fcUMHUBÎYET fiıîndîesrfn 1SS1 Hem ailelerini, hem de köylerini zengin etti! Küçük «Dianne» ların köyü şimdi maruf Niagara Kanada'nın meşhur beşizleri Sadakai fıtır En iyi İyi Son Kuruş Kuruş Kuruş Bugdaydan: 14 \2 10 Arpadan: 19 18 17 Üzümden: 116 87 67 Kuruş Hurmadan: «133» Şehir Meclîsi ve eski derdimiz «Margarin», «Bal gibb mahlıit yağmış! Şehir Meclisi dün ikinci reb vekiK T e v fiğin riyasetinde toplandı. Geceleri saat yirmi dörtten sonra itfaiyp otomobillerinin korna çalmaları memnu olmadığı hak krndaki kaydın yeni zab.tai belediye ta lımatnamesine de koomaii hakkmdaki teküt kabul edildl Magarin imalâthanelerinin tâbi olacak" ları sıhhî şartlara dair mülkiye ve sdıhrye encümenlerinin müşterek mazbatası oknndu. Talımatname, bu kabil rmalâthanel«rin hangi şartlar içinde yağ yapabilecek krini, burada çahşacaklann tâbi olacakları hükümleri göstermektedir. Azadan Hamdi Rasım; mahlut yağ satıhnası memnu olduğu '•lalde verilea izahattan margarin denilen bu şeyin «bal gibi» mahlut yağ olduğu anUs,ıldığını söylemiş ve bunun telıf edilmesini ktemiştir. Buna cevab verilmiş ve margarinin hay vanların mevaddı şahmiyesinden istih sal olunan ayrı bir nevi yağ olduğu ve binaenaleyh karışık yağlar arasıaa giremiyeceği büdirilnıiştir. Neticede bu husustaki müzakerenin tehiri münasib görül " müştür, BURUŞMUŞ İstanbul Müf tiliğinden: Yurdumuzu ve ırullî varlığımızı koşelâlesinden daha çok seyyah celbeden bir yer olchı rumarun en başlı amıllerijıden olan hara fcuvvetlerimızın, butun yurd ufuklarına kanadlarmı gererek. milleümizin tam huzur v« emnryet içinde çalışaıasi ve ıierlemesi ıçıa bu kuvvetlerınuzin tekezomul re inkişafuıa hızmet etmek ve hu yolda hiçbar yardımı esirg^memek yurd borelanmızın en bejTtk ve en onemlıtermden biridir. Hele butun milletlerin varlıkların: korumak için. hava kuvvetlerıni artırmağa ve ılerletmeğe ealıştıkları ve her fedafcârlığa katlan<lıkJarı bu derırde, kendı varlığını korumak yolunda eşsız fedakârlıklarile cihan tarihinin en şanlı sahifelerinde yer tutan ve bu sahıfeleri daima yaşatan hamiyetli ve faziletli milletiBaize duşen vaztfe, bu kat'î ihtiyac karşısında diğer milletler derecesinde, hatta daha ziyade çalışarak mevkîEoe ve buyuklufune yaraşan bir hava kuvvetine malik ol Bundan üç buçuk sene evvel bir gün maktır. Diyanet işleri Riyasetinin. bu IBİUÎ ve katl ihtiyaeı nazarı dikkate Dr. Allen Roy Defoe isminde, ismi ça alarak, neşretmış olduğu fetva muciIıştığı muhitten ötede işitilmemiş, müte bınce sadakai fıtır ve zekât Ue müvazı, az kazanclı bir köy hekimı, Kanakellef olanların, yurdumuzu ve millî varlığımaı havadan gelecek tehlikeda'nın coğrafya kitablannda dahi güç lere karşı korumaJc uğrunda feyızli lükle bulunan Callender [Kalender] ve sürekli bir surette çakşan ve aldığı adlı köyüne çağırıhnışh. hediye ve teberruaları, Kızılay ve ÇoŞehir tiyatrosu ve Konservatuarm 935 cukları Esirgeme gîbi hayıriı KuramAyni günün gecesi Madam Dionne islarla paylaşarak millete hizmet eden senesi hesabı kat'î raporları okunarak tasBeşizlerin hayatındaa iki levha minde bir çiftçi karısı, talihinin kendisine Bir Doktonın Turk Hava Kurumuna yardıma koşvib olunmuştur. " maları ve böylece ana yurda hizmetts gösterdiği luruftan bihaber, sıkıntı içinde, de, şimdiye kadar mılyomı geçea tüıist bulunmalan ehemmiyetle llân oluBundan sonra bazıtai belediye talimatşayani hayret keşfi birbiri arkasına beş tane nur topu gibi ço dostlarınkine ılâve ehnişlerdir> nur. namesinin müzakeresine devam edilmiş Orada bulundukları müdkktçe herkecuk doğurmuştu. Buruşukhıklar, ihtiyarladığımız tır. Bu arada ana cadde üzerindeki evleAjanslar bu haberi ertesi günü dün sin uğradığı müşkülâta bu ilıt» adamlaıı zaman teşekkül eder. yanın her tarafma eriştirmekte gecikme da uğratnış, beşizleri birbiriadeu tefrık Cild, bazı hayatî unsurlannı kayDENÎZ ÎŞLERÎ rın pencere ve bahçelerine çamaşır ve sair eşya asılması memnu oldıığu hakkmetmekte epey güçlük çekmişlerdır. Beşi isim ve markaya dîkkai, beder, bu hayatî ve kıymetli un diler. Vakıa, o zamana kadar bir batmdaki madde çok heyecanlı raünakaşaya surları iade edince, gencleşir ve tanin de koyu kestane rengiade gözleri ay Limandiaki mavna ihtiyaeı da beş çocuk doğuran analar ender oltaklidierinden sakmmız. zeleşir. İşte, Vfyana Üniversitesi İstanbul limani için yakında bir he yol açmıştır. Evvelâ bu kaydın umumî makla beraber yok değildi; fakat ço ni renkte dalgalı saçları vardır. Beşi de Profesörü Doktor Stejskal'in şayani cuklar ya ölü doğuyor, yahud dogduktan yassı burunludur. Hepsi ayni bebek şive etin Pireye giderek r a a t a tedarik ede oMuğu anlaşılıruş ve bu vadide azadan hayret keşfl büdur. «6toe«4» tabir sile fransızca koıuışur. Parmak izleıi büe ceği yazümıştı. Limart îşletme idaresin bir çokları söz söylemiştir. Makbule E " sonra ölüyorlardı. ve genc havvanlarm cild hüceyre birbirinin aynidîr. Beşîzlerin yegâne de den aldığımız son malumata göre, Ka sad da; kadjnlan pek fazla alâkadar elerinin merkezinden istihsal edilen *** radeniz sahilinde yaptırümış olan mavKadıköyünün iyi bir yerinde teshin, bu kıvmetli cevher, pembe renginGeçen sene bu çocukları ben de ziya ğişik tarafları kulaklarının şeklindedir. nalar fennî şartnamelerine uygundur. den bu bahiste biraz hassas davranılma deki Tokalon kremi terkibinde telefon, hastabakıcı ve mobüyalı bir s;nı istemiştir. Verilen jzahat neticesinde Binaenaleyh şimdilik bunlan birbirinden rete gittim. Sevimli yavrucaklar şen, şuh Ancak, idarenin haricden vasıta teda sayfiye yerlerile ana cad'deler haricindemevcuddur. Her akşam, yatmazdan muayenehane uygun şartlarla kiralıkoyiHjyorîar, tabiatin kendilerine gösterdiği ayırmak için alâraeti farika olarak kulak rikine teşebbös etmesinin sebebi, son evvel kullamnız. Siz uyurken, o, tır. 60152 ve telefon edılmesL ki sokaklarıa buadaa müstesna olduğu ender luruftan hisse alarak seyre gelenleri larına bakmak îâzım gelecek î. günlerde Iiman faaliy^t hacminin art cildinizi besleyip genclestirir ve Toranto Üniversitesi profesörlerinden mış olması ve dahilden vasıta tedariki anlaşdmış ve münakaşa bu soretle ka buruşukluklannıza serian izale teshir ediyorlardı. panmıştrr. Beyoğlu Birinci Sulh eder. Bir hafta zarfında on vas Bugün, henüz dört yaşmda bile olmı doktor W . E. Blantz beşizlerin karakter nin urun zamana mütevakkıf bulun gencleşmiş görüneceksiniz. Gündüz Kabul edılen şekle göre ana cadde yan bu küçükler sayesinde Dr. Defoe lerini tetkik etmiş ve kısaca şu neticeye masıdır. Hukuk Mahkemesinden: icfh cild unsuru olan bevaz renginlerdeki evler evin pencerelerıle bahçele " varmışbr: beynehnilel hb âleminde bir şahsiyet haLiman iarifesî deki Tskalon kremini kullamnız. Evvelce İstanbulda Demirhon ma • rine birşey koyamıyacakîar; arka pence«Anahk hisleri en kuvvetli oîan line gelmiş ve çocuklar kendilerini ve aileLiman idaresi, bir taraftan limanda relerine koyacaklardır. Ana cadde üze Sivah benleri eritir, açık mesa hallesi Filyokuşu Hacımusa sokağjnda meleri kapatır ve birkaç gün zarlerini hayatlarınm sonuna kadar müreffeh Yvonne'dtır. Annette beşinin en yırtıcıst, eni yolcu salonlan yapıhr ve liman ısfında en esmer ve sert bir cildi be18 mükerrer No. lı haae nüfus sıcillioade şekdde yaşatacak bir servete malik olmuş, en girişkenidir. Emilie kendi kendini baş lah ediltrken limanda mühim bir rol oy rinde olmıyanlar bu kayda tâbi değildir. vazlatıp ynmusatiT. kasına en az muhtac olarak idare eder. nıyan, gerek haîk, gerekse seyyahlarla talimatnamenin bir kısım maddeleri daha kayıdlı iken halem ikametgâhı raalunı lardır. En umulmadık şeyleri Cecile yapar. doğrudan doğruya temas eden kayıkçı okunarak kabul edildikten sonr* pazar olmıyan Emine Sezere: Ontario vilâyetinm Callender köyü ise tesi günü içtfraa edilmek üzere celse kaMarie beşizlerin en sempatiğicftr.» Fatma, Güldane, Maide, AKjrr ve s»bugün Kanada'nın Niagara şelâlesinden arm da esaslı bir şekilde organize edil» » • panmıştır. irenin müştereken mutasarnf oldukîarı sonra en çok seyyah celbeden bir noktamesini ele almıştır. Bu hususta Bele Tab'hin daha doğar doğmaz 2engin 933 senesinde Molins fabrikasmdan Feriköyünde Baruthane, Kostantin ve sıdır. Köy, küçük nüfuslu bir kasaba hadiye ile de temasa gelen Liman idaresi MÜZELERDE idaremiz için gelen makine aksamma a Kasımpaşa caddelerindeki gayrimen lin« gelmiş, ticareti artmış, yollan yapıl yaptığı, hergüu binbir türlü ihtimamla halk ve seyyahların îstanbula çıkarken büyüyen, bütün dünyanın alâkasım üzermıştır. en ucuz ve iyi vasıtalardan aldanmadan Çırağanın tamir plânı hazır id gümrük resmi olarak verilen (736) kuller üzerinde ipotek sahibı olmanız do Her sene ilkbahar ve yaz mevsimlerin lerinde toplıyan bu küçükleri düşündtikçe, Çırağan sarayının kabili tamir olup kuruşa mukabil Sirkeci Gümrük mü Iayısile mezkur gayrimenkullerin izalei stifadesini temine yarıyacak bir formül de otomobil kervanlan teşkil eden türist insanm bu bahtiyar küçükleri kıskanacaolmadığı hakkında tetkıkatta bulunan. dürlüğünden alınan 22/11/933 gün ve şüyuu zımnmda müzayedeye çıkarıldığı aramaktadır. ler, Callender'e giderler, küçük Dionne ğı geliyor. komisyon, Güzel San'atlar Akademisın 241610 sayıh makbuz zayi olmuştur. ve birinci arttırmasının 10/12/937 cuma İstanbul Belediyesi İktısad müdürlüN. M. A leri (25) sent (32 kuruş) mukabilinde de ikinci bir toplantı yaparak müşterek Gümrük idaresinden bir sureti musad günü saat 15 ten 16 ya ve ikinci arttır ğü, bugün vapurlardan rıhtuna ve rıh bir plân hazırlamıştır. seyrederler. dakası alınacağından makbuzun aslı hü masının 25712/937 cumartesi saat 11 den. Her senebaşı, binlerce mağazadan be TiirkYunan hududunda ;ımdan vapurlara yük ve yolcu taşıma BORSALARDA kümsüzdür. 12 ye kadar icra edıleceği tebliğ makaücretlerinin yeniden tanzimi için tet şizferin o seneki ihtiyaclannı fazlasile tegümrük ve polis işleri kikler yapmaktadır. Bu suretle vüeude İnhisarlar Um,um Müdürlüğü mına kaim olmak üzere üân olunur. tngiliz lirası 624 kuruş min edecek binlerce hediye geh'r; beşizIBastarafı 1 inct sahtiedel gelecek tarife bugünküne nazaran tenler bezenirler.. Cumhuriyet Merkez Bankası dün İnsına lüzum hissedilemezdi. Yuaaa top. giliz lirasının Türk parasına nazaran T* "F "t* zilâtlı olacaktır. rakknna giren trenlerdeki Türk memurBundan maada liman dahilinde çalı kıymetinde bir değişiklik yapmıştır. Bir fşte son günlerde Amerikah ve Kana lan için de vaziyet ayni olduğundan za" müddettenberi 623 kuruş alış ve 626 dalı 200 fen adamı Toranto'da yapılan bıta ve gümrük kontrollanniB Türk ve şan kayıklar ıslah edilecek ve bunlara kuruş satış fiatı verilen İngiliz lirası ilmî bir toplantıdan sonra bu beş kardeşi Yunan memurlan tarafıntJan teşriki me senedi bahrî numarasmdan başka liman na dün Merkez Bankası 624 kuruş alış, görmek ve tetkîk etmek için Callender'e sai suretile yapılmasma karar verihîiiştir. çin ayrı birer numara konulacaktır. Bu 627 kuruş satış fiatı vermiştir. gittiler. Bu ziyaretten bahseden bir İn Yani bundan sonra Yunan topraklarm suretle yolcular hangi kayığa bindikle giliz gazetesi; ruhiyat mütehassıslarından dan hareket ederek Türk toprağına ve rini bileceklerdir. Fitrenizi Hava Kurumuna mürekkeb olan bu grupun beşizleri «nor oradarr tekrar Yunan toprağına geçe» Yolcular nereye çıkacak? Baş, diş, nezle, grip, roroatizma nevralji, kırıklık ve bütüri veriniz! mar ve çok mükemmel bir vüeude malik» trenlerde yalnız Türk veya Yunan me Yeni yolcu salonu açılmcıya kadar bulduklarını kaydediyor, ve ilâve edi murlan bulunacak ve hudud geçtikçe meağnlannızı keser. Îcabında günde 3 kaşe almabilrr. cFitre» mizi Türk Hava Kurumuna yor: murlar değiştirihniyecektir. Daha doğrusu Sîrkecîde yolcttlarm çıkacakları yer, vermek rşîni, gönülden bir istekle öTaklidlertnden sakınınız ve her yerde ısrarla «Çamurdan evler yapar, misafirlik oy tıenlere bir tek memleket hududlan da dün tesbit edilmiştir. Burası, Sirkeci dediğimiz vatan hizmetlermîn en baGripin isteyiniz. şma geçirmeliyiz. narken (200) ilim adamı tarafından tet hilinde seyrüsefer e<fiyor nazarile bakı " nhtımının eski salonu önündeki kısım, . J dır. fcîlc edilen besizler bu adamlarm sevgisini lacaktır.» En şiddetli baş ve diş ağrılarını dindirir. NEVROZİN GENÇLEŞMIŞ Bütün ağrı, sızı ve sancıları keser. NEVROZİN Nezle, grip ve romatizmaya karşı çok müessirdh*. îcabında günde 3 kaşe alınabrh'r. NEVROZİN Doktorlar için Zayi makbuz Korkuyorum ! Tefrikat 41 Yazanr Server Bedt Yemeği beğenmemişim gibi önümdeki kibler... Ben böyle şeyleri hiç sevmem. tabağı iterek: Her türlü kanşık işten nefret etriğim için Niçin mi? dedim, ben sana birşey mevzuu sade olmıyan filimlere, piyeslere soruyorum, evvelâ ona cevab ver: Bu de gitmem. Cinaî vak'alarla dolu romaır tehdid yerden mi geliyor, gökten mi? lardan hoşlanmam. Bence bu kanşıkhk Tabiî, yerden! dedi. lar, temiz ve asude bir aklm kirleridir. Yerdeki msanlardan mı geliyor, Pertevsizle o kâğıdın üstüne iğilerek parhayvanlardan mı> mak izi anyacak değildim ya... Osman dışan çıkmca Zehra: Tabiî, insanlardan. Ben hiç birşey bilmiyorum, dedi. Bu insan seni tanıyor mu, tanımıyor Pekâlâl mu? Dedim ve sustum. Tabiî, tanıyor. Yemeği yarıda bırakarak sofradan Peki, sen nasıl olur da senin hiç lakalkmış ve bir koîtuğa uzanmiŞtım. Zehnımadığm bir insanm tehdidine maruz raya, bu evde son günlerini yaşıyan bîr kalabilirsin ? insana bakar gibi öfke vc meıhamet dolu Zehra kendini sandalyeye bıraktı: bir göz attım. Cfadan aynlmaktan baska Ne bileyim, Fazıl, ne bileyim... hiçbir şey içime rahatlık veremezdi. Artık, Dedi. Omuzlan aşağı düşüverdi. Ne bileyim olmaz. En çok bildi cnun benden gizlediği bir maceraya kah" raman olduğuna hiç şüphem kaunamıştı. ğin şey bu olsa gerek. iki değil, birkaç kiîiden mürekkeb Yemeği değiştirmesi için Osmanı ça Hem ğırchm. Zehra susuyordu. Kendi kendi bir maceîa. Çünkii ona tehdid eden ba?me ilk düşündüğüm şey şu olcta: «Bu iş ka ve ba tehdidi haber veren, kâğıA yatatsızlaştı. Rahat b'" "emf1 Mle yiyemiyo zan başka adam olmalıydı. Balki de buarum.» Fazla birşey düşünmek istemiyor lar birbirlerine rakib iki kişfydiler. Ertesi sabahtan tezi yok. Zehrayı dum. Esrarengiz kâğıdlar, tehdidler, ta memleketine göndermeği dtişünüyordum. du. Beni görünce doğruldu. Bana dikkat külât çıkarırsan, bu, sana çok daha paha" Kanunî merasimin nihayetini beklemeğe le saplanan gözlerinde nasıl bir mana ol hya mal olur. tahammülüm yoktu. duğunu göremiyor, çünkü yüzüne baka Fazıl! Beoi korkutuyorsun. Kararımı vermiş gibi ayağa kalktım. mıyordum. Masanm başmda bir sandalya Sus! Dmle beni! Başkalan seni Zehra sofrayı tophıyordu. Ben odadan çekip oturdum. O benim sağ tarafımda daha çok korkutaruslar. Iş i?ten geçti arve biraz uzakta kalmıştı. Dirseklerimi ma tk. Benden hiç birşey gizliyemezsin. Façıkarken yolumu kesti: samn üstüne koydum, ellerimi birbirine kat, şimdi bana birşey söylemeni de iste Fazıl T dedi. Dmfemechın ve soyunmak içm yatak kenetledim ve karşımda duran boş bir miyorum. Hiç ağzını açma. Beni dinle. ^ ^ odasına çıktan. Merdivenlerde ayak scsi sandalyaya hitab ederek: Yarmdan itibaren bu evde yoksun. ni duyduğum için, arkamdan geldığini an" Derhal bu meseieyi halledelim! Birdenbire içmi çekti, kaldb. Gözleri Lrarak hemen kapıyı sürmeledim. Artık dedim. büyümüştü. Bir eli bana doğru uzandı ve caun yüzüne bakmıya da tabammülüm Zehra yerinden kalktı ve karşımdaki ümkii kesilerek havada sallandı. kalmamıştı. boş sandalyaya oturdu, O da benim. gibi Evet, dedim, güzellikle aynlaca dirseklerini masaya dayadı ve ellerini bir" ğız. Güzellikle. Sen yann bir avukat tuKapının topuzunu çevirdî. Kilrdli olduğunu anlayroca durmmtu. Bir kere birine kenetledi. Başı biraz daha öne dü tacaksın, vekâletname vereceksin, boşan" şüktü. ma istiyeceksin. Ben de. Ve yann memdaha: leketine gideceksin. Ağır bir sesle sordum: Fazıl! dedi. Zehra ayağa kaFkh. Hıçkmk dolu bir Cevab vermedim. Uzaklaştı. Anlıyor musun? sesle: Soyunduktan sonra yatağa girecektim. Mınldandı: Fazıl î Fakat o kadar simrlemniştim ki mütema Peki. Dedi. Titriyordu. Yere düşüp bayıl diyen dolaşmak istiyordum. Tekrar giyiParmağımı sallıyarak: nerek sokağa çıkmayı düşündüm ve uzun ması veya ölmesi bile bcnde merhamet Evvelâ, dedim, söyliyeceğim şeybir tereddüd devresi geçirdim. Rukiyenin lerin hepsini kabul edeceğine söz. yerecek uyandıramazdo. iddialan, doktorun kartsmm imalan, bu sin, hiç itiraz etmiyeceksin. Sükunetle: vak'a bir kül teşkil ederek zihnimde bir Böyle! dedim. Yırtık bir sesle: yumruk gibi şişiyordu. Oyle bhr merak Ne gibi şeyler... dedL Sallanarak tekrar yerine oturdu: içinde «Km kî hakikati derhal öğrenınez Fazıl, d«<fi, beni düşmanlarıma kar Sormıyacaksın. sem eathyabih'rdim. Bu merak, içimde şı himaye edecek bir sen varsm. Hiç mi? Zehraya karşı öfkemi bana unutruracak Ağlamıya başladı: Hiç ağzmı açmryacaksm. Esasen kadar süratle büyüyordu. Bütün nefreti itirazın da, yalvarmanm da hiç faydası Bir sen! dedi, köpeğin ağzına bir mi yenerek onu söyletmeae karar verdim. yok. Benim istediklerim er geç olacak. lakma ekmek atar gibi beni onların ağzr Odadan çıktım. Misafir odasma gir ~ Bunların olması için bana yardım edersen ca mı atacaksın? dim. Zehra orada, harsketsiz, oruruyor ikimiz de daha az zahmet çekeriz. MüşSesimi yükselttim: Onlar kim? Ne dtrçmanı? Ne ohıyor? Benim bir şeyden haberim var mı? Sen benden gizli bir taknn maceraîara girmişsm, düşmanlar peyda etmışsin, bana ne? Şükret ki bh* düşmanm da ben olmuyorom, güzellikle ayrrlmayı tektrf ediyorum, artık benden daha ne himayest bekliyorsun? Hem elâlem durup cfrrnrr ken sana niçin düşman oîsun? Demek kî onlara birşey yapmışsın, yahtıd onlan, evvelce bir kere tattırdığm dbstluğundan mahrum etmek istiyorstm; aranrzda te kemmel etmi§ bir sergüzeşt var. Benim bîr şeylerden haberim yok. Hiç bir sergüzeşt yok, FazıL İşte bu saçmalarını dinlemek îste mediğim için senin bana cevab vermenî de istemiyorum. Sus! Yarın sabah dediklerimi yapmrya başhyacaksm ve yarın akşam trene atlıyacaksın. İtiraz yok. Ayağa kalkıyordum. Zehra iki kolunu birden uzatarak: Fazıl, beni bir dakika dinle, Faaıll dedi. Gözlerinden yaşlar boşalıyor ve bana uzanan elleri titriyordu. Söyliyecek hiçbir şeyin kahnadı! dedim. Sendeliyerek yanıma geldi: Var, dedi, Fazıl, dinle beni. Kararımı değiştirecek hiçbir şey söyliyemezsin. (Arkasi var) I