8 Ağustos 1937 CUMHVRÎYET PAZABDAN PAZAPAI İktısarlî hnrpkptJpr u, hayat demektir. Su olmıyan yerde havat olmaz. O sebebleBisikletle hamalhk Yerli, yersiz... dir ki susuzluk, en büyük derd ğımız mallann kıymeti 50,145,485 lira Paris (Hususî) Her dört senede den müteşekkil heyet temsil etmiştir. Son Yerli Mallar sergisinde teşhir edi ve miktarı da 439,748,125 kilodur. Bu bir kere medenî merkezlerden birinde sayılmış ve bu derde derman aramak, Kongrenın acılması mutantan mera len şeyler yalnız yerli mallarımız değil, müddet zarfında ithalâtımızın kıymeti ise toplanmakta olan beynelmilel felsefe beşerî meş^aklerin en mühımlerinden bisimle olmuştur. Bunun için Sorbonun taayni zamanda yerfi kusurlanmızdır. Yer 38,019,548 lira ve miktarı da 192 mil kongresı bu senekı ıçtımaını 31 temmuzrihî büyük anfıteatrı hazırlanmıştır. Boy ri olmuştur. Yurdumuz dünyanın suyu li mallarımız nekadar tekâmül etmişse bu yon 268,541 kilodur. Yani bu senenin da Pariste akdetmeğe başlamıştır. Bu sele dünyanın her tarafından gelmiş clan pek bol yerlerinden bulunmasına rağmen kusurlarımız da o kadar artmış: Güzel beş ayı içinde haricî ticaretinıizde lehimi ferki içtima dokuzuncu toplantı olduğuna mütefekkirleri kendi sıı*esinde tophyan biz bıle buj:ün su işlerüe önemli surette kumaşlar, deriler, el işleri... yanında ze 12,125,937 lira fazlahk göze çarp göre şimdiye kadar felsefeye müteallik bu muazzam, muhtesem ılim abiriesi res mesş^ul olmaktayız. Bütçemize dolgun çirkin bir ihmal, baştan savıcıhk, zevk maktadır. 1936 senesinin ayni aylannda mevzular sekız toplantı halınde dünya fımi küsad günü başka bir revnak almış o karsıhklar koyup kurak mmtakaları suya sizlik, beceriksizlik! ise ihracatımız 36,014,798 lira ithalâtı lozoflarının, profesörlerinin tetkik ve mü luyordu. Ayni zamanda, davet edilmiş o kavusturmağa sava«raaktayız. Neden her işimize iyi başlıyor, sonra rnız da 35,723,923 lira idi. Geçen sene nakaşalarma arzedilmiş ve bunlardan alı lan Fransız Reisicumhurile meclisi mebIşte bu hayatî kıymet yüzündendir ki onu kötü bitiriyoruz? En büyük emel ye nazaran beş aylık ihracatımazda nan neticeler birer kitab halinde intişar usan reisi Heriot* da Sorbona gelmişler su etrafında bir takım akideler vücud bullerimize bile geçici bir hevesin pamukip 14,130,687 lira fazlahk vardır. Yalnız etmiştir. Bu kitablar sırf kongre toplantı ve Rıyaseticumhur orkestrasmın çaldığı mus ve ayni mevzua taalluk eden birçok liğile mi bağlryız? mayıs ayında ise ithalâtımız 5,636,768 larına takaddüm eden zamanlardaki dü milli marşın nağmeleri arasında Reisi an'aneler peyda olmuştur. Ölüm anında Bari daimî bir sergi binası yapsak ve lira ve ithalâtımız da 8,764,326 lisradır. şüncelerden, görüşlerden daha yeni, da cumhurun huzurile Maarif Nazın kon hastaya su vermek ve bu hizmeti yüksek Gazeteler diyorlar ki: Muhtelif mıntaka bu işi kâh bir bahçenin ağaclan arasına, bir borc tanımak o akideler ve o an'aneBeş aylık haricî ticaretimizde başlıca ha orijinal görüşleri iktiva etmiş olmalan greyi açmıştır. kalarda sırt hamallığı kalktıktan sonra, Is kâh bir mektebin koridorlarına sığınmış ihracat eşyamız şu mallar olmuştur: itıbanle fikir âlemınde yeni metodlar, yeNazırın uz*jnca olan nutkundan sonra ler cümlesindendir. Bu telâkki ve bu ititanbulda büyük sandıklar naklcden üç göçebe ve muvakkat bir teşhir hevesi olTütün 10,698,640 lira (yüzde 21,34). ni sistemler ve ilimlere rehberlik eden yeni Fransjz Akademisini temsil eden edib yad, şüphe yek ki, boş değildir. İnhilâl tekerlekli bisikletler görülmeğe ve şehre maktan kurtarsak... Mallarımız yerli am buğday 5,326,489 lıra (yüzde 10,62), felsefe cereyanları doğurmağa vesile verPaul Valery daha uzun, fakat çok güzel demınde bulunan bi. hayatın alevler içinAvrupaî bir manzara vermeğe ba§lamış ma sergilerimiz yersiz! fcndık 3,901,213 lira (7,78), pamuk miş olmak itibarile fıkir dünyası için çok bir nutuk irad etmiş ve bu nutkunda de kalması tabiidir. O alevler, sönmeğe lardır. Vindsor Dükünün centilmenliği 3,062,941 lira (6,11), yün ve keçi kılı ehemmiyetli olmuştur. Descartes'ın felsefî kısmından ziyade e mahkum hayatm her anını cayır cayır Güzel. Yalmz bu Avrupai manzaranın 3,028,523 lira (6,04), çavdar. darı ve Bu seferkı dokuzuncu kon^reye her debî kısmını adeta tahlil etmiştir. Daha yakar. Hasta bu vaziyette kızgın günej bir esaslı tarafı eksik: Avrupada eşya takusyemi 2,330,158 lira (4,61), tiftik zamankinden daha başka bir renk veren, sonra Sorbonun felsefe profesörlerinden altında göğsü parçalanmış topraklar gişıyan bisikletler asfalt üstünde yürürler. 2,177,569 lira (4,34), kuru üzüm 1 mil yeni felsefenin rehberlerinelen sayılan Bronschwak da en ziyade Descartes'ın bi bir damla su ihtiyacile sessiz sessiz Bu bizim Arnavud kaldırımlan üstünde yon 767,142 lira (3,52), arpa 1 milyon Descartes'ın ölümünün, ve onun felsefe felsefî kısmını teşrih eden bir nutuk irad kıvranır, feri sönmüs gözlerile o rahmet bisikletle taşınacak eşya, çanak çömlek 699,173 lira (3,39), krom cevheri 1 tarihınde klâsik bir mevki kazanmış olan etmiş ve bu güzel autuk bittikten sonra katrasını melul melul dilenir. Böyle bir gibi kınlıp dökülecek neviden iseler, kömilyon 275,241 lira (2,54), zeytinyağı «Metod hakkında nutuk» adh eserinin Maarif Nazın celseyi kapamış, böylece hastaya bir yudı m su vermenin ne büyük ivilik olduğunu söylemeğe lüzum var mı1,208,272 lira (2,42). palamut 1 mil üçyüzüncü yılına tesadüf etmesi itibarile kongre küşad edılmiştir. şeyi dönmeden sandığın içinde tuzla buz dır? yon 044,660 lira (2,08). yaş, deri 1 kongreye «Descartes kongresi» adını verolurlar. Bundan senra muayyen günlerde mümilyon 040.364 lira (2,07). mek suretile müstesna bir mevki verilmiş zakerelere baslanacak ve bunların ara Fakat biz şarklılar, olümden sonra da Bizce, Istanbul sokaklan için hususî Haricden memlekete ithal ettiğimiz olmasıdır. Bundan dolayı ilimde yeni mebir araba tipi icad edilmelidir. Mesclâ sında da kongre azalan muhtelif ziyaret su ihtiyacının ruhlardan uzaklaşmadığına başlıca mallar da şunlar olmuştur: todun babası sayılan bu filozofun felse lerde ve tenezzühlerde bulunacaklar ve inanınz. Atalarımızın bol bol çeşme yaptank biçimiode, çukur, dere, hendek, bayır, tümsek athyacak, az sarsılacak, değKusarlı ve boyalı ham mensucal fedeki yüksek mevkii düşünülerek ken münakaşa ile yorulacak dimaglar biraz tırmaları, sıcak günlerde su dağıtmalari hep bu akidenin eseridir. Nasıl ki bugünme iniş yokuşa aldırmıyacak bir nakil va264,575 lira (13,85), yüaden ve kıldan grede konuşııîacak mevzular hep bu dinlendirilecektir. miiıver etrafında şöylece tesbit edilmiş de, kendine bir bardak su sunulan eski sıtası!.. Bir nakil vasıtası ki tank gibi saiplik 1,805,507 lira (4,75), pamuk ıp tir: terbiye sahibi yurddaşlar: «Teşekkür elâbeti ve ... eşek gibi mukavemeti olsun! liği 1,456,463 lira (3.82), yiyecek şeyderim» verine «Ölülerinin canma değler imal «den makineler 1,418,161 lira 1 Descartes etüdleri. Festivalin manası Merdivenköyü hâdisesi hak sin» derler. 2 İlimlerde birlik metod ve metodWindsor dükünün Venedikte yaptığı (3,72), demir ve celik 930,942 lira Istanbul festivalleri güzel bir intizam kmda Polis müdürünün bir Dinî telâkkiler ve telkinler de bu macentilmenüği biliyorsunuz: Kendisini sey (2,45), kahve 819,026 lira (2.15), de lar. îçinde devam ediyor. Diyecek yok. miryolu rayları 698,149 lira (1.84). hiyettedir. Kur'c «Her şeye su ile ha3 Mantık ve riyaziyat. mektubu reden Amerikalı bir kızın çantası suya Fakat meslek ikhzası! mutlaka bir düşer, sabık İngiltere Kralı da beyaz de elektrik motörleri 558,697 lira (1.47), 4 Illiyet ve muayyeniyet. Dün Polis müdürluğünden şu mekfu yat verildiğini» söyler. şey demek lâzraısa şunu derim: Bizim riden iskarpinli ayaklarile suya dalarak, ziraat alâtı 529,903 lira (1,39), bakır 5 Müteemmil tahlil ve berranilik. bu aldık: Bütün bu an'anevî itikadlar arasında bildiğimiz, festival denen şey, yalnız bir akıntıya kapılan çantayı yakalar ve sahi 507,897 lira (1,34), hbbî müstakzarat «Merdivenköyünde s®n günlerde bir şehıdleri susuz bırakmamak keyfiyeti 6 Kıymet: Kaideler ve realite. şehrin ahalisini eğlendinnek için değil, bine iade eder. veseromlar 505,162 lira (1,33). Işte bu kongrede konuşulacak olan adamm kazıklanarak öldürüldüğü yo çok mühim bir yer tutmaktadır. Memleo şehre başka memleketlerden seyyah Bes aylık ihracatımızda Almanya bi mevzuları teşkilât komitesi daha evvel lunda bir şayia çıkmış ve bu şayiamn o ketimiz şehidler diyarıdır. Her avuc topWindsor Dükü bu hareketile yalnız çekmek için, bilhassa bunun için yapılır. bir genc kızın çantasını değil. bu hodbin rinci, Birleşik Amerika ikinci ve İngilte bu suretle hazırlamıs olduğundan yazılan köy ahalisinden bazı kimselerirı iddia rağa sahib olmak için belki bin ve o topFestival eğlencelerinin bir fevkalâdeliği asırda suya düştüğü iddia edilen centil re de üçüncü mevkii işgal etmektedir etüdler hepsi buna müteallik olacak, mü ve ifadeleri uzerine 6 ve 7 tarihli Haher rak parçasını sağdan soldan, yukarıdan gazetesile diğer bazı gazetelerde neşreolmalı değil midir? O halde, meselâ, menliği de kurtarmış oluyor, değil mi? ler. Almanyaya yaptığımız ihracat zakereler, münakaşalar hep bu mevzular dilmiş olduğu görülmüştür. Yapılan tah aşağıdan sık sık yüz gösteren düşmanBebek bahçesinde aktör Naşidin paçavra 23,228,478 lira, Birleşik Amerikaya etrafında deveran edecek ve hepsi son kikat. köy ahalisinden bu iddiada bulu lara karşı muhafaza uğrunda ise belki Kıfalan dolaşan harb dekorlar arasmda oynadığı «Çifte Keyaptığrmız ihracat 4,869,623 lira, İngil radan bir kitab halinde intişar ederek nanlann sözlerinin asılsız olduğunu gös on bin şehid vermiş bir milletiz. Bundan Dikkat ediyor termiş bulunmaktadır. Hâdise alelâde dolayı her yurddaşın yüreğinde bir kaç rameb> piyesinin fevkalâdeliği neresinde sıusunuz? tereye yaptığîmız ihracat da 2,630,246 kongre azasına dağıtılacaktır. Harb bir kavgadan ibarettır. Bu hususun tavdir, söyler misiniz? liradır. Beş aylık ithalâtımızda ise Al kıt'alan dolaşıyor. şehıdm mczarı yatar. Bu mezarları vicFransızlar her. fırsattan istifade etme • zihini dilerim.» Yoktur. Bebek bahçesinde festival İtaryan Habeş manya gene birinci, Birleşik Amerika i yi bilen bir millet olduğundan bu sene ddnımızdan fışkıragelen şükran zem^c'''"'•" • • • Emniyet DtrektöYıtmile ıslatmaktan geri kalmadığımız gibi oısun, olmasın her yaz halk operetleri, kavgasile, kinci ve îtalya da üçüncüdür. evvelâ Pariste açılan beynelmilel sergiye her veSalih Kılıc Afrika kat'asında Almanyadan yaptığımız ithalât sile ile fazla ziyaretçi celbetmek istfdik şehidlikleri çimenzara çevirmeğe çalışmaişebaşladı; sonra İs16,250,226 lira, Birleşik Amerikadan leri için felsefe kongresinde galiba bu fiyı da vazife tanıyoruz. Uyuşturucu madde panyol Fasmdan yaptığımız ithalât 5,010,879 lira ve Itaî kirle mümkün olduğu kadar fazla aza Hal böyleyken İstanbulun biricik tekaçakçıları Cebelüttarık yolile yadan yaptığımız ithalât da 3,182,806 bulundurmak istemişler, ve bundan dolamiz, muntazam ve asrî,şehidliğine, EdirDün, Şamlı Arif, Kara Mustafa, Çe nekapısındaki Şehidler kabristanına BeAvrupa kıt'asma liradır. M. Tezel yı kongreye davet edilen filozoflardan. lik Süleyman, Arab Nusrat, Çakır Sa lediyenin para ile su sattığını duyuyogeçti; orada işini biprofesörlerden başka hükumetlerden, ünitinneden Okyanus versitelerden de murahhaslar istemişler im. Kuru Aliz, Meşe Hidayet, Münir, ruz. Bu, inanılmaz bir haberse de doğkoridorunu mesire yerine çevirmişler. Nedim adında 9 kaçakçı yaklanmıştır. ların altına dalarak Japon denizine ve Ne gülüyorsunuz? Ben de bu hava dir. Böylece hemen hemen bütün milletBuniardan bir kısmı şehrin ücra bir rudur. Çünkü bizim için çok elemli bir Çin sahillerine ulaştı, Asya kıt'asını boyIer bir taraftan ilmî aza, diğer taraftan dısi okuyunca, bir arahk, adalet huzurukö^esinde toplanarak esrar ve erom içe tesadüf olarak Belediyenin Şehidliktea Naşidler, filânlar, bir şeyler oynayvp du ladı. Acaba oradan Amerikaya, niha da resmî aza gondermişlerdir. na yoğurtlu patlıcan tavasile, irmik helrek â!em yaparlarken cürmü meşhud su para3i tahsil ettiğini gözümüzle görrur: Bahçe o bahçedir, sahne o sahnedir, yet Avustralyaya mı gidecek? Giderse, dük ve o dakikada kanımızm damarlarıKongrede dünyanın her tarafından halinde e!e geçmişlerdir. va5İle, kavun karpuzla giden ve bir şiiripiyes o piyestir. Festival şerefine değişen beş kıt'ayı dolaştıktan sonra hızmı ala Suçîuların üstleri arandığı vakit mü mızda kuruduğunu duyduk. mizde olduğu gibi «mihneti kendine zev gelmiş aza vardır. Cenubî Afrikadan, ne var? cak mı? Yoksa gene Afrikadan başlıyaŞehidlikten su parası almak, şehidlere ketmek hünerini» göstermek istiyen bu Arnavudluktan, Hindistandan, Çin him miktarda esrar, eroin ve afyon buînsan soruyor: Ingiliz lordu Istanbula rak ikinci bir tura mı çıkacak? lunmuştur. su satmaktan farksızdır. Zira şehidliği kadınların pişkinliğine gülecek »Idum. den, Japonyadan tutun da Alman bir tuluat komiğinin yalnız bizim için Devriâlem seyahati yapan harb, dün Fakat Adliyeye şahidlik için gidip de ya, İngiltere, ve Amerikadan gel Dokuzu da dün kaçakçılık işlerine çiçeklerle, ağaclarla muattar bir hale hoşça Ermeni taklidini dinlemek için mi yayı kaç defa devretmek ve nerelerden üç, dört saat ayaküstü beklediğim günleri miş aza, hep bir arada bulunuyorlar. bakan Iseşinci ceza mahkemesine teslım ve daha doğrusu şehidlere yakışır bir şekedilmişlerdir. ta Londralardan kalkıp gelecek? Hem de geçmek niyetinde acaba? le sokmak için su lâzımdır. Sonra vatan hatırlayınca şahid kadınların aklını be Böylece aza adedi altı yüzü geçmiş olumutfak bezleri gibi kirli paçavraların deBir mahalle kavgası için kanlarını döken bu mubarek ölüleğendim. Beraberlerinde büyük bir hasır, yor. Bu sefer her vakitkinden fazla ola Truva salonu kor niyetine sarkıtıldığı, bekçi kulübesinrin mezarlarına bol bol su vermek, yukarıBizim gazetede okudum: Küçükpa iki damacana su, bir de gramofon götür rak en çok aza gönderen devlet Almanya Istanbul Arkeoloji müzelerinde, truva den biraz daha büyücek, dasdaracık bir zarda iki çocuk arasında çıkan bir kav müşlerse, Adliye koridorlarında oturacak olmuştur; hemen hemen Almanyanın büda izah ettiğimiz. an'aneler ve akideler hafriyatmda çıkan eserlerden mürek sahne üstünde! ga, annelerine ve akrabalanna da sirayet yer olmadığı için saatlerce ayakta dur tün darulfünunları kongrede temsil edil keb «Truva salonu» namı altmda büyük dolayısile umuma taalluk eden bir borcdur. O takdirde Istanbul Belediyesi bu Bunun için Bebek bahçesindeki fes eder; kavga büyüyünce bütün mahalle manın baş döndürücü yorgunluğundan miş gibidir. Bunların arasmda Türkiye bir salon açılacaktır. bu ağustos sıcaklannda insanın dilini ve mizi de memleketten davet edilmiş olan ısı nasıl bir mülâhaza ile yapıyor ve §etivale Paristen, Londradan değil, galıba halkı sokaklara dökülür. Polis gelir, suçGelecek eserler için mahalline giden zahmet edip de Beşjktaştan, Ortaköyden luları yakalar. Mahallenin bütün kadın damağını kurutan havasızhktan, bekle profesör Halil Nimetullah Öztürkle Ü Müzeler Umum müdürü Aziz Oganm hidlere nasıl bir hakla su satıyor?.. Bu, istizaha ve izaha değer bir mevzugelen bile pek yoktu ve orası her zamanki lan da şahid yazılır. Manzaraya bakı menin verdiği boğucu sıkıntıdan biraz niversitemizden gb'nderilmiş olan profesör truvanın bütün tabakalanna aid ayırdıkurtulmuşlardır. dur. Reinbach'ın riyaseti altında profesör Şe ğı eserler bugünlerde şehrimize gele gibi civar halkınm kalabalığile dolmuşa nız: Bunlar çocuklarile, sepetlerile, yi yeceklerile Adliyeye gitmişler, mahkeme kib Tunc ve doçent Hilmi Ziya Ülken cektir. benziyordu. SERVER BEDl M. TURHAN TAN se, burada da kalabilirler. Fakat iyi değil.Bir müddet için, anlatabiliyor muyum, bir müddet için, evinize değil, buraya alışacaksınız. Bir düziye evle temas halinde bulunacak olursanız, buraya alışamazYazan : Mahmud Yesari sınız. Bir zaman, evinizi, etrafınızı unuMelike, balkonda, güneşin bol ışığı maladı, kür şezlonguna yatırdı. tunuz. altında kamaşan bahçeden gözlerini ayıMelike, telefonda, kocasının sesini duMelike, hiç sesini çıkarmadan dinliyor Bana, telefon edecek olurlarsa, heramıyordu. Etrafına bakınırken. öbür yacağını düşüne düşüne ufka bakıyordu. men haber verilmesini emreder misiniz? du; doktor, hemşirenin elinden derece balkonlardan, kendisine dikkatle, merak Ufuk engin, fakat Melikenin içi dardı. Halbuki o, «Kocamın sık sık gelme kâğıdlarıru aldı, baktı, sonra, Melikeye la bakıldığını görerek sıkıldı; birden geri Bu enginlikle darlık, birbirine birşey söysine neden müsaade etmiyorsunuz?» di sordu: çekilemedi. liyemezdi. Melikenin gözleri, kendi âle yecekti. Yemeklerden memnun musunuz? Hastalar, yeni gelen arkadaşı, elbette mine dalmıştı. Çok iyi. Doktor, elile çenesini turmuştu; dü merak edeceklerdi. Balkondan balkona Melike, uyuyamıyordu; yalnız sessiz Başka birşey istiyor musunuz? şünmüyordu; bu vaziyetleri evvelden bilkonuşuyorlar, gülüşüyorlardı. Iik ve hareketsizlik, onun iğnelenen, ka diğini, halden anladığını gösteren bir gü Melike, kuru bir gülüşle: Melike akşamın acı karanlığile, saba rıncalaşan sinirlerini uyuşturmuştu. Gelenleri yiyemiyorum ki, dedi. lümseyişle gözlerinin içi parhyordu: hın tath neş'esi arasındaki ölçüsüzlüğe Kendi çevresinden dışarıdaki uzak sesDoktor, gözlerinin içi gülerek başını Bu, gayet kolay... Fakat siz, size şaşıyordu; sabahm taze renkleri, taze Ierin akislerini bir ninni gibi dinliyen sasallıyordu: telefon edeceklere, kür saatlerinde teleış:kları, gözünü ve gönlünü öyle doyur natoryom, uyuyordu. Yavaş yavaş iştihanız açılacak fon etmemelerini söyleyin. Sizin menfamuştu ki, acıyı ve karanhğı düşünmekten • ••.••..•••*.••••»••••••«•••••••••# tır. Canınız ne istiyorsa söyleyin. Tavuk, atiniz için... Kürden istifade ebniyecek çok uzaktı. Nasılsmız? Dün gece, rahat ettiniz piliç gibi. şeyler ister misiniz? Pirzola, olduktan sonra, burada yatmanız lüzumGenc, orta yaşlı erkekler, ikişer, ü mi? kebab?.. suz, değil mi? Boş zamanîanmız da çok.. çer, dörder kişilik küçük gruplar halinde, Doktonın »esini duyarak hemen gözMelike, hep dudak büküyordu: Melike, yutkundu, cesaretini topla ön bahçede, konuşa gülüşe, ağır ağır lerini açan Melike: Teşekkür «derim, hakikaten işti dolaşıyorlar, arasıra balkonlardan bakan Teşekkür, ederim, dedi. Çok iyi dı: ham yok. Peki, doktorcugum, bu sozunüzü lara, söz atanlara cevab vererek şakala uyudum. Doktor, kalemle elindeki tabelâ kâ şıyorlardı. Havada, hayatm neş'esini ka Hava hafiftir, demekte haklıymi tutacağım. Fakat kocam, ziyaret günle ğıdına yazıyordu: rinden başka günlerde gelemiyecek rartacak tek bulut yoktu. şrm. Size, meyva yazdım. îştiha îçin de mi? Melikenin odası, süpürüldü, tozlan aMelike, doğrulmak istiyordu: bir ilâc verilecek. lındı, temizlendi. Bahçede dolaşanlar, i Sizden bir ricam var, doktorcu Doktor, gülmedi, gayet ciddî bîr ta Döndü, başhemşire ile almanca koçeri girdiler, kür balkonlardan kaynaşma ğum. vırla: nuştu; derece ve tabelâ kâgıdlannı hemlar başladı. Hem§ire, Melikeyi sardı, sarDoktor, clilc, onun bpırdanmasîna Gelebilirler, dedi, Hatta işterlçr» şireye yerdi, MelikeyeJ Bisikletle hamalhk Festivalin manası Yerli, yerİstatistik umum siz... Windsor Dükünün centilmenliği Kıt'aları neşrettiği istatistiklere müdürlüğünün se Pariste faaliyete geçen ve bizim de iştirak nazaran 1937 nesi başından itibaren mayıs ayı nihayeettiğimiz kongrede görüşülen mevzular dolaşan harbBir mahalle kavgası tır;e kadar beş ay zarfında harice sattı Beş aylık haricî ticaretimiz Beynelmilel dokuzuncu Felsefe kongresi Şehicllere satılan su 1 Edebî tefrika : 34 Lâ mâni oldu: Rahatsız olmaym, ne söyliyecekseniz, söyleyin. Genc kadın, gülümsedi; doktonın yanında, başhemşire ile, Melikenin derecelerini alan zayıf, uzun boylu hemşire vardı; birden zâfından utandı: Bugün, sizi röntgene çağıracağım, yacaktı. dedi ve yanındakilerle birlikte odadan Bu fikir, Melikeyi zehirlemişti; koca«î çıktı. yazıhanede yoktu. Daktilo: *** Daha gelmediler, dedi. Öğle yemeği zamanı, Melikeye çok Melike, merakla sordu: acı geldi. Dün, kocası da oradaydj, ve Telefon da etmedi mi? masaya karşılıkh oturmuşlardı. Genc ka Hayır ! dın, ağlamak isriyerdu; yemekler, boğaGenc kadın. telefenu kapadı. Bu nezında dügümleniyordu. Kalktı, odanın i tice, »nu, fena şaşırtmıştı. Şekib, yazıhaçinde dolaşh; tekrar masa başına otur nedeki islerini öne sürerek, sanatoryoma du; zorla birkaç lokma yedi. sık gelememek mecburiyetinde kaldığırıı Hastalar, gene bahçeye çıkmışlardı; söylüyordu. Halbuki, yazıhaneye uğra Melike, odadan ayrılamıyordu; ya tele madığ» anlaşılmıştı işte! Melike, o zamafonla ararlarsa? na kadar, kocasının islerini hiç kontrol etMelike, odanın içinde, ne yapacağıru memıs; bunu, hatırına bile gejirmemıştı. şaşırmış, oturuyor, kalkıyor, balkonda Şekib, yalan mı söylüyordu? Melike, dolaşıyordu. Bir ara, sıkıntıdan bunal dünyada her şeye inanır, fakat kocasının dı; sofaya çıktı. Yukarı kata çıkan mer valan söyliyeceğine inanmazdı; Şekibin divenin önünde dar boşluğa konmuş ha karakteri yalan söylemeğe müsaid değilsır k»ltuklarda oKıran üç genc, onu, me di. Şekib, karısını aldatmazdı, aldatarakla süzüyorlardı. Melike, bundan büs mazdı. bütün sıkıldı, odasma döndü. Peki, neden telefonla aramıyordu? Uzaklarda «ten bir vapur düdüğü, o Neden yazıbanesinde yoktu? nu, iliklerine kadar ürpertti; dün, bu sesi, Melikeyi daha ilk gününden mi ihmal kocasile birlikte duymuşlardı. Bir ölü ediyordu? Melike, sanatoryoma gelmezsesin, bir canlı hatıra taşırnası, Melikeyi den evvel: daha mahzun etti. Eğer beni aramazsan, ihmal edecek Kür saati yaklaşıyordu; Şekîb, hâlâ olursan, bir dakika durmam, hemen eve telefon etmemişti; Melike, içinin anî bir dönerim! demişti. hamlesile doğruldu, kimonosunu giydi, {Arkası var) telefona koştu; Şekibi yazıhaneden an •