27 Eyiul 1937 CUMHURIYET Müteveffa Masaryk Çek Maarif Vekâleti büyük Eski devir yazı dilimizin oslovakyayı nasıl kurdu? bir program hazırladı muhtasar bir kritiği Bütün ömrü memleketinin istiklâlini temin için mücadele ile geçen bu kıymetli devlet adamma, her işinde refikası kuvvet vermiştir Uzun yıllar, kay bettiği istiklâlini, Büyük Harbden sonra istirdad eden ve bugün Çekoslo vakya Cumhuriyeti adile, orta Avrupada chemmiyetli bir fiyasî mevcudiyet olan eski Bohemya Krallığı tarihinde, büyiik devlet ve siyaset adamlarından başka, memleketin manevî yükselişinde mühim hisseleri olan biiyük vatanseverlerin de isimleri okunmaktadır. 29 teşrinievvel Cumhuriyet bayramında Ankarada yapılacak büyük geçid resmine iştirak edecek veya bulundukları şehirlerdeki geçid resmine girecek olan izciler için Maarif Vekâleti bir program hazırlaraıştır. Programın esaslarmı yazıyoruz: Çekoslovakyanın en biiyük adamı Geçid resmine gidecek izciler DİL BAYRAMINI KUTLULARKEN Ölen Çinlilerin sayısı Hazırhk talimleri ve hedefleri 29 birinciteşrinde Ankaraya gelecek veya bulunduğu şehirde geçid törenine iştirak edecek izciler 1 birinciteşrinden itibaren hergün son dersten sonra bir saat müddetle geçid törenine hazırhk olmak üzere çalıştmlacaklardır. Bunun hedefi; kusursuz bir esas vaziyeti, dönüşler, saygı şekilleri ve takım cephesile geçid resmi yürüyüşü, izcilerin her türlü hare ketlerinde tam manasile göze çarpan bir çeviklik ve canlılık olacaktır. îzcilerin yetiştirilmeleri ve süel bölümlere göre teşkilâtlanmaları, birinci derecede askerliğe hazırhk dersleri muallimleri ve onlara yardımcı olarak mekteb beden terbiyesi muallimleri tarafından temin edilecektir. Dil bayramımızm beşincisi diğerlerinden daha fazla inkılâbcı Türkiyeyi sevindirmektedir. Dil bayramına başlangıc olan 26 eylul 932, ayni zamanda Türk kültür tarihinde en önemli bir dönüm noktasıdır. İşte bu noktadan uzaklaştıkça kıymetli tablolar gibi değerini daha fazla anlamakta, güzelliğini daha çok farketmekteyiz. Büyük Fransız psiko loğu T. Ribot'nun «Yaratıcı Muhayyele» sinde dediği gibi dâhilerin yeni bir şey yaratmalan: 1) Hazırhk, 2) Hamle, 3) Tashih, ikmal ve olgunluk olmak üzere üç safha arzeder. Türkün siyaset tarihi gibi kültür tarihinin de ikbal güneşi olan Büyük Dâhi Atatürkün yarattığı dil inkılâbında da bu üç safhayı müşahede ediyoruz. 1928 alfabe inkılâbı dil inkılâbı için bir hazırhktı. 1932 Birinci Dil Kurultayı inkılâbın büyük hamlesi oldu. Güneş Dil teorisi de bu hamledeki anî sezişin olgunlaşmış bir ifadesidir. Bugün beşinci senesini idrak ettiğimiz bu hamlenin heyecanmı tekrar yaşarken eski devir yazı dilimizin kifayetsizliği ve yanlış telâkkileri üzerinde kısaca göz gezdirelim: Eski devir münevverleri medrese tedrisatmm vermiş olduğu dil zihniyetile türKçe kelimelerin bazılarını arabca, bazıiar.nı da acemce zannetmişlerdi. Bu hususta ellerindeki miyar şu idi. Arab ve Fars dilinin tasdikma giren ve Arab cemi' kaidesini alabilen sözler Arab kaidesiie yapılan terkibler hep yabancı dil unsurlandır. Eski devir Osmanlı münevverlerinin yanlış telâkkilerinden uzak kalarak ve Güneş Dil teorisi zihniyetile düşünecek olursak türkçeyi bu bakımdan şu 4 katagoriye ayırınz: 1 Arab şekliyatile Arablaştınlmış ve uzun asırlar Arab diline girmiş olan türkçe sözler. 2 Arab şekliyatile Arablaştınlmış, fakat henüz fasih arabcaya girmemiş olan türkçe kelimeler. Beranti (burun otu) enfiye ve saire gibi sözler. 3 Arab şekliyatile henüz Arablaştırılmamış, yani eski devir zevkine göre Arab şekliyatile ahenksiz sayılan, fakat gene kullanılan sözler: Taş, toprak, ev, ağac ve saire gibi. 4 Arab şekliyatına uymadığı için yazı dilinden çıkarılan sözler kamu, Tann, kaçan ve saire gibi. Osmanlı devri yazı dilinde hususile edebiyatında büyük bir itina ile birinci katagori sözler hep arabca niyetine kullanılmıştı. Medresede ve farsçaya hayran olan o devrin Türk edibleri bu dillere karşı büyük bir semDati gösteriyorlar ve Arab Constance'ta a İzci teşkilâtı ordu teşkilâtında olduğu teşe yakılıp külleri gibi manga ve takımlara ayrılacaktır. TaRhin nehrine atılan kımlara beden terbiyesi muallimleri ku müceddid J e a n manda edeceklerdir. Ankarada toplanaMüteveffa M. Masayrk ve refikasuun bir Hus; Bohemya, is cak tekmil izciler törenden önce bu takım arada alınmış resimleri tiklâlini kaybettik esaslan dairesinde yetiştirilecektir. ten ve millet köleliğe düştükten sonraki memleketine fikir ve ruh bağlılığı bakı Kıyafet devirde mücadeleye atılan Jean Amos mından, kurtancılık ve öğreticilik ba*kı Ankaraya gelecek izcilerin kıyafetleri Komensky; memleketi iki asırlık derin mından ancak Atatürkle kıyas edilebilece programda ayrıca gösterilmiştir. Giuykudan uyandıran Dobrovsky, Kollar ğini söylemiş olması, müteveffanın, Çe yiniş yeknasaklığını bozacak vaziyet ve yurdun babası adı verılen Palacky; koslovakya hududlan içinde ve dışında almış tek veya grup halindeki iz keskin kalemınin yarattığı ikaz edici eser kazandığı yüksek mevkii ve onun şahsî ciler törene iştirak ettirilmiyecektir. İz lerle, milleti kat'î bır intibaha götürmeğe değerini »apaçık göstermektedir. ci takım komutanlan modeline göre 40 muvaffak olan, kıymetli muharrir K. Amerikalı meşhur profesör Hender lirayı geçmemek üzere elbise yaptıracakHalcek, bu biiyük adamların en başta son, müteveffa Cumhurreisi hakkmda: lardır. gelenleridir. «Bohemya, böyle adamlar yetiştiriyorsa, Sıhhiye Fakat, Çekoslovakya tarihinin, en büyük bir memleket olması gerektir.» deAnkaraya gelecek izcilere tifo aşısı şerefli sahifesıni, eyluiün on dördüncü mişti. Filhakika, Bohemyanm tarihi tet yapılacaktır. Her mektebin izci takımı günü 87 yaşında vefat eden ve bütün Çe kik edilecek olursa, onun sahifelerine bir sıhhiye çantası getirecek, yalnız İs koslovak milletini gözyaşları içinde bıra isimlerini yazan büyük valanseverlerin tanbul izcilerinin başmda iki doktor bukan eski Cumhurreisi Thomas Masaryk'e vasıflarını, Masaryk'in şahsmda toplan lunacaktır. İzciler yola çıkmadan önce hasredeceği şüphesizdir. mış görmek miknkündür. Hus'ün haki doktorları tarafından muayene edilecekHayata, muallimlikle atılan Masa kate karşı beslediği sarsılmaz aşk ve tir. ryk'in, siyaset âlemıne ilk girişi, 1890 se iman, Zirka'nın memleket mücadelesin Tavır ve hareket nesinde, cenubî Bohemya ıntıhab daire de gösterdiği yüksek şecaat, Chelcick'nin izciler sokakta, trende, vapurda, te lerinin birinden Reıchsrat'a meb'us seçil doğruluk aşkı ve baba şefkati, Kamens. , •roizlığe fevkalâde dikkat ve itina edecekmesile olmuştur. O tarihten itibaren, bü ky'nin millet davası lehindeki âteşin mü lerdir. Hiçbir yerde bağırarak konuşmı tün hayatını, memleketinin istiklâli uğ dafaası, Havlicek'in kalemındeki kud yacaklar ve başkalannın rahatmı boza runda mücadeleye hasreden Masaryk'in, ret, Masaryfte tamamen * töptanrrtıştır cak hareketlerde bulunmıyacaklardır. Izbu sahada filen ve semereli bir tarzda ça Ve o, bu yüksek vasıflara lâyık, tarihin cilerimiz Türk mektebliliğini hakkile temlışmağa başladığını, 1914 senesinde gö * yüksek değerde icraatından birini başar sil edecek bir vaziyette olacaklar, her rüyoruz. Avrupa harbinin patlak vereceği dı. yerde ve her zaman tav:r ve hareketleri zamanın yaklaşmakta olduğunu gören Masaryk'in hayatı gözden geçirile her senekinden daha güzel ve muntazam Masaryk, mensub olduğu milletin her cek olursa, onun, en ufak bir tesadüfle olacaktır. Ankarada toplanacak izciler türlü hadisatı karşılamağa hazır bir va istikametini değiştirmesine ramak kalan için bir haysiyet divanı teşkil olunacak ziyet alması için çalışmış ve Büyük Harb anlar yaşamış olduğu görülür. Masa ür. ilân edilir edilmez, evvelâ memleket da ryk'in, içtimaî mevkii ortadan aşağı bir Ankaraya geliş hilinde, sonra, 1914 senesi nihayetinde, ailenin fakir muhitinde kalmaması, bu izci kafileleri 24 birinciteşrinde An haricde faaliyete girişmişti. büyük devlet adamımn siyasî hayatında karada bulunacaklardır. Devlet Demir Masaryk'i, bu gaye peşinde, önce Fe çok mühim rolü olan bir kaduıla evlen yolları bütün izcilerin bugünde Ankara lemenkte, Fransız ve Ingiliz dostlarile, mesi tesadüfün eserleridir. Bizzat müte da bulunmalannı temin edecektir. Vilâ sonra İtalyada, Yugoslav şahsiyetlerle veffa, muvaffakiyetlerini büyük tesadüfyetlerden getirilecek izcılerin Ankarayı müzakereler yaparken, daha sonra, 1915 lere ve kadere medyun olduğunu söylerhiç görmemiş ve evvelki bayramlarda senesi bidayetlerinde, İsviçrede, Avus ken: «Kadmım benimle beraber bulun Ankaraya hiç gelmemiş olan talebe araturya Macaristan krallığı aleyhine açık masaydı, bu işlerden hiç birisini başara sından seçilmesine dikkat edilecektir. ça mücadele ilân ederken görüyoruz. mazdım.» derdi. Kız izciler yalnız Ankaradan iştirak Bugün, onun kendi arzu ve intihabı ile Masaryk'in muvaffakiyetlerinde, onu edecek, vilâyetlerden getirilmiyecektir. yerini işgal eden M. Beneş, Çekoslovak müşkül zamanlarında teşçi etmesini bilir, Hususî liseler programa uymak şartile ya istiklâli uğrunda çarpışan Thomas çok değerli yardımlarile onu başarma kendi paralarile Ankaraya izci ge Masaryk'e, siyaset harbinde silâh ve yol yolunda yürümeğe sevkeden Madam tirebileceklerdir. arkadaşlığı yapmağa başlamıştır. 1915 Masaryk'in hissesi büyüktür. İzciler nerelerden gelecek? te başlıyan bu sistemli ve azimli mücadeMasaryk'in, orta Avrupa vaziyetin le, ilk semeresini, 18 teş.riniewel 1918 Bu yıl Adana, Balıkesir, Edirne, İsdeki yanlış ve zararh noktaları, çok yüktarihinde vermiştir. Bu tarih, M. Masatanbul, Srvas, muallim mektebleri, Adasek ikna kabiliyetile bütün dünyaya taryk'in, Doktor Benes ve Doktor Stefa na, Balıkesir, Edirne, Eskişehir, Sıvas, nıtması üzerine kurulan Çekoslovakya nik'le birlikte, Çekoslovakya istiklâlini Afyon, Antalya, Bursa, Denizli, DiyarCumhuriyetinin ilk on dokuz senesi, uzun ilân ettikleri gündür. Masaryk, o gün bu bekir, Galatasaray, Haydarpaşa, îstanve yorucu mesai ile geçmiştir. Fakat, Maistiklâle kavuşan Çeklerin reisliğine seçilbul erkek, Kabatas, Pertevniyal, Vefa, saryk'in azmi ve iradesi, bütün müşkülmiş, ayni yıl teşrinievvelinin 28 inde vuGazianteb, İzmir erkek, Kastamonu, leri birer birer yenmiş, Çekoslovak Cumkua gelen ihtilâl neticesinde, millet mecKayseri, Konya, Kütahta, Malatya, huriyetini müteazzıv bir mevcudiyet halisi tarafından, ittifakla, Çekoslovakya Samsun, Yozgad ve Trabzon liseleri, Eline getirmeğe muvaffak olmuştur. Cumhurreisliğine intihab olunmuştur. dirne, İzmir ,Konya sanat mektebleri ve Masaryk'in siyasî hayatındaki husu • Ittnir Ticaret lisesi Ankaradaki geçid Thomas Masaryk'in hayatı, yorulmak siyetier arasında, kendilerile mücadele bilmez bir faaliyet içinde geçmiştir. Muh ettiği hükümdarların düştüğü hataya törenine izci göndereceklerdir. Her mektebden 46 izci, bir takım kotelif gaz^elerde yaptığı nesriyattan baş düşmemek endişesini en başta görüyoruz. ka, kitab halinde çıkan eserleri arasında, Hususî hayatınır. büyük vasıflanndan en mutanı ve mekteb direktör veya yardi 1880 senesinde neşrettiği ilk eseri olan barizi de, her felâketi sükunet ve itidalle rektörü gelecektir. İpnotizma adlı bir psıkoloji etüdünü, karşılamış olmasıdır. Zaruret, evlâd acıAnkaradan kız ve erkek liseleri, Is Blaire Pascale'ın hayatı ve felsefesi sı, düşmanlann kin ve garazı, hiç birşey metpaşa Kız Enstitüsü, Gazi ve Ticaret hakkındaki kitabını, Hesabı Ihtimali bah onun metanetini sarsmamiştır. liseleri, Türk Maarif Cemiyeti lisesi en sine dair olan çekçe eserini başta gelen Masaryk, vücudünde mücadele için az 95 izci ile geçid törenine girecekrir. ler arasında sayabiliriz. zerre kadar kuvvet duyduğu müddetçe Bu suretle bu yıl Ankaradaki geçid töîlim ve kalem adamı sıfatile ilmin he çalışmış, en yüksek devlet mevkiinin renine girecek izcilerin sayısı 2200 ü geçmen her sahasında çok kıymetli eserler mes'uliyetlerini, icab ettiği şekilde taşı mektedir. yaratan Masaryk, siyaset sahasında hem yacak kudretinin azaldığını gö'rünce, yakalemile, hem filiyatile çok yüksek kıy jattığı büyük eseri kendisine en fazla tiğini görmek, onu, ömrünün son demle mette âsar vücude getirmiştir. yardım eden, en iyi tanıdığı ve en fazla rinde mes'ud ve eserinin istikbalinden e Masaryk'in eserlerinin çokluğunu, fahrî güvendiğı adama, Benes'e bırakmıştı. min yaşatmıştır. reis, reis ve aza sıfatile mensub olduğu Onun, büyük devlet adamı sıfatile yapMasaryk, Cumhurreisliğinden, Benes beynelmilel siyasî, edebî, içtimaî teşek tıgı, en son âkilâne devlet işi bu intihabı lehine feragat ettiği tarihten sonra, La küllerin ve en yüksek rütbede nisanlannı olmuştur. ny'de, hükumet tarafından kaydi hayat hâmil bulıınduğu memleketlerin sayısile Kendisi devletin başmda degilken, şartile emrine tahsis edilen şatoda ikamemukayese etmek doğru olur. memleketin nasıl idare edildigini bir te devam etmişti. Doksanma yaklaştığı Memleketinin en büyüğü ve harbden müddet gözlerile gÖrmek istediğini o sıra halde elân çalışan bu demir iradeli ihti sonraki dünya siyasetinin büyük ve nüfuz larda söylemişti. îşlerin yolunda gittiği yarın, hayatta en fazla deger verdiği. lu şahsiyetlerinder biri olan Masaryk, ni, halefinin, kendi siyasî mektebinde al 100,000 cildi mütecaviz eserle dolu kü bu şöhretlerine hakkile sahib bir devlet dığı terbiyeye inzımam eden genclik ateş tübhanesinde, son günlerine kadar mesaadamı idi. Hali hayatında, bir Alman ve heyecanile, müdebbir ve âkil bir dev iye devam ettiğini bilenler söylemekte gazetesinin, Çekoslovak Cumhurreisi, let adamı gibi sevk ve idareye devam et dir. Teşkilât şekliyatına uymıyan türkçe kelimeleri birer birer edebî ve ilmî dilden ve hatta bütün yazı dilinden çıkarmağa çahşıyorlardı. Bu sebebden 14 üncü ve 15 inci asır edebî yazılarında kullanılan birçok 4 üncü katagori sözler 16 ve 17 ncı asirlarda artık görülmez olmuşlardı. Edebiyat tarihlerimizin tetkiki gösterir ki, Türk müellifleri yazı dilinde Arab iştikakma henüz girememiş olan sözleri kullanmamakta büyük bir gayretkeşlik gösteriyorlardı. Eski devir yazı dilimize girmiş olan yabancı dil unsurlanndan bazılannm muayyen bir kaide ile kıyasî olarak, bazılan da hiçbir kaideye tabi olunmaksızm alınmıştı. Şimdi burada ortaya bir hâdise çıkıyor. Acaba Arab gramerinin tasnifi ıçerisine sıkıştınlan ve hepsinin arabca olduğu ileri sürülen bu dil unsurlanndan niçin bir kısmı türkçeye girebiliyor da bir kısmı giremiyor? Burada bir tesadüfün vukuuna ihtimal verilebilir mi? Mucizeler, tesadüfler ve manevî kuvvetlerin iflâs etmiş olduğu bugünkü müsbet ilimde bu hâdisenin hakikî illetini aramak lâzımdır. Bize kalırsa, bu hâdisenin illeti gene Güneş Dil teorisinin yardımile bulunabilir. Güneş Dil teorisinin bulduğu hakikatlere dayanarak düşünecek olursak şu hükümlere vâsıl oluruz. Evvelâ Arab gramerinin tasnifine dahil olan dil unsurlanndan bir kısmı çok eski asırlarda Arab şekliyatma girmiş türkçc sözler, diğeri nisbeten daha yakın bir mazide Arab şekliyatına giren türkçe dil elemanlandır. İşte birinciler türkçeye daha fazla uzaklaşmış olduğundan türkçeye munis gelememiş, ikinciler ise daha kolaylıkla girmiş bulunuyordu. Hulâsa eski devir yazı dilimiz, memleketin kültür hayatını felce uğratacak bir kifayetsizlik içinde çırpınıyordu. Birkaç yıl önce memleketimizi ziyaret eden Herriot, şark «L'Orient» adlı eserinde Büyük Önderimiz Atatürkten hayranlıkla bahsettikten ve Türk inkılâblannı övdükten sonra dil inkılâbına geçtiği vakit işaret ettiği gibi, öyle bir yazı dilimiz vardı ki, okunur, fakat söylenmez. Buna karşılık öyle bir konuşma dilimiz vardır ki, yalnız söylenir, fakat okunmaz ve yazılmaz. Bu noktalan gözden geçirdikten ve eski devir dilimizin bir an evvel yola getirilmesinin ne büyük bir zaruret olduğunu anladıktan sonra bugün bayramını yaptığımız Türk Dil inkılâbına imrenmemek ve onun büyük yapıcı ve koruyucusu Atatürke minnettar olmamak kabil de ğildir. AHMED FAİK TÜRKMEN Dil bayramı bütün memlekette kutlulandı IBaştarafî 1 Inct sahitede) Şişli Halkevinde Hataylı Ahmed Faik Türkmen tarafından (Dilimizin be şinci bayramı) mevzulu bir konferans verilmiş, muallim Kenan Sarıer tarafından manzumeler okunmustur. Şehremini Halkevinde İstiklâl marşile merasime başlanmış, Türk dilinin husu siyetleri ve dil çalışmaları gene bir hatib tarafından anlatılmış, öz türkçe şiirler o* kunmuş, birinci ve ikinci Dil Kurultayına aid fotoğraflar projeksiyonla göste rilmiştir. Beşiktaş Halkevinde Türk dilinin es kiliği, büyüklüğü ve dünya dilleri ve medeniyetleri üzerindeki mühim tesirlen hakkmda nutuklar verilmiş, şiirler okunmustur. Üsküdar Halkevindeki merasime de Halkevi bandosunun çaldığı istiklâl mar§i!e başlanmış, dil mevzuu üzerinde kıymetli bir konferans verildikten sonra müsamereye başlanmış ve millî bir piyes temsil edümiştir. İbrahim Necmi Dilmenin honferansı Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen tarafından rad yoda bir konferans ver.lmiştir. Kıymetli hatib konferansına şu sözlerle başlamıştır: « Türkler için Dil bayramı, büyük bir millî bayramdır. Bir takım dünya bilginleri ırkla dil arasında münasebet aramak veya aramamak hususunda ne derlerse desinler, Türklerce dil, milliye tln silinmez bir damgasıdır. Türkler, be şer hayahnın hangi çağında olursa olsur nerelere gitmişler ve nerelerde yerleşmi lerse kültürlerini ve kültürel dillerini d birlikte götürmüşler ve oralara yaymışlar dır. Prehistuvar ve histuvar çağlarında a na yurddan ayrılarak başka diyarlarc göçmüş olan Türklerin bu^gün başka ba« ka adlar almış dillerinde bile Türk dili nin izleri canlı olarak yaşamaktadır. Bu izleri yeni Türk dil teorisinin ışıklan al okyo'dan, yahud başka bir Japon şehrinden değil de Cenubî Amerikanın adı her dile kolay kolay yatmıyan bir kasabasından veya Afrikanın haritada isimleri unutulmuş köşelerinden gelen telgrafnamelere bakılırsa Japonyanın Çine akıllanma dersi vermeğe başladığı gündenberi bombalanarak, süngülenerek, tanklara çiğnetilerek öldürülen Çinlilerin sayısı yüz binleri aşıyor. Gerçi birkaç yüz binlik rakamlar dört beş yüz milyonluk bir yekun içinde devede kulak gibi görünür amma o kulağın yok edilmesi de gene mühim bir hâdise teşkil eder. Halbuki Çinliler kanlarını, görünüşe göre, leğen leğen değil, katre katre akıtmağa azmetmişler. Onlarda ölmekten ziyade yaşamak düşüncesi galib. Fakat gazetelerde geçen ölü listelerinin baştanbaşa uydurma olmıyacağı da tabiîO halde mubalâğa ile hakikati nasıl ayırd etmeli?.. Ben bu ameliyeyi şu fıkranın hükmüne göre yapılabileceğini umuyorum: Vaktile mübalâğayı yalan derecesine çıkaran bir vezir varmış. Elinden iyi iş gelir, tuttuğunu kopanr, çalışma yolunu bilir bir adammış. Fakat habbeyi kubbe yapmak illeti yüzünden her gittiği yerde halka maskara olurmuş, haysiyetini kaybedermiş. Devrin sadnazamı bu adamın hizmetinden istifade edebilmek için diline gem vurmayı tasarlamış, kendisini yeni bir vilâyete yollarken yanına bir düzeltme memuru katmış. Memurun vazifesi kalabalık meclislerde valinin savuracağı palavralan makul bir şekle sokmak, daha doğrusu herifi uluorta konuşmaktan alıkoymak. Vali, her yerden dili belâsı olarak istifaya mecbur kalmak yüzünden bu tedbire nza gösteriyor, murakıbile birlikte memur olduğu yere gidiyor. Lâkin daha şehre girmeden kendisini karşılamağa gelenlerle bir bahçede ve çadır içinde konuşurken münasebet düşürerek veya düşürmiyerek sözü avcılığa intikal ettiriyor: Bir gün, diyor, avda yüz elli tavjan karşıma çıktı. Murakıb öksürünce aklını başma devşirerek guya düzeltiyor: Hayır, yüz elli değil, yüz tavşandı. Murakıb bir daha öksürüyor, o da tavşanların sayısmı elliye, üçüncü öksürükte yirmiye indiriyor. Fakat dördüncü öksürüğü duyunca kendini tutamıyor, henüz yüzleştikleri vilâyet eşrahnın, âyanınm önünde yüzünü murakrba çeviriyor: Behey adam, diyor, bana çalmın dibinden hiçbir tavşan çıkmadı dedirtmek istiyorsun. İyi amma duyduğum pıbrü neydi?. Japonyadan istismara tahammü), emperyalizme hürmet dersi almakta bulunan Çinlilerin bu ders sırasında on binlerce adam kaybettikleri şüphe yok ki yalan. Fakat fıkrada olduğu gibi bu yaîanm tında bugün açık olarak görüyoruz.» doğru olan tarafı da var ki nekadar zayıf Hatib bundan sonra Birinci Dil Ku olursa olsun beseriyetin haklan namına rultayından bahsederek ehemmiyetini tegene acıklı!.. M. TURHAN TAN barüz ettirmiş, beş senelik çalışmaları anlatmıştır. İbrahim Dilmen Güneş Dil Askerlik talimi yaptırıyorteorisini de anlatarak bu teorınin ikinci mu§! Tarih Kurultayına da arzedildiğini söyVahid isminde bir adam, evvelki gece liyerek sözlerine şöyle devam etmiştir: adamakılh sarhoş olduktan sonra cebine « Güneş Dil teorisi kısa bir gÖrüde bir şişe rakı koymuş ve gece saat ikide şün zaroıedileceği gibi, yalnız dilimizin Beyazıdda Elektrik şirketi binası önüne muhtac olduğu bir takım kelimelerin gelmiştir. Türk aslından geldiğini göstermek gayeO sırada caddeden geçmekte olan iki sile ortaya konmuş değildir. Teorinin asıl kişi ile hemen ahbab olan Vahid, bun hedefi, türkçenin kültür dillerinin ana lara: kaynağı oldugunu meydana çıkarmakta« Ben askerlikte süvari çavuşuy • dır.» dum. Gelin size süvari talimi yaptıra Hatib sözlerini şu cümlelerle bitirmiştir: yım» demiş ve bu iki kişiyi alarak Be « Bugüne kadar dünyada kültürel yazıd meydanına gitmiştir. Orada bun dil sahibi olaı milletler alimleri, kendi lara «yat, kalk, koş, dur!.» gibi emirler dillerinin orijinini bulamamışlardır. Çünvererek talim yaptırmağa başlamıştır. kü başvurdukları ve ilmî sandıkları yollar Devriye gezen polisler bu garib hali yanlıştır. görünce her üç şahsı da yakalamışlar ve Güneş Dil teorisi, bir defa Türk adün cürmü meşhud mahkemesine teslim limlerince ve sonra da dünya filologla etmişlerdir. rınca anlaşılacaktır, kavranacaktır. Bu Mahkemede davaya bakılırken bu güilmî bir zarurettir. lünc hal yüzünden hem suçlu, hem polis, Bundan sonra, Ankarada kurulmuş ohem de dinleyiciler gülmüşlerdir. lan filoloji okulu prensiplerini bilmiyenHâkim Reşid Vahidi bir lira para celer tam filolog olmak iddiasmda bulunazasına m^Skum etmiştir. mıyacaklardır. Bu hakikati Türk mille tine ve bütün cihan âlemine söylemekle Gene o hikâye mutluyum. Dün. İstanbul Ticareti Bayriye mü Bütün bu çahşmalan ve bunlardan eldürlüğüne ve diğer resmî makamata dc edilen yüksek neticeleri, hep Türk mil gelen malumata göre, înebolunun Abalî dehasını lîendi yüksek varhğındfl na mevkiinde sahilden üç mil açıkta iki 'oplıyan Ulu Onder Atatürkün değer bı direkli küçük tipte bir denizalh gemisi 'lmez irşadlarına borcluyuz. görünmüştür. Bu kutlu bayram gününde kendisine Derhal muhafaza makamlan harekeürk dilciliğinin sonsuz sevgi ve iaygı te geçtikleri gibi alâkadar makamata rile şükranlannı sunar, Dil bayramımı da haber verilmiştir. ı candan, gönülden kutlularım.» T Memlekette Yurdun her tarafından gelen telgraf'ar, Dil bayramının bütün Halkevlerinde tezahüratla kutlulandığmı göstermekte dir. Bayram münasebetile, Halkevlerin de konferanslar verilmiş, müsamereler tertib edilmiş, şiirler okunmustur. Saat 6 dan sonra Gazetemizde Her iş için 24298 Tleİefön ediniz