarla kullandılar. Yeni Türkiye * nın bu tehlikeden kaçınması lâzımdı. Süratle hareket etmesi ve kendi istikbalini kendi kaynaklarile temin eylemesi icab ediyordu. İşte yenî merkezin intihabında Anka" ranm Istanbula tercihinde bu düşünceler müessir olmuştur. Türkiye için yeni bir temel kurmak eski binayı yamamaktan daha hayırlıydı. Istanbulun sırası, ileride, veni Türkiye kendisine sağlam temeller kurduktan sonra gelecektir.» Yeni bir hareket mebdei Çok uzun olan bu makalenin sonunu Ankaranın yeni merkez olmak üzere yann neşredeceğiz. Yılbaşı gecesi Paris Doğura evinde dünyaya gelen beş çocuk Londra 5 (Hususî) A\oıstralvada garib bir hâdise olmuştur. Bir kadın biri erkek diğeri kız olmak üzere iki çocuk doğurmuştur. İkizlerden biri diğerinden beş gün sonra doğduğu için erkek çocuk 1937 doğumlu, beş gün son.'a doŞan kız da 1938 doğumlu olarak nüfusa kaydedilmiştir. luktan çıkmışa benziyen motörün gürültüsünden ve kadının gülüşünden ziyade, nihayetsiz sükutu duyuyordu. Ve bu açık gökün safiyetinden, ve yeşilliği çizen bütün bu kordelâlardan, ve su birikintilerinın sabit bakışlannda kırlangıcların şimşeklerinden, kendinde uçuşunun hayali c^nlandı. Ve kayan değil yükselen sürat! idare ettiğini tahayyül etti. Kendini ahşab, çelik ve bezden yapılmış iki tra pezin arasında, girintili çıkıntılı makinesinin bedenini teşkil eden karlengde, küçük kanadlarla çevrili yelpazesinin, silindirlerin müthiş yelpazesinin, arkasında zannetti; öte tarafında hava gibi tarifi güç bir kuvvet dönüyordu: Ilâhî inhinaIarile pervane. Kadın, zaman zaman bir çocuk hıçkır'ğı gibi yeniden doğan, gülüşünün önünü aimıştı. Biz deliyiz galiba, Paolo dedi vc sesi kaçmak üzere bulunan birşeyi yakalamak istiyen çevik bir el gibi, adamın kalbine kondu. darbelerinın arasında tekrar gördü. Benım için hâlâ fena şpyler mi düşunüyonunuz, Paolo? Yoksa yannki uçuşu mu? Erkek onda hafif bir litremenin dolaştığını zannetti. Settefonti çayınnda, dedi, küçük hangara ilk defa girdiğiniz o.",«;; dvç.jnüyorum. Yazan: Gabriele d'Annunzio Cemil Fikret Kadın mânianın önünde süvaride ce Dünkü kısmın hulâsası saretin eksildiğini hissederek atlamıya \Eski Roma yolunda kırmızı bir oio cağından emin olan sinirli bir at gibi otomobil mü'thiş bir gürültü ile üerlemekte mobili kullananın yumruklarında bir teve otomobilin direksiyonundaki adamla reddüd farkediyordu; ve gözlerile yük yantndaki kadın adı ısabella'dır ara arabasile içinde beyaz nilüferlerin beyazsında bir aşk mükâlemesi cereuan etmek laştığı kanal arasmdaki boş mesafeyi öltedir. İsabella, erkeğin: «fîenı seviyoı çüyordu. musun?» gibi şüphenin doğurduğu bu Bir kırlangıcm, yassı radyatörün de cins suallere hep: «Belki.h> diue cevab ve liklerine çarparak anide öldüğünü gör rirken erkek de Isabella'ua, hayalının bu düğü zaman gayriihtiyarî bir çığlık kodireksiyon gibi elinde olduğunu ve onu pardı. mahvedebileceğini hatırlatıuor; fakat ka Korkuyor musunuz? dınm aldırmadığmı görünce, ona, gözlerim Kırlangıç için. kapamasını ve dudaklannı uzatmasmı Devam edelim mi? söulüıjor. İsabella dudaklannı oermiuerek Olur. ölmcği kabul ediyor ve erkeğin: «Kork Isebella! muyor musun?» sualine gauet sakin: O zaman kadın, madenî aynada dej:Hauır!» diue cevab veriyor. İsabella o ğil, fakat yanında tehlikenin gürültüleri 'ime bakmakta, fakat ölüme inanmamak içinde, arkadaşının hraşh yüzüne, bronzi.jdvr.1 lu, kurumuş ve çıkıntılı kemiklerin üstün 2 Tercüme eden: Hatırlıyorum. Kadın yeniden işçilerin mahcub ve inanmıyan bakr'annı, çıplak eline damdan düsen büyük bir damlanın soğuklu ğunu, işlemeli eteklerinde talaşlann hışır* tısını, çelikten bir halata takılan ayağmın bileğinde sızıyı, yağmur ve vernik kokusunu, yapmackların altında gizli kalbinin ıstırabını hissetti. Kaoıyı açan ve bir yabancıya, itaatsizüğe ihtimal bile vermeden, «herşeyi b.rak ve benimle gel» emrini veren biri gibi girdiniz. Bir sihirbaz ismi kadar güzel ve garib, manası «benimle gel» demek olan O zaman erkek isabella Inghirami'yi bir Iâf bilmiyorum. Hatırlamıyonım bile. Sizin hakikî isminız. bahar sağanağmda çahrdıyan hangann Sizin için mi, herkes için mi? altında, çelik tellerin, tahta serenlerin, taErkek, ikisî de ayni mekanik şuursuz laş yığınlarmm, eğe gıcırtılannm, çekic ( <T.^f, ,.„,.