8 Temmuz 1937 CUMHURIYET SON T Belçika Başvekilinin Amerika seyahati Bazı Fransız gazetelerine göre herhangi bir fayda temin etmekten uzaktır Brüksel 7 (A.A.) Başvekille gazeteciler arasında vukubulan uzun bir mülâkat neticesinde Van Zeeland'ın Fransa ve İngiltere tarafından memur edildiği ankete devam etmek üzere te şebbüslerine yakında tekrar başhyacağı ve eksper Frere'in de istihbaratına devam edeceği anlaşılmıştır. Van Zeeland, Amerikahlann dünya ticaret engellerini kısmen kaldırmağı ve beynelmilel münasebetleri ıslah etmeği derpiş ettiklerini beyan etmiştir. Binaenaleyh Başvekil Amerikadan pek teşvik cdıci bir intıbala dönmüştür. Ingilız nazırları Van Zeeland'ı bir sempati ve anlayış havası içinde kabııl etmişlerdir. firi Binghame, Hariciye Nezaretine gi derek üç çeyrek saat kadar Edenle görüşmüştür. Eden'in Van Zeeland ile yaptığı mülâkatı anlattığı ve bundan sonra iki devlet adamının bir İngiliz Amerikan ticaret muahedesi imza etmek üzere cereyan eden müzakerelerin siyasî cephesi hakkında fikirler teati ettikleri zanne dilmektedir. TELEFON HÂBERLER TELGRAF Hâdiseler arasında • •• v« TELSiZLE Kaybolan kadın ayyareler, vapurlar, kotralar, telsizler bir kadın anyorlar. Bir kadın tayyareci. Amelia Earhardt. Okyanusta kavıb. Böyle birçok tayyareciler, kâşifler, fen adamları uzak ufukların arkasındaki uçurumlarda yok olmuşlardır. Fakat bazan da vücudlerinin artıklan bulunur: Bir bacak, bir kulak, bir serçe parmağı, bir kasket. Buna çok şaşıyorum. Yeryüzünün hayale sığmıyan genişliği içinde kaybolmuş bir insan zerresi nasıl bulu nabiliyor? Bazan oturduğumuz oda da kaybettiğimiz tabakayı veya göz lüğü bulmaktan âciz kalıyoruz. Bü tün ev halkı seferber oluyor, masa Iarın, koltukların altma dizçöküyor da hiç umulmadık yere konduğu için gözden kaçan bu şeyleri ele geçiremiyor. Dağların, kayalarm, uçurumla rın, Okyanusların bir kenanna takı lan insan parçasını bulmak, bence, büyük bir keşfe çıkan o fen adamının yapmak istediği şey kadar büyük bir keşif. Bu geniş dünyada bir insan değil, bir şehir halkı ortadan kaybolsa, gene, gitti gider! bulunamıyaca ğından korkarım. Yol yazıları YOLCU, SELÂM VERMEDEN GEÇME! Yazan : ismail MUştak Mayakon Milletler Cemiyetine müzaheret konferansı Murahhaslarımız da tezlerini izah ettiler Arıburnu, Anafarta, Conkbayırı... Genc bir Türk kumandanı, bundan yirmi sene evvel bütün bir Fazıl Ahmed Aykaç husumet dünyasına burada kılıc çekmişti Londraya davet edildi liyim ki vapurun kumandanından en u fak vazife sahibine kadar herkes takdire lâyık surette hareket etti. Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat, bütün yolculara karşı azamî itina ve nezaket... (Rodi) vapurundan hepimiz çok iyi hatıralarla ayrıldık. Yolculukta tanışma, görüşme, hatta ahbab olma merasimi külfetli değildir. Masa komşuluğu, güverte gezintileri, denizin iyi veya dalgalı oluşu, uzaktan bir vapur, karşıdan görünen bir fener, bir sahilin ışıklan, bir dağ tepesinin du manları derhal bir konuşma mevzuu, bir toplantı sebebi olur. Yirmi dört saat geçmeden herkes, aşağı yukan, birbirinin Heyetimiz azasından Sadri Maksudî,^ tercümei halini, hiç değilse seyahat makReis General Besim Ömer, alt sırada sadını öğrenmiş bulunur. Fazıl Ahmed ve Mazhar Müfid İşte bir erkek ki karısının hasta vücuMilletler Cemiyetine müzaheret eden düne bir kaplıcanın tadsız suyundan şifa millî teşekküller birliğinin son konfearamağa gidiyor; işte bir kadın ki dalga ransı Çekoslovakyanın Bratislâva şehlar arasında rasgeldiği tahta parçasına ya inde toplanacağmı yazmıştık. pışmış bir kazazede gibi çocuğunu AvruDoktor Besim Ömer Akalının baş panın bilmem hangi sanatoryomuna götü kanhğı altmda giden Türk murahhas rüyor. Sonra şu genc kız Tahrandan ge heyeti de umumî mesaiye bütün cep lecek olan nişanlısile Venedik'te birleşe helerile iştirak etmiştir. Tuna kıyılarında güzel bir şehir olan rek Isveç'te evlenmek için Stokholm'e kadar uzanacaktır. Daha sonra sınıfmı Bratislâva'da bütün murahhaslar top muvaffakiyetle geçtiği için çocuğuna mü anmış ve pek ciddiyetle çalıştımt kâfat olarak seyahat yaptıran Holanda'h Daşlanmıştır. Yirmi altı milletin Karlton otelinde bir aile, İstanbulda bıraktıklan nefis rakı sallanan bayrakları arasında Türk baysofrasının hasretini çekip duran çok neşeli rağı da al dalgalarla Türk şerefini ve bir karıkoca, Avrupa memleketlerinde sulhseverliğini dünyaya ilân ediyordu. briç müsabakalan tertibine çıkmış iki A Kongrenin hukukî, iktısadî, siyasî ve merikalı kız, Türk sulanndan aynlır ay terbiyevî encümenlerine dağılan mu rılmaz matem renkli elbisesini arkasına rahhaslanmız birçok vesilelerle gerek geçiren bir rahibe, her rasgeldiğine Avru komisyonlarda, gerek heyeti umumiyepada İngiliz Iirasile Amerika dolanndan de söz almışlar ve alkışlanmışlardır. hangisinin daha kârlı olduğunu soran bir Heyet azasından olan İstanbul Üni versite Rektörü, Başbakan İsmet İnönüMusevi kadmı, konser saatlerinde viyo lonselin yanma oturarak en yanık bir bes nün îngiltere Hariciye Bakanı Mister te ile en şakrak bir kafeşantan şarkısını Eden tarafından Avam Kamarasmda ayni vecid ve istiğrak içinde dinliyen bir mevzuu bahsolan nutkunu hatırlatrmş, Polonyalı ihtiyar, daha ziyade bir zerze Cumhuriyet Türkiyesinin Cemiyeti Akvam ruhu içinde en büyük samimiyetle vat torbasına benziyen kocaman el çançalışan başlıca sulh âmillerinden bir tasını sabahtan akşama kadar taşıyıp du unsur olduğunu tebarüz ettirmiştir. \ ran bir Macar karısı, sofrada lokmalan Sadri Maksudi ve Ahmed İhsan Toksöz çiğneyip yutarken de lâf söyliyen çenesi ktısadî ve hukukî meseleler hakkında düşük bir Alman, nihayet şafakla uya noktai nazarlarmı bildirmişlerdir. narak geceyarısına kadar güvertenin dört (Cihanın medenî terbiyesi) mevzuu köşesinde asker ve harb oyunları yapan üzerinde çalışan komisyonda Fazıl Ahüç beş haşan çocuk... Maamafih yol ar med Aykaçın izahatı bilhassa İngiliz kadaşlan hep nezih ve temiz insanlardı; murahhasları tarafından çok tasvib ve ve Türklük hesabına gururla söylemeli takdir edilmiş, murahhasımız umumî yim ki vatandaşlarım centilmenlikte, iç heyet müvacehesinde Cumhuriyet Tür : timaî edeb ve terbiyeye riayette, kadmı kiyesinin terbij'e mefhumu etrafmdaki ve erkeğile zarafet ve kıyafette daima bi görüşlerini ve şimdiye kadar kültür cephesinde aldığı insanî vaziyeti etra , rinci mevkii işgal etmişlerdir. file anlatmıştır. Konferansm açılma merasimine işti* * * rak için Çekoslovakya Başvekili PragPirede yakıcı bir güneşle bütün bir öğ dan bilhassa gelmiş ve Fransız murahle sonu mücadele ettik durduk. Ne Ak hası M. Pol Bonkur'la meşhur Eçel ropol tepesinde, ne bir müze ziyaretinde, Borel içtimada hazır bulunmuştur. Ane de Atina sokaklannda bir türlü geçe tatürk ve Türk inkılâbı hakkında konmiyen saatlere asılarak nihayet geç vakit ferans vermek üzere İngilizler Fazıl' Faler'in tadsız denizi karşısında Bo Ahmed Aykaçı İngiltereye davet et ğaziçi ve Moda koyu hasretile akşam ye mişlerdir. meğini yedikten sonra vapura döndüm. Günün sıcaklığı ağır bir yük gibi omuz larıma asılmıştı. Vapur Korent kanalını geçerken ben uykudaydım. Ertesi sabah Sinob 7 (A.A.) Hamidiye mek pazardı. Güvertede dolaşırken musiki salonunun penceresinden gözüm bir ibadet teb gemisi dün limanımıza geldi. Karaya manzarasına ilişti. Durdum ve baktım: çıkanlan bir müfreze, Deniz Şehidleri aSalonun bir köşesini mihrab haline koy bidesine giderek çelenk koydu. Geminin muşlar, iki tarafına iki mum yakmışlar, komutanı tarafından Türk denizcilerinin nereden peyda olduğunu anlıyamadığım tarihte geçmiş savaşları hakkında önemli sivri burunlu, kupkuru suratlı bir papaz söylev verildi. Abide alanmda geçid ressırma işlemeli yeşil elbisesile on on beş mi yapıldı. Komutan ve subaylar şerefine yolcuya pazar ibadeti yaptırıyordu. İs şehir kazinosunda akşam ziyafeti veril tanbuldan binen rahibe en ön saftaydı. di. ^ ^ ^ ^ Bu ibadet saatlerce sürdü. İhtiyar ka dınlar dizçöküp kalkmaktan yorulmuşlardı. Herkesin elinde ufak bir din kitabı, muttasıl mırıldanıyor, durmadan haç çı IBaşmakaleden devam\ karıyorlardı. kaldırmağa çalışmak ve çabuk çalışmakj Deniz o kadar güzel, gökyüzü o kadar lâzımdır. İspanya harbinin merhemi butemiz, ufuk o kadar açık ve pürüzsüzdü lunamaz bir yara halinde işleyip durmasıj ki bunlardan mahrum kalmağa gönlüm bütün Avrupayı göz göre göre sonu meçrazı olmadı. Hurafeden hakikate, karanlıktan aydınhğa, mevhumattîm müspet hul bir akıbete sürüklemektedir. Ve bü âleme çıkarcasına tehalükle üst güverteye tün devletler, henüz vakti tamamile geçmemişken, elbirliği ederek İspanya hargittim. bine bir nihayet vermeğe gayret etmeli * * * dirler. D. N. Seyahat merhaleleri Brendizi'de tadsız ve sevimsiz, Venedik'te rutubetli ve yağ zevki büsbütün başka bir san'at elile ya murlu, Milâno'da renksiz ve manasız pılmıştır. Yaratıhs bu memlekette taş ve geçti. Venedik'te havanın müsaadesizli toprakla, dağ ve ova ile, en ufak köy yc ğinden dolayı Lido'yu, Milâno'da tatil lundan en geniş şehrahlara, en müteva2 münasebetile İsfala'yı goremeden İsviç. kulübeden en muhteşem palaslara kadal reye geldim. İsviçre demek senelerden bütün refah, rahat ve mamuriyet vasıta beri ayni itina ile sakladığım hatıralan larile o kadar meşgul olmuştur ki mşanlai tekrar yaşamak demektir. Daha hudud rile uğraşmağa vakit bulamamıştır. De Ianndan girer girmez ruhumu bir yelpaze mokrasinin bu kadar rende ve haddede gibi serinlendiren, yorgunluğumu bir yu geçmemiş kıyafeti göze hoş görünmüyor^ muşak el gibi okşıyan bu memleket bence Halbuki içyüzleri nekadar temiz, neka tabiatin vatanıdır. Burada ağaclann ren dar mamurdur bilseniz! gi, suların ahengi, dağların ve yamaçlann hmail Miistak MAYAKON tngiliz Başvekilinin izahatı Londra 7 (A.A.) Başvekil Chamberlain bugün Avam Kamarasında Belçika Başvekili van Zeeland'ın Londrayı ziyaretine dair beyan atta bulunmuştur. Chamberlain, Belçika Başvekilinin aralarında Uçler para anlaşmasını imza eden devletlerin ve buna anlaşmaya iltihak edebilecek diğer devletlerin bulun duğu muhtelif memleketler arasında siyasî ve iktısadî birçok ana prensiplerde ne dereceye kadar itilâf imkânlan bulunduğunu tahkik etmekte olduğunu ve Londrayı ziyaretinde İngiliz hükumetini Amerika Reisicumhuru Roozevelt ve di ğer Amerikan ricalile yaptığı konuşmalann neticesinden haberdar ettiğini söylemiştir. Bir işçi meb'us: « Van Zeeland İngiliz ve Amerikan hükumetleri arasında bir mutavassıt olarak mı telâkki edilecektir ve îngiliz hükumetinin noktai nazarını ifade etmesi için yegâne vasıta bumudur?» diye sormuştur. Chamberlain buna cevaben ki: demiştir Gazetelerdeki mütalealar Paris 7 (A.A.) Gazeteler Belçika Başvekili Van Zeeland'ın Amerikaya yaptığı ziyaretten bahsederek diyor ki: «Ekonomik manıalan izale etmek için bir dünya konferansının aktedilmesi fikri cidden çok enteresan bir fikirdir. Fakat 1935 Londra konferansı tecrübeleri göstermiştir ki, böyle bir teşriki mesai ancak muvaffakiyeti daha evvelden hazırlan mış ohırsa tahakkuk edebilir. Halbuki şurasını itiraf etmek lâzım dır ki, Van Zeeland Amerikadan mü essir yardımdan ziyade bol bol vaidler getirmiştir. Keza İngilterenin 1935 tecrübesini tekrarlamak istemiyeceği ve Van Zeeland'dan da mesaisini durdurmasını rica ettiği söylenebilir. Maamafih belki de Van Zeeland bir taraftan ingiltere ve Fransa ve diğer taraftan da Almanya ve İtalya arasında îspanyol mese lesinde bir mutavassıt sureti hal bulmağa muvaffak olacaktır.» «Hayır, fakat van Zeeland bir araştırma işile tavzif edilmiştir ve tahkika Londra 7 (A.A.) Amerika se tını da bu maksadla yapmaktadır. "> ""nmıııllllMlliniinillllllllllllHllllllllllllllllllllllllimımıiHiM.iM, Amerika sefirinin Edenle yaptığı temas Kaybolan tayyareci Lizbon suikasdinin kadın bulunamadı esrarı çözülüyor Earhardt'dan geldiği Hâdisede bazı ecnebilezannedilen bazı yeni rin de rol oynadıkları telsiz işaretleri alındı anlasılıyor Honolulu 7 (A.A.) Earhart'ı bulmak için yapılan araştırmalar bundan sonra, eğer tayyareciler henüz sağ iseler, bu adaya veya Hovvland'ın cenubunda ve şimali garbisinde çok tesadüf edilen bir mercan kayasına konmuş oldukları nazan itibara alınarak yapılacaktır. Colorado zırhlısı Phenix adalannın şimalinde kâin Win<lowbank'a doğru hareket etmiştir. Lizbon 7 (A.A.) Polis, lâğımdaki bombaya bağlı olan kordonu çeken ve infilâk esnasında topallıyarak uzaklaşan adamın hüviyetini tesbit etmiştir. Bu adam bir Portekizlidir. Suikasdin yapılacağından haberleri olan 4 kişi daha tevkif edilmiştir. Suikasdin teknik tarafının ecnebiler tarafından temin edildiği zannedilmektedir. M. Salazar'ın nutku Morby ismindeki İngiliz yük gemisi Lizbon 7 (A.A.) Başvekil Saseyahatine devam etmeğe karara vermiş lazar bir nutuk söyliyerek Portekizin hatir. ricî sıyasette İspanya meselelerinde olduğu gibi İngiltere ile hemfikir olmasa bile Alınan işareler San Francisco 7 (A.A.) İtasca bu memleketle yüzlerce senelik dostluğukotrası Amelia Earhart'tan geldiğini na sadık kalacağını bildirmiştir. zannettiği birçok işaretler almıştır. Silâhlanma yarışına sebeb olanlar kimlerdir? Berlin 7 (A.A.) Deutsche Algemeine Zeitung gazetesi, Amerikanın Londra büyük elçisi tarafından söylenen ve demokrasiye karşı dıktatörlükleri tenkid eden nutku şiddetle reddederek di yor ki: cMuslihane bir vazife ifasma memur olan bu büyük elçi, milletleri silâh ya rışma davet ediyor ve unutuyor ki, Almanya. taahhüdlerine rağmen silâhlarını bırakmıyan diğer devletler tarafm dan silâhlanmağa mecbur edilmiştir.» Avusturya Maarif müsteşarının ihtilâsı Viyana 7 (A.A.) 500,000 shi Ilingi zimmetine geçiren sabık Maarif Müsteşarı Toth aleyhinde takibat yapılmaktadır. Fransada bir malî rezalet Paris 7 (A.A.) Bir borsa ajanı tarafından mühim ihtilâslar yapıldığı meydana çıkmıştır. İhtilâs olunan para sekiz milyon franktır. Amerikanın sipariş ettiği tayyareler Vaşington 7 (A.A.) Harbiye dairesi bugün Curist Wight fabrikalanna ordu için cem'an 4 milyon dolar tutarında 210 avcı tayyaresi sipariş etmiştir. Çin Maliye Nazırı Amerikan sermayesini Çine davet ediyor NewYork 7 (A.A.) Çin Maliye Nazın Dr. Kung'un şerefine verilen ziyafette malî ve ticarî muhitlere mensub birçok zevat hazır bulunmuştur. Dr. Kung, bir nutuk söyliyerek Çin Amerikan ticaretinin inkişafı için Amerika maliyecilerini Çine sermaye koymağa hara retle davet etmiş ve Uzakşarkta sulhun muhafazası için Amerika hükumetini Çinle tesriki mesai etmeğe davet etmiştir. Fransız parlamentosu mesaisini bitiriyor Paris 7 (A.A.) Meclis kolvarlarında, parlamento mesaisinin çarşamba, perşembe gecesi nihayet bulacağı bil dirilmektedir. Nazırlar meclisi perşembe günü toplanarak Bonnet tarafından geniş salâhi yetler kanununa göre hazırlanan kararnameleri müzakere ve tasdik edecektir. Lehistan da denizaltı anlaşmasına girdi Londra 7 (A.A.) Lehistan büyük elçisi, memleketin denizaltı muharebesi hakkındaki 6 teşrinisani 1936 tarihli Londra protokoluna iltihakını bildiren bir notayı Hariciye Bakanlığına tevdi etmiştir. ı PARİS B0RSAS1 Paris 7 (Hususî) Paris borsasımn bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Londra 128.20, Nevyork 25,93, Berlin 1000,40, Brüksel 435, Âmsterdam 1420,50 Roma 136, Lizbon 116,50, Cenevre 591,75 bakır 63 1/2 65 1/2, kalay 266,10,6, altın 140.1 1/2. gümüş 19,15,16, kurşun 25,3,1 1/2, çinko 22,16,3. Güneşli bir haziran sabahı, tabiat, en cömerd ziyalarile denizde ve karada bir yaz cümbüşü yaparken İstanbuldan ay rıldık. Çamlıcadan Adalara, Sarayburnundan Yeşilköye uzanan iki yakah manzaralar arasından geçerken kendimi zengin bir resim tablosu galerisinde sanıyordum. O gün akşama kadar Marmara, gümüş pullarla işlenmiş bir mavi atlas gibi düz ve sakin kaldı. Seyahat zevki, tatil hulyası bütün yüzlerde apa çık okunuyordu. Sular kararırken Gelibolu yarımada sının titrek ışıklarile karşılaştık; çok geçmeden Çanakkale Boğazı akşamın gölİşte şimdi de tayyareler, vapurlar, gelerine bürünmüş bir mabed gibi gö kotralar, telsizler Amelima Earhadt'ı Vapur bu kudsî muhitin sükununu maanyorlar. Honolulu'da bahriye tel sizcileri bu kadın tarafından verildiği kine ve demir gürültülerile sarsmamak zannedilen (zannedilen!) işaretler için yolunu kesti. Bütün yolcular güverden bir kısmmı (bir kısmını!) alabil teye toplanmış, ibadet eder gibi bir sü mişler: «Daha uzun müddet deniz kunla sahillere bakıyordu. Dünya tariüstünde kalamıyacağım» diyormuş. hinin en şanlı sahifelerinden birini, ve Hangi deniz? Herhalde Marmara de Türk kahramanlığının en mağrur hatı rasını taşıyan yamaçların önünden geçiğil. Hangi cihet? Hangi nokta? yorduk. Karşılıklı iki kıyı, Türk vata Bir kotra uzaktan ateşler görmüş. Gökte de bir takım ışıklar varmış. nının kapısı önünde kurulmuş muazzam bir takızaferin iki kanadını andınyordu. Fişek veya şimşek ışıklan mı? Kay Daha iyi görmek, daha çok doymak, bolan tayyarenin fenerleri mi? Göz bu destanlar diyannın ruhuna daha ya lerinden fosforlu huzmeler fışkıran kın olmak için kaptan yerine çıktım. Yaacayib umman kuşlan mı? vaş yavaş yayılan ilk karanlıklar içinde Hayır. Vaşington'dan gelen bir tepeler efsanevî bir mehabet almıştı. Hatelgraf haber veriyor: Serab. Hara yalimle bu tepelerde yazılı zafer baş retin doğurduğu şualarmış. klarmı okuyordum: Arıburnu, Ana Alevler, kıpkızıl ve avare ışıkler, farta, Conkbayırı... Genc bir Türk kuçıldırmış dalgalar ve hortumlar, dağ mandanı, bundan yirmi sene evvel bütün lar ve uçummlar arasında ufacık bir bir husumet dünyasına burada kıhc çekkadın vücudü aranıyor. Belki de sa mişti. (Mustafa Kemal) ismini yalnız pasağlam bulunur. Çünkü bu ufacık Türk tarihine bir halâskâr olarak değil, kadının hüviyeti, yapmak istediği işin bütün dünya harb ceridelerine eşsiz bir koskoca ölçülerine göre, dağlardan kumandan olarak da kaydeden zafer da büyüktür; insan iradesinin bütün mucizeleri burada olmuştu. ihtişamile büyüktür. Belki de sonsuz Gözlerimle bunu okurken hayalimle boşluklan kaplıyan ilâhî bir tayf hatarihin başka yapraklannı çeviriyor, başlinde, anyanlara görünecek. Büyük ka destanlarla karşılaşıyordum: Sakarya, emeller için kaybolmak var mıdır? Dumlupınar, înönü, İzmir... Bunlar da PEYAMt SAFA onun eserleriydi. Birinciler gibi ikinciler de ayni üstadın elinden çıkmışh. O genc Türk kumandanı burada başladığını orada tamamlamıştı. Birinciler ikincilerin şuurlu bir mukaddemesi, ikinciler birin cilerin nurlu bir mabadi idi. Birinciler kincileri izah ediyor, ikinciler birincileri bütünlüyordu. Birincisi taarruzu durdurmuş, ikincisi istilâyı koğmuştu. Türk is Benzin ve petrol işine verilecek yeni tiklâl tarihi burada daha iyi anlasılıyor veçhe için tetkik ve temaslara dün de dedu. Dünü bugüne bağlıyan, geçmişi gevam edilmiştir. Ticaret Odasında dün eceğe götüren hâdiselerin felsefesini lâöğleden evvel Sanayi Umum Müdürü yıkile kavnyabilmek için zekâ ve vicdan Reşad, Ticaret Odası umumî kâtibi Ce burada uzun bir murakabe vakfesi ge vad Düzenli, Ankara Vilâyeti İktısad çirmelidir. Şimdi önünden geçtiğimiz bu Müdürü Şevket Süreyya ve Istanbul Be Boğaz en aşağı bir buçuk asırdanberi lediyesi İktısad Müdürü Asım Süreyya Akdeniz ve Karadeniz siyasetlerinin nın iştirakile Kr toplantı yapılmış ve top hep Türklük zararına boğuştuklan bir lantı öğleye kadar devam etmiştir. Top nokta idi; o kadar ki bir coğrafya ismi lantıya dün öğleden sonra da devam edil olmaktan çıkmış, bir siyasî terim halinde miştir. Bu sırada başka işlerle meşgul o yaşamıştı. O genc Türk kumandanının lan İktısad Vekili Celâl Bayar telefonla yaptığı ve yarattığı mucizeler sayesindeizahat almış ve kumpanyalardan bazı dir ki bugün Çanakkale Boğazı, hudud malumat alınması için direktif vermiştir. ve hukukuna bütün dünyanm riayet et Ticaret Odasında münhasıran benzin tiği bir milletin kendi evinde yalnız kenişile meşgul olan büro dün de mesaisine disinin açıp kapıyabileceği bir kapı ol devam etmiştir. muştu. Şimdi burada yalnız Türk nöbetİktısad Vekili Celâl Bayar bugün çisinin sözü geçer. benzin ve petrol işi üzerindeki tetkikleriYolcu! Selâm vermeden geçme! ne devam edecek ve ağlebiihtimal varıla*** cak formül bu akşam ilân edilecektir. Boğazın karşılıklı iki feneri arasından Vekil, yalnız petrol ve benzin üzerinde Akdenize çıktık. Mehtab, Anadolu üsdeğil, bütün mayi mahrukat üzerinde meşgul olduğu için bu nevi mayi mahru tünden yükselen mehtab, bizim mehtabıkun muhtelif memleketlerle olan anlaş mız, sanki bizi uğurlamak için ağır ağır bizi takib ediyordu. Vatan sularma veda malar da tetkik edilmektedir. ediyorduk. Derhal içimde bir sızı gibi memleket hasreti başladı. Biz, Türkler, hep böyleyiz. Nostalji, bize mahsus hastalıklardandır. Hiçbir kalb gurbet acısını bizim kadar duymaz. Edebiyatımızın Belgrad 7 (A.A.) Avala ajansı boynu bükük, gözü yaşlı kelimeleri aranın bildirdiğine göre Yugoslavyayı ziya sında gurbet, gurbetzede, garibüddiyar, retleri esnasında Başvekil İsmet İnönü ile gurbet seferi, gurbet yolculuğu sözleri daHariciye Vekili Dr. Rüştü Aras, sahil ma taze kalmıştır. Yurddan uzaklaşmak de kâin Kotor'a giderek muhtelif deniz bizde daima geri dönememek endişesile müesseselerini gezmişler ve Yugoslavya aşlar. Yola çıkanlarm geride kalanlarla donanmasma mensub zabitler tarafından helâllaşması yolculuğun en eski an'anebüyük bir hararetle karşılanmışlardı. erinden biridir. Nereye gitsek kendi seBu karşılanmadan pek mütehassis o mamızı ve nehirlerimizi, kendi muhiti lan Türk devlet adamları mühim miktar mizin rengini ve kendi çiçeklerimizin ko da Türk lüks sigaraları göndermişler ve kusunu aranz. Bundan dolayıdır ki ya bu sigaralar zabitler arasında taksim edil bancı sokaklarda rasgeldiğimiz her vamiştir. tandaşa bir ümid ve teselli gibi sarılır, Fransada işgalci amele zorla yabancı muhitlerde işittiğimiz Türk sesine zarif bir beste gibi kulak veririz. dışarı çıkarılıyor Yolculan akşam yemeğine çağıran Paris 7 (A.A.) Grev ilân ederek madenî bir tefin çıkardığı boğuk gü çalıştıklan müesseseyi işgal eden iki lo rültü hulyalanmı dağıttı. Yemek salo kantanın işçileri bugün öğleden sonra po nuna gittim. Neş'eli bir kalabalık, temiz lis tarafından dışarı çıkarılmışlardır. ve terbiyeli bir servis... Derhal söyleme m Benzin davası Dün Ticaret Odasında bir toplantı yapıldı Hamidiye Mekteb gemimiz Sinobda Başvekilimizin Yugosîav bahriyelilerine hediyesi İspanya meselesinde çıkan müşkilât