CUMHUBİYET 22 Temmuz 1937 Küçük hikâye Eski dost * A* Ingîlizce' den Türk İngiliz dostluğunun sırrı Bir ingiliz mecmuasının şayani dikkat makalesi Londrada çıkan The Truth mecmuası şunları yazmaktadır: «Türkiye ile İngiltere birbirlerinin eski müttefikleridır, bu ittıfak yalnız 1914 18 seneleri zarfında şayani teessüf bir inkıtaa uğramıştır. Maamafıh iki memleket arasındaki dostluk hiçbir zaman bugünkü kadar sağlam ve kuvvetli bir şekil almamıştı. Bu dostluğun kuvvet aldığı membalar arasında en mühimlerinden biri de iki memleketin karakterlerindeki benzerliktir. Türk ler de İngılizler gibi bir işi dillerine dolayıp uzun uzun ondan bahsetmekten se, o îşi yapıvermeği tercih ederler. Diğer rejımler nümayiş ve reklâma ne derece ehemmiyet veriyorlarsa Kemal Atatürkün yeni Türkiyesi de o nisbette reklâmdan kaçıyor. Halbuki Türkiye. bugüne kadar elde ettiği başarılarla nekadar övunse hakkıdır.» RADVO Yeni karı koca balayı seyahatinde Bu aksamki program ) İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadıs 13,05 muhtelıf plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musıkısi 19,30 spor musahabeleri Eşref Şefık tarafmdan20,00 Sadı ve arkadaşları tarafından Tuık musıkısi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 SafU ye ve arkadaşları tarafından Türk musi kisi ve halk şarkıları (Saat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi gunun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VIYANA: 18,05 karışık yayın 18,35 ŞARKILAR, MUSIKI 19,05 karısık yaym 20,30 ASKERÎ BANDO 21,45 san ve DANS HA VALARI 22,30 EĞLENCELI KONSER, ls« tırahat zamanlaruıda haberler ve saıre. BERLIN: 18,05 KORO KONSERİ 18,35 karışle yayın 19,05 gramofonla opera yayını 20,05 gunun akıslerı 20,25 MUSIKI 21,05 haberler 21.15 DANS MUSIKISİ 23,05 haberler ve saıre 23,35 EĞLENCEÜ KONSER. PEŞTE: 18,35 ORKESTRA KONSERİ 19,45 gramofon 20,35 SALON ORKESTRASI 21,45 haberler 22,05 ÇINGENE ORKESTRASI22,50 konferans 23,10 gramofonla opera yayını. BUKREŞ19,05 MUSİKİ 19,50 dans musikisi (gramofon), konferans 21,20 EGLENCELI KONSER 22,35 haberler ve saıre 22,50 GECE KONSERİ 23,50 haberler. BELGRAD: 18,25 halk şarkıları, gramofon, ulusal yayın 20,55 KONSER 21,55 haberler 22,05 PIYANO KONSERİ 22,35 halk şarkıları, haberler 23,25 dans musikisi. LONDRA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 ha berler ve saıre 20,35 ORG KONSERİ « • 21,05 konuşma 21.25 röportaj 22,05 MUSIKIU PIYES 22,50 KARIŞIK MUSIKI 23,05 haberler, spor ve saire 23,30 DANS ORKESTRASI 24.35 haberler, nava ve saire 24,45 gramofon. PARIS IP.T.T.J: 18.05 ORKESTRA KONSERİ 19,05 ORG KONSERİ 19,35 ŞARKILAR 19,50 çiirler, hab»rler, spor, haberler, gramofon 21,35 facia Fedora 23,35 haberler, gramofon ve saire. ROMA: 18,05 haberler, DANS MUSİKİSİ 19 karısık yayın 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22.05 OPERA YAYINI, sonra haberler 24,15 ingılızce haberler, sonra dans muaikısi. James Morris güvertenin parmakhk • lanna yaslanarak rıhtımda gittikçe bii yüyen kalabalığı seyre daldı. Kalaba hğın gerisinde dağlar, vinç ve hangar larm üstünden sabahın lâtif semasma doğru yükseliyordu. Son bir nefes çekerek dumanlannı havaya üflediği sigarasını suyun içine dalan yaban ördeğine doğru fırlattı. Memnun bir tavırla ellerini uğuşturdu On beş dakikaya kadar Cenubî Afrika sahiline ayak basmış olacaktı. Cenubî Afrika! Büyük bir haz içinde yarı yiiksek bir sesle bu kelimeyi birkaç defa tekrarladı. Buradan ayrılalı on sene oluyordu. On uzun sene.. Bu on sene zar fında neler olmamıştı! Yirmi beş yaşında kimsesiz bir deli kanh olan James Morris şöhret kazanmak hırsile Kap şehrini terketmişti ve şimdi meşhur bir insan olarak geri geliyordu. Morris böyle bir günii daima tahay yül ederdi. Bütün bu on sene zarfında bu hulya kendisini terketmemişti. Kap'tan nasıl ayrıldığını hatırladı, kendisini teşyie gelen arkadaşlannın ei sallayışlannı yeniden göriir gibi oluyorHu. Acaba onlar şimdi neredeydiler? Ha« yatta kendisi gibi muvaffak olmuşlar mıydı? Yoksa el'an eskisi gibi mi kal mışlardı? Bunu öğrenmek nekadar zevkli olacaktı. Şüphesiz hepsi kendisinin muvaffakiyetini işitmiş olacaklardı. Morris arkadaşlannın yapacağı istikbal merasîmini düşündükçe sevincinden kabına sığamıyordu. Gemi ağır agır rıhtıma yanaştı, ha • Iatlar atıldı, merdivenler indirildi. #*» James Morris hâlâ güvertedeydi. «Gün aydın» veya «allaha ısmarladık» Üiyen yolculara otomatik bir tarzda mukabele ediyordu. Gözleri kalabalığın içinde rasgele birini anyor gibiydi. Şüphesiz tanıdık birisi olacaktı, olmahydı! Fakat kimse yok.. Hiçbir kimse... Hakikati anlar anlamaz büyük bir su kutu hayal kendisini sarstı. Hulyalarla geçen seneler, ta uzaklardan buralara kadar gelmek ve sonra da unutulmak! Manzaranın azametine dikkat bile et miyor ve tepelerin üstünde sabahın sisini delerek gözlerini kamaştıran güneş kendisine artık manasız görünüyordu. Sanki dünya güneşin altın şualarına rağmen kararmış gibiydi. *** On beş dakika sonra James Morris nhtımdaki hangarların önünde bulunu yordu. Siyah derili bir Kap delikanlısı ümidle ona doğru bakıyor; daha ziyade alâka celbedebilmek için atın gemiyle •oynuyordu. Morris isteksiz bir tavırla elini kaldırdı: James Morris birdenbire yerinden fır ladı. Garsonun arkasmda kendisine yabancı gelmiyen biri duruyordu. Ziyaretçi tebessüm ederek ilerledi, hararetle birbirlerinin ellerini sıktılar. Buyurunuz.. Birşey emreder misinız? Rica ederim.. E nasılsınız baka lım?» «Teşekkürler Mister Morris çok iyi yim, ya siz?» «Mükemmel.. Cehrenizi çok iyi ta nıyorum.. Fakat isminizi bir türlü hatırlamıyorum. Yok, yok rica ederim söy lemeyiniz. On sene, bilirsiniz çok uzun bir zaman.» «Hakikaten öyle Mister Morris.. Gazetelerde geleceğinizi okudum.. Sizi zi yaret edeceğimi belki ümid etmemişti niz...» «Ne diyorsunuz! Bütün eski arkadaşIarımı bekliyorum.» «İngilterede, söyledikleri kadar mu vaffak olduğunuzu zannediyorum Mis ter Morris, bilmem doğru mu?» Morris: «Tamamen, diye cevab verdi. E, burası ne âlemde? Harris'i hiç gördünüz mü?» abiî.. O zengin bir kızla evlendi, çok rahat... Ya John Hartfield'i hatırlıyor musunuz? Geçenlerde parla mento azası oldu.» «Öyle mi? Ne talüı!» Bir müddet sustular. Sir John bilhassa öğrenmek istediği adamdı. «Ne i§ yaptığını biliyor musunuz?» diye sordıu «Sir Con! O şimdi mühim adam.. Maamafıh hâlâ bana gelir..» «Ya Michael Birch?» «Onu da bazan göriirüm.. Western Bankası direktörüdür.» «Bravo!» dedi Morris, «onu, daha doğrusu hepsini ziyaret etmeliyim!» Isim ismi takıb etti ve böylece bir saal kadar geçti. Morris ziyaretçisi giderken ismini hâlâ hatırlıyamamıştı. Yavaş yavaş salondan çıkarak otel kâtibine yaklaştı ve elini omzuna koyarak: Vesaiti nakliye kazaîarı Şışlide Ebekızı sokağında Kâni apar;ımanında oturan Tahirin refıkası Ma;uka ile hizmetçısi Tanıke, geceleym Bomonti tramvay istasyonunda cadde nin bir yanından dığer yanına geçerler ken kendilerine 66 numaralı motosik let çarpmış ve her ikısi de tehlıkeli surette yaralanmıştır. * * * Belediyeye aid 94 numaralı arazoz Beyazıddan geçerken 2758 numaralı şoför Remzinin idaresindeki otomobille çarpışmıştır. Her iki taraf da hasara uğramıştır. * * * Şoför Yusuf Ziyanın idaresindeki 456 numaralı kamyon, Dolmabahçeden ge çerken 13 yaşlarında Muazzez adında bir kıza çarpmış ve ağır surette yaralamıştır. Şoför yakalanmış, Muazzez hastaneye kaldırılmıştır. * * * Fatihte Mustafanın idare etmekte olduğu motosikletle Eminin idaresindeki araba çarpışmışlardır. Çarpışmada moör hasara uğramış, Mustafa yaralan mıştır. Geçen ay evlenen Jannette Mac Donald'la Gene Raymond balayı seyahatine çıkmışlar ve ilk durak yeri olarak Havai adalarının merkezi Honolulu'ya uğramışlardır. Havai adalarının aşk ve muhabbet fısıldıyan ormanlarından, denizinden ve pek meşhur olan mehtabından yeni çiftler saadet hisselerini almışlar ve oradaki yerlılerin pek sevdıkleri çiçek gerdanlıklarla süslenerek yukarıdaki resmi çıkarmışlardır. f Yeni bir İtalyan yıldızı parladı Etnil Janings yeni bir film yapıyor NOBETCI ECZANELER . Emil Janings Birkaç güne kadar Berlinde Tobis atölyelerinde «Kınk Testi» isminde yeni bir fılım çevrilmeğe başlanacaktır. Bu kordelâ, Heinrich von Kleis'ın meşhur komedisinden iktibas edılmiştir. Başrol olan köylü şair Adam şahsıyetıni Eumı! Janings temsıl edecektir. Reji, Macar sahne vazıı Güstav Ucicky tarafından idare olunacaktır. Baş kadın rolünü vakİtalyanların vaktile sessiz filim sanatile Jeanne d'Arc'ı yaşatmış olan Angeia yiinde mühim bir mevki işgal etmiş ol Sallocker oynıyacaktır. malarına mukabil sesli fılim sahasında pek o kadar ileride gidemedikleri ma Yeryüzünde nekadar sinema lumdur. Son senelerde İtalya hükumetisalonu var? nin yardım ve himayesile ve bilhassa AiAlman istatistik bürosunun toplamış manlar, Fransızlar ve sair milletlerle olduğu malumata nazaran 1934 sene • müştereken çalışmak suretile İtalyan fı sinde Avrupada 39,547 ve bütün cihanlimciliği hayli terakki adımlan atmış ve da 66,867 sinema salonu mevcudmuş. sesli filim sahasında Isa Mıranda gibi bü 1935 senesinde bu rakam AvrupadJ yük şahsiyetler meydana çıkarmağa baş &0.913 e ve bütün dünyada 95,379 a lamıştır. Yukarıya resmini bastığımız çıkmış. Bu sayı içerisine mekteble kışia Olivia Fried de büyük bir istikbal vade ve sair müesseselerdeki hususî salonlar den yeni İtalyan artistlerinden biridir. konulmamıştır. «Biraz evvel yanımda bulunan zatm isminin imlâsını söyler misiniz?» diye sordu. «Maatteessüf efendim, onu ilk defa gördüm.» Morris sarsıldı. Ziyaretçinin peşinden gitmeğe karar verdi. Merdivene yaklaştjğı sırada kâtibin arkadan seslendiğini duyarak durdu; kâtib arkasından geli • yordu ve elinde bir zarf vardı: «Affedersiniz» dedi, «az daha unutacaktım, o zat size verilmek üzere bu zarfı bıraktı.» Morris zarfı kâtibin elinden kaparcasına aldı ve bir hamlede açtı. îçinden bir Mouille'yi geçinciye kadar sür, sonra nereye gideceğimi söylerim, dedi. kartvizit çıktı. Üzerinde şu satırlar varAcaba Dock caddesinden geçerken dı: Herberl Slrange Morris arkasma yaslanmış, gözlerile hâBirinci sınıf lerzi lâ yoldan geçenleri süzmekteydi. Hayallerinde ileri gittiğini artık anlı On sene evveline aid 5 guineas bor • yordu. İngilterede bulunduğu sıralarda cunuz olduğunu saııgılarile bildinr. Turkçeye çeviren kenjdisi meşhur bir sima olurken arkadaşRauf Âli EĞlLMEZ lannın hep eskisi gibi Laldıklarını san mıştı. Madalyanın ters tarafını, yani Cesedi bulundu kendisinin de onlarm nazarında ufacık Büyiikadada Yılmaztürk caddesinde bir yer işgal edebileceğini hiç düşünmeoturan 90 yaşlarında Katina, bundan bir mişti. hafta evvel kaybolmuştu. Kap baştanbaşa değişmişti. Birçok Katinanın cesedi, dün sabah Büyük yeni binalar yapılmış, caddeler genişleada sahıllerinde bulunmuştur. Kadının mişti. kazaen öldüğü anlaşılmıştır. Morris otele indiği zaman ö'ğle vakti yaklaşıyordu. Otelin büyük salonundaki Beyoğlunda Mısır apartımanının 16 hasır koltuklardan birine oturduğu za numaralı dairesinde man neşesizliği büsbütün arttı. Bu yal FEGARA ve STANGALÎ nızlıktan nasıl kurtulabileceğini bir türlü ticarethanesi, yaz mevsimine aid elbise ve şapkaları 20 temmuz tarihinden itikestiremiyordu. «Mister aames Morris, Mister Ja baren satmağa başladığını sayın müş terilerine bildirir. mes Morris, Mister..» Zahire Borsasındaki vaziyet Dun Istanbula 135 ton buğday, 25 uhm yapağ, 35 ton razmol, 21 ton arpa, 28 ton zeytinyagı, 103 ton un, 6 ton tiftik, 3 ton fasulye, 7 ton beyaz peynlr ve İ5 töil'âk kepek gelmiştir. Istanbuldan harıce 17 1/2 ton tıftık, 39 1/2 ton razmol ve 65 ton da un gonderılmıştır. Dun Istanbul Borsasında şu fıatte sa tışlar olmuştur: Buğday yumusak 15 çavdarlı 6,20 kuruş, 615 çavdarlı 6,05 kuruştan 6,10 kuruşa kadar, sert 15 çavdarlı 5,275 kurus, 615 çavdarlı 5,15 kuruştan 5,225 kuruşa kadar, mahlut 5,15 kuruştan 6 kuruşa kadar, doğme arpa 3,35 kuruş tan 4,05 kuruşa kadar, çavdar 4,20 kuruş, san mısır 4,25 kuruş, kuşyeml 9,24 kuruştan 9,31 kuruşa kadar; sarı darı 4,10 ku ruş, iç fındık 38,10 kuruş, oğlak tıftiği 145 kuruştan 152,20 kuruşa kadar; Anadolu yapağısı 52 kuruştan 56 kuruşa kadar, beyaz peynir 25,10 kuruştan 27,20 kuruşa kadar, kaşar peynlri 43 kuruş. Dün yabancı borsalarda şu fiatte alivre satışlar olmuştur: Buğday 5,62 kuruştan 6,77 kuruşa kadar, arpa 5,12 kurus; mısır 3,86 kurus, ketentohumu 8,24 kuruş, iç fmdık 94,17 kuruş. Bu akşam şehrin muhtelıf semtlerinde nobetçi olan eczaneler şunlardır: Istanbul clhetindekıler: Emınonunde (Huseyln Hüsnü), Beyazıdda (Asador), Kuçukpazarda (Necatt Ahmed), Eyubsultanda (Mustafa Arif), Şehremıninde (Hamdı), Karagumrukte (A rıf), Samatyada (Erofilos), Şehzadebasında (Hamdi), Aksarayda (Şeref), Fenerde (Vitali), Alemdarda E§ref Neş'et), Bakırko.\de (Hılâl). Beyoğlundakiler: İstıklâl caddesinde (Kanzuk), Yenlşe hir Mankasar caddesinde (Parunakyan), Bostanbaşı caddesinde (İtimad), Galata Mahmudiye caddesinde (İsmet), Taksim de (Neodet), Kasımpaşada (Vasıf), Haskoyde (Barbut), Seşiktaşta (Nail HaUd), Sarıyerde (Asaf). Uskudar, Kadıköy ve Adalardakller: Üsküdarda (Ittihad), Kadıköyunde Al • tıyol ağzında (Merkez), Modada (Said İskender), Büyukadada (Şınasi Rıza), Heybelıde (Halki. Haydar Rifatm eserlerinden Karagömlekliler îhtilâli Etrüsk Vazosu Iliçin ölümü Efendi tle Uşak Vikontun Ölümü îklimler İlk Aşk Küçük Hikâyeler Mevud Toprak Stalin Lenin Mezhebi Felsefe Tarih Felsefesi Anarsizm 50 40 30 100 100 100 125 150 75 35 125 60 ı ı ı ı ı i i ı ı ı : 100 Kr. 1 i 20 » 1 Acıklı bir ölüm Maliye Evrakı matbua levazım ambar kâtibi Hu lusi Taluyun üvey torunu inzibatı as keriyeden merhum İsmail Arifın kızı Beyazıd Maliye şubesi memurelerin den Bayan Medi hanın kız kardeşi on yedi yaşında Nedime Taluy Nedime tifo hastalığmdan kurtulamı yarak temmuzun on yedinci günü vefat etmiştir. Cenazesi 18 temmuz pazar günü göz yaşlarile kaldırılarak Edirnekapı kabristanına defnedilmiştir. Kendisine rahmet, ailesine sabırlar temenni ederiz > > Belediyeden tebliğ edilmiştir Şehirde pek fazla miktarda kedi ürediği görülmüştür. Sokaklarda ve boş arsalarm en pis yerlerinde ve çöp tenekelerinin içinde dolaşarak buralardan aldıkları hastalık tohumlarını evlerimizin en temiz köşelerine ve hatta kucaklanmıza kadar taşıyan ve zararları hizmet ve faidelerinin çok üstünde bulunan bu mahlukları artık fazla üretmemek icab ettiğinden Belediye sokaklarda ve boş arsalarda bulunacak kedileri imha etmeğe karar vermiştir. Binaenaleyh kedilerini seven ve onların ölümünü arzu etmiyen şehirlilerin kedilerini evlerinde muhafaza ederek sokağa salıvermemeleri ilân olunur. Belediyenin bu kararınm tatbikma yardım etmek istiyen halkın zahmetine karşılık olmak üzere Belediye dairelerine teslim edilecek her kedi için beş kuruş verilecektir. (4455) »( (Çajnlar, Konleranslar, ir ongreler) Umutnî toplantıya davet Mustakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Bırlığınden: 27 temmuz salı günü senelik umumî toplantı yapilacağmdan butun uyelerin saat 15 te Eminönü Halkevinde toplanmaları rica olunur. ** Davudpaşa Gencler Birliği Umumî Sekreterlığinden: 1/8 1937 pazar günü saat 10 da Birlik merkezımizde senelik kongremiz yapılacağından ilışık uyelerm gelmeleri ve gelmiyenlerin yazı ile saiâhiyet vermeleri ehemmıyetle rica olunur. Çıfti tahminen 13 kırat fevkalâde temiz ve kusursuz iki taşlı bir pırlanta yüzük bugun saat 2 de Sandalbedestenınde kat'î surette satılacaktır. Kıymeti muhamme nesi 3350 liradır. Meraklıların teşrifleri rica olunur. t HALK OPERETİ Bu Akşam Beşiktaş Aile Bahçesinde P İ P İ Ç A Operet 3 perde Orkestra Cumartesi akşamı Bebek Beledıye bahçesinde Pazar akşamı Üsküdar lnşirah bahçesinde Sarıkamışta yapılan askerî merasim Geri Tobako Kampini şirketi memurlanndan Refet Göknarın karısı, Hukuk Fakültesi talebesinden Ahtned Göknarın ve Melek Akmanerin anneleri, avııkat Ali Kemal Elbirin kardesi. Kız Öğretnıen okulu felsefe öğretmeni Nebahat Karaormanm teyzesi O L U M HAYRET GÖKNAR vefat etmiştir. Cenazesi bugiin saat onda Pangaltıda Bilezikçi sokağında 13 numaralı haneden kaldırılacaktır. Teşekkür Sankamış (Hususî) Piyade alayı mız yeni gelen erlere çok güzel bir rasimeden sonra and içirdi. Türk ordusunun mefahırle dolu harb tarihinde mühim bir varlık teşkil eden bu alay, doğu smırlannda ve Kafkas tepelerinde zaferden zafere koşmuştu. Yeni erler ağabeylerinin, babalarmın kendilerine emanet bırakılan bu şanlı maziyi Cumhu riyet kanunları uğrunda seve seve ölunciye kadar muhafaza edeceklerinı hançerelerınin bütün kuvvetile bağırarak and içtiler. Bu merasimden sonra alay sahasın da atletizm, güreş, halat çekme müsa bakaları, sonunda da bir futbol maçı yapıldı. Gönderdiğim resim, and içme mera simınden heyecanlı bir safhayı göstermektedir. Ameliyatım dolayısıle uzunca müddet yattığım Beledıye Beyoğlu hasta nesınde gerek amelıyat hususunda ve gerekse temizlik ve bilhassa hastalarına karşı gösterılen yuksek ihtimamdan dolayı, başta sayın Başhekim Bay Fıkret olmak üzere kıymetli operatör Bay Sadri ve arkadaşlarına alenen teşekkür, minnet ve saygı dolu duygularımı sunmayı bir vazife bilirim. Nusrat Erden