12 Eylül 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

12 Eylül 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 12 Kylul 1937 Atatürkü dinlerken: Vaian ve Hürriyet {Baştaraft 1 inci sahUede) îki arkadaş atlanna biniyorlar, evvelâ Mustafa Kemalin staj yaptığı 30 ııncu süvari alayı kumandanının yanma gidi yorlar. Mustafa Kemal alay kumanda nma soruyor: Alaymız bir vazife almış gidiyor. Bu alay içinde kumanda etmekte olduğum bir bölük var; benim de beraber gitmekliğim tabiî değil mi? Niçin bana haber vermediniz? Kumandanın cevabı: Siz bu alayda stajiyersiniz. Ku manda ettiğiniz bölüğün asıl kumandanı bölüğün kumandasını almıştır. Siz erkânıhafb zabitisiniz; böyle çetin işlere gelemezsiniz. Ben sizin Şatnda kalıp istirahat etmenizi tercih ettim. Maaşıııız verilecektir, merak etmeyiniz. Mustafa Kemalin aldığı bu cevab, pek tabiî olarak, Müfidin 29 uncu süvari alay kumandanından alacağı cevabın aynı olacaktı. Piyanko dün çekildi Dün çıkan en büyük ikramiye olan 12 bin lirayı 17406 numara kazandı mı kusurlarından dolayı affetmiş olacak fidle beraber Kuneytara şarkında bir hasib kim ise bu işi ona hallettiririz. Betır. Bir adamı kusurlarından affetmek Çerkez köyüne gidiyor. Köylü bu gelen nim riyaziyeciliğim bu hesab meselesine bin adamın kusurunu ele geçirmek için leri ilkönce iyi görmüyor; iyi karşılamı akıl erdirmeğe kâfi gelmiyor. Efendiler, yor, bunları da soyuculardan sanıyor. ben namuslu bir adamım. Benimle arkayapılabilir bir fedakârlıktır.» Yirmi üçüncü tertib Tayyare piyan 25325 25354 25491 25494 25800 26218 Mustafa Kemal bu mülâhaza ile ona Buna rağmen Mustafa Kemal ve Mü daş olanlann da namuslu olmalan gerek gosunun beşinci keşidesi dün Beyoğlun 26371 26567 26917 26970 27471 27737 söz verdi; Müfid de kendisine iltihak etti. fidi alelusul evlerine kabul ediyorlar. tir. Sizin bana bahsettiğiniz hesablara da Asrî sinemada çekilmeğe başlamış 28047 28289 28353 28363 28629 28637 Mustafa Kemal bir müddet bu köylüîer benim aklım ermiyorsa ve bunu Şama tır. Bu keşidenin en büyük ikramiyesi 28684 28777 29177 29495 29504 29519 Havran köylerinde gatp le konuşuyor ve çok geçmeden onlar gönderip tetkik etmeği teklif ediyorsam olan 50 bin lira dün çıkmamıştır. Nu 29569 30265 30281 30398 30572 30618 Şamdan çıkan müretteb büyük kuv 30920 30984 31149 vet, sanki bütün Havranı sömürecek gi Mustafa Kemalden hoşlanıyorlar, Ona buna birşey demeğe hakkınız olmamalı maraların çekilmesine bugün de devam 30633 30693 30858 olunacaktır. Dünkü keşidede ikramiye 31809 32006 32015 32106 32493 32511 bi, tertibat almıştır. Havran muhtelif söz veriyorlar: «Siz, diyorlar, ne derse dır. Yarın Müfidi Şama göndereceğkn. kazanan numaralar sıra tertibile aşağı 32559 32682 33255 33337 33357 33483 Mustafa Kemal kuvvetçe ve muhitçe mıntakalara ayrılmış, her mıntakaya bir niz yaparız, fakat devlet diye şimdiye 33521 33735 33917 33973 34214 34272 kadar kafamızı ezen bu idarenin emret öyle tedbirler almıştı ki bu hesab sah dadır: kuvvet tahsis olunmuştu; bunların va34424 34499 34518 35288 35295 35708 tekârlan ona mukavemet edemiyecek zifesi o mıntakadaki köyleri soymaktı. tiğini yapmayız.» 35881 36261 36443 36536 36920 37006 lerdi. Namuskârane bir anlaşma İlk Havran köyünde Mustafa Kemal 37152 37280 37472 38146 38357 38546 Kuneytaradan Şama: Müfit Kuneytara civarındaki Osmanlı kuv ve Müfid, bölük kumandanının misafiri 39393 39590 39677 Müretteb kuvvetler hırsızlan çok dikvetleri oradaki köylerden birini imha et olmuşlardır. Köy odasında, piliç kızartmaları ve diğer nefîs yemekler yeniyor. mek için yukarıdan bir emir alıyorlar. Bu katli idiler. Onlar Mustafa Kemali imErtesi sabah Mustafa Kemal, yüzbaşı köyün üzerine sevkedilen kuvvetin ku ha etmeği düşünmüşlerdi; fakat Mustafa 55 199 229 362 499 1063 ya şu teklifte bulunuyor: «Seyahatimiz mandanı Bay Lutfidir. Mustafa Kemal Kemal bunu anlayıp tedbirli bulundu ve 1214 1874 2035 2150 2159 2226 esnasında müşterek masraftan hissemize ve Müfid bu harekette sakitdirler. Tam Arkadaşı Müfidi Şama gönderdi. 2319 2323 3157 3192 3271 3289 3314 3351 3608 3612 3889 3975 düşeni hemen mi verelim? Yoksa en so köyün karşısına gelindiği zaman inanıl Dürzü sınırlarında Mustafa Kemal Artık Mustafa Kemal, akılda tutul 3967 4063 4149 4333 4372 4532 nunda tediye etmek üzere bir defter mi mıyacak bir manzara görülüyor: Bu tek 4596 4601 4663 5056 5070 5089 köy o gelen bütün Osmanlı kuvvetini ması lâzımgelen adam olmuştur. Osmantutarsınız?» 5570 5913 5978 6116 6206 6395 tki arkadaş, boynu bükük, O, defter tutmak usulünü tercih etti mağlub edebilecek tertibat almıştır. O lı kuvvetleri Cebelidüruzla karşı karşıya6488 6490 6558 6598 6650 6853 çıkıyorlar vakit kuvvet kumandanı (Bay Lutfi) dır. Osmanlı kuvvetlerinin merkezi «Busve öyle yapıldı. 6986 7038 7054 7095 7149 7169 Havranlı köylüler, hergün ve her ge Mustafa Kemale müracaat ediyor, «Ne rulharir» dir. Osmanlı devrinde bu «Bus' Müfid şu mütaleada bulunuyor: Sü 7274 7297 7310 7421 7464 7716 muvaffak vari fırkası kumandanına şikâyet etmek... ce, bir takım insanlar ve bu insanla yapalım?» diyor. İtiraf etmek lâzımdır rulharir», Dürzülerin daima 8085 8436 8560 8767 8778 8892 Mustafa Kemal buna lüzum görmüyor: nn bindiği hayvanlar tarafından, yiye ki Mustafa Kemal bu köyü mahvetmek oldukları bir merkezdir. Mustafa Kemal 8966 9154 9180 9268 9281 9316 Müfidciğim, diyor, bunlar o ku cek itibarile, mahvediliyor, bu kâfi de istemiyordu; çünkü o bu köy halkını orada bir Türk kumandanının mezar ta9552 9619 9715 9881 10278 10299 655 763 2642 3640 7312 14982 mandanla beraberdirler. Ona müracaat ğilmiş gibi o insanlardan on senelik ver inkılâb ve ihtilâl namına kazanmış bulu şmda şu yazıyı okudu: 10320 10374 10523 10576 10602 10667 15289 21295 23636 26757 27346 28639 «Hüsnü Bey Karrasede kurban tan birşey çıkmaz. Ordu kumandanına gi isteniliyor, herkes kudretine göre bir nuyordu. 10676 10731 10944 11179 1122511251 29706 36514 38604 39438 39743 gibi oldu şehid» Şimdi emir ve kumanda Mustafa Ke11267 11360 11474 11722 11731 11747 gidelim. Belki ondan da birşey çıkmaz; veya beş mecidiye, bir veya iki lira ve male intikal etmişti. Mustafa Kemal bir 11893 12000 12295 12304 12374 12426 fakat hiç değilse şikâyetimizi umumileş rerek kendini kurtarıyordu. Bölük ku Karrase, Mustafa Kemalin mensub 12456 12515 12523 13108 1312713443 Mrmiş oluruz. mandanı bu işte son derece meharetli kısım kuvvetleri Müfidin emrine vererek olduğu kuvvetlerin bulunduğu Basrulha 1274 6870 7042 7371 8194 9772 13675 13826 14380 14517 14583 14750 bir adamdı. Havranhların Osmanlı îm onu bir istikamette köye sevketti ve di ririn yakınında bir yerdir. 10777 10915 11988 13585 17935 20818 îki arkadaş mutabık kalryorlar. 14761 14828 14988 15249 15399 15840 Basrulharir merkezinde toplanmış o 23604 23631 24197 25228 25488 25588 Ordu kumandanı müşir Hakkı Pa paratorluğuna asi olduklannı ve bu adam ğer bir kısım kuvvetleri de Çerkez ko 16041 16188 16266 16363 16537 16575 lağası Bay Mehmedin kumandasında lan Osmanlı kuvvetleri talim ve terbiye 25882 26299 28890 29515 31563 34656 lan mahiv ve kahretmek lâzım geldiği şadır. 16600 16734 16956 17299 17344 17413 ni bir hüküm olarak tatbik ediyordu. olarak merkezden hücuma kaldırdı. Mus ile meşguldürler. Onun yukarısında Dür 35653 35683 35918 36535 36837 38365 Müracaat usulsüzdür 17479 17583 17727 17789 1813818181 Mustafa Kemal ve Müfid bu hükmün tafa Kemal, Müfidi öyle bir cepheye züler gayet kuvvetli süvdri ve piyade kı18315 18473 18775 19014 19058 19100 Iki erkânıharb yüzbaşısı, doğrudan yanhşlığını, yerinde ve gözlerile, görü sevketmişti ki Müfid buradan hücum e taatile, bir gün, bu Osmanlı kuvvetine 19159 19164 19324 19428 19618 20447 doğruya, Müşir Hakkı Paşanın resmî demezdi ve esasen hücum etmemesi lâ taarruz ediyorlar, taarruz eden kuvvet yorlardı. 20620 20678 21156 21178 21339 21670 317 387 482 559 697 1221 makamının kapısına gidiyorlar ve yaveri zımdı; çünkü o köyün halkı daha evvel ler çok faiktır. Talimhanede bulunan Os21808 21833 21943 21951 21963 21986 2219 4265 4473 4779 5032 6732 Iki ayn düşünce: Biri para toplamak vasıtasile müşir paşayı görmek istedikleMustafa Kemale bağlılık sözü vermişti. manlı kuvvetlerinin kumandanı derhal 22081 22260 22353 22511 23137 23204 6912 8041 8685 9495 10936 15134 rini arzediyorlar. Hiç vaki olmamış bu ve bu parayı paylaşmak düşıincesi, diğe Çerkez Bay Mehmed aldığı emir üze 23358 23428 23909 24187 24319 24652 Mustafa Kemale müracaat ediyor: Ne 15325 17166 17351 17917 17948 18444 hareketi müşir paşa çok küstahane telâkki ri bu para toplama mezalimine isyan et rine merkezden hücum etti. Mustafa 24807 24814 24886 24969 24994 25156 yapalım? diyor. Mustafa Kemal cevab 19344 19345 20945 22934 24747 25563 ediyor ve onları kovuyor. Sokak ortasın mek düşüncesi... Kemal, daha ziyade bu Bay Mehmedi veriyor: «Talim ve tatbikatınıza devam 27351 29626 30425 30466 30698 31412 25319 25484 25660 25671 25717 25729 da kalmış gibi bir vaziyette iki arkadaş Kuneytara'da takib için, onun peşi sıra giderek köyün buyurunuz.» 25859 25920 26142 26276 26316 26557 31486 31856 32824 33166 33504 34034 artık birbirile konuşamıyacak kadar mü26621 26729 27174 27266 27907 28049 Mustafa Kemal ve Müfid, Osmanhlık içine girdi. Kumandan telâşla: Fakat görmüyor 34362 34898 36045 37525 37672 37724 teessirdir. Nihayet Mustafa Kemal, namı altında yapılan bu büyük haydud28324 28393 28439 28449 28568 28887 Burada Mustafa Kemalin gördüğü musunuz, hücum ediyorlar demesi üze 39583 39856 Müfide: 28996 29047 29048 29591 29630 29887 luğun ne olduğunu anlamışlardır. Bunu manzara şu idi: Köylüler Çerkez Bay nne Mustafa Kemal şu cevabı veriyor: 29918 30005 30036 30184 30389 30493 Biz de gideriz. yapanlar hakikaten haydud insanlardı. Mehmedi kuşatmışlar, taş ve topaçla öl «Evet görüyorum, ancak ben onlan bili299 333 562 767 872 1113 30426 30563 30823 30875 30886 30935 Diyor. Müfid soruyor: Bu hakikati anladığı dakika, Mustafa dürmek üzere idiler. Bu sırada idi ki nm; onlar namuslu adamlardır. Kendile1997 2214 2264 2589 2835 3142 30948 30949 30950 31214 31356 31430 Nasıl? Mustafa Kemal köye girdi; Köylüler rine silâh kullanmıyanlara karşı silâh atKemal, Müfide şu sözleri söyledi: 3853 3868 3878 4613 4915 4944 31538 31819 31821 32151 32182 32256 Olduğumuz gibi... Yani şim<li atkendısini görünce etrafını aldılar ve: mazlar.» Hatırlar mısm Müfid, Şamdan bu 5979 6082 6257 6631 6788 7213 32331 32389 32455 32478 32806 32906 ! anmıza binmiş bulunuyoruz; emirber «Sen ne dersen o olsun» diyerek Bay Nitekim öyle oluyor. Osmanh kuvvetkuvvete iltihaka karar verdiğimiz daki 7551 7665 8003 8068 8086 8228 32997 33082 33507 33623 33678 33686 neferlerimiz de var. Havrana giden kuvMehmedi Mustafa Kemale bağışladılar lerine hücum edenler mukabele görme 8418 8596 8850 8857 8998 9011 33990 34046 34056 34154 34179 34258 kada karşıma bir süvari mülâzimi çık vete, olduğumuz gibi iltihak ederiz. ve affettilerr i .t « ajnj^n ,j, yince. s.aşmyorlar, konuşacak adam an 9630 9949^ 10313 10409 10803 10931 34278 34593 34929 35014 35033 35047 mıştı, bana: «Beyim, size büyük hür Bu olur mu? 12409 11306 11585 11645 1178712011 35111 35324 35411 35616 35625 36707 O köyde bir seans yorlar, metim vardır. Bu sefere gitmemenizi Niçin olmasın? •12833 13047 13068 13071 12652 12670 36824 36875 36880 37016 37022 37051 Onlarla Mustafa Kemal konuşuyor, Mıihtann odasında... Mustafa Ke tavsiye ederim» demişti. Ben sormuş13583 13605 13715 13831 13352 13385 Ve, Mustafa Kemalin dediği gibi, 37580 37653 37685 37860 37945 37984 tum: Niçin? Süvari mülâzimi şu cevabı mal, Müfid, kumandan Lutfi ve köy kendilerini o gece misafir ediyor, şefle 13848 14261 14328 14644 14713 15105 38235 38335 38462 38563 38580 38602 idiyorlar. rile arkadaş oluyor ve ertesi gün hepsini vermişti: «Hayatınız tehlikeye girebüir ağası. 15183 15586 15727 15803 15827 15882 38768 39161 39217 39301 39421 39467 Şam Şemiskin yolu üzerinde Mustafa Kemal söylüyor: «Bir he yerlerine iade ediyor. de, onun için.» Ben bu adama tekrar: 16073 16862 16926 17027 17043 17081 39623 39802 39881 39930 39932 Iki süvari alayı, birçok topçu batar Niçin? dedim. O bana «Seni öldürürler. defe, bir emele yürüyeceğiz. Birbirimizi Bir sahtekârlık 17165 17393 17950 17982 18059 18379 Talihliler yalan ve esterli piyade taburları, büyük Bilemezsiniz ve düşünemezsiniz beyim; tanımıyan kuvvetleriz. Bu hedefte, bu eBu hâdisenin ertesi günü Şam jan 18398 18479 18549 1912819221 19394 Dün çekilen 12 bin liralık büyük ikbir kuvvet halinde, yürüyorlar. Bu kuv bugün bütün Suriye ordusuna şamil bir melde beraber kalacak mıyız?» Hep bir darma kumandanı olan bir miralay, mü 19865 19880 19931 19990 20171 20190 ramiye Beyoğlu tstiklâl caddesindeki vetlerin kumandanı Bay Lutfidir. Mus müşterek menfaat vardır; siz bu menfa den «evet» diyorlar. Bu «evet» sözü bir retteb kuvvetin bulunduğu yere gelmişti. 20250 20352 20427 21054 21110 21183 tafa Kemal ve Müfid, ellerinden alınmış ate mâni olacak gibi görünüyorsunuz; müıhür ve imzadan daha yüksek bir na Kumandan Bay Lutfi ile görüşüyordu. 21389 21412 21560 22003 22111 22338 Yıldırım gişesinden satılan 17406 nu olan bölüklere iltifat etmiyerek, atlarını bunu kimse kabul etmez, hayatınız mev mus sözü olarak alınmıştır. Bugün dahi Mustafa Kemal de bu içtimaa davet c 22475 22638 22691 22696 23011 23163 maralı bilet sahibi Galata Getronagam Ermeni mektebi talebesinden Jirayir bu kuvvetlerin başının yanma sürüyor zuubahstir» cevabını vermişti. onlar Mustafa Kemale vermiş oldukları lunmuştu. Şam jandarma kumandanı 23461 23524 23527 23618 23797 23994 ismindeki bir talebeye çıkmıştır. lar ve: «Biz de beraberiz efendim» di püskürtülmesinden dolayı 24137 24277 24658 24793 25041 25307 Işte Mustafa Kemali bu seyahate sev sözü, ve Mustafa Kemal onlara verdiği Dürzülerin yorlar. Henüz bu iki adamı tanımamış o keden âmil o adamın musırrane sözleri sözü tutmakta<hr. Bay Lutfiyi tebrik ediyordu. Çok na Mesele ölmekte değil, ölmeden lan kumandan onların yüzüne bakma olmuştur. muslu bir adam olan kumandan: Hayır, kânın içini görmek istiyor, giriyor, raf Ordugâhta bir âdilik idealimizi yaratmak, yapmak ve yerleşmakla ve sadece selâmlarını iade etmek Müfid, Mustafa Kemalin yanına ge diyor, biz püskürtmedik; onlar gittiler. larda bir takım hafif eşya var. Ortada Kuneytara ordugâhı tirmektedir. Dedi. le iktifa ediyor. Başka konuşma yoktur. Jandarma kumandanı ısrar ediyor: uzun bir masa duruyor. Bunun üstünde liyor ve şunlan söylüyor: • Kuneytara, Osmanlı Türkleri tarafınBundan sonra doktor Mustafa, bü Kuvvetler, o günün akşamı 5emis Hayır bu meseleyi zatışahaneye arzeder felsefeye, inkılâba, sosyalizme, tıbba aid Bütün bu seyahatte çok para ka kinde çadırlı ordugâhta, son neferine dan Türk Çerkezlerinin oturup yerleş zanılmış, benim hisseme oldukça altın ken behemehal, «püskürtüldü» diye yaz fransızca kitablar var. Mustafa Kemal tün hararetile Mustafa Kemale bağlankadar yerleşiyor. Yalnız açıkta ve aç melerine tahsis edilmiş bir köydür. O köy isabet etmiş. Dün akşam bu altınları ba mak lâzımdır mütaleasında bulunuyor • bunlan kanşürıyor ve ticarethane sahi dı. O gece orada inkılâb yolunda çalış kalmış iki adam var: Mustafa Kemal ve civarında bir ordugâh kurulacaktı. na getirdiler; vermek istediler. Ben te du. Şam jandarma kumandanı zatışaha bine soruyor: ve Müfid. Onlarla kims« meşgul değil Mustafa Kemalin ve Müfidin nasıl adam reddüd ettim. Bu tereddüdün sebebini neye yazılacak telgrafın müsveddesini Siz tüccar mısınız, filozof musu mak üzere bir cemiyet kurulmuş ve buna Vatan ve Hürriyet adı verilmişti. dir. Yalnız geceyarısına doğru onların lar olduğu anlaşılmıştı. Ordugâhın ku soranlara: «Çünkü bu, bizim alışmadığı kaleme almasmı Mustafa Kemalden rica nuz, doktor musunuz, nesiniz? Suriye Makedonya emirber neferleri büyük bir âlicenablık rulması kendilerinden rica edildi; iki ar mız şeydir; arkadaşım Mustafa Kemal etti. Mustafa Kemalin cevabı şu olmuşTüccar, Mustafa Kemale şu cevabı kadaş bu vazifeyi yapmağa gittiler. tu: Mustafa Kemal Suriyede mümkün ola bu iki arkadaşa kendi evlerini teklif veriyor: «Tüccarım, bu kitablar eskiden bunu tervic ediyor mu?» diye sorduğum ordugâhında heyecan zaman bana: «Mustafa Kemale senin Ben böyle bir sahtekârlığa âlet o kalmış şeylerdir. Unutmamak için ara lanı yaptıktan sonra Makedonyaya ge ediyorlar. Bu ev, neferlere tahsis olun Kuneytara Ordugâh Kuneytaranın yanında ku aldığının birkaç misli verilecektir. «Dedi lamam. Esasen ortada galib mağlub da sıra okurum.» çiyor ve Şamdaki eserini Makedonyada muş çadırdır. Neferler: «Biz açıkta kalaAradan günler geçiyor. Bir gece Mus da kuruyor. lım, ziyanı yok, siz çadıra buyurunuz» rulmuştu. Oranın Çerkez Türkleri o ka ler; ben de «müsaade buyurunuz, bir ke yoktur. Fakat hakikati söylemek lâzımsa tafa Kemal, Müfid, doktor Mahmud(4) Evrensel ve tarihî işin, 1908 inkılâ diyorlar. Biraz sonra da daha büyük bir dar misafirperver davrandılar ki her ge de kendisinden sorayım» cevabını ver onlar kazandılar. Şam jandarma kumandanı: Sen henüz ve Lutfi, tüccar Mustafanın evine gidi bmın esasını Şamda, doktor Mustafanır ülüvvücenabla bu iki arkadaşa, içerleri ce davetler yapıyorlar, misafirlere çerkez dim. ne saman doldurulmuş iki çuval getiri tavuğu yediriyorlardı. Bir gün, kuvvetler Müfidin bu sözlerini dinliyen Musta cahilsin; zatışahaneyi anlamamışsın dedi. yorlar. Şamın çıkmaz karanlık bir soka evinde aramak lâzımdır. (1) Kırşehir saylavı Bay Müfid Özueş. yorlar ve bunları yatak diye yere seri kumandanına şöyle bir haber geldi: El fa Kemal, arkadaşmın bir hataya düşmüş Mustafa Kemal bu sersem adama şu ce ğmda bir evin kapısını çalıyorlar. Tüc (2) Tâlan edilmiş mallar. raftaki Çerkezler ordugâhı basacaklar... olmasından ürkerek: «Sakm, paraları al vabı verdi: Ben cahil olabilirim, fakat car Mustafa, elinde bir lâmba ile kapıyı yorlar. (3) Çorum saylavı Dr. Bay Mustafa Bu haber Mustafa Kemale kadar intikal mış olmıyasın?» diyor ve Müfidin der zatışahane olan zatın cahil olmaması ve açıyor, «buyurunuz» diyor. Ertesi gün süvari 30 uncu alayın böCantekln. Şamda dünya karanlıkhr; bu ev de (4) Mustafa Kemalin müfrid inkılâbcı lük kumandanlarından bir yüzbaşı gece etti. O, şu kararı vermişti: Vaziyeti gi hal «hayır» djye cevab vermesi üzerine sizin gibilerin mahiyetini anhyabilmesi lâzırrhdır. karanlıktır. O gece, yalnız, doktor veya arkadaşlarından biri. yi aç geçirmiş olan Mustafa Kemal ile dip kendi gözile görmek. Bunun üzerine ona şu sözleri söylüyor: tüccar Mustafanın elindeki lâmba ışık Netice Müfid, sen bugünün adamı mı olMüfidi kendi çadırına davet ediyor, on Müfide: «Benimle beraber gel» dedi ve Atinadaki feci kaza iki arkadaş, yanlannda birer emirber ne mak istiyorsun yoksa yanmn adamı mı? Bu yazmın başmdaki ilk cümleye dö vermektedir. lara bir çay ziyafeti veriyor. Atina 11 (Hususî) Dünkü otomobil Toplantı doktor ve tüccar Mustafanın Müfid, zaten teklif edilen parayı ka nelim: Şamda, Hamidiye çarşısında, üç Bu yüzbaşı vaziyeti ve bunu icab et feri olduğu halde, dörtnala sürdükleri atkazasında buradaki İngiltere elçiliği tiren ve idame ettirmekte olan adamla larile garb istikametinde yol almağa baş bul etmemiş olmanın verdiği bir gururla Türk zabiti. Bu zabitler Mustafa Ke evinin bir odasında oluyor. İhtilâl yapmalı, inkılâb yapmalı. maslâhatgüzarı Roberç'le birlikte otomal, Müfid ve Lutfidir. Bu Lutfi Havrın gizli noktai nazarlarını senelerden ladılar. Bir aralık bir tepeye geldiler; ve pek samimî bir ifade ile: mobilde bulunan îngüterenin Bağdad Bunu söyliyen doktor veya tüccar Elbette yannm adamı olmak iste ran harekâtını idare etmiş olan kuman beri devam eden tecrübesi sayesinde bi atlardan indiler; Mustafa Kemal o tekonsolosu Trapman da ölmüş ve gene dandır. Çarşıda yürürlerken Mustafa Mustafadır; devam ediyor: liyordu. O, Mustafa Kemal ve Müfide penin üstünden karşıdaki vaziyeti tesbit rim. otomobilde bulunan Trapman'm karısı Ben Tıbbiyenin son sımfında iken çok ağır surette yaralanarak hastane etti ve gece vakti Türk ordugâhına basDiyor. Mustafa Kemal kendisini tak Kemal dikkat ediyor: Bay Lutfinin ayaşu teklifte bulunuyor: Arkadaşîar, görüyorsunuz ki size kın yapacak olan bir cemmi gafirin ora dir ediyor «elbette alamazsın; ben de ğında çizme pantolunu var; fakat kun bu emeli takib ettiğim için evvelâ meh ye nakledilmiştir. Kaza, Maraton gö terhanede yattım. Sonra sürüldüm. Çok lüne giderken 17 nci kilometroda bir asla kumandanlık vazifesi vermiyecek da toplu olduğunu gördü. Tam bu es almadım ve alamam» hükmünü veriyor. durası bir çizme değil, alelâde bir ayakkabıdır. Bu, eğer bir yanlışlık eseri değil kıymetli arkadaşlarımız vardır, inkılâbı dönemeç yerinde otomobilin hendeğe nada idi ki karşı taraf kuvvetleri Mustafa Sahtekârlann orduca teşhiri lerdir. Bunun sebebleri vardır. Fakat yuvarlanmasmdan ileri gelmiştir. OtoBir gece Mustafa Kemalin ordugâh se, muhakkak bir sefalet manzarasıdır. yapmalıyız. bana hususî bir vazife verilmiştir. Eğer Kemali görmüşler ve beş on misli süvari mobil direksiyonunun bozuk olduğu Mustafa Kemal bunun sebebini Bay Müfid ayağa kalkarak bağmyor: siz bu vazifemde bana kontrolör olmak kuvvetile Onun üstüne saldırmak üzere taki çadın sanİFyor. Kendisi ölümle tehanlaşılmıştır. harekete geçmişlerdi. Mustafa Kemal sü did ediliyor, hesab ve kitablara mâni ol Lutfiden soruyor. O, şu cevabı veriyor: Behemehal yapmalıyız. isterseniz ben bunu temin ederim. Yal Kemal, hakikat gördüğün gibidir. Bu kadar ciddiyet ve kat'iyet karşı Yunan bankasında hırsızlık nız şimdiden söylemeliyim ki bu kontrol kunetini bozmaksızın Müfide şunu söy mak istediği için... Bundan başka pantolonum yok. sında Bay Lutfi: Ben, diyor, çoluk ço Atina 11 (Hususî) Yunanistan banMustafa Kemal bunlara şu sözleri neticesini kimseye bildirmiyeceğinize da ledi : «Atına bin ve beni takib et...» MusUç arkadaş çarşıda yürüyerek bir kö cuk sahibiyim. Namuslu bir adam oldu kasının Atinadaki bir şubesinden 18 ir bana namusunuz üzerine teminat ver tafa Kemal, Müfid ve emirber neferler söylüyor: atlara bindiler; Mustafa Kemalin delâ Arkadaşîar, ben gerçi mektebler şede, içine ancak iki üç adam sığabile • ğum için size tâbi olurum, fakat benden milyon drahmilik banknot çalınrmştır. meniz lâzımdır. Banka, hemen tetkikata başlamış ve Mustafa Kemal, Müfidin yüzüne bak let ettiği istikametlerde dörtnala yol al de riyaziye okuyup öğrendim fakat bu cek, hücre kabilinden bir dükkânın önü birşey beklemeyiniz. çalınan banknotların beşer bin drah. O dakikaya kadar arkadaşlannı sadetı ve kendi kendine, şöyle bir muhakeme dılar. Bu suretle düşmanı şaşırtarak ka sizin hesablannızdan birşey anlamam. ne geliyorlar. Burası tüccar Mustafa • milik serilerden olduğunu tesbit ede yaptı: «Bu adamın yapacağı şey, belli rargâha geldiler. Mustafa Kemal düş Tabiî sizin hesablannız en doğru olmak nın (3) ticaretihanesidir. Dükkânın önün ce dinliyen Mustafa Kemal: «O halde rek tedavülde bulunan bütün beşer bin diyor, siz buradan derhal gidiniz; bizim drahmilik banknotların değistirilmesini ki netice itibarile söylenmemek icab e man vaziyetini izah etti. Artık ordugâh icab eder; fakat bunu oTdu merkezinde de duruyorlar. Ayağmda ayakkabı ye ta Onun sözü dinleniyordu. Kumandan kontrol ettirmekten çekiniyor musunuz? rine nalın bulunan bir adam takır tukur bundan sonra konuşacağımız şeyleri sizin ilân etmiştir. Bundan başka banka ıdaden hicablı bir şeydir. Hiçbir şey yapyürüyerek kendilerine doğru geliyor ve dinlemeniz caiz değildir.» Buna «hayır» cevabı alınca: resi hırsızlığın meydana çıkarılması mamaktan ise bu insana hicab veren me Lutfi bu izaha göre tedbirler aldı ve ÇerO gittikten sonra orada kalanlar inkı için umum emniyet direktörlüğü emri O halde, diyor, mesele yoktur; dükkânda oturacak yer olmadığı için dükkezlerin hücumu vâki olamadı. selenin mahiyetini anlamak kendisi ve lâptan, inkılâb yolunda ölmekten bahset ne 500,000 drahmi vermeğe karar ver ;;,a^» ed°rseniz yarın bir arkadaşımızı kânın önüne birkaç sandalya koyduru Kuneytara şarkında bir köyde arkadaşı için bir kazancdır. O, bu tecrüo yor. Mustafa Kemal meraklıdır: Dük tıler. Mustafa Kemal: miştir. ma gör' ririz; orada en yüksek mubeyi yapabilmek için en niV'avet bir ada Bir gün Mustafa Kema' arka^>«ı * ' 12 bin lira 17406 10 bin lira 30 lira 29062 3 bin lira 31598 Bin lira 32794 39411 500 lira 200 lira 100 lira 50 lira

Bu sayıdan diğer sayfalar: