1 Eylul 1937 CUMHURİYET Hfidiseler arasında Çin Japon harbi Japonlar daha ziyade hava muharebelerîne ehemmiyet vererek muhtelif Çin şehirlerini mütemadiyen bombardıman ediyorlar Kanton 31 (A.A.) B u sabah er kenden Japon tayyareleri şehrin üzerine iki akm yapmışlardır. Hasarat mühim değildir. Bir Japon tayyaresi düşürül müş, içindekiler ölmüştür. Londra 31 (Hususî) J a p o n tayyareleri Wu Sung'da iki yüz kadar Çin yaîalısına bombalar atmışlardır. Yaralılar arasında Çinli kadın ve çocuklann da mevcud olduğu haber veriliyor. Şanghaydaki Çin ticaret odası reîsi yarah askerlerle kadın ve çocuklan bombalıyan Japonlara karşı mukabelebHmisil yapılmasnu Nankin hükumetinden taleb etmiştir. istetnek için hükumet makamatına bir is tidaname göndermiştir. Uykusuzluğa karşı radyo aris Tıb Akademisi azasından H. Bordier, gece, yatakta radyo dinlemenin, uykusuzluğa karşı en tesirli çare olduğunu iddia ediyormuş; musikinin, yatakta kitab okumaktan fazla uyku getirofiğini ispat için bir tez yazmış. Bizim bildiğimiz, kitabın da, musikimn de baş vazifeleri uyutmak değil, insanlan cehalet, miskinlik ve irade uykulanndan uyandırmaktır. Buna rağmen, kitablan uyku ilâcı yerinde kullananlar az değildir. Ruhun gıdası olan musildyi, vücudün gıdası olan uykuyu davet için kullanmak usulü de eskidir: Ninni icad edildiği gündenberi insanlar, tatlı bir sesten derin bir sessizliğe çıkan loş Ve gizli şuur koridorunda bir perinin kadife adımlarile yüriimesini biliyorlar. Şu fark var ld, ninniyi beşiğinizde ve annenizin ağzından değil, yatagınızda oparlörün ağzından dinliyeceksiniz. Radyo programlarında ninni bulmak zor veya imkânsız olduğuna göre, ona yakın, dinlendirici ve gevşetici musiki parçaları seçeceksiniz. Uyku kaçırmaktalrî marifetlerini pek iyi bildiğimiz radyoyu, sarmısaklı cacığın vekili olarak uyku verid bir vasıta haline sokmak ne güzel buluş! Ben musikinin uyku getirmekteki tesirine pek inanmıyorum, fakat, bütün komsular, uyumak için makinelerini kısarak hafif çalmağa başlarlarsa, radyo seaile değil, onun güriiltüsünden kurtularak tam bir sessizlik içinde uyumak mümkün olabileceğini zannediyorum. EDEBİYAT Halk tabirleri ve argo Peyami Safa verebileceği iptizalden en fazla çekinmiş zümre idi; buna karşı, Ahmed Mithat kolundan gelen Hüseyin Rahmi, Ahmed Rasim ve Refik Halid gibi muharrirler, halk tabirlerini yazılarında pek fazla israf ettiler. O derecede ki, daha yeni nesil, gündelik gazete yazılannda halk tabirlerinden başka, argoya aid kelımeleri de her satrrda kullanmaktan çekinmez oldu. Abidin Davere mektub gönderen bir okuyucumuz, yazılarımızda bazan argo tabirleri göründüğü için, ona da, bana da tariz ediyordu. Kendi payıma, bu okuyucuyu esasta çok haklı buluyorum. Halka doğru gitmek, onu bulunduğu yerden alarak, hasretini çektiği yükseklikleTe çıkarmak içindir; bir külhanbey ağzile konuşarak onun seviyesinde kalmak ve tekâmülünün yollannda bütün köşebaşlarını tıkamak değildir. Muharrirlik de bir ihtısas olduğuna göre, yazı üslubunun muhtelif seviye ve zümre ağızlarından farketmesi lâzım gelir. Fakat, bk lisana bütün mana hazinelerile, bütün cazibeleril* ve nüanslarile tasarruf etmek istiyen muharrirler, bazan bir cümlenin kendilerine has nahiv şekli içinde yepyeni bir ktıdret ve mana alan halk hatta pek nadir olarak argo tabirlerini de kullanırlar. îsraf edilmemek şartile o tabirlerden hususî bir cümle mimarisi içinde istifade edilmeğe her memleketin edebiyatında cevaz verilir: Shakespeare, en güzide kahTamanlarının ağzma halk tabirleri vermenin en güzel şekillerini bulmuştu. Çünkü yazıda kelimenin ve tabirin kuvveti, yalnız müstakil manalarile değil, cümle içinde oturtulduklan yerin mimarî kıymetile de ölçülür. Fransada, «Gecenin sonuna seyahat» romanının meşhur muharriri L. F. Celine, kitablarını, tenkid gürültülerine sebeb olan bir argo kalabahğile doldurmuştur. San'atkârın hususî mizacile, eserinin bünyesi ve karakterile müşterek ölçülere vurulursa bu tarz mazur görülebilir, hatta günün edebî lisanından cesaretle ayrıldığı için muvaffakiyetli bir başkalık sayılabilir. Yazılarma halk tabirleri ve argo sözleri dolduran bir muharririn bu itiyadı, şahsiyetinin mukavemetsizliğinden, yahud daha doğrusu şahsiyetsizliğinden ileri geliyorsa, yaftası üstünde, bayağılığın ta kendisidir. [HEM NALINA MIHINA Çivi meselesi aribdir, bizim memlekette, bazı en basit ve ehemmiyetsiz işler, mesele oluyor. Sanki şehrin başka yerlerinde, meselâ, Eminönünde, Karaköyde tehlike yokmuş gibi, yalnız Köprünün üstüne kakılan çiviler de böyle oldu. Avrupanın birçok şehirle rinde, halk çivili koridor olmıyan yerlerden de, pekâlâ, geçebilir; fakat bu vaziyette kendisine bir otomobil çarparsa, neticede, şoför haklı çıkar. Çiviler, emin ve tehlikesiz geçmek istiyenler, çocuklar, ihtiyarlar, kadınlar için konulmuştur. Sonra, çivilerin ihdası zamanmda yazdığım bir yazıda da söylediğim gibi, buralardan, ya otomatik, yahud da bir seyrüsefer memurunun idare ettiği renkli fenerlerle, nöbetleşe, kâh yolcular, kâh nakil vasıtalan geçer. Bizde ise geçiş piyadelerin keyfine bırakılmıştır. Sonra, her çivili koridorun iki ucuna iki polis konularak altı memur, zabıta kadrosu dar bir şehirde, yalnız bu işe tahsis edilmiştir. Buna mukabil Eminönü meydanında tek seyrüsefer memum yoktur. Köprünün ustünde karşıdan karşıya geçenlerden ceza alma hususunda da çok ileri gidiliyor. Meselâ, tramvayla Galata tarafından geliyor ve ilk durakta tramvaydan iniyorsunuz. Burada tramvay çivili koridordan geride durur. Tramvaydan inince sağınızdaki yaya kaldınmına geçmeğe mecbursunuz. Tramvay tabiî sizi beklemez, siz iner inmez kalkıp gider. Bu sırada sizi yolun ortasında ve çivisiz mıntakada gören, koridor başındaki nöbetçi polislerden biri hemen yakanıza yapışıyor. Çivilerin arasından buyurun merkeze! geçmediniz, Mareşal Çankayşek'in karıtt da harb meclisinde Şanghay 31 (A.A.) Asn hazır tarihiiKİe ilk defa olarak bir kadın bir harb meclisinde yer almıştır. Bu kadın, Madam Çankayşek olup Nankin âli kumandanhğmm konferanslannda ekseriya hazır bulunmaktadır. Madam, icra komitesinin tayyarecilik meselelcri hakkm daki bütün mesaisile meşgul olmaktadır. Çin Amerikaya tarziye verecek , Konsolosların protestosa Şanghay 31 (A.A.) Çin tayya lelerinin mutad cevelânlan müstesna olmak üzere şebir sakin bir gece geçirmiştir. Konsoloslar heyeti, Şoşev sahilinin şimalindeki mağazalarda bulunan eşyalartnı almak için tüccarlara mühlet verilmiş olmasmı Japon amiralı nezdinde protesto etmiştir. Konsoloslar heyeti, bu mühlet dolayısile tüccarların pek mutazarnr olacaklannı ilâve etmiştir. Çin hükumeti askerî hizmete elverişli bütün vatandaşlann silâh altma alınması için bir kararname neşretmiştir: Nankin 31 (A.A.) Çin Harici ; ye Nazın President Hoover gemisin n bombardımanı dolayısile teessürlerini beyan etmiştir. Tayyareciler, gemiyi bir Japon nak • liye gemisi zannetmişlerdir. Nazır, he men tazminat itası teklifinde bulunmuş ve şimdiden bu babda lâznn gelenlere talimat göndermiştir. Çin Rus itilâfı Almanyaya bildirildi Berlin 31 (A.A.) Çin sefiri, ÇinSovyet misakımn akdedilmiş olduğunu resmen Hariciye Nezaretine bildinniş tir. Sefir, Çine bu misakı akdetmek ka • rannı verdirmiş olan esbabı izah ve teşrih etmiştir. Sefirin Alman gazetelerinden bazılannm Çine karşı takib etmekte olduklan sebebi pek iyi anlaşılmıyan hattı hareketleri hakkında da Alman Hariciyesinin nazarı dikkatini celbetmiş oldu ğu söylenmektedir. Şanghay'da kabarelerin mesele oldu açılması PEYAM1 SAFA i Şanghay 31 (A.A.) Şimdiki vazifette kabarelerin açılmasına karşı Çinli ialebenin yapmış olduklan protesto, çok maruf bir kafe dansanda bir hâdise çıkmasma sebebiyet vermiştir. Çinli talebeden biri mızıkayı durdurarak hazır bu lımanları millet için pek nazik olan bu günlerde eğlence ile vakit geçirmekte olduklanndan dolayı tenkid ettiği z aman kagaşalıklar başlamıştır. «Yeni Hayat» denilen ve reisi Madam Tchkmg Kai Chek olan c«miyet de kabarelerin yeniden açılmış olmasmı takbik etmekte olup kabarelerin kapatılmasmı ve sahiblerinin cezalandırılroasını .......mıumHiu Şanghay'da kolera Şanghay 31 (A.A.) Fransa im tiyazlı mıntakasındaki Çinli mülteciler arasmda 8 kolera vak'ası çıkmıştır. Nüfus artımma parlak misal teşkil eden bir memleket: Cezayir IBaşmakaleden devam] Şimdi acı hakikati söyliyelim: Türk ana babanın bu kaygısız ve hatta şevkli çocuk yapıcılığı büyük bir afetle karşılaşıyor: Doğanlarm büyük bir kısmı iki yaşına kadarki en nazik devrede ölüyorlar, sıhhî şartların noksanından dolayı ondan sonra da kurbanlar vermekte devam ediyoruz. Işte önüne geçilecek musibet buradadır. Cumhuriyet hükumeti bu işleri ihmal ediyor değildir. Fakat mesele yalnız hükumetin halledeceği meselelerden değiidir. Hükumetin tedbirlerine bütün milletçe hepimizin göstereceğimiz alâka ve himmetleri de kataraktır ki bu meseleyi hal Türk Dil Kurumu sekreterlerinden Ferid Develü, fransızcadan türkçeye bir «Halk Tabirleri Sözlüğü» neşretti. Bu kitab, bizde, fransızcayı Fransızlar ka dar bilmeğe biraz daha yaklaşabilmek için, elde bulunan lugatleri tamamlıyan ilk eserdir. Bir dilin halk tabirleri iyice bilinmezse, kelimelerin lugat manasiîe onu tam anlamağa imkân yoktur: «Mesele çatallaştı.», «Saman altından su yü rütüyor.», «Deveye hendek atlatamaz sın.», «Akıntıya kürek çekme!» ilâh... cümlelerindeki tabirleri başka bir dıle aynen tercüme ederseniz asıl manaldn anlaşılmaz. Bunun gibi fransızcada da «Donnes la pomme âune femme = Bir kadına elma vermek» tabirinin «bir kadmı güzellikçe başkalarından üstün görmek» demek olduğunu ve yahud «tirer une dent = bir diş çekmek» tabirinin «birşey aşırmak» manasına geldiğini anlamak değil, tahmin etmek bile imkân sızdır. Bazı halk tabirlerinin manalan iki dil arasında da birbirinin aynidir: «Tomber dans l'eau = Bir işin suya düşmesi» gibi Bazıları arasında da çok az fark var: Biz bir işin inceden inceye tetkik edilmesine «kılı kırk yarmak» deriz; Fransızlar Couper un cheveux en quaire = Bir saçı dört parçaya bölmek» diyorlar. Türkçedeki «içi içine sığmamak», «iğne ile kuyu kazmak», «bir içim su» gibi ince ve zarif isriarelere fransızcada pek tesadüf edilmiyor. Miktar olarak bizim halk tabirlerimizin başka dillerdekinden daha fazla olup olmadığmı bilmiyorum; fakat mana kuvvetinde, zenginliğinde ve inceliğinde fransızcaya üstün olduğunu eskidenberi tereddüdsüz kabul ediyorum. Işte bunlardan ilk hanra gelen birkaçı daha: «Yüreğim ağzuna geldı», «Göz gözü görmüyor», «Dilimde tüy bitti», «Kulağında küpe olsun», «Yana yakıla anlattı». Büyük bir edebî tekâmüle kavuşmuş memlcketlerde muharrirler, yazılarma halk tabirlerini almazlar. Bunun herşeyden evvel iki açık s«bebi vardır: Birincisi, bu tabirlerin sahibi, onu kullanan muharrir değil, halktır; ikincisi de, başkalan tarafından bulunan tabirleri tekrarlıyanlann, yenilerini aramktan kaçmanm tembelliğine veya kabihyetsizhğine düşımeleridir. Bizde Edebiyatı Cedide mensublâr'ı. halk tabirleri kullanmanın bîr yazıya, Ben tramvaydan indim. Karşıdan gelmedim.. Ben tramvaydan indiğinizi gcrmedim. Buyurun merkeze! Yahud da: Tramvaydan inmek filân dinîe mem, buyurun merkeze! Polis memuru o kalabalıkta sanki bütün tramvaydan inenleri birer birer tarassud ediyormuş gibi bir tavır takınarak sizi merkeze götürüyor ve cezayı alıyorIar. Bu tarzda bir muameleyi, evvelki akşam, yanında bir kadın bulunan ve hiç türkçe bilmiyen bir ecnebiye de yapmışlaT. Adamcağız, tramvaydan inmiş, karşı taraftaki değil, sağındaki yaya kaldınmına doğru giderken yakalamışlar, beledıye cürmü işlediği ve ceza vereceği kendisine anlatılmış; adam, hemen parayı verip vapura yetişmek istemiş; tabiî, kabul etmiyerek merkeze götürmüşler. Japonlar Wusung'u zaptettiler Şanghay 31 (A.A.) Wusung'un yeni karaya çıkarılan Japon kuvvetleri tarafından işgel edildiği teyid olunmakta dır. Çinliler şimal batı istikametinde yeni müdafaa hattı tesis edilmiş olan Lotie ve Kiating üzerine çekilmektedirler. HIUIIIUIIItllUIIIIIIAIIIIIIIIIIIlllllllll!llınınnıııuımı<rı.ı» Cenevre içtimaı Fransa büyük bir heyet gönderiyor Paris 31 (Hususî) Kabine bugun mühim bir toplantı yapmıştır. Hariciye Nazın M. Delbos haricî vaziyet hak kında rrmfassal izahat vermiştir. Uzun müzakerelerden sonra, Milletler Cemiyeti toplantısına büyük bir heyet gön dermeğe karar verilmistir. Heyet aşa ğıdaki zevattan mürekkebdir: Hariciye Nazırı M. Delbos, Milletler Cemiyeti nezdindeki darrnî murahhas M. Paul Boncourt, meb'usan meclisi reisi M. Herriot ile muhtelif müşavirler dir. Kudüste anarşi Arablar ve Yahudiler birbirlerini öldürüyorlar Kudüs 31 (A.A.) 48 saattenberi suikasdler yeniden başlamıştır. Bir tethiş hareketi çıkmasmdan korkulmaktadır. Bir Yahudiye aid otobüse yapılan taarruz neticesinde iki Arab öldürül müştür. Tarlalarda öldürülmüş iki Yahudi bulunmuştur. Muhtelif noktalarda ateş teati edilmiştir. Kudüs yolunda b'ldürülen Yahudi terzi Barvowski'nin cenaze merasimi bü yük bir siyonist nümayişine vesile teşkil etmiştir. Kudüs 31 (A.A.)" Dün akşam Yafa ile Telâviv hududunda bir bomba patlamış, bir Yahudi ile iki Arab ölmüş tür. Kudüste birkaç yerde arbedeler çık înış, birkaç el silâh atılmıştır. Bu hâ diseler esnasında bir Arab ölmüş, bir kaç Arab yaralanmıştır. Vaziyet ger gindir. Bütün Kudus arazîsinde polis hare kete hazır bir haldedir. I ledebiliriz. Cezayir vaziyetini ehemmiyetle takib ettiğimiz bir davanın red ve cerhi imkânı olmıyan hakikat haline geçmiş delili olarak ortaya koyuyoruz. Bir nesilde Türk nüfusunu lâakal bir misli artırmak, Türkiyenin en başlı davası olan nüfus işinde zaferlerin zaferini kazanmak demektir. Hakikat olmuş misal bize gösteriyor ki bunun için bilhassa çocuk yaşında ölümün önüne geçmek lâzımdır. Haleb orada ise arşın buradadır. Ayaydm hesab bellidir. Küçük yaştaki ölümlerin önüne geçmeği en büyük baş vazife yapacağız, ve böylelikle kat'iyyen muzaffer olacağız: Halde ve istikbalde, her yerde ve herşeyde! Mekteb kitablan tadil ediliyor Mısır ordusu Sudana gidiyor Kitabların birçoğu bu Mısır hükumetinin musene devlet tarafından vaf fakiyeti halkî membastırılacak nun etti Ankara 31 (Telefonla) Maarif Vekâleti mekteb kitablan listesinde esaslı ve ehemmiyetli tadilât yapmıştır. Bu tadilâta göre ilkmekteb Atlası gayet ucuz bir fiatla devlet tarafından basılmakta dır. îlkmekteblerde serbest olan hesab ve hendese kitablan bu yıl devlet tarafından basılacaktır. Tabiat ve eşya dersleri de devlet tarafından bastmlmaktadır. Ortamekteblere gelince; şimdiye ka dar orta birinci ve ikinci smıflarda oku tulmakta olan fen bilgisi kitablan ikiye aynlarak fizik ve kimya olarak bastınl maktadır. Bu suretle ortamekteblerde fen bilgisi yerine fizik ve kimya okutulacaktır. Ortamekteblerde okutulan biyo loji kitabı da nebatat ve hayvanat olarak iki kitab halinde bastınhnaktadır. Bun lar da ortamekteiblerde ayn ayn okutulacaktır. Şimdiye kadar dokuzuncu smıfta serbest bulunan fizik ve kimya kitab ları da devlet tarafından bastırılmakta dır. £fgan hava Icuvvetleri ku' mandanmın ltalyada tetkikleri Roma 31 (A.A.) Efganistan Hava kuvvetleri kumandanı General İhsan Han, İtalyadaki tetkik seyahatini bitirmiştir. Dün akşam verdiği veda ziya feti esnasında İtalyan Hava Nezareti müsteşarı General Valle mumadleyhe Kral namma İtalyan taç nişanını ver miştir. YUNUS NADI Mareşal Fevzi Çakmağın teşekkürü Ankara 31 (A.A.) Genel Kur may Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, büyük zaferin yıldönümü münasebetile ordu namma almıs olduğu resmî ve hususî tebriklere ayrı ayn cevab verroek mümkün olmadığından bilmukabele sa mimî tebrik ve teşekkürlerinin iblâğma Anadolu Ajansmı tavsit buyurmuşlar dır. Fransada şîmendiferleri idare edecek şirket Paris 31 (Hususî) Kabine bugünkü toplantısında mühim kararlar vermiş tir. Bu meyanda Fransa şimendiferlerini idare etmek üzere «Millî şimendifer şirketi> adile bir şirket kurulmasına karar verilmiştir. Hükumet bu şirketin sermayesine ve idaresine yüzde 50 nis betinde iştirak edecektir. Şirketin bilumum yüksek memurları Nafıa Nezareti tarafından tayin edilecektir. M. Sandlerin Varşovada temaslarî Fransa Erkânıharbiye reisi Londrada Londra 31 (Hususî) Fransız Erkânıharbiye Reisi General Gamelin îngiliz Büyük Erkânıharbiyesile temaslarda bulunmak üzere buraya gelmiştir. General Gamelin bu ziyaretten istifade ederek, Jngiliz erkânıharbiyesini büyük Fransız manevralarına davet etmiştir. General Papagos, Başvekile manevralarımız hakkında izahat verdi Atina 31 (Hususî) Trakyada yapılan Türk ordusu büyük manevrala rında Yunanistan namına hazır bulu uan Umum Erkânıharbiye Reisi General Papagos dün Başvekü Metaksası ziaret ederek manevralarda edindiği inilan anlatnugtır. Varşova 31 (AA.) Stokholmden bildiriliyor: Lehistan seyaKatinden îsveçe dönen Dış Bakam M. Sandler, Varşovadaki görüşmelerinden çok memnun olduğunu ve bu görüşmeler esnasmda Leh İsveç teşriki mesaisinin daimî ve hakikî ol duğunun tesbit ve müşahedesine imkân fzmirde bir yangîn hasıl olduğunu söylemiş ve iki memleIzmir 31 (Hususî) İzmir endüstriel ket arasındaki ticaret ve kültür müna Türk Anonim şirketinin Şehidlerdeki sebetlerinin ehemmiyetli surette inki Meyankökü fabrikasında elektrik ba Londra 31 (Hususî) Romadan şafını kavdetmiştir. taryalarından çıkan ateş çatıyı yaktı ve bildirilddğine göre İtalyan Başvekili M. derhal söndürüldü. Belçikada malî ihtilâflar Musolininin Berlin ziyareti eylul sonunda ve nümayişler Irakta yeni intihabat vuku bulacaktır. Bu ziyaret için şimdi Brüksel 31 (Hususî) Kabine bugün Londra 31 (Hususî) Irak parla den büyük hazırlıklar yapılmaktadır. fevkalâde bir toplantı yaparak millî 'nentosunun feshi münasebetile neşreSalâhiyettar mehafilde iki devlet ricabankanın siyaseti hakkında müzakere dilen emirname hükumetin takib et linin aşağıdaki meseleler etrafmda gölerde bulunmuştur. Başvekil M. Van mekte olduğu siyaset hakkında milletin riişecekleri haber verilmektedir: Zeeland'la Maliye Nazırı M. De Mann fikrini öğrenmek maksadile yeni üıti 1 Habeşistan ilhakının Milletler arasında bu hususta ciddî ihtilâflar çık habat yapılacağını bildirmektedir. Cemiyeti tarafından tanmması, tığı söylenmektedir. Nazi kongresi toplanıyor 2 İspanyada takib edilecek müşteRex fırkasma mensub bîrçok nüma Berlin 31 (Hususî) Nazi partisinin rek siyaset, yişçiler sokaklarda nümayişler yap 3 Yeni Lokarno paktı hakkında itmışlardır. Polis müdahale etmek mec yıllık büyük kongresi önümüzdeki pazar günü Nurenberg'de toplanacaktır. tihaz edilecek hattı hareket, buriyetinde kalmıştır. M. Hitler kongre münasebetile on nu4 Akdeniz hakkmdaki yeni înlizituk irad edecektir. Alman anlaşması, • Paris 31 (Hususî) Paris borsasının Varşova stadyomuna düşen 5 Almanya ile Vatikan arasındaki bugünkü kapanış fiatları şunlardır: ihtilâflar. yıldirîm 7 kişiyi yaraladî Londra 132,83, Nevyork 26,74, Berlin 1075, Brüksel 450,37 1/2, Amsterdam Varşova 31 (A.A.) Dün burada bir Londrada siyasî bir mülâkat Londra 31 (A.A.) Fransız masla 1475, Roma 140,70, Lizbon 120,75, Ce futbol maçı oynanırken, seyircilerin buhatgüzarı M. Eden'le görüşmüştür. Senevre 613,75, kurşun 21,11,10 1/2, bakır lunduğu tribüne yıldırım düşmüş ve 61 1/4 62 1/4, kalay 261.10, altm 139,11. 7 si ağır oknak üzere birçok kimseler fir, Corbin mezunen Fransada bulun maktadır» üj 19 3/4, çinko 23,1,3. yaralanmı§tır. Ölen yoktur. Mussolini ile Hitlerin görüşeceği mevzular PARİS BORSASI Bir defa, bu şekilde tramvaydan inenleri cezalandırmak kat'iyyen doğru değildir. Tramvaydan inen adam, arabanm Kahire 31 (A.A.) Anadolu ajan* basamağından Köprünün yaya kaldınmı» sının hususî muhabiri bildiriyor: na, uzun atlama şampiyonu gibi, sıçnyamaz ya, elbette yaya kaldınmına yürüye^ Mısır kabinesi, Mrsır askerinin Sudana iadesini kararlaştırrmştır. Bu karar Mısıı rek gitmek mecburiyetindedir. efkân umumiyesi tarafından büyük bir Sonra, her şehirde, şehri ve şehrin bazî memnuniyet ve sevinçle karşüanmıştır. usullerini bilmiyen ecnebi misafirlere karMatbuat, Mısır istiklâlini temin ve şı müsamaha gösterilir. Nitekim, Avrupa devletlerle dostluk münasebetmı takviye seyahatimizde, birçok yerlerde usullere eden Nahas Paşanın, bu hedefe varmak ve nizamlara muhalif hareketlerde buluniçin her türlü zecrî ve gürültülü hareket duk. Yerlilere karşı şiddetli davranan lerden içtinab ederek faal bir sulh siyase seyrüsefer zabıtası, otomobilimizin İstan» ti takib eylemiş olduğunu tebarüz ettir bul plâkasını gördükçe ya hiç ses çıkarmıyor, yahud (Pragdaki bir Çekoslovak' mektedir. Gazeteler bu münasebetle Nahas Pa polisinin kabalığı haric) nazikâne ihtar şanın ecnebi mehafilin ve siyasî âlemin ediyorlardı. Nitekim, Viyanada gece 9, nazan dikkatini celfceden meharetinden dan sonra sabahm 7 sine kadar otomobil' lerin korna çalması memnu imiş. Yalnız sitayişle bahseylemektedirler. fenerlerle işaret verilirmiş. Biz, şehre 9 dan sonra girdik ve bu memnuiyetten haberimiz olmadığı için, kimseyi çiğne» miyelim diye korna değil; klâkson çala Elâziz (Hususî) Haydaran reisi çala kemali azametle bütün caddelerden Kamer, Yusufan reisi diğer Kamer, ve seyrüsefer memurlannın önünden geçDemnan reisi Cebrail ve Kureyşan reisi tik. Kimse, dün akşam Köprüde bir ecOsi Seydonun muhakemelerine yakında nebi misafirle yanındaki kadına yapıldığı başlanacaktır. Çok meraklı olduğu temin gibi, yakamıza yapışıp bizden ceza isteedilen muhalefet hareketinin içyüzünü medi. Hatta, ihtar eden dahi olmadı. aydmlatacak olan adlî safhaya hususî bir Ertesi gün bir Viyanalı dostumuzdan bu ehemmiyet verilmektedir. Seyid Rızanm, memnuiyeti öğrenerek ona göre davrantakib müfrezelerinden kurtulmak için ara dık. lannda kan davalan olan eski düşman Çakılan çiviler yüzünden Köprü, adelarına baş vurarak saklanmak çareleri ta, netameli bir yer halini aldı. Çünaraştırdığı haber alınmıştır. Bu azılı serkü, bir lira para cezası vermekten başgerdenin bugün yann denecek kadar yaka son vapurunuzu kaçırıp kalmak kin zamanda yakalanmasına intizar editehlikesile de karşı karşıya gelmeniz, liyor. oralarda dolaşan zabıta memurlannm Londra Bağdad telefon keyfine ve lutfuna, yani şahidsiz, delilmükâlemeleri siz, hatta mevhum bir belediye cürmü i§Londra 31 (Hususî) Yanndan iti lemenize kalmıştır. baren Londra ile Bağdad arasında teleBu işin çıkar tarafı çivilerin üzerinden fon mükâlemelerine başlanacaktır. Bir geçen tellere, Avrupadaki gibi renkli dakikalık mükâlemenin ücreti bir ster fenerler asmak ve işi halkın kendisine bılin ve dokuz şilin olacaktır. rakmaktır. Aksi takdirde, mülga Köprü Macaristanda hummai münıriye tahsildarlannın yerine, ellerinde birer makbuz defteri bulunan yeni cetifoidi salgını Budapeşte 31 (A.A.) Salgın bir şe za tahsildarlan ikame etmek, daha prakilde devam etmekte olan hummai tifo tik bir usul olacaktır. idi yüzünden Kiskunhalas şehrinde 30 kişi ölmüştür. Elâzizde şakilerin muhakemesi başlıyor