CUMHURİYET 8 Temmuz 1937 Duymadıklarımız ve bilmediklerimlz Okyanus semaları da ramediliyor Ingiltere ve Amerikanm teşebbüslerinden sonra Atlas denizi üzerinde ve iki yoldan iki dünya arasında muntazam hava seferleri yapılması imkân dahiline girecek IN6ILTERE Son döğüşlü maçtan sonra... Kulübler arasındaki düşmanlığı Çıkarılan rivayetleri tek ortadan kaldırmak lâzımdır zib ve tavzih ediyor Oyunculara ceza vermenin ve kulüblere ihtar göndermenin müsbet bir faydası olmuyor Galatasaray Güneş maçında çıkan ken hem topa vuruyor, hem de Ahmede kavga, günün en bellibaşlı spor dedi bir küfür savurup uzaklaşıyor. Bu hal kodusu haline geldi. Spor sahalarımız bir, iki, üç ilâh. defalar teîcerrür ediyor da, bühassa futbol meydanlarmda sık Esasen asabî bir haleti ruhiye içinde sık vuku bulan bu gibi çirkin vak'alar bulunan iki taraf oyuncuları, bu mütedan sonra gazetelerin bir taraftan, alâ madiyen tekerrür eden küfürlerle öyle kadarların diğer taraftan kavganın mü bir hale geliyor ki, nihayet şuurların: sebbibini meydana çıkarmak için faa kaybediyorlar ve tokatı, tekmeyi yapışliyete geçmeleri, bir an'ane haline gel tırıyorlar. O bir tek tekme veya tokat miştir. Gazetelerin neşriyatı, spor ma yirmi iki oyuncuyu, stadları dolduran kamlarının, tahkikat ve tetkikatı birkaç binlerce taraftarlan da birbirine geçigün devam ettikten sonra usulen iş pa riyor. Tabiî bu vaziyette hâdisenin mesmuk ipliğine bağlanır, bir iki oyuncuya ulü tokatı veya tekmeyi atandır, çünkü sözde ceza verilir, işin hızı da o vakte onun hareketi alenidir, herkes tarafın kadar geçtiği için mesele unutulup gi dan görülmüştür. Tokatı yiyen masumder; yeni bir hâdise oluncıya kadar. dur, zira onun küfürlerini işiten olma Şimdi de gene ayni vaziyetle karşı mıştır. Bu hususta oyunu idare eden hakekarşıya bulunuyoruz. Bir taraftan gazeteler harıl harıl makaleler yazıyor, me, evvelce müracaat vaki olmuşsa bile birisinin ak dediğine diğeri kara diye hakem de kendi kulağile bu kötü sözleri rek mes'uliyeti iki taraftan birine at duymadığı için ciddî bir karar alamıyor fetmeğe uğraşıyor, diğer taraftan da ve yahut almak istemiyor. resmî spor teşkilâtı işi tahkik ediyor. Şunu da itiraf etmeliyiz ki, maçlar daki bu gibi kavgalarda hakemlerimi Senelerdenberi gördüğümüz ve artık bellediğimiz şeyler. Gene bu sefer de zin de lâkaydiden gelen büyük kabahatbir iki oyuncuya belki ceza verilecek, leri vardır ve esefle söylemek lâzım kulüblere birer ihtarname gönderilecek, dır ki, memleketimiz, henüz, bu gibi spor sahasındaki kavganm çok çirkin haleti ruhiye içinde bulunan takımlann '•'uğu, Türk gencliğine yakışmadığı maçlarını idare edecek hakemlere bir .lakkında makaleler yazılacak, iş, yeni ikisi müstesna malik değildir. Biz, pek iyi biliyoruz ki, on, on beş bir kavga ve dövüşe kadar kapanacaksenedenberi futbol sahalarımızda zaman tır. zaman çıkan kavga ve dövüşler, hep bu Hakikaten çirkin olan bu gibi hâdiseyüzden olmakta ve maalesef de işin bu lere kafî şekilde nihayet vermek için cephesi daima ihmal olunmaktadır. artık bu gibi klâsik tedbirlerin (!) hiç Spor hayatımıza bir leke getiren bu bir faydası olmadığmı bilmekliğimiz zaçiı'kin hallerin ortadan kaldırılmasn manı gelmiş, hatta geçmiştir. İşi esasmfalan filân oyunculara ceza vermekle, dan, kökünden halledemezsek, bu, daBir Macar atlet takımı kulüblere ihtar göndermekle izalesi ima böyle olacak ve futbol sahaları mümkün değildir. Her şeyden evvel geliyor mızda kavga, dövüş hiçbir zaman eksik sporcu genclik arasmda samimiyet ve olmıyacaktır. tesanüd husule getirecek tedbirler al Atletizm federasyonu tarafından BalBu kavga ve dövüşü çıkaran hakikî mak, sporcuları yekdiğerine karşı birer kan oyunlarından evvel İstanbula getiâmiller nedir? Evvelâ bunu bütün çıpdüşman değil, birer kardeş haline ge rilmesi düşünülen Budapeşte atletik laklığile ortaya koymak lâzımdır. Bu tirmektir. Bunu yapabildiğimiz gün, spo kulübü federasyonu daveti kabul et nun sebebi, galibiyet ve mağlubiyet demiştir. nı da, gencliği de kurtarmış oluruz. ğildir. Çünkü çok defalar görüyoruz ki, Macar atletleri 21 ve 22 ağustosta İsgene bu takımlardan biri başka bir ta Galatasaraylı Reşad babasıni tanbula gelebileceklerini, bu müsaba kıma yenildiği vakit sesini bile çıkar kalar için de Macaristanda en kuvvetli kaybetti mıyor, sportmence sahadan ayrılıyor. on atletini getirebileceklerini bildirmişGalatasaray spor kulübü sağ müdafii erdir. Balkan oyunlarma gidecek atletKavganm sebebi, bu kulübler arasındaki sönmek bilmiyen ve neticesi gali Reşadm babası îzmir üzüm tüccarlann erimiz için bulunmaz bir fırsat olan bu biyet ve mağlubiyete dayanmıyan bir dan Selâmizade Ziya özker, tutulmuş müsabaka memleketimiz için en büyük kin ve ihtırastır. Sahaya kardeşçe maç olduğu tifo hastalığından kurtulamıya ve en ciddî bir atletizm hareketi ola yapmağa çıktığı farzedilen bu gencler, rak vefat etmiştir. Ticaret mektebi âlisi caktır. hakikatte jrekdiğerine bir düşman gö 2 nci smıf talebesinden olan Reşada, Istanbulsporlularîn spor zile bakıyorlar. Bu ihtıras ve düşman imtihanlarını yarıda bırakmaması için, felâket haberini ancak dün haber verbayramı lığın sebebleri muhteliftir. Spor işlerimizin seyrini takib edenler bu sebebleri mişlerdir. îstanbul Lisesinin yatılı olduğu de Gene sporcunun ve ailesinin keder virlerde, İstanbulsporun idman saha kolayca anlıyabilirler. armda gösterdiği birinci plândaki varDeniliyor ki, oyun devam ederken lerine gazetemiz de iştirak eder. Bursa mıntakası futbol ık ve canlılık henüz unutulmuş değil Ahmed, Mehmede ortada hiçbir sebeb dir. Eski mevcudiyetlerini tekrar ikti yokken bir tokat vurdu, bunun üzerine şampiyonluğu saba kat'iyetle karar vermiş bulunan Ali de Veliye tekme salladı. Aklı başmBursa (Hususî) Mmtakamızın fut sarı siyahiılar bu maksadla ve ilk iş olada bir adam için durup dururken kar şısındaki adama tokat atmanm imkâm bol şampiyonunu meydana çıkarmak ü rak esas nizamnamelerini tadil etmekle yoktur; bu, mutlaka bir sebebe istinad zere tertib edilen maçlara bu hafta da ve müfid kararlar vermekle faaliyete eder. Çünkü tokat atmakla, tekme vur devam edilmiştir. Final maçmı yapmak ;eçmişlerdir. makla maç kazanılamıyacağma, hatta hakkını kazanmak üzere burada karşıVerilen kararlar arasında, yaz mevsibelki de mağlubiyet muhakkak olacağı laşan Inegöl İdman Yurdile Mudanya minde, sporun durgun geçtiği boş hafna göre, takımlarını galib getirmek için Dinçsporun maçını înegöllüler 3 0 ka alarda zengin programlarla spor bay kan ter içinde kalan bu çocuklarm bu zanmağa muvaffak olmuşlardır. amları tertibi de vardır. Bu cümleden Önümüzdeki pazar günü Bursa şam olarak geçen pazar günü Beykoza gidilkadar budalaca bir iş yapacaklarmı kapiyonu Acar İdmanla İnegöl İdman miş ve İstanbulsporla Beykozun dört bul etmek imkânsızdır. Yurdu final maçını yapacaklardır. ütbol takımı maçlar yapmışlardır. Karşısındaki arkadaşma tokatı vuran Sünnet cemiyeti Beykoza hakikî bir spor bayramı yaAhmedi, bu kadar şuursuz bir hale ge Ağustosun 14 üncü cumartesi günü atan bu maçlarda birinci takımlar 33, tiren sebeb nedir? Bu sebebi, tribünlerden, sahanm dışmdan anlamak pek o Şeref stadyomunda sünnet cemiyeti ya kinci takımlar 1 1 berabere kalmış kadar kolay değildir. Bunu ancak saha pılacağından mahdud adeddeki mahal ar, gene takımlarda ise Beykozlular 0 galib gelmişlerdir. Tanınmış eski nm içine grrdikten sonra anlamak kabil erin kapanmasmdan evvel alâkadara nın her gün öğleden sonra Şeref stad ıporcuların da iştirak ettikleri tekaüdler oluyor. maçı çok heyecanlı ve zevkli olmuştur. Mehmed, Ahmedin yanmdan geçer yomunda müdiriyete müracaatleri. Ankara bölgesi başkanlığından: Son günlerde İstanbul gazetelerinin bazılarında Ankara kulüblerinin bir toplantı yaparak iyi tanzim edilmemiş olan bölge işlerini görüştükleri ve bu hususa dair olarak karar altma aldıklan bazı meseleleri umumî merkeze bildir mek üzere tâli bir komisyon teşkil et tikleri ve bu meyanda bölge başkanlı ğına Muvaffak Menemencioğlunun veya Nasuhi Baydarın getirilmesi jçin te menniyatta bulunacaklan gibi yazılar intişar etmektedir. Bu haber Ankara spor mehafilinde büyük bir hayret uyandırmıştır. Ankara bölgesi, evvelden hazırladığı prog ram dahilinde her mevsime aid sporu muntazaman takib, tatbik ve intaç et miş bulunduğundan işlerin iyi tanzim edılmemiş olması bittabi mevzuubahs değildir. Kulüblerin toplantı yaptıkları hakkındaki habere gelince, bu mesele de tamamen gayrivariddir ve böyle bir içtima yapılmamıştır. Ankara kulüb lerini idare edenler bilgili, görgülü, geniş düşünceli ve iyi ile kötüyü tefrike kadir zatlardır ve farzı muhal böyle bir tasavvur var idi ise onun istihdaf ettiği maksadı pek güzel anlıyabilecek, bu bakımdan hiçbir kimsenin rehberliğine ihtiyac duymıyacak, tezvirat ve tahrikâta uymıyacak arkadaşlardır. Esasen böyle bir içtimaın yapılmasma sebeb de yoktur. Bölge ile kulübler arasmda tam bir anlaşma vardır. Çıkarılan haberler tamamen asılsızdır ve gizli maksad taşıdıkları anlaşılan birkaç kişinin uydurmasıdır. Bölge heyeti ve kulübler bu gibi şayialara hiçbir kıymet vermeden elele ve başbaşa çalışmalarma devam etmektedir. Keyfiyetin sayın gazetenizle efkârı umumiyeye tavzihini dilerim. Ankara Mmtaka Başkanlığı Böyle varidat menbaına can kurbanl Çinin Kvantung Valisi, hükumet ka sasınm doldurul mağa muhtac bir hale geldiğini görünce bia: emirname ısdar etmiştir. Emirname hayli ga rib. Hükumet, her aileye, 25 çent kıymetinde bir piliç verecek ve pilici alan aile, bunu besle yip semizletmekle mükellef olacak. A si takdirde hapis cezası var. Piliç bes lenip, yağlanıp 1 dolar kıymetinde bir tavuk haline gelince hükumete iade e dilecek. Hükumet bunu satacak, para sını, açılan bütçe yarasma merhem diye kullanacak. Kvantung ahalisine acıdım doğrusu Ne müşkül vaziyette olduklannı bir düşünün. Bir defa, canlı mahluk daima tehlikelidir. Hastalanır, ölür, kaçar, komşunun horozu ayartır; hulâsa her dakika gözünüz üstünde olacak. Sakınan göze çöp batar derler; aman bir kusur etmiyeyim dersiniz, bu sefer yemi fazla gelir, yağdan çatlar; çapraşık iş vesse lâm. Maamafih, eğer Kvantung Valisinin bulduğu vergi usulünün mecburiyeti tavuğu semizletip iadeden ibaretse, ahali gene şükretsin. Ya tavuğun yumurtalarını da isteseydi, yumurtlamadığı günle rin hesabını ne ile vereceklerdi? Ölüler kulübü Londramn en meşhur tarafı, kulüblerinin bolluğudur. Her çeşid insan, her vesile ile bir araya gelip hemen bir kulüb tesis ederler. Dirilerin kulübleri yetişmiyormuş gibi, şimdi de ölüler bir kulüb açmışlar. Ölüler kulübü azasının hakikî ölüden farkı, henüz ahrete git memiş olmalarıdır. Hem ölü, hem ahree gitmemiş nasıl olur? diyeceksiniz. Şöyle olur ki, hakkında ölmüş rivayeti çıkar; gazeteler, ölümüne dair yanhş bir haber verirler; nüfus kütüğüne, sehven, ölü diye meşruhat verilir. İşte Londradaki ölüler kulübü, bu gibi berhayat ölülere mahsus bir kulüb. Müessisleri, harbde esir düşüp, yahut her hangi diğer bir sebeble bir müddet ortadan kaybolup öldü zannile nüfus kayıdlarına bu yolda meşruhat verilen ski muhariblerdir. Bunlara, başka suretlerle sehven 6 enler de iltihak etmiş ve yüzlerce azalı bir kulüb teessüs edivermiştir. Kulüb azası senede bir defa toplanıp, hayatta iken geçirdikleri mes'ud zamanarı yadediyor, viski içerek eğleniyor armış. Ellerinde, her birinin vefatı tarihini es'id gibi mükemmel bir vasıta var ken bu fırsattan istifade edip felekten gün çalmağa, sahiden ölümlü şu dünyada ne diye gayret etmezler sanki? hracat ve ithalât tacirlerinin endişesi izale edildi Japon ve Fransız anlaşmalarından ionra hazırlanan takas talimatnameleri ;akas heyetine gelmiştir. Fransız frangının devaloasyondan ionra takib ettiği seyir dolayısile itha:ât ve ihracat tacirleri telâş etmekte ve mal bedellerinin hangi kur üzerinden ideneceğinde tereddüde düşmekte idi•r. Talimatname mal bedellerinin ma ;m gümrüğe geldiği günkü kur üzerin en ödeneceğini tasrih etmektedir. llli sarı siyahlı sporcu Beykozdaki bu ayrama iştirak ederken yirmiye yakın İstanbulsporlu atlet de ayni günde Kadıköy stadyomundaki müsabakalara işirak etmişlerdir. Sarı siyahlılar spor bayramlarmın kincisini önümüzdeki pazar günü Ba •cırköyüne tertib ettikleri gezinti sıra ında tertib edeceklerdir. Babam..« Memur etraftan nazan dikkati celbettiklerini gördüğü için İrfanın kolunu hızla çekti ve uzaklaştılar. Irfanm sözü yanda kalmıştı. Fakat birkaç adım sonra başını çevirerek geriye baktığı zaman İrfan bu bir kere gördüğü adamın Bursa sokağına doğru yürüdüğünü görerek biraz müsterih oldu ve me murla birlikte merkezden içeriye girdi. Isticvab edilirken ismini, babasının ismini, Mühendis Mektebi talebesi olduğunu gizliyemedi. Zaten kendisini takib eden memur bir kurnazlıkla iki üç defa İrfan diye seslenmiş, onun irfan ismine kulak vermesinden ismine aid şüphesini izale etmişti. Merkezden müdiriyete gönderdiler. Yolda ne yapacağını, n« söyliyeceğini düşünmek için pek az vakit bulabildi. Gene maznun derin bir ye'se düşmüştü. Acaba Leylânm hakikaten hakkındaki şüphelerini izale etmiş miydi? Acaba rasladığı yabancı adam Leylâya tevkifi haberini verecek miydi? Acaba babası ne zaman haber alacak ve ne yapabilecekti? Müdiriyette evvelki hafta, mektebden çıkar çıkmaz nereye gittiği, geceyi nerede geçirdiği, neden mektebe avdet etmediği, neden saklandığı sualleri cevabsız kaldı. HACI RAŞİD «Cumhuriyet» in mîlli sergüzeşt romanı : 4 4 Neyse... Sen oraya gidinciye ka dar tekrar buluşuruz. Daha evvel ba bamla da görüşeceksin. Zaten o da babanın metrükâtı arasında birçok kayid lere tesadüf etmiş ve bunlardan istifade ederek annenin izini bulmuş. Belki seni ikaz edecek başka notlar da vardır. Şimdi ben gidiyorum, allaha ısmarladık... Elleri birbirine bağlı olan iki gencin tereddüdü çok sürmedi. Dudaklan da birbirine bağlandı. İrfan kapıdan çıktığı zaman öğle ol muştu. Caddede hangi tarafa gideceğini tayinde bir lâhza tereddüd etti. Başı ıs tırabla, endişe ile haz arasında düşünme melekesini kaybetmiş gibiydi. Taksime doğru yürürken arkasmdan bir ses: İrfan Bey!. diye seslendi. Birden durdu. Geriye döndü. Arkasında kimse yoktu. Öteki tarafına dön dü. Hiç kimse kendisine bakmıyor, kimse kendisine hitab etmiyordu. Aldandı ğmı zannederek yürüdü. İki adım sonra gene ayni ses: İrfan Bey, İrfan Bey... Diye seslenince gizli bir korku ile olduğu yerde mıhlandı kaldı. Omzuna bir el dokundu. Başını çevirdi. Hiç tanımadığı, yüzünü görmediği bir adam sabit nazarlannı kendisine dikmişti. Ne iste diğini sormağa vakit bırakmadan bu yabancı adam: Biraz merkeze kadar gelir misiniz? Dedi. O zaman Irfanın bütün vucu dünde soğuk bir ürperme geçti. Neden, niçin?... Kimi... istiyor sunuz? Siz... kim oluyorsunuz? gibi manasız bir iki söz söyledi. Sivil memur yeleğini kaldırarak tokasını gösterince yapacak bir iş kalmamıştı. îrfan başını önüne eğdi. Kendisini kolundan tutarak karşıki kaldınma çeken memurun yanmdan yürümeğe başladı. Uç beş adım atınca yalvaran bir sesle: Beş dakika müsaade ediniz, be raber gidelim. Şurada, şu karşıki sokak ta bir tanıdığım var, haber vereyim. Memur kolunu bırakmıyordu: Sonra, diyordu. Merkeze gidelim. Dostunuzu sonra görürsünüz. Bu vaidin nekadar iğfalkâr olduğu memurun dilinden akıyordu. îrfan artık teslim olmaktan başka çare bulamıyarak karşıki kaldınma geçerken orada kendi lerine bakan birisini gördü. Bu adam kimdi? Bu orta yaşlı, zarifçe, görmüş geçirmiş bir asil hali olan adam kimdi? Tanıyor gibiydi... Hahrladı: Biraz evvel Leylânm oda sında gördüğü yabancı... Baba dostu... Biraz sonra belki tekrar geleceğini söy liyen adam... Rica ederim beyefendi.'.« Diyerek ona doğru bir adım attı. Zarif adam hemen geri çevrilmek ve yürü mek istedi. Fakat İrfan can havlile bir istinadgâh, bir hâmi bulmuş kazazede halile: Beyefendi... Diye adeta haykınnca öteki d'urmağa ve lrfana dönmeğe mecbur oldu. İrfan kolundan çekmek istiyen memura aldınş etmiyerek acele devam etti: Beyefendi, Leylâya hemen gidiniz ve tevkif olunduğumu söyleyiniz. Babamı bularak haber versin... Çok rica ederim. Amerikan ve Ingiliz tayyarecilerinin Okyanusu geçtikleri yollar Dünya hava seyahatleri zincirinin ta rupa il Amerikanın şark tarafı. mam olması için bir tek halka eksikti. Üs meselâ Parisle Nevyork arasındadır. tünden yolcu tayyaresile uçamadığımız kin güçlük de ihtiyac nisbetinde büyük * ve vapura muhtac olduğumuz bir tek de tür. Üstüva hattmdan yukanya, şiınal^ niz vardı: Avrupa ile Amerika arasında doğru yaklaştıkça iklim sertleşiyor, rüz « ki Atlas Okyanusu. Yani eski tabirle gârlar şiddetleniyor, hava cereyanlan ka« Bahrimuhitiatlasî. nşıyor. Ve en tehlikesi aşılacak deniz meVakıâ, bundan on sene evvel Lind safesi arada adalar bulunmadığı için • berg'den başlıyarak şimdiye kadar bir çok büyüktür. kaç tayyareci bu deniz üzerinden uçtu Bütün bu güçlük ve tehlikelere rağmea ar. Fakat bunlar daha ziyade spor ve re Şimal Atlasile de mücadele çoktanberi kor uçuşlarıdır ki posta ve yolcu taşı başlamış bulunuyor. însan oğlu, bu sert makla hiçbir alâkası yoktur. Ihtiyacsa re denizin sert iklinyni de tahakkümü altına kor kırmakta değil, tehlıkesiz ve munta almak üzeredir. Amerikalılar ve Ingiliz « zam bir tarzda posta ve yolcu tayyareleri ler bunu beraber yapmak istiyorlar. seferleri yapabilmektedir. Amerikalılann Imperial Air Wayı Avrupa ile Amerikayı birbirine hava (Imparatorluk Hava Yollan) şirketile yollarile bağlamak için çoktanberi çalışı Amerikalıların Pan American Air Way$ ıyorsa da bu son zamanlardaki faaliyet (Bütün Amerika Hava Yollan) şirketi dünya matbuatını işgal edecek derecede elele vermişler, işe başlamış bile bulunu ehemmiyetlidir. Biri Cenubî Amerikaya yorlar. Herbiri, kendi hesabına, Atlantik mahsus olmak üzere Avrupa ile Amerika hava seferlerine mahsus büyük ve çok arasında dört muhtelif hava yolu tesisine süratli (hava gemileri) yaparak tecriibeçalışılmaktadır. lere girişmişlerdir. Şimdilik iki muhtelif yol tecrübe edilecektir. / Cenub hava yolu: Birinci: NevvYok Bermuda adalaFransızlar Air France şirketi Atlas n Azores adalan Lizbon hava yolu. Okyanusunun cenub kısmındaki iklimin ve havanın şimale nazaran daha müsaid NewYork şehrile Bermuda adalan arabulunduğunu göz önünde tutarak ve Ka smdaki 1200 kilometroluk mesafe üzerin* narya adalarile Cenubî Amerika arasın de karşıhkh uçuşlar başlamıştır bile. Budaki mesafe üstünde bulunan diğer bazı radaki tecrübeler kat'î muvaffakiyet şek • adalardan istifade ederek bir seneden lini aldıktan sonra bu hat, Azores [,Fran< azla bir zamandanberi Avrupa ile Ce sız haritalanna göre Açores] adalan ve nubî Amerika arasında muntazam bir ha Lizbon şehri üzerinden Garbî Avrupaya ra yolu tesis etmiş bulunuyorlar. Maama uzatılacaktır. Portekiz hükumeti lâzım o« ih şimdilik taşıdıklan yalnız posta yükü lan müsaadeyi vermiştir. Bu yolun diğef dür. Ne zaman yolcu taşımağa başlıya Atlantik hava yollarına nazaran en uy • caklar? Buna şimdilik kat'î bir cevab ve gun gelmesi ihtimali çoktur. 2 nci: Nevvfoundland îrlanda havâ rilemiyor. yolu. Ve nihayet yolcu taşımağa başladıklan Avrupa tarafından Îrlanda adası ve. zaman da Avrupadan Şimalî Amerikaya Amerika tarafından Nevvfoundland [bi • itmek istiyenler cenuba giden bu hattan zim eski coğrafyalara göre ArzıcedidJJ ne fayda görecekler? arasında takriben 5000 kilometroluk de* 2 Şimal kutbu hava yolu [1] niz mesafesi vardır. Bu mesafe uzunluğuSovyet Rusya tayyarecileri, bundan na, şimale yaklaştıkça hava şartlannm da irkaç hafta evvel Avrupadan Amerikagittikçe fenalaşması ve sertleşmesini ilâve a şimal kutbu yolile uçtular. Şimdilik bir ederseniz güçlüğü hakkında bir fikir edi* ekor kırmağa teşebbüs etmek ve bu yolun nirsiniz. Böyle olduğu halde bu uzun ve imkânlannı araştırmaktan ibaret olan bu çetin mesafe üzerinden hava yolu tesisiecrübe uçuşundan sonra diğeT tecrübe ne çalışıyor ve tecrübelerine girişilmiştir. erin de yapılması çok muhtemeldir. KuAmerika, Ingiltere ve Fransa arasmda ubda ve bu yol üzerindeki diğer bazı paylaşılan bu Atlantik hava yollan üzenoktalarda istasyonlar tesis edip bu yolrinde istasyon ve tayyare meydanı tesk da yolcu taşımağa başlamak için en aşağı etmekten mahrum olan Almanya hiçbir bir sene daha geçeceği tahmin olunuyor. yere inmeğe muhtac olmadan Avrupa ile Fakat tecrübeler neticesinde bu kutub Amerika arasmda işliyen Zeplin seferle» hava yolu pratik, tehlıkesiz ve uygun da rile bu hava hatlan müsabakasına girişti. ulunsa Moskovadan veya Avrupanın Fakat Zeplinlerin tayyare yerini tutamvMoskovaya yakın yerlerinden kalkıp A yacağı anlaşılmağa başlayınca Almanya merikanm garbine, meselâ San Fransis Atlas Okyanusunun muayyen yerlerinde o'ya gitmek istiyenlerin işine yarryabi vapurlar demirletmek suretile bir tayyare yolu için muhtac olduğu istasyonlan te • ır. Halbuki en büyük ihtiyac Garbî Av min etmeğe çalışıyor. Avrupa ile Amerikayı havadan da Yahud manasız ve birbirini tutmıyan cebirbirine bağlamak için tecrübe edilmekvablar verdi. Tevkife ve isticvaba hiç hate ve edilecek olan bu muhtelif hava yolzır değildi. Geceyi Leylânın evinde gelanndan herbirinin kendisine göre fayda çirdiğini söyliyemedi. Hatta onu tanıdıve mahzurlan var. Tecrübeler ilerledik « ğmı bile gizlemeğe kalktı. Halbuki polis çe, tayyareler daha doğrusu uçan ge « irfanın babasıni Leylânm evinde görmiler tekemmül ettikçe mahzurlar, tehmüştü. Onlann karabetine vâkıftı. likeler azalacak ve buna mukabil faydaİrfan, müdiriyette kendisine meçhul lar ve emniyet artacaktır. Fakat ne za • bir akıbeti hazırlıyan bir isticvaba maruz man yolcu taşımağa başhyacaklar? Mü« kahrkea Leylâ baba dostu ile gayet sami tehassıslara göre buna daha epeyce va • mî ve neş'eli bir musahabeye dalmıştı. kit lâzım, en aşağı bir sene. Bu adam mühendis Kâmil Beydi. BaV.M. basının idadide iken arkadaşıymış, Av rupaya gitmiş, tahsilini ikmal ederek gelBu makaleyi yazdıktan sonra telgrafmiş. Fakat arkasmdan Anadolu şimendi lar şu havadisleri getirdiler: ferine memur olarak bütün hayatını ABotwoods «Terre Neuve» 6 (A. nadoluda geçirmişti: A.) împerial Air Ways'in Caledonia Beni babanızdan muhakkak işit ismindeki tayyaresi saat 6,06 da mahallî mişsinizdir. Biz senelerce ayn yaşadık, saat buraya gelmiştir. o Istanbulda, ben Avrupada veya AnaLondra 6 (A.A.) Panamerican doluda gaileler içinde yüzdük. Amma Air Ways'in Clipper deniz tayyaresi Atbirbirimizi hiç unutmadık. Daima mek lantik denizini 12 saat 40 dakikada geçtublaşırdık. Muhakkak size benden çok tikten sonra saat 10,47 de Foynes adası bahsetmiştir. Hemen her mektubunda da açıklanna konmuştur. bana sizden bahsederdi... Ismimi hatırAnlaşılıyor ki Ingiliz ve Amerikalılar lamıyor musunuz? ilk teşebbüslerinde muvaffak olmuşlar Evet, Leylâ mühendis Kâmil ismini dır. pek iyi hatırlıyordu. Arada bir Konya[1] Bu meseleye dair gazetemlzln 23/8/ dan, Adanadan gelen mektublan alır al 937 tarihli nüshasındaki B. Moran'ın makamaz babası: {Arkası var) lesinde tafsllât vardır. y