CUMHÜRİYET 29 Haziran 1937 Avrupada okuyan Türk gençlerinin vaziyeti Beş Dresden: 23 haziran Cumhuriyetin 20 haziran 1937 sayısmda Avrupada okuyan Türk gencle rinin kontrolu meselesi başlıklı güzel bir yazı okudum. Böyla ulusal bir mevzua girilmişken ben de bildiklerimi ve işittiklerimi doğrudan doğnıya açığa vurmayı bir yurd borcu biliyorum. Alman yada okuyan gencler arasında büyük istidadlar hiç de az değildir. Biz bu genclerimizle göğsümüzii kabartarak övüne biliriz. Tahsil hayahmızı daha sıkı bir kontrolla daha çok verimlendirmek, el bette, baş dileğimiz olmalıdır. Burada gözden uzak tutulmaması gereken nok talar arasında temelli bir çeşitlilik vardır. Ben, burada, bunlann en başta gelenini ileriye sürmek istiyorum: Devlet hesabma tahsile gönderilmiş enclerimize devam edecekleri yüksek ıkulun adı ve yeri gösterildiği gibi öğrelecekleri mevzu da bildirilmiştir. Halbui : gösterilen yüksek okulda ihtısas yapırtmak istediğimiz mevzu; ya çok sudan raştınlmaktadır, veya büsbütün yok giKdir. îstidadlı genclerimizi böyle bir vapyete düşürmemek için Alman tahsil haîtınm temellerini iyice öğrenmek ve ogöre yol seçmek mecburiyetindeyiz. Çok yakından bildiğim vakıalan, kimseyi incitmek istemediğim için, burada sıralamaktan vazgeçiyorum. Hiç şüphesiz, değerli ve anlayışh bir kontrolla bu gibi biçimsizliklerin, vakit kaybetmeden, önüne geçebiliriz. Tahsilden en büyük verimi beklemek ne kadar ulusal bir haksa genclerimizin şerefine, haysiyetine ehemmiyet vermek de o kadar ulusal bir borcdur. Hatta, yabancı bir ülkede, herşeyden önce şeref ve haysiyetin en büyük bir yeri olmalı dır. Bizim genclerimizse Almanyadaki Emniyet Sandıklanmn ayak diremiş ziyaretçileridir. Emniyet Sandıklarına fotoğraf makinesini, paltosunu, v.s., ya tırtmak bahtiyarlığmda bulunan gencle rimiz de, ne kadar yazık ki, çok azdır. Bakınız, bugün ayın 23 üdür. Aylığına henüz kavuşamamış, tam bir sözle, mangıra kurşun atan genclerimizin sayısı az değildir. Emniyet Sandığı memurile çetin bir pazarlığa girişmiş bir Türk gencini uzaktan seyretmek gibi üzücü ve utandırıcı birşey yoktur. Paralarmm vaktinde gelmemesi yüzünden oda kiralıyanlann Türk genclerine ve Türklüğe karşı yaptıkları kötü tefsirden burada bahsetmek istemem. Tahsilde bulunan genclerimizin tatbikat görmek maksadile tertib edilen ilim gezintilerine, parasızlık yü zünden gidemediklerini söylersem üzül mez misiniz? Bu genclerin çoğu Isa'nın havarilerine dönmüşlerdir: Birkaç zey tinle kuru ekmek gıdalarını teşkil eder. Ben çok isterdim ki, Türk genci, aym ilk gününde oda kirasını ödesin, her ilim gezintisine katılsm, Emniyet Sandığı memurile yüzgöz olmasm, rahat bir yürekle kitablarına, dersine dalsın. Paranm iki ay da geciktiği oluyor. Parasını haftalar geçtikten sonra alan bir Türk genci, odasını kiralıyan Almanm zengin olmadığını pek iyi bilir. Alman, parasmı eline geçirmek için Türk gencini sıkıştırınca, elbette, şu cevabı ahyor: « Paramız henüz gelmedi. Lutfen biraz bekleyin.» Parayı kim gönderiyor? Türkiye... Görüyor musunuz, önem vermediğimiz bir hareket yüzünden yüksek bir ulusun şerefile oynanmış oluyor. Işte bu kötü propaganda zeminini kendi elimizle hazırlamış oluyoruz. Böyle sarsıntılı bir para vaziyeti, Türk gencinin çok hassas maneviyatı üzerinde amil olur mu, ol maz mı, bunu düşünmeden değerlendire Hükumet namına giden genclerimizin maaşlarını vaktinde göndermemekle onları çok müşkül va Edremidde yapılan müziyetlere sokuyonız, bunu sür'atle tanzim etmelidir sabakalar çiizel oldu Edremid 28 (Hususi) Beş şehir atletizm müsabakaları Edremidde büyük bir intizamla yapılmış ve halk tarafmdan alâka ile takib edilmiştir. Seyirci ler arasında Balıkesir Valisi Etem Aykut ve binlerce halk bulunmaktaydı. Yarışlar ve kazananlarm dereceleri şöyledir: 100 metro birinci Raif Balıkesir 11/2/ 10, ikinci Nazmi Bursa, Üçüncü Süleyman Edremid. 400 metro İbrahim Bursa 48/4/10, ikinci Ömer Ayvalık, üçüncü Şevki Edremid. 800 metro İbrahim Bursa 2/16/10, i kinci Remzi Bursa, üçüncü Osman Bandırma. 5000 metro Turgud Balıkesir 18/3/5, ikinci Etem Bursa, üçüncü Talât Edremid. Cirid atma birinci Hamdi Bursa 43/6/ 3, ikinci Mehmed Balıkesir, üçüncü Sabahaddin Bursa. Tek adım birinci Raif Balıkesir 6/44, ikinci Edıb Balıkesir, üçüncü Suphi Edremid. Üç adım birinci Edib Balıkesir 11/80, ikinci Suphi Edremid, üçüncü Feyyaz Bursa. Gülle birinci Sabahaddin Bursa 11, ikinci Refik Bursa, üçüncü Hulusi Ba lıkesir. Disk birinci Sabahaddin Bursa 34. ikinci Selman Balıkesir, üçüncü Rağıb Bandırma. Yüksek atlama birinci Ramazan Bursa 1/59, ikinci Ali Balıkesir, üçüncü Irfan Bursa. 4X100 bayrak birinci Bursa 48/4/5, ikinci Balıkesir, üçüncü Edremid. 4X400 bayrak birinci Bursa 4 dakika, 8, ikinci Balıkesir, üçüncü Bandırma. şehîr arasında atletizm maçı Tuncelinde ihata çemberi mütemadiyen daralıyor IBaştaraft 1 tnci sahifede'] Seyit Rıza ağır yaralı sergerde Seyid Rıza ağır surette yara lanmıştır. Bahri Turgud Başvekilimizin kahraman tayyarecilerimize iltifatları Elâziz (Hususî muhabirimizden) Tuncelinden dönen Başvekil evvelâ Elâziz tayyare meydanını ziyaret ettiler. Kendilerini zabit ve efrad karşıladı. Refakatlerinde Sıhhat Bakam Refik, Mü fettiş Kâzım Urbay, Umum Jandarma Kumandanı Naci, Tunceli Kumandanı Alp Doğarr ve maiyeti erkânı vardı. Tayyare karargâhmda tevakkuf oluna rak filoların kumandanmdan vaziyet ve hareket hakkmda izahat alındı. îzahat sonunda Başvekilin çok mütehasssis olduğu anlaşılıyordu. Bundan sonra meydana gidilerek tayyareler gözden geçirildi ve müteakıben genc tayyareci leri etrafına toplıyarak ayn ayn sualler sordu ve uçuş, harekât esnasmdaki heye canlı intıbalarını anlatmalannı emretti, bilhassa genc bir tayyarecinin intıbaı çok heyecanlı oldu. Genc tayyareci mektebden sonra ilk mühim vazifeye çıkanlar dan biridir: « Harekât mıntakasında uçuyor dum. Muhalefetçilern meskun bulun duklan bir köy üzerinde idim. Çok al çaldım ve takriben yerle aramda 10 metroluk bir mesafe kalmıştı. Tam bu sırada dam üzerinde duran dört şaki birden tüfeklerini bana çevirdıler. Derhal maki nelitüfeği tevcih ederek taramağa başla dım. Meslek hayatımda ilk beklemediğim hâdise ve heyecan budur.» dedi. Başvekilinıiz Tuncelinde zabitandan izahat alıvor biliriz. Neden bu para işi düzeltilmiyor? Ortada aşılması imkânsız bir banka tekniği engeli mi var? Biz eğer ufaktefek kurs (para rayici) hatm için ulu bir yurdun şerefini unutuyorsak, iyi bir iş işlemiş olmuyoruz. Atatürk Türkiyesi bir disiplin Türkiyesidir. Türk talebesinin, dolayı sile bütün Türklüğün şerefini düşünerek mevcud engelleri bir an önce ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz. Biz gencliğimize bütün Türklüğün istikbalini emanet bırakacağız. Onlan yabancı ülkelerde herkesin istihzası altmda bükülmüş görmek istemeyiz. Işte tahsil işimizin en acıklı bir tarafı. Ben genclerimizin böyle üzüntülü vaziyetlerde nasıl çalış tıklanna hayret ediyorum. Büyük bir ideal aşkı olmadan bu yapılamaz. Başvekilimiz Tunceli Hava müfrezesinden bir tayyareyi tetkik ediyor M. NERMÎ Simone Simon Parise avdet etti Maruf sinema artisti Simone Simon bir müddettenberi Holyvodda film çeviriyordu. San'atkâr geçen hafta Parise avdet etmiş ve prestişkârları tarafmdan hararetle karşılanmıştır. Simone Simon resimde fotoğraf imzalar ken görülüyor. Başbakan genc tayyarecilerle, ku mandanlarile bir arada resim çektirdi, askerler, erbaşlar vaziyete seyirci kalmışIardı. Yüksek iltifatlarını onlardan da diriğ etmek istemiyen Ismet Inönü, emre filân lüzum gönneden bizzat kıt'alara yaklaşlı ve: Çocuklar sizler de geliniz, beraber bir resim çektirelim, dedi. En büyük müjdeyi işiten genc tayyare askerleri ve erbaşlar muvaffak vazifele Vefa Idman Yurdunun yıllık rine candan koşar gibi koştular ve bir kongresi lâhada Başvekilin etrafına toplandılar. Vefa îdman Yurdu otuzuncu yıllık Dizlerinin dibine oturdular, resimler çekongresi Saim Turgudun başkanlığmda kildi. toplanmıştır. Bundan sonra otomobillerle askerî Eski idare ve murakabe heyetlerinin hastanesine gelindi, Başvekilin burada raporları okunup kabul edildikten sonra yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır. gösterdikleri derin şefkat ve alâka çok Genel başkanlığa Vefa İdman Yurdu şayanı dikkatti. Bütün hastanenin her müessıslerinden olan İstanbul Maarif koğuşunu gezdıler, hasta askerlerle, zabit müdürü Tevfik Kut ve idare heyeti lerle yakından alâkadar oldular, derdle başkanlığma Şehir meclisi azasından a rini, hastalıklannı sordular ve bir baba vukat Hasan Fehmi ve azalıklara da gibi her hastanm başı ucunda tevakkuf Hasan Beşer, Ali Muhsin, Necmeddin ve ederek yüzünü okşadılar, en hazin sesli Nureddin Yener; murakabe heyetine de hastalar bile kükremiş ve yüksek fiyevri Faik Kunt, Saim Turgud, Saim Şahin içinde bile: ekseriyetle seçilmişlerdir. Sağ ol Inönü diye haykırıyorlardı. Yeni idareye muvaffakiyetler dileriz. Ve kuvvetle tahmin ederim ki hasta Almanya: 3 Letonya: 1 ların en çabuk ve en iyi tedavisi Inönü Riga 28 (A.A.) Letonya için bir rekor teşkil eden 10,000 seyircinin önün nün gösterdiği asilâne alâka şefkat ve de karşılaşmış olan Almanya Letonya muhabbet telkinidir. millî futbol takımları maçında Alman Bundan sonra lâboratuarlar, diğer temillî takımı bire karşı üç sayı ile galib sisat tetkik edildi, hastanenin bahçesine gelmiştir. Maçı Çekoslovak hakem Krist kurulan bir masa üzerindeki deftere Sıhidare etmiştir. hat Bakanile birlikte imza atıldı. Tetkiklerinden çok memnun kalmış Kızılaya üye devşirme haftası olan Başbakan doktorlara: 1 temmuz 1937 de başlıyacaktır. Doktorlar, neşelisiniz, çalışıyorsu üye yazılınız! nuz, büyük bir intiaam ve vazffeseverlik îzmit 28 (A.A.) Bisiklet Federas yonu tarafmdan bölgemizde tertib edilen seji bisiklet yarışlarmm yedinci ve sonuncusu bugün 100 kılometro mesafe üzerinde Bisiklet Ajanlığımn idaresinde yapılmıştır. Koşu neticesinde yapılan tasnife göre, Akyeşil kulübünden Vah det 10 puvanla birinci, ayni kulübden Kadri 15 puvanla ikinci, Mithat 23 puvanla üçüncü ve ibrahim 24 puvanla dördüncü gelmişlerdir. halim kalmadı. Bana demindenberi bir çok şeyler anlatıyorsun. Ben hiç birine inanmıyorum. Bunlardan ne çıkacak? Netice nedir? Söyle ve git.., Izmitte yapılan bisiklet müsabakaları Tunceli dağlarında bir müfreze yerli kılavuzlarla beraber Başvekil Elâzizde hastane defterini imzalarken gördüm. Bilhassa teşekkür ederim, de miş ve yüksek iltifatlarda bulunmuşlar dır. Bundan sonra Tunceli kumandanı Abdullah Alp Doğanm konaklarında yemek yenilmiş ve umumî vaziyet bir daha gözden geçirilerek saat 16 da hususi trenle ve halkın coşkun ve emsalsiz alkışlan arasında Elâzizden hareket edilmiş • tir. na kanaat getireceksin. Belki yarın evmde birçok şeylerin eksik olduğunu anhya* caksm. Telâş etme. Telâş etme, o kadar mühim şeyler değil, müce\here müteal • lik.. Olsa da olur, olmasa da. Bunlan ça« lan Mahmuddan başka kim olabilir? Hem bu Mahmudun Sami Beyin oğlu olduğunu, yann sabah kocan evden çıkınca ağzmı arıyarak tahkik etmen lâzımdır. O zaman onun bir fırarî olduğu da sence malum olacak, evinde kaybolan mücevherlerin ondan başkası tarafmdan aşınlmadığını emniyet ve kat'iyetle iddia edeceksin. Dediklerimi kelimesi kelimesine yap. Yoksa... Feride Hanımın gözleri kapalı idi» İşittiği sözlerin her kelimesi bir çekic darbesi gibi kulaklanna çarpıyordu. Süley • man Rahim, doğruldu. Karyola karşı « sındaki tuvalet masasına doğru yürüdii. Küçük zarfların içinden küpe, yüzük, iğne, bilezik ve kol saati gibi nekadar mücevher varsa hepsini topladı. Siyah, çizgili pantalonunun arka cebine yerleştirdi. Sonra bunlan gözlerinin arasından dehşet ve heyecanla seyreden Ferideye dönerek: (Arkası var\ HACI RAŞİD «Camhuriyet» in mılli Kendisine karşı lüzumsuz bir emniyet gösteriyorsunuz. Ona pek emniyet caiz olmadığını anlarsımz. Ben tahkik ederek öğrendim. Zaten sizin aranıza sokulması da şüpheli değil mi? Sizi nereden tam yor? Hem... ziyafet günü komşulanmzdan birinin misafiri olarak sizin evinize geliyor. Sizinle birlikte, eski bir dost gibi yiyip içiyor. Derken Ayşe kadmın bir sekteden ölmesi üzerine ortaya çıkıyor. Ayşe kadmm kalb sektesinden ölmedigini söyliyen o oldu. Evet, bunu uydurup sîzin nazan dikkatinizi celbetmek, bir takım hayalî, uydurma vak'alarla sizin hayretinizi, takdirinizi uyandınp kendisini size dost yapmak için... Feride Hanım, nefret ve şüphe dolu nazarlarla karşısındakini süzerek: Bundan maksadı nedir? Ne de mek istiyorsun? Bundan maksadı ne olduğunu keşfetmek kolay değildir. Yalnız, i§te oğlunu Gizleme Feride, dedi. Ben senin dîşmanlığını değil, yardımını temine geldim. Aleyhime kurulan her dolabı biliyorum. Sami Beyin eğlence gecesi sizi nasıl kandırdığını, nasıl polisi getirerek sergüzeşt romam • 36•. * onlara bile kalb sektesini bir cinayet gibi bir yabancı gibi sizin yanınıza yerleştir gösterdiğini biliyorum. mesi de maksadmın pek hayırlı olmadı O gün ve o gece evimizde, aramızğını göstermeğe kâfi değil mi? Sana tek da imişsin gibi..* rar ediyorum Feride: Bu genc Mahmud Her vasıtaya baş vurarak öğren değil, İrfandır ve Sami Beyin oğludur. dim. Yalnız garabete bak ki morg ölüde Polis tarafmdan gayet sıkı takib olun bir cinayet eseri, zehirlenme delili bulamaktadır. Çünkü bir cinayetin faili oldumadı. ğuna dair aleyhinde son derece kuvvetli Henüz rapor verilmedi kî.. deliller elde edilmiştir. Evet amma rapor hazırdır. Onu da Korkarım Beyazıdda öldürülen yann öbür gün öğrenirsiniz. Ben neticeyi hizmetçi kadmdan bahsedeceksiniz. şimdiden haber veriyorum. Ne diyordum? H a . . . Demek biliyorsunuz. Demek Bu Sami Bey nasıl bir fesad fikrile senin size onu da söyledi. Tabiî, oğlundan hiç ve ailenin arasma girdi? Orasmı bile dem vurmıyarak Adile kadının meçhul mem, amma şu neticelere bakılırsa niyeti bir el tarafmdan ortadan kaldırıldığını seni de kocanı da faka bastırmaktır. Siz anlatmıştır. şimdi bir katili muhafaza ediyorsunuz. Hayır, yanlışm var. Meçhul bir Feride Hanım birdenbire doğruldu: elden hiç bahsetmemiştir. Evet amma bunlardan sana ne? O halde Adile kadmı benim öl Senin ister Ayşe ile ister Adile kadınla dürdüğümü söylemiştir. ne alâkan var ki böyle sıkı fıkı sorup ta Böyle birşey söylemedi. kib ediyorsun? Benimle ne alacağın veSüleyman Rahim içini çekti. Pek mah receğin var? Artık beni bırakmıyacak mısın? Söz söyliyecek, mücadele edecek zun ve pek mağdur bir adam tavrileı kım haksız, alçakça iftiralara uğruyorum. Bunlara karşı beni himaye edecek şekilde hareket edeceksin. Bunu nasıl yapacağını ben sana söyliyeceğim. Hem öyle Tabiî söyliyeceğim. Yalnız, şim yaparsan haksız bir iş de görmezsin. Bir diye kadar seni ve kocanı yanlış bir iş mazlumu kurtarmış olursun. Hakikî mücyapmaktan ahkoymak için ikaza çalıştım. rimi de adalete teslim etmiş olursun. Feride Hanım yüzünü kin ve nefretle Lüzumu yok, istemiyoruz. Çünkü sana manmamız kabil değildir. Sen baş ekşitti: kasınm işlediği cinayetlerin sana yükle Hakikî mücrim, yani Mahmud detilmek istendığini söylerken biz bu cina ğil mi? Onu polise teslim etmek istiyor yetleri kimin yaptığmı pek iyi biliyoruz. sun. Peki amma ben hayret ediyorum; Süleyman Rahim, üstünde oturduğu nasıl oluyor da bunu sen şimdiye kadaı karyolada sendeler gibi oldu. İki gözlük yapmadm? Mademki polis onu arıyor, camı arasındaki gözleri hiddet ve tehev mademki onun burada olduğunu da sen vürle birdenbire parlayıverdi. Fakat bu biliyordun. Hangi insaf seni sükunete iblis adam kendini çabuk zaptetti. Soğuk icbar etti? kanlıhğını tekrar iktisab ederek beyaz İnsaf değil, basiret... Fakat... Artakma dişlerini gösterdi; güldü. tık gitmek zamanı geldi. Beni isticvab Peki, dedi. Her ithamı kabul edi etme, yalnız dinle, hiçbir sözümü kaçıryorum. Sana ve ailene iyilik etmek iste ma. Feride, sen benim tam manasile kadim. Sen anlamadın, reddediyorsun. Bu rımsın, seni derhal kocandan ayırmak, noktada kusur bende değildir. Benim cezaya çarptırmak, sonra nikâhım altında senden beklediğime gelince, dedim ya, olarak istediğim yere götürmek elimde bana yardım edeceksin. Nasıl yardım dir. Bunlan yapmama mâni olmak istermı? Her türlüsü... Maddî, manevî. Ca sen benim seni ziyaretimden kimseye, nınla, mahnla yardım. Çünkü ben senin amma kimseye bahsetmiyeseksin. Ne koyardımına muhtacun. Görüyorsun ki ben cana, ne başkasına. Mahmud yahud İrbir takım tehlikeler geçiriyorum. Bir ta fan denilen gencin fena bir adam olduğu