8 Ağustos 1937 CUMHURI¥ET SON ER Hfidiseler arasında Selâm tabirleri Yol yazıları H mlâ anarşisi etrafında yazdıgım |J yazılar üzerine, okuyuculanrnızdan bir kaçı, türkçemizin başka bir eksiğini bana hatırlattılar. Aix les Bains 31 temmuz 937 Eski mevzu. Çok mürekkeb yutBoğucu bir öğle sonu idi. Sabahtanmuştur ve iki kelime ile hulâsa ediberi, bir kum torbası gibi omuzlanma asıTürkçe selâmlaşmıyoruz. 18 yaşından 45 yaşına kadar eli silâh tütan lebilir: lan güneşin ağırlıgından kurtulmak için «Bon jour» ve «bon soir» yerine otelin bahçesine çıktım. Sıra sıra kestane hiç birşey koyamadık. «Gün aydın» bütün Çinliler seferberliğe davet edildi ağaclarının gölgeliğinde geziniyordum. ve «tün aydın», öz türkçe ve kısa olBahçenin ta öbür ucundabir adam, ko[Baştarafı 1 inci sahifeâe] tir. Müşahidler sefirle Çin lideri arasmda dukları halde yaşamadılar. Hanken'den alınan bir telgrafta vazi cereyan edecek olan müzakerelerin sulh Çoğumuz «bon jour, bon soir, au caman bir ağaca dayanmış, kolları gögr etin burada vahim olduğu, 10,000 Çinli ihtimallerini tetkik etmek için son bir fır revoir, Allahaısmarladık, Allaha sünde, kafası havada, o da benim gibi ıskerin Japon imtiyaz mmtakasını mu sat bahşedeceği mütaleasında bulunmak emanet olunuz, merci, teşekkür ede söyleniyordu. Arkasında kısa bir gömlek, »asara ettiği ve Japon eşyasına karşı boy tadırlar. rim, selâmünaleyküm, aleykümse ayağında beyaz bir pantalon vardı. Kundunralarımın ufak çakıllarda hasıl ettiği LOtaj yapıldığı bildirilmektedir. M. Kawagoe, Tsingtayi terketmeden lâm» yerine: çıtırdıdan başını çevirip baktı. Aramızda «Asahi Şimbun» muhabiri, gazetesine evvel matbuat mümessillerine beyanatta Merhaba! mesafe kalmamış gibiydi. Dikkat ettim: çönderdiği bir telgrafta 4 ağustosta Çin bulunarak şimalî Çinde vaziyetin çok va Eyvallah! Ortayaşlı, yüzünde yer yer kan birikmiş, nakamlarının Japonlarla ticaret yapan him oldugunu, ancak bir hal sureti bulDiyip çıkıyoruz. Bu iki kelime hasta değilse bile herhalde çok yorgun jirkaç Çinliyi kurşuna dizdiklerini ve Ja mak hususundaki bütün ümidlerin zayi hepsinin yerini tutuyor. Fakat bu iki pon fabrika ve firmalarında çalışan 200 olmamış oldugu fikrind< bulunduğunu kelimenin de biri arabca, öteki melez. bir adamdı. Nazarlarımız karşılaşmca dudaklannda renksiz bir tebessüm belirÇinliyi casusluk suçile tevkif ettiklerini öylemiştir. «M. Demet» imzasile mektub gön di: bildirmektedir. deren bir okuyucumuz şöyle bir tekNankin'deki ecnebilerin Çok sıcak, değil mi? Muhabir, Japon imtiyaz mmtakasındalifte bulunuyor: çıkarılacağı asılsız Gerçi tanışmıyorduk; fakat otel haki Çin mahallesinin hududunu tayin eden «Avrupanın dört büyük dilinin se yatında en ufak vesile bir münasebet teŞanghay 7 (A.A.) Sefaretlerin ağadarın kesilerek bunların yerine sahra lâmlaşma ıstılahlarında, mademki, toplan ve mitralyözler konulduğunu ilâve Nankin'de ikamet eden ecnebilere Çin (gün) kelimesinden evvel, her za sisi için kâfidir. Hemen cevab verdim: hükumet merkezini tahliye etmeleri hak Evet, çok sıcak... însan güç nefes eylemektedir. Buradaki Çin zabiti imükmda talimat verdiklerine dair çıkan ha man (güzel) kelimesi geliyor; biz alabiliyor. yaz mmtakasının bir saat zarfında alınade, güzel gün demek uzun oalcağına berler kat'iyetle tekzib edilmektedir. Bir sigara ikram ettim. Teşekkür edebileceğini beyan etmektedir. göre güzeli ifade eden başka bir ke rek aldı. Artık ahbaB olmuştuk. Oracıkta Çin Amerikadan tayyare aldı Çindeki Müslümanlar da bir Vaşington 7 (A.A.) Hariciye lime kuUanmayı deniyelim. Güzel iki hasır sandalyeye oturuverdik. Bir beyanname neşrediyorlar Nezaretinin istatistiklerine göre, geçen bir çiceğin adını kullanarak çok yer müddet güneşin sıcaklığını çekiştirdık. Şanghay 7 (A.A.) Nankinden ay zarfmda Amerikadan esliha mübayaa de güzeli ifade ederiz: Gül gibi bir Sonra buraya niçin geldığimizi, nekadar b'ğrenildiğine göre Çinde oturan müslü eden en mühim müşteri, Çin olmuştur. kız, gül gibi bir ev... deriz. (Gül) kalacağımızı, nereye gideceğimizi soruşmanlar ecnebi istilâsına karşı durmak için hem kısa bir kelime, hem de güzel bir turduk. Nihayet hüviyetini anlamak isteÇin, 293,000 dolarlık tayyare satın albir komite teşkil etmişlerdir. Komite bü emrihazırdır. 0nun için (gülgün dim: Fransız bir ana babadan müs mışbr. tün dünya müslümanlanna hitaben bir gültün gülkal gülyat) kelimeleri temlekede doğmuş, orada büyümüş, orabeyanname neşrederek Japonlara karşı Japon kabinesi miişkül vaziyete ni şöyle kullanabiliriz: Gülgun sayın da iş güç sahibi olmuştu. Çatlak bir madüşüyor zecri tedbirler alınmasını istemeğe karar bayan gültün dostum gülkal kar denî boru içinden çıkıyor gibi bir sesi Tokyo 7 (A.A.) Çin harbi için deşim gülyat yavrum... vermiştir. Bu beyanname muhtelif lisanvardı. Arab şivesile kanşık tadsız bir lara ve bilhassa türkçe, arabca ve farsça konulan tahsisat ile bu hususta ihtiyar Heyhat!.. Çiçekleri pek sevdiği fransızca konuşuyordu. Şimdi sormak sılisanlarile Hind lisanlarına tercüme edi edilen masraflar ve mükellefiyetlerin tak soy adından da anlaşüan bu okuyurası ona gelmişti: simi meselelerinde müşahede edilen fikir lecektir. cumuz, lisanlann teşekkülünde man Uzaktan mı geliyorsunuz? Japonlar Hankovo'u tahliye ettiler mübayenetleri Konoye kabinesini müş tıkî amillerin birinci derecede rolü Memleketler arasmda dolaşmaktan, kül bir mevkie koymuştur. Çünkü bu müLondra 7 (Hususî) Uzakşarktan olmadığım unutmuş. öyle olsaydı, doktorlar peşinde koşmaktan o kadar bayenetler ordu ile iktısadî mahfiller ara «bon jour» yerine, onun tam tercübildirildiğine göre Hankovv'da kolera sındaki ihtilâfm büyümesine sebeb ol • mesi «iyi gün» demenin ne mahzuru bıkmıştım ki tereddüd etmeden: çıktığından, Japonlar bu havaliyi tahli Evet, dedim, Türkiyeden... muştur. vardı? Bir hece fazla; fakat «sabah yeye başlamışlardır. Muhatabım, birden, doğruldu. YorJapon Prensleri hemen dönayorlar şerifler hayrolsun!» selâmı kadar Pekin civannda yağan şiddetli yağ Tokyo 7 (A.A.) Öğrenildiğine uzun değil. Buna rağmen şu öz türk gun simasına bir canlılık gelmişti. Anlaşımurlar askerî harekâta mâni olmaktadır. göre Prens ve Prenses Tchichibu, vazi çe iki kelimeyi birbirile evlendirmek lan Türkiyeyi tanıyordu. Gülümsiyerek Tahliyenin aebebleri sordu: Şanghay 7 (A.A.) Bazı mahfil yetteki vahamet dolayısile seyahatlerini ve bir arada yasatmak imkânı yok Siz, Türk müsünüz} kısa keserek Japonyaya avdete karar tur. Gül kelimesi bir kıza izafe ediller Japon kıt'alarının Hankow'dan çe Başımla «evet!» dedim. Kollarını diği zaman hoş oluyor amma iki kekilmelerine askerî sebeblerin âmil oldu vermişlerdir. göğsüne kavuşturdu. Boyalan yanda bığuna ihtimal verilmemekle beraber bu ted Sahalin petrolları Rus toprakla lime arasına «gibi» nin tavassutu rakılmış bir resim taslağına benziyen kagirmek sartile, Böyle bir teşbih edatı rından geçiriliyormuf birin şimalî Çin hâdisesini büyütmemek fasmı sol omzuna doğru iğerek: Londra 7 (Hususî) Japonlar Sa kullandıktan sonra «kız gibi bir gül» istiyen Tokyo'nun siyasetine uygun ol Türkiyeden gelmek, bu sanki birşey halin adalanndaki petrollan nakleden de denebilir ve bu imkân, «laz» keliduğu burada temin edilmektedir. mi? Uzaklık bumın neresinde? borulan Sovyet topraklarmdan geçirdik mesinin başka yerlerde ne bir sıfat, Japon sefiri Şanghay'a geldi Dedi. Maksadmı anlıyamamiîtım. O, ne de bir emrihazır gibi kullanılması' Changhaî 7 (Â.A.) Tiençin'de lerinden, Sovyetler protestoda bulumnuşdevam etti: nı asla teşvik etmez. uzun müddet kalmış olan Japon sefiri ve ve boruların Sovyet topraklarmdan Kavvago Dairen'den Changhai'a gelmiş kaldmlmasmı istemişlerdir. IIIMIinılıminııııı Jin 40 mily onhık bir ordu toplamak için çalışıyor Anafartanın Adamı miklerini birbirinin yanında bulursunuz. Bc\kınız size bir vak'a anlatayım: Bir sabah siz bizden bir siper almıştınız; ikindiye doğru takviye kuvvetlerimizle o 81pere saldırdık. Ben geride idim. Bir müddet sonra siperi kurtardık. Bir aralık siperin bir noktasınd? gözüme iki ölü ilişti. Bunların biri Türk askeri idi, kurşunla vurulmuştu. Otekisi bir Fransız zabiti idi. Bunun gırtlağında da Türk askerinin parmak izleri vardı. Türk askeri tabanca kurşunile can verirken bile düşmanınm gırtlağını bırakmamıştı. Çanakkale mu harebesi bize üç yüz bin Fransız delikanhsına mal oldu. Beş ay, alev ve ateş içinde, geceli gündüzlü kan aktı. Fakat, sizi temin ederim, hiçbir ateş Türk süngüsü kadar korkunc değildi. Başımızın üstünden top mermileri geçer, burnumuzun dibinde gülleler patlar, mitralyöz kurşunları bazan orak gibi saflarımızı biçerdi; buna alışmıştık; fakat Türkün süngüsüne alış mak kolay değildi. Düşününüz ki Fransız askeri süngü hücumunda çok cesaretlidir. Muhatabım, korkunc bir hatıranm uğultusunu dinler gibi bir müddet sustu. Sonra rahat bir sesle: îtirafa mecburum ki, dedi, Türk çok kibar bir millettir. Büyük Harbin en centılmen kavgacılarından biri sizdiniz. Bir gün 14 neferle birlikte bir keşif yapmağa memur edilmiştim. Tehlike ve ölüm mmtakasının tam ortasmda bulunuyorduk. Kertenkele gibi sürüne sürüne gidiyorduk. Yolumuz hafif bir yokuş üzerinde idi. Bir tümseğin bitim noktasmda, birden, dört Türk askerile karşılaştık. Bunlar bir obüsün açtığı çukura bir mitralyöz yerleştiriyorlardı. On dört kişî birden, üzerlerine atıldık. Müdafaaya imkân yoktu. Yalnız içlerinden birisi bizden bir askerle karşılıkh vuruştular. Bi zimkisi sizin askerin karnım süngü ile deşti, sizinkisi bir kurşunla bizimkinin beynini patlattı. Diğer üç Türkü esir aldık. Bunlann biri, genc, güzel, kahraman bir zabitti. Esasen bizim tailmatımız, mümkün olduğu kadar, çok esir almaktı. Fakat sizden bir esir aîmak için mutlaka on on beş kişi feda etmemiz lâzımdı. Esirlerimizi karargâha götürdük. Zabiti isticvab ettik. Türk zabiti bizim bölük ku mandanımızdan daha düzgün fransızca konuşuyordu. İki saat uğraştığımız halde bu zabitin ağzından bir tek kelime bile alamadık. Tuhaf değil mi, müttefiklerimiz Ingilizlerle konuşmakta güçlük çekerdik; halbuki düşmanlarımız Türkler bizim dilimizi bizim kadar biliyorlardı. Hâlâ şaşıyorum: Ne diye kalkıp Al manlarla birleştiniz de bize silâh kullandınız? IHEM NALINA MIH1NA Serginin paviyonları ünkü Cumhuriyet'te şöyle bir haber vardı: Dokuzuncu Yerli Mallar Sergisindeki paviyonlar arasında tezyin ve teşhir san'atı bakımmdan bir müsabaka yapılmış; Sümer Bank, İş Bankası, Eti Bank, Nurkalem paviyonları takdire lâyık görülmüş ve bunlar arasında birinciliği Sümer Bank paviyonu kazanmıştır. Sümer Bank paviyonunu, birinciliğe lâyık bir şekilde tertib eden, Ankara Yerl: Mallar Pazarı müdürü Ekrem, bu işin hakikaten ehlidir. Bundan evvelki îstanbul Yerli Mallar sergilerinde, İzmir panayırlarında, Selânik ve Şam sergilerinde yaptığı paviyonlar, daima takdir edilmiştir. Hatta Şam sergisindeki Türk paviyonu, önce fena tertib edilmişken İktısad Vekâleti, B. Ekremi oraya göndererek Türk paviyonunu, ona yeniden tanzim ve tertib ettirmiş, paviyonumuz ancak bundan sonradır ki herkesin takdirini kazanmıştır. Sergide takdirnameye lâyık görülen paviyonlar arasında Reasürans paviyonu da olduğu hade, yanlışlıkla unutulduğunu dün öğrendim. Filhakika yeni ve zarif bir şekilde tanzim edilmiş olan bu paviyon da güzeldir. Fakat ben, iki paviyonun daha takdire lâyık olduklan halde unutulduklan fikrindeyim. Bunlardan bi« risi, lisenin karanhk bir yerinde kurulmuş olan Tümenzanın küçük, fakat dekorasyon itibarile iyi tertib edilmiş köşesidir. Diğeri ise înhisarlar paviyonudur, ki bilhassa bu paviyon üzerinde durmak iste • rim. Bu yıl tamamen yeni bir şekilde yapılmış olan Înhisarlar paviyonu, bu işte ihtısası olan B. Ekremin de söylediği gibi, 9 uncu Yerli Mallar Sergisinin en muvaffak olmuş paviyonlarından biridir. Kimin veya kimlerin eseri oldugunu bilmediğim bu paviyon, tertib bakımından da, teşhir bakımından da güzeldir. Ve muhakkak ki takdire lâyıktır. Hangi şehirlerde adam başına nekadar sigara içildiğini gösteren haritalı grafiği de iyi düşünülmüştür. Bana öyle geliyor ki paviyonlann güzellerini ayırıp takdire lâyık gören sergi komitesi, Galatasaray bahçesinin bir köşesinde ağaclann arasına saklanmış gibi olduğu için, înhisarlar paviyonunu unutmuştur. Dün, Sergiye uğrayıp takdire lâyık rçörülen paviyonları gözden geçirirken înhisarlar paviyonunun unutulduğuna hükmettim ve muhterem komiteye şu satırlarla bu zühulünü hatırlatmak arzusundan kendimi alamadım. Dekorasyon bizde henüz yeni bir san'attır. Marifet iltifata tâbi olduğu için bu paviyon da takdire lâyıktır. I i 'S Fransada geniş iktısadî tedbirler Fazla ithalâtla mücadele edilecek, maliyet fiatları artacak Paris 7 (A.A.) Ticaret Nezareti yakında bazı kararnameler neşrederek yeni kontenjanlar ihdas ve gümrük tarifesinin bazı gayritabiiliklerini izale edecektir. Bu kararnamelerle evvelâ kontenjana tâbi olmıyan bazı ecnebi eşyasının çok miktarda ithalinin önü alınacaktır. Filhakika bazı maddeler senenin ilk aylannda 1926 senesinin ayni aylarındaki miktardan yüz misli fazla olarak ithal edilmiştir. Sonra, kontenjana tâbi olup da ithali anormal bir şekil almış olan bazı eşyanın gümrük resimleri artırılacaktır. Fazla miktarda ithalâtla mücadele ikhsadî kalkmma plânının ilk safhasını teşkil etmektedir. Ecnebi mallannın fazla miktarda it halini intac eden Fransız istihsalâtının azalmasına mâni olmak için hükumet 40 saatlik hafta çerçevesi dahilinde bir program hazırlamak tasavvurundadır. Bu programa göre sanayicilere müracaat edilerek münavebe ekipleri teşkil edilecek ve bu suretle hem ameleye verilen haklara riayet ve hem de fabrika ve madenlerin daha iyi randıman vermeleri temin edilmiş olacaktır. Söylendiğine göre maliyet fiatı hisscclilmiyecek derecede artacak ve bir çok ahvalde de ipka edilecektir. Piyasanın himayesi meselesinde Tica ret Nazırı liberal bir siyasetten ziyade bir himaye siyaseti takib edileceği hakkındaki iddialan reddetmiştir. Konulan ahkâm mahdud ve muvakkatbr. Bu ahkâm, Fransanm mukavelelerle bağlı bulunduğu memleketlerin hakkına riayet edilmek şartile tatbik olunacaktır. Ordu terfi listesi Ankara 7 (Telefonla) 30 ağustosta ilânı mukarrer olan ordu terfi listesi için Millî Müdafaa Vekâleti jetkiklere başlamıştır. Petrol ve benzin inhisara alındı Bir mütehassıs heyet buna dair esaslar hazırladı Ankara 7 (Telefonla) Hükumetin, petrol ve benzini inhisar altına almağa karar verdiği ve bu maksadla îktısad Vekâletince tetkikat yapılmakta oldugu söylenmektedir. Müsteşar vekili Hüsnü nün riyasetindeki mütehassıslardan mü rekkeb bir heyetin bir müddettenberi bu işle uğraştığı anlaşılıyor. Hükumetin bu karanna sebeb olarak memleketimizdeki petrol ve benzin şirketlerinin fiat tesbitinde doğru hareket etmedikleri gösterilmektedir. Haldkat şudur: Selâm tabirleri icad edilemez. Belld lisanm tekâmülünden doğacak yeni sempatilerle, yavaş yavaş, konuşma diline yeni tabirler girebilir ve yerleşebüir. Fakat bunların mucidi de bir tek adam değil, âmmenin vicdanı dediğimiz topluluk şuuru olacaktır. Lisam ferd değil, cemiyet yapar. PEYAMI SAFA Sovyet ordusu Tahsil görmüş genclerden zabit alıyor Moskova 7 (A.A.) Havas Ajansı bildiriyor: Neşredilen bir kararnameye göre, askerî mekteblerden çıkmıyan ve fakat hususî kısa kurslar takib etmiş ve yahud askerî hizmetini bitirerek bazı umumî tahsil şartlannı haiz bulunan gencler kara, hava ve deniz ordusuna astegmen rütbesine muadil olarak gireceklerdir. Keza astegmen rütbesine muadil olarak askerî fcn memur muavinlikleri ve teğmene muadil olarak da siyasî komiser muavinlikleri ihdas edilecektir. Almanya ile ticaret müzakereleri neticelendi Roma 7 (Hususî) Osservatore Romano gazetesine göre, Almanya ile Türkiye arasmda cereyan eden iktısadî müzakereler tam bir anlaşma ile neticelenBu anlaşmaya göre, Türkiye, Almanyada bloke kalan kredileri loko motif ve vapur siparişile çekebilecektir. Ajansın bir tashihi Ankara 7 (A.A.) 5 ağustos tarihli üçüncü bültenimizin beşinci sahifesinde ipekli mamulâtımız hakkmda intişar eden tebliğ, «İktısad Vekâletinden» verilmiş olduğu halde yanlışlıkla «Sanayi Umum Müdürlüğünden» bildirildiği şeklinde çıkmıstır. Tashih ederiz. Sıhhiye Vekili îzmirde İzmir 7 (Telefonla) Sıhhıye Vekili Refik bugün buraya geldi ve merasimle karşılandı. Sıhhiye Vekili, İzmir Vilâyetinde ve civarında iskân edilen ve edilecek olan göçmenlere aid işleri ve yeni yapılacak evleri tetkik edecek, Kül • türparkta yeni yapılacak Sıhhat müzesi esaslarını hazırlıyacaktır. Sıhhiye Ve kili pazartesi günü doğru Ankaraya gidecektir. Festival takvimi 5 ağustos pazar Yenikapıda saat 10 da kürek müsabakaları (kupa, kıdemli müsabakasında birinci gelen kulübe verilecektir.) Taksimde Dağcılık kulübünde saat 14,30 da Türk amatörleri arasmda tenis seçme müsabakaları. BANDOLAR: Saat 18 de Taksimde askerî bando, Beyazıdda Şehir bandosu. Fransız tiyatrosunda saat 21 de klâsik Türk musikisi konseri. En seçme bir heyet Eski en güzel eserler. îzmir 7 (Telefonla) tzmir fuarmın îzmir 7 (Telefonla) Sinfler kuy ruklu yıldızı Yamanlar dağı istikame açılışmda büyüklerimizin îzmire şeref tinde görünmeğe başlamıştır. Yıldızın vermelerini şehir namma rica etmek ü en parlak şekli 910 ağustosta görüne • zere Belediye reisi pazartesi günü İs tanbula gidecektir. cektir. Kuyruklu yıldız İzmir Belediye reisi şehrimize geliyor Türkiyeden gelmelte ne guçlük var? Herkes Türkiyeden gelebilir; asıl marifet, benim gibi, Anafartadan gelebilmektedir. Anafartadan kurtulup gelebilene ben adam derim. Anlamakta gecikmedim. Bu, AnafarDerhal sözünü kestimı tada harbetmiş bir Fransız askeri ola Siz de ne diye Fransayı bırakıp caktı. Anafartanm dehşetini yirmi iki yıl Çanakkalede bizimle boğuşmağa geldisonra hatırlıyan bu adamı söyletmek zevniz? Boğazları açıp Çar hükumetini Iski, içimi gıdıklıyordu. tanbula getirdiğiniz zaman Fransanın Yani demek istiyorsunuz kî..« menfaati temin edilmiş mi olacaktı? MeSözümü kesti: [Başmakaleden devam] selâ siz, Afrikadaki bir Fransız müstem Demek istiyorum ki insan dünyamn lekesinden kalkıp Anafartada yedi Türk ne de onun zaferi. Insanlığın büyük ihtineresinden olsa gelebilir, fakat şu Ana kurşuile vücudünüzü delikdeşik etmekte yacı, başta sulh olarak, başka şeyedir, farta yok mu, işte ondan kurtulup gele ne mana vardı? Cezayir Arablannı, Fas başka şeyleredir. bilmek herkesin harcı değildir. Anafarta, bedevilerini, Hind müslümanlannı TürkAvrupanın garbi şimalî köşesindekî tam manasile, bir cehennemdi. Ben, tam lerin karşısma çıkardmız da ne oldu? adalarında dünyamn en becerikli ve en ne kırk beş gün, bu cehennemin kâh kıyısınBüyük Harbde size yardım eden bu a kuvvetli cemiyeti olan îngiliz milleti bu da, kâh ortasmda yaşadım. Çektiğim ahakikati gereği gibi anlamış bir heyet olazabı Allah bilir. Türk askerile aramızda damlarra yann sizi sopa ile memleketle rak sulhu ayakta tutmak hesabına kuvrinden koğmıyacaklanna emin misiniz? yirmi otuz metrodan fazla mesafe yoktu. Muhatabım bunlan dinlemiyordu bile.. vetli olmağa lâyık olduğu ehemmiyeti Harb ne demektir, gırtlak gırtlağa bo Onun hayalinde, eminim ki, hep Anafar vermekle beraber sulhu bozulmaktan koğuşmak nasıl OIUT, ben bunlan Anafartatanm cehennemî manzarası dolaşıyordu. ruyabilmek için akla gelen ve gelmiyen da öğrendim. Beni muharebe hattından her çareye başvurmaktan geri durmamakBir aralık isyan eder gibi bir sesle: çektikleri gün vücudümde yedi Türk tadır. Son Îngiliz Italyan anlaşma te Harb çok fena şey, dedi, gözüm kurşunu vardı... şebbüsünün hakikî sır ve sebebini burada Bu kurşunlardan sag ensesinde ve sağ yıldı. Bana bir daha harbe gideceksin aramak lâzımdır. kaşı üstünde kalan iki oyuğu göstererek: deseler vanmı yoğumu, servetimi, refaVe teşekkür olunur ki bu teşebbüs mu« Fakat, dedi, bir süngü darbesi bu hımı, herşeyimi bırakır, bir amele gibi tar vaffak olacağa benziyor. Eğer muvaffak yedi kurşundan daha berbaddır. Türk lada, hatta lâğımlarda çalışmağa razı o olursa bu teşebbüsten iki netice birden askerinin süngüsii, bilseniz, bu, korkunc Iurum da o cehenneme girmem. Hele çıkmak lâzım gelecektir: Ispanyol işleribundan sonraki harbler.. Allahım, o ne şeydir! nin nihayet normal bir vaziyete çevrilmeİlk heyecam geçtikten sonra daha sa facia olacaktır! Kalktık. Kendimizi güneşin hararetin si ve Akdeniz emniyetinin kuvvetli suretkin bir sesle anlatmağa başladr. Bir gün te tesisi. Gerek birinci, gerek ikinci şıkonu bir vapur dolusu müstemleke askerile den kurtarahm derken en ateşli muhave larda alâkası birinci derecede olan FranAfrika sahillerinden alıp nasıl Marsilya renin içine atmış bulunuyorduk. sanın bu müzakere ve anlaşmadan haric Ben, kendi hesabıma, bir defa daha ya götürdüklerini, oradan başka bir vatutulmaması lâzım geldiğine dair olan purla Akdenizde günlerce çalkandıktan anladım ki harb korkusu müthiş bir kâ haberlerin bilhassa Romadan çıkması sonra, bir öğle vakti Canakkalenin bir bus gibi herkesin dimağında dolaşıp du çok iyi bir alâmettir. Filhakika bu işler sahiline nasıl çıkardıklanm, nihayet iki ruyor. Kimbilir belki dünyamn selâmeri Fransa haric olarak hallolunamazdı. Altabur îngiliz kuvvetile birlikte Anafar bu korkudadır. manyaya gelince bu devlet îspanyol işletaya nasıl gönderildiklerini, orada bazan lsmail Mnştak MAYAKON rinde bir müddettenberi doğru yolun ihtion günlük bayat ekmek yiyerek, bazan yarına taraftarlık etmekte oldugunu gösölü kanile zehirlenmiş sular içerek kâh termekten geri durmamakta idi. Nitekim Adliye Vekili şehrimize solucan gibi yerde sürüne sürüne, kâh Bir Îngiliz Italyan anlaşmasmın Bergeliyor köstebek gibi siper çukurlannda ilerliye linde fena gözle görülmiyeceği de anlaİzmir 7 (Telefonla) Adliye Vekili ilerliye nasıl Anafarta cehenneminin içine şılmıştır. Şükrü Saracoğlu bugün bazı ziyaretlerkanştıklannı hikâye etti. Akdenîz emniyetinin bu denizle yakın» Ne elinizdeki bombaya, ne arka de bulundu. Şehir kazinosunda şerefine dan alâkadar ve ezcümle bu denizde sabir ziyafet verildi. Vekil, yann Bergadan açılan top ateşine, ne kuvvetinizin maya gidecek ve Çandarlı plâjmın kii hildar bütün devletleri de şümulü daireçoğluğuna, ne mermilerinizin bojluğuna, şadında bulunduktan sonra İstanbula sine alan geniş mikyasta bir anlaşma ile hiçbir şeye güvenemezsiniz. Olümden hareket edecektir. teyidi şimdi meydan alan siyasetin zarurî korkmıyan, kurşundan yılmıyan, süngüye Adliye Vekili, buraya gelirken Cellâd bir neticesidir. saldıran bir düşmanla nasıl boğuşulur? gölünün kurutulması işlerile çok ya Bütün bu mülâhazalara binaen bîz son Ben Anafartada Türklerle meydan mu kından alâkadar olmuştur. Gol 22 ay îngiliz sulh teşebbüsunün muvaffakiyetle harebesi yaptığımızı bilmiyorum. Hep si sonra tamamen kurumuş olacaktır. Bu perlerin içinde kavga ederdik. Süngü suretle yedi bin hektar arazi bataklık taclanmasını her cihetle muvafık bularak süngüye, yumruk yumruğa, gırtlak gırt tan kurtulacak, daimî su altmda kalan ona bütün samimiyetimizle muvaffakiyet lağa kavga... Bugün o siperleri kazmak altı bin hektarlık arazi de meydana çı temenni ederiz. "" YUNUSNAD1 lâzım gelse karmakarışık milletlerin ke karılmış olacaktır. Akdenizde ve çevresinde emniyet