CUMHURÎYET 26 Birincikânun 1937 HAVAT» Yazan: Çevirenler: ın f Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Dr. Mazhar Osman, velileri, muallimleri ve bütün Teftiş heyeti reisi de gencliği beyaz zehirle mücadeleye davet ediyor yarm çalışmıya başlıyor Otobüs meselesinin tetkik ve tahkikile meşgul bulunan mülkiye müfettişleri dün de Beledıye dairesinde mesaılerine devam ederek evrak ve defterler üzerinde yapmakta olduklan araştırmayı biran evvel bitirmek için çahşmışiardır. Bu tetkikat sırasında Belediye Varidat müdürü Neşet gene müfettişlerin yanında bulunarak kendılerine istedikleri izahatı vermiştir. Dün şıkâvetçi otobüsçülerden müra caat eden kimse bulunmamıştır. n MAUREEN FLEMÎNG MlTHAT CEMAL S. ZlYA Otobüs işine aid tetkikat Yeşilay kongresi Milletler Cemiyeti ve küçük devletler H talyanm Milletler Cemiyetinden II kat'î olarak ayrılması ve ayni zamanda dünya ahvalinin çok fenalaşarak büyük devletlerin adeta iki muhasım cephede birleşmeleri bu beynelmilel müessesede hâlâ aza bulunan küçük devletleri endişeye düşürmüştü. Gün geçtikçe bu devletler Milletler Cemiyetine mensub bulunmalan yüzünden mevcudiyetlerinin bile aşikâr bir tehlıkenin tehdidi altında bulundugunu daha iyi hissettiklerınden başlarının çaresini münferiden yahud müçtemian aramağa başlamışlardır. îlk defa münferiden hareket eden Isviçre müttehid hükumetleri devleti olmuştur. Milletler Cemiyeti merkezi kendi ülkesi dahilinde, Cenevrede bulunan bu küçük devlet; asırlardanberi dahilî huzurunu muhtelif ırklara mensub halklanna federal birer hükumet hakkını vermek ve haricî emniyetini mutlak bitaraflığa riayet etmek suretile muhafaza etmişti. Şimdi ise Isviçre Milletler Cemiyeti azası olup bunun misakı ahkâmı mucıbin" ce mütecaviz sayılacak devlete yahud devletlere karşı bugün iktısadî ve hatta askerî tedbirlere iştirak etmek mecburiyetinde kalarak bitarafhktan ayrılacağım düşündüğünden emniyetinin tehlikede olduğuna kanaat hasıl etmiştir. Çünkü Milletler Cemiyetinin bugün mütecaviz sayması muhtemel bulunan devletlerden biri îsviçrenin şimaldeki büyük komşusu Almanya, diğeri cenubdaki büyük komşusu Italya ve üçüncüsü de bu iki büyük devletin müttefiki bulunan Japonyadır. Milletler Cemiyeti bir gün bu devletlerden birine yahud hepsine karşı iktısadî yahud askerî mahiyette zecrî tedbirleri tatbika karar verip, lsviçre de buna iştirak eylediği takdirde bu hareketi Jıusumet sayan gerek Almanya, gerek Italya bu memleketin bitaraflığına riayet edecek değildirler. Bu tehli! : karşısında lsviçre emniyetini muhafaza için çok tereddüd etmedi ve şimdi'" Milletler Cemiyetinden aynlmamakla beraber bu müessesenin herhangî bir devlete karşı kararlaştıracağı zecrîî tedbirlere iktısadî mahiyette olsa bile işti« rak etmiyeceğini şimdiden ilân eyledi. Şöyle1 ki lsviçre federasyo'n devletinin haricî politikasından mes'ul şefi Motta millî mçcliste beyanatta bulunarak Mil * letler Cemiyetine kararlarında teemmül ve dikkatle hareket eylemesini şiddetla ihtar etmiş ve herhangi devlete karşı mezkur müessesenin lüzum göstereceği iktısadî mahiyetteki zecrî tedbirlere İsviçrenin asla iştirak etmiyeceğini bildirmiştir. Is " viçrenin bu karan Pariste derin bir tesir bırakmıştır. Avrupanın mühim küçük devletlerin * den Holanda dahi Habeşistanın İtalyaya ilhakının Milletler Cemiyeti tarafından hâlâ tanınmamış olması yüzünden kendisi dahil olduğu halde Avrupanın şrmaldeki küçük devletlerinin bir gün Italya ila müttefiki Almanya ve Japonyanm husumetini üzerlerine celbedeceğinden endişe ederek Oslo mukavelesile iktısadî birlik yiptığı şimalî Avrupa devletlerine yani Belçika, Danimarka, Isveç, Norveç ve Finlândiyaya mühim bir teklifte bulunmuştur. Bu teklif dahi Habeşistan üzerinde Italyanın hukuku hükümranisinin tanm " ması için garbdaki büyük devletlerden îngilter ile Fransanın nezdinde altı küçük devletin müşterek bir teşebbüste bulunmalanna dairdir. Amerikadaki küçük devletler daha pratik hareket ederek münferiden Habeşistandaki yeni vaziyeti tanımaktadırlar. Ahiren hattı üstüva (Equatear) Cumhuriyeti Italya Kralınm ayni zamanda Habeşistanın imparatoru olduğunu resmen tanıdı. Hulâsa bütün dünya küçük devletleri kendi emniyetleri kaygusuna düstüklerinden Milletler Cemiyetinde sureta aza kalmakla beraber bu müessesenin eski ve yeni kararlannî arhk tanımaktan istinkâf ediyorlar. Bu hal Milletler Cemiyetinin esasından değiştirilmesine yol açmaktadır. Görmüşler. Pencereden uçmuş, gîtmiş ve solgun bir şafak bulutu üstünde uzanıp yatmış. Ve kadın, donuk ve değişmez bir sesle Habsbourg'ların maceralannı anlatıp durdu, genc İmparatoriçe yorgun düşüp, gitmesini irade edinciye kadar. ' Derken, şafak henüz sökmemişti ki tmparatoriçenin odasında bir çığlıktır •koptu. Ve genc imparatoriçe, dehşetler içinde, hizmetçilerinin kollarına sığmdı: Gözüne «beyaz kadm» gözükmüştü. İmparator, hâdiseyi duyunca, kaşlannı çattı. împaratoriçenin sinirleri fena halde bozulmuştu. împarator meseleyi vükelâsından Bach'la görüştü. Bach Bohemyaya gitmesini tavsiye etti: Bu seyahat genc İmparatoru dinlendirir, hatta belki Imparatorluk için de hayırh olabiJirdi. EJisabeth yola çıkmak için sabırsızla nryordu. Yol hazırhklarında bulunurken kendisine bir yeni oyuncak verilmiş çocuk kadar seviniyordu. Bu seyahatte her gördüğü şey onu teshir etti: Tabiatin manzaralan.. Kar pat'lann haşin güzellikleri.. Şarkılar söyliyen güler yüzlü köylüler. Bilhassa Impa rator ve Imparatoriçeyi selâmlarlar, hür metle karşılarlarken yerli rubalan içinde tuhaf kuklalara benziyen köylüler. Çekler bile Pragda Imparatorla Imparttoriçeyi, jimdiye kadar görülmedik yolda ağırladılar. Bunlann tebessümlerine mukabele ederken Elisabeth hep eğiliyor, küçük narin ellerini birdüziye sallayıp duruyordu. Yeni împaratorîçe her gittiği yerde gönülleri fethediyordu. Çeklerin siyasî ihtiraslan hakkında Elisabeth'in, şimdiye kadar, hiç birşey bildiği yoktu; ve ona bunu bildirecek hiç bir §ey de yapılmadı. Kocasile yaptığı bu seyahat bir geçid resmini andmyordu. Çekleriı acaba meydana vurmadıklan bir kinleri, acaba gizli bir hoşnudsuzluklan var mıdır? Ne imparator oralardaydı, ne İmparatoriçe. Esasen François Joseph'in de bildiği, kansmınkinden pek az fazlaydı. Zaten müşavirlerinden olsun, Nazın Bach'dan olşun, împaratorun aldığı malumat, kendisinin hep lehinde olan şeylerdi. imparator halkla temas etmiyordu ki... Bir de hükumet adamlan împaratorun kulaklannı aleyhteki dedikodulara karşı itina ile tıkamışlardı. Elisabeth bu seyahatten sonra Imparatoriçeliğin vecıbelerini benimsemeğe kendinde daha ziyade kuvvet, daha fazla kabiliyet ve arzu duydu. 1855 ağustosunn 18 inde François Joseph'in yirmi beşinci yıldönümü Impa" ratorluğun her tarafmda kutlulandı. Ve o gün imparator Concordat'yı imzaladı; papalıkla imzalanan bu uzlaşma mukavelesi Sophiye için, Kardinal Rauscher için, Metternick'le Bach için ve katolikler için bir zaferdi. Ve bunun imzalanmasile, împarator, nıhanî işlere kanşmak salâhiyetinden el çekiyor, kilise kanunlan hükumet kanunlarından oluyordu. Ahlâk ve talim ve terbiye işleri, hatta kitablann sansür edilmesi, bu mukaveleyle, kiliseye bırakılmıştı. François Joseph'in etrafmda zamanm en kabiliye''i adamlarından bazılan var dı: Metternick, Bach, Kuebeck, Kens pen, Hess ve Buol gibi. Politika satrancında bu «feres» ler, İmparatoru bir «paytak» gibi kullanıyorlar, menfaatlerine göre, onu, bir ileri bir geri oynatıyorlardı. Ve bilhassa bu devlet adamlan şuna dikkat ediyorlardı: 4 Onlar imparatoru istedikleri gibi oynatıp Yeni İmparatoriçe her gittiği yerde gönülleri fethediyordu dururlarken İmparator tasvib etmekle kaldığı bir ciyaseti kendı bulmuş, kendi düşünmüş zannetmeliydi! ve bu adamlar ona bu zannı veriyorlardı. Çünkü bu devlet adamlan İmparatoru çok iyi tanıyorlardı. İmparatorun kibrini; tacidarların gökten inmiş bir hakla saltanat sürdüklerine cibillî imanını, an'ane aşkını, teamül iptilâsını, teşrifat merakını, halktaki cezrî temayüllerden yılgınlr ğını, bunları hep biliyorlardı. Bunlar bilinince de imparatoru istedikleri gibi kullanmalan pek güc değildi. Teftiş heyeti reisi, yarm çalışmıya başlıyacak Dahiliye Vekâleti teftiş heyeti reisi Tevfik Talât, yanndan itibaren İstanbul vilâyetinde çalışacak ve otobüs işlerile uzak ve yakmdan alâkadar bazı zevatı davet ederek dınliyecektir. Tevfik Talâta vilâyetta bir oda tahsis edılmiştir. Belediyede tetkikatla meşgul bulunan diğer müfettişler evrak üzerindeki incelemelerine devam edeceklerdir. Tevfik Talâtın tetkiklerinin umumî mahiyette cereyan edeceği zannediliyor. Otobüs işinin Belediyeye aid cephesi ikmal edilmiştir. Bu işe aid nekadar evrak varsa hepsinin suretleri daktilo ile çıkanlarak müfettişler tarafından alınmıştır. Sabur Sami, aleyhinde neşriyata devam eden gazete hakkında üçüncü bir dava daha açmıştır. Bu suretle, otobüs dedikodusu etrafında, açılan davalann adedi sekize baliğ olmaktadır. Diş tabibi Avni Bayerin, vekili Nuri marifetile, bugünler içinde, Hukuk mahkemesine müracaatle, şahidler huzurunda verdiğini iddia ettiği bin liranm istir dadı için, bir dava açmak niyetinde olduğu söyleniyor. Müddeiumumiliğin mezkur gazete a Ieyhine açmış olduğu davanın rüyetine önümüzdeki salı günü, birinci asliye ceza mahkemesinde başlanacaktır. Sophiye'nin împaratoru ve devleti idare eden elinde göze görünmez bir demir eldiven vardı. Ve İmparator doğduğu günden evlendiği zamana kadar anası Sophiye'nin boyunduruğundan kurtulamamıştı; sade, Sisi'yi kan diye seçerken istiklâl tadını keşfetmişti; ve anasını yese düşüren, gelininin aleyhine hazırlıyan da bu hal olmuştu. Yalnız Împaratorun bu hürriyeti az sürdü. Concordat'nın imzalanmasile Sophie en büyük emellerinden birine kavuşmuştu; fakat bunun imzalandığı o mes'ud günde Sophie'yi sevindirecek daha başka şeyler de vardı: François Joseph, evlendiğindenberi, ilk defa olarak o gün, karısının aleyhinde anasile anlaşıyordu. Ve anasına hak verdi: Elisabeth «idaresi güc bir kadın» dı. Ve İmparator, şimdiye kadar, annesinin tekrarlayıp durduğu mütalealara rağmen, Împaratoriçenin gencliğine verilecek hafif suçlanm, ona, vakıa, bağışlamıştı; meselâ sokaklarda tekbaşına dolaşıp durmakta inad edişini.. Meselâ resmî ziyafetlerde eldiven takmayışını... Sonra meselâ an'anelere, teamüllere karşı kayıdsızlığını... Haydi bunlar neyse... Fakat ortada yeni bir hâdise vardı ki, bu, sükutla geçiştirilemezdi: Elisabeth canı istemedi mi, kiliseye gitmiyordu. François Joseph anasına söz verdi, «icabını icra edecek» ti. Fakat, imparator, kansile münakaşaya girişince «icabını icra» kolay olmadı. Elisabeth sükunetle, fakat metanetle: Ben, keyfim ne isterse onu yapa nm, François! Dedi. Fakat, Sisi, bu seninki çocukluk.. Sen, hususî bir şahsiyet değilsin ki.. Ne sen, ne ben keyfimizin istediğini yapamayız ki... Ve împarator, daha ziyade tatlılıkla ilâve etti: Bugün senden bunu büyük bir lutuf olarak rica ediyorum. Bugün benim yıldönümüm.. Bugünün hatın için.. Bugünün hatın için ne istersen yapanm François! Ve, Elisabeth, kocasma söz verdi, pazarlan, bir de yortularda kiliseye gidecekti. Bu söz almdıktan sonra, İmparator şerefine Hofbourg sarayında yapılan kabul resminde bulundular. Merasim, şimdiye kadar görülmemiş derecede, parlaktı. Prens Metternich, merasim sırasında, Împaratorun şerefine kadehini kaldırdıktan sonra, împaratoriçeyi nezaketle se lâmladı. Ve her zamanki gibi terütaze, her zamanki gibi kusursuz şık olan Met ternich seyrek saçlan her zamanki gibi lüle lüle sarkarak, ince endamı her zamanki gibi dar korsesinde sıkışarak, kadife rabasında her zamanki gibi nişanları kıvılcımlar saçarak, kadınlara karşı her zamanki gibi çok nazikti. Fakat bu sefer büsbütün coştu: (Arkası var) m Yeşilayın diinkü kongresinde bulunanlar Yeşilay Kurumunun senelik kongresi, dün saat on dörtte Eminönü Halkevi salonunda akdedilmiştir. Kongreye kuru * mun ikinci reisi doktor îbrahim Zati riyaset etmiştir. Bu seneki kongre diğer senelere nazaran çok kalabalık olmuştur. Umumî kâtib doktor Fahreddin Ke rim bir senelik icraatı anlatmış, senelik vezne raporu da okunarak tasvib olun muştur. Doktor İbrahim Zati bir tebliğde bulunarak bilhass? şu noktalan tebarüz et tirmiştir: îlırî görüşlerle alkolizm. Alkol nedir? Gıda mıdır? Dünyadaki içki sarfiyatı nisbetleri. Alkolden gelen hastalıklar. Veraset ve babalardan gelen me yiller.» îbrahim Zati sözlerinin sonuna doğru içki aL/htarlanna çatanlara cevab vererek kutublarda keşfiyatta bulunan A mondsen ve Nansen'in en soğuk hava larda bile alkol kullanmadıklannı, profesör Picard'm atmosfer keşfiyatında da ayni surette hareket ettiğini söylemiş ve alkolün hiçbir zaman vücudün ısmması için kullanılamıyacağmı, bilâkis alkolün vücudü uyuşukluğa, iş görmemezliğe sevkettiğini anlatmıştır. Değerli profesör alkoî bahsinden sonra mühim bir memleket meselesine de temas ederek ezcümle şunlan söylemiştir: « Eroine karşı seferber haldeyiz. Hükumetin bütün vasıtalarile beyaz zehir satanlara karşı açmış olduğu mücadeleye rağmen bilhassa genclik arasında bu beyaz toz ortalığ kırıp geçirmektedir. Halıhazırda Bakırköy Akıl hastanesinde 200 genc tedavi edilmektedir. Bunlar için senede 35,000 lira masraf yapılıyor. Çocuklannız sigaraya veya alkole alışsa derhal farkedebilirsiniz. Fakat bu beşeriyet düşmanı tozun ne kokusu, ne lekesi, velhasıl belli edecek hiç birşeyi yoktur. Vatanmı seven mekteb hocalan, aile babalan ve genclik gözünü açmalıdır. Hastanede tedavi ettiğimiz gencler, aradan dört ay geçmeden gene alışıyorlar. Bu işin yegâne çaresi memlekette eroin yapanlann kökünü kurutmaktır. Kiliste Bozkurd adile bir izci oymağı kuruldu Aile babalan! Evlâdlarınıza fazla para vermeyin. Sonra cezasını çekersiniz. Analar! Siz de çocuklarınızın kusurlannı müsamaha ile karşılamayın. Hükumet eroin satıcılanna bir sene hapis ve 500 lira para cezası veriyor. Kaç kere teklifler yaptım. Hiçbir netice ŞEHİR İSLERİ çıkmadı. Bu beyaz zehiri satanlan linç Mazhar Osmanın sözleri etmeli...» Dört duba daha gelecek Alkışlanan bu ilmî sözlerden sonra Profesörün sözleri bittikten sönra'kkAtatürk köprüsünün dubalarından profesör Mazhar Osman kürsüye gelmiş re heyeti intihabı yapılmış ve kongreye yedi tanesi geçenlerde gelmiş ve bunlar ve alkol hakkında izahatta bulunmuştur.. son l Balat atölyesinde monte edilmeğe baş lamıştı. Dört duba daha Almanyadan yola çıkarılmış olup bunlar da birkıç DENİZ İŞLERİ ADLİYEDE güne kadar gelecektir. Köprünün demir Yolcu salonunun tezyinine Adliyeye davetli polisler sivil aksamından mühim bir kısmı da hazırlanmıştır. Bu kısım da gelir gelmez eaid projeler elbise ile gidecek saslı şekilde amelivata başlanacaktır. Polislerin, ifadeleri alınmak üzere Galatada yapılmakta olan yeni yolcu Elektrik lâmbaları yerine salonunun dahilî tezyinatına aid proje davet vukuunda ve suçlu olarak sorgumüsabakası neticelenmiştir. Projelerin ya çekildikleri esnada Adliyeye sivil elkonuyor bise ile gönderilmeleri lüzumu Adliye Şehrin muhtelif yerlerine yeniden yarısı tetkik olunmuştur. Yarın yapılaVekâletinden alâkadarlara tebliğ edıl cak bir toplantıda diğerleri de tetkik okonmakta olan iki bin elektrik lâmba miştir. smdan mühim bir kısmı yerlerine kon lunacak ve bundan sonra karar verile cektir. Usküdar Adliye binasî muştur. Bunlardan bin iki yüz tanesi Deniz Ticaret müdürü gitti direk ve sekiz yüz tanesi de teller üzeprojesi rine konulacaktı. Tel üzerine konması Deniz Ticaret müdürü Müfid Necdet, Üsküdar Adliye binasımn projesi, lâzım gelen sekiz yüz lâmba ile direk ü dün Köstece yolile Bükreşe hareket etAdliye müdürlüğünce ikmal edilmiştir. zerine konacak bin iki yüz lâmbadan miştir. Müfid Necdet, Bükreşte Roman Projeye göre, bir iki aya kadar inşaata sekiz yüz tanesi konmustur. Geri kalan ya ile aramızda yeni bir ticaret anlaş başlanacaktır. Yanan binanın enkazı, ve direk üzerine konacak olan dört yüz ması akdi için müzakeratta bulunan he bir müteahhide verilmiştir. Müteahhid, lâmba da yakmda konmuş olacaktır. yete iltihak edecektir. bunları yakın bir zamanda kaldırarak, Bundan başka Şehir Meclisinin ge ECNEBt MEHAFİLDE sahayı temizliyecektir. çen içtima devresinde bayram ve meraŞuuru mu bozukmuş? sim günleri yapılacak tenviratm esaslı Japon elçisi Ankaraya gitti Üsküdar Adliyesini kasden yakmakbir şekilde temini icin Kızkulesi. Şem Bir müddettenberi şehrimizde bulutan suçlu Nureddinin muhakemesine sipaşa, Taksim ve Beyazıd meydanla nan Japon elçisi dün akşamki ekspresle dün, Ağırcezada devam edilmiştir. rile muayyen daha birkaç yerde tesisat Suçlu vekili, Nureddinin hazırlık tahyapılması karar altma almmıştı. Bu A.nkaraya gitmiştir. kikatındaki ifadesinde vaki itirafınm, nun için de Belediye. Şirketle temasa îsviçrenin yeni Ankara elçisi küçük yaştanberi kendisinde mevcud oVıa=lamıştır. İsviçrenin Ankara elçisi M. Henri lan şuur bozukluğundan ileri geldiğini Bakkaliar da sıkı bîr teftişe Martin diğer bir vazifeve tavin edildi iddia etmiş ve suçlunun müşahede altı ğinden, İsviçrenin Şanghaydaki masla tâbi tutulacak na almmasmı istemiştir. hatgüzarı M. Etienne Lordly, Ankara Son zamanlarda Belediye tarafından elçiliğine tavin edilmiştir. Yeni elçi ayMahkeme, bu talebi kabul ederek Nuahçı ve lokanta dükkânlarile fırınların ni zamanda îsviçreyi Sofyada da temsil reddinin müşahede altma alınmasma sıkı bir surette teftişine başlanmıstır. edecektir. karar vermiştir. Teftişlerden iyi neticeler almmaktadır Havavici zaruriye satan bakkal ve saire gibi dükkânların da ayni şekilde teftişleri hususunda alâkadarlara emir ve rilmiştir. l Ş i1 Limanda balık birdenbire bollastı MÜTEFKRRİK Beş mühen'Jis Karabüke gîdiyor Karabükteki demir ve çelik fabrikası memurlarından 5 kisüik bir mühendis grupu Londradan sehrimize gelmiş ve Ankara yolile Karabüke hareket etmiş tir. Mtthftrrem Fevzi TOCAY Büyükdere Maslak yolunda bir çarpışma Şoför Celâlin idaresinde Zeytinburnu demir fabrikasma aid 3594 numaralı kamyon, dün akşam üzeri Büyükdere « Maslak yolunda şoför Mes'udun idare • « sindeki 3381 numaralı otobüsle çarpışmıştır. Patinaja mâni olmak için az bij süratle seyretmekte olan arabaların musademesi hafif olmuş ve yalnız şoföı Celâl alnmdan varalanmıstır. VÎLÂYETTE Devaîr, cuma günü Öğleden sonra tatil Yenî sene dolayısile resmî devair cuma günü öğleden sonra tatil edilecektir Daireler, cumartesi günü de kapalı bulunacaktır. Mutad mesai, pazartesi gününden itibaren ba^lıvacaktır. Fırtına ve kar yüzünden Halice hücum eden balıklar, balıkçılan harekete getirdi Kılıs (Hususî) Kemaliye ilkmek tebine müdavim bir kısım talebenin arzusu ve mekteb idaresinin himmetile bir izci teşkilâtı vücude getirilmiş ve buna Bozkurd Oymağı ismi verilmiştir. İzcilığe dahil olanlarm büyük bir kısmını çok küçük ya§ta olanlar teşkil etmektedir. Bu yaştaki izcilere Kurd yavrusu denildiğine göre, Oymağm Boz • kurd ismi kendisine tam yaraşmış • tır. Gönderdiğim resim, Bozkurd Oyma ğına mensub izcileri mekteb müdürle • rile birlikte göstermektedir, Bursada tifo vak'aları tevali ediyor Bursa (Hususî) Şehrimizde yeni den altı tifo vak'ası daha tesbit edilmiştir. Bütün mekteblerin ve toplu yerlerde çalışanların aşılanmaları işine beş koldan devam edilmektedir. Birkaç gündür devam eden fırtına ve yağan kar, İstanbula bir balık bolluğu vermiştir. Kar dolayısile derin sulardan sığ sulara doğru giden balıklar şehrin kıyılarına, bilhassa Halicin ağzma doğru hücum etmiştir. Dün liman ağzmda ve Halıcde balıkçılar, sandallarla bu balık akınını takib ediyorlardı. Havanm bozuk olmasma rağmen mebzulen her cins balık çıkmıştır. Bilhassa palamut, istavrid ve lüfer pek bollaşmıştır. Son zamanlarda Kmanda balık beklemekte olan 20 kadar Yunan ve îtalyan balıkçı vapur ve motörüne ~ie balık yüklenmesine başlanmı§tır. Cumhuriyet Abone şeraitı NOshası 5 kuruşrur. Türkiye Barie icin • > için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 750 > 1450 • Altı avlık 400 • 800 » Üç avlık Biı ayük 150 • Yoktur