CUMHURÎYET 9 Eylul 1937 Osmanlı Rasputini a a f Şehir ve Memleket Haberleri J Seyyar satıcılık yeni şekil alıyor Teşrinievvelden itibaren gıda maddeleri arabalarda satılacak Teşrinievvel iptidasından itibaren başta ve sırtta sabcılık kaldınlacak, el ara balarile satış yapılacaktır. Belediye, bu el arabalarmın zarif bir tarzda olmasına çalışmaktadır. Bunun için bir müsabaka açılmıştır. Ayın yirmi beşine kadar bu cins el arabalarmın en güzelini imal edenler arasında yapılacak müsabakada birinciligi kazanana yüz lira mükâfat verilecektir. Yapılacak arabalar îstanbul Belediyesine götürülecektir. Vali Muhiddin Üstündağ dün kendisile görüşen bir muharririmize bu hususta şu izaha tı vermiştir: « 1 teşrinievvelden itibaren Beyoğlu, Eminönü, Beşiktaş ve Fatihte insan sırtında, başında, omuzunda gıda maddeleri taşınması memnudur. Ikinciteşrinden itibaren de bu yasak diger belediye mıntakalarında tatbik edjlecektir. Bu karardan sonra seyyar satıcılık pek tabiî olarak muhtelif şekiller alacaktır. Esa sen yasak tarihi gelmeden evvel araba larla gıda maddeleri satılmağa başlan mıştır. Bununla beraber «enelerdenberi cari olan bu usulün yeni şekle inkılâbını kolaylaştırmak Belediyenin vazifesidir. Halkımız yıllardanberi yaş sebze ve meyvayı kapısının önünde bulmağa alı? mışbr. Alınan yeni karar seyyar sabcıhğı menetmemekle beraber sıhhî ve insanî düşüncelerle bu nevi ticaret medenî bir şekle konmuştur. îlk zamanlar seyyar sabcılann eski göreneklerine ırymıyan bu yeni tarzı yadırgamalan, tamamen buna ahşmak istememeleri yüzünden belki es kisi kadar seyyar satıcı evlerin önünden geçmiyecektir. Bu ihtimal ayni zamanda istihsalâb da azaltarak müstahsili de mutazarnr edecektir. Bunun için garbm her medenî şehrinde olduğu gibi şehir dahilinde sabah pazarlan kurmağı mü nasib gödüm. Bu pazarlan çarşılara nisbeten uzak ve muhtelif semt ve mahallelerin birbirine baglandığı yerlerde ve pazar saatinden sonra kolayhkla temizieo" meğe elverişli sokaklarda açmak muvafık olacakbr. Kaytnakamlann başkanlığın da başhekim, başmühendis, temizlik âmirinden mürekkeb bir heyet parti kaza başkanlannın yardımile parti teşkilâhndan isrifade ederek bu pazar yerlerini on gün içinde tesbit edecektir. Belediyenin motosikletli memurlan her sabah erkenden Hal içinde takarrür eden toptan fiatlan pazar yerlerine yetiştirecekler ve toptan fiat cetvelleri halkm görebileceği yerlere asılacakbr. Bu tedbirler müstahsil mıntaka olan îzmit vilâyetine bildirildi| i gibi aynca îstanbula yapılan sebze ve meyva sevkiyabnm küçük ambalâjlarla yapılması ve kolaylıkla kabili sevk bir halde yola çıkanlmasmm kendi menfaatleri ikhzasından olacagı da nazan dikkari celbedilmiştir.» Siyasî îcmal İtalya Sovyet ihtilâfı ünya politikasını sarsan büyük hâdiseler birbirini süratle ta • kib etmektedir. îspanya dahilî harbi yüzünden, dünyanm ikhsadî ve askerî ana yolu Akdenizin münselib olan emniyetini iade için Fransa ve Ingilterenin müşterek teşebbüsile bir konferans »planacağı sırada Sovyet Rusyanın Italyaya verdiği resmî bir nota bütün işleri altüst etmiştir. Konferansın maksadı, tarihi, toplantı yeri ve bahusus buna hangi devletlerin iştirak edebileceği alâkadarlar arasında uzun müzakerelere yol açmı§h. Nihayet 12 devletin iştirak ebnesi ve eylulün o • nunda îsviçrede Nyon şehrinde toplan • ması kararlaşbnlmışh. Konferansın ga yesi Akdenizdeki emniyetsizligi bertaraf decek tedbirler almak ve açık denizlerde beynelmilel seyrüseferin emniyet ve serbestisini temin eden hukuku düvel ahkâmını takviye ve teyid etmekb'. Fransa ile îngiltere bu esaslar üzere kendilerinden maada on devleti resmen konferansa davet etmişlerdir. Fakat heı iki devletin Roma mümessilleri bu daveri ttalya Hariciye Nazırı Kont Gano'ya bildirmeden biraz evvel Sovyet mümes sili, mumaileyhi ziyaret ederek verdiği bir notada Yunan sularmda iki Sovyet vapurunun îtalyan denizalh gemileri tarafmdan torpillendigini iddia ebniş ve batan Sovyet gemilerinin İtalya hazinesi tarafmdan tazmin edilmesini, bu gemilere torpil atan denizalb kumandanlannın cezalandınlmasmı istemiştir. ttalya Hariciye Nazın hîç bekleme • diği bu teşebbüse derhal cevab vermiş ve Sovyet Rusyanm itham ve iddialannı, ttalyayı mes'ul tutmasını ve tazminat taefcini toptan reddederek bu notanın tahriren cevab venneğe değeri bile olmadh ğını bildirmiştir. Italyanm resmî mehafili, Sovyetlerin erdikleri nota ile Akdeniz konferansını törpillemek maksadını gürtükleri fikrin • dedir. Konferansın müteşebbislerile îtalya arasında cereyan eden uzun müza • kerelerden sonra İtalya bu konferansa is; tirake razı olmuştu. Fakat konferansa aid resmî davetten biraz evvel Sovyetlerin yaptağı teşebbüs üzerine îtalya, In • giliz Fransız davetine vereceği cevabı, gayrmah^ud bir zaman için, tehic et • miştir. Londrada dahi Sovyetlerin teşebbüsi nfialle karşılanmıştır. Burada dahi A& deniz konferansmm torpillendiği yolund< mütalea beyan edilmektedir. Fransu matbuah dahi, komünist gazeteleri müstesna olarak Sovyetlerin teşebbüsüni memnuniyetsizlikle karşılamı$br. Sovyet lerin notasile husule gelen yeni zorlukta rm içinden nasıl çıkılacağını politikacıla: kestiremiyorlar. Italyanın, itham edilmesi ve üzerine dt kendisinden tazminat ve tarziye taleb o lunması karşısında yapacağı şey, sadect Sovyetler Birliğile diplomasi münasebet lerini kesmek ve Moskovadaki elçisilt Rusyadaki konsoloslannı geri almak o • lacağı tahmin ediliyor. Bu takdirde Ak deniz konferansında ve diğer siyasî top lanhlarda îtalya ile Sovyetler Birliği mü messillerinin bir arada bulunmalanna im kân kalmıyacakbr. Italyanlar uğradıklan itham karşrsm da mukabil ithamda bulunarak büblı torpilleme hâdiselerini Sovyetlere atfedi yorlar. Ispanyada gönüllü namı alhn da îtalyan ve Sovyet kuvvetleri arasm daki çarprçmalar Akdenizde gizli taar ruzlara yol açmışta. Şimdi de iki devle açıktan açığa ilânı harb edercesine bir birine diplomasi sahasında hücum edi yorlar. Bu hal, sulhu muhafaza içiı ışbirliği yapılmasma arbk imkân bırak mamaktadır. Almanya ile yeni ticaret muahedesi Berlindeki heyetimiz haf ta başında geliyor Türkiye ile Almanya arasında yeni akdolunan ticaret ve klering anlaşmasını imzahyan îkbsad Vekâleti Mibteşan Faik Kurdoğlu ve heyetimizin diger azalan önümüzdeki hafta başında şehrimize döneceklerdir. Almanya ile aramızda akdolunan yeni muahedenin fransızca metai Ikhsad Vekâletine gelmiştir. Muahedenin imza tarihi olan 30 ağustos 937 tarihinden itibaren mer'i olma«ı kararlaşhrılmıştır. Muahede klering esaslanna göre yapıl mıştır. Bir çok hükümleri 935 senesi, yani bundan evvelki anlaşmanm hükümlerine yakm bulunmaktadır. Yeni anlaşmanm iki memleket tieareri için de hayırlı olacagı kanaati vardır. Ecnebi diller mektebi talimatı Tasdikten gelen talimatnamede mühim hükümler var Üniversite Ecnebi Diller mektebine aid talimatname Maarif Vekâletince tasdik edilcrek Üniversiteye gönderilmiştir. Talimatnameye göre Ecnebi Diller mektebi, klâsik ve yaşıyan diller olmak üzere iki esaslı kısma ayrılmaktadır. Klâsik dillerden mektebde arabca, farsça, yu nanca ve lâtince; yaşıyan dillerden al manca, fransızca, ingilizce, italyanca, rusça ve türkçe bilmiyen ecnebi talebe için de türkçe öğretilecektir. Ecnebi Diller mektebinde 10 kişilik bir heyeti talimiye, her sene tedris metodlannın temellerini, ders ve imtihan pro • gramlarını, imtihan şekillerini ve imtihana aid bütün umumî meseleleri her ders senesi başında tesbit ederek Üniversite Rektörlüğüne bildirecektir. Mektebde her dilin tedrisi îçin, birbirini takib etmek üzere A. B. C. kurları olacaktır. Her kura 40 kisiden fazla talebe kabul edilmiyecektir. Her kur mümkün olduğu takdirde ayni fakülte talebesinden teşkil edilecektir. Tedrisabn fakülteler ders saatlerile tekabül etmemesi için sabahlan saat 9 a kadar, akşamlan da saat 17 den sonra yapıl acakbr. Türk talebeden olup da Galatasaray ve almanca, fransızca, ingilizce, italyanca ve rusça tedrisat yapan diger lise mezunlanndan olup da herhangi bir fakülteye girmek isriyenler ecnebi dil kurla rma devama mecbur degildirler. Bunlar haricinde bütün Üniversite talebesi dil kurlanna devama mecburdurlar. Talebe senelik ders saatlerinin üçte ikisine devama mecburdur. Bu miktarı doldurmıyan talebe, hiçbir mazeret ka bul edilmeden imtihana girmekten menedilir. Derste yoklama yapıldıktan, yani ders zili çaldıktan azamî 5 dakika sonra sınıfa girenlerle ders bibne zili çalmadan, herhangi bir mazeretle sınıftan çıkanlar namevcud sayılırlar. Ecnebi Diller mektebi imtihanına girmek hakkını kaybe den, mensub olduklan fakülteler imrihanIarına ^iremezler. • • Biri tahrirî, diğeri şifahî olmak üzere iki imtihan yapılacakhr. Tahrirî imtihanda muvaffak olmıyan, şifahî imtihana girmek hakkını da kaybeder. Ancak ikmal imtihanına girerken tekrar tahrirî imtihana girmeden şifahiye girebilir. Barem kanununa göre bir derece yüksek memuriyete tayin edilmek için bir ecnebi dil bildiğini isbat etmek maksadile Ecnebi Diller mektebinden diploma ve yahud tasdikname istiyenlerin arzulan yerine getirilemiyecek, gerek üniversite müdavim ve mezunlan, gerekse herhangi bir devlet memuru bir ecnebi dil bildiklerini isbat etmek isterlerse, ancak gene barem kanunu mucibince Heyeti Vekile kararile teşkil edilecek bir komisyon huzunjnda imtihan vermege mecburdur lar. Fakat şimdiye ka'dar böyle bir ko misyonun teskili hakkında Heyeti Veki lece henüz bir karar verilmediSinden bu vazife Edebiyat Fakültesi Romanoloji Enstitüsü tarafmdan vaDilmaktadır. Tarihî tefrika : 19 Yazan : M. Turhan Tan Deli Ibrahimle Cinci kolkola! Valide Sultan, neyin nesi olduğu bilinmiyen hırkası yamalı, sarığı kirli bir hocanm koca Padisahı koluna takmasına ilkin kızmıştı... Molla Hüseyin, sesine şefkatli bir ahenk işledi, Hünkânn çiçekle dolu saçlarım okşadı: Bugüne bugün. dedi, Padişahımızsın. Seni inse de, cinne de karşı korumak borcumuzdur, gerçi sarayını cinlere kapbrmışsm, işi güçleştirmişsin, be • nim çok yorulmakhğım lâzım. Fakat evvel Allah, her güclüğü yeneceğim, seni kurtaracağım. Hiç merak etme, üzülme. Bana inan. Ne yapacaksın Hoca Efendi? İlkin söylediğim altm muskayı yazacağsn. Nedir bu muska? Başka bir odaya gidelim de anlataym. Burada ayağıma ecinne kedileri, köpekleri dolaşıyor. Birine basarsam kıyamet kopar. Kızlarağası Sümbül de o sırada geri gelmiş, çaşkınlıktan Padişaha hitab etmeği unutup Molla Hüseyni eteklemij ve haber vermişti: Valide Hazretleri kendi dairelerîfll nefe* için uygun görüyorlar. Zahmet ebnazta orayı teşrif buyurun! Cind, Kapıağalannm veya baa,kalarimn icab ettikçe yapbklan gibi hürmetle 'degil, yüksekten gelen bir iltifat şeklinde Hünkânn koluna girdi, Sümbüle de ju tebliğleri yapbt Önümüze düş, bizî dediğin yere götür. Sonra dön, buraya gel. Köşeyi, bucağı; tavanı, yeri gülsuyile güzel yı ka, bir de mangal hazırla. Ben Şevketlu Hünkâra ilk nefesi yapar yapmaz, gelirim, yüzsüz cinleri, yılışık perileri buradan sürüp çıkannm. Onun Deli Ibrahimle kolkola sofalardan geçişi, merdivenlerden inişi seyre lâyık bir manzaraydı. Ne yaldız, ne çini; n« ipek, ne sırma, bütün hayab örümcekli odalarda ve çollar arasında geçen bu Safranbolu çocuğunu hayrete düşürmü yordu. Doğuşundanberi saraylar içinde yaşamış gibi kayidsizdi, yan yan yürü yerek önde kılavuzluk eden Kızlarağa sınm izinden salına salına yol alıyordu. Deli îbrahim onun kolu altında, kartal kanadına sığınmış saksağana benziyordu. Kulağmda hâlâ o korkunc sözler çınlıyor, gözünün önünde serçeye çevrilmiş olan bedeninin bir leylek ağzmda Kafdağına doğru götürülüşü dönüyordu. Bu vchmî müşahede, mecnun Hünkânn sinîrlerini altüst etmekle beraber içinde korkudan ziyade ümid vardı. Koluna gircKği heyberli adamın kendisini cinlere, perilere karjı mutlaka müdafaa edece • §ine inanryor ve boyuna herife sokulu yordu. Valide Sultan, neyîn nesî olduğu bi linmiyen hırkası yamalı, sanğı kirli bir hocanm koca Padisahı koluna takıp sürüye sürüye kendi yanına getirmesinden ilkin kızacak ve bir şeyler söylenecek oldu. Fakat soyunu sopunu bilmediği şu yobazın cin padişahlarile senli benli konuştuğunu, onlara mühim işler gördürdügünü ve saraya da ihtiyac üzerine getirtildiğini düşünerek dişini sıktı, nefsini zorlıyarak güler yüz gösterdi: Buyurun efendi, dedi. Aslanım her zamanki yerine otursun, siz de şöyle buyurun. Nezaketle onu Hünkâra bitişik dur maktan ayırmak, biraz uzağa atmak is b'yordu. Molla Hüseyin bir lâhzada maksadı sezdi, korkunc tavrını bozma makla beraber uysal davrandı, Padisahı sırma saçakh sedire oturttu ve Kösemi kandilli bir temenna ile selâmhyarak biraz kenara çekildi. Şevketlu Hünkârı, dedi, çok ihmal etmişsiniz. Oturduğu oda külhan cinlerile, çöplük perilerile dolu. Üstünde de taliiesed muskası yok. Ondan ötürü uykusuz kalıyor, iştihadan kesiliyor, saranp soluyor. Dercengievvel o muskayı yaz mak, insü cinne karşı velinimet efendimizi şihn göstermek, kem gözler için zırhlamak lâzım. Valide Sultan da taliiesed muskasını bilmediğinden Cinci, kendine hâs olan o heybetli talâkatle anlattı: Padişah olsun, köle olsun; ins ol sun, cin olsun, her mahlukun hayatma bir yıldız hâkimdir. însanlann babalarile analarının adları cümeli sagir üzere hesab olunur, yekundan on iki çıkanlır, elde bir kalırsa o adamın hamel bürcüne, iki kalırsa sevr bürcüne, üç kalırsa cevza bürcüne mensub olduğu anlaşılır. Şevketlu Hünkânn talihi esed bürcüne mensubdur, vıldızı güneştir. harfleri M. N. S. A. dır. Kendisi âlempenah bir Padişah olduğundan üstünde daima talii esed muskası taşımahdır. Saray müneccimi nasıl olup da bunu düşünmemiş. Vallahi şaştım. Deli İbrahim de, anası da bu sözlerden birşey anlamadıklan için Cinci Hocaya bön bön bakıyorlardı. O, perişan saçlarile, gür kaşlarile, keskin bakışh gözlerile, sert kıllı sakalile, kuvvetli vücudile ve bilhassa ürkünc bir tinnet taşıyan sesile yaptığı tesiri, anlaşılmaz söz lerle kuvvetlendirmek fırsatını kaçırmak istemedi: Biz, dedi, gizli kapakh iş görme yiz. Bildiğimizi açıkça söyleriz. Çünkü insanların da, cinlerin de Peygamberi olan Resuli Ekrem ve Nebiyyi Muhte rem Hazretleri ilmini saklıyanlara yev mi ahirette ateşten gem vurulacağını söylemiştir. Onun için size bir kere bürcleri, sonra da altın muskayı anlatayım. Koynundan uzun bir kâğıd, belinden de bakır bir divit çıkardı, okunmaz bir yâzı ile şöyle bir cetvel karaladı: Harfler Yıldızlar Bürçler M. n. s. a Güneş Esed Z. d. zı. g Ay Seretan Tı. ye. ke. 1 Mirrih Akreb Ş. se. te. hı Utarid Sünbüle He. ve. re. ha Müşteri Hut He. ve. re. ha Müşteri Kavs Fe. sa. ka. re Zühre Mizan A. b. c. d Zühal Delv F. sa. ka. re Zühre Sevr Şe. se. te. ha UtaHd Cevza A. b. c. d Zühal Cedi Ta. y. k. 1 Mirrüı Hamel Ve eskiden kargacık burgacık sözile ifade olunan kanşıklığa tam bir nümune teşkil eden okunmaz yazısını Valide Sultanuı, îbrahimin gözlerine bir nebze tuttuktan sonra izaha girişti: Talihleri kötü insanlar nasıl bahtı iyi kişilere için için hmç beslerlerte cin ler de İ5ucufn İçin yüksek burçlere mensub adamlan tercih ederler. Onlann aşağı tabakadakileri de çarptıklan hem de sık sık vakidir. Fakat asıl aradıklan yüksek mertebedeki kimselerdir. Şevketlu Hünkân da işte sarmışlar, hayli sa rartmjşlar. Eğer velinimet efendimizin üzerinde cinlerle arası iyi bir âlim elile çizilip kalııba konulmuş altın muska bulunsaydı kötü cinler kendisine güç yak laşırlardı. Ben ilk iş olarak muskayı çizeyim, siz yapacağım resmi Kuyumcuba şıya verin, altın levha üzerine geçir sin. EfemHmiz de onu boynuna takıp taşısıru Ve birden habrlamış gibi duraladı: Fakat, dedi, resmin yapılabibnesi için bir şart vardır. Güneş, Esed bürcü nün birinci, yahud üçüncü derecesine girerken muska yazılabilir. Bir uşak gitsin, Müneccimbaşıya sorsun. Güneş şkndi nerededir?.. Cevab gelinciye kadar ben nefese başlıyayım. Onun tavsiyesi mucibince hareket o lunarak saray müneccimi meşhur Hüseyin Efendiye adam üstüne adam koştu rulurken Molla Hüseyin, korkunc azametini yeni baştan takındı: Sen ey ulu hatun, dedi, seccadeye çök, bir siyah ihrame (örtüye) bürün, emrim olmadan zinhar kımıldama. Yanılıp da başını bizim tarafa çevirirsen ya şaşı, ya çarpık ağızlı kalırsm. Kösem Sultan, bir köşeye çömelip tepeden brnağa kadar sarındıgı siyah örtü içinde garib ürpermeler geçirirken Molla Hüseyin yüzünü Deİi İbrahime çevirdi ve gürledi: Diz çök ey tanrı kulu. Kalbini temiz tut, nefesimin ilâhî olduğuna iman eyle, birşey düşünme, sağına soluna bakma, kımıldama. Hünkâr, gene bir çocuk gibi bu emre itaat edip gözü kapalı, dudaklan yumuk bİT vaziyette dizüstü geldi, Molla Hüseyin de etrafa bir avuc tarçın, karabiber döktükten sonra bir kara bulut heybetile gürlemeğe başladı: Herkaş, Kaiş, merkaş, istınaf, hutuf, hıtaf, şefdaş, kardaş, ya Tahselu, Şebuh, irmeh şünuh, ermu hasisa, elkadimül ezeli, ya ma'şerül cin, elvufî, eddafi, cuzü min şerri areki vennua ve min şiddeti harrünnar!» (1) (Arkast var) (1) Cinler ve şeytanlar üzerine tesdid ve tağlizle hüküm yürütmek ilml ki Azayim adını taşır, bu gibi formüllerden te rekküb ederdi. Verdiğimiz nümune o ilme göre tertib olunan azimetlerden bir par çadır. Hindce, ibranice ve arabca kelimelerle uydurulmuştur. O ilme inananlar bu azimeti sar'aya tutulanlar için kullanır lardı, başına bir besmele koyup yazdıktan sonra mavi muşambaya sararlar ve en üatüne de yeşü bez sarıp hastanm boynuna asarlardu 48 saatlik hafta Yeni iş kanunu işci sınıfını memnun ediyor Iktısad Vekâleti îş dairesinin mühim bir kısım işçi zümreleri için (48 saat lik hafta) mesai şeklini tatbika karar verdiği hakkında dün verdiğimiz haber işçiler arasında büyük bir memnuni yetle karşılanmıştır. Bu haberi iş verenler de hüsnü telâkki etmişlerdir Çünkü bazı iş yerlerinde yapılan tec rübeler günde sekiz saat çalışan işçinin fazla çalışan işçiden daha verimli ve faydalı olduğunu gostermiştir. Hafta içinde neşredilecek nizamna menin henüz hangi sınıf işçileri öıtiva edeceği bilinmemekte ise de umumi yetle bütün sanayi şubeleri işçilerinin bu rejime dahil olacagı aşağı yukan muhakkak surette malum bulunmaktadır. Gene şu da muhakkak olarak bilinmektedir ki, çalışma tarzlan muayyen zamanlara inhisar etmiyen kahve, kazino, lokanta, bakkaliye ve sair yerlerde çalışan işçiler şimdilik bu nizamınameden haric tutulmaktadır. 48 saatlik hafta müddeti işçinin cu martesi günü öğleden sxsnra çalışıp çalışmadıgına gore, günlüic mesai müd detlerine taksim edilecektir. ADUYEDE Men'i muhakeme kararı Gazetemizin 6 temmuz 937 tarihli nüshasında eroin kaçakçılığı suçundan yakalananlar arasında Banger Necibin de bulunduğunu yazmıştık. Beşinci ceza mahkemesi sorgu hâkimliği tarafından tahkikat neticesinde Banger Necib hakkında men'i muhakeme karan verilmiştir. Alacak, verecek kavgasî Salı gecesi saat 22 de Topkapıda bir yaralama hâdisesi olmuştu. Topkapıda oturan Osmanla Hasanm bir meseleden dolayı araları açıktır. Evvelki gece arkadaslarile yaptığı bir eğlenceden dönen Hasan evine giderken Osmanla karşılaşmıştır. Osman bu anî karşılaşmadan sinirlenmiş ve derhal bıçağını çekerek Hasanı kalçasından yaralamıştır. Suçlu vak'a mahallinde yakalanmıştı Dün Sultanahmed ikinci sulh cezada bu hâdisenin duruşması yapılmış ve suçlu Osman 25 gün hapse mahkum edilerek derhal Tevkifhaneye gönde rildi. MÜTEFERRİK Iran Trabzon yolu Hükumet, îran Trabzon transit yolunun inkişafı için mühim bazı tedbirler almaktadır. Bu meyanda bu yol üzerinde işliyen vesaite her türlü güm rük kolaylıklannın gösterilmesi için bir talimatname hazırlanmıştır. Bu tali matnamenin tatbikına başlanmıştır. C. H. PARTÎStNDE Halk Partisi kongreleri Teşrinievvelin birinden itibaren Halk Partisi kongreleri toplanmağa başlıvacağı için hazırhklar yapılmaktadır. Bu sene yalnız ocak ve nahiye kongreleri toDİanacaktır. Teşrinievvelin birinden on beşine kadar ocaklann, on besinden sonra da ay nihayetine kadar nahiyelerin kongre leri bitmiş olacaktır. Bir polisi yaralıyanların muhakemesi Dört, beş ay evvel Tepebaşında Foliberjer barı karşısında Kenan, Nevzad ve Vecihi isminde üç gene, vazifesini yapmak istiyen bir polisi yaralamış • lardı. Hâdise esnasmda üç gene de sarhoş bulunuyorlardı. Kenanla Vecihi polisin ellerinden tutmuşlar, Nevzad da çakı ile altı yerinden yaralamıştı. Suçlula rın bir müddettenberi asliye birinci cezada mevkufen muhakemelerine de vam edilmektedir. Dünkü celsede 10 kadar müdafaa şahidi dinlenmiş ve bu şahidlerden ek serisi Nevzadm vurduğunu görmedik lerini söylemişlerdir. Bunun üzerine müdafaa avukatı, bazı müdafaa şahidleri bulunduğundan bunların da celbini istemiş, heyeti hâkime, isimleri bildirilen müdafa şahidlerinin dinlenmesi için duruşmayı baş ka bir güne talik etmiştir. Ticaret Odasında bugünkü toplantı Şehrimizdeki esnaf cemiyetleri. reis ve umumî kâtibleri bugün Ticaret Odasında Oda Esnaf şubesi müdürü Kâzı min reisliği altında bir toplantı yapa caklardır. Bu toplantıda esnaf yardım teşkilâtmın genişletilmesi, küçük ik raz sandığı ve esnaf cemiyetlerinin faaliyeti üzerinde görüşülecektir. Maharrem Feyzi TOGAY SEHIR tSI.KRÎ îstanbul Edirne yolu Asfalt olarak yapılmakta olan îstanbul Edirne yolunun doksan kilomet roluk kısmı bitmiştir. Daha yapılacak 150 kilometroluk bir kısım vardır. Bunun da inşaatma devam edilmektedir. Inşaat bir seneye kadar bitirilecektir. Sabiha Gökçenin dünkü uçuşu Nafıa ve Millî Müdafaa Vekilleri Ankaraya gittiler Şehrirnizde bulunan Millî Müdafaa Vekili Kâzım Özalp dün akşam Ankaraya gitmiştir. Kâzım Özalp istasyonda askerî erkân tarafmdan uğurlanmıştır. Nafıa Vekili Ali Çetinkaya da öğle trenile Ankaraya gitmiştir. Türkkuşu Başmuallimi tayyareci Sa biha Gökçen dün saat 17 raddelerind tayyaresile Yeşilköy hava meydanmda havalanarak şehir üstünde bir uçuş yap mıshr. Yanm saat süren bu uçuş zarfınd Sinema mevsimine başlarken Sabiha Gökçen oldukça alçaktan ucmus Bu sene sinema mevsiminde müş Hava Kurumu îstanbul vilâyet merkeî terilerin sıra ile bilet almalan usulü binası üstünde mahirane dönüşler yaphk ne alıştırılması ve salonlar dolunca faz tan sonra tekrar Yeşilköye inmHtir. Feci bir otomobil kazası Bursa (Hususî) Mudanya yolunda feci bir otomobil kazası olmuştttr. Şo för Mehmedin idaresindeki bir tenez züh otomobili yolda bir koylü ile karşılaşmış, fakat bu köylü otomobilin tozundan kurtulmak için kendisini rüz gârın estiği tarafa atmak istemişse de otomobilin tekerlekleri altında kala rak parçalanmış, feci bir şekilde can vermiştir. Henüz köylünün hüviyeti de anla§ılamamı§tır. Bir zahireci mahkum oldu Balıkpazannda bir zahireci, borsa haricinde muamele yaparken yakalanmış ve Ticaret Odası meclisince 100 lira para cezasına mahkum edilmiştir. la kimse almmaması için alâkadarlara Türkkuşu filosu Ankarada emir verilmiştir. Sinema sahibleri sıra Ankara 8 (Telefonla) 6 tayyare ile bilet usulünü temin edecek tedbir den mürekkeb Türkkuşu tayyare filos leri alacaklardır. Bir av kazası bugün 12 sulannda şehrimize dönmüj tur. Kadıköyünde Kurbağahbekir soka ğında 13 numaralı evde oturan silâhçı Sabit, dün sabah Kızıltoprakta MuradiBir Alman büyücü ye tepelerinde avlanırken arkadaşı Beyoğlu Emniyet memurluğu tara Memduhun attığı silâhtan çıkan saç fından Alman tebaasından Atepol adın malarla yüzünden ağır Burette yarada bir şahsın Beyoğlunda büyücülük lanmıştır. yaptığı haber alınmış ve kendisi dün Yaralı hastaneye kaldınlmış ve Memyakalanmi5tır( . duh polisler tarafmdan yakalanmıştır. Cum hu riyet Abone şeraiti! Senelik Altı aylık Üç aylık Birayük Nüshası 5 knrastar. Tflrh M DV<> 1400 Rr. 750 • 400 • 150 • İCiİC 2700 Kr. 1459 • 800 • Zoktnr H