C 4J M£L *J JLW1X Üi £ HABER Hâdise!er arasında Milletlerarası disiplin ir zorba, herhangi bir evin kapısını kırar, içeriye dalar ve önüne gelenin üstüne saldırırsa, ergeç onun ensesine yapışacak bir adalet pençesi vardır: Polis yakalar, müddeiumumî ceza ister, mahkeme karar verir ve zorba hapse tıkılır. Ferdler arası hukukunun mutad ve tabiî seyri budur. Fakat zorba bir millet, herhangi bir memleketin kapılarını kırar, içeriye dalar ve önüne gelenin üstüne saldırırsa, ergeç onun ensesine yapısacak hiçbir adalet pençesi yoktur: Hangi polis onu yakahyacak, hangi iddia makamı ceza istiyecek, hangi mahkeme karar verecek ve bu zorba miUet, zorba hükumetile, zorba ordusile, zorba teşkilâtile, topyekun, hangi koskoca zindanm içine tıkılacak? Yeşil masalan süsliyen yaldızlı kitablar, ne derse desin, her emperyalizm hamlesi karşısında, milletlerarası hukukunun aldığı poz, daima şudur: Kollarını kavuşturmak. Çüukü milletlerarası hukukunun hiçbir müeyyidesi, nazarî prensiplerine serkeş milletleri itaat ettirecek hiçbir kuvveti yoktur. Bu hukuk, Milletler Cemiyetinde olduğu gibi, çok mantıkî, çok haklı, çok insanca konuşur; fakat, locadan kendisine nanik yapan milletin kulağını çekmekten bile âciz kalır. Âciz kalır; çünkü biz, birer devlet halinde, parça parça teşkilâtlanmış, fakat, henüz bütün halinde organize olmamış (taazzuv etmemiş), vahdetsiz bir dünya içindeyiz: Her millet kendi başına, buyruktur, gücü yeterse hemen yanıbaşmdakini tepeler. Böyle bir kargaşalıgm yerine hukukî ve beşerî bir dünya nizamı nasıl konur? Uçiincü Enternasyonal, tarihî tekâmülde, birçok millî, dinî, içtimaî, ruhî amilleri geriye atarak, davayı herşeyden evvel iktısadî çerçevesi içinde ele almak gafletine düştüğü için akim ve güdük bir aksiyon sahası içinde kaldı. Hergün birine şahid olduğumuz gülünc muvaffakiyetsizliklerinin sebebi, en büyük tarih, hukuk, medeniyet ve kültür davalarını insanm işkembesine bağlayıp çıkmış olmasındadır. Bu kafa ile hareket ettikçe, ikinci, üçüncü ve beşinci değil, yirmi beşinci Enternasyonal de, şarkta ve garbda, onun prensiplerile alay eden hâdiseler önünde gülünc olmaktan kurtulmıyacaktır. Asamble Ispanya işini müzakereye başladı İspanya delegesi Del Vayo, ademi müdahale hükümlerinin ihlâl edildiğini soyledi Cenevre 27 (Hususî) Ispanya meselesi hakkmdaki müzakerelere bu sabah asamblenin siyasî komisyonunda başlanmıştır. Müzakereleri açan Ispanya daimî murahhası A. Del Vaye, Almanya ve Italyanın asker gönderdikleri hakkında îspanyanm şimdiye kadar vâki müracaatlerini hatırlatmış, îtalyanm îspanyaya hâlâ yeni kıt'alar gönderdiğini söyliyerek demiştir ki: « Konsey, ne yapacaktır? Vukua gelecek hâdiselere teessüf etmekle iktifa mı edecektir? Konseyin İspanyadaki ecnebî muhariblerin geri çekilmeleri lehinde bir karar vermesi. fena birşey değil dir. Fakat alâkadar devletlerin tavikten ibaret olan usulleri bunu hükümsüz bırakıyor. Mütemadiyen Valânsiya'dan veya Salamanka'dan bahsedecek yerde îspanya, Italya ve Almanyadan bahsedilmiş olsaydı daha kolaylıkla anlaşmak mümkün olurdu. Serbest milletlcr, diktatörlüklerin demokrat devletlerin zâf ve aczinin sebebiyet vermiş olduğu tethiş hareketinin sona ereceği zamanı beklemektedirler. Eğer işler, tabiî mecrasını takib etmeğe sevkedilecek olursa, demokrat memleketlerin efkârı umumiyeleri, nihayet umumî harb tehdidi şantajına boyun eğmiş olanlara karşı kıyam edecektir. müzakerelerin mabadi yarına bırakılmıştır. Dünya, Türkleri nasıl ve Asfalt yolun ehemmiyeti ne zaman tanıdı? D n Profesör Dr. Morits'in bir makalesi IHEM NALINA MIH1NA I Avrupahlar, Türkleri ciddî bir Avrupa istilâsından sonra tetkike başladılar. Türkler milâddan asırlarca evvel mevcuddu [İkinci Tarih Kurultaymm toplanması, Avrupa ilim âleminde ve bahusus müsteşrikler arasında derin bir alâka uyandırmıştır. Kurultaya iştirak etmi yen âlim ve müsteşrikler bile, Türk tarihi ile yakından alâkadar bulunmakta ve şimdiye kadar bu sahada yaptıkları uzun tetkik ve tetebbüleri bildir • meğe büyük ehemmiyet vermektedirler. Bunlardan Müşavirihas unvanını haiz Almanyalı Profesör Dr. B. Morits «Türk ulusunun menşei ve eskiliği» adı altında kaleme aldığı bir tetkiki, neşredilmek üzere gazetemize göndermiştir. Profesör, hem müsteşrik, hem de müverrihdir. Şark lisanlarından türkçe. arabca, farsca ve ibranicede derin bir ihtisas sahibidir. İngilizce, fransızca ve ispanyolcayı da iyi bilen Profesör, uzun müddet Türkiye ve Mısırda bulunmuş, tetkikler yapmıştır. Dr. B. Morits'in Türk ulusunun menşeleri üzerinde vardığı neticeleri bil diren makalesini naklediyoruz:] «Avrupahlar, ancak 15 inci asırda, Türkleri Avrupayı istilâ ile ciddî ola rak tehdid ettikleri zaman bu milletin nesli ve menşei hakkında esaslı araştırma yapmağa başlamışlardır. Filvaki şarkî Avrupa, daha evvel, Atillânın Hünlerini, Macarları ve Silezyaya kadar sarkan Moğulları tanımıştı. Fakat asıl Türk adı, garbî Avrupada orta zamanların sonlarına doğru malum ol muştur. Garbî Asya ise, bu ismi daha çok evvelden bilmiştir. Eski Yunan muharrirleri de Türk ulusunu bildikleri halde Türk adını kullanmamışlarckr. Ekseriya Türkleri Massaget, Ephtalit ve Tohar adlarile tammışlardır. Çin ismi, garblilerce daha birinci asırda malumdu. Çinli ipek tacirleri, kinci asırda Mezopotamyanm şimaline yayılmışlardı. Türk illeri üzerinden kara tarikile gelmiş olan Çinli tacirlerin geçtikleri ve temas ettikleri Türk illerini ve Türk halkını da öğrenmiş ola cakları şüphesizdir. Tarihî başka bir vesika, bu muarefeyi beş yüz sene daha evveline götürmektedir. Bu vesika. Musa Peygamberin ibranice olarak Tevrat nüshasının bi rinci kitabınm onuncu babmda yazılmış ulusal tablosudur. Tabloda, Milâddan asırlarca sene evvel garbî Asyada malum bulunan memleketler, ilmülensab genealogique esası üzerine sayılmak tadır ki, burada milletlerin aslı Nuhun evlâd ve ahfadı olarak gösterilmiştir. Nuhun birinci hafidi sayılan Gomer adını Asuriler 7 nci asırda Gimir şekline sokmuşlar, eski Yunan muharrirleri de Kymer adile Karadenizin şimalinde ve Kafkasyada yaşıyan ve asırlarca tarihte kendilerinden bahsettiren eski bir milleti ileri sürmüşlerdir. mer'lerin şarkmda olduğuna nazaran Hazer denizinin şimali müntehasmdan şarka doğru uzayıp Aral gölüne kadar olan sahada birleştikleri anlaşılmak tadır. Gomer'in ikinci oğlu olarak Rapat zikredilmiştir. Ancak bu ismin macarcadaki Arpad'a benzediğini kaydı ihtiyatla söylemekten kendimi menedemiyorum. Gomer'in üçüncü oğlu Togarma'nın ismi, bana kalırsa, öz türkçedir. Bu isim (tok) ve ( arma) yahud (orma) keli melerinden mürekkeb olmalıdır. Tok, birçok türkçe isimlerin bir cüzünü teşkil eder. Tok söz, tok demir, Toktamış Han, Tokbay, tok göz gibi. Fakat ismin ikinci cüz'ü, armak, şimdilik müphem kalıyor. Muhtelif türkçe lehçelerinin tetkiki ilerledikçe, bu ke limenin izahı kabil olacaktır. Bu takdirde de kablelmilâd 500 tarihinde garbî Asyadaki Türk ulusunun birinci ceddinin, yahud daha o zaman dünyaya kendisini tanıtmış olan Türk ulusunun o vakitki ismi meydana çıkacaktır. Garbî Asyanın o kadar uzaklarında yaşıyan bir ulus Tevrata nasıl malum olmıyabilir? şeklindeki itiraza milletler tablosımdaki kaydı göstermek kâfi gelecektir. Milletler tablosunda Habeşistan dahi yazılıdır. Yunanistandaki Salamis, Megara ve Kadmos gibi sami isimler, bu yerlerin garbî Asyalılar tarafmdan zaptedildiğini göstermektedir. O halde garbî Asyalıların Türkleri bilmemiş olmalarına imkân var mıdır? Zamanımızdan asırlarca evvel varlığmı ispat etmiş ve bugün de bunu idameye muvaffak olmuş bulunan büyük Türk milletinin en eski tarihini araş tırma işi, asari atika mütehassıslarına, hafriyat ve lisan mütehassıslarına leh çeleri tetebbü etmek suretile geniş bir yol açmıştır. Lisan cihetinden yapıl makta olan tetkikat, Uluğ Atatürkün delâletile, birkaç sene evvel başlamıştır. Bunlarm neticesini bütün ilim dünyası yakında öğrenmiş olsa gerektir. Bugünkü Mısır arabcasında bile iki yüz kadar eski Kıptî kelimesine, birkaç da Sümer ve İran kelimesine tesadüf ediliyor. Halbuki Anadolunun şimal ve cenubundaki dağların arasında vaşıyan muhtelif lehçelerde öz Türk dili için nekadar büyük kelime hazinesi oldu ğunu söylemege hacet voktur.» İspanyada harb vaziyeti Londra 27 (Hususî) îspanyada sosyalistlerin mevkii iktidara gelmesi üzerine Fransaya teb'id edilen eski îspanya Başvekillerinden Valadarez bir arka daşile beraber Valânsiyaya dönmüştür. Salâhiyettar mehafilde bu hâdiseye büyük bir ehemmiyet atfedilmekte ve İspanya hükumetinin siyasetinde yakında mühim değişiklikler yapılacağı temin edilmektedir. Hükumet siyasetinde değişiklik mi? Madrid 27 (A.A.) Dün asilerin Toledo öniinde bulunan cumhuriyetçilerin mevzilenne karşı yapmış oldukları bir taarruz esnasında dıişman, sehrin döri kilometro cenubunda kâin Casa Blare zua'yı ele geçirmeğe muvâfrak olmustur. Asilerin hücumlarııiin &nî ve şiddetli olması, milisleri bu mınlakadaki hatlarını hafifçe geri almağa mecbur etmiştir. Toledo, cephesinde Franco k'taatının Jinalacio de Sisla'yı işgal etmış oldukları bildirilmektedir. stanbulu Londraya bağlıyacak olan asfalt otomobil yolunun, İstanbuldan Lüleburgaza kadar olan kısmı, dün Nafıa Vekili Ali Çetinkaya tarafmdan törenle açılmıştır. Istanbul Londra, otomobil yolile Avrupaya gidip gelenler, bilirler ki bu büyük yolun Balkan memleketlerindeki kısımları umumiyetle fenadır. Yeni yapılan İstanbul Lüleburgaz kısmı istisna edilirse asfalt ve güzel yola ancak Avusturya ile Macaristanda kavuşursunuz. Seyahat dönüşü yazdığım bir yazıda «yol medeniyettir» demiştim. Hakikaten öyledir. En güzel yollan, medeniyeti en yüksek memleketlerde görürsünüz. Ma caristan gibi Büyük Harbden sonra küçülen ve fakir düşen memleketlerde bile bir çok fedakârlıklarla asfalt yollar yapılmıştır. Asfalt yollara girer girmez, insan o memleketi gayriihtiyarî takdir ediyor, fena yollarda sarsıldıkça da, o yollara tahammül eden insanlar hakkında tabiatile iyi fikirler besliyemiyor. Biz, ecnebi memleketler için böyle düşündüğümüz gibi, onlar da tabiî bizim için böyle düşünürler. Avrupa medeniyeti camiası na katılmış olan Türkiyenin hiç olmazsa1 anayolları ortaçağdan kalmış patika ı ve yahud üstünden katırdan başka nakil vasıtasının geçemiyeceği harab şoseler halinde kalamazdı. Medeniyet âlemine yalnız lâfla girilmez; o âlemin bütün müesseselerile girilir. Yol da bunlardan biridir. CumhuTİyet rejimi, bu hakikati bildiği içindir ki önce demiryollarına, sonra şoselere ve nihayet asfalt ve beton yollara ehemmiyet vermiştir. Dün törenle açılan yol, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimizin etrafında yapılan asfalt yollardan sonra, Türkiyeyi medeniyet âleminin muazzam ve mükemmel yol şebekesine bağlıyan ilk şehrahm mühim bir parçasıdır. Bu itibarla kıymeti büyüktür. îstanbul Edirne asfalt yolunun millî müdafaa bakımından nekadar büyük ehemmiyeti olduğunu söylemeğe, bilmem, lüzum var mı? Motörlü harb vasıtalannın ve bindirilmiş fırkaların komşumuz Bulgaristanın ordusuna kadar girdiği bir devirde millî müdafaanm en mühim vasıtalarından, hatta silâhlarından biri bile diyebiliriz yoldur. Trakyanın yollarından bahsedildiği zaman, yahud gezinti, seyahat veya manevra gibi münasebetlerle bu yollarda dolaştığım vakit, Balkan harbini kaybedişimizin amillerinden biri de yolsuzluk olduğunu acı acı hatırlamaktan kendimi alamam. Şark ordusu, Kırklareli Edirne hattında düşmanla ilk teması, hatta muvaffakiyetli bir şekilde yaptıktan sonra, birdenbire panik yapıp geri çekildiği zaman, toplannm ve ağırlıklarının mühim bir kısmı berbad yollarda çamurlara saplanıp kalmış, sonra Lüleburgaz meydan muharebesinde bu toplann eksikliği acı bir surette hissedilmişti. Eğer, yollar iyi olsaydı, ordu, belki daha Lüleburgazda kendini toplar ve düşmanı mağlub ederdi. Çünkü, yolsuzluktan sağ cenahımızm çevirme manevrası güçleşmiş ve gecikmiş; yolsuzluktan çamura gömülen toplardan istifade edilememiş, yolsuzluktan İstanbuldan gönderilen takviye kıtaatı, iaşe ve cepane kollan zamanında yetişememiştir. lngiltere ve Fransa, Romaya nota veriyorlar Londra 27 (A.A.) îagiliz Fransız notasının Mussolini avdet eder Ademi müdahale itilâfımn mütemadi etmez Romaya tevdi edileceğini siyasî İnyen ihlâl edilmesi ve îspanyanm ecnebi giliz mahfilleri teyid etmektedirler. Bu kıt'alannın istilâsından kurtarılmaması notada üç taraflı konferans hakkında karşısında Ingiltere ile Fransa, bu itilâfı Londra ve Parisin tasavvurlan tasrih ehâlâ îspanya hakkında kabili tatbik bey dilmektedir. îspanyaya ecnebi müdahalesi meselenelmilel bir kanun mahiyetinde mi telâksinin bu konferansta tetkik edilmesi iste ki ediyorlar? Ya asamble mütecavizlerle müştere nildiği malumdur. Zannedildiğine göre notada bu meseken hareket ediyor veya itilâfın bir hayalden ibaret olduğunu tanımak mecburiye le hakkında iki devletin noktai nazarlan tindedir. Bu takdirde ise beynelmilel ka şiddetli bir lisanla ifade edilecek, bu devnunun îspanya lehinde tatbikma karar letlerin keyfiyeti realist bir şekilde der piş ettikleri ve işin süratle halledilmesini vermelidir. Ispanya hükumeti asamblenin karan diledikleri bildirilecektir. Bu mahfillerde tahmin edildiğine gönı emniyetle bekliyordu. Bu karar Mil letler Cemiyetinin vaziyetini ve mevcudi re ademi müdahale komitesi bu meseleyetini ve sulhun istikbalini ciddî şekilde nin hallinde betaçt gösterdiği için işin bir an evvel halline doğru gidilebilmesini tesarsabilir.» Mesele ne sadece hukukî plânda M. Alvarez Del Vayo'nun nutkun minen yeni bir yolda gayretler sarfedil halledilebilir, (işte bütün demokradan sonra îspanya meselesi hakkmdaki mesi muvafık addedilmektedir. ı, ııııımıııllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIiraıı»""»'»»" • silerin aczi); ne de sadece iktısadî plânda halledilebilir, (i$te bütün sosyalizmin azci). İnsan denilen avare, bütün bu ideoloji ve nazariye ihtilâflannın üstüne çıkacak pişkin ve realist bir kafaya sahib oluncıya kadar, milletlerarası bir disiplin ümid etmek boşunadır. Bu kargaşalıktan şu veya bu ideolojiyi öne sürerek, gücü yeten zorbalar istifade edip duracaklardır. Ankara 27 (Telefonla) Tarih konBelgrad 27 (Hususî) Yugoslavya gresine iştirak eden ecnebi âlimler buBütün nazariyelerin püf noktası manevTalarma iştirak etmiş olan ecne gün öğleden evvel Çankaya köşkünü, hakkile anlaşılacağı giine kadar. bi askerî heyetleri, bugün, hükumetin Eti yokuşu hafriyatını gezdiler ve baPEYAM1 SAFA emirlerine verdiği iki hususî trenle rajı gördüler. Marmara köşkünde öğle yemeğini yediler. Öğleden sonra da Belgrada gelmişlerdir. Birinci trende Türk Erkânıharbiye stadyomu, hipodromu, müzeyi, Halke Reisi Mareşal Fevzi Çakmakla Yunan, vini ziyaret ettiler. Akşam Çankayada Rumen erkânıharbiye reislerile İtalyan Hariciye köşkünde şereflerine verilen heyeti murahhasası reisi ve maivetleri, zivafette bulundular. Ziyafet esnasında vali Tandoğan bir ikinci trende de Çek Millî Müdafaa Banutuk söliverek demiştir ki: kam ile Fransız ve Çek erkânıharbiye c Yeni bir tarih konsesyonunun müreisleri bulunuyordu. besşir ve sahibi olan büvük Atatürkün Heyeti murahhaslar askerî merasimle yüce himayesindeki Türk Tarih Ku istikbal edilmişlerdir. rumunun güzide misafirlerini AnkaraMareşal Cakmak şerefine ziyafet da selâmlamak benim için eşsiz bir Paris 27 (Hususî) îtalyanm bahtiyalık oldu. Huzurunuzla bize şeref Belgrad 27 (Hususî) Türkiye Bü verdiniz İkinci Türk Tarih Kurultavın Nyon anlaşmasına iştirakine aid teknik yük Erkâmharbive Reisi Mareşal Fev daki mesainizin hayranı olan Ankara şartlan görüşmek üzere toplanan müte zi Çakmak bugün müteveffa Kral A hlann size saygı teşekkürlerini sunar hassıslar bugün öğleden sonra ilk içtimaleksandr'm ve Yugoslav meçhul asker ken kadehimi sıhhatinize ve milletleri larını akdetmişlerdir. Müzakereler hafi mezarlarına bir çelenk kovduktan son nizin refah ve saadeti için kaldırıyo surette cereyan etmiştir. > ra akşamüzeri saat 18 de Belgrada rum.» •' muvasalat etmiştir. Bu hitabeye misafir profesörler naDiyarbekir 27 (Hususî muhabirimiz Türk elçisi Ali Havdar Aktay bu ak mına İngilz profesörlerinden M. Ma vers cevab vererek tesekkür etmiş ve den) Türkkuşu filosu, bugün geldi. şam elçilikte Mareşal şerefine hususî Ankarada görmüş oldukları hüsnü ka Merasimle karşılandı. Tayyareciler şerebir ziyafet vermiştir. Gece, Harbiye Nazırı General Lu bulden son derece mütehassis c^ldukla fine bir öğle ziyafeti verildi. Misafirler, Vali konağında ahkonuldular. Filo, öğlebomir Mariç misafir ask^rî hevetler şe rını bildirmislerdir. refine Topçu zabitan kulübünde bir Bavan Afet ve Âlimler Corumda den sonra Elâzize hareket edecektir. Çorum 27 (Hususî muhabirimizden) ziyafet vermiştir. İzmirde bir asetilen fıçısı Viİâvetimizdeki büyük tarihî hafriyatı Ziyafetten sonra Belgrad operasında patladı misafirler şerefine bir gala müsameresi tetkik etmek üzere bu aksam Bayan Afet, yanında bir kısım Türk ve ecnebi îzmir 27 (Hususî muhabirimizden) tertib edilmiştir. Profesör olduğu halde sehrimize geldi. Bugün gümrükte bir asetilen fıçısı patlaHarbiye Nazırının beyanatt Heyet, parlak merasimle karşılandı. mış, dört hamal yaralanmıştır. Patla Bir tekzib Belgrad 27 (A.A.) Meçnika'da mamanm fazla tazyıkten ileri geldiği anla nevralardan sonra yapılan geçid res Londra 27 (Hususî) Habeşistan şılmıştır. mini müteakıb Harbiye Nazırı General da iğtişasat çıktığına ve yüzlerce îtalyan lranda yeniden iki nazırlık Mariç, gazetecileri kabul ederek demiş yarahnm Cibutiye gönderildiğine dair ihdaz edildi tir ki: çıkan haberler Romada resmen tekzib eTahran 27 (A.A.) Şimdiye ka « Yugoslavya Krallığı, ordusu ile dilmektedir. dar müdiriyeti umumiye halinde idare ebihakikn iftihar edebilir. Yugoslavya. dilmekte olan ticaret ve endüstri işleri biistikbale tam bir emniyetle bakmaktaParis 27 (Hususî) Paris Borsası rer bakanhğa tahvil edilmiş ve bunların dır. Müsellâh kuvvetleri ona terakki ve nm bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: direktörleri Âlâ ve Fahrek Bakan tayin refah içinde lâyık olduğu huzuru temin Londra 144,48, Nevyork 29,16 1/4 etmiye hazırdır ve temin edecek bir Berlin 1173, Brüksel 491, Amsterdam edilmişlerdir. vaziyette bulunuyor. Ordusu, bugün 1616, Roma 153,55, Lizbon 131,35, Ce Diğer taraftan Dahiliye ve Maliye hükumetin takib etmekte olduğu siya nevre 669,76, kurşun 20,05 1/2, bakır Bakanlıklarını vekâleten idare etmekte setin ve alelumum sulhun emin ve mü 56,10 58,10, kalay 252,2,6, altm olan Faruhar ve Bader asaleten bu bahim bir vasıtasıdır.» 140,4 1/2, gümüş 19 15/16, çinko 19,17,6. kanlıklara tayin edilmiştir. I Mareşal Fevzi Çakmak Belgradda Şerefine ziyafet ve müsamere verildi Bayan Afet ve ecnebî âlimler Hafriyatı tetkik için Alacahöyük'e gittiler Kont Ciano Ankarayı ziyaret edecek İtalya ve Akdeniz anlasması Deniz mütehassısları müzakereye başladılar Türkkuşu filosu Elâzizde Roma 27 (Hususî) Hariciye Nazırı Kont Ciano, Türkiye Hariciye Vekili Doktor Tevfik Rüştü Arasın son Mi lâno ziyaretini iade etmek üzere teşrini Gomer'in, Aşkenaz, Repat ve Togar evvel sonunda resmen Ankarayı ziyaret mak diye üç oğlu vardır. Bu isimlerden edecektir. birincisi Aşkenaz'daki (N) harfinin İzmirde bir cinayet aslı (U) olduğunu meşhur Asuriyat müİzmir 27 (Hususî muhabirimizden) tehassısı Assyrioloğ Winkler keşfet Bugün Tep;cik mahallesinde Habib amişti. Hakikaten ibranicede, bu iki harf, birbirine çok benzer. Yunanhla dında birisi, tabancasını gösterir gibi yarın eski Türklere Skyth dediklerine parak aralarında eski bir kin bulunan göre, eski şarklı milletlerin de bunlar: Vehbiye ateş etti. Çıkan kurşun VehbiAşlcuzi diye tanımış olduklarında ŞÜD ye isabet etmediyse de Vehbi, birdenbire he kalmıyor. kızarak Habibi yakaladı ve bıçaklıyarak Bütün bu acı hatıralar, istanbul LüTarihte adı çok geçen bu halk, Ky öldürdü. Tahkikat devam etmektedir. leburgaz asfalt yolunun millî müdafaamız bakımından haiz olduğu büyük kıymetini anlatmağa kâfidir. Vekâleti esnasında bir çok muvaffakiyetli işler gören Ali Çetinkayayı îstanbul Lüleburgaz asfalt yolunu yapmağa ve açmağa muvaffak olduğundan dolayı tebrik ederken bu yolun Lüleburgaz Edirne kısmmı da azamî süratle yaptırmasını rica ve temenni ederiz. Romanya Başkonsolosunun veda ziyafeti Bugün 15 Alman gazetecisi istanbula gelerek Ankaraya gidecek Almanyanm en meşhur ekonomik gazetelerinin direktör ve başmuharrirlerinden mürekkeb bir heyet bugün sehrimize geleceklerdir. Alman gazetecileri İstanbulda hiç durmadan Ankaraya gidecekler, orada birkaç gün kaldıktan sonra, Eskişehire de uğrıyarak istanbula geleceklerdir. İstanbulda kalacakları müddet zar fında Almanya büyük elçisi tarafından Alman yazlık sefarethanesinin kâin bulunduğu Tarabyada şereflerine büyük bir zivafet verilecektir. PARİS BORSASI Bomanya Başkonsolosunun veda ziyafetinden bir intıba (1 Rumen Başkonsolosu, 2 refikası) Dost ve müttefik Romanyanm İstan maları Mösyö ve Madam Cretsu'nun îsbul Başkonsolosluğunu üç senedenberi tanbuldan ayrılmalarından duydukları büyük bir muvaffakiyetle ifa eden M. teessürleri izhar etmişlerdir. Filvaki Cretsu, tekaüde sevkedilmiş olduğun Başkonsolosla refikası, İstanbula gel dan memleketine avdet edecektir. M. dikleri gündenberi yüksek ve samimî Cretsu, bu münasebetle dün Taksim Türk dostluğile temayüz ettikleri gibi deki Romanya konsoloshanesinde saat muhitlerinde temas ettikleri herkesin 6 dan 9 a kadar mükellef bir veda zi hiirmet ve muhabbetini kazanmışlar yafeti vermiştir. Bu ziyafette Romanya dı. elçisi M. Telemaque ve îstanbuldaki M. Cretsu ile refikasma uğurlar olecnebi konsolosluklan erkânile îstan sun derken böyle hakikî Türk dostlabul ve Beyoğlu gazetecileri bulunmuş rmın memleketimizi terketmelerinden lardır. Çok samimî olan bu güzel toplantı teessür duyduğumuzu beyan etmeği bir da İstanbulun yerli ve ecnebi bütün si kadirşinaslık vazifesi addederiz» I Mecy şaplcacı Yeni modellerinin geldiğini bildirir. Beyoğlu Mis sokak