CUMHURÎYET Ispanyaya gönderilen yeni Italyan gönüllüleri Kadix'e yeniden yedi bin gönüllü cıktı, Franco 22 kasaba aldı IBaştarafı 1 inci sahifedel 16 Birinctteşrfn 1937 Hatay intihab komitesi mesaisi Ilk seyahatte, seçîm işlerinin tatbikat nizamı hazırlanacak Geçid resmi çok parlak oldu Madr'ıd tekrar bombardıman edildi Madrîd 15 (A.A.) Bu sabah, Madrid tekrar bombardıman edilmiştir. İki saat şehrin muhtelif mehallerinde o büsler patlamıştır. Telefat miktarınm az olduğu söylenmektedir. Yakın bir taarruza intizar ediliyor SantJeanDeLuz 15 (A.A.) İyi bir membadan alınan malumata göre Frankist'ler Aragon cephesinde pek ya kmda taarruza geçeceklerdir. Saragosse mıntakasmda harb başla masının bir saat meselesi olduğu temin edilmektedir. Ispanyaya giden ttalyan gönüllüleri Cebelüttank 15 (A.A.) Reuter muhabiri bildiriyor: Kadiks ve Sevilla'dan gelen sozüne înanılır eşhas, hemen hemen hergün Kadiks'e mühim miktarda îtalyan çıkarıl makta olduğunu tekid etmektedir. Londra 15 (A.A.) Daily Herald gazetesinin Cebelüttank muhabirinin iyi bir membadan öğrendiğine göre munta zam îtalyan ordusunun üniformasını giymiş altı, yedi bin kişilik bir kuvvet geçen hafta sonunda Cadix'e gelmiştir. Bu askerler, derhal Seville'e sevkedilmişler dir. Hududda tecavüze uğrıyan Fransız memurları Parîs 15 (A.A.) Havas ajansı nın bildirdiğine göre Fransız îspanyol hududunda vazife gören birkaç Fransız kadastro memuru hükumetçi Ispanyol milislerinin tecavüzüne uğramıştır. tspanyadan kaçanlar n Lorient 15 (A.A.) Drague İsmîndeki îspanyol vapuru ilerliyen Franco kıt'alarmın eline düşmemek için Gijon civarmda kâin Aviles'den salı günü va pura binen 50 yolcu ile evvelki gece Lorient limanına gelmiştir. Bu yolculann ekserisi yüksek mahfillere mensubdur. Temyiz mahkemesî reisî, sabık Malaga valisi ve Asturies valisi yolcular me yanında bulunmaktadır. Mültecilerin karaya çıkmalarına mü saade edilmemistir. Hükumet Valencia'dan nakledilecek Barselon'a Valans 15 (A.A.) Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Nazırlar meclisi perşembe günü memleketin siyasî ve askerî vaziyetini tetkik etmiştir. Meclis alınan bazı dahilî tedbirleri ve ezcümle birkaç af ve ölüme mahkumiyet tekliflerini tasdik etmiştir. Içti ma hakkında resmî membalardan başka malumat verilemiş olmakla beraber su reti umumiyede zannedildiğine göre nazırlar hükumetin Barselon'a nakli meselesini de tetkik etmişlerdir. M. Companys'in bundan böyle Katalonya generalitesi reisliği vazifesini kabul etmiyeceğine dair neşretmiş olduğu karar, gazeteler tarafından Katalonya zimam darlannın millî hükumetle daha sıkı bir surette teşriki mesai arzusunda bulun makta olduğu suretinde tefsir edilmektedir. M. Companys'in M. Negrîn ve kabine erkânile eörüsmek üzere bu hafta 13 teşrinievvel tarihli Temps gazete sinden: içinde Valencia'ya geleceği tahmin edilmektedir. İskenderun sancağmda yapılacak ilk intihabatm idare ve murakabesine, Mil Ademi müdahale komisyonu letler Cemiyetinin 29 mayıs 1937 tarihli Bugün toplamyor Londra 15 (A.A.) Ademi müda kararile memur edilen komisyon geçen hale komitesi, yarın saat 10,30 da top pazartesi günü Cenevrede toplanmıştır. Riyasete, Colombo eski belediye re lanmağa davet edilmiştir. isi M. T . Reid; ve reis vekilliğine, LauParis ve Londra arasında tam sanne Üniversitesi Îngiliz hukuk profe bir itilâf sörü Isviçreli M. Secretan seçilmişlerdir. Paris 15 (A.A.) Bu sabahki gaKomisyon Ankaradan geçerken bir zeteler, Londradaki ademi müdahale komitesinin içtimaına uzun yazılar tah kaç saat şehirde kalacaktır. Komisyon, Sancakta, gelecek sene basis etmektedir. Matin gazetesî, yakında icra edilecek şında yapılması mukarrer olan intihabat olan müzakerelerden bahsettiği sırada muamelelerinin tanzimi içfn icab eden Fransız nazırlar meclisi tarafından neş hazırlık işlerile meşgul olacak, bu ilk seredilmiş olan tebliğin Parisle Londra a yahatten avdetinde, mahallinde tedarik rasında tam bir itilâf mevcud olduğunu edeceği esaslara istinaden, seçim işleringöstermekte bulunduğunu yazmaktadır. de tatbikı icab eden nizamları tesbit edeBu cihet, Londra hükumetinin birçok cektir. günlerdenberi General Franco ile yan Komisyon, aynî zamanda, intihabat resmî bir surette müzakeratta bulunduğu muamelelerinin murakabesi için vücudü Parisçe malum olmasına binaen daha zi ne ihtiyac görülen memurlarla, intihabayade dikkate şayandır. tm icrası tarihi hakkında, Milletler CemiMatin gazetesi, bundan sonra şu suali yeti Konseyi reisine sunulmak üzere, kat'î sormaktadır: tekliflerini kaleme alacaklardır. «Bakalım Cenevre'de atılan torpillerden sonra Londrada ne gibi torpiller atıkuvvet yekunlarile mütenasib bir şekilde iacak ?» ve müfrezelerle birbirini takib ederek gePetit Parisîen gazetesi, Fransız ln ri almması için bir kontrol ve icra mekagiliz tekliflerinin çok enteresan bir hal nizması tesbit etmek imkânı hasıl olacaksureti olacağmın rivayet edilmekte oldu tır. ğunu yazmaktadır. Maksad, yabancı kuvvetlerin her iki Fransa ile Ingilterenin müzakeratta muharib taraftan da ayni zamanda geri bulunmak hususundaki niyetleri derhal çekilmiş olmasıdır. Italyaya bildirilecektir. Romadaki tn Geri çekilme ameliyeleri büyük bir ihgiliz sefirile Fransız maslahatgüzarı Kont timalle bitaraflardan müteşekkil beynelCiano'yu ziyaret ederek kendisine bir milel bir komisyonun nezareti altında yamuhtıra tevdi edeceklerdir. pılacaktır. Petit Journal gazetesi, Fransız hükuBu maksadla şîmdi işlerî olmıyan beymeti erkânı arasında maatteessüf Ispan nelmilel kontrol memurlarının muavene ya işlerine müdahale etmenin bir harbe tine müracaat edilmesi de muhtemeldir. muadil olacağını bildikleri halde böyle Eden'in nutku bir müdahaleye kat'î surette taraftar bazı zevat bulunduğunu yazmaktadır. Londra 15 (Hususî) Haricîye Öğrenildiğine göre, Hava tşlerî Na Nazın M. Eden bugün mühim bir nutuk zın M. Pierre Cot, Ispanya ordusuna irad ederek yarın toplanacak olan Ademi dahil olmak üzere Ispanyaya mütehassıs Müdahale Komitesinde bir muvaffakiyet amele gönderilmesine taraftar bulunmak e!de edilmediği takdirde îngilterenin çok müşkül vaziyette kalacağmı söyliyerek tadır. demiştir: Petît Journal, Fransız hükumetinin « Ispanya hâdiselerine karşı takib neticesi harb olacak bir yola girmeğe süettiğimiz bitaraflık siyasetinin en doğru rüklenmiyeceğini ümid etmektedir. hattı hareket olduğuna samimiyetle kani Gönüllülerin geri çekilmesi bulunuyoruz. îngiliz efkân umumiyesinin •* istenecek Paris 15 (A.A.) tyi bir mem de ayni fikirde olduğuna şüphemiz yokbadan alınan haberlere göre Londra ko tur. Ademi müdahaleye müncer olan bimitesindeki beyanatlarında Fransız ve taraflıkla lâkaydi arasında büyük bir îngiliz mümessilleri alâkadar devletler fark vardır. İspanya harbine karşı bitaraflığı tercih den komiteye samimî bağlılıklannın bir eden İngiltere îspanyanm tamamiyeti nişanesi olmak üzere Ispanyada çarpışan tebaalanndan bir kısmını geri çekmek su mülkiyesine ve müstakbel Ispanya hükuretile gönüllülerin geri çağırılmasını pren meti meselelerine karşı lâkayid kalamaz. sip itibarile kabul ettiklerini teyid etme Bu iki mesele ingiltere için büyük bir ehemmiyeti haizdir. Bundan dolayıdır ki lerini istiyeceklerdir. İki devlet filhakika daîma ihlâl edilen Fransa ile beraber Ispanyadaki yabancı vaidlerle artık iktifa etmiyerek müspet gönüllülerin geri çekilmesini temin etmek üzere İtalyayı konferansa davet ettik. deliller istemektedirler: İspanyada çarpışan iki taraftan alına Maalesef İtalya bu teklifimizi kabul etcak kuvvetlerin memleketlerine iadesi filî medi. Buna rağmen biz Italyanm teklifini bir hüsnüniyet nişanesi mahiyetinde ola kabul ederek gönüllü meselesinin bitarafcağı için müsavi bir ehemmiyeti haiz o lık komitesinde müzakeresine muvafakat ettik. Ancak bu meseleye büyük bir elacaktır. Ancak bundan sonradır ki komitede hemmiyet verdiğimizden dolayı vakit kayapılacak müzakereler sayesinde geri ça zanmıya matuf herhangi müphem teklifğırılmanın her iki taraftan sevkedilen leri kabul edecek değiliz.» Viyanaya niçin geldiğimi anladın değil mi? Senin memleketine değil... Bu adama, bu Pennvvitz'e fenalık etmek istiyordum... Biliyorum yavrum, biliyorum... Hakikati anladım... Evet, evet... Anladım. Sybil, sevgilim... Nasıl ıstırab çektiğimi bilmezsin... Benim ölümüme ağladığını düşündükçe deli gibi oluyordum. Şimdi senin için bir tehlike yok ya? Söyle bana.. Söyle band... Senden şüp helenmezler ya?.. Hayır, işin içyüzünü bilen bir tek kişi yoktur. Rudolf... Ben gîtmek îstemiyo nım..^ Seninle beraber, burada kalmak isliyorum.., Hayır, olamaz. Çok tehlikelidir. Benim memleketimde sen emniyet altında olamazsın. Isviçreye gider, orada beni beklersin. Nezaretteki vazifem icabı, ben de yakında memuren Isviçreye gelirim. Orada buluşuruz sevgilim... Bana hangi adrese, ne şekilde mektub gönderebile ceğini sana yazanm... Tekrar kucaklaştılar. Geçîrdiklerl is tırab dolu saatlerden sonra, bu kucak laşma çok zevkli idi. Birkaç saniye, hiç bir şey konuşmadılar. Sonra, Hennings, birdenbire, Sybil'i kolundan tuttu ve kayığa doğrıi götürdü. Sybil kayığa atladı. Kürekte oturan avcı ayağa kalkb ve ha Harekâtta tanklarımız ve IBaştaraft 1 inci sahifede) Büyük resmigeçide saat tam 14 te başlandı. Evvelâ avcı ve bombardıman, keşif tayyareleri çok alçaktan uçarak geçbler. Korgeneral Mustafa Muğlalı ile Kirameddin Kocamanın erkânıharbiye lerile birlikte geçişleri pek parlak oldu. Halk, kumandanlanmızı şiddetle alkışlamağa başladı. Sonra büyük geçid alayı göründü. Sert adımlarla geçen piyadelerimiz Muhafız alayıle birlikte 15 alaydı. Piyadeleri istihkâm taburu, muhabere alayı, seyyar hastane, üç topçu alayı, atlı ve otomobilli nakliye kıt'aları ve motosiklet ve kamyonlara bindirilmiş kıt'alarla tanklardan mürekkeb zırhlı togay takib etti. Bilhassa ağır motörlü topçunun, dâfi hava bataryalannm, bindirilmiş makineii tüfeklerle süvari alayınm ve muhafız alayı süvari bölüklerinin geçişleri, halkın sürekli alkışlarını topluyordu. Fasılasız üç saat süren resmi geçidde halk, kahra man kıt'alarımızı candan selâmlamıya fırsat buldu. Misafirler, bilhassa ataşe militerler, ordumuzun her cüz'ünü büyük bir alâka ile takib ve seyrettiler. Geçid resmi, çok muntazam ve o nîs bette parlak oldu. Akşam, kıt'alar gar nizonlarına dönmeğe başladılar. Mareşal Fevzi Çakmak, yanında bazı generaller olduğu halde Afyondan hareket etti ve Ankaraya gittL Ecnebi davetliler. ataşemiliterler, diger generaller ve komutanlar da îzmire döndüler. tayyare dâfi topu Manevrada kuraandanlarımız: Sağdaki Mavi taraf kumandanı General Mustafa Muğlalıdır Kahraman kadın tayyarecimiz Sabiha Gökçen, tayyaresinin önünde ABlDtN DAVER Yunan ataşemiliterinin takdirleri Izmir 15 (Hususî muhabirimizden, telefonla) Geçid resminden sonra Yunan ataşemiliterıle görüştüm. Bana ş.unlan söyledi: « Bugünkü geçid resmînde gorülen manzara isbat etmiştir ki Türk ordusu muntazam, maneviyatı yüksek, iyi bir talim ve terbiye ile yetiştirilmiş, modern silâhlarla teçhiz edilmiştir. Bir askerin gözüne çarpan ehemmiyeti haiz diğer bir nokta da yüksek kumanda heyetinin orduyu yetiştirmekte ve idaredeki kudretidir. Geçid esnasında Türk askerinde görülen zindegî ve parlaklık, bu ordunun lüzumunda kendisine düşen vazifeyi tamamen ve mükemmel bir şekilde yapacağı kanaatini vermesidir. Ben, müttefik ve dost bir devletin mümessili sıfatile kendi hesabıma, gördüğüm manzaradan iftihar ve gurur duydum. Çünkü Türk ordusunun harikulâde yüksek tekâmülüne şahid oldum. Askerî bakımdan Türk Yunan dostluğunun cok kuvvetli ve devamlı olacağını, şimdiden gördüğümü söyliyebili rim.» M. Turhan Tanm (50) güzel yazısını ihtiva eden (Tarihî Musahabeler) Çıktı. Motosikletli bir kıt'a yürüyüş yatını kurtaran adamı selâmladıı Teşekkür ederim kumandanım! Hennings, bu selâma mukabele etti. Nehirde kuvvetli bir cereyan vardı. Kayık, bu cereyana kapılıp süratle suyun ortasına sürüklendi. Suya dalan kürek lerin muntazam şapırtısı işitiliyordu. Kayık gözden kaybolunca, Hennings rüvelverini çıkardı ve havaya dört el silâh att ; sonra, hiç tereddüd etmeden, silâhmı kendi sol omzuna çevirdi. Bir el silâh sesi daha işitildi. Beşinci kursun, Hennings'in ceketini omuzbaşından delmişti. Hen nings, omuzundan aldığı yaranın acısile inledi..,, #** Silâh sesleri, şimal istikametinde uzaklaşan müfreze tarafından işitildi. Hen nings, birkaç defa bağırerak hudud muhafızlarını çağırdı. Biraz sonra sesine cevab veren askerler, başta çavuşlan olduğu halde, ormandan doğru koşarak gel diler. Çavuş, elektrik fenerinin ışığı sayesinde, Hennings'i tanımıştı: Yaralandınız mı, kumandan? Diye sordu. Evet... Mahpus kaçtı... lzini bu!up buraya kadar takib etmiştim... Si yah Kartaldaki kadınla beraber buradan bir kayığa atladı... Üzerlerine ateş ettim, mukabele ettiler. Zahir, kayıkta saklı silâhlan vardı. Omzumdan vuruldum.r. Fakat ağır bir yara değil. Haydi, Feld kirchen'e dönelim. Hennings, askerlerin yardımile, ağır adımlarla kasabaya döndü. Otelin önünde köylülerden mürekkeb bir kalabalığın ortasında da miralay von Pennvvitz'in büyük otomobili duruyordu. Pennvvitz, muavininin yan yolda kendisine yetiş mediğini görerek merak etmis, dönüp gelmişti. Hennings'i görünce, koşarak kar şıladı; ceketindeki kanîan gördü: Nasıl? dedi, yaralandınız mı, Herzen? Demek ki işitliğim haber doğru öyle mi? Casus kaçmış diyorlar! Maalesef doğru, miralay! Matmazel Belkis Mahmudla beraber kaçtı... Peşlerinden iki müfreze koşturdum. Ben de arkalarından birkaç el silâh attım, fakat tutturamadım. Isviçre kıyısına doğru uzaklaşıp gözden kaybcldular. Ben de omuzumdan bir kurşun yedim. Derhal yaranızı sardırmak lâzım, dostum. Otele girelim. Vah, vah! Otelin, dibdeki küçük salonunda, Pennvvitz ve Hennings, şimdi başbaşa oturuyorlardı. Kurşun, kemiğe dokun mamış, omuzun etini delmişti. Yara ha fifti. Yapılan pansıman yaranın ıstırabmı bıraz dindirmişti. Hennings bir kolu askıda, öbür elile, miralayın uzattığı içkiyi içiyordu. Pennvvitz: Yazık, diyordu, av yarım kaldı. r Bir zırhlı otomobil arızalı sahada ilerliyor esnasında SEHER VAKTi Maurice Dekobra 4 8 Hamdi Varoğlu Bu yolu, avucumun içi gibi bilirim, kumandan. Buradan 1500 metro ötede, dört yol ağzındaki Braunberg hudud muhafızlığmı tehlikesizce aştımmıydı, mesele yoktur. Haydi öyleyse, yolunuz açık olsun. Unutmayın ki hem kendi hayatmız, hem yanınızdaki kadımn hayaü sizin elinizdedir! Üçü birlikte, hızlı adımlarla ilerlemeğe başladılar ve ormanın sık ağaclan altında gizlenen küçük muhafız kulübesinin yanından dolaşıp geçtiler. Avcı, bu zifirî karanlık yollarda, hakikaten, aydınlıkta gider gibi kolaylıkla yürüyordu. Hennings, karısınm koluna girmiş, hiç konuşmadan ilerliyor, onun yürümesine yardım ediyordu. Çünkü, artık takati tamamen kesilen Sybil, adım başında bir ağac köküne takılıyor, eğribüğrü yol üzerindeki taşlara çarpıyordu. Nihayet, nehrin kenarına geldiler. Casus, tam manasile koku alan bir yaban keçisi avcısı gibi, karanlıkta, kayaların arkasına saklı kayığınm yerini buldu. Hennings, o zaman, casusun bileklerindeki kelepçeyi, cebindeki anahtarla açarak: Siz sözünüzde durdunuz, ben de duracağım dedi. Serbestsiniz. Nehrin ortasma geldiğiniz zaman, havaya birkaç el silâh attığımı işitirseniz hayret etme yin... Bir dakika durun, arkadaşınızla bir iki kelime konuşacağım. Hennings, avcının gözünden uzaklaşmak için, Sybil ile beraber kayaların arkasına doğru çekildi. Birdenbire durdu, Sybil'i kollan arasraa aldı ve bütün kuvvetile sıktı; yüzünü, gözlerini, dudaklannı, ihtiraslı buselere gömdü. Sevgilim, diyordu, bu gece, hayatımın en korkulu gecesiydi. Bu kadar feci şekilde korktuğumu hatırlamıyorum... Bu adamm ufak bir hareketi, seni divanıharbe sürükliyebilirdi! Fakat Sybil, onun kollan arasında, kendinden geçmiş gibiydi; sözlerine kulak verdiği yoktu. Hennings'in boynuna asılmış, heyecan içinde, bütün vücudü ürpertiler geçiriyordu: Rudolf, diyordu. . Söyle.. Beni affettin değil mi? Bu >şi niçin yetptığımı, Yazan: Çeviren: Bereket versin ki asıl suçlu elimizde; mde hempalannı kaçırdık. Hennbgs, miralayın yüzüne battı vl tasrih etti: Yani avcıyî, değil m! mîralay> Evet... Onu.t» Hem onu, hem kadını! Hennmgs sustu. Miralay, odanın rçlnde bir aşağı bir yukan dolaşıyordu. Bir aralık, onun karşısmda durdu ve ilâv« etti: Zira, artık şüphemîz kalmadı değil mi? Avcı ile beraber kaçması, suçunu itiraf etmek değil midir? Bu Belkis Mahmud, casus, hem de pek tehlikeli bir casusmuş azizim..* Doğrusu rolünü mükemmel surette oynadı ve bütn süphele • ri izaleye muvaffak oldu. Frankl ondan şüphelenmekte haklı imiş! Hennings, hâlâ susmakta devam edi « yordu. Yola çıkacaklan zaman, miralay, onun kaputunu giymesine yardım eder ken birdenbire: Hennings, dedi, nehrin kenarinda sizi yaralıyan mutlaka o kadmdır! Miralayın bu sözü üzerine, Hennîng» irkildi. Omuzundaki sargıyı ceketinin üzerinden düzelterek. başını salladı, hafif bir sesle cevab verdi: Zannetmem, mîralay! BİTTÎ