18 Temmuz 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFON TELCRAF TELSİZLE HâdiseJer arasında Sonu gelmiyen dava Yol yazıları Vekillerimiz Moskovadan ayrıldılar Müzakerelerden sonra Moskovada resmî bir tebliğ neşredildi IBaştarafı l inci sahijede] Türk Vekilleri, istasyonda, Litvinof, Yejor, Stomoniakov, Karsi ile Iran büyük elçisi Sepahbudi, Litvanya elçisi Baltrusaitis, Romanya elçisi Ciuntu, Bulgaristan elçisi Antonov, Efganistan maslahatgüzarı Yunus Han, Yunanis tan maslahatgüzarı Kindilis ile Türkiye büyük elçiliğinin bütün memurlan tara fından selâmlanmıştır. îstasyon, bu münasebetle, Türk ve Sovyet bayraklarile süslenmiş bulunuvordu. Türk Vekille rine Odesaya kadar Hariciye Halk Komi?erligi birinci sark dairesi şef muavini Miller refakat etmektedir. sulh için büyük ehemmiyeti haiz bir unsur olarak kendisini göstermiştir. 4 Enternasyonal münasebetlerde halen mevcud olan ve enternasyonal ha yatta kendisini gösteren tecavüzkâr temayüller tarafından yaratılmış bulunan bulanık vaziyet, bütün sulhcu devletlere, sulhun taksim kabul etmezliği ve kollek tif emniyet esaslan üzerinde sulhun ve umumî emniyetin idamesi için hususî en dişeler tahmil etmekten hâli kalamaz. 5 Sovyetik sosyalist cumhuriyetleri Birliğile Türkiye arasındaki dostluk ve karşılıklı emniyet münasebetleri bunla rın sulh fikirlerine ve Milletler Cemiyeti nin yukarıda kaydedilen prensiplerine samimî bağlılıkları ve sulh kuvvetlerinin en iyi bir surette teşkilâtlandırılmasına muzaheret eylemek ve tecavüz kuvvetlerine bir muzaharet veya bir teşvik olabilecek herşeyden tevakki etmek azimleri, sulh potansielinin bütün unsurlarının takviyesi için, iki memleket arasında hassa ten müsmir bir işbirliği esası yaratmakta dır. Neşredilen resmî tebliğ Moskova 1 7 (A.A.) Tass Ajansı bildiriyor: Aşağıdaki resmî tebliğ neşredilmiştir: Türk hükumetinin iki mümessilinin, Hariciye Vekili Rüştü Aras ve Dahiliye Vekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kayanın resmî ziyaret suretile Moskovaya muvasalatlan ve halk komiserleri meclisi reisi Molotof, Vekillerimiz Volga Moskova Hariciye halk komiseri Litvinof ve Sovkanalım gezdiler yet hükumetinin diğer azasile görüşme ve Moskova 17 (A.A.) Tass Ajansı konuşmaları, beynelmilel siyaset mese bildiriyor: leleri üzerinde en dostane ve en açık bir Dün Tevfik Rüştü Aras ve Şükrü Kafikir teatisi neticesi olarak, aşağıdaki hu ya refakatlerindeki zevatla birlikte, Volsusatın müşahedesine imkân vermiştir: ga Moskova kanalını ziyaret etmişler 1 Takriben 16 sene evvel Sovyetik dir. Kanal üzerindeki bu seyahate Sto sosyalist cumhuriyetleri birliği ve Türki moniakof ve Karski ile Hariciye Komiye Cumhuriyeti arasmda tesis edilip iki serliği yüksek memurlan da iştirak eylememleket arasında akdedilmiş iki taraflı miştir. ve müteaddid taraflı muahedeler ve anMisafirler otomobille Dmitrov'a var laşmalarla takviye olunmuş bulunan ve mışlar ve orada Volga Moskova kanalı bu kadar uzun bir devre esnasında enter inşaat şefi ve Hariciye Halk Komiser nasyonal hayatın bütün safhalarının im muavini Berman tarafından karşılanmıştihanmı geçirmiş olan samimî dostluk lardır. Misafirler Dmitrov'dan vapurla münasebetleri, muhakkak surette, iki Moskova iskelesine doğru kanal boyunca memleket menfaatleri için tam kıymetleri gezmişler ve yolda Ivankov barajını, eni ispat etmiştir. lektrik santralini ve bir numaralı eklüzü 2 Bu ayni menfaatler, halihazırdaki münasebetlerin, bütün şümullerile, istikbalde de iki devletin haricî siyasetleri nin değişmez ve sağlam bir unsuru olarak 'damesini taleb etmektedir. 3 Sovyet Türk dostluğu, umumî .m.MMiımıl tetkik eylemişlerdir. Dönüşte de Yakroma'daki tulumba istasyonu gezilmiştir. Rüştü Aras ve Şükrü Kaya Bermandan kanalın inşası, faydalan ve işleme sistemi hakkında mufassal malumat al mışlardır. eçen sene bugünlerde başlıyan İspanya ihtilâli hâlâ bitmedi. Söylendiğine göre bu, orada, en aşağı yüz elli senedenberi mevcud bir ihtilâfın cevamıdır ve Binbir mevzu dururken politikaya saplanmak, hangi taraf galib gelirse gelsin, hiç bir gün sona ermiyecektir. Geçen se niçin? Çünkü başka türlü yapamazdım; daha ne ölen büyük îspanyol mütefekkiri Migel dö Unamuno da bu ihtilâfın Fransız hududundan girer girmez, politika lâfı sonu gelmiyeceğini söylemişti. Her ve şamatası bir hava gibi etrafımı sardı geçen gün onu haklı çıkanyor. Franco'nun İspanyayı kanlı iki parYazan: tsmail Müştak Mayakon çaya bölen kılıcı, yense de, yenilse de kat'î neticeye varmış olmıyacakEvet, politikaya dair... Halbuki buna makla beraber efkârı umumiye denilen tır, diyenler çok. gelinciye kadar daha ne zengin, ne fay ölçü hakkında azçok bir fikir edinebilmek En acı kavga, iki haklı taraf ara dalı mevzular var!... Eski medeniyetle için işittiklerimden bazılarını «Cumhurisında cereyan edendir. Bu haklar rin hatıralarile dolup taşan müzeler, son yet» in okuyuculanna bildirmekte fayda birbirine muadil bir kuvvette olduğu asırlann harikalarını teşhir eden cadde görüyorum. nisbette ihtilâf uzar. İspanya ihtilâ ler, meydanlar, her tarafta fennin, sanBakınız ne diyorlar: linde iki tarafın da müdafaa ettiği fi atın, makine ve elektriğin binbir tezahü Blum gitti, yerine Chautemps gelkirlerin bütün dünyada sayıca adeta rü, havada kartallann bile uçamadığı di de sanki bir marifet mi oldu? Giden birbirine müsavi taraftarlara sahib yüksekliklere çıkan, denizde balıkların bir yahudi idi, gelenin bir yahudi kuklaolması kat'î neticeyi uzaklaştırmağa, bile yaşıyamadığı derinliklere inen, Yir sı olmıyacağı ne malum? belki de ebediyen uzaklaştırmağa kâ minci asır medeniyetine yeni bir bilgi ka Kuvvetini sokaktan alan bir hükufi bir akamete yol açıyor. Bütün dün zandırmak hevesile Asya steplerinde, met, tabiidir ki, sokak politikasının tehdiya bu kavgaya girse netice gene yak şimal buzları üzerinde senelerce çalışan di, şantajı altında iş görür. Sokağm dedilaşmıyacaktır. insanların hikâyesi, tabiat kuvvetlerine ği yerine gelsin, sokağm gönlü hoş olsun İki tarafın da müdafaa ettiği fikir hâkim olan beşer zekâsının hergün ilân diye hükumetin otoritesi sıfıra indirildi. Gayrimes'ul bir kalabalık mes'ul adamedilen yeni bir zaferi... ler nelerdir? Bunlar dururken politikaya saplan lara kanun dikte edip duruyor. Franco tarihin, an'anenin, dinin, Grev eskider. de yapıhrdı; fakat mukaddesin, milliyetin, sermayenin, mak, politika yapmak, politika yazmak? burjuvazinin ve daha geniş plânda Niçin? Çünkü başka türlü yapamazdım; en sonunda meseleyi gene hükumetin nü«hıristiyan garb medeniyeti» nin daha hududdan içeri girer girmez politi fuzu ve müdahalesi hallederdi. Şimdi müdafaasım üstüne almış görünü ka lâfı, politika şamatası bir hava gibi grev karşısında hükumetin rolü zayıf bir yor. etrafımı sardı; rüzgâr önüne düşmüş bir nasihatçilikten başka birşey değil... EskiKarşı taraf demokrasinin, müstah çöp şuursuzluğile ben de o muhite sav den grevciler işi de, iş yerini de terkeder giderlerdi; şimdi işi bırakıyorlar, fakat sil sınıfm, iktısadî hürriyetin ve mü rulmuş bulundum. iş yerini zorla işgal ediyorlar. Paris sosavatın, yeni bir cihan telâkkisinin Trenimiz Fransaya girerken hudud isve müstakbel medeniyetlerin müda tasyonunda durmuştu. Pasaport ve güm kaklan grev yüzünden kapanan kahvefaasım yapmak iddiasındadır. rük muayenesi yapıhrken para bozdur hane ve Iokantalarile ecnebilere fena teBunların hepsi, uğrunda asırlar mak için resmî gişeye gittim. O gün frank sir ediyor; birçoklan geldiklerine pişmandanberi insanların can verdikleri gü piyasası birden düşmüştü. Vazifesi bir dırlar. Bundan hep o sokak hükumeti zel kelimelerdir. Hepsinin de ayn ay hudud istasyonunda ecnebi paralarını mes'uldür... Kanunu hükumet yapıyor, n lehine yüz bin delil, yüz bin kitab, Fransız frangına çevirmekten ibaret olan grevciler tefsir ediyor. Hem davacı, hem yüz bin gönüllü bulunabilir. Fazla mütevazı bir gişe memurunun bana fazla hâkim... olarak, bugün İspanyada yekpare malumat veremiyeceğini bilmekle bera Frank düştü, fiatlar alabildiğine gibi görünen iki taraftan biri galib ber bu sukutun sebebini sordum. Aldığun yükseldi. Çalışma müddeti haftada kırk gelirse içinden parçalanacaktır. Far cevab şu idi: saate indirildi, Fransız fabrikatoru mal zedelim ki halk cephesi muzafferdir. Hükumetin kabahati.. Meb'us efen yetiştirebilmek için amele adedini artırBu cepheyi teşkil eden sosyalizm, diler bildikleri gibi oynuyorlar... Tabiî mağa mecbur oldu, yapancı piyasalarda demokrasi, anarşizm, komünizm gibi düşecek... Bu kadarına gene şükredelim! rekabet edemiyoruz. eskiden birbirlerinin kanına susamış İşte politika, daha hududdan başladı. Bir buçuk milyar frank sarfettiğifikirler ve kanaatler, iktidar mevkiini Fransız toprağında, biletimi zımbalama miz sergiyi haziranda açacaktık, halbuki tekbaşuıa elde etmek için boğuşmağa ğa gelen şimendifer kondoktörünü lâfa eylulde bile tamamlıyamıyacağız. Âleme mahkum değil midirler? uttum. Bu, kırmızı yüzlü, çetin bakışlı, kepaze olduk. Bir taraftan bunu, diğer İspanya ihtilâfının harb safhası gürbüz bir adamdı. Ondan da şu cevabı taraftan frangın durmadan sukutunu gören ecnebiler seyahat yollarım değiştirdibitebilir; fakat ihtilâf ebedidir. Çiin Idım: kü bu ihtilâfın içinde insan tarihinin Hükumeti bir sene Yahudiler eline ler: Pasaportlarını Fransa için vize ettibütün davalan vardır. Tekâmül de bıraktık, elbet sonunda böyle olacaktı... ren Amerikalılar İtalyaya gidiyorlar. diğimiz akış durmadıkça bu davala Bütçede milyarlarla açık var. Bu Politika devam ediyor. Son istasyonda nn sonu gelmez. açığı kapatmak için yeni vergiler tarhediindim. Otelin otobüsühde benden başka müşteri yoktu. Yanımda oturan otel kon liyor. Sermaye kaçıp gidiyor. Bir sene PEYAMt SAFA POLİTİKAYA DAİR |HEM NALINA MIH1NA Bir mukayese azı işlerimiz vardır ki hakikatte pek de yolunda gitmediği halde reklâm kuvvetile iyi göstermeğe çahşırız; bazı işlerimiz de vardır ki iyi işlediği halde farkma varmayız. Bu yazımda birinciye değil, ikinciye misal göstereceğim. Otomobil seyahatine çıkarken Köstence yolunu münasib görmüştük. Romanya vapur kumpanyasının İstanbul acentası da bize çok teshilât gösterdi. Gazeteci olduğum için tenzilât yaptı. Liman idaresi de yalnız 80 kuruş mukabilinde Romania vapurunun vincile 20 dakikada otomobili gemiye yükledi. Burada acentaya sordum: Otomobil, Köstencede de böyle kolayhkla çıkar mı? Nekadar masraf olur? Evet, Köstence limanmın mükemmel, büyük vinçleri vardır. Beş dakikada indirirler. Azamî 34 lira verirsiniz. Vapurumuz, sabahleyin şafakla beraber Köstenceye girdi. Bütün yolcular gibi biz de fırlayıp kalktık. Herkes çıktı. ikinci kaptana ve lostromoya müracaat ettik: Şu bizim otomobili lutfen indiriverın. Siz, gümrük muamelesini yaptınnız. Biz hemen indiririz. Istanbulda on dakikada ikmal edilen gümrük muamelesi Köstencede iki saat sürdü. Buradaki 80 kuruşluk bindirme masrafına mukabil, orada, indirme için, tam 1400 ley, yani aşağı yukan 13 lira aldılar. Vapura geldik. Saat sabahın altısını geçiyordu. Haydi bakahm, otomobili indiriniz. Şimdi mazut ahyoruz. Büyük vinçlerin yanına gidemeyiz. Yedi buçuğa kadar bekliyeceksiniz. Mazut almamız bittikten sonra, vinçlerin yanındaki nhtıma yanaşınz. Neden gene vapurun vincile indirmiyorsunuz? Vapurun vinci çekmez. Istanbulda nasıl çekti? Isterseniz indiririz amma bir hasara uğrarsa mes'diyet kabul etmeyiz. Otomobili kırmaktansa saat yedi buçuğa kadar beklemeği tercih ettik. Saat yedi buçuk oldu. Vapur da yerinde, otomobil de yerinde. Tekrar müracaat ettik. Sekiz buçuk, dokuzda indiririz. O saate kadar da bekledik. Vapurda gene hareket yok. Biraz sesimizi yükselt lllllllllllllllinilllllinillllllllllUllllltllllllımmııniıı Hudud ve sahiller sıhhat memurlan Geceleri pratika işlerinde çalışmak için ne iicret alacaklar Ankara 17 (Telefonla) Hudud ve sahiller sıhhat umum müdürlüğü memurlarından 937 senesi içinde geceleri pratika işlerinde çalıştınlacak olanlara verilecek ücretlerin listesi Vekiller He yetince tasdik edilmiştir. Buna göre İstanbul, Çanakkale ve îzmir baştabiblerine 30, İzmit baştabibine 20, Çanakkale ve Büyükdere tabible rine 20, Galata 1 7, Izmir, Mersin, Samsun, Zonguldak, Ereğli 15, Çanakkalede muhasebe memuruna 20, Büyükdere tahsilât memuruna 20, Galata 17, Galata kâtibine 14, Çanakkale ve Büyükdere 18, îzmir, Mersin, Zonguldakta muhasiblere 13, Antalya, Ereğli ve Samsun muhasiblerine 12, İzmir, Zonguldak ve Trabzonda 12, Antalya, Ereğli, Trabzon, Samsun kâtiblerine 10, Erzurum, Bodrum, Fethiye, Hopa, Rize, Giresun, Ordu, Sinop, İnebolu, Bandırma, Edremid birinci sınıf idare memurlarına 12, Ayvalık, Izınit ve Tekirda gının birinci sınıf muamelât memurla • nna 10, Kuşadası, Alâiye, Dikili, Fuça, Masaris ikinci sınıf idare memurlarına 7, Kars, Bozcaada, Anamor, Silifke, Çeşme ikinci sınıf idare memurlarına 6, Çanakkalede teçhizciye 15, merkez ve mufızlara 6,5, Kavak, Tuzla ve Çanakkale istimbot kaptanlanna 16, makinistlerine 10, ateşçilerine 8 ve tayfalarına 7, Galata ve Sinob motörlerindeki şoförlere 9 ve layfalarına 7 şer lira pratika ücreti ve rilecektir. İki müthiş tren kazası Hindistanda 100 kişi öldü ve 200 kişi yaralandı Pato Hindistan 1 7 (A.A.) Buraya 15 mil mesafede bir şimendifer kazası olmuştur. Lokomotif, yoldan çıkmış ve devrilmiştir. Ayni zamanda 3 vagon da devrilmiştir. 100 kadar insanm telef ve 200 kişinin yaralanmış olduğu söylenmekte Ihtilâlciler Fastan yeni kuvvetler celbediyorlar IBatfarafı l inct sahitede] dir. Bu cephede hükumetçilerin taarruzu muvaffakiyetle devam etmekte olup asiler ağır zayiata uğramışlardır. Filvaki, Ronda'daki hastaneler ağızlarma kadar yaralılarla doludur. Ölüler, Ronda ve Cordoba civarında açılan çukurlara hep bir arada görnülmektedir. Harbin yıldönümünü tes'id için yarın Algesiras ve Lalinea'da icrası mukarrer olan boğa güreşleri ne olduğu söylenmiyen bir sebebden dolayı ilga edilmiştir. Yalmz bu ilganın asilerin son zamanlarda insanca pek çok zayiata uğramış olmalanndan ileri gelmiş olduğu tahmin edilmektedir. Birkaç zamandanberi Cebelüttarık havalisinde hiçbir Alman veya Italyan harb gemisi görülmemiştir. tspanyadaki kaza Paris 17 (A.A.) Valansiya'dan gelen bir haberde Mucia vilâyetinde bir trenle bir kamyon çarpışmıştır. Yirmi ölü ve doksan yarah vardır. Fransız sosyalistleri ve General Franco Fransa, yenibir malî buhran arifesinde mi? Londra 17 (Hususî) Fransız frangı 128 den 132 ye düşmüştür. Burada yeni Fransız Maliye Nazın Bonnet'nin de istifa edeceği rivayeti dolaşmaktadır. Paris 17 (A.A.) Petit Journal gazetesi yazıyor: «Sosyalist kongresinin General Franco'ya muharib haklannm tanınmaması hakkındakl kararı Fransa nin dahilî siyasetinde birçok müşkülâta sebeb olacaktır. Sosyalist nazırlarm bu hakkı tanımaya muvafakat edecekleri edecekleri şüphelidir. doktörüne sordum: Müşteriniz çok mu? Acı acı gülümsiyerek cevab verdi: Ne gezer? Grev korkusile kimsenin geldiği yok ki.. Pariste fırkalar boğuuyor, hükumet zayıf; zararını biz çekiyoruz... Skandal, skandal... Gene politika... Dikkat ediyor musunuz: Muhatablanm henüz bir gişe memuru, bir şimendifer biletçisi, bir otel kondoktörüdür. Bundan sonrası, dağ tepesinden kopup yuvarlana yuvarlana aşağıda bir çığ haline gelen kar gibidir. Artık sağdan soldan, sabah akşam, hep politika ile karşılaştım. Yemeklerden sonra, salonda, konser dinlerken kazinonun tarasasmda, ikindi çayını içerken otelin bahçesinde, sinemanın perde aralarında, banyo yerinin gezinti koridorunda, kulağınıza daüna birkaç politika sözü gelecektir. Odalarınm yanyarıya boş kaldığını anlatan otel direktörü, Paristen angaje ettiği aktörlerin parasmı veremiyeceğini söyliyen tiyatro sahibi, işsizlikten şikâyet eden kartpostalcı ile otomobil şoförü birer politikacıdır. Kimi zevk ve afa, kimi rahat ve şifa bulmak için buraya gelen ecnebiler üzerinde bu politika sözleri bir şamata tesiri yapıyor; ancak insafla düşünülürse bunlarm her biri bir ıstırabın, bir mahrumiyetin, tahakkuk edememiş bir emelin, çürüğe çıkmış bir projenin ifadesidir. Muhatablarımın seviyesi yükseldikçe, sokaktan salona geçildikçe politika bahisleri daha keskinleşiyor. Daha ağdalaşıyor, daha maddî, daha müspet mevzular üzerinde toplanıyordu. Ben bunların kimine kulak misafiri oldum, kimine bizzat kanştım. O kadar çok şeyler işittim ki hepsini yazsam sütunlar kâfi gelmez. Hiç yazmasam kafamı şişiren, yüreğimi dolduran bu ağırlığa katlanamıyacağım. Hikâye meşhurdur: Nasreddin Hocanın huysuz, haşarı bir merkebi varmış. Hoca bu hayvandan bizar olmuş, bir gün pazara satılığa götürmüş. Fakat merkeb o kadar huysuz ki yanına müşteri yaklaştırmıyor, muttasıl çifte atıyor. Bir aralık müşterilerden biri bu huysuz hayvanı ne diye pazara getirdiğini sormuş, rahmetli hloca Ben onu satayım diye değil, onun elinden neler çektiğimi elâleme göstereyim diye pazara çıkardım. Demiş... Ben de bu yazıları politika hevesile, poitika zevkie değil, günlerdenberi yakamı bırakmıyan politikacılık şamatasının zorile yazıyorum. Böyle ol içinde sekiz milyar altın ecnebi memleketlere hicret etti. Her yeni vergi mükelleflerden derhal müstehliklere intikal eder. Otel odaları ateş pahasına çıktı; Pariste yiyecek fiatı yüzde yüz arttı. Halbuki sergi münasebetile bu yıl bolluk, rahatlık, ucuzluk yılı olacaktı. ik. Onda muhakkak indiririz, dediler. Filistinin taksimi çetin bir dava halini alıyor IBaştaraft 1 inci safci/edel Pariste çıkan bir Yunan mecmuası memleketimize giremiyecek Ankara 17 (A.A.) Pariste bu Iunan Metaksas aleyhtarı Yunanhlar tarafından neşredilen «Dimokratia» adlı mecmua dost ve müttefik Yunanistan aleyhinde zararlı yazıları ihtiva ettiğinden .mezkur mecmuanın Türkiyeye ithali Vekiller Heyeti tarafından menedilmiştir. Bu gazete, eski Napoli krallarına aid olup şimdi îtalya krallarına geçen hakları Bolu ve Kızılcahamamda hatırlattıktan sonra Filistin ıslahatmm büAtatürk günü tün Akdeniz devletlerini yakmdan alâkaBolu 17 (A.A.) Bugün Bolunun ve dar ettiğini ve katolik İtalyanın da bu Geredenin Atatürk gününün üçüncü yıl babda söyliyecek sözü bulunduğunu edönümü bayramı münasebetile bütün şe hemmiyetle kaydeylemektedir. hir baştan aşağı bayraklar ile bezenmiştir. Kahirede nümayiş yapılacak Kahire 17 (A.A.) «Millî Mısır Büyük caddelere, parti ve belediye meydanlarına taklar kurulmuş ve gece bu tak fırkası» denilen muhalefet fırkası, önü lar elektrik ampullerile ışıklandırılmıştır. müzdeki salı günü umumî bir nümayiş icBüyük Önderin veçizelerini taşıyan a rasına davet edilmiştir. Bu nümayişte hatibler, Filistin meselefişler her tarafa asılmıştır. sinden bahsedeceklerdir. İşte biri bitmeden ötekisi başlıyan politika dedikoduları... Bu sözleri söyliyen insanlar Fransada içtimaî, iktısadî, malî, ilmî ve siyasî mevki sahibi kimselerdir. Otelde sinema, tiyatro, yanş ve kazino ilânlarınm asılı olduğu yerde şimdi ajans telgrafları, borsa haberleri var; her sabah müşterilerden bir grup toplanıyor, bunlan dikkatle okuyor. Fransız frangı bir hafta içinde yüzde on yedi sukuf etti. Zengin, ortahalli, fakir, herkes bu sukutun sarsıntıları içinde titreyip duruyor. Dün gece, herkes istirahat için odasına çekildikten sonra, beş altı kişi bir köşede konuşuyorduk. Uzun çehresini çerçeveliyen dört köşe sakalile Asurî rahiblerine benziyen bir Fransız günün meseleleri üzerinde söyleniyordu. Fransayı sarsmakta olan hususî ve mahallî sebeblerin bir hulâsasını yaptıktan sonra dünya buhranmın yeni manzarasını, İspanya meselesi arkasmda saklanan korkunc tehlikenin içyüzünü anlattı. Gerçi, dedi, kimse harb istemiyor; fakat sulhu muhafaza etmek de kimsenin elinden gelmiyor. Vakıâ harb çok tehlikeli, lâkin sulh da çok pahalı... Fransanın mevkii, tasavvur olunamıyacak kadar güç... Biz, Fransızlar, bilmeliyiz ki dahilî işlerimiz bile artık bir Avrupa işi olmuştur. Artık istediğimiz zaman kabineleri düşürmek, istediğimiz şekilde siyaset değiştirmek, aklımıza esince grev yapmak, dilediğimiz gibi paramızı indirmek hakkına malik değiliz. Bu dahilî sarsmtılar hiç değilse haricde bir taarruz hevesine hız verebilir. Çok fena günler yaşıyoruz. Siyaset arabası fren tutmuyor; bu gidişle muhakkak bir yere çarpacağız.. Saat on oldu; on bir oldu; on iki oldu. Ve nihayet vapur mazut almağı bitirdi. Uzun bir manevradan sonra vinçlerin bulunduğu nhtıma gitti. Saat birde de »tomobil Romanya toprağına ayak bastı. Bu ikinci rıhtımda da vapura mazut verecek borular olduğunu hayretle gördük. Hulâsa edeyim: İstanbul limanında 20 dakikada ve 80 kuruşla yapılan iş, son sistem liman vasıtalarile mücehhez Köstence limanında 8 saatte ve 13 liraya yapılmışh. Hiç olmazsa, bize otomobil saat birden evvel çıkmaz deselerdi, yatrp uyur, bütün bir geceyi ve sabahı uykusuz ve ayakta geçirmezdik. Bu hâdiseyi Bükreşte bir bildiğime anlattım. Vapurun vinci îstanbulda otomobili kaldırdı da Köstencede neden indiremedi? Buna bir türlü akıl erdiremedim, dedim. Vinci biraz yağlamak lâzımdı. Sen, bunu akıl etmemiş, sekiz saat beklemişsin; cevabını verdi. Köstence tarikile giden otomobil yolcularına, çok beklemek mecburiyetinde kalırlarsa vinci yağlamağı unutmamalannı tavsiye ederken îstanbul limamnı noksan vasıtalanna rağmen, çok iyi işleten Raufi Manyas ile Hâmid Saracoğlunu tebrik etmeği de bir vazife addediyorum. Efgan Hariciye Nazırı da Tahrandan ayrıldı Kızılcahamamda Tahran 17 (A.A.) Pars ajansl bildiriyor: Efganistan Hariciye Veziri Serdar Faiz Muhamed Han dün Saadâbad Kasrında Majeste Şahinşah tarafından ka* bul edilmiştir .Efgan Hariciye Veziri Majeste Şahinşaha arzı veda eylemiş ve öğleden sonra da Meşhed tarikile Kâbile Artık susuyorum. Cumhuriyet'in sütunlannı bu dedikodularla daha fazla iş dönmek üzere Tahrandan hareket etmiştir. gal etmeğe hakkım yok. Kızılcahamam 17 (A.A.) Büyük Şefimiz Atatürkün Kızılcahamamı şereflendirdikleri 16 temmuz Kızılcahamamın bayram günüdür. Dün bu kutsal günün üçüncü yıldönümü köylü kentli beş bin den fazla halkın iştirakile coşkun bir su rette kutlulanmışür. Ankara treninde bir zehirlenme vak'ası tsmail Müştak MAYAKON Nişan Eskişehir 17 (Telefonla) Hay darpaşadan kalkan Ankara trenine Ço ruma gitmek üzere Karaköyden binen Mustafa ile kansında zehirlenme ârazı göründüğünden hastaneye kaldmlmış lardır. Beşiktaş eski Parti mutemedi Bay Hasanın oğlu eczacı Ömer Faikle Çoruh Almanya Belçika Lüksen saylavı Ilyas Sami Muşun kızı Behice burg ticarî münasebatı Muşun nişanları Şişlide, Güzin apartı Berlin 17 (A.A.) Almanya ile Bel manında, iki taraf aileleri arasında huçika ve Lüksenburg arasında ekonomik susî olarak tes'id edilmiştir. Kıymetli münasebetleri inkişaf ettirmek için bir saylavımızm güzide kızına ve nişanlı sma bahtiyarlık dileriz. komite teşekkül etmiştir.