Genc yavrular burada hayatla karşıkarşıya bulunuyorlar Heybeli Deniz Lisesinin bir hücum ve müdafaa tecrübesi Düşünüşleri, zevkleri, istekleri hep bir olan 9 1 4 yaşmdaki yüzlerce talebe muallimlerin nezareti altında güzel bir tatil geçiriyorlar ilkmekteb talebeleri için açılan kamplar II Temmuz 1937 CUMHUK1ÜET cVıcuto/ndcL Eyvah ada elden gidiyor! Sanki sade Türkün kahramanlığını görsün diye yaratılmış gözler; işte bugün de Deniz Lisesi çocuklarının, çamlıkların arasmdan kükremiş dalgalar gibi kopup gelen, fakat tarihin bağrmdan geliyormuş vehmini veren yaman akınlarına şahid oluyor Çocuk îstanbul Maarif Idaresi, bu sene de şehrin muhtelif semtlerinde altı talebe kampı açtı. İdare, kamplara iştirak eden talebenin, sıhhat, vücud ve fikir inkişafı bakımlanndan azamî derecede müstefid olmalan için, bunlan idare edecek muallimleri de on günlük bir müddetle mecburî bir kamp kursuna tâbi tuttu. Burada, muallimlere terbiyevî ve sıhhî bakımdan bir kampın nasıl idare ve kampa iştirak edecek talebenin eğlenmelerinin ve fikrî inkişaflannın ne suretl temin edilebileceği öğretildi. Talebe kamplarından birisi Kızıltoprakta 49 uncu îlkmekteb binasmdadır. Fazla müracaatlere rağmen, binanın müsaadesizliği yüjünden bu kampa yalnız 100 talebe ahnabilmiştir. Kampların yerleri îkinci kamp, Erenköy 38 inci İlkmekteb binasında açılmıştır. Bu kamp için de 100 kişilik bir kadro kabul edilmiştir. Yeşjlköy İlkmekteb binasında açılan üçüncü kampta da 100 talebe vardır. Dördüncü kamp, Floryada plâj yanında çadırlardadır. Müracaatlerin çok olmasma rağmen, ilk açık hava kampı olmak itibarile bu sene bu kampa yalnız 60 talebe alınmıştır. Beşinci kamp, Şile İlkmekteb binasında kurulmuştur. Bu kampa da 50 talebe iştirak etmektedir. Altıncı kampsa Paşabahçede 39 uncu İlkmekteb binasmdadır. Bu kampın kadrosu da 100 kişidir. S10 talebe kampta Bu suretle bu sene ilkmekteb müdavim ve mezunlarından mürekkeb olmak üzere 510 talebe kampa çıkarılmış olmaktadır. Ötedenberi bu nevi kamplar, memleke timizdeki ecnebi mekteb idareleri tara fından propaganda maksadile açılır; tabiatile kontrol edilemedikleri için hem iştirak edenlerden fazla para alınır, hem de arzu edilen propaganda ve telkinat yapılmak suretile genc yavruların ruhları zehirlenirdi. Maarif İdaresi, kamplan açmakla evvelâ bu muzır propaganda ve telkinata nihayet vermiş oluyor. Aynca bu kamplarda toplanan yavrulara toplu bir halde millî bir terbiye, bir zabıt ve rabıt, toplu çalışma imkânlan öğretilmiş olu yor. Şimdi bu kamplarda, düşünüşleri, zevkleri, istekleri, kendilerine verilen terbiye gibi hemen hemen müşterek, yaşlan ve bedenî faaliyetleri birbirine yakın, daima itaat eden, daima yeni birşey öğrenmekten haz duyan 9 ile 14 yaş arasında yüzlerce talebe vardır. Bunların başında da, kendilerine emanet edilen yavruların bedenî, fikrî ve ruhî inkişaflarını görmek ve hergün yeni birşey öğrendiklerini müşahede etmekten mütevellid manevî •zevkin en yüksek derecesini idrak eden, mesleklerine ve vazifelerine bağlı müdürleri, muallimleri, doktorlan, hemşirelerile beraber bir idare heyeti bulunmaktadır. Bu kamplardan birisine giderek 24 saatlik kamp hayatını gözümle görmek istedim. Açıkhava kampında Floryada çadırlı kamptayım. Küçükçekmece istasyonunun gerisindeki tepede kurulmuş, sekiz büyük çadırdan mürekkeb bir açıkhava kampı... Saat yedi buçuk. Bir düdük çalındı. Kısa kollu fanilâlı, beyaz pantalonlu küçük gruplar büyük bir ciddiyetle, şanlı bayrağımızın çekilmiş olduğu direğin önündeki sahaya doğru ilerliyor. Geniş omuzlu, bakır yüzlü, fakat gözlerinde büyük bir şefkat kaynıyan müdür Rüştü, direğin yanında, <!îger beş muallim arkadaşile beraber kampında hayat Kırlarda oynıyan kücükler duruyor. Sahaya doğru toplanan yavrulara bakıyorlar. Genc bir muallim de çocuk gruplarının içinde ilerliyor. Bu, nöbetçi muallimdir. Küçük gruplar, saffıharb halinde dizildiler. Bayrak merasimi yapılıyor. Küçüklerin yüzlerinde büyük bir ciddiyet, derin bir heyecan var. Şimdi and içiliyor. Bayrak merasimi bitti. Gruplar, açıkhava lokantasına gidi yorlar. Bütün muallimleri, müdürleri beraber... Kahvaltı edecekler. Büyük in sanlar gibi çocuklar intizamla yerlerini işgal ettiler. Kahvaltılarını da gene ayni intizam içinde yediler. Hiç boş durmak yoktur. Şimdi de yatakhane çadırlarına gidiliyor. Herkes muayyen bir zaman zarfında karyolasını düzeltecek ve elbir liğile yatakhane çadırı temizlenecektir. Saat 10 da gene başta muallimler ol duğu halde banyoya gidildi. Denizde gerek erkek, gerek kadın muallimler bireı ana ve baba gibi her çocukla ayn ayn meşgul olarak yüzmek bilmiyenlere yüzmek öğretiyorlar. Banyo saat 12 ye kadar devam etti. Kampa dönünciye kadar nöbetçi muallimi yemek hazırlığını bitirmiş, çocuklan bekliyordu. Yemek bir buçuğa kadar devam etti. Bazı çocuklaı yemeğin sonuna doğru esnemeğe başlıyorlar. Saat bir buçuktan üçe kadar uyku zamanıdır. Bu müddet zarfında yavrular kendi karyolalannda uyuyorlar. Saat dörtte serbest faaliyet, atölye faaliyeti, müzik faaliyeti, top, voleybol oyunlan... Saat 7,30 da akşam yemeği yeniliyor. Yemekten sonra da gece eğlenceleri başlıyor. Gene her muallim bir grup talebeyi başına toplamış, küçük fıkralar, eğlenceli hikâyeler anlatıyorlar. Bazı yavru lar kendilerini tutamıyarak kahkahayı koyuveriyorlar. İstasyondaki elektrikler birer birer sönüyor. Kücükler de yatak hanelerine çekildiler. Z. Çenk 47 kiloluk bir tatlı su balığı tutuldu Denizyolları müdiirü Almanyaya gitti Almanyadaki şantiyelerde inşaatı başlamış olan posta vapurlarımızın inşaatmı mahallen tetkik edecek olan Denizyolları müdürü Sadeddin, dün Köstence yolile Almanyaya gitmiştir. Vapurlarımızdan Marmara hattı için yapılmakta olanlarından bir tanesi önümüzdeki şubat aymda tesellüm edilecektir. Mersin hattı için yapılan 3500 tonluk vapurlardan bir tanesi gene şubat veya mart ayları içinde teslim edilmiş olacaktır. Yerli Mallar sergisinden duhuliye alınmıyacak Bursa (Hususî) Bursada pek ÇOK azası bulunan faal kulüblerimizden biri de Avcılar kulübüdür. Avcılar ku • lübünün reisi Muammerle arkadaşlarından mürekkeb bir grup, Nilüfer çayınm mansabmda ve Haydar çiftliği mıntakasında 47 kilo ağırlığmda iki buçuk metro uzunluğunda muazzam bir balık avlamıştır. Avcılarımız böyle bir tatlı su balığının pek ender bulunduğunu söylemektedirler. Avladıkları balığı Çocuk Esirgeme kurumuna veren avcılarımız. bu nadir bulunan avdan çok sevinmişlerdir. Resimlerimiz avcıalrın suya nasıl girdiklerini ve balığı nasıl avladıklarım göstermektedir. Geçen seneki Yerli Mallar sergisinde ilk defa olarak halktan duhuliye alın mıştı. Hükumet, millî sanayiimizin kudret ve inkişafını halkm yakından göre rek istifadesini temin için bu seneki sergide hiçbir duhuliye almmamasma ka rar vermiş ve bu karar dün Defterdarlığa ve Belediyeye büdirîlmiştir. Hırsızlara nazar değdi Evvelki gece, meçhul bir hırsız, Be şiktaşta Akaretlerde Belkis apartıma nmda oturan Cemalin dairesine pencereden girmiş, bir miktar eşya çalarak kaçmıştır. Sabahleyin hırsızlığın farkma varan Cemal, Beşiktaş polis merkezine müracaat ederek vak'ayı anlatmıştır. Vaziyet Emniyet ikinci şube müdürlüğüne de bildirilmiştir. Tahkikata başlanmıştır. Samatyada da bir ev yandı Bundan üç gün evvel Samatyada bir ev soyulmuş ve kıymetli eşyalar çalınmıştır. Şüphe üzerine üç serseri ço cuk yakalanarak Adliyeye teslim edil miştir. Çorluda yangın Çorlunun Değirmen köyünde bir yangın olduğu yazılmıştı. Aldığım mütemmim malumata göre, bu köyde bir evle üç dükkân yanmış, sonra yangın söndürülmüştür. ' Talebeler koşar adımlarla filikalara gidiyorlar ve Adaya çıkış O, her zamanki centilmen, o hep başlan yukanda, göğüsleri ileride, bakışlan enginlerde ve iki sıra altın düğmenin bezediği rengini denizlerden almış for maları içinde bir asalet örneği gibi vakur çocuklar, şimdi bastıklan yeri sarsarak, silâhlan ellerinde koşuşuyorlar. Ve sesi yazıya sığmaz, belki bir mit ralyöz tarrakasını andırarak, sert adım larla döğdükleri iskeleden, gözü yoran aceleye rağmen, intizam denen kelimeyi kafalara mıhlıyan bir ahenkle flikalara doluyorlar. Avara!.. Flikalar sulara açılıyorlar. Hazır ol!. Şişkin pazulann uçlanndaki eller kü reklerde. İhrac ameliyesinden başka bir safha Puta kürek! larını attılar ve filikalan çekecek olan is açacağı çocukların harekâtını kolluyor. Aaılıyorlar bu küreklere. Vakıâ bu gelenler de Türk çocuklan. timbotu işliyemez bir hale getirdiler. Bu Al beraber! nun üzerine de filikalar (Avara) ettiler Biraz evvel, onlan Heybeli lisesinin Sular çırpına çırpına bağırlannı flikave küreklere sarılarak açıldılar. capısmdan ok gibi fırlarken gören biz deara açıyorlar. Filikalar mektebin arkasından ayrıldık ğıl miyiz? Kuvvetlü. Ancak, şu anda, onlan yurda saldı Flikalar, lâciverd suların köpüklü dal tan sonra, vapur iskelesinin açığından geran bir (düşman) farzettiğimiz için, gaygalarını çiğneye çiğneye akıp gidiyorlar. çerek, tenha kıyılarm bir uçurum dibini riihtiyarî, ileri attıklan her adım heyecaseçtiler. Nereye mi?.. Ne mi var? nımızı artınyor, sinirlerimizi geriyor ve Bir yandan da Mavi kuvvet ihrac kaBilmiyor musunuz? içimize üzüntü veriyor. idelerine riayet ederek, Kırmızı tarafı bir Mavi kuvvet kazanıyorl başka cihete koşturmak, böylece aldata Kırmızı mağlub olacak!.. rak esas kuvvet çıkardığı yeri gizlemek Ada elden gidiyor!.. istedi. Gözün görebildiği her tarafı bakışla Ve işte, asıl kuvveti getiren flikalar, rımla tanyorum; hayır, bütün bu alabilsahilin, yukandan uçurumun kenaıından diğine uzayıp giden, yeşillikler içinde tek bakılmadıkça görülemiyecek bir noktasma canlı mahluk yok. yaklaşıyorlar. Ne oldu, aldandılar da, düşmanı başMavi taraf, efradını adaya kuru bir ka bir tarafta mı bekliyorlar? halde çıkmak istediği için filikalannı aBirkaç dakika süren, uzun.. hayü uçıkta tutmadı, kıyıya bastırdı. zun bir acabaaa.... Ve yanaşırken Kırmızı tarafın bir yanVe arkasından, âsabı kamçılıyan, in • dan baskın vermesi ihtimaline karşı da sanda yerinde durabilmek kudretini sö « filikadakiler emniyet tertibatı alıyorlardı. küp götüren, şimşeklere, yıldınmlara, boSüngüler takılmış, ses kesilmiş, hatta ralara gebe bir hava... kürekler bile öyle ustalıkla, sulan bile Sanki, sade Türkün kahramanlığınî ürkütmekten çekinilerek kullanılıyor ki, en görsün diye yaratılmış gözler; işte bugün küçük bir hışırtı duymak imkâm yok. de, Deniz lisesi çocuklannm, çamlıklann Filikalann içinde, kimseye görünmeden arasından, gökremiş dalgalar gibi kopup Otlar arasında saklanarak ilerliyorlar şu sahile ayak basmak hırsile parmakları gelen, fakat tarihin bağnndan geliyormuş silâhlarmın tetiğinde ve gözleri fınl fml vehmini veren .yaman akınlanna şahid oO halde durun anlatayım: dönerek etrafı kolhyan çocuklara bakar luyor. Üç, beş, alh... Istediğiniz kadar uzun ken, ne yalan söyliyeyim, insan işin nihaAda elden gidiyor mu? veya kısa bir rakam olsun, bu, bir tarih yet bir talim, tatbikat, bir kelime ile şa Gelin de şimdi, bu gurub saatinde, tir. İşte bu tarihin bir gününcleyiz. kadan ibaret olduğunu unutuveriyor da Heybeli eteklerinde kopan kıyameti göVe Ada, şu bildiğiniz Heybeliada, bu heyecana kapılmaktan kendini alamıyor. run. günde, Marmaranm koynunda değil, AkEvvelâ genc subay, elinde, karşısına ilk KANDEMtl denizin ortasındadır. çıkacağa ateş etmeğe hazır tabancasile Bugün, Çanakkale Boğazımn dışm kıyıya atladı. KÜLTÜR İŞLERİ daki bu (Heybeli) ye, düşman, bir ihrac Arkasından, talebe, birer lâstik top gihareketi yapıyor. bi, hayret veren bir çeviklikle toprağa a Ikmal edilen köy mektebleri Heybeli Deniz Lisesi talebesi, ikiye yak bastılar ve iki büklüm, kayaları tır Köy kanununa göre, her köy kendi bölünmüş, bir kısmı ihracı yapmak isti manmağa başladılar. ihtiyacına göre, çatı haric olmak üzere yen Mavi kuvvet, bir kısmı da adayı Eyvah ilerliyorlar... bir mekteb binası hazırlamağa mecburmüdafaa eden kırmızı kuvvettir. Aşağıda, kayalıklann gölgesinde ışıl dur. Gene ayni kanuna nazaran köy Bana, bu tatbikatı niçin yaptıklannı dıyan sudaki boş filikalar bile sanki me mekteblerinin çatıları da mahallî Maaşöyle izah ettiler: rakla, heyecanla, hırsla titreşiyorlar. rif idareleri tarafmdan yapılacaktır. Ne olacak? « Daha ziyade kara okullanmn biİstanbul Vilâyet hududu dahilinde Hani Kırmızı kuvvet... Nerede? bulunan on köy bu suretle mekteblerini leceği ve yapaCfcğı bu tatbikatı, denizci Mavi taraf, muvaffakiyetle yapbğı ikmal ederek çatılarmın da inşası için lerin de bilip yapmasmı tarih ister. Biz çocuklarımızı bu tatbikatla meşgul eder ihrac hareketinin sevinci içinde, soluk so Maarif idaresine müracaat etmişlerdir. ken, hem temiz havada idman talimi yap luğa ilerliyerek, araziye yayılmak istiyor. İdare bu mekteblerin çatıları için 30 bin liralık bir tahsisat ayırmıştır. MekFakat, Kırmızı tarafın görünürde hiçtırmış, hem de onlan şimdiden askerlik teblerini ikmal eden köyler şunlardır: bir hareketi yok. bilgisine alıştırmış oluyoruz.» Çatalcaya bağlı Tepecik köyü, BakırTepelere kadar yayılan çamhklar, bu köye bağlı İkitelli köyü, Silivriye bağh Şimdi gelin bu hareketi takib edelim: Mavi kuvvet, ihrac yerine bir gemi ile yemyeşil tabiat parçası, yaklaşan felâke Fete köyü, Korfalı köyü, Bakırköye bağgetrilmiş sayıldı. Heybeli lisesi de bu ge ti kabul etmiş, mukadderata boyun eğmiş lı Kalıkıratya köyü, Yalovaya bağlı Emi farzedildi. Ve mektebin iskelelerinden gibi ebedî bir sükun içinde uzayıp gidi sadeye ve Koru köyleri. Bunlardan başka Yalova, Çatalca, Şibirinde biraz evvel anlattığım şekilde yor. Uzakta, Yavuzun çelik gövdesi, de le, Silıvri ve Beykoza tâbi birçok köyler hayret edilecek bir sürat ve intizamla binnizin ortasında bir yanardağ gibi kapkara de mektebler yapmağa başlamışlardır. dirme yapıldı. Önümüzdeki ders senesi içinde bunlar Fakat uyanık bulunan Kırmızı taraf bulutlar fışkınyor. Sanki o da, yann kendilerine bağrın da mekteblerini ikmal edeceklerdir. tayyareleri bu hareketi iz'aç için bomba J