7 Haziran 1237 CUMHUKIYET Bir Ingiliz mecmuası vaziyeti nasıl görüyor? Yakm ve orta şarkta sulh davası, uzlaşma yolunda Londrada resmî ve gayriresmî surette çalışılmaktadır Türk Arab yakınlıgı Ibtidaî maddeler ve Avrupanın mukadderatı Avrupanın siyasî, ekonomik ve sosyal rejimleri bugün kömür, demir ve bakıra istinad etmektedir Yazan. Stephan Osusky Harbler, Ondokuzuncu asırda buhar makinesinin icadı ve müstamerecilik Büyük Britanya, Fransa, Almanya, Belçi ka, Felemenk, îsviçre, daha sonra Çarlık Rusyası, Avusturya Macaristan ve talyada yeni bir iktısad usulü yarattı. Bütün bu memleketler, kendilerinde bu lunmıyan iptidaî maddeleri haricden celbettiler ve hepsi, bütün dünyaya, endüs trilerinin mamulâtını satmağa başladılar. Muhtac olduklan iptidaî maddelerin te darikini tanzim etmek maksadile, bu memleketler, denizaşm ülkelere mühen dis ve mütehassıs amele yolladılar, ipti daî madde ve ticaret metaı nakliyatını emin için bir ticaret filosu vücude ge irdıler. Sigorta şirketleri ve bankalar teiis ettiler; dünyayı, kendi refah ve saadetlerini temin maksadile nizama koy dular ve dünya, Avrupanın tâbii oldu. Bugünkü Avrupanın ekonomik, sosyal ve siyasî rejiminin istinad ettiği modern endüstriye lâzım olan başlıca iptidaî maddeler hangileridir? En başta ma denler gelir ki, bunların başlıca üç tane;i de, kömür, demir ve bakırdır. Kömür, kuvvei muharrikenin en esaslı membaıdır ve böyle olmakta da devam ediyor. Fazla olarak, kömür mevcud buunmadıkça, ne demiri, ne de çeliği ucuz ıatla istihsal etmeğe imkân yoktur. Kömürden sonra en ehemmiyetli maden şüphe yok ki demirdir: Onsuz kömü rün enerjisi pratik bir istifade sahası bulamaz. Ve nihayet bakır, elektrik enerjisi nakili olmak itibarile hiçbir madde ile kıyas kabul etmiyecek derecede ehemmiyetlidir. Bu sebeble, bakır, elekrik endüstrisi için elzemdir. Bu bellibaşh üç madenin yeryüzünde ne suretle taksim edilmiş olduğuna ge ince, 1934 te istihsal edilen 119 milyon ton demirin % 27,10 u Fransada, 20,70 i Birleşik Amerikada, % 18,40 ı Sovyet Rusyada, % 8,90 ı Ingilterede, % 4,40 ı îsveçte, % 4 ü Almanyada, % 3,20 si Lüksemburg'da, % 1,70 i îspanyada ve % 1,10 u Çinde stihsal olunmuştu. Bakır istihsalâh, ayni sene zarfında 1.280,000 ton olup, bunun da yüzde 20,30 u Şilide, yüzde 15,90 ı Birleşik Amerikada, yüzde 12,70 i Kanadada, yüzde 12,30 u Yeni Britanya Rhodesya'sında, yüzde 7,60 ı Belçıkada, yüzde 5,20 si Japonyada, yüzde 3,40 ı Rus yada, yüzde 3,40 ı Yugoslavyada, yüzde 3,40 ı Meksıkada, yüzde 2,30 u İs panyada, yüzde 2,10 u Almanyada, yüzde 2,10 u Peru'da, yüzde 1,6 sı Lehistanda istihsal edilmiştir. Diğer taraftan, gene 1934 te istihsal edilen bir milyar yüz milyon ton maden kömürünün yüzde 43,90 ı Birleşik Amerikada, yüzde 20,20 si İngilterede, yüzde 13 ü Almanyada, yüzde 4,10 u Fransada, yüzde 3,60 ı Lehistanda, yüzde 2,60 ı Japonyada, yüzde 2,40 ı Sovyet Rusyada, yüzde 2,10 u Belçikada, ve yüzde 1,10 u Çekoslovakyada istihsal edilmiştir. Diğer madenler arasmda bakır dere cesinde mühim olanlar kurşun ve çinko dur. Kımya endüstrisine geçelim. Kükürt yalnız asid sülflürik imali için değil, alelumum kimya endüstrisi mamulâtında, taha ve kâğıd hamurunda, boya ve vernikte, sun'î gübrelerde ve kauçukta en çok kulanılan maddelerdir. Bu esaslı maddenin istihsal taksimatına da bir bakalım. 1933 te, bütün dünyada 1,981,000 ton kükürt istihsal edilmiş ve bunun yüzde 78,43 ü Birleşik Amerikada, yüzde 0,36 sı Felemenk müstemlekelerinde, yüzde 16,17 si Italyada ve yüzde 0,54 ü îspanyada elde edilmiştir. Ayni sene, pamuk 57,900,000 kental miktannda istibsal edilmiştir. Bımu müstahsil memleketler arasında şöyle taksim edebiliriz: Amerika % 49, Hindistan % 15,60, Çin fc 10.20, Sovyet Rusya %7,10, Mısır % 6,70, Brezilya %4,70, Meksika % 1, Peru % 1. Gene 1933 de istihsal edilen kauçuk 10,200,000 kental olup bunun yüzde 48 i İngiliz Malezyasına, yüzde 37,40 ı Felemenk Hindistanma, yüzde 7,80 i Seylâna, yüzde 2,80 i Britanya Borneosu adalarına, yüzde 1,902 si Hindiçiniye, yüzde 1,70 i Siyama, ve yüzde 1,10 u Hindistana isabet eder. Ve nihayet petrol, 1933 de 206 milycn 460,000 ton miktarında çıkarılmış bunun yüzde 59,50 sini Birleşik Amerika, yüzde 11,70 ini Sovyet Rusya, yüzde 9,80 ini Venezüellâ, yüzde 4,10 unu Felemenk, yüzde 2,80 ini Meksika, yüzde 1,10 unu Kolombiya, ve yüzde 1 ini de Arjantin varmiştir. Diğer iptidaî maddeler ikinci derecede ehemmiyeti haiz olduğundan ihsaî malumata burada nihayet veriyorum. Bunlar meyanında kurşunu, çinkoyu, kalayı, nikeli, manganezi, kromu, molibdeni tungsteni antimuanı, sonra yünü, ipeği, jütü, kenevir ve keteni; potaslan, fosfatları, grafitleri, civayı, asbesti ve nebatî yağlan saymakla iktifa ediyorum. Şimdi istatistiklerimizi tetkik edelim. İlk gözümüze çarpan şey, Amerikamn bu istatistiklerde birinci dereceyi tutmakta olduğudur. Amerika, madenkömürü, petrol, pamuk, kurşun, çinko, alelumum fosfatlar, sulfatlar ve molibdenler istih sali bakımından birinci derecede; demir, bakır, gümüş, ve yün bakımından ikinci derecede gelmektedir. Amerika ile mu kayese edilebilecek bir tek memleket vardır ki o da İngilteredir; bittabi, asıl İngiltereyi, dominyonlan ve müstemle keleri bir kül halinde hesaba katmak şartile. İnçilterenin iptidaî maddeler tedariki noktai nazarmdan dominyonlarm oy nadığı rol birinci plândadır. Meselâ Kanada, nikel istihsalinde adeta bir inhisara malıktir ve dünya nikelinin yüzde seksen dördünü istihsal eder. Amiant ve plâtin istihsalinde de birinci, çinko, tahta ve altın istihsalinde ikinci derecede gelir. Sahib olduğu muazzam bakır ve kurşun madenleri de ayn. Avustralya yün istihsalinde birinci, kurşun istihsalinde ikinci ve çinkoda üçüncü gelir. Bunlar da onlardan: 1 Yükselmiyen düşmez. Doğnıdur. Fakat yükselmeyiş de ebedî bir düşme değil midir? 2 Susuzun sudan vazgeçmesi nasıl mümkün olur? 3 Hekim istiğna ederse derd, dermansız kalır. 4 Kafes, mahpus kuş için daima karanhktır: Her tarafı pencare olsa dahi! 5 Dost ziyaretinden ölen hastaya deva ne yapsın? Not: Bu sözün acemcesi: «Mariz ra çü iyadet küşed deva çi küned» şeklinde olup bir hikâyeye müsteniddir ve hikâye de şudur: Biraz iyileşmeğe yüz rutan hastanın biri üç dört gün üstüste hücum eden ziyaretçilerin çokluğundan sıkıldığı bir demde içlerinden biri: «İnşallah yarın da geliriz. Şimdilik müsaade buyurun» demesi üzerine hasta: «Eğer böyle alayla gelinecekse bari haber verin de akşamdan ölmüş bulunayım» demiş! 6 Ne kan yutanlar vardır ki Şiraz şarabı tahayyül ederler. 7 Cahilin âlimle dizdize oturması, inci ile ipliğin yanyana gelmesine benzer: Ne inciye, göğsünden iplik geçtiği için noksan, ne ipliğe inciyi taşıdığı için şeref gelir! 8 Âlemde eza gören bilginlerdir: Rüzgâr meyvalı dallan kırar! 9 Güneşte kalmıyan gölgenin zevkini bilmez. 10 Çan kârvana kırgındır, fakat boyuna ötmemek elinde değil! 11 Bir mızrabla iki saz çalınmaz. 12 Seçkin olabilmek için seçen bulunmak gerek! 13 Sabah olunca gece unutulur. 14 Zevk medisinde nevhegerin (para ile ölüye aglıyanların) yeri yoktur. 15 Koparılmış gülü kokmaya kıyamıyanlar gonca hırsızı olamazlar. 16 Içleri dışlanna uymıyanlann yüzleri aynanın tersine, içleri camına. benzer. Hüner, bu aynalara tersinden bakıp görebilmektedir. ' 7 Gölgeden korkanz, güneşi tutmak isteriz. 18 Bu devirde güzel söze müşterî olanlar, fikir hırsızlandır. 19 Kudret kalmaymca ölüm hayattan aziz olur. Kanadsız kuş, başı neylesin? 20 Aybı bilmek gaybı bilmekten çok daha hayırlıdır. Not: Hersekîi Arif Hikmet şu beytinde bu fikre yaklaşır: «Azizim gel vücudünden haber ver Ne hacet gaybden ihbar edersin.» 21 Cehlin hâkim olduğu yerlerde sinekler hüma kesilir! 22 Kıymetten düşmemek istiyenler kimseyi kıymetten düşünneğe kalkışmamalıdır. 23 Körler arasmda sürme kullanmak gülüncdür. 24 Kulak kaşımak için bir parmak kâfidir. 25 Mabudu para olan âdemin Kur'anı sikke yazısıdır. Mevlidi Nebevî münasebetıle Hayfada yapilan merasimde onbinlerce Arab; omuzlarında şanlı Türk bayrağı sokaklarda tezahurat yapmışlardır. Resimîerimte bu hâdiselerden iki safhayt tesbit etmektedir Londrada çıkan Great Britain and th« East mecmuası Yakınşarktan bahisle yazdığı bir makalede diyor ki: «Şimdi resmen hal ve tesviye edilen îskfcnderun meselesinin bais olduğu ger ginliğe rağmen Türklerle Arablar ara smda samimiyetin artmakta olduğuna delâlet eden alâmetlerin peyda olduğunu memnuniyetle müşaVıede ediyoruz. Artık bir gizli sır değildir ki bu iyi cereyanm meydana gelmesine Londra yardım et miştir. İngiltere Kralının tac giyme me rasimine iştirak için Türklerin ve Arab lann mümtaz devlet adamlan Londrada toplanmıştı. îngiltere ise eski Osmanlı împaratorluğundaki hem hâkim milletin, hem de buna vaktile tâbi bulunmuş ve şimdi aynlmış olan halklann dostudur. Maverayi Erdünün başında bulunan Emir Abdullahın, memleketine Türkiye tarikile avdet etmeğe karar vermiş olması Arabların Türklerle çok sıkı temasta bulunmak arzusunu ispat eden bir delil teşkil ediyor. Emir Abdullahın bu hareketi güzel bir misal teşkıl ediyor. Umid ederiz ki In gilterede bulunan diğer mümtaz Arab şefleri dahi Emir Abdullahın hareketini kendilerine örnek ittihaz edeceklerdır. Şurası muhakkaktır ki Yakm ve Orta Şarkta sulh davası, uzlaşma ve anlaşma yolunda Londrada resmî ve gayriresmî olarak çalışılmaktadır. Yarm Londranın West Kensington kısmında Mornington caddesinde Prens Berar tarafından bir caminin temeltaşı vazedilecektir. Birçok senelerdenberi Pariste ve Berlinde cami bulunduğu halde her devlet ten ziyade islâm tebaası çok bulunan Ingiliz Imparatorluğunun bu cihetten geride kalmış olması hayrete şayandı. îngil tere ile islâm âlemi arasmda samimî münasebat bulunması için çalışan herkes Londranın bu yeni camisine karşı iyi temennilerde bulunacaklardır. olduğu halde Türkiye ve Balkanlar Vaktile birbirinin biaman hasmıyken şimdi eski yaralan unutmak hususunda tuttukları yol büyük devletler için de biı misal teşkil ediyor. Esasen bütün Balkan yarımadası Avrupanın emniyet ve itimadına lâyıktır. Balkanlı milletlerin sulh uğrunda tuttukları gayyurane ve muvaffakiyetli yol Avrupada iyice takdir edilemiyor. Bir zaman Avrupanın cenubu şarkisi sulhu sevenleri meyus ediyordu. Şimdi ise garb âlemine bir nümune teşkil etme ğe çalışmaktadır. Atatürk, sözlerinde çok ciddidir. Türklerin tabirince «yanm ağızla» soz söylemez. Binaenaleyh İsmet İnönüne Atinada iken gönderdiği mesajda «Müttefık Balkan devletlerinin hududları tek bir hudud teşkil etmekte olduğunu» be yan etmiş olmaları ve bu hududlara tecavüzü düşünmekten hazer edilmesini de ilâve eylemeleri sırf nezaket olsun dıye söylenmiş boş sözler değildir. Avrupanın cenubu garbisindeki Tür kiyenin menfaatlerine taalluk eden bu kat'î beyanat bu sahadaki sulhun taraf tar ve mürevviclerini teşci edecektir. Çünkü bunlar pek iyi bilirler ki Türki yenin sözlerini pek çabuk fıliyat takib eder. Bu ihtisasata karşı Yunan Başvekili General Metaksas hararetli cevab verdi. Pek doğru olarak Yunanistanın kardeş millete karşı değişmez dostluk beslediğini bildirdi. Milletler Cemiyeti ve şarklı milletler Mısır Milletler Cemiyetine kendisinin liyakati eseri olarak kabul edilmiştir. Maahaza Mısırın iltihakı ile Milletler Cemiyetindeki şarklı milletlerin artmış olması ayrıca memnuniyete değer bir hâdisedir. Şimdi Milletler Cemiyetinde Türkiye, İran, Efganistan, Irak ve Mısır olarak şarklı beş islâm devlet bulundyor. İslâm olmıyan şarklı milletlerle beraber Milletler Cemiyetinde garblı ve şarklı milletler arasmda muvazene hasıl olmuştur ki bir falihayırdır. Artık Mıletler Cemiyetinin garblı devletlerin cemiyeti olduğu iddıa olunamaz. Esasen milletlerin şarklı ve garblı diye ayrılmsamın manası da pek kalmıyor. Meselâ Türkiye gıbi bir devlet Milletler Cemiyeti mües sislerinin mefkuresıni fevkalâde gayretle teyid etmektedir.» (Arkası var) Esrarengiz bir cinayet mi? Emniyet müdürlüğü ve Müddeiu mumilik esrarengiz bir cinayet ihbarı karşısında kalmışlardır. Bu ihbarı yapan Beşiktaşta bir tütün deposunda çalışan Osman isminde bir ameledir. Osman, Mevlud isminde birinin Siirdden yanma misafir gelen amcasınm oğlunu öldürdüğünü ve cesedi ortadan kaldırdığını ve bu vaziyeti tesadüfen öğrendiğini söylemiştir. Hâdise hakkmda, ikinci şube cinayet masası merken memurluğu kaldırıldığından birinci komiser Muzaffer tahkikata başlamıştır. M. TURHAN TAN Lâpsekide köy muhtarları için açılan kurs Şan konseri Lâpseki (Hususî) Koy muhtar ve kâtiblerine mahsus açılan kurs nihayet bulmuş ve çok iyi netıceler alınmıştır. Hükumet doktoru, jandarma kumanda Diyarbekir Kız San'at mektebinin sergisi Meşhur tenor, İvanço Evangelu. bir müddettenberi bulunduğu Italyada Mılânodan avdet etmıştir. İvanço Evangelu, Mılânoda profesör Emilıo Piccoli'nm nezdmde gayet güzel olan sesini bir kat daha güzelleştirmek için uzun müddet bulunmuştur. Malumdur ki, Pıccoli, İtalyan tenoru Tito Skipa'nın da muallirnidir. M. İvanço'yu bu sefer arkadaşlan R. de Marchi. İ. Kanzelüdis ve Matmazel Adamantıdıs'le birlikte 14 hazıran 1935 akşamı saat 9 da Casa d'İtaha'da dinliyeceğiz. Kendisini zaten Hilâliahmerin n;, müstantik, tapu, nüfus ve maarif me geçen seneki kermesinde ve Maksimde murları kurs müdavimlerine mesleklerine verilen tayyare balosunda işitmiş ve alaid dersler vermişlerdir. Gönderdiğim re kışlamıştık. sim kurs görenlerı göstermektedir. Programda Danizetti, Puccini, Cilea, de Curtis ve Schubert'in eserleri mev cuddur. Emniyet müdürlüğü tarafından Heybeli polis komiserliği hakkanda tahki kata başlanmıştır. Tahkikata sebeb, çamlıkta bir kadınm taarruza uğraması ve taarruza uğrıyan kadının karakola şikâyet etmek için gittiği vakit karakolu bir saat boş bul masıdır. Mütearrız yakalanmış ve bu • nun daha böyle beş sabıkası olduğu anlaşılmıştır. Heybeliada çamlarında bir kadına tecavüz edildi Harab bir köy o" senede büyük bir şehir oldu Danimarka Hariciye Nazıri Berlinde Berlin 6 (A.A.) Danimarka Hariciye Nazırı Munch, dün bir saat kadar von Neurath ile görüşmüştür. Alman Ha riciye Nazırı Munch'in şerefine bir öğle yemeği vermiştir. Danimarka Hariciye Nazırı bugün Kopenhag'a gidecektir. ı M. Turhanın eserleri Diyarbekir (Hususî) Altı ay önce kurulan Diyarbekir Akşam Kız San'at mektebi ders yılı bitimi münasebetile yeni Halkevinde bir sergi açtı. Serginin açılma töreninde Birinci Genel Enspektör Abidin Ozmen de bulundu. Kızlarımızın altı ay gibi kısa bir devre içinde hazırladıkları eserler pek büyük bir takdire mazhar oldu. Kız San'at okulu için Urfakapı civa rında yapılmakta olan yeni bina yakında ikmal edilecektir. Gönderdiğim resim mektebe mü davim genc kızlarımızı tertib ettik leri sergisinin salonunda grup halinde göstermektedir. 1 Kadm Avcıs. 2 Cem Sultan. 3 Timurlenk. 4 Tarihte Tiirkler için büyük sözler. 5 Akmdan Akma. Bunlar, tarih ve edebiyatseverlerin kitabhanelerini süsliyecek s bir koleksiyon teşkil eder. Btiytik bir Polath (Hususî) On yıl önce yirmi evli harab bir köy olan Polatlı bugün sekiz yüz evli, iki yüz dükkânlı, müte addid otelli ve mektebli büyük bir kasabadır. Yurdun hemen birinci derecede buğday ambarı denılmeğe lâyık olan Polatlı geçen yılki mahsulden üç bin vagon buğday ve arpa sevketmiştir. Bu nun ehemmiyetini nazarı itibara alan Ziraat Vekâleti de kasabayı büyük bir silo yapmakla süslemiştir. Evlerinin artması, ticaretinin artma kasaba haline gelen Polatlıdan muhtelif manzaralar sile de zenginleşen Belediye, bazı cad deleri kaldırımlatmakta, pazar yeri ve fidanlık tesis etmektedir. Polathlılar şirin kasabalarmdan geçmekte olan şehirlerarası telefonundan istifade etmenin yollarını da aramaktadırlar.