3 Temmuz 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Temmuz 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 3 Temmuz 1937 Şarkî A nadoluda Köyler ve Köylüler Büyük memleket röportajı : 11 Yazan : Bahri Turgud Okaygün Şehir ve Memleket Haberleri İplik buhranı gene Vali Vekili dün Adliyeye intikal eden garib bir dava başgösterdi işe başladı Alâkadarlar, ya narkın Ustündağ da vapurla kalkmasmı, yahud da Avrupaya hareket etti îstanbul Vali vekâletine tayin edilen tatbikını istiyorlar Memlekette iplik buhranı işi İktısad Vekâletinin ipliğe nark koymuş olmasına rağmen gene halledilememiştir. İktısad Vekâleti geçenlerde bu işi tetkik ettir miş, ve ipliğin paketine 461 kuruş nark koymuştu. Bir iki gündenberi gene va ziyet değişmiş, iplik tüccarlan ellerindeki iplikleri 565 kuruşa kadar çıkarmışlardır. Bunlar konan narkı kabul etmemekte ve müracaat edenlere narkın kanunî mahi yeti olmadığını söylemekteymişler. Dün matbaamıza Dokumacılar Es nafı cemiyetinden bir heyet gelmiş, iplik satanlann bu hareketleri karşısında imalâthanelerini kapamak mecburiyetinde kaldıklarını, bu işle geçinen yüzlerce amelenin ipliksizlikten çalışamadığı için yevmiye alamamak mecburiyetinde kal dıklannı söylemişlerdir. Dokumacılar Başvekâlete, iktısad Vekâletine ve diğer bazı makamata telgraf çekerek ya piyasaya iplik çıkartılmasının teminini ve yahud konulan narkın kaldınlarak serbest satış suretile rekabet teminine imkân bırakılmasını istemişlerdir. Bu vaziyet dolayısile son günlerde piyasada dokuma imalâtı durmuş gibidir. Siyasî icmal Sovyetler Japonya aponya 1931 senesi sonlannda Mançuri'nin cenubunu ve daha sonra Portsmouth muahedesile Rusyanın nüfuz mmtakası bulunan şimalini zapt ve işgal ederek burada yeni bir imparatorluk kurduğundanberi Sovyet • lerle daima zıddiyet ve münaferet içinde yaşamakta bulunuyor. Japonyanın as kerî istilâsı ve siyasî nüfuzu garb istika metinde ilerledikçe aradaki gerginlik de bir kat daha şiddet bulmuştu. Fakat bu gerginlik şimdiye kadar muhtelif sebeblerden dolayı Japonya ile Sovyetler Birliği arasında bir harbe müncer olmamışh. Bu sebeblerden biri Sovyet lerin daima Japonlara karşı sulhperver davranmış olmasıdır. Ancak Japonlann Almanya ile Sovyetlere karşı ittifakı BerHnde imzalanan muahede ile belli olduktan sonra Sovyetler daha az müsaadeli davranmışlardır. Diğer bir sebeb, Japonyanın Sovyet Rusyaya taraftar çıkması muhtemel devletlerin denizden taarruzuna uğraması kolay olan deniz muvasala yollarını kı • 5altmakla meşgul olmasıdır. Mançuri'nin cenubundaki Port Arthur ve Dairen li manlan yerine Kore'nin şimalinde ve Sovyetlerin başlıca üssülharekesi ve harb 1 limanı Vladivostok'un yanıbaşında R a şin limanının askerî ihrac merkezi haline getirilmesi hayli uzun sürmüş ve yakın « larda ikmal edilmiştir. Üçüncü bir sebeb de Japonyanın Raşin'den Mançuko hududlarına yelpaze gibi sevkülceyş demiryolu hatlannı temdid edişidir. Japonya bu hazırlıklannı ikmal ettikten sonra ordusunu yeni baştan techiz ve takviye etmek ve memleketin istihsalâtını uzun bir harbe dayanmağa kifayet edecek kadar artırmakla meşgul olmuştur. Fakat bu işte ordu ile sermayedarlar, sanayi patronları ve bunlan temsil eden siyasî partiler arasında ihtilâf çıkmıştı. Bu yüzden kabine sık sık değişti. Nihayet ordunun ve donanmanın ve bütün siyasî partilerin birleşmesile millî bir kabine teşkil edildi. Bu kabinenin ilk işi mem leketin istihsalâtını üç misline çıkarmak için 568 milyon Ingiliz liralık yani takriben üç buçuk milyar Türk liralık tahsisat almak olmuştur. Artık Japonya her suretle harbe hazırlanmış bulunmakla bu devletin harekete geçmesi bekleniyordu. Bu tahminin boş oîmadığını son hâdiseler teyid ediyor. Japonyanın Moskova büyük elçîsî Sovyet Hariciye Komiserliğıne verdiği yirmi dört saatlik bir ültimatomla Amur nehrinin cenub sahillerindeki adalann va kanalların tahliyesini istemiştir. Son tel * graflarda bildirlidiği veçhile Sovyetler Birliği hükumeti Sovyet askerî kuvvet • lerinin bu yerlerden geri alınacağım te • min eylediğinden ültimatom ilânıharbe müncer olmamıştır. Son günlerde Amur nehrinde iki tarafın bahrî kuvvetleri ve askerî kıt'alan arasmda kanlı muharebeler yapılmışü. Bu nehir dünyanın en büyük nehirlerinden olup uzunluğu 4,377 kilometro yani Tunanın iki misli olup adeta bir ummandır.Burada tayyare gemileri dahil olduğu halde Rusya kuvvetli bir donanma bulundurmaktadır. On beşer santimet * relik toplarla müsellâh monitorlar birer gambot değil adeta birer zırhlıdır. Japonya da Amur'un Mançuri'nin içinden geçen Sungari nehrinde kuvvetli bir filotillâ vücude getirmiştir. Mançukonun baştanbaşa şimal hududünu teşkil eden Amur nehrinin cenub sahillerinin muhafazası, sularının idaresi ve buradaki adalar yüz sene evvel Çin hakanlığile Rusya Çarlığı arasında mün'akid bir muahede ile Sovyetlere aid bulunuyordu. Japonlar bunu tanımamışlar ve ahiren nehrin Aigun civanndaki adalara yerle şen Sovyet harb gemileri ve askerî kuv vetleri üzerine sudan ve karadan hücum etmişlerdir. Sovyet harb gemilerinden biri batmış ve diğeri hasara uğramışhr. Ayni zamanda Japonya malum ii]fe?natomu Moskovaya göndermişrir. Maarifin bir binayı fuzulen işgal ettiği iddia olunuyor J Şark köylerinde Sumer tipleri 0 Sumer tipi bir çobandı. Fakat cihangir, cengâver, asaletile bütün insanlığın medenî varlığına ata olmuş bir tarihin bakîr çocuğu idi Bu adeta Yeniçerilerin ve Sipahilerîn: üîsterük! îstemezük!» nağmelerine dön'ü. ı Gerçi ağlamıyan çocuğa aş vermez{r. lsterizle olmaz bu i$!er, ben bu işleri jtp beraber ve birden yapmamızı isterim. ; »'2 çok verdik, çok ver yoruz, vereceğiz (C hem ister, hem veririz. ; Neyi? | • Millet için devlet için lâzım olan er şeyi. j Galiba "babada hararet kırka yaklaştı. \ Sizde hasta olanlara komşular yarfcm ederler mi? I Sorarlar, başka komşu köylerde •ardım daha çok. Koyümüzde birlik çagma yok. Bazı köylerde fakir bulunmaüsının sebebi yekdiğerlerine yardım etıderidir. Birisinin öküzleri yoksa günde eş on çift gider, onun tarlalannı ekiveir. Köyünüzde mekteb var mı? 50 evlidir köyümüz, ne vakit meka£ilacajc, sen açıkgöz bir şeye ben . orsunr bir haber var mı acaba? Saffet Ankanın emniyetbahş faaliyetidüşünerek fütursuz cevab verdim: Baba' önümüzdeki sene köyünüzde sınıfh bir mekteb açılacak. Hem bilir r lisin Padişahlar zamanmda nekadar, lumhuriyet devrinde kaç mekteb açıldı. lüç gide, gide düzelir. Bilirim, çok mekteb açıldı ve açıjror, fakat daha çabuk olmah bu iş, hem izim köyde olmadıktan sonra. Baba çok doğru söylüyordu, eksiksiz ilışılmış olmakla beraber boşuna geçen »manı yarıyolda yakalayıp ayağımızın ıtında çiğnemek için maarif bütçesini \ltÜT terakkisine emniyetle, hızla yar m edebilecek bir seviyeyey çıkarma iır. Baba ile konuşmam bitti ve onun bana :rdiği fikirlerle başbaşa kaldım. Şarkta •kdiğerlerine candan muavenet eden iki lde gördüm. Bunlann biri Bitlis, diğeri jindir, Bitlisliler Büyük Harbdeki muzeret dolayısile hemen Anadolunun r tarafma dağılmış bir vaziyettedirler. 1 bilâ istisna hangi şehre gitseniz en ön fta ticaret yapanı Bitlisli olarak gö >unuz. îebebine gelince: Yer yüzünde ticaret ktısada birinci derecede ehemmiyet vek muvaffak olan insanlar kadar mukd ve yekdiğerlerine maddî, manevî •Jımda bulunuşlandır. Fakir bir Bitliszenginler aralarına alır ve sermaye ikten sonra kontrollu bir çahştırma ile onu zorla diledikleri ticarî seviyeye jırlar. ığinlilere gelince; bunlar da iktısadî ıda Bitlislilerden geri kalmaz ve belki igiderler. Hatta meşhurdur, bir Eğinli {işeye pekmez koymuş da ekmeğini İn dışına sürerek altı ay idare etmiş iazancını bir#tarafa atmış. Muavenet llerine gelince: Diğer adı Kemaliye p Eğinliler ekseriyetle İstanbulda iş dbidirler. Bir zamanlar odacılık bunin inhisannda imiş ve hatta sılaya gelk istiyen Kemaliyeli odacı evvelâ mleketine mektub yazar ve yerine *il veya asil olarak bırakacağı Kema " •* «etirip işbaşa yaptıktan sonra ay'nhisarlı ameliye şimdi bile jş. ji'u Torunla konuşmamın usbet kanaatle anladım ki şarkî ıU köylüsünün yaşayışına müessir i haller: 1 Kollektif çalışma zihniyetinin ıhdud köylerde teessüs etmiş olması dairesi genişlenmemiş bulunması. 2 B Köylerde taavün mefhumunun dî olup içtimaî manasile ve taammüm scek şekilde yerleşmemiş olması. 3 Fikir hayatının göreneğe ve te' s edilegelen telâkkiyata istinad edeoauasır medeniyete hasret kalması. Sıhhat şartlarının kat'î ve çabuk •ceddüd ve inkılâb devresine muhtac sı. Maarifin pratik manasile ve yeni rin çok kolay öğrenilmesi keyfiyeistifade ederek süratle neşri çare<n ve pek umumî olarak tatbik im annın henüz istenilen süratli inkişafa har olamamış olmasıdır. ,n dar bir çerçeve içinde tetkik ve îrte ettiğim bu vaziyetler, şarkî Ana*ı köylülerinin umumî yaşayış. ve hâ V Kat'î projesi ve buradaki tetkikleri yatlarına müessir olan en mühim amillerin biten Galata yolcu salonu projesi An birkaç taneciği ve muhteşem bir görünü karaya gönderilmiştir. Liman İşletmesi müdürü Raufi, Gümşün basit bir tablusudur. rük Başmüdürü Mustafa Nuri, Gümrük Şarki Anadoluda köylii unaurlar Muhafaza Başmüdürü Hasan bu iş için üzerinde bir tetkik Ankaraya gitmişlerdir. Üç müdür, An Şarkî Anadolu köylülerinin tip ve ka karada, yolcu salonu projesi tetkik edirekterleri arasında tam ve sıhhatli bir işti lirken, kendi daireleri bakımlarından rake delâlet eden birçok misaller buldum. miıtalealarım söyliyeceklerdir. Mimar Prost tarafından da esas itibaYurdun bu havalisini hangi noktai na rile tasvib edilmiş olan proje, Ankarada zardan tetkik edersek edelim, mütecanis alâkadar makamlarca da beğenilirse, bir Türk ırkının mevcudiyetine canlı bir işin inşaat kısmma derhal geçilecektir. surette muttali oluruz. Bir dalgakıran haBunun için bir münakasa şartnamesi halinde muhtelif ihtiras ve savletlere sahne zırlanarak ilân olunacaktır. olup göğüs geren bu havalinin köylü tipYolcu saJonunun kurulacağı saha üzelerinde Sümerin, Akatın, Alasm, Etilerindeki sondajların hepsi muvaffakiyetrin bütün tarihî çizgilerini, tekmil karakle neticelenmiştir. teristik taraflannı görürüz. Trabzon Liman şirketi satın Bu mevzu etrafında aziz okurlanma alındı vereceğim birkaç misal, payansız bir deTrabzon Liman şirketinin satın alınnizin hududsuz dalgalarından birkaç damladır ve inanınız ki hissiyatıma yer ması işi için Trabzona gitmiş olan îs vermeden, tarih ilminin cihanşümul ve tanbul Liman İşletme müdür muavini derin kavrayışına ihtimamlı bir hürmet Hâmid Saracoğlu bugün şehrimize dö necektir. besliyerek tetkikatımı inkişafa doğru süAldığımız malumata göre, Trabzon rükledim. Irk ve insanhk nazariyeleri Liman şirketi hissedarları hisselerini hakkındaki kanaatlerimi muğlâk adde kâmilen satmışlardır. Bütün hisseler dilebilen bir terkib içinde erittim ve ar 50,000 lira ile satın alınmıştır. Teşekkül zedebileceğim veçhile en doğruyu, en bi eden tasfiye heyeti şirket mevcudat ve tarafı ve en çok müsbet olanı tesbit ettim? vesaitini, hesab vaziyetini tesbite baş Yüksek dağın zirvesine yakm bir çi lamıştır. Eski şirket müdürünün de daçekli yamaçta oturmuştu. Keçeden aba hil bulunduğu tasfiye heyeti işletmeye sı, hem döşek, hem yorgandı. İki dizini muvakkaten devam edecektir. Şirket yeni vaziyetinde İstanbul liman birer mahrut haline koymuş sağ kolunun işletmesine bağlı bir şube halinde idare dirseğini mahrutun zirvesine elini iri keedilecektir. Şirketin memurları içinde mikli şakağına dayamıştı. Aşağıda ka kabiliyetli ve işe yarar olan ekseriyeti İan ufak tepeciklere, vadilere bir dağ imyeni idarede de istihdam olunacaklardır. paratoru azametile bakıyordu: Fener ve sis düdüklerinin Günün aydın ola... muayenesi Göke baktı, ıhk bir güneş, bulutsuz bir Tahlisiye Umum müdürlüğü sahillerigök vardı. Bu sefer: mizde fenerlerle sis düdüklerini sıkı bir Merhaba dedim. Cevab verdi: muayeneden geçirmektedir. Bunların Merhaba amca oğlu. içinde tamire muhtac olanları veya yeBu asil saffeti ihlâl etmemek ve kendisi ni tesisatla takviyesi lâzım gölenleri gibi konuşmak lâzımdı: hakkmda derhal icabı yapılacaktır. Nıdırsın? Karadeniz Boğazı açıklarmda bulu Davarlara bahınm. nan ziyalı şamandıralardan birisi eski Adm nedir? diği için dün değiştirilmiş ve buraya ye Temo. (Timurdan galat) ni bir şamandıra konmuştur. Diğer esBu geniş omuzlu delikanh çoban, Kür kiyen şamandıralar da peyderpey değişkân ailesinin cihangir oğlu Timur değil tirilecektir. di. Filhakika Kürkânların Timur, insan ECNEBİ MEHAFtLDE sürülerine hükmediyordu. Fakat bu Ti Belçikalı muharrir Akademur da hayvan süriilerinin hâkimiydi. Ve beş yüzü mütecaviz bir koyun sürümiyi gezdi sü, onun kavalindan çıkan yanık tempoŞehrimizde bulunan Belçikalı muharsunda resmigeçid yapıyordu. Koyunlarm rir Henri Liebrecht dün öğleden sonra daima başlan yerlerde olmasına rağmen Güzel San'atlar Akademisini ziyaret etkarşılık hâkimlerinin başı bulutsuz gök miş ve Akademiyi seramik profesörü îslerde bir şeyler arıyordu. Manzarada bu mail Hakkının delâletile gezmiştir. hissi tamamlıyan bir azamet vardı. Çünkü ufka yakm oturmuştu. Bu oturuş, o dağlann üstünden sisli Diyarbekir ova ufuk ve şu heybetli varlık birbirlerini ta sma indi ve Dicle ile Firat vadısinde ve mamlamakta öyle bir mutabakat göster Tello şehrinin harabelerindeki atasını amişlerdi ki böyle bir levhayı tahayyül bi rar gibi dalgın, dalgın bakt; ve hasre le imkânsızdır. Kırma Karadağ tabanca tıne bir şefaatçi bulmuş gibi bana: sının fildişinden sapmdaki kızıl ipek kay Buradan nekadar yakın gözüküyor, tanı elinde büküyor ve benimle bir sürü keşke insan da göz kadar çabuk yetiş sahibi gibi konuşuyordu. Bıyıklan yeni seydi dedi. Güzel değil mi, o seyyaleden, terlemişri. Açık göğsü güneş altında tunc elektrikten ve mevceden habersizdi. In laşmıştı. Bu et ve kemik olan tuncun ren sandaki bataetle dimağ ve nazar sürati ginde bir halâvet, teninde metanetli ve arasında yaptığı mukayeseleri manalan kanlı bir taravet vardı, yüzü müdevverdi. dırmamış ve ancak muvasalatın nazar kaGözleri siyahla mat arası ve büyüktü, dar seri ve zahmetsiz şeklinde güzel duyçenesi yarım hilâl şeklinde ve çukur idi gularını izhar etmişti. Birçok şeylere uve yüzü Mezopotemyanın ilk başlangıcı laşmasını istiyordu. Şüphesiz ki bu güzel olan Dicleye karşı idi. Bakır madeni dağ buluş ıssız dağlarm, günlerce düşünül lannm birinde bulunuyordu ve sanki o müş bir fikrin, mesafe mefhumile aklen kızıllıktan renk almıştı. Bakışlan kızıl mÜcadele etmiş bir dimağın mahsulü idi. Şark köylerinde sık sık tesadüf edileu Sumerli tiplerden biri DENÎZ İŞLERİ Yolcu salonu için karar veriliyor Tokatlıyan atkasmda Sakızağacı mevkiinde eskiden Ermeni katolik mektebiyken birkaç yıldanberi Maarifin bir ilk mektebi haline sokulmuş olan binanın mülkiyeti üzerinde bir ihtilâf çıkmış ve fuzulen işgal iddiasile ikinci asliye ceza mahkemesine intikal etmiştir. Mesele şudur: Bundan dört yıl kadar evvel mektebi idare etmekte olan Ermeni mütevelli heyeti altı imzalı bir mazbata ile Partiye müracaat ederek mektebin kendisini idare edemediğini, böylece kapanmaktansa Maarife devretmeğe hazır bulunduklarını bildirmişler ve tesellüm etmek üzere bir heyet gönderilmesini istemişlerdir. O sırada Maariften mektebe iki müfettiş gitVali vekili Ankaraya gidiyor miş fakat mazbataya imza koyan ve o sıVali vekili Şükrü bu akşamki trenle rada mektebde hazır bulunan mütevelli Ankaraya gidecek, emniyet umum mü heyetinden iki zat: dürlüğüne aid işleri oradaki vekiline bı« Biz mektebi teslim edemeyiz. raktıktan sonra ailesini alıp şehrimize döÇünkü mekteb kiliseye aiddir. Biz gerçi necektir. bu mazbataya imza koyduk. Fakat buVali gitti nu zorla yaptık» demişler ve Maarif müBoğazından rahatsız olduğu için te fettişleri de cevaben: davi maksadile mezuniyet alan Vali ve « Bizinj, sizin mektebinize ihtiya Belediye Reisi Muhiddin Ustündağ dün cımız yok, gelin ve alın diyen ve bu mazsabah saat 10 da îtalyan bandıralı Çel batayı bize yollıyan sizsiniz» demişler ve yo vapurile ve Italya tarikile Parise git raporlarını da Vekâlete yazmışlardı. Nemek üzere şehrimizden ayrılmış ve teşyi den sonra yapılan ikinci bir anlaşma ile olunmuştur. mekteb Maarife teslim edilmiş ve Maarif de derhal burasını bir ilkmekteb haliŞEHİR İŞLERİ ne koyarak civann bütün çocuklannı Pazar ruhsatiyesi almıyanlar meccanen okutmağa başlamıştır. Fakat her nedense mekteb binasmın mülkiyeti Yeni seneden iki ay kadar bir zaman geçtiği halde bazı esnafın henüz pazar üzerindeki ihtilâf son günlerde alevlen ruhsatiyesi almadıkları anlaşılmıştır. A miş ve kilise ile mütevelli heyeti arasında lâkadar Belediye memurlarile zabıtanın dedikoduyu mucib bir hal almış ve hatta iştirakile bu pazar günü tarama sure Maarifin de bu binayı fuzulen işgal ettile bir kontrol yapılacaktır. Ruhsatiye tiği iddia olunmuş ve bu suretle ikinci siz olanlar cürmü meşhud mahkemeleri asliye mahkemesine müracaat edilmiştir. ne verileceklerdir. Asliye ceza mahkemesi yakmda bu de dikodulu davaya bakmağa baslıvacaktır. Süte dair karar Belediye İktısad müdürlüğü süt meselesi etrafındaki tetkiklerine devam etmektedir. Bilhassa resmî ve hususî hastanelerin süt ihtiyacile, süt istihsal^rruötakalanmn istîhsal miktarları tesbit edilmek üzere çalışılmaktadır. Bunun neticesi alındıktan sonra şehrin süt sarfiyatı da gözönünde tutularak icab eden yeni kararlar verilecektir. emniyet işleri umum müdürü Şükrü evvelki akşam Vilâyet ve Belediye işlerini Muhiddin Üstündağdan tesellüm ettik ten sonra dün Filoryaya giderek orada Dahiliye Vekili Şükrü Kaya ve dün Ankaradan gelen Dahiliye Vekâleti siyasî müsteşarı Muttalible görüşmüş ve icab eden direktifi aldıktan sonra dün akşam geç vakit Vilâyette işe başlamıştır. Vali vekili bir müddet Vilâyette kalmış, Vali muavini Hüdaiden Vilâyet işleri hak kmda malumat almış, müteakıben Belediyeye giderek Belediye işleri hakkında Belediye muavinlerile görüşmüş, sonra Cumhuriyet Halk Partisi istanbul merkezinde parti işlerile de alâkadar olmuştur. ı f SAĞLIK Î$LERİ Tifo ile mücadele ,Şehirdekitifo hastalığının önüne geçilmek üzeraBelediyece tedbirler alınmasına devam edilmektedir. Bu arada bekâr odalarile hanların ve kahvehanelerin de ne dereceye kadar temizliğe riayet ettiklerinin her zamankinden daha MAÜYEDE ciddî bir şekilde kontrol edilmesi için alâkadarlara emir verilmiştir. Kazanc vergisinin ikinci Seyyar sucu ve şerbetçiler de ayni şekilde kontrola tâbi tutularak karışık su taksiti Kazanc vergisinin iki taksitte tahsil ve karışık su ile yapılmış şerbet satanedildiği ve bu iki taksitte borclarını ver lar hakkmda takibat yapılacaktır. miyen mükelleflerden bu paranın yüzBir vapurda yangın çıktı de on zamla tahsil edildiği malumdur. Evvelki gece saat 4,10 da Kalafat yeVerginin ikinci taksit müddeti dün ni rinde bağlı duran Çakıcızadelere aid vahayet bulmuş olduğundan bu parayı purda yangın çıkmıştır. vermiyenlerden vergi dünden itibaren Ateş büjiimeden söndürülmüştür. yüzde on zamla tahsil edilmeğe başlaZabıta yangımn sebebi hakkmda tah nılmıştır. kikata başlamıştır. Kızılay haftası devam ediyor "1 *" Şişli nahiyesi üyeleri Taksim Cumhuriyet abidesine çelenk koyduktan sonra Kızılay Haftasmın en canlı günleri ra Kızılay Beyoğlu kazası başkanı Ge bugün ve yarın olacaktır. Bugün saat neral Ali tarafından Şişli nahiye başkanı 15,30 da Fatih şubesinin hazırladığı a Bayan Eşref Cevadm halka takdimile lay kamyon ve otomobillerle Sirkecide başlanmış ve Bayan Eşref Cevad kısa, Kızılay merkezine uğradıktan sonra sa fakat veciz ve müessir bir hitabe irad etat 17 de Taksime çıkacak ve abideye bir miştir. çelenk koyacaktır. Yarın da Üsküdarda Bunu müteakıb küçükler tarafından Doğancılar parkmda bir tören yapıla söylenilen müteaddid vatanî şarkılar, cak.Fenerbahçede Çarşı esnafı toplanıp halkın coşkun tezahürlerile karşılanmış ve eğlenecek, Küçükpazar şubesinde, Alay burada merasime nihayet verilerek mer köşkünde ve Beyazıdda müsamereler ve keze avdet edilmiştir. rilecektir. Teşekkür Evvelki gün de Kızılay Haftasının başlaması münasebetile Şişli Kızılay naKızılay Şişli nahiyesinden: hiye şubesi Kızılaya mensub yavrularla Büyük keder ve elemine rağmen Kıbirlikte Şişlinin yüksek sosyetesinden ve zılaya candan bağhlığını ve vazife hissiKızılay üyelerinden bazı güzide bayan nin herşeyin fevkinde bulunduğunu, bu lar, baylar ve nahiye heyeti idare azası, merasim dolayısile, bir daha gösteren Taksim abidesine giderek, abideye çelenk Bayan Eşref Cevada Kızılay namına tekoymuşlardır. şekkür etmeği bir borc bildiğimizin, mu Merasime, minimini Kızılay yavrula teber gazetenizde yer bulmasını hünnetnnm söyledikleri İstiklâl marşmdan son lerimizle dileriz. Kızılay Muharrem Feyzi TOGAY Aklını mı bozmuş? Dün, Tophanede Kılıcali camisinde garib bir vak'a olmuştur. Öğle namazı için caminin müezzini Faruk ezan okumağa başlarken Hafız İbrahim adında bir adam, müezzine: « Ezanı arabca okuyacaksın!> diye bağırmış ve sözünün dinlenmediğini görünce müezzin Faruğa hücum etmiştir. Hafız İbrahim polise teslim edilmiştir. Adamcağızm deli olduğu zannedilmek tedir. Cum huri yet Aobne şeraiti { Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 » Üç aylık 400 > 800 • Bir aylık 150 * Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: