CUMHURÎYET 16 Eylul 1937 KUçük hikâye Rus ruhu Tamara Lundin'den Tırhalada Mimar Sinanın bir eseri Bir Yunan gazetesi büyük mimarımızın yüksek kıymetini tebarüz ettiriyor Atinada çıkan Etnos gazetesi Yunanistanm Tırhala şehrinde büyük dâhi mimar Sinanın eserlerinden «Os manşah camisi» isminde bir caminin Mımar Sımn bulunduğunu ve bu san'at eserinin Tırhala için bir bahtiyarlık teşkil ettiğini yazdığı güzel bir makalede: « Sinan yüksek bir güzel san'atlar şahsiyetidir. Bütün medeniyet asırları Sinanın emsalini pek az yetiştirebilmiştir. 88 sene yaşıyan büyük Türk san'atkârının bıraktığı eserler pek muazzam ve hesaba gelmiyecek derecede ehemmiytlidır. Türkıyde cem'an yekun 334 mimarî eser yaratmıştır. Edırnedeki Selimiye camisıle İstanbuldaki Süleymaniye camisi bunlar meyanındadır» dedikten sonra Selimiye camisi için tuhaf bir hikâye anlatmaktadır: Selimiye camisi binası hitam bulduğu zaman padişah pencerelerini saymış ve bunları 999 aded bulunca fena halde hiddetlenerek Sinana, neden pencereleri 1000 yapmadığını sormuş ve: «Sanki masrafa mı acıdın?» demiştir. Zavallı büyük insan bu budalaca sorguya karşı hendesî zaruretlerden ve mimarî icabatından bahsetmenin faydasız olduğunu hemen anlıyarak: Sultanım! Paralara acımadım. Fakat şan ve şöhretinizi daha ziyade artırmak için kasden böyle yaptım! demi}tir. Padişah: Bu ne demek? Bununla şan nasıl artabilir? deyince de şu cevabı vermiştir: Sultanım herkes bin pencereli bir cami yaptırdınız, deyip geçecekti. Halbuki şimdi «dokuz yüz doksan dokuz...» pencereli bir cami yapbrmış diyeceklerdir. Bu rakamın ağızdan çıkması bile uzun bir zaman sürer. Bin kelimesi ise hemen söylenıp geçiveriliyor. Bu cevab sultanı tatmin ettiğinden: Aferin! diye büyük insanı taltif etmiştir. Avrupalılarca Sinan bütün şarkm Mikel Anjı sayılmaktadır. Yunanistanca da pek maruf olan meşhur Almaman'at münakkidi Gkurtil Sinan için «insaniyetin yetiştirdiği mimarlann en büyüklerinden birisidir» demektedir. Sultanm bir vesile ile Tırhalaya sürdüğü Osman Şah, Sinanı buraya davet ederek bir cami yaptırmış ve bu suretle d« Tırhala büyük bir talıh eseri olarak büyük Sinanın bir eserine malik olmuştur. Bu cami her şeklile büyük san'atkârın icad ertiği Türk mimarî stılini pek âşikâr surette göstermektedir. Caminin bugünkü vaziyeti eski zamandakinden, hatta 1897 muharebesinden evvelki halinden çok uzak bulunmaktadır. Bununla beraber çok kıymetli kubbesile azamet salıp kurulmaktadır.» Makalede bundan sonra caminin bugünkü haline dair izahat veriliyor ve bu caminin müze yapılmak üzere Tırhala Beledıyesinin temellüküne geçtiği söylenerek bir an evvel bunun tahakkuku temenni ediliyor. RADYO Hoiivud yıldızlarının kaprisleri G. Rogers evinin salonuna musluklarından şerbetler, şaraplar akan bir çeşme yaptırmış. Fakat... Son zamanlarda dünyanm her tarafındaki züppe sınıf, evlerinin bir köşesine garib, orijinal, şimdiye kadar görülmemiş bazı şeyler koyarak, yahud da oralarda bu çeşid tertibat vücude getirerek misafirlerin hayret ve takdirlerini celbetmeğe çalışıyorlar. Tabiî Holivud'da çok kazanan ve kazandıkça da şımaran artistler bu züppeleri kilometrolarca geri bırakmakta kusur etmiyorlar. Meselâ Ginger Rogers evindeki küçük misafir salonuna birçok musluklu büyük bir çeşme yaptırmış. Bu muslukların her birinden serbet, viski, bira, şarab ve saire akıyor. Fakat terttbatın esasını bilmeden bu musluklardan şerbet ve saire içmeğe kalkanlann vay haline!. Yanlış basılan bir düğme insanm yüzüne şekerli, zeytinyağlı ve ayni zamanda balık kokulu müstekreh bir su fışkırtmakta gecikmiyor ve orada hazır bulunanlar tabiî gülmekten katılıyorlar. Arkadaşlanndan, dostlarından her biri gayet iyi bilir ki «Kadın Asla Unutmaz!» filminin kahramanı Margare Sullavan evinde en ufacık bir gürültüye bile tahammül etmez. Geceleri pencerelerin birer yorgan kadar kalın perdeleri indirilir. Kapılara da gene içi kıtıklı, pamuklu örtüler gerilir. Bundan maada Margaret kendi yatak odasına giden koridordaki parkeleri kaldırtmış, yerine kauçuk köpüğünden yapılmış gayet yumuşak halıIar serdirmiştir. Eve ilk defa gelen misafir oradan geçerken kendini birdenbire havalanmış zannederek feryadı koparır, tabiî bu korku karş.ısında da bizim yıldız kahkahayı basar. Myrna Loy daha basit bir orijinalite göstermek istemiş, yemek takımına aid tabaklardan ve bardaklardan her birini kat'iyen yekdiğerine benzemiyenlerinden intihab etmiştir. Vakit epey ilerlemiş, sade gazino değil, sokaklar da tenhalaşmağa başlamıştı. Wladimir Borisoviç garsonu çağırıp hesabı istedi. Üç dört saattir içilen votkalarla yenilen mezelerin mukabili on alh buçuk lira verdi. İki arkadaş kolkola başlan dönerek, ayaklan sendeliyerek kaldınma çıkrılar. Aynlırlarken tekrar kucaklaşhlar ve öpüştüler. Wladimir: Aferin, dedi, şu borcunu vaktinde getirip verdiğinden dolayı duyduğum takdir ve hayranlığı bir daha tekrar etme Sen'i İvanoviç seni gördüğümden liyim, Serji İvanoviç, bu paraya benim nekadar memnunum bilsen!.. Ey nasılsın de bugün öyle ihtiyacım vardı ki!.. Çeviren: bakalım.. Hay dılim kurusun, şu suali HADİYE tCLÂL sormıyayım diyorum, gene kendimi tutamıyorum.. Ne fena bir alışkanlık.. MaaBir kumarhane basıldı raafıh Serji ivanoviç seni bugün iyi göGalatada Mumhane sokağmda 23 nurüyorum. maralı evde kumar oynandığını haber Merci; Wladimir Borisoviç çok ialan Emniyet ikinci şube memurlan evyiyim.. Salı günü bana ödünç olarak velki gece bu eve anî bir baskın yapaverdığın on beş lirayı getirdım.. Görme rak kumar oynamakta olan Bahri, Keo gün evde bayram ettik. Gaz ve elektrik mal, Mustafa, Şakir ve Hüseyni cürmü tahsildarlan da şaşırdılar.. Ekmekçi der meşhud halinde yakalamışlardır. Ev sen gözlerini faltaşı gibi açtı.. Hiçbirisi mühürlenmış, beş kumarbaz da Adliyeparalannı son dakikada da olsa böyle ye teslim edihniştir. Scrji İvanoviç, seni gördüğümden nekadar memnunum bilsen.. Ey.. Nasılsın bakalım.. Hoş, bizim gibi mülteci Ruslann birbirine «nasılsın?» diye sorması saçma bir şeydir amma, dil alı^mış bir kere.. Hay alışmaz olaydı; çünkü karşındakinden: «Hiç de iyi değilim, işler berbad!» cevabmı alacağın muhakkak!.. Evet, Wladimir Borisoviç. İşler hakikaten berbad.. Sabahtanberi bütün Istanbulu altüst ettim, on beş lira bulamadım.. Halbuki, bilsen bu para bana nekadar lâzım.. Yann bütün alacaklılar kapıdadır. Günlerdenberi hepsini atlatmak için annemden emdiğim sütler tekmil burnumdan geldi. Haydi, gene birkaçma masal okuyayım.. Fakat gaz kumpanyasile elektrik şirketinin ve ekmekçinin hiç şakası yok.. Onlar hiç maval dinlemiyorlar. Yann bu on beş lira ile onların hesabını kapatmak lâzım.. Yoksa çoluk çocuğun ekmeksiz, yemeksiz ve ışıksız kaldıkları gündür.. Ah.. Ne yapacağımı, bu parayı nereden bulacağımı bilmiyorum.. Üç dört gün sonra yirmi, yirmi beş lira para elime geçecek.. Sinemalara yaphğım büyük kapı resimlerini bitirip teslim edeceğim.. Lâkin iki üç günü ekmeksiz, yemeksiz, ı§ıksız nasıl geçirece» ğiz? Vah.. Vah.. Vaziyet çok fena demek Serji tvanoviç.. O halde bu on beş lirayı ben sana borc olarak verebilirim.. Bugün ne?.. Salı.. Cumartesiye muhakkak bu paraya ihtiyacım var.. Madam ki Ben de sinema kapılan için yaptığm resimlerin parasını üç, dört gün sonra alacağım dedin, cumartesi bana mutlaka bu on beş lirayı getirip vermelisin! Çok teşekkür ederim Wladimir Borisoviç.. Sana ilelebed minnettar kalacağım.. Namusum üzerine söz veriyorum, cumartesi günü iki elim kanda olsa getirip sana paranı vermeği vadediyorum.. Sen bana bu kadar iyilık et de ona mukabıl ben sana hainlık mi yapayım? Oh.. Çok şükür.. Kanm nekadar memnun olacak.. Çocuklar kimbilir nekadar sevinecekler.. Beni ihya ettin doğrusu Wladımir Borisoviç... **# kolaylıkla alacaklarını tahmin etmiyorlardı. Çok şükür, beş on gün için herşey yoluna girdi.. Fakat Wladimir Borisoviç umumî vaziyet çok fena.. Biz böyle düşecek adam mıydık? Moskovada iken hiç hatınna gelir miydi, böyle beş on paranın lâfını edeceğimiz.. O zaman ne delicesine israf ediyorduk değil mi?.. Heyhat, şimdi?... Wladimir Borisoviç açık, son derece açık, adeta su rengi gözierinde yaşlar peyda oldu. Saçsız, parlak derili kafasını sade terini alıyormuş gibi değil de, sanki cilâlamak istiyormuş zannını vereoek tarzda mendılile sıkı sıkı kuruladı. Asabî bir teessür içinde dostunun ellerini elleri içerisine aldı. Hıçkınklarını güç zaptederek: Serji İvanoviç, dedi, zamanımızda senin gibi şahsiyetler parmakla gösterilecek derecede nadirdir. O kadar sıkıntı içinde olduğun halde vadettığin günde borcunu getirip verdin.. Benim de ona cidden ihtiyacım olduğunu düşündun.. Hayret.. Yüz bin kere hayret.. Senin bulunduğun bu ruhî halet içerisinde borcunu dakikası dakikasına, saniyesi saniyesine ödemenle.. Adeta tekrar dünyanın ve insanların değiştiğine, cihanm yeniden iyiliğe doğru gitmekte olduğuna inanacağım geliyor!. Bana sade paramı iade ettiğin için degıl, bu iyi hissi verdiğinden dolayı bilhassa minnettanm.. Ey.. Artık bunun üzerine ıslatıhr doğrusu! Garson, bize votka getır!.. Amma, büyücek bir şişe olsun!... İki dost kucaklaşıp şapurşupur öpüştüler • * • Ç Rn aksamki program J 12,30 plâkla Turk musiklsi 12,50 hava dis 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musıkLSl 19,30 spor musahabeleri: Eşref Şefık taraıından20,00 Celâl ve arkadasları tarafından Turk musiklsi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Suzan ve arkadaşları tarafından Türk musiklsi ve halk şarkıları, (Saat ayarı) 21,15 ORKF.STRA 22,15 Ajans ve Borsa haberlerl ve ertesı gunun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 23,00 SON. VIYANA: 18,05 karışık yayın 18,35 MUSİKİ19,15 karışık yaym 20,30 halk yayını ve şarkılar 21,30 eğlenceli fıkralar 22,05 MTJSIKİ 23,15 haberler, hava ve saire 23,25 DANS MUSIKISI. BERLİN: 18 05 KÜÇÜK KONSER 18,35 ŞAN KONSERI ve hikâyeler 19,05 KARIŞIK MUSIKI 20,05 gunun akisleri 20,20 ODA MUSIKISI 21,05 haberler 21,15 DANS MUSIKISİ 23,05 haberler, hava, spor 23,35 halk havaları ve eğlencell musıkl. PEŞTE: 18,35 ŞAN KONSERİ 20,30 ÇİNGENE ORKESTRASI 21,05 plyes: Harb, Claude Farrere'ın 22,15 haberler, gramofon, konferans 24,05 CAZBAND TAKIMI 1,10 haberler. BUKREŞ: 19,05 gramofon, konferans 20,50 ŞARKILAR 21,20 KUÇUK ORKESTRA KONSERI 22,35 kansik yayın 22,50 GECB KONSERI 23,50 haberler. BELGRAD: 18,50 halk şarkıları 19,25 KONSER 20,35 ulusal yayın, haberler 21,05 KONSER 21,35 SENFONIK MUSIKI 22,35 şarkılar, haberler 23,25 MUSIKI ve DANS MUSIKISI. LONDRA: 19,05 ŞAN VE VİYOLONSEL 19,45 ASKERÎ BANDO 20,35 karışık yayın 22,10 dans orkestrası 22,55 AÇIK HAVA KONSERİ 23 20 şllrler 23 35 DANS ORKESTRASI 24 35 haberler, hava, gramofon ve saire. PARİS [P.T.T.l: 18,05 ORKESTRA KONSERİ 19,05 ORG KONSERİ 19,35 ŞARKILAR 19,50 gramofon, haberler, eğlence 21,35 komedi 23 50 gramofon, hava. ROMA: 18 20 DANS MUSIKİSİ 18,55 karışık yayın 21 45 KARIŞIK MUSIKI 22,05 komedi 23,20 KEMAN KONSERI 24,05 haberler, hava 24,20 dans orkestrası. Evinin koridorlarına kauçuk döşetmiş olan Margaret Sullavan nüze çarpar. Fakat bunlann arasında ayaklan kauçuktan olan bir koltuk vardır ki üzerine oturanın ağırhğıle tabiî derhal çöker ve diğerlerinin gülüşleri arasında insanı müşkül mevkie sokar. Gayet hırçın ve hiddetli olduğu için kocası dünya yüzme şampiyonu Johnny Weissmuller'i sık sık döven Lupe Velez bazan bu kadarla kalmaz, eline ne geçerse biçarenin kafasına fırlatır. Onun için bu karı kocanm evlerinde Iâmba, kurutma tamponu ve saireden tutun da birçok eşya Iâstiktendir. ( r Paristeki infilâkların neticesi Ekseriya korkunç filimler çevirdiği için bazı geceleri uykusuz geçiren Fay Wray, nihayet rahat uyuyabilmek için evinde bazı tertibat yaptırmıştır. Arkaarkaya alh plâk birden çalan bir gramofonu kuruyor, bir taraftan ninni dinlerken Bu aksam şehrln muhtelif semtlerınde diğer taraftan bir kandılde yanan uyuş nobetçl olan eczaneler şunlardır: Istanbul cihetindekller: > Clark Gableîtn*l«vm«'lgwdiniz mi eş turuca kokulan kokluyor, bu suretle kâEminönünde (Mehmed Kâzım), Beyazıdyanın şıklığından ziyade metinhği gözü bussuz bir uyku temin ediyormuş.!. da (Haydar), Kuçukpazarda (Hikmet Ce mil), Eyubsultanda (Hikmet Atlamaz), Şehremlninde (Hamdı), Karagumrukte (PMad), Aksarayda (Zıya Nuri), Şehzadebaşında (Mustafa Hamdi), Samatyada (Erofılos), Bakırkoyde (Istepan), Fenerde (Husameddin), Alemdarda (Esad). Beyoğlu cihetindekller: Istıklâl caddesinde (Kanzuk), Yenlşehir Mankasar caddesinde (Parunakyan), Bostanbası caddesinde (Itımad), Galatada Mahmudiye caddesinde (Ismet), Taksim Istiklâl caddesinde (Nizameddin), Şişli Kurtuluş caddesinde (Necdet), Kasımpaşada (Mueyyed), Haaköyde (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Süleyman Receb), Sanyerde (Asaf). Uskudar, Kadıköy ve Adalardakiler: Uskudarda (Selimiye), Kadıköyünde Altıyol ağzında (Rifat Muhtar), Modada (Alâeddln), Buyukadada (Halk), Heybelide (Tanaş). NÖBETÇİ ECZANELER Amerikada gösterilen yeni filimler *) Eski hatıralar VEFAT Temyiz mahkemesi azalanndan Su ad Karanla Muhakemat müdür mua vini Muzafferin babaları Ziraat Ban kası mütekaid müdürlerinden Hasan Lutfi vefat etmiş, cenazesi Feriköy mezarhŞına defnedilmiştir. Ailesi ve mahdumlan cenaze merasimine iştirak edenlere saygılarını sun maktadırlar. Adapazarında yangın Adapazarı (Hususî) Burada büyük ve bütün Adapazarım heyecana düşü ren bir yangın çıkrruş, bir kahve, bir berber, bir de manav dükkânı kâmilen Katherin Hepburn ve Franchot Tone «Eski hatıralar» filminde yanmıştır. Yangımn sebebi henüz anlaBu filmin ingilizce ismi «Quality siyon haline koyuyorlar, bu suretle geçişılamamakla beraber kahvede yatanların bıraktığı ateşten çıktığı söylen Streeb> tir. Fransızca adını «A travers le niyorlar. Harb gürültüsü geçiyor, doktor Brown mektedir. Halkın ve Itfaiyenin çalış passe» koymuşlar. Biz de «Eski Hatıramasile yangının önune geçilmiştir. lar!» dedik. Kordelâ R.K.O. Radio şir yüzbaşı rütbesile köye dönüyor. Yaşlanketinindir. Nevyork'ta gösterilmektedir. mış olan iki kızkardeşle hiç alâkadar göMevzuu şu şekilde hulâsa olunabilir: rünmüyor. Halbuki Phoebe hâlâ onu 1805 senesindeyiz. Bir Ingiliz köyün sevmektedir. de Phoebe ve Susan Throssel isminde iki Köyde bir balo veriliyor, Phoebe her kızkardeş, «Quality Street» teki harab zamanki lâkaydisini bırakarak bu toplanevlerinde oturmaktadırlar. Orada bir de tıya fevkalâde süslenmiş olarak gidiyor. Onumüzdeki cumartesi Walentin< Brown isminde gene bir Doktor Brovvn kızı tanıyamıyor. Kardeakşamından itibaren doktor vardır. Köyün bütün kadın şi onu gene amcazadeleri Olivia olarak ROBERT TAYLOR'un ları bu doktora âşıkbrlar. Kızlar dok takdim ediyor. Doktor sahte Olivia ile tercih ettiği yıldız tor Brown'ın tavsiyesi üzerine birikmiş fevkalâde meşgul oluyor ve ona aşkını paralarile Londradaki bir şirketin tahvi itiraf ediyor. lâtını satm alıyorlar. Şirket iflâs ediyor, Neticede ortada Olivia diye bir şahsizavallılar fakrü sefalet içinde kalıyorlar. yet mevcud olduğu meydana çıkıyor. tarafından oyoanmı; Fakat Phoebe bu hareketinden dola Phoebe ile doktor Brown evleniyorlar. yı doktora kızmıyor, çünkü onu seviyor Phoebe'yi Katherine Hepburn, dok ve bir gün gelip kendisile evlenecegini u tor Brown'ı Joan Gravvford'un kocası muyor. Derken Napolyon'la İngilizler a Franchot Tone oynuyor. Amerikalı müFrans;zca sözlü aşk, ihtiras rasında muharebe başlıyor, doktor Ingiliz nakkidler filmi methediyorlar. Fakat ve kahramanlık filmi ordusunda vazife alarak harbe gidiyor. costume olması dolayısile bizde pek tuKızlar da aç kalmamak için evlerini pan tacağmı zannetmiyoruz. Evlâdlık istiyenlere Şehremininde Odabaşı mahallesinde 3 numaralı Hüseynin evinde oturan Safranbolulu Fatma isminde fakir bir kadm, beşer aylık biri kız, diğeri er kek iki küçük çocuğile gene biri sekiz, diğeri dokuz yaslarında diğer iki erkek çocuğunu evlâdlık olarak vermek istemektedir. Böyle bir evlâdlık almak is tiyenler, yukarıki adrese müracaat edebilirler. Pariste, Patronlar kongresinde ve Presbourg caddesinde meçhul şa hıslarm koyduğu bombalarla infilâk olduğunu yazmıştık. Resimlerimiz baştan aşağı tahribe uğrıyan binalan göstermektedir. Uful eden sanşın yıldız JEAN HARLOW'un İKİ KARILI KOCA POWEU LOV ölümünden iki ay evvel çevirdiği Osmanh Bankası İ L Â N %5 faizli, 1909 ihraclı İstanbul Şeh remaneti İstıkraz tahvilâtına aid 54 No. h, 15 eylul 1937 vadeli kuponun 15 ey lul 1937 tarihinden itibaren Osmanlı Bankasımn İstanbul ve Londra mer kezleri gişesinde, tahviller damgalan mak suretile, birlık kupon başına L. 0,7 hesabile tedive edileceği, mezkur tahvilât hâmillerinin malumu olmak üzere ilân olunur. Görmek için biletlerinizi evvelden aldınnız. Müessir ve hissî bir mevzuda olan bu parlak ve şık film emsalsiz bir muarrakiyet kazanacakbr. Telefon : 41656 SARAY sinemasında Bu akşam Fransızca sözlü büyük filmi BARBARA STANWICK ve PRESTON FORSTER ilâveten : FOX JURNAL son dUnya havadisleri. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ İSTİKLAL SAVASI Mes'ud bir evlenme 18 eylul pazartesi gecesi Tokatlıyan otelinde yapılacak olan Gümüşane •meb'usu Ali Şevketin kızmın evlenme merasimi 24 eylul çarşamba gününe bırakıldığı haber almmıştır. ^^^^•^••••^ Bugün saat 2,30 da ^•"•^^•^™ A S R İ Bir gecenin ve skandalı KLARK GABLE CONSTANCE BENNETTE 2 büyilk filmle yeni sinema mevsimini açıyor. S i N E M A tarafından aşk ve ihtiras filmi tarafından teessur ve heyecan film' Sinemamız, 1937 modeli R. C. A FOTOFON ypni makineîer'e RICHARD TALMADGE ve LUNA VVALTERS Cesur Muhbir CEZAYİR BATAKHANELERİ Eli kanlı bir sergerdenin heyecanlarla dolu aşkı ve maceraları AŞK KAN GUZELLiK • MACERA İHTİRAS ve SERGUZEŞT ŞAHESERİ NtĞDEDE Halil Kitabevi Cumhuriyet Gazetesinin ve bütün mekteb kitablan, kırtasiye, gazete ve mecmuaların tevzi yeridir. Yarın akşam i P E K' t e