18 Birinciteşrin 1»37 Hâdise!er arasında SON Yıldız fah üspet ilimlerin vatanında, yani Fransada, yıldız falının revacına karşı hayretimi bu sütuna birkaç defa boşaltmıştım. Şimdi en büyük ve ciddî gazeteler bile, hergün, gökyüzüne bakarak istikbali okuma ilmine koca bir sütun ayınyorlar. Gazetenin en göze çarpacak yerinde şuna benzer satırlar: «Bugün Zühal yıldızının fena tesirleri altındayız. Akşama doğru bu yıldız, kadınlan derin kalb acüarile tehdid ediyor. Bugün doğan çocuklar sinirli, hırçın ve ağlamıya çok istidadlı olacaklardır.» İlmi nücum böyle söylüyor, fakat ayni ilmi nücum ertesi gün doğacak çocuklara sağlam bir irade, keskin bir zekâ vadediyor. Çünkü o gün Zühal yıldızmdan yeryüzüne boşalan fena tesirler yağmuru dinecektir. Büyük davalar Çin ordusu, bir Japon fırkasını ihata etti Üçüncü devletlerin müdahalesini reddeden Japonya, Dokuzlar konferansına girmiyecek (.Ba$tarajı 1 inct sahijede) Roma'dan Şikago'ya Yazan: PİERRE BROSSOLETTE Eğer, Amerika Cumhurreisi Roose velt, Şikago'da, sulha teşne bütün mil letleri teselli edecek bir nutuk söyleme miş olsaydı, beynelmilei vaziyeti bed binlikle görmek icab ederdi. Bu yazıyı yazdığımız sırada, İtalya, Fransa ile İngilterenin, îspanyada har beden ecnebileri geri çekmek meselesini münakaşa etmek üzere kendisine sundukb n notaya henüz cevab vermemiş olmakla beraber, bu cevabın mahiyeti şimdi den malum bulunmaktadır. Roma hükumeti, kendisine teklif edilen üç taraflı müzakere projesini kabul etmiyecektir. Şüphesiz ki, bu cevabı, haşin ve mutlak bir cevab olmıyacaktır. Roma, belki de, müzakerata Almanyanın da iştirakini teklif edecek, yahud bütün müzake ratın, Londradaki ademi müdahale ko mitesinde yapılması fikrini ileri sürecek tiı. Fakat, İtalyanın, Fransız îngiliz notasına vereceği bu cevab.n mahiyeti hakk:nda kim en ufak bir iraid besliyebilir? Müzakeratı, ademi müdahale komitesine havale etmek, bu işi, «usulü mua mele» incelikleri sayesinde, en müspet kararları mütemadiyen tehir eden, son derece ağır Mer bir teşekküle tevdi etmek demektir. M. Grandi'nin geçen temmuzda, deniz kontrolunun yeniden tesisi meselesine aid müzakeratı, tekliflerden, projelerden, suallerden, mukabil suallerden mürekkeb bir yığın altında örtmeğe muvaffak oluşu bunu gösterir. Şimdi, gö'nüllüler meselesi, en etraflı tetkik edilmiş en kat'î plânlan hiçe kalbeden bu meclis huzuruna sevkedilince, ayni netice elde edilecektir. tenirken, Birleşik Amenka Cumhurreisi gibi bitaraf bir müşahidin bu ithamatı, bir ihkakı hak mahiyetindedir. Roosevelt, «Dünı/a nüfusunun yüzde doksanmm selâmeti, hürnijeti ve emniyei\ beynelmilei hukuk prensıplerıni hiçe sayan müicbaki yüzde on tarafından tehd'ıd ediliyor» diye haykırdı, şayed, Avrupada, yahud Fransada, Roma veya Berlin zimamdarlarını tebrie ettirmek ve halihazırdaki beynelmilei buhranm mesullerini îtalya ile Almanyadan haricde aramak istiyenler varsa, dünya demokrasi'erinden en büyüğünün reisı olan Roosevelt'in bu beyanatından sonra, en ısrarlı şekilde kapalı duran bu g'âAenn bile nihayet açılmağa mecbur olacağını ümid ed'ebiliriz. Maamafih, Şikago nutkunun en yeni ve en mühim kısmı, diktatörlüklerin yaptıkları fenalıkları takbih eden ciheti de ğildir. M. Roosevelt'in sözlerinde en şayanı dikkat taraf, demokrasilerin müşterek hareketleri doktrinini parlak surette tebcil eden ve Birleşik Amerikanın. seneler geçtikçe daha sıkı surette tatbikına karar verir gibi göründüğü bitaraflık siyasetinden sarfınazar edilmesi ihtimallerini düşündüren sözlerdır. Birleşik Amerika Cumhurreisi «Diinyadaki şiddet hareketi artarsa, Amerikanm bundan muteessir olmamasmm ve rahat yaşamasınm kabil olmadığmı», «hakkın ihlâli neticesinde hâdis olan beynelmilei anarşi ve isiikrarsızlık halinden, bitaraflık ve tecerrüd usullerine başvurarak kurtulmanın hiçbir memleket için mümkün olmadığmı», «muahedelerin vc imzaların kıymetine ve «taahhüd» mefhumuna ilimadın iadesinin elzem olduğunu», «sulh istiyen dünya nüfusunun yüzde doksanının, arzularmı yerine getirmek ve hâkim klmak imkânına malik olmalan şart olduğunu», «sulhun esaslarmı kurmak icin müşterek bir hareketin zarurî olduğunu, sulhu korumak için müspet teşebbüslerde bulunmak icab ettiğini, milletlerin sulh arzusunun, mua hedeleri ihlâl ve başkalarınm hakkına tecavüz niyeünde olanlan bu niyetlerinden vazgecirlecek şekilde ifadesi lüzu munu» söylerken Yvon Delbos'dan veya Anthony Eden'den başka birşey söylemiş değildir. Ayni zamanda, Roosevelt, Wilson*dan son bitaraflık kanununa gelinciye kadar Amerika siyasetini sevk ve idare etmiş gibi görünen prensiplerden, uzaklaşmıştır. Dün, sadece hissiyata müstenid bulunan demokrasiler cephesi, bu suretle bir doktrin vahdetine doğru gitmektedir. Birleşik Amerika, henüz Milletler Cemiyetine yaklaşmış olma makla beraber, hiç değilse, onun pren siplerıne avdet eder gibi görünüyor. Bu tarihî hâdise, derhal pratik neti celer verecek mahiyette midir? Amerika siyasetini iyi tetkik eden müşahidler, bu hususta çok muhteriz dav ranıyorlar. M. Roosevelt'in maksadları ne olursa olsun, bunların tatbik sahasma intikali, kongrenin kabul ettiği bitaraflık kanunu yüzünden hiç şüphesiz müşkülâta uğrıyacaktır. Gene şüphe yoktur ki, Amerikada, halk, Beyazeve nazaran çok geridedir ve hissen, bitaraflığa, tecerrüde meyyaldir. Bütün bunlar, Amerika diplomasisinde anî bir istikamet tebeddülüne intizar edilmemesini icab ettiren sebeblerdir. Maamafih, Şikago nutkunun, uzun müddet neticesiz kalacağını zannetmek de yanlıştır. Ve bu neticelerin süratle tezahür edeceği yer de, hiç şüphesiz Uzakşark olacaktır. Filhakika, Uzakşark meselesinde, efkârı umumiyenin bitaraflık temayülleri, Asya kıt'asındaki Amerika menafiinin, Çindeki Japon istilâsı yüzünden halel dar olacağı mülâhazalarile sarsılmaktadır. Ayni istilâ, Pasifik'teki Amerika tefevvukunu ve Amerika menafiinin emniyetini de haleldar etmektedir. Binaena leyh, M. Roosevelt, Çine yardım etmek veya Japonyayı müşkülâta maruz bırakmak hususunda pratik bir çare teklif ettiği takdirde, bitaraflık kanununa rağ men, taraftar kazanabilmek vaziyetindedir. Avrupa için, bittabi, böyle birşey mevzuu bahsolamaz. Amerika halkı, Akdeniz meselesine son dcrece lâkayddır. Baleare hakkındaki lâkaydliği ise, hiç şüphesiz mutlak bir lâkaydidir. Rei sicumhur, harbcu diktatörlerle sulhçu demokrasileri çatıştıran ihtilâfa açıkça ve doğrudan doğruya müdahaleye teşebbüs ettiği takdirde, ciddî bir akamere maruz kalacaktır. Şikago nutku, bu demokrasilere yaptığı manevî müzaheret ve ihsas ettiği iktısadî ve nakdî yardım bakımmdan, gene çok kıymetli bir kozdur. Bu nutuk, bilhassa, Amerikada hiç bir şeye teşebbüs etmek istemiyen îngiltereye itminan vermekte, Federal Hükumetin, demokrasiler davasını haklı bul [HEM n NALINA MIHINA Bir hava yolunun ilk yolcuları . I Japonya aleyhindeki itham, hakikatı örtmek için evvelce düşünülmüş bir makEadla yapılmıştır. Japon ordusu, bugün Çin kıtaatmın zehirli gaz kullanmakta olduklarına dair delıllere malik bulun maktadır. Papaz mektebine taarruz ettiler Pekin 17 (A.A.) Çinli haydud lar, Pekin yakınında kâin Lacuvette Marist papaz mektebine taarruz teşeb büsünde bulunmuşlardır. Halihazırda bu mektebde hiçbir Avrupalı yoktur. Haydudlar, ufak bir çarpışmadan sonra Çin polisleri tarafmdan tardedil mişlerdir. 3 Japon hükumeti, üçüncü devletlerin müdahalesini daima reddetmiştir. Çin meselesi, adalet ve nısfet dairesinde ancak Çinle Japonya arasında yapılacak müzakerelerle halledilebılir. 4 Japon hükumeti böyle bir konferanstan hiçbir fayda beklenilmiyec.eği mütaleasındadır. Japonya, esasen devletlerle münase bet halindedir. Büyük Britanya ile Amerika, Uzak şark meselesini bir takım menafi elde e decek surette halle uğraşmaktadırlar. Halbukı ortada Çınle Japonya arasında mevcud bir nizadan başkd birşey de yoktur. Ecnebi gemileri tevkif edilmiyecek Çin konferansa giriyor Şanghay 17 (A.A.) Havas ajansının bir muhabiri tarafından Japonya nın Çin'e ithal edilmekte olan silâhlar tneselesindeki hattı hareketi değişip değış memiş olduğu suretinde sorulan bir suale cevab veren Japon sefareti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, şöyle demiştir: «Japonyanm hattı hareketi kat'iyyen değişmemiştir. Ecnebî gemileri, hamule leri her ne olursa olsun, tevkif edilmiyecektir. Yalnız Japonlar, ithal edilmiş silâhları Çin arazisinde tahrib etmeğe çak»acaklardır.» Nankin 17 (A.A.) Çin Hariciye Nezareti, Dokuz Devlet Konferansına iştirak hakkmdaki Belçika davetini kabul etmiştir. 40 bin Japon mahsur Nankin 17 (A.A.) Reuter muhabiri bildiriyor: Çin menabiinden alınan haberlere göre, kırk bin Japon, Taiyuanfu'nun 90 kilometro şimalinde Yuanping civarında tamamile çevrilmiştir. Japon tayyarelerinden atılıp Çin hatlarına düşen kâğıdlarda: «Her ne pabasına olursa olsun dayanınız, yarın imdad geliyor» cümleleri yazıhdır. Mahvolmamak için büyük bir şiddetle harb eden Japon kıt'alan, tayyare ve topçu kuvvetlerinin iyi müzaheretile Çin cenahlannın ku\rvetli bir ileri hareketi neticesinde çevrilmiş bulunmaktadır. tdari bir komite teşkili için... Pekin 1 7 (A.A.) Bir Çin mem baından bildirildiğine göre, Hopei'de idarî bir komite teşkili için Japonlarla Çinliler arasında müzakerelere devam edilmektedir. Bu komite hakikî muvakkat bir hükumet rolü oynıyacaktır. Komitede mülkî işler için dört şube bulunacaktır. Maliye şubesi, terbiye şubesi, sanayi şubesi, ticaret şubesi. Komite reisinin intihabı meselesinda rnüşkülât çıkmış olduğu söylenmektedir. Londrada dün yapılan miting Londra 17 (A.A.) Reuter bildiriyor : Bugün Londrada Strafalger Squa re'da on binlerce kişinin iştirakile Londra işçi partisi ve sendika konseyinin tertib ettiği bir miting esnasında, Çinin maruz kaldığı tecavüzün barbarlığı tebarüz 9 devlet konferansı ' • » Brüksel 17 (A.A.) Dokuz Dev ettirilmiştir. Bu mitingde söz alan Attlee, demiştir let konferansının ilk içtima tarihi olarak ki: 30 ilkteşrin intihab edilmiştir. Muahedede imzası bulunan devletlere «Dünyada tatbik edilmekte olan şiddavetnameler gönderilmiştir. Ancak 3»eni det metodlarına karşı çok müteyakkız buWestminister statüleri dolayısile İngilte lunmalıyız. Bugün Uzakşarkta gördüğüre çağırılırken ayni zamanda Yeni Ze müz, hiçbir bahane dahi olmaksızın bülanda, Avustralya, Kanada, Cenubî Af yük bir millete karşı yapılan emperyalizm rika ve Hindistan da davet edilmiştir. hücumudur. Almanya ile Sovyet Rusyanm da çaMitingde kabul edilen karar sureti, îngırılmaları düşünülmektedir. Hükumet giliz hükumetinden, Japonyaya harb lemehafili, İtalya ve Japonyanm kabulle vazımı satılmasının ve para verilmesinin ri hususunda nikbindirler. menedılmesini ve Japon tecavüzüne bir Japonya konferansa gelmiyecek nihayet vermek icin ekonomik ve finansal Tokio 17 (A.A.) Asahi gazete bir tesir icrası maksadile Milletler Ce sine nazaran Japonya, Brüksel konfe miyetinin diŞer azalan ve Amerika Birleransma iştirakten birkaç sebebden dolayı şik devletlerile iş birliği yapılmasını taleb imtina edecektir: phnektedir. Karar sureti, ayni zamanda, 1 Japonya, Çindeki hareket ve faa Tngiliz hükumetinden Çin'ilere ilâç gönliyetini bir meşru müdafaa tedbiri ad derilnesini istemekte ve Ingiliz milletini detmektedir. de, Jaoon barbarlığına Varsı nefr?tini gös2 Çünkü Japonya, prensip itiba termek üzere TaDon mallarını boykota darile, siyasî mahiyetteki müzakerelerde ' k Milletler Cemiyetile teşriki mesaiden isBu karar suretin>n Vahıılünden sonra, tinkâf etmiştir. Mülkiye mektebi Buşünden itibaren yeni ders senesîne başlıyor Ankara 17 (Telefonla) Siyasal Bilgiler okulu, 937 938 ders yılına yarın sabahtan ıtıbaren başlıyacaktır. Bu sene mektebe yeniden 50 genc almmıştır. 937 mezunlarından çoğu, Başvekâlette, Maliye, Hariciye, Dahiliye Vekâletlerinde muhtelif vazifelere tayin o'unrT"'slardır. M. Stoyadinoviç Yı^osîav Raşvekili Belgrada dönüyor Paris 17 (A.A.) Yugoslavya Başvekili Stoyadinoviç ve Yugoslavyanın Paris elçisi dün Naib Prens Paul'un bıraderi Prens Arsene Karageorcevitch tarafından kabul edilmişlerdir. Stoyadinoviç, saat 22,15 te Belgrada ha'eket etmiştir. Isveç hükumetile ticarî münasebetimiz Ankara 17 (Telefonla) Memle ketimizle Isveç hükumeti arasmdaki ticaret ve klering anlaşması 1/1/938 tarihinden itıbaren mer'iyet ve tatbik mevkiin den kalkacaktır. Bu anlaşmanm yerine yeniden bir ticaret ve klering anlaşması akdi için tsveç hükumeti ile hükumetimiz arasındaki müzakere ve konuşmalar i pek yakında baslanacaktır. Anteb, ikinci tayyareyi de alıyor Anteb 17 (Hususî muhabirimiz den) Antebliler, bu sene Antebin ikinci tayyaresini almağa karar vermişlerdir. Bu maksadla Hava Kurumu, çalışmalara başlamıştır. Simdiye kadar Hava Kurumuna verilen para, 154 bin lirayı bulmuştur. Altı bin lira daha toplandıktan sonra ikinci tayyare için lüzumu olan para toplanmış bulunacaktır ki bunun da 4500 lirası temin edilmiştir. Tayyare, kuvvetli bir ihtimale göre, önümüzdeki Cumhuriyet bayramında alınmış olacaktır. Windsor Dükü înçriltereye de gitmiş! Londra 17 (A.A.) Sunday Refere gazetesine göre, Dük de Windsor, 17 ilkteşrinde hususî bir tayyareden İn gilterenin cenubu garbî sahillerinde tâli bir tayyare meydanına inmiş ve orada Valide Kraliçe Mary'nin ziyaretini kabul ettikten sonra berrî Avrupaya dönmüştür. Komünistleri itham Brüksel 17 (A.A.) Sosyalistlerin naşiri efkârı olan Le Peuple gazetes:. 10 nisan tarihinde Barcelon'da yaşa makta olduğu otelden kaybolmuş olan eski Alman gencleri teşkilâtı reisi genc sosyalist mühendis Mare Berin'i ortadan kaldırmış olmakla komünistleri itham etmektedir. Ben Pariste iken Fransız gazetecileri, üşenmeden, bir kâğıd üstüne acayib yuvarlaklar çizerek zaiçeme bakrrnşlardı. Bu eğlenceye nekadar itikad karıştırdıklarını sordum, «doğru çıktığı nisbette» cevabını verdiler ve yıldız falmdaki isabetlere dair şaşırtıcı hâdiseler zikrettiler. Fakat ben gene bu isabetlerden ziyade onların itikadına şaşrmştım. ö y l e sanıyorum ki hâlâ mistik bir devirde yaşıyoruz. İlmin çaktığı kibrit, meçhulün karanlıklannı tamamile dağıtmadıkça alın yazımızm şifresini çözmek iddiasında bulunan bu çeşid esrarlı ilim üfürüklerinden serinlik ve ferahlık umacağız. Descartes'dan Auguste Comte'a kadar gelen müspet ve muasır ilim, Fransada, mavera şarlatanını yüksek sesle konuşmaktan alıkoyamadı. Sanki hepsi cinlerin ve cadıların eseri imiş gibi teknik buluşlar alabildiğine çoAlmanyayı müzakerata iştirak ettir ğaldıkça bu nevi fallara itikad da armek, daha parlak bir tarzı hal temin e tıyor. demez. Zira, İspanyol harbile doğrudan Biz, dünkü şarkm çocuklan, bu doğruya en fazla alâkadar üç devlet, bu saflığı ayıbhyoruz. Müspet ilimlerde meseleyi, ancak dostlarile ve dostlannın üstadımız Fransaya: «Hocam, ne yadostlarile birlikte müzakerede ısrar et pıyorsun? İnsanm bütün nasibini tikleri takdirde, Sovyet Birüğini, Çekosgökyüzünde değil, bu toprağm üslovakyayı, Lehistanı, Portekizi ve daha tünde aramamız icab ettiğini bize on memleketi davet etmek lâzım gelir. söyliyen sen değil misin?» diye baBu ise, birinci Londra komıtesinın bütün ğıracağımız geliyor. Fakat korkanz mahzurlarmı cami ikinci bir Londra ko ki bize şu cevabı verecek: «Sen bumitesi kurmak demek olur. gün Zühal yıldızının tesiri altındasın, Romanın, ileri sürmeğe bu suretle hasaçmalıyorsun!» zırlandığı mülâhazalar kabul edilsin e ^ ,.• . PEYAMl SAFA dilmesin, o, bunlan mevzuu bahsetmek &ureiile, hedefine ulaşmakta, yani vakit kazanmaktadır. Ve Roma vakit kazanmakla meşgul ken, îspanyadaki müdahalesi de bir yandan artmaktadır. * IBastarafî l inct sahtjede) M. Bova Scofpa'nın, Mussolini Mütstanbul • Mhkara tren yolunda nih'e gitmeden evvel, bu hususta M. DelAnkara 17 (Telefonla) İzmitle Derbend arasındaki sel tahribatından dola bos'ya ibzal ettiği vaidler, bir manevTayı bu sabah Ankaraya muvasalatı icab dan ibaret olmuştur. Duçe, Hitler'den, eden katarlar. yarın saat 7,30 da şehri başka türlü koparamıyacağı müzahereti, onu, bir İngiliz İtalyan Fransız mukamize geleceklerdir. renetile tehdid ederek elde ettikten sonra, Dün de bir cesed bulundu Evvelki akşam saat 18 raddelerinde Romaya döner dönmez, Ispanyaya yeni Rumelihisarında Zekipaşa yalısı önün kuvvefler yolladı. Nyon anlaşmasından de de bir erkek cesedi görülmüş ve po sonra faaliyetlerine nihayet veren de lisler tarafından çıkanlmıştır. Üstünde nızaltı korsanları tekrar faaliyete başlarhüviyetini ispat edecek hiçbir vesika ken, evvelce Balear'ı isgal etmiş bulu olmadığından cesedin kime aid bulun nan ve Valansiya'yı. Barselon'u, Portduçu anlaşılamamışür. Bou'yu bombardıman eden italyan fi Bu suretle son üç günde denizde bulotillâlarına, yenileri inzımam etti. Ital lunan cesedler üçleşmiştir. Henüz hiç yan hükumet reisi, cumhuriyetçi Ispanyabirinin hüviyeti tesbit edilememiştir. Alâkadarlar, bu cesedlerin perşembe ge ya karşı yapılan İtalyan hava hücumla cesi Karadeniz Boğazında fırtınaya tu rına kendi oğlunu iştirak ettirecek kadar tularak batan îsmail kaptanm yelken hayasızlığı ileri götürdü. Ve, Madridin, lisindeki tayfalara aid olmalarını muh kış gelmeden zaptı için çok büyük bir temel görmektedirler. Tahkikata devam gayret sarfedileceği de, Romada artık aedilmektedir. çıktan açığa söyleniyor. M. Mussolini, belki o zaman, gönüllülerin geri çağınlİzmit ovası su altında rrası için Fransa ve Ingiltere ile müza İzmit 17 (A.A.) Dört gündenberi yağan devamlı yağmurlar dolayısile sel kereye girmeğe razı olacaktır. Fakat, o ler hasıl olmuş ve dereler taşmıştır. Ge zaman, o gönüllüler artık vazifelerini nilen seller İzmit ovasına yayılmış ve A hayete erdirmiş, General Franco'ya, zarifiye ile Sapanca arasında tren yolu feri, İtalyaya da Ispanyayı kazandırmış nu da hasara uğratmıştır. Bu sebebden olacaklardır. trenler sekiz saat kadar işliyememiştir. M. Roosevelt, Şikago'daki büyük Ege denizinde de fırtına var nutkunu işte bu vadide söylemiştir. Izmir 17 (Hususî muhabirimizden) Birleşik Amerika Cumhurreisi, diktaDün gece Ege denizinde çok şiddetli bir fırtına oldu. Birçok yelkenliler sahillere törlerin şiddet usuller aleyhinde bugüne iltica ettiler. Bazı vapurlar, gecikerek kadar, ne derece yüksek haykırmış olursa çeldiler. Hava kapalı ve yağmurludur. olsun, bu nutkundaki kadar kuvvet ve Denizdeki kaza ve vak'alar hakkında vuzuhla söz söylemiş değildi. henüz malumat voktur. Bazı hükumetlerin, birkaç senedenberi Aksarayda dünyayı maruz bıraktıkları «tethiş ve kaAksaray 17 (A.A.) Dört beş gün nunsuzluk» rejimini takbih etmekle kaldenberi ya^an ya&murlardan sonra ha mamış «diğer milletlerin dahilî işlerine va kısı andırır surette serinlemiştir. haksız olarak müdahale» den, «muaheYağmur, sonbahar ekimi için kövlüyü deleri ihlâl suretile başkalarınm arazisini evindirmistir. istilâ» dan, «sivil ahalinin, kadınlann ve Erzlncanda kar çocukların bombalarla katlinden», «sulh Erzincan 17 (A.A.) Birkaç günlük zamanında, denizaltı gemileri tarafından, f asılalı yagmurlardan sonra civardaki tüccar vapurlarınm, önce haber verilmevüksek dağlara kar vağdı. Hava soğudu den tecavüze maruz bırakılmasmdan ve torpillenmesinden» bahsederek herkese Fransız donanmasının bir hisse ayırmıştır. Roosevelt, «kendileri manevraları hürriyet istedikleri halde başkalarına Toulon 17 (A.A.) Akdeniz Fransız hürriyet vermekten imlina eden milletlen» filosu 19 ilkteşrinden 29 ilkteşrine ka ve «masum milletlerin, hertürlü adalet ve dar Provence sahillerinde manevralar insanlık mefhumlarından muarra bir ta yapacaktır. Bu manevralara 7 kruvazör. hakküm ve tegallübe kurban» edilmesini 7 torpito muhribi, 2 torpito ve birinci takbih etmiştir. filotillânm denizaltı gemileri iştirak eDiktatörlük devletleri, futuhat ve istidecektir. lâ teşebbüslerini medeniyet uğrunda müManevraları Amiral Decoux idare ecadele perdesi arkasında gizlemeğe yel decektir. Karadenizde fırtına hâlâ devam ediyor zmir İstanbul hava yolunun ilk yolcusu olmak şerefini kazanan ikı yolcudan bırıyım. Oteki arkadaşım Fge manevralarında Cumhuriyetin foto muhabirliğini yapan Foto Süreyyanın kardeşi Zekidir. Devlet Havayollannın tayyareleri, şimdiye kadar Izmir ile İstanbul arasında hiç yolcu taşımamışlardır. Gazetemizin, okuyucularına, Ege mane\Talarınm resimlerini bütün öteki gazetelerden önce vermek ve Ege mmtakası halkına da Cumhuriyeti günügününe okutmak için tertib ettiği hususî hava seferleri, Türk matbuatmda büyük bir yenilik olduğu gibi, Izmir İstanbul hava yolunun ilk yolcuları olmak da, gene Cumhuriyet muharrirlerine nasib olmuştur. Cumartesi sabahı, îzmirde gittikçe kuvveti artan sert bir rüzgâr esiyor. İzmirin o güzel mavi semasında yer yer beyaz bulutlar dolaşıyordu; gideceğimiz istikamette ise kara bulutların taarruza hazırlanmakta olduğu açıkça görülüyordu. İzmir askerî tayyare meydanından hareket etmeden evvel aldığımız hava raporları uzaktan gördüklerimizi ve tahminlerimizi teyid etti. Eskişehirde, Ankarada, Bandırmada, îstanbulda hava bozuk, fırtınalı ve yağmurludur. Hava ordumuzun güzide zabitlerinden, fırtınanın gözüne doğru gitmemizi münasip görmiyenler oldu. Fakat, gazeteci, korkak olursa iş göremez; fırsat kaçırır. Ben, Havayollannın İzmir İstanbul arasında ilk yolcusu olmak şerefini kazanmak ayni zamanda, resmigeçid fotograflannı her gazeteden evvel, Cumhuriyete yetiştirmek istiyordum. Tayyare ile gitmek kararını kat'iyetle verdim. Pilotumuz Ekremle muavini Kemal de ateşli genclerdi. Onları da bir haftadır gazete pilotluğu ettikleri için gazeteciliğin tatlı heyecanı sarmıştı. Gideriz; dediler. Kahraman hava subaylarımızın bize hayırlı yolculuk ve selâmet temennileri arasında Dağ tayyaresi, saat 1 1,5 te ok gibi fırladı; fırtına, yağmur, sis gibi tabiî kuvvetleri mağlub ederek saat 1,15 te Yeşilköy istasyonuna indi. Devlet Havayollannın Yeşilköy istasyon müdürii Abdullah bizi güleryüz ve tatlı dille karşıladı; sayılı bir fırtınada uçmak cesaretini gösterdiğimiz için bizi tebrik etti. Birer kadeh nefîs çay ve konyakla başımızın dönmesini, kulaklarımızm uğuldamasını giderdi. Ben, 1935 baharında Almanyada 5000 kilometro uçmuştum. Pilotlarımız Ekremle Kemalin orada bindiğim üç Alman tayyaresinin pilotlarından burada izahı uzun sürecek bazı teknik vasıtaların henüz noksan olmasına rağmen daha usta olduklarını iftiharla gördüm. Izmir İstanbul hava seferinin ilk ve eli kalem rutan yolcusu olduğum için bu seyahatimi ayrıca bütün tafsilâtile yazacağım. Bugün, bu satırlan, Devlet Havayolları îdaresini kuran ve bu modeın vasıta ile «însan kuş misalidir» sözünü bir hakikat yapan Nafıa Vekili Ali Çetinkayaya teşekkür etmek için yazıyorum. Filvâki bu tayyare olmasaydı, cumartesi günü 2 saat 10 dakika süren bir seyahatten sonra saat 1,15 te Yeşilköye kolayca geliveren ben, battal bir vapurda iki gece bir gün denizde sallandıktan sonra, ancak bu sabah siz gazetenizi okurken İstanbul limanma girecektim. Iki gece bir günlük zamanı iki saat on dakikaya indiren bu sürati, tayyare ve tayyare seferlerini de Ali Çetinkaya temin etmiştir. Ona teşekkür etmek borcum değil mi? Ö Kral Karol'un 44 üncü yıldönümü Bükreş 17 (A.A.) Bütün memleket, Kral Karol'un doğumunun 44 üncü yıldönümünü tes'id etmiştir. Bütün gazeteler. Kral Karol'u tebcil etmekte ve milletin temenniyatını ha • raretli tabirlerle ifade etmektedirler. duğunu göstermekte, ve bu demokrasilerin, Amerika tarafından red ve inkâr edilmekten korkmadan, bazı teşebbüs lerde bulunabileceklerini ve bazı mes uliyetlere girebileceklerini anlatmakta dır. Bu cesaret verici hareketten sonra, Britanya hükumeti, nihayet harekete geçecek mi? İspanyadaki İtalyan müda halesi, Akdeniz statükosunu kat'î surette değiştirdiği zaman işişten geçmiş olacağını düşünerek, Romaya, nihayet «hayır» diyecek mi? Amerika Cumhurreisi Roosevelt, söyIiyeceğini söyledi. Söz, şimdi Avrupa nmdır. PİERRE BROSSOLETTE