f 23 Birînciteşrln 1937 CUMHURÎYET 3 LER Hâdiseler arasında Susmak cürmü * Çinliler, çetin taan uzdan \ sonra bir şehri aldılar Japonların Kouangfou mıntakasınm şarkma fc doğru ric'at etmekte oldukları bildiriliyor 22 (A.A.) Şanghay cephesinde Japon ordusu 21 ilkteşrin sabahı Liuhangchen mıntakasında taarruza geçerek Kuvangfuchen ile bu şehrin cenu bunda kâin birçok noktaları işgal etmiş ler aîr. • Harekâta iştirak eden Japon hava kuvVeneri, bu mmtakanın şarkında ric'at etriiekte olan Çin kıt'alar.nı bombardıman ^etprçlerdir. Kuangfu'yu işgal ederek Fongtsun neh rini geçtiklerıni ve Tazang'ın iki kilometre şimalinde kâin Kuangku köyiinü zaptettiklerini beyan etmiştir. Çinliler bir şehri istirdad ettiler J ^9 lar konferansı için toplantı ""''•: Tokyo 22 (A.A.) Asahi gazetesiÇinliler Japonları çeviriyor •"nîn bildirdiğine göre, bu sabah akdedilen Pabine içtımaında bütün nazırlar, hükuŞanghay 22 (A.A.) Central metin dokuzlar konferansına iştirak etmi Nevvs ajansı, Çinlilerin bu sabah Vou yeceği ümidini izhar etmı^lerdir. Bu hu soung nehri üzerinde kâin HeiTa ve susta ayın 26 sında kat'î bir karar itti HuanTcha'yu istirdad etmiş olduklarıhaz edilecektir. nı bildirmektedir. Çin kuvvetleri şimalde Bir Japon muvaffakiyeti mukabil taarruza geçerek Chantoung Şanghay 22 (A.A.) Japon ordusu eyaletinde Pinyuan'la Youcheng arasın»amına söz söylemeğe salâhiyettar bir da Japon kuvvetlerini ihata etmeğe mu Zat, Çin kıt'alannm Sazang Kuangfu vaffak olmuşlardır. PekinHankeou decephesinde muvaffak oldukları hakkında miryolu üzerinde Hopei'de Mauoh'a bir Çin membaından verikn haberi tek varmışlar ve Honan'a girmiş olan Ja zib etmiş ve Japonların dün saat 14 te ponları simale doğru tardetmişlerdir. ımuııııınmillllllllllllllllllllllHllllüllllllllllllinn ııııı Şanghay 22 (A.A.) Takungpao gazetesine göre Çinliler Şanghay cephesindeki Katchiapailou'yu istirdad etmiş lerdir. Japonlann Kouanfu mıntakasınm şarkına doğru ric'at etmiş oldukları söy lenmektedir. Filistinde tedhiş devam edîyor Hatayda çiftçinin sıkıntısı artıyor Şimalde yeni suikasdler Seçilen 20 kişilik bir heyet yapıldığı bildiriliyor delege ile temasa başladı Kudüs 22 (A.A.) Filistindeki tethiş hareketleri devam etmektedir. Hükumet merkezinde sükunet hüküm sür mekteyse de bazı yerlerde ve bilhassa Filistinin şimalinde suikasdler yapıldığı • haber verilmektedir. Adana 22 (Hususî muhabirimiz den) Sancak intihab kontrol heyeti, Hataya varmış, hududda Halk Partisi mensubları ve konsolos tarafından karşılanmıştır. PEYAMt SAFA Heyet, şimdilik Turizm oteline yerleşmiştir. Mülhakatı dolaşarak umumî va Müfti, İstanbula mı geliyor? ziyet hakkında malumat edindikten son Deyli Ekspres gazetesinin Kudüs muhabiri 18 teşrinievvel tarihile çektiği bir ra intihabat hazırlıklanna nezaret etme ğe başlıyacaktır. telgrafta diyor ki: Haber aldığıma göre, Hatayda bir nü«Elhac Eminülhüseyni, Filistinden fifus tahriri yapılmak iizeredir. rar eylemesine rağmen müftilik sıfatmı muhafaza ediyor. Türkiyeye gitmek is İskenderundaki Türkiye transit mıntakası hazırlıklarını yapacak olan heyet de tediği zannolunuyor. Beyruta geldikten Antakyaya gelmiştir. Yakmda İskende sonra Suriyedeki Fransız Fevkalâde koruna giderek serbest liman bölgesinde miseri Kont De Martel'le görüşmüş, Şatetkiklere başlıyacaktır. Bankaların, Mama, yahud Trablusşama gitmek için mülıyenın tazyiki yüzünden çok müşkül vaLondra 22 (A.A.) Gazeteler, bir gesaade istemıştir. ziyete düşen çiftçiler, yirmi kişilik bir he zinti yapmak üzere İskoçyaya gelecek Müftinin Trablusşama gitmesine müyet seçerek delege nezdinde teşebbüste olan Bulgar Krah Boris'in bu vesileden saade edilmiştir. Kendisi buradan Tür bulunmuşlardır. Delege kendılerim iyi istifade ederek İngiliz nazırlarile hu kiyeye geçmek istemektedir. karşılamış, derdlerine çare bulacağını susî müzakerelerde bulunacağmı yazıAnlaşıldığına göre, müfti, Türkiyeye vadetmiştir. yorlar. Bulgar Kralının bu ziyaretini Filistin Arabları davasına yardım edil Yunan Kralı Jorj'un ve bir müddet sonmesi için müracaat edecektir. Türkiye ra da Romanya Kralmın ziyaretleri taden yardım alamadığı takdirde müftinin kib edecektir. Bağdada gitmesi ve İngiltereye karşı pan Arab konfedrasyonunun tesisi için Iraktan muzaheret talebinde bulunması da muhtemeldır. ransa gibi geniş demokrasi memleketlerinde, Huma Şehid abideleri nite ve Action Française gibi en sinirli gazetelerden Temps evgili okuyuculanm, her Türk gibi en ağırbaşlılarına varıncıya ka köyünde, kasabasında ve şehdar, bütün matbuat, hemen hergün rinde, birer şehidler abidesi mücadele ve münakaşa içindedir. Seyapılması, hatta büyük şehirlerin büyük çim kavgalarında, ağırbaşlı gazetele Baştan aşağıya kadar bolşevik propagandası müesseselerine birer şehidler kitabesi korin de şiddet gösterdikleri ve fikirle nulması için, bu sütunda, müteaddid yarine acı tezyif ve tahkirlerin zehiri yapmak istiyen bu mecmuayı da onlar çıkardı! zılar yazdığımı hatırlarlar. ni kattıkları görülür. Bu hakaretle Dolaştığım memleketlerin hepsinde, en rin en gürültülü mitinglerden Parla Şu Sabiha Zekeriya dedikleri kadın yelenin enkazı üzerinde nasıl yükseldiğl son defa da Belgrad Üniversitesinde görmento salonlarına kadar sirayet etticağız, geçen sene «Projektör» adlı bir ni anlıyabilmek için daha evvelki sosye düğüm bu abide ve kitabeleri nihayet ği çok defa vakidir. mecmua çıkarmıştı. Kapağından en telerden işe başlıyacağız.» memleketimizde de görmek saadetine Orada kimse buna şaşmaz; çünkü son sa'.ıifesine kadar, her satınnda memBu yazıda apaçık görülüyor ki, im eriştim ve çok sevindim. orada, «fikirlerin çarpışmasından ha lekete bolşevizm kundağıııı sokmak istiAydının aydın halkı, kasabanın içîn zasız, yani mecmua namma yazılan bu kikatin şimşeği doğacağma» hâlâ, yen bu yağh paçavrayı hükumet çöp temakale, insan sosyetesini Manc'ın, Le de, Belediye bahçesinin bir köşesine beherkes inanır. Bizde ise, fikirlerin nekesine attı, yani mecmuayı kapattı. nın'in ve Engels'in kanunlarile tetkik ede yaz mermerden bir şehidler abidesi dik çarpışmasile tramvayların çarpışması mişler. Bu abidenin dört cephesinde dört Üstünde: «Çıkaran: Sabiha Zekeriya» cektir. Bal gibi komünizm. arasında bazan haklı olarak hiçbir kitabe var: damgasını taşıyan bu mecmua tam ,96 saDiyeceksiniz ki bu, ilimdir. fark göremiyenler, matbuatımızın «Ey zair bu abidenin b'nünde dur. Bu, ilimdir amma sosyoloji ilmi de an'anevî sessizliğini bozan bir mü hifedir ve içinde tek bir satır yoktur ki Vatan için aşk ve rüyalanna veda etmiş ğil, bolşevik dudunun ortahğa fesad tonakaşa çıktığı zaman hemen telâşa bolşevik propagandası olmasın. Şu sönmüş projektörün dstüne projek humu saçmak ilmidir. Neden mi? Şu kurbanlan düşün.» düşerler ve «ayıbdır, susunuz!» çığ «Burası bağn yanık nınelenn b'ksüz ve Iığını basarak araya girmek isterler. törümüzü bir tutalım ve hakikati bol bir mecmuadan bir sahife daha açalım: 27 ııci sahifede, bu hatun, Cumhuriyet gaze yetim çocuklarımn memleketidir. Onlari Şüphesiz fikre karşı küfür silâhını aydınlık içinde gözönüne koyalım. Kapağından son sahifesine kadar, tesine fakir bir adamın yolladığı bir ilânı unulma.» kullanmak ayıbdır; fakat bu silâhı «Burası istiklâl ve hürriyeti için şehid ele alıyor. Bu ilân, çocuğunu evlâdhk kullananlara karşı susup oturmak a dedık. olarak vermek istiyen fakir bir babanın düşen mukaddes Türklerin bir mabedi * Evvelâ kapak; ve kapakta isim: Proyıbdan daha beter birşeydîr: Kor jektör. Bu isimle üçüncü komünist enter kaleminden çıkmıştır. Bolşevik dudu bu dir.» kaklık ve ahmaklıktır. Bitaraflann beş satırı eline geçirince, sanki, Türkiye«Burasi istiklâl larihini kanile yazm'ış vazifesi, bu gibi hallerde, haklı ve nasyonalinin merkezinde de bir mecmua nin her vilâyetinde, her kazasında, her şehidlerin mabedidir.» haksız taraflarm ikisini birden ayıb ç'.kar. Ahbab çavuşluk isimden başhyor. nahiyesinde, her sokağmda, her köşe ba Kitabelerin hepsinin altmda 7 eylul lamak değil, sadece haksızı tayin ede Fakat bu bir şey isbat etmez diyelim ve 1338 tarihi var ki İstiklâl Harbinde Ay rek ona haddi aştığını ve tahrik su gene kapağa bir göz atalım. Mündericat şında kavun, karpuz bolluğile çocuk sahcunu üstüne aldığını anlatmaktır. ilânlan arasında, iri harflerle şöyle bir Iıyormuş gibi yapışıyor kaleme. Yaz bre dının kurtuluş tarihidir. Bu kitabeler, hiç Nihayet, tezyife ve hakarete en azcümle: «Millî edebiyat yok, sınıf ede yaz: Açlık Türkiyeyi kınp geçiriyor, pürüzsüz bir dille ve çok daha güzel yamüsamaha eden Türk matbuat ve biyatı vardır.» Kemalist rejim istediği herkes çocuğunu satıyor, Bitpazannda zılmış olsaydı elbette daha iyi olurdu. ceza kanunlan bile, tahrik karşısında kadar milliyetçi olsun, istediği kadar aynalı dolab ve eski muşamba yerine ço Fakat, mademki Aydınhlar, şehidleri için ;mıfsız bir millet olduğumuzu haykırsın, cuklar pazara çıkarıhyor, ey Manc, ey bir abide yapmağı düşünmüşler, bence bu tezvifi mazur görüyor. kadarı da kâfi. Engels, koş, gel, bizi kurtar: Ortada, en büyük memleket dava bolşevik dudunun çıkardığı mecmua, edeŞehidlerine abide yapmağı yalnız Ay< lanndan birinde, suçlu tarafın hesabı biyata sınıf kavgası kundağmı sokmak «Açlık, insanları malını, mülkünü saiiçin cayırtı koparmıya kapağından baş dın mı düşünmüş? Hayır, küçük «Erbeyçörülürken, adalet yapan tarafı da maöa mecbur eden en kuvvetli amildir. icine alarak, her ikisine birden «ayıb lamıştır. Üzerindeki gömleğe kadar satabilirsiniz. li» kasabasından geçerken de bir şehidler Bu mecmua yalnız edebiyatta mı bol Fakat çocuğunuzu saimak veya peşkeş abidesi gördüm. Fakat otomobilimiz hıziı dır, susunuz!» demek, mahkeme kaDilannda durarak, muhakemesi görü şeviktir? Hayır. 33 üncü sahifesinde çekmek, içtimaî manasile ayni şeydir geçtiği için kitabesini okuyamadım. O havalinin diğer kasabalannda ve lenlerle hâkimler heyetini ayıblamak «sosyetenin inkişaf kanunlannı» araştı cemiyet içerisindeki feci, korkunc bir ısköylerinde de böyle şehidler abideleri orırken aynen şu satırları yazıyor: ve «ükuta davet etmekle birdir. tırabın ifadesidir. Hiçbir ana, kamndan, «Jnsan sosyetesinin inkişaf kanunla canından çıkardığı, acdarın en acısını çe lup olmadığını bılmiyorum. Şayed varsa öyle büyük memleket davaları vardır ki onlarda susmak, hele mat rım bulan ve bir ilim halinde ledvin eden kerek doğurduğu çocuğunu, parmağın şehidlerini unutmıyan Aydın ve Erbeyli buat için, vatana hiyanet derecesin adam Karl Marks'tır. daki yüzüğü hediye eder gibi, al senin halklan gibi onlari da takdirle anmağı bir «içinde yaşadığımız sosyetenin inkişaf olsun, diyemez. Hiçbir baba, bin emekle vazife bilirim. Daima müdafaa ettiğim de bir suç olur. kanunlannı öğreten ilme ekonomi politik ilmi derler. «Tarihen muayyen bir sosyetenin istihsal münasebetlerini, doğuş, inkişaf ediş ve mahvoluş anlannda telkik eden ilme, ekonomi politik ilmi derler.» (L.enin) «Bu ilim bize, içinde yaşadığımız sosyetenin esrarını çözmeğe yarar. Bu ilim bize, değil yalnız içinde yaşadığımız sosyetenin, fakat bundan evvelki sosyeielerin de harekel kanunlannı doğuş, inkişaf ediş ve mahvoluş seyrinde gösterir. «Kelimenin geniş manasile, ekonomi politik, insan sosyetelerindeki maddı, hayati menfaatlerin istihsal ve miibadelesini sevk ve idare eden kanunlann ilmidir.» (Engels). meydana çıkardığı yavrusunu atmak için, bir mıllî kadırşinaslık fıkrinin bu ıkı ka içi sızlamadan gazete sülunlarındaki ilân sabada tahakkuk etmiş olduğunu görmek beni son derece sevindirdi. Aydınlılara ve ların himayesine sığınamaz. Erbeylililere teşekkür ederken diğer Türk Mehmedin ilânı, «Bir fazla tabak sof şehir ve kasabalarının, hatta köylerinın rauı bir dağ gibi ezdi» mısramm ihtiva de, şehidleri için, mütevazı da olsa, bi ettiği içtimaî sefaletin, açığa vurulmuş rer abide dikmelerini, bir daha temenni damgasıdır. Bir ilân deyip geçmeyiniz... etmekten kendimi alamıyorum. Bu dört salırlık ilân büyük bir insan küiYurdun istiklâlini, namus ve şerefini, lesi içindeki ekmek buhranımn, açlık buh o şehidlere borclu olduğumuzu unutma ramnm, ilânlaşmış feryadıdır.» malıyız ki yarın, icab edince, gene yüz Vesikalar serisine bir daha ilâve ediyor uz Propagandayı kim yapıyor ? İHEM NALINA MIHINA Rumen, Bulgar ve Yunan Kralları Yakmda Ingiltereyi ziyaret ederek temaslar yapacaklar Dersim muhalefeti nasıl hazırlanmıs? Kullanılmıyan Bir tngiliz polisi Filistine gidiyor Londra 22 (A.A.) Avam kamarasında beyanatta bulunan Müstemlekât Nazırı Gore, İngiliz polisinin en değerli unsurlarından biri olan Sir Charles T a gart'ın Filistine memur edilmiş olduğunu bildirmiştir. Sir Tagart, Bengal'de şiddetli tedbirlerib tanınmış bir polis mütehassısıdır. Dünkü muhakemede bir çok şahidler dinlendi radyo makineleri Elâziz 22 (Hususî muhabirimiz den) Dersim muhalefet elebaşılarınm muhakemelerine bugün de devam olundu. Suçluların dosyaları birleştirildi. Seyid Rızanm torunu Narin şayanı dikkat ifadede bulundu. Seyid Rıza bu müta lealara hayret etti. Diğer şahidler dinleArablar bir otobase saldırdılar Kudüs 22 (A.A.) Içinde Yahu nirken suçlu Seyid titremeğe başladı. Anlaşıldığına göre, elebaşılar ilk topdiler bulunan bir otobüse Arablar hücum lantıyı Sincan köyü civannda Hızıroğlu . etmişler ve yolculardan dördünü yaralamevkiinde yapmışlardır. Iddia edildiğine 'jfoişlardır. , • Seyhan ve Denizli Sıhhat göre, Seyid Rıza, göle bir taş atmış, Hızırdan imdad dilenmiştir. : müdürleri İlk isyan hareketine Alişerle Rıza ara• •'{Ankara 23 (Telefonla) Seyhan smda karar verildiği ve müteakıben tahhat müdürü doktor Hüsnü Denizli rikâta geçildiği anlaşılmıştır. Muhakeme, hat müdürlüğüne, Denizli müdürü vanna bırakılmıştır. Kemal de Seyhana tayin edilmişlerdir. Bımlar da ruhsatname ve ücrete tâbi olacaklar Ankara 22 (Telefonla) Kullanılmıyan radyolar hakkında ne suretle muamele yapılacağı Posta ve Telgraf U mum müdürlüğünden sorulmaktadır. Telsiz kanununun muvakkat madde sınin A fıkrası mucibince kanunun neşri tarihinde mevcud olan bilumum radyolar için ruhsatname alınması mecburidir. Bu kanunun 36 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında da ken dilerine ruhsatname verilenlerden her malî sene için ücret almacağı musar rah bulunduğuna göre kullanılmıyan radyolann da aynen kullanılan radyolar gibi ruhsat ve ücrete tâbi tutulacağı alâ ara bildirildi. Tahmin edersiniz ki bu paçavranın 96 parçasmı da gözlerinizin önüne yayarak zevkinizi ve sabnnızı suiistimal edecek değiliz. Fakat bu kepaze mecmuanın ilk ve son sayısmı ellerinde bulunduranlar da pek iyi bilirler ki her satırı bu kafa ve bu maksadla yazılmıştır. Kaldı ki bu «Bu larihten de anlaşılacağı üzere ekonomi politik ilmi, yalnız şimdiki sosye mecmua, bolşevik dudunun Türk efkârı tenin kapitalist sosyetesinin tetkikile ik umumiyesine salmağa çalıştığı mikrobların tifa etmez. O bizzarure, bu seyir içinde bindebiri dahi değildir. Birkaç tomar vehem kendisine takaddüm eden sosyete şe sika bu mahlukun Türk vatanına hıyakillerini, hem de bunu takib edecek olan netini isbat etmek için, yanıbaşımızda ları tetkik ve miilalea eder. İşie bunun müheyya duruyor. Bu tomarı dolduran içindir ki biz de bugünkü sosuelenin inki paçavralardan büyük bir kısmı da «Tan» ŞL, kanunlannı tetkik ederken şimdiki gazetesinin koleksiyonundan başka bir sosueienii kendisine takaddüm eden sos şey değildir. binlerce kahraman, kanlarını bu vatan uğruna seve seve feda etsinler. Bugün yurdun her köşesinde yükselecek şehid abideleri yannm kurtuluş abideleri olacaktır. lhracatı kolaylaştırmak için Ankara 22 (Telefonla) Hüku met, ihracatı kolaylaştırmak için yeniden rnühim tedbirler almıştır. Bu arada klering hesablarında alacaklı memleketlere kat'î satış suretile yapılacak ihracat, vesaiki mukabilinde Türkiye Merkez Bankasınca faizsiz olarak finanse edilecektir. lllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllillllllllllllllllllllllllltll IIIIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIMII1MII1IIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIII1IIIIIMIIII Universitemizde varmak istediğimiz gaye ile içinde bulunduğumuz vaziyet IBaşmakaleden devam] Bazılan hukuku, diğer bazıları ise hem hukuku, hem iktısadiyatı adamakıllı kavnyan bu gencler arasından hakikî âlimler temayüz etti. Vakitsiz ölen Haşim onlardan biriydi. Hüseyin Münir onlardan biri olarak hâlâ her bulunduğu yerde bir kıymettir. Yusuf Kemalle Mustafa Şerefse kafilenin en güzide âlimleri olarak bugün de aramızda bulunuyorlar. Ken dilerile birer ilim vahidi kıyasisi olarak daima iftihar edebiliriz. İşte hekimlikten bahsetmiyoruz, hu kuku ele alarak söze başladık. Türkiyede bilmeyiz kaç defa ıslahına teşebbüs olunduğu halde bir türlü yoluna konu lamamış olan Darülfünunu Cumhuriyet devrinde bir Üniversite olarak tesis ve onu Avrupalı hocalarla takviye etmek istediğimiz zaman onun her fakültesinde kurulacak tahsil şeklinin Yusuf Kemal grupunca görülen ve içinden muvaffakiyetle geçilen Avrupai seviyeye yüksel mesini istihdaf eyledik. Yeni Üniversiteye Avrupadan büyük fedakârhklarla hocalar getirdiğimiz halde ve aradan dört yıl geçmesine rağmen bu yüksek maksadımızın bir türlü istediğimiz şekilde tahakkuk etmek yoluna dökülememiş olması ve bugüne kadar olamıyan bu işin şimdiki gidişle yarm veya öbürgün olabileceğine aid umudlar bu lunmaması bizi ve memleketi bütün bir Üniversite meselesile karşı karşıya bulundurmaktadır. Biz yalnız adı ve yalnız şekli Üniversite olan bir müessese istemiyoruz. Biz Türkiyede dahi bütün ruhile Avrupadaki arkadaşlarının eşi olmağa başhyacak bir irfan müessesesi istiyoruz. Bu maksadla ihtiyar ettiğimiz fedakâr lıklar büyüktür, bu fedakârlıklardan müspet neticelere intizar etmek hakkı mızdır. İstihdaf ettiğimiz büyük neticeye varmak için Üniversitemize getireceğimiz Avrupalı hocaların burada beraberlerinde çalışacak kabiliyetleri, bir müddet sonra onlari istihlâf edecek veçhile, ye tiştirmelerini gözönüne almıştık. Bu maksadımızın bu suretle tahakkuku iki basit sebeble meşru ve zarurî idi: dan müstağni kalacak veçhile türkçe ö | renmeleri şartını da ihtiva etmektedir. Bu şartı biz koymuşsak saym hocalar da kabul etmişlerdir. Şart olabilir birşey diye konulmuş, öyle de kabul edilmiştir. Sanki biz hep ecnebi hocaları suçlu buluyormuşuz gibi onlari müdafaa eden bazı yazılar bu zatlann ehliyetli âlimler olduklannı iddia ederken tıbdan gayri fakültelerde derslerin tercüme ve tercüman tarikile okutulmasmı müsamaha ile geçiştirilmesi kabil ufacık bir kusur gibi göstermekle iktifa eylemıştir. Hayır aradan üç değil, dört yıl geçtiği halde Tıb t Türk Alman ticaret . Ş&kara 23 (Telefonla) Izmire tayin'edilen Nafiin yerine Bursa Defteranlaşması Ankara 22 (A.A.) İhracat mevsimidarf flemzi, Bursa Defterdarlığına da nin başladığı bu sırada memleketin e Ankara 22 (Telefonla) Berlinde îzmir Defterdar muavini Kemal tayin o konomi menfaatlerinin icab ettirdiği nza edilen Türkiye ile Almanya ara lunmuşlardır. tedbirler cümlesinden olarak hükumet Tndaki ticarî mübadelâta ve tediyata mübu defa ihracat mallarımızın kolaylıkla \ ^allik son anlaşma ile merbutlan VekilAlmanyaya ısmarlanacak satılısını temin etmek üzere klerino 'sr Heyetince tasdik edilmişti. Anlaşma*• , yeni vapurlar » hesablarında alacaklı memleketlere kat'î •'". Ânic'ara 22 (Telefonla) Devlet satış suretile vapılacak ihracatm, vesa ">ın metni ve merbutu olan cetveller buDenizyolları İşletmesi Müdürü Sadeddin iki mukabilinde Türkiye Cumhuriyet "'ünkü Re?mî Ceride üe nesredildi. : ve Akay Müdürü Cemil Ankaraya geldi Merkez Bankasmca finanse edilmesin ler. Denizyolları İdaresi, Karadeniz se '^rarlaştırmıştır. farlerine tahsis edilmek üzere Almanyada Bu suretle vaki olacak ihracat Cum Krupp fabrikalarına ısmarlanacak beşer huriyet Merkez Bankamızca derhal ve İki gündenberi şehrimizde bulunan bin ;onluk yeni üç vapurun kat'î muka faizsiz olarak finanse edilecektir. komşu ve dost İranın Hariciye Veziri velesini hazırlamıştır. Bu mukavelenin Danzige gönderilecek posta Ekselâns Samyi dün sabah Boğaziçinde tasdik edilmek üzere yarın Vekâletçe tetvapurla bir gezinti yapmış saat on üçe paketleri kik' muhtemeldir. doğru Tarabyaya çıkarak, öğle yemeğiAnkara 22 (Telefonla) Danzig ni Tokatlıyan otelinde yemiştir. Hitler, Windsor Dükünü serbest şehrine posta vasıtasile gönderiMuhterem misafirimiz, yemekten sonkabul etti lecek kıymetli kutulara badema alman ra İstanbula inerek Topkapı sarayını, Berchtes Gaden 22 (A.A.) M. ca, inailizce veya fransızca yazılmış ve d'&er müzeleri ve camileri gezmiştir. Hitler bugün öğleden sonra Dük ve Dü T;üril taraf"n.r'"ın imzalanmış iki gümrük Ekselâns Srmvi, bu akşamki ekspresşes dö Windsor'u kabul etmiştir. beyannamesi de ilâve edilecektir. le Ankaraya gidecektir. '• ,£>efterdarlarımız arasında İhrac mallarımızın koîayhkla satılrnası için... Iran Hariciye Vezirinin dünkü gezintileri 1 : Üniversiteyi ilânihaye yabancı ho fakültesi haric olmamak üzere hemen calarla idame etmekliğimize imkân ola bütün dersler tercüme ve tercüman yo lile gösterilmektedir. Böylelikle kırk beş mazdı. 2 : Üniversitede nihayet yerlileşecek dakikalık ders saati yirmi dakikaya in ilim yerli âlimler tarafından verilmek lâ rrektedir. Bu şekilde devam eden bir okutmadan nekadar fayda çıkabileceğini zımdı. anlamak için uzun boylu düşünmeğe bile Herhangi bir üniversite, için ikinci hacet yoktur. Galiba bu tazyik altında noktanın büyük ehemmiyeti üzerinde Hukuk fakültesinin üç y.llık müddeti durmağa bilmeyiz ki lüzum var mıdır? dörde çıkarılmış ve bu fakülteden biı de Aslmda mücerred gibi farzolunabilen ıktısadiyat şubesi ayrılmıştır. ilimler üniversitelerle memleketlere münaEn büyük âlimin tercüme tarikile dinsebetlerinde adeta millî bir mahiyet alırlar, ve işte asıl öyle olduğu zaman lenilecek dersinden edilecek istifade derecesini insaf sahiblerinin takdirine bıramemlekette üniversite kurulmuş olur. Bu maksadlara göre buraya gelecek kırız yabancı hocalar, kendilerinden beklenilen muayyen hizmeti görebilmek için mesa ilerini yerli unsurlarla teşrike birinci ehemmiyet derecesini atfetmelıydiler. Mukaveleler bu maksadın hakkile tahakkukunu temin için yabancı hocaların azamî üç yıl zarfında tercümeden vc tercüman Takib olunan çalışma usulü ise maatteessüf yerli ehliyetlerin yetişmeleri ga • yemizı temin etmiyecek bir cereyan takib etmiştir. Yabancı hocalar kadar bizim de kusurlu olduğumuz bu nokta başlıbaşı na ayn bir bahistir. YUNUS NADİ