CUMHURİYET /O Birincikânım 1937 Rumen Universiteleri İlk Rumen Üniversitesi 1642 de açılmıştır; Umumî Harbden sonra Rumen Üniversitelerinde mühim ıslahat yapılmıştır 1 Duymadıklarımız ve bflmediklerimiz Bu hafta yapılacak lik maçları En mühim müsabaka CSaray Beykoz arasmda olacak T. S. K. Istanbul bölgesi futbol ajanlığından: 12/12/1937 pazar günü yapılacak resmî lik maçlan: Taksim stadı: Saha komiseri Feridun Kılıç. Güneş Topkapı saat 13 hakem Ahmed Adem Göğdün, yan hakemleri Ahmed ve Dinçer. Galatasaray Beykoz saat 14,45 hakem Feridun Kılıç, yan hakemleri Şevki ve Faik. Şeref stadı: Saha komiseri Şazi Tezcan. Hilâl Feneryılmaz saat 11 hakem Bürhan Atak, Vefa Istanbulspor saat 13 hakem Cafer, yan hıkemleri Halid ve Salâhaddin Özbaykal. Beşiktaş Sü» leymaniye saat 14,45 hakem Şazi TezFenerbahçe stadı: Saha komiseri Adnan Akm. Beylerbeyi Altınordu saat 13 hakem Halid Galib Ezgü, Fenerbahçe Eyüb saat 14,45 hakem Adnan Akm can. Çin darbımeselleri Çinlileri, çekik gözleri, uzun saçları, tepesi sivri şapkaları, düşük bıyıkları, çekçek arabalarile tanırız Ucsuz bucaksız bır ,duvarın arkasına sığınıp, yanına yabancı yaklastırmı van bu garib milletin, lisanı ve yazısı, konuşulup okunur neviden olsa. tanınmağa değer bir de eski ve yeni edebiyatı vardır. Sekiz yüz sene evvel yaşamış bir Çin şairinin, bugün darbı mesel kisvesi al tında dolaşan şu sözlerini beraber okuyalım: «İnsanlar ne budala mahluklardır. «Meyva koparmak için ağaclara tır «manırlar; sabredip bekleseler, bu mey<valar kendiliğinden yere düşer. cKadmların peşinde koşar dururlar; «bekleseler, kadınlar kendiliğinden ge«lir. «Fakat, en büvük budalalıkları nedir «bilir misiniz? «Harb etmek. Harb eder«ler ve birbirlerini öldürürler; beklese<ler, nasıl olsa kendiliklerinden ölür «ler.> Trende, vapurda, evinizde ve işinizde muhakkak bir lcase Bulundurunuz. Nezle Grip Baş Diş ROMATiZMA ve bütün ağrıları o /o 100 geçirir Bükreş Üniversitesi Earülfünun Ünive»site; hocalarımız demisi. proesör ve takrirler almanca olalı seneleı D Yüksek Ağronom mektebi. gegtıiş olmasına rağmen Universitemiz E Yüksek Mimar mektebi. Umumî Harbden sonra içir yapılan fedakârlıklarla mütenasib nelceler alındığı iddia olunamaz. Umumî Harbde Romanya, ilhak et3izde vaziyet böyleyken komşu ve miş olduğu arazide aşağıdaki müesseseledot memleketlerde üniversiteler, sahible ri kazanmıştır. riri sevindirecek ve bizi kıskandıracak kaA Kluj Macar Üniversitesi. (Hud.r mühim birer tetkik mevzuu teşkil et kuk, Fen, Edebiyat, Tıb). B Kluj Ticaret Akademisi. jrektedirler. Bu yazımızda Rumen Üniversitleri C Oradea Mare Hukuk Akadehakkmda bir tetkik ve deneme yapacağız. misi. Rumen Üniversiteleri Harbden evvel ve D Çernavut Alman Üniversitesi. Harbden sonra olmak üzere iki ayrı ve (Ilâhiyat, Hukuk, Fen ve Edebiyat şumühim safha arzederler. belerini ihtiva etmek üzere Felsefe FakülHarbden evvelki üniversiteler teleri). Harbden evvel biri Yaş, diğeri BükUmumî Harbi müteakıb Rumen Ünîreşte olmak üzere iki üniversiteye tesadüf versite ve yüksek mekteblerinde esaslı taederiz. Yaş Üniversitesinin temeli 1642 dilât ve ciddî ıslahat yapılmıştır. Bu mesenesinde atılmıştır. Istanbulun fethinden yanda Yaş Üniversitesine Ağronomi, yüz sene sonra açılan ve tamamen dini Ilâhiyat, Bükreş Üniversitesine Baytar ve mahiyette olan Trei Irarhi müessesesi Eczacı Fakülteleri ilâve edilmiş ve Çerbugünkü Yaş Üniversitesinin esasını te§ navut Üniversitesindeki Felsefe Fakül kil etmiştir. tesi Edebiyat ve Fen Fakültelerine ayrılTrei Irarhi lâtince; yunanca, hitabet ve mıştır. Diğer taraftan inşaat; maadin, sınaat, tayyare retorik okunan bir medrese idi. Bu med elektro mekanik; rese muhtelif istihaleler geçirdikten son ve esliha şubelerini ihtiva etmek üra 1835 senesinde Academja Mihailana zere Bükreşte bir, ve elektro teknik ismi ile skolâstik tarz ve telâkkiler yerine ve maadin kısımlarını cami olmak ügarb tarz ve telâkkilerini benimsiyen bir zere Tamşvar'da bir politeknik açılmış, diğer üniversite karakterini haiz yüksek müessese şeklini almıştır. mektebler de ıslah olunmuştur. 1860 senesinde Academia Mihailana Romanyada üniversiteler gerek idare Üniversite namını alarak Umumî Harbin sonuna kadar dört fakülte ile tedrisata ve gerekse tedrisat bakımından mümtaz birer müessesedirler. Bu müesseseler prodevam etmiştir. Bükreş Üniversitesi 1679 senesinde fesörler tarafından beş sene müddetle seRumen Prenslerinden Şerban Kantaku çilen rektörler tarafından idare olunurlar. zinu tarafından kurulmuş ve Academia Rektör, Üniversite senatosu namı verilen $erban namını almıştır. Gene bir medrese bir heyetle vazife görür. Kendisi bu senavasfını arzetmekte olan bu müessesede tonun reisidir. Üniversite senatosu fakülyunanca; lâtince ve eski slâvca tedris edil te dekanlarından ve her fakülte profesörmekteydi. 1855 senesinde bu müessese ler meclisi tarafından seçilen mümessilyanında riyaziyat; hukuk, tıb ve mühen lerden müteşekkildir. dislik ve 1859 senesinde de edebiyat taÜniversite senatosu, üniversite kanunu lkn eden birer mekteb açıldı. ve bu kanuna müteferri olan nizamnameParis muahedesini müteakıb Prens yi tatbik, üniversite bütçesini tanzim, Cuza Voda'nm idaresinde birleşen Ro profesörlerin tayinini tetkik ve üniversitemanyanm merkezi Bükreşte; Hukuk, ye aid emvali idare eder. Fakülteler araTıb, Fen ve Edebiyat Fakültelerini ih sında çıkan ihtilâfları halletmek üzere tiva etmek üzere Bükreş Üniversitesi açıl bütün üniversite profesörlerinin iştirak etmış ve 1869 senesinde bu üniversiteye bir tiği üniversite meclisini toplar. Bu mecIis her sene bir defa toplanarak rektörün de Ilâhiyat Fakültesi ilâve olunmuştur. Umumî Harbden evvel Romanyada tedris senesi zarfmdaki faaliyetine mütei i yüksek tahsil müesseseleri şöyle bir va allik raporu ve üniversitenin gelecek yıla aid ihtiyaclarını tetkik eder. ziyet arzetmekte idi: Her üniversite rektörü yanında bir , A Bükreş Üniversitesi. (îlâhiyat; Hukuk. Fen, Edebiyat, eczası şubesi ay umumî kâtib, bir idare memuru ve miktarı kâfi kâtib bulunur. n olmak üzere Tıb Fakülteleri). Her fakülte, fakülte profesörleri taraB Yaş Üniversitesi. (Hukuk, Efından üç sene için secilen bir dekan tara(debiyat, Fen ve Tıb Fakülteleri). C Bükreş Ticaret ve Sınaat Aka fından idare olunur. Dekan bütün fakül icabında günde 3 kaşe alınabilir. Taklitlerinden sakınınız ve her yerde Kalbi ve mideyi bozmaz Kulüb murahhaslarını davet Posta pulunun icadı Mektublara her memleket hududla rını açan bu minimini pasaport, henüz yüz yaşına girmemiştir. 1840 ta îngilterede dünyaya gelen posta pulu, her şey gibi, bir ihtiyaca tekabül etmek üzere ortaya atılmıştır. Mucidi, bundan bir asır kadar evvel, îngilterenin şimalinde seyahat eden bir yolcudur. Bu yolcu, yolu üzerinde tesadüf ettiği bir hana misafir olmak üzere, hanın kapısına geldiği esnada, orada, posta müvezziinin, bir genc kıza bir mektub uzattığım görmüştü. Genc kız, mektu bu eline almış, evirip çevirdikten sonra, derin derin içini çekerek, müvezzie, posta ücreti olan bir şilini verecek pa rası olmadığını söylemiş ve mektubu iade etmişti. O tarihte, posta ücretini. mektubu gönderenin değil, alanm ödemesi usuldendi. Yolcu, kızcağızm, parasızlık yüzün den mektubu iadeye mecbur olduğun görünce, onun bütün ısrarına rağmen, bir şilini müvezzie verdi ve mektubu sahibine teslim etti. , , . Fakat, müvezzi gittikten sfonra, gene kız, işin içyüzünü yolcuya. anlatmıştı, Mektub nişanlısından geliyordu. Ken disi de, nişanlısı da çok fakir oldukları için, posta parası vermek mecburiyetinden kurtulmak maksadile aralarında bir iki işaret kararlaştırmışlardı. Bu işaretleri, mektub zarfmın üstüne. belli olmıyacak şekilde yazıyorlar, müvezzile ücret münakaşası yaparken zarfı evirip çevirerek, bu işaretlerden, mektubda vazılı şeyleri tamamile anlıyorlardı. Yani, nişanlılar, aralarında bir nevi şifre ile konuşmanm yolunu bulmuşlardı. Yolcu, handan ayrıldıktan sonra, yolda mütemadiyen bunu düşünmüş ve bu gibi sahtekârlıklara mâni olacak bir tedbir aramış, nihayet posta pulunu bulmuştur. ısrarla § E F A L İ N ' İ y Kapalı zarf usulile ilân ara |nız Şild, Tayyare, ve (B) takımlan maçlan hakkında görüşülmek üzere bölge mize bağh birinci ve ikinci kümeye mensub kulüblerin birer murahhasınm 15/12/ 1937 çarşamba günü akşamı tam saat 17,30 da Cağaloğlunda C. H. Partisi binasındaki bölge merkezinde bulunma lan rica olunur. Mardin Vilâyeti Daimî Encümeninden: 1 Mardinde Firdevs nam mevkideki Nümune fidanlığında 22946 lira 50 kuruş bedeli keşifli yeniden bir Vali Konağı yapılacaktır. 2 Kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılan bu inşaat 31 birincikânun 937 cuma günü saat 12 de Mardin Daimî Encümeninde ihale edilecektir. 3 Muvakkat teminat miktarı 1721 liradır. 4 İnşaata mart 938 ayının ilk haftasmda başlanacak ve 180 iş gününde inşaat ikmal edilecektir. 5 Bu işe aid evrak şunlardır: A İdarî şartname, fennî şartname, bayındırlık genel şartnamesi, keşif hulâsası, metraj cetveli, mukavele projesi. Istiyenler, bu evrakı Mardin Vilâyeti Daimî Encümeni ile Nafıa Dairesinden parasız alabilirler. 6 Müteahhide, ihale bedelinin sülüsünü tecavüz etmemek ve teminat vermek şartile peşin avans verilecektir. 7 İsteklilerin yukanda yazılı muvakkat teminatı vermekle beraber fennî ehlıyet ve ihtısaslanna gevenilir olması ve 3645 sayıh Resmî Gazete ile neşir ve ilân edilen talimatnamede yazılı evsaf ve şeraiti haiz olmaları şarttır. 8 tsteklilerin teklif zarflannı, ihale saatinden lâakal bir saat evveli» ne kadar Mardin Daimî Encümen Riyasetine vermeleri ve yahud göndermeleri ve postada vaki olacak gecikmelerin mazeret teşkil etmiyeceği .gibi muayyen saatten şonra gelecek teklif zarflarının kabul edilmiyeceği ilân ölynur, " (8187) »VVft Tekirdağ Halkevinde yapılan güreş müsabakaları Tekirdağ 9 (A.A.) Dün gece Halkevi temsil salonunda büyük bir alâka ile karşılanan ve üç saat süren serbest pehlivan güreşleri yapılmıştır. Koyili Hasan Tekirdağh Nuriyi, Kayılı Hasan da Decikli Mustafayı, Tekirdağh Mus tafa Tekirdağh Nuriyi yenmişlerdir. Bilhassa temayüz eden pehlivanlardan Düzceli îsmail ile Tekirdağ vilâyet başpeh vanı Malkarah İsmailin yaptıklan iddialı güreş bir saat sürdüğü halde berabere kalmışlardır. Başpehlivanımız Tekirdağh Hüseyinle Muratlılı Abnaed ^e*gwe 5 oyunlan yapmıştır. Alemdarsporun Bursada yaptığı maçlar Şehrimizin federe olmıyan kulüble rinden en kuvvetlisi olan Alemdarspor, bayramda Bursaya giderek iki maç yapmıştır. Ilk maç Merinossporla yapılmış 1 1 , ikinci maç Bursa şampiyonu A caridman kulübile oynanmış 3 3 berabere kahnmıştır. te nrofesörlerinin iştirak ettiği profesörler meclisine riyaset eder ve bu meclisin yardımı ile iş görür. Fakülteler meclisi, fakültelerin emvalini idare, ders saatlerini tanzim, yeni profesörleri üniversite senatosuna teklif eder, talebeye yapılacak para yardımları ve ecnebi diplomalarınm tasdik ve teadülü ile mesgul olur. Romanyada Üniversiteler birinciteşrinin birinde açılıp haziramn birinde kapanır. Romanyada yüksek tahsil pahalıdır. Tahsil ücreti her fakülteye göre değişir. Meselâ Ilâhiyat Fakültesi talebesi bir tedris yılında 10600 Iey verir. Diğer fakülteler de bövledir. Konya Belediye Reisliğinden: Yeni tamir edilip 29/11/1937 pazartesi günü iki buçuk senelik ican kapalı zarf usulile ihale edileceği evvelce ilân edilmiş olan Alâeddin tepesin deki Beledive SİNEMA BİNASI için ihale günü getirilen zarflar 2490 nu maralı arttırma, eksiltme kanununun bu babdaki tarifatma uygun görülmediğinden mezkur binanın 15 kânunuevvel 1937 tarihinden 31 mayıs 1940 tarihine kadar iki sene beş buçuk avlık icarı 14 birincikânun 1937 salı günü saat 14,30 da ihale edilmek üzere gene kapalı zarf usulile tekrar arttırmıya çıkarılmıştır. Bir senelik icar için muhammen bedel 4,000 liradır. Talib olanların ve şartnamevi görerek fazla malumat almak istiyenlerin Konya Belediye Riyasetine müracaatleri ilân olunur. (8170) Nevyorkta bir yangında 9 kişi yandı NewYork 9 (A.A.) Aralarında bir kadınla dört çocuk bulunan dokuz kişi Tennesse'de Kuoxville'de çıkan bir yangında telef olmuşlardır. Su boruları donmuş olduğundan itfaiye efradı, yangının önüne süratle geçmeğe muvaffak olamamışlardır. bi» adama bir rol vermek mümkün ol muyordu. Bu rivayetin aslı mı yoktu, Ömer benden gizliyor muydu? Rivayeyetin aslı yoksa Zehranın Maçkadaki evde rasgeldiği adamlara aid itirafınm manası neydi? Ömer birdenbire bana doğru gelerek iki elile bir elimi yakaladı: Gayrık sen bilirsin, dedi, benim bir Allahtan, bir senden umudum kaldı. Elimi çektim: Dur bakalım, dedim, hep bu ka dar mı? Umudum sende. Sen ona söz ge çirirsin. O senin kızın gibi. Bak ben yüreğimi boşalttım. Pekâlâ. Fakat... Başka hiç kimseyi kıskanmadm mı? Başka kimseden aklına birşey gelmedi mi? Hayır. Hiç mi? Ömer sualimi anlamamış gibi yüzüme bakıyordu: Hayır! diye tekrarladı. Hani sen burada iken, bir sabah... Bahçeye bir adam girdi, sonra... Kaçtı diyordun ? Ömer tekrar bana doğru geldi, elimi yakaladı, dudağma götürdü ve gülmeğe başladı. Gözlerimin içine bakıyordu. Ne gülüyorsun? dedim. Beyim, gerçek değildi o. Gerçek değil miydi? Baş, diş, nezle, grip, romatizma nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Taklidlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla Gripin isteyiniz. Aah. Gerçek değildi, ne demek? Yalan mıydı? Sen mi uydurdun? Ben uydurdum. Niçin? Ben uydurmadım, Zehra ile beraber öyle düşündük, beyim. Sabırsızlıkla ayağımı yere vurdum ve bağırdım: Neden be yahu? Ben size geldiğimde sen çaktın diye korktuk. Zehra anlarsın diye ağlıyordu. Şüpheyi başkalarının üstüne çekmek mi istediniz? Ömer bir ara düşündükten sonra: Evet, dedi. Gülüyordu. Zehranın bana anlattığı hikâye baştanbaşa uydurma mıydı? Yold:. bir çocuğun eline sıkıştırdığı tehdid kâğıdı da mı asılsızdı? Birine mi yazdır mıştı? Kime? O halde halk arasındaki dedikjjdular ne? Bunu da Rukiye mi uyduruyordu ? Başım önüme iğilmiş, gözlerim yerde, düşünüyordum. Birdenbire Ömerin yüzüne bakarak: Demek hepsi yalan! dedim. Gene güldü. Bu gülüşleri bende başka neviden şüpheler uyandırıyordu. Fakat kapı vuruldu ve dışandan Rukiyenin sesini duydum: (Arkast var) Safaeddin Karnakçt Korkuyorum ! Tefrİka: 58 Yazan: Server Bedi bağhyım. Sözümden çıkamam. O adam bana baktı. Beni büyüttü, bu hale getirdi. Umudunu kes.» dedi. O döndü İs tanbula. Ben galdım köyde. Gece gündüz ağlıyordum. Babamla çekiştim. Üstüne yürüdüm. Onu yere yıktım. Beni jandarmalara verecekti. Ayaklarına vardım. Bağışladı. O da ağladı. «Taksir bende» dedi. Sonra tekrar İstanbula geldim. Zehrayı buldum. «Gayrık sabrım galmadı, seni de, kendimi de vuracağım» dedim. O da kendine kıymak istedi. Ne yapacaktı? Bir zabah kendini kuyuya atmak istemış. Ömer, Zehranın Bursaya gitmeden evvelki vak'asım anlatıyordu. O zaman uçları bulunmıyan karmakarışık düğüm lerin şimdi bir itiraf aydınlığında çözülüvermesi beni pek az hayrete düşürüyor, evvelce pek iyi bildiğim şeyleri dinler gibi oluyordum. Bursada beraber miydiniz? diye sordum. Evet, dedi, Yeşilin orada bir gahva vardır, onun arkasında geziyorduk, Hayır. Emme bir düşünce aldı beni. «Beni öldürürsen sevdam da ölür.» Bu lâf beni sersem etti, beyim. Ömer ağlamağa devam ediyordu. Ona bir sig^ra verdım: Al! dedim, ağlama. Yakışmaz. Erkeksin. Biraz daha sabret bakalım. Artık sabır galmadı bende... Niçin? diye sordum. Bu defa hüngür hüngür ağlamağa başladı. Gene odada geziniyordum; önünde durarak: Peki... dedim, sonra köyde bu luştunuz mu? Buluştuk. Niçin? İstemiyordu o. Sıkıştırdım. Korkuırdu. Razı oldu. Trende beraberdik. e gadar birlikte gittik. Ertesi gün ıda onun köyüne vardım. Dere ba ayaklarına düştüm. Yalvardim. O Sladı. «Ömer, dedi, bu pınar heı düşüme giriyor. Hep seni düşünü Gene de hep gönlümde sen olaEmme ben gayrık başka adama ıca gündüzleri. Orada ne konuştunuz? Saçlarını bir kez koklayım diye yalvarıyordum. «Olmaz» diyordu. Hep öyle konuştuk işte. Ömer sustu. Rahatsız bir nefes alışı vardı. Peki... Onu da söyle. Bize gel mekten maksadm neydi? Birdenbire omuzları yukarı kalktı: Beyim, dedi, çok kıskanıyordum onu. Kimden? Allah var. Senden değil. Halâlısın sen onun. Senden değil. Pekâlâ kimden? Bilmem. Yanında bekçi gibi durayım dedim. Hem de onu görüyordum hergün. Yüreğimin alafını alıyordu biraz. Emme bir yandan da tutuşuyordum. Sonra gayrık sen ondan ayrılmak istedin. Gene de «sana varmam» diyordu. Niçin? Sana çok itibar ediyordu. «Sözlüyüm ben ona...» diyordu. Ayrıldıktan sonra da mı? Evet. Ömer ayağa kalktı: Işte ben buna dayanamayom, dedi. Elimden bir kaza çıkacak. Bende gönlü diyom. Senden aynlır da bana varmazsa korkarım kendimi tutamam. Bütün bu sözlerin içinde «mevki sahi Her banyodan sonra saçmız BU ŞEKLE GlRERSE Briyantin Pertev onları düzelmeyi temin eder. Değirmen aranıyor Modern ve küçük mikyasta değirmeni olup da satmak veya kiralamak istiyenler Hasan deposuna müracaat. Satılık konforlu ev Ayaspaşa, Alman sefarethanesi ya • mnda Çifte Vav sokağında No. 5 kalorifer, sıcak su, havagazi, elektrik ve telefonu, kuyu, sarnıç, terkos ye karşı sında Hamidiye memba suyunu havi altı oda, iki sofa, mermer iki taşlık, alafranga ve alaturka mutfâk, çamaşırlık, kurnalı, banyolu gayet lüks hamam, çiçekli ve ağaclı bahçe ve her türlü konforu ve nezareti kâmileyi havi bir ev satılıktır. İçinde adam vardır. Tel: 20711 1i 1