18 Ekim 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Ekim 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 18 Birinciteşrîn 1937 Osmanlı Rasputini Tarihî tefrika : 58 Yazan : M. Turhan Tan Şehir ve Memleket Haberleri J Doğru değil mi? Baylar, biraz dikkat! Dünkü gazetelerden birinde «Misafir Başvekili getiren Averof zırhlısı» diye bir resim vardı. Bu resim, 9,960 tonluk Yunan donanmasına mensub Averof zırhlı kruvazörünün \ değil, 3300 tonluk Mecidiye hafif kruvazörümüzün resmi idi. Harb gemilerini cok değil; biraz tanıyan bir gözün Mecidiyeyi Averof zannetmesine imkân yoktur. Fakat maalesef Tü^k gazetecileri içinde Türk gemilerile Yunan gemilerini birbirine karıştıracak kadar bilcisiz ve dikkatsiz olanlar varmış ki Mecidiyenin üç bacasını görünce üç bacalı o'duğunu nasılsa duvduklan Averof'un verine ötekinin resmini koyuvermişler. O gazetenin kovduğu resim, 30 eylul 1935 günü Yunan filosu tstanbula geldiği zaman, Mecidive, Yunan gemilerini topla se'âmlarken alınmi'h. Bugün Averof limanımıza geldiği zaman, bu kocaman yanlısı yapan sazetçciler Averofun c bir re. mile dün kovduklan resmi vanyana getirip mukavese ederlerse iki geminin arasmdski farklan görür ve bir daha böyle hatalar yapma'lar. Bursada geniş bir imar faaliyeti var Siyasî Filistin ve Akdeniz kdenizin yalnız garbında değil şarkında dahi beynelmilel vaziyet çok gerginleşti. îngil • tere ile Fransa İtalyayı zorlıyarak İspanyadaki gönüllü kuvvetlerini derhal geri aldırmak istemişlerdi. Bu iki büyük devletin Romayı tazyikten asıl maksadlan Akdenizin garb havzasına bâkim Balear adalarile Şimalî Fastaki îtalyan askerî, bahrî ve hava kuvvetlerini geri aldır maktı. ltalya Ingiliz Fransız tazyikma şiddetle mukavemet ve muhalefet eylediğinden iş tekrar eski ve tabiî aıecrası 27 devlet konferansı bulunan L^ındradaki ademi müdahale komitesine rücu etmistir. Fakat îtalya bu yeni tazyikten yeni bir ders alarak Trablusgarb ve Bingazi müstemlekelerine kolordular sevketmektedir. Az zaman içinde 24,000 zabit ve asker Italyadan Şimalî Afrikaya nakledilmiştir. Mısır hududunun yanıbaşmda yeniden azim ttalyan kuvvetlerinin tahşid edil mesi hem İngiltereyi, hem de Mısırı heyecana getirdi. İtalya Mısırın istiklâl ve tamamiyetine riayet edeceğine dair Kahirede yeni teminat verdiği halde Mısır Harbiye Nezareti mevcud on bin kişilik orduyu yirmi bine iblâğa \e umumî askerî mükellefiyeti vaz'a karar vermiştir. Şimdiden milyonlarca gaz maskesini halk için tedarik ediyor. İngiltere Bahriye Nazırı Cooper dahi alelâcele Iskenderiyeye gelmiştir. Burada ayni zamanda Akdeniz Ingiliz do nanması Başkumandanı Amiral Pound, Mısır ve Yakınşarkta İngilız askerî kuvvetleri Başkumandanı General Wair ve Mısır ve Yakınşarktaki umum Ingiliz hava kuvvetleri Başkumandanı Visami ral Mac Clean toplandıklarından Mısı rın Italyaya karşı müdafaası için fevkalâde tedbirler ahnmasını görüşüyorlar. Ingiltere Mısırın yalnız garbında değil şarkında dahi mevkiini gayet tehlikede görmektedir. Filistinın taksimi ve en iyi yerlerini müstakil bir Yahudi devle tıne terki için hazırlamış olduğu plâna karşı Filistin Arablarile bütün Arab ve islâm dünyasının harekete geçmesine karşı tethişle mukabelede bulunmağı ka< rarlaştırmıştır. Fakat îngilterenin şiddet ve terhible hareket eylemesi Filistin A •> rabjarını korkutacak yerde bunlann ce * saret ve mücahedesini kuvvetlendirmiş bulunuyor. Mısırdan gelen kuvvetlerle takviye edilen Ingiliz askerî idaresinin müteyakkız davranmasına rağmen Yafa civarında bir yolcu treni berhava edilmiş ve Kudüsten on kılometro mesafede dahi bir otobüs tahrib edilmiştir. Filistin Arablannm arkasmda bütün Suriye ve Irak ve bâdıye Arabları bulunuyor. Filistin davasmı yalnız Mdverai Er * dün hükümeti pek hararetle müdafaa etmemektedir. Ihtimal bunun için İbnüssüudun seferber ettiği ordulan Maverai Erdünün şark ve cenub hududlarındaki karakollan cenkederek tehdidkâr bir vaziyet almışlardır. Ayni zamanda Filistine tâbi olup Yakmşarkm Ingiltere tarafın dan yeni bir Cebelüttarıkı yahud Singapur'u haline konulmak üzere tahkim e dilmesi düşünülen Akabe üzerinde îbnüssüud tasarruf davası açmıştır. îbnüssüudun Londra sefiri Akabenin ötedenberi Hicazın mütemmim eczjasından olup Arab Süudiye devletine aid bulunduğunu İngiltere Hariciye Nezaretine bildirmiştir. Bu siyasî teşebbüs Maverai Erdün hududlarına yığılan Vehabî kuvvetlerile teyid edilmiştir. Şarkî Akdenızde îngilterenin tekrar İtalya tarafm dan tazyik edilmekte olması şüphesiz hem Fİ Hünkâr esnemeğe başlamıştı: Evet, evet dedi, çok konuştunuz. Yıkılın, gidin, gayri yerde çene çalın! Yalan, dedi, hep yalan. Lalam bana bu senin dediklerini söj'ledi. Kâ firlerin aldıklan bir iki palangaymış, onlar da zaten kendilerininmiş! Ve bir münakaşa sahnesi seyrederek eğlenmek için ilâve etti: Dediklerinin aslı olmadığmı bili rim. Lâkın lalamla seni yüzlcştıreceğım. Onun önünde de bu kelâmı söyliyebilir misin ? Lalanın değil, Tannnın yanmda da söylerim. Çünkü sözüm haktır. Deli îbrahim hemen haber gönderdi, Sadnazamdan bir ziyafet istedi, Fazlı Paşayı da yanına alıp vezirin konağma gitti ve orada müsahibini söylettı. Sadrıazam pişkin adamd;, hiç lelâş göstermedi: Padişahım, dedi, bunlar göz büyüklüğü ederler. Habbeyi kubbe yaparlar, ortalığı telâşa verip kendilerine «hayırhah» dedirtmek isterler. Küffar ile muharebe yeni olmuş değildir. Kâh galib, kâh mağlub olmak ötedenberi olagel miştir. Bosna beyleri kâfirden bir iki kale almışlardı. Şimdi diişman üstün geldi, bıraz ilerledi. Yann Padişahımın hayır duası berekâtile biz ileri gideriz, düş manı berbad ederiz. Paşa karındaşımın Rumeli harabdır demesi de yalan. Ru meline zamanımızda seleflerimizden artık salgın konmadı ki reayanm perişanhğma bız sebeb olalım. Fazlı Paşa bu yaman yüzsüzlükten sinirlendi, Padişah; uyan.klığa scvketmek istedi: du. Hüma onun için herşeydi. iradesini tamamile bu kadınm eline vermişti. Hüma gülerse o cla gülerdi, Hüma yatarsa o da yatardı, Hüma kalkarsa o da kal kardı. Giyinmekte, soyunmakta; yemekte, içmekte; gezip dolaşmakta hep onun emri, onun arzusu hâkimdi. Halayıklar, köleler ve bütün saray halkı artık padişaha birşey danışmıyorlar, birşey sormuyorlardı, Telli Hasekiden emir alıyor lardı. Henüz on beş yaşma giren bu küçük kadın, deli adama bebek muamelesi yapardı. Bazan onun başına hotoz kordu, sırtına ferace giydirirdi. Bazan da Ye niçeri kılığma sokarak saray sofalannda dolaştınrdı. Onu hamamda natır yapfığ: ve mutfağa sokup yemek pişirttiği de görülüyordu. Ancak, turistik bir kıymeti bulunan şehirdeki inşaatın tiplendirilmesi lâzımdır f Bursanm boş ve geniş meydanlanndan biri: Hükumet meydanı Bursa (Hususî muhabirimizden) Burada çok ağır ilerlemesine rağmen az çok şehrin çehresini değiştiren ge niş bir apartıman inşaatı ve imar faa liyeti göze çarpıyor. Şehrin ana yolu olan Atatürk caddesile Çekirge yolu üzerinde ve diğer semtlerde yeni yeni binalar ve apartımanlar yükseliyor. Bunlarm aralarında güzelleri olduğu gibi, pek basit birer zevkin mahsulü olanları da vardır. Hatta bunlara, kalfa mimarisinden çıkmış yapılar diyeceğimiz bile geliyor. Gönül isterdi ki, bir su ve seyyah şehrinin imarı hesabma vatandaşlar, böyle bizzat sermaye dökerlerken, hiç olmazsa inşaatta daha çok zevki okşıyacak bir tip icin rehberlik edilmiş olsun. Bursanm güzelleşmesi ve rütubeti az olan Cekirgeye doğru penişlemesi lâzımdır. Cünkü, nüfus gittikçe artmak tadır. Asker ve sivil mütekaidler, te kaüd olur olmaz hemen ekseriyetle Bursaya gelip yerleşmektedirler. Ayrıca buraya yaz, kış gelip gidenler de her yıl bir misli daha artmaktadır. Ev kiraları, Ankaradakine yaklasmak üzere mütemadiyen yükselmektedir. Meselâ, güzelce bir apartımanm bir yapılırken) elli lirjrya *' tuttitabilmektedir. Bu hal *de gösterivor ki. Bursada emlâk kıymetleri y^iİkjektir. Binaenaleyh jıekadar y«r* bina yapılsa fazla değildir. Çekirgedeki evlere gelince; bunlar, birer köy evinden farksızdır. Oteller ahsab ve alelâde binalardır. Bir su şehri için bu manzara acıklıdır. Çekirge, Bursanm bir banliyösü ve Türkivenin ikinci Yalovasıdır. Şehirle bu sıcak su istasyonu arasında nasılsa vıllardan sonra bir asfalt yol yapılmak da kısmet olmustur. Bu yolun üzerinde birçok güzel evler ve köşkler kurmak neden mümkün olmasın? Salaş gibi evler ve ahşab oteller bastanbaşa yıkıla rak devlet elile ve Emlâk Bankası yardımile yepyeni ve modern bir Çekirge yamlması neden kabil olmasın? Emlâk Bankasmm Bursa şubesi, bir iki sene evvel ac:lmıs olmasma rağmen halka ancak birkac yüz bin lira vermiştir. Halbuki, burada milyonlann oyna ması lâzımdır. Çünkü, Bursa, pek mükemmel bir istikbale namzeddir. Fakat bugün için orta ve garbî Anadolu ile tren muvasalası olmıyan bu şehir yalnız İstanbula sıkı bir surette bağlı bulunmaktadır. Bu itibarla îstanbul müstesna, Bursa Türkiyenin her tarafma biraz sapa düşmektedir. Geçenlerde Türkiyeye gelen Belçikalı gazeteci (Hanri Libreht) i Bursada gezdirmiştim. Bana şunları söyledi: c Sizin şehriniz ölü bir şehir değildir. Bilâkis ipek payıtahtı namile isim bulmus olan Bursada yann büyük mensucat fabrikaları faaliyete gececek ve orası muazzam bir sanayi merkezi olacaktır. Türkiyenin her yerinde olduğu gibi Atatürk, orada da hayatı harekete getirmistir. Ben Bursava şiirinden ilham aîmıya ?eldim. Hakikaten güzel şehriniz bunu bana ibzalde çok âlicenab davrandı.» Belçikalı meslektaşımızm hakkı vardı. Burası yalnız turizm bakımından değil, bir sanayi merkezi olmak itibarile de güzel bir istikbale namzeddir. Burada şimdive kadar yapılanlar. şehrin kendi vaaile kavrulması tertibin den, lüzumlu islerdi. Fakat bımdan sonra yaDilacak bü\n"ik tesisler Bursava lâvık olduğu turistik çehreyi verdire cektir. Beyeh Sultanım, dedi, âlemin ahvaline bizzat takayyüd edin, gözünüzü Telli Haseki, başmı eşinin kolundan kulağınızı açın, halkı dinleyin. Lalan rüşvetle âlemi haraba verdi. Hazine yok. kurtararak hemen sıçradı: Reayanm, askerin hali Allaha kaldı. Bu Nasıl, nasıl, dedi, sakalma inci mi isin sonu neye varır, kcndiniz düşünün. dizdirirmiş?.. Bu makule müdaheneye çendan iltifat Evet sultanım. ' \ " ' buyurman!.. Şımank gözde, Deli Ibrahime yüzünü Ona gene Sadrıazam cevab verdi: çevirdi, öfkeli görünen bir sesle sordu: Bunlar, bu sözler hep hasedden Siz padişah değil misiniz efem, nenaşidir. Mührüşerife hasret çekenler i§ den sakalmızda inci yok!.. te böyle davranırlar, uydurup uydurup söylerler. Maksadlan biz vezir olsak Susmaym efem, cevab verin. Yokşöyle yaparız, böyle yaparız demektir sa küserim, konuşmam. amma pireyi fil diye gösterip halka kor Tehdid yaman olduğundan Deli İb kv vermenin zararmı düfönmezler. Ben rahim telâşa düştü: kulun elimden geldiği mertebe dinü dev Küsme, küsme, dedi, yann erkenlet hizmetine çalıştım. Kuru söze, manaden sakahma inci dizdiririm. sız itiraza ne itibar?.. Merdseler açık söyTelli Haseki dudaklannı büktü, o lesinler: Padişahımın emrinden haric bir muzlarını silkti, mırıldandı: i? mi işledim?.. Bu makule sureti hak Isterseniz dizdirmeyin. Ben de satan görünenler, saltanat umurunun hepkalmızı okşamam!.. sine itiraz edip bize kusur ve noksan buİşte Osmanlı tarihinde değil, bütün lur gibi görünürlerse de hakikatte padi cihan tarihinde yegâne kalan kepazelik şahımın tedbirlerini tezyif etmiş olurlar. Bunlann garazlı sözlerine vücud veril bu muhavere sonunda vukua geldi. Deli mesin ki halka nefret gelmesin, söz aya ibrahim, Telli Hasekiye verdiği sözde durarak o gecenin sabahında Kuyum ğd düşüp fetret peyda olmasın! cubaşınm önüne oturdu, sakalına inci dizFazlı Paşa cevab vereyim derken dirtti. Ameliye kolay değildi. Her teli küstah vezir hemen atıldı: cımbızîa tutup ayırmak ve iki üç inci ge Paşa karındaş, dedi, her işitilen çirdıkten sonra düğümlemek lâzımdı. şeyi kerametlu efendimize söyleyip de Zavallı Kuyumcubaşı, buğday tanesine mubarek hatırlannı tekdir etmek kullu elması işlemekten bile güç olan bu ameğa yakışmaz. Bize düşen elele verip ça liyeyi başarmak için olanca ustalı lışmaktır, padişahımızı memnun etmek ğını kullanıyor, fakat bir saatte dört beş tir. Haydi dilini kıs da dışan çık. Baş kıldan fazlasına inci geçiremiyordu. Gibaşa verip konuşalım, efendimiz de isti rid adasmın üç günde zaptolunmasını israhat buyursunlar. (1) tiyecek kadar aceleci olan Deli İbrahim, Telli Hasekiden korktuğu için sabırsızZaten Deli İbrahim esnemeğe başlamıştı, gerine gerine Telli Hasekiyi düşü lık göstermiyordu, bir kuzu uysallığile nüyordu. Lalasınm bu sözü üzerine boy bu yorucu ameliyeye tahammül göste riyordu. luboyuna sedire uzandı: Evet, evet, dedi, çok konuştunuz. Yıkılın, gidin, gayri yerde çene çalın! Bu sahnenin sonunda Fazlı Paşanın Giride gönderilmesine ferman çıktı. O, kündeden atılmak istemediği için git mem dedi. Sadrıazam da: «Görüyorsun ya padişahım. Bu çelebüer her işe itiraz ederler. Hizmet teklif olununca da ka çarlar» diye Deli İbrahımi kızdırdığın dan zavallı Fazlı Paşa hapsedildi ve mahpesten Karadeniz filosu kumandanlıgını kabul ettikten sonra çıkarıldı. Padişah, Çanakkale Boğazının düşman tarafmdan abluka edildiğini, Osmanlı donanmasmın dışarı çıkması şöyle dur sun, Mısırdan ve ba^ka yerlerden gelen gemilerin bile içeri giremediklerini söy lemek istiyen Fazlı Paşay: dinlememiş ve Venedık fılosunun ricat ettirildiğini haber veren Sadrıazama inanmakta ısrar ermişti!.. *** Deli İbrahim, kendini Telli Haseki den üç beş saat uzaklaştıran bu hâdiseyi çarçabuk unuttu ve gene sevgilisile da iresine kapandı. Gün geçtikçe aşkı artı yordu, tek bir dakika onsuz kalamıyor Telli Haseki ile Ibrahimin bilhassa uyuştukları nokta masal dinlemekti. Kü çük gözde peri hikâyelerinden, Keloğ Buna întizaren şimdilik, baylar lan tekerlemelerinden çok hoşlanırdı. Pabiraz dikkat diyoruz, dişah da bu zevke meclub olduğundan Cinci Hocanın dostu Voyvada kızı ye nibaştan ikbale ermişti, sarayın hatın en çok sayılan unsurlanndan biri olmuştu. Hemen her gece âşık ve maşuk yatağa uzanırlardı, Çingene masalcıbaşıyı da ayakuçlanna oturtup masal söyletirlerdi. Voyvada kızı bir gece şöyle bir masal rutturdu: «Bir varmış, bir yokmuş. Ev vel zaman içinde, kalbur saman içindeyken, ben on beşinde, babam beşindey Şehircilik mütehassısı Prost, müstakken; ben babamın beşiğini tmgır mmgır bel şehir plânının avanprojesini bir, iki sallarken bir padişah varmış, sakalına in güne kadar ikmal edecek, bunu müteakıb ci dizdirirmiş!...» memleketine gidecektir. Şehircilik müte Doğru değil mi? Şehir plânı Mütehassıs Porst Avanprojeyi ikmal ediyor hassısı, projenın İstanbul kısmını bitirmiştir. Beyoğlu cihetini de ikmal etmek üze redir. Avanproje tamamlandıktan sonra kısım, kısım teferrüat caktır. üzerinde uğraşüa dairesi (hem de daha 1 MÜTEFRRRtK Lehistan hududundaki treh kazasında ölen gene Lehistan hududunda bir tren kazası neticesinde parçalanarak öldüğünü iki gün evvel bildirdiğimiz Mahmud adlı yurddaşm hüviyeti anlasılmTrtır. Facia kurbanı, İstanbul ÜniversHesi Felsefe Fakültesinden mezun Mahmud Feyvaz Esdir. Mahmud Fevvaz Es, Başvekâlet tarafmdan Romada istatistik tahsiline gönderilmiş genclerimizden dir. Tahsile gitmeden evvel Haydarpaşa lisesinde ingilizce muallimliği yapan zavallı gene, Berlinden İstanbula gelirken bu müthiş akibete uğramıştır. Ailesine taziyetVrimizi bildiririz. Mütehassıs, Vali Muhiddin Üstüpuia.5 ile yaptığı temasta proje efrafıhda izahat vermiştir. Öğrenildiğine göre şehir plânı, kat'î şeklini aldıktan sonra Belediye hükumete müracaat ederek plâna nazaran istimlâki icab eden sahalarda inşaata müsaade edilmemesi için bir kanun lâyihasının hazırlanmasını rica edecektir. VÎLÂYETTE Nüfus kayıdları Sahibleri müracaat etmedikçe veya resmî bir makam tarafından istenme dikçe başkalarına aid nüfus kayıdları hiç kimseye verilmiyecektir. Dahiliye Vekâleti, bu hususta vilâyetlere bir emir göndermiştir. Bu emre aykırı hareket edenler cezalandırılacaktır. Halkevi spor salonu Eminönü Halkevi için yapılacak st>or salonunun arsası temin edilmiştir. İs timlâk edilen evlerin yıktırılması bit tikten sonra derhal inşaata başlanacak ve yeni bina 30 ağustos 1938 de büyük mera^mle a^lacaktır. Dahiliye Müsteşarının tetkikleri Trakya ve Bursadaki tetkiklerden sonra şehrimize dönen Dahiliye Vekâ leti müsteşarı Sabri. İstanbul kaza ve nahiyelerinde de teftişlere baslamıştır. Müsteşar. teftisleri sırasında halkın işlerine aid meseleleri de gözden geçir mektedir. îran Haricıye Veziri Dost ve kardeş îran Hariciye Veziri Sami, 22 birinciteşrin cumartesi günü saat 10 da ekspresle Avrupadan gelecek ve avni akşam Ankarava gidecektir. Bir nutuk üzerinde koparılan lüzumsuz gürültüler IBa^makaleden devam] Üniversitede serbest konferanslar serisi İstanbul Üniversitesi tarafmdan tertib edilen serbest konferanslar serisi evvelki hafta salı günü Avusturya Millî Bankası reisi Dr. Victor Kienböck'ün konferansile başlamış bulunmaktadır. Saat 18,10 dan 19,30 a kadar devam etmek suretile her salı yerli ve ecnebi profesörler tarafmdan Üniversite konferans salonunda verilecektir. Serbest konferansların programmı aşağıda bıldiriyoruz: Akşamüzeri kuyumcunun da, padişahın da takati tükenmişti, yorgunluktan ilertutar yerleri kalmamıştı. Fakat hü mayun sakalm göze çarpan tarafını inci ile süslemek de mümkün olmuş gibiydi. ibrahim, bir ayna getirtetek yüzüne nakşolunan pınltılı maskaralığı seyredip Birinciteşrin 19 da profesör Dr. A. Egger beğendikten sonra hemen hareme koştu, «Modern medeni hukukun geçirdiği safha«Felli, Telli!» diye haykırarak sevgili lar», 26 da Mazhar Osman Uzman «Içti maî hayatta psikiyatri», 2 ikincıteşrinde sini buldu: A. B. Wchwarz «Mukayeseli hukuk ilminin işte, dedi, dediğin oldu. Gül imdi, ehemmiyeti ve vazifelerb, 9 da profesor Dr. gönlüm açılsın. Lıpschitz «Tutün içmenin biyolojisi», 16 da Koca deli bu gülünc sakalla selâmhk resmine de çıktı, bütün halkı kendine güldürdü ( 2 ) . Artık herkes, tmparatorluğun bir deli elinde kaldığına kanaat getirmişti ve ondan kurtulmak için gizli gizli dua etmeğe koyulmuştu. V. Aster «Nietzsche», 23 de Heilbronn <Ö lüm ve ölmezlik», 30 da V. Aster «Zamanımızın felsefi cereyan ve doktrinleri», 7 birincikânunda Dr. Nissen «Insanın eli>, 14 te Reichenbach «Tabiiyat kanunu meselesi>, 21 de Kantorowiez «Fiziyonomiye dair>, 28 de Mustafa Reşid Belgsoy «Lsbat külfeti>, 4 ikincikânunda Auerbach «XVI inci aİArkasi var) sırda Avrupada millî dillerin teşekkulü», (1) Bu muhavere aynen tarihten alın 11 de Prager «Tayyareciliğin fizik esasla mıştır. rı>. (2) «Harem kadınları Sultan İbrahiml o kadar teshir etmişlerdi ki bunlardan biYurddaş! ri kendisini sakalına inci dızdirerek halkın Türk hiçbir savaşta diğer uluslardan karşısma o suretle çıkmağa zorladı. Bu ise geri kalmaz. «Beynelmilel Arttırma> güpek fena tesir etti. Çünkü şark hikâyelenünde de ödevini yap. rine göre bu yolda sakalmı süsliyen ancak üliisal Ekonomi ve Arttvma Kurumu fir'avundur.» Hammer tarihi kırk dokuzuncu kitab Bu yazıyı, birincisinden daha münasebetsiz buluruz. Çünki doğru olmıyan iddiaları ileri sürmektedir. Türkiyede faşizm propagandası yapıldığı, şahsan bizim nazan dikkatimize çarpmamıştır. Türklerin yüzde sekseni nin Almanyada okuduklan iddiası yanlıştır. Hükumetimiz, Avrupada, Sovyet Rusya da dahil olduğu halde her mem lekette yüzlerce gene okutmaktadır ki bunlann birçoğu Fransada bulunmakta dırlar. Eğer muharririn iddiası doğru olsaydı diğer Avrupa şehirlerinde hiçbir Türkün bulunmaması ve Fransadakile ıin miktarının da çok daha az olması icab ederdi. Hem Kemalizmin ve yurd sevgisinb ne olduğunu öğrenmi§ bir Türk çocuğunun şu veya bu propaganda tesi rile değişebileceğini düşünmek Türk se ciyesinin ne olduğunu hiç amma hiç bilmemek demektir. Türkiyede faşizme dair broşürler çıkanlıyor mu bilmiyoruz. Eğer bu gibi neşriyat yapıhyorsa bunlann, matbuat kanununun çizdiği hududları aşmamala r.nı alâkadar makamlar elbet temin edi yorlardır. Matbuatın Almanyadan da, Italyadan da, Sovyet Rusyadan da çok daha serbest olduğu bir memlekette dünya fikir cereyanlan hakkmda neşriyat yapılması kadar tabiî ne olabilir? Türkiyede faşizm propagandası ya pıldığmdan şikâyet eden muharrir, bizzat Konya (Hususî) Nafıa Vekâleti Su Işleri Umum müdürü Salâhaddin, mü şavir Grumer ve su mühendisi Ramiz den müteşekkil bir heyet buraya gelerek vilâyetin sulama işleri üzerinde tetkikata baslamışlardır. He\'et Bozkıra giderek Gedik suyunun Karaman ovasıVelhasıl Nüremberg'de Alman nazı na akıtılmak yolundaki teşebbüsleri yerının söylediği nutuk üzerine burada bir rinde gözden gecirmistir. ay sonra çıkan bu yazıların, içlerinde sakhyamadıklan telâş ve heyecan tama Kocaelinde ruam mücadelesi mile lüzumsuz ve yersizdir. îzmit (Hususî) Bir aydanberi deMuharrirlere, Türk efkân umumiye vam etmekte olan ruam mücadele işi sile daha yakından alâkddar olmalarını, Adapazar mıntakasmm da taranmasınTürk camiasının Kemalizme karşı besle dan sonra bitmiş olacaktır. Mücadele diği sarsılmaz bağhlığı görmelerini, Tür teşkilâtı şimdiye kadar 200 ruamlı at kiyenin milletler arasında bu rejim saye tesbit ederek burları itlâf ettirmistir. sinde elde ettiği sağlam mevkii hesaba katmalannı ve ondan sonra kendilerine güvenerek telâşlanmadan kalem kullan malannı tavsiye ederiz. Nüshası 5 kuruştur. Yok eğer Göbbels'in nutku üzerinde T ir kiye a ric geçten sonra merhaba kabilinden bu kaT dar yazı yazanlann başka maksad ve ( ıcm ıcm ıcın Senelik emelleri varsa o ayn bir bahis ve ayrı bir 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık hesabdır. 750 » 1450 » Üç aylık Materialisme historique hakkında, Karle Marx ve Engels hakkında sürü sürü kitabımsı broşürler bastırmamış mıdır? Biz, Türkiyede komünizm hakkında, makale sahibinin broşürlerinden başka insana bir teşkilât tarafmdan idare ediliyormuş hissini verecek kadar bol neşriyat yapıldığmı; komünizme tövbe ettiklerini söylemiş bir takım insanlann nasılsa bazı devlet dairelerine yerleştiklerini bildiğimiz halde hiçbir endişeye mahal görmüyoruz. Çünki hcrhangi bir propagandadan endişeye düşmek için o propagandanm karşısında zayıf ve âciz bulunmak lâzımdır ki bizde vaziyet böyle değildir. .î' î ^ st n r a b I a n . ne m de îbnüssüud için müsaid bir siyasî hava yaratmış bulunuyor. Mttharrem Feyzi TOGAY Konya ovasını sulama faaliyeti Cumhuriyet Abone seraiti ( i i.. *? . 400 » 150 a 800 » Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: