7 Haziran 1937 CUMHURİYET SON HABERLER TELEFON TELGRAF Hâdiseler arasında Asfalt sarhoşluğu rtık, «Maslak faciası» terkibi, klâsik ve meşhur bir trajedi adı gibi klişe halme geldi: Facia kelimesi Maslağı, Maslak kelimesi faciayı hatıra getiriyor; cehennem kuyulanndan birinin ağzı gibi ölüme çıkan bu meş'um geçid, her sene bizden kurban istiyor ve doymak bilmiyor. Belediye kazalan önlemek için elinden gelen herşeyi yaptı: Ağac ları boyadı, yol üstüne işaretler koydu ve o civarda bir «eyrüsefer noktası kurdu. Bundan ötesi şoförün mesuliyet çerçevesi içine girer. Şoför, parçalanmak ihtimaline bedel olsa bile, bir türlü süratin cazibesine mukavemet edemiyor. Niçin? Çünkü şehrin batak yollarından arabasını kurtarıp da biraz temizce ve düzgünce bir şoseye giren ber şoför, farlana varmadan, bir asfalt sarhoşluğu duymıya başlar. Donmuş bir yağ tabakası üstünde kayar gibi hiç sarsıntı vermeden kayan arabası içinde bütün vücudünü bir afyon gevşekliği sarmıştır. Gövdesini tuzla buz ediyormuş gibi sarsan şehrin kaldınmlanndan kurtul mak, onun biraz evvelki sersemliğini tatlı ve derin bir asfalt sarhoşluğuna çevirmiştir. Artık parçalanacağını da bilse güzel bir yolda ölrrrek hasretile frenleri koyuveriyor. Maslak faciaları, hiç şüphesiz şo • förlerin sarhoşluklarından doğuyor; fakat rala, esrar veya eroin sarhoşluğu değil, medenî bir iştiyak ifade eden asfalt sarhoşluğu. \ v« TELSiZLE Alman havacılığı hakkında Göringin nutku «Alman kanı aktığı zaman, yapılan hakaret ancak kan dökülmek suretile tamir edilebilir Berlin 6 (A.A.) Göring, dün akşam Olimpiyad stadındaki açık hava tiyatrosunda hava müdafaası hakkmda bir nutuk söylemiştir. Prusya Başvekili, Alman hava müdafaa teşkilâtınm 12 milyon azası, 65.000 bürosu, 400.000 memuru, 2.400 muallimi, 5 milyon teknikçisi ve 3.400 mektebi olduğunu kaydettikten sonra, halka mahsus bir gaz maskesinin satışa çıkanldığını ve bu maskelerden birkac milyonunun hazır bulunduğunu bildirmiştir. Hatib, bundan sonra Deutschland hâdisesine telmih edrek demiştir ki: « Almanyanın korkutulabileceği zaman geçmistir. Biz tekrar kendimizin hâkimi olduk. Alman kanı aktığı zaman, yapılan hakaret ancak kan dökmek su retile tamir edilebilir.» Göring, erkekler cephede olduğu za man hava tehlikesi karşısında kadınlara düşen vazifeyi tebarüz ettirerek şunları söylemiştir: « Kadınlar, Romaya karşı yaptıkları muharebelerle bütün dünyayı hay rette bırakan büyük analarına lâyık ol duklarını isbat etmelidirler. Erkekler, öldüğü zaman, cenk arabalarile teşkil edilen bürcleri kadınlar müdafaa etmişlerdi. Milletlerin birbirlerile mücadelelerinde sinir buhranı geçiren kadıncıklara ihtiyacımız yoktur. Kadınların da cesur olmalan lâzımdır.» URDDAN AZIJ.AR Yazan: ismail Habib Aktör Bürhaneddin Fransada dolaşıyor Tanınmış san'atkâr Türk san'at hayatı hakkında konferanslar veriyor Fransanın Toulouse şehrinde intişar eden «La depeche» isimli gazete, aktör Bürhaneddinin orada verdiği bir müsa mere münasebetile, Türkiyeye dair bir makale neşrediyor. Dikkate değer bul ciuğumuz bu makaleyi iktibas ediyoruz. «La depeche» diyor ki: «Bugünkü Türkiyenin yaşayış tarzlarındaki değişiklikte ve modernleşmesinde, Fransız tesiri ne dereceye kadar rol oy namıştır? Son beynelmilel konferanslar ve bil hassa Boğazlara ve Iskenderun sancağı • na aid müzakereler, Avrupanın dikkatini Türkiye üzerine çekmiştir. Fransız Türk anlaşmasmın imzası keyfiyeti, bu iki millet arasında mevcud pek eski entelektüel münasebata, yeni bir veçhe, yeni bir hamle vermekten herhalde gerı kalmıyacaktır. Fransız tesiri, bir asra yakın bir za man evvel, Türk edebiyatında, hâkim bir tesir icra etmişti. O tarihte, bellibaşlı şaheserlerimiz, Türk muharrirleri tarafından tercüme ve taklid edildi. Fakat, o ta\Stenberi, dünya hâdisatı Türkiyenin vaziyetini derın tebeddüllere uğratmış ve Mustafa Kemalin kudretli eli, bu memleketi, garb hayatının icaba tına. âdatına doğru sevketmiştir. Fransız edebiyatı, siyasî inkılâbın bü tün bu teselsülü esnasında, Türk milleti nazarındaki prestijini muhafaza etmek ten hâli kalmadı. Bilhassa klâsik tiyatromuz, Türk ti yatrosu üzerinde derin bir tesir icra etti. Bu hususta, Fransız aktörü Sylvain'in şakirdi ve Mustafa Kemalin himayesindeki modern tiyatronun banısi aktör Bürha neddinin gösterdiği faaliyet bilhassa fe yizli semereler vermiştir. Aktör Bürhaneddin, elliden fazla modern ve klâsik piyes tercüme etmiş ve oynamıştır. Bunlar meyanında «Hasis», «Sefiller», «Napoleon» gibi eserler vardır. Bu yeniliğin, tiyatronun dinî engel lerle zincirlendiği, sahneye yalnız Ermeni kadınlannm çıkmasına müsaade edildiği bir memlekette ve millî tiyatro bir gölge e ziya oyunundan ibaretken vücude ge • irilmiş olması çok cüretkârane bir hare ketti. Aktör Bürhaneddin, Pariste. Lyonda, Marsilyada, Niste, Monte Karloda, Toulonda ve Bordeuxda konferanslar verdıkten sonra Toulouse'a gelmiş ve projelerine dair bize şu beyanatta bulunmuştur: Gedikler ve Yahniler cengi Gazi tepeler Kars muhasarası Kızıltepe baskınıGedikler zaferi Küçük Yahnideki cehennem Yetişen Hızır Yiğitlik ve devletsizlik Karsın cenubundaki tayyare meyda nındayız. Bir seddin tümseğinden bütün ovaya bakıyoruz. «Doksanüç» Harbinde isimleri şöhret bulan dağ ve tepe gibi kabank mevkiler yer yer hep çevre mizdedir. Yüzümüz şarka dönük, işte sağımızda Alacadağ, ovanın canubunda uzanan dağın ön tepesi hava boşluğuna bir çengel ucu gibi kıvrak bir kabartı resmediyor. Ve işte tam karşımızda ovayı şarka karşı kapıyan Büyükyahni ile Küçükyahni; birincisi sağda, ikincisi solda, ovanm göğsünden fırlamış yuvarlak ve şrşkin iki meme gibi. Bütün bu tepeler gazidir. 877 baharı. Ruslar hududu geçti. Bizim Kars kalesinde 36 taburumuz var. Fakat bu mühim kuvvet kötürür.ıdür, manevra cengi yapamaz, çünkü mekâri hayvanatı yok. Kumandan Ahmed Muhtar Paşa bu askerin otuz taburunu kalede müdafaaya bırakarak kendisi altı taburla Zivine doğru çekildi. Oıaiarda hiç yoktan seyyar bir orducuk yapıyor. Nerede hareket, orada bereket; bu cıva gibi oynak kuvvet işte herşeyi kurtaracak. Kars muhasarada. Kumandan Hüseyin Hami Paşa kendini Mehdi sanan zavalh bir adam. Kafası efsunlar ve örümceklerle dolu. Etrafını dalkavuklar al mış. Müthiş bir hafiye şebekesi. Namuslu adamlar casus diye astırılmaktadır. Fedakâr halk bir aydır hem dışarıdan hem içeriden iki ateş arasında. Ve kurnandanın hafıyelerı düşmanın güllelerınden tehlikeli. Muhasaranın 27 nci günü: Anadolu tarafından, çığlıklar haykırışlarla, bir seylâbdan kaçar gibi, bir zelzele içinden fırlamış gibi, silâhlannı yerlere atarak, zangır zangır Rus askerleri geliyor. Ne olmuş? Rus kumandanı Loris Melikof, Zivindeki Muhtar Paşaya karşı merkezden ve cenubla şimalden ayn ayrı üç kuvvet sevketmişti. Bizim 17 taburluk körpe ordu; üç kollu bir kıskaç içinde sıkıştırılıp mahvedilecek. Uçe karşı zayıfız, fakat herbirine karşı değil. Oyleyse tetik çekiç gibi bir tabiye; bir sağa, bir sola; bir onu vuruş, bir bunu. Halyaz, Horum. Zivin cenkleri; üç kol ayrı ayrı tepelenmiş; düşman işte Karsa doğru darmadağın kaçıyor. Kaçan asker Karsı muhasara edenleti de panikletip kaçırdı. Sıkıntı nekadar bü yükse sıkıntıyı atlatışın zevki de o kadar büyük. Kurtulan halk iki bayramı bir den yapıyor; düşmana karşı zaferin, hafiyeye karşı hürriyetin bayramı. Meugenede gibi ezik kalbler şimdi fiskiyeler gibi şakımaktadır. Karsı bırakan düşman cvanın ortasında, Kızıltepeyi merkez yaparak Gedikler hattına yerleşti. Karsı kurtaran biz de takib kudretimiz olmadığı için Alacadağın sırtlarına yerleştik. Kızıltepe tam karşımızda topamıcımsı bir dağ yavrusu gi bi. Haftalar aylar geçti. Ağustosun 13 üne girilen gece. Meşhur Gedikler cengi başlıyor. Herşeyi karanlıkta hazırlamışız. Kızıltepeye baskın şeklinde hü cum edilecek. Orası kat kat siperlerle bir kale şekline konmuş. Ne siper, ne tabya; ateşten pervası olmıyan semen derler gibi saldırıyoruz. Son karanlıkla ilk aydmlığm titreştiği alaca zamanda tepeye bir şafak parçası gibi bayrağımızı diktik. bir zafer yerine büyük bir inhizam, bunların hepsi şu beceriksiz yüzünden öyle mi? Düşman yaklaşıyor, düşman yaklaştı, düşman... A, bak bak, hani oh deyip te nefes almayı en son kerteye bırakan Amerikan filimleri gibi işte düşman kuvvetleri apansız geriye çarkediyorlar. Meğer arazinin arızasından dolayı bizim henüz göremediğimiz Hüseyin Hami kuvvetlerini düşman daha evvel görmüş. Meğer onun bu kadar gecikmesi... Bı rak şunu, Kızıltepenin bizde olduğunu akhna sığdıramıyarak şaşkınca beklerken ancak gıden yaverlerden hakikati öğrenince harekete geçebiliyor. Neyse tepeyi yandan vuracak düşman şimdi onun kuvvetlerile cenktedir ve solumuz kurtulmuştur. Sol kurtuldu, merkez dayatıyor, fakat sağ? Cins atının üstünde, elinde dürbün, Kızıltepeden vaziyete bakan Muhtar Paşa .. Birdenbire yanıbaşında bir gülle, toz duman, patlıyan gülleden bir parça atın burnuna çarpmış, at fıldır fıldır dönerek sağrısı üstüne oturuyor. Bir ü zengi darbesi, cevherli at kendini topladı, kumandan gene elinde dürbün: Eyvah, sağ cenah paniklemiş kaçıyor. Muhtar Pasa burnu yaralı atla doludizgin Kızıltepeden aşağı koştu. Bereket süvari miralayı Ömer Beye; süvarilerini ava yatırarak kaçanlara karşı ateş vaziyeti almış. Panik durduruldu. Bir miktar ıhtiyat; bozulan cephe düzelmış, kumandan gene tepeya çıkmıştır. Bu sefer de ne görsün? Düşman en son ihtiyatile Hüseyin Hami kuvvetlerinin solunu çevirmemiş mi} Fakat korkuya maha! yok. İşte Kars kalesinde ihtiyatta bulunup evvelce hareket emri alan Ahmed Fazıl Paşa beş altı taburile tam vaktinde yetişerek solumuzu çevıren düşmanın sağını çevirdı. Aksam basıyor. Düşman bütün cepheden ricat etmiştir. Onun yetmis binine karşı kırk altı bin, ıkı vüz topuna karsı altmış top, hfr on güllesıne karsı bir gülle: Ged:kler cengini böyle kazandık. Bes hafta geçti. Düşman Gedıklarin öcünü almak için hertürlü hazırlığını yapmıştır. Biz onu Gediklerden atmîşlık, o da bizi daha ilerideki Yahnileıden atacak. 20 eylule girilen gece; sağ cenahı mızda birdenbire yıkılan büyük duvarlar gibi müthiş batarya gürültüleri. Düşman sağdan geliyorum diye bağırıyor, Muh*ar Paşa aîdanmadı, düşman bağırmadığı yerden, soldan gelecek. Solumuz Küçükyahni, oranın ku mandanı Kaptan Mehmed Paşadır; Gedikler cenginde Kızıltepeye miralayhkla ilkönce hücum ederek tepe üstünde mir liva olan Paşa; herbiri bes altı yüz mevcudlu yedi taburu var, beşi Yahnide. ikısi Yahninin ucundaki kücük tepede: hepsi üç bin kisi. Düşman bu üç bine karşı yirmi binle ve 94 topla saldırdı. İşte ilk hamlede taburlann binbaşıları şehıddir: kolağasılar binbaşı oldu; onlar da şehid; yüzbaşılar binbaşı oldu. Rütbeleri bir anda sıçrıyanlar, rütbelerin en üstündeki kızıl gülşene yaralarının yakutile bir anda ulaşıyorlar. Oraya Hüseyin Hami Paşa yetişecek. Yetişti. Fakat onun kuvvetleri Yahnideki düşmanı kavislemek isterken düşma nın ikinci bir kuvveti onu kavisledi. Haydi Ahmed Fazıl Paşa vaziyeti gene sen kurtaracaksın. Paşa kaledeki beş altı taburile işte yıldırım gibi iniyor. Hüseyin Paşayı çeviren düşmanı çevirecek Fakat bu sefer Gediklerdeki gibi değil, düşman bu sefer daha kuvvetli, düşmanın üçüncü bir kolu bu son kuvvetimizi de yan kavsine aldı. Boğaz boğaza cenkleşiyoruz. Bir gülle; Fazıl Paşanın bacağı >aramparçadır. Kahraman adam harbden, sonra da hayattan çekildi. Göring dizinden yaralandı Berlin 6 (A.A.) Göring, bir attan düşme kazası neticesinde dizinden hafıfçe yaralanmıştır. Kendısi mutad meşguliyetlerini terketmemiş ve dün akşam tayyarelere karşı sivil müdafaa mevzuu üzerinde söylemesı mukarrer olan nutkunu söylemiştir. Fransız Radikalleri İtalyan filosunun hükumete sadık büyük manevrası Fransız Harbiye Nazırı Blomberg 120 geminin söylediği bir nutukta iştirak ettiği manevrabunu teyid etti larda hazır bulundu SaintGuadens 6 (A.A.) Radikal sosyaüst fırkası tarafmdan tertib edilmiş olan bir ziyafetin sonunda bir nutuk söylemiş olan Harbiye Nazırı Daladier, bilhassa radikal sosyalistlerin demokratik cumhuriyete her zaman iman etmiş olduklarını ve halkçılar cephesi hükumetile sadikane mesai birliğinde bulunacaklarını söylemiştir. Mumaileyh, hükumet tarafından bir senedenberi yapılmış olan adilânc ve zarurî ıslahatı methetmiş ve radikal sosyalıst fırkasının pek kısa görüşlü muhafazakârlarm taarruzlarına karşı bu ıstahatı müdafaa etmeğe azrneylemiş ol duklarını ilâve eylemiştir. Hatib, netice olarak, hükumetin da hılî ve haricî sahalardaki icraatını sena ile sözlerine nihayet vermiştir. PEYAMİ SAFA Erzurum Sıvas hattı Çetinkaya istasyonunda birleşti Malatya (Hususî) Sıvas Erzurum hattı Malatya ile Çetinkaya istasyo nunda birleşmiştir. Malatyahlar ve Sı vaslılar, iki şimendifer hattmın birleş mesini büyük bir coşkunlukla kutlula mışlardır. Çetinkaya istasyonu davul larla civar köylerden gelen binlerce köylülerle dolmuştur. Sıvas Malatva hattı, 15 hazirands büyük merasimle resmen işletmeğe a çılacaktır. Açılış merasiminde Başvekil İsmet İnönü ve Nafıa Vekili Ali Çetinkayanın bulunması kuvvetle muhte meldir. Çetinkaya istasyonunda büyük bir imar faaliyeti göze çarpmakta, yeni ve asrî binalar, konforlu modern oteller yükselmektedir. Bu iki hattın iltisakile Akdeniz kıyıları yeni bir hatla Karadenize bağlan mıstır. Yeni bir Alman kruvazörü Berlin 6 (A.A.) 10,000 tonluk yeni bir kruvazör salı günü Amiral Reader'in huzurile Kiel'de denize indirilecektir. Roma 6 (A.A.) 70 i denizaltı gemisi olmak üzere 120 parça İtalyan harb donanması Napoli körfezile Gaete harb limanı arasında tatbikat talimleri yapmışlardır. Alman Nazırı Mareşal von Blomberg bu talimleri Amiral gemisi olan «Duc d'aoste» zırhlısından takib etmiş Atina 6 (A.A.) Atina ajansı bildiritir. Bu talimler, Mareşalin İtalyan or vor: dusuna ve bahriyesine yaptığı ziyaretleri Kesif bir halk kütlesi, meçhul askerin tamamlamıştır. mezarma bir çelenk koymuş olan Türk Bir ttalyan gazetesinin mütaleası bahriye zabıtlerile efradım hararetle alRoma 6 (A.A.) Havas Ajansı bil kışlamıştır. Yunan mızıkası, Türk millî marşını, Hamidiyenin mızıkası da Yudiriyor: nan millî marşını çalmıştır. Alman Harbiye Nazırı Mareşal von Gazeteler, Yunan Bahriye Müstejarı Blomberg'in Roma seyahati siyasî ba Papa Vassiliou tarafından Türk misa kımdan yeni hiçbir şey ortaya çıkarma firler şerefine çekilmiş olan ziyafette mış olmakla beraber Roma Berlin mih Türk Yunan dostluğu hakkmda teatı verinin resanetini teyid eylemiştir. Hiçbir edilmiş olan sözlerden bahsetmektedir. Papa Vassiliou, genc Türk bahriye zaaskerî ittifak imzalanmamıştır. Nasıl ki, bit namzedlerini selâmlıyarak ezcümle İtalyan Hariciye Nazırı Kont Ciano'nun şöyle demiştir: Berlini ziyareti sırasında da kelimenin es« Donanmalarımızm inkişafma. tenki manasile yeni bir anlaşma yapılma siltine fasılasız surette çahşırken sar mıstır. fetmekte olduğumuz müşterek mesaide Bununla beraber Kont Ciano'nun bu hep sizleri düşünüyoruz. Sizlerin sami mî ve devamlı teşriki mesaisi, hüku ziyareti iki memleket arasına günlük simetlerimiz tarafından Balkan Antantı yasî bir temas devrine Mareşal von Blom müttefiklerimizle sıkı bir tesanüd daiberg'in de Roma ziyareti erkânıharbi resinde hareket etmek suretile girişmiş yeler arasında devamlı bir noktai nazar olduğumuz muslihane icraatı tarsin etteatisine yol açmıştır. îtalyan Alman mekten başka bir netice veremez.» Türkiye sefiri Ruşen Eşref Ünaydm, dostluğunun ruhu gözönünde tutulursa, ezcümle şöyle demiştir: iki memleket arasındaki askerî teşriki met Genc bahriyelilerimizin meslek sai bir ittifak mahiyetinde olmasa da lerinin başlangıcındaki bu temasları onherhalde erkânıharbiyeler arasında sade ların ruhlarında hususî bir mevki işgal edecektir. Buna eminim. Birbirlerini bir anlaşmadan da fazladır. mütekabilen tanımak suretile müttefik Balkan memleketleri arasında yeni bir devre açmış olan bu mukaddes teşrık» mesai mirasını tesellüm edeceklerdir. Bu suretle daha genc yaşlarında iken bu nizamın muhafazasmın ayni zamanda umumî sulh sahasmda temayüz etmek demek olacağma kani olacaklardır.> Türk denîzcileri Dün Atinada Meçhul Asker abidesine çelenk koydular Berlinde Fransız san'at sergisî açıldı Açılış merasiminde Neurath, Göring ve Schacht hazır bulundular Sovyet Rusyada yeni tevkifat mı? Moskova 6 (A.A.) Ordu, parti ve idarede yeni tevkifat yapıldığı hakkın daki şayialar kafî surette yalanlanmaktadır. îngilizler ve Yahudilik davası Paris 6 (A.A.) Madam Genevieve Tabouis, Oeuvre gazetesinde diyor ki: «Mandalar umumî komisyonunun önümüzdeki temmuz ayının 18 inde Cenevrede içtimaı sırasında Büyük Bri tanya, dağlık arazi Arablara ve ovalar Yahudilere verilmek suretile Filistin arazisinin taksimini teklif edecektir. Bu suretle İngiltere. Yahudi milletine mevki vermekle Hitlerden bir korkusu ol madığım göstermek istemektedir.» Polonya Cumhurreisi Bükreşe hareket etti Varşova 6 (A.A.) Reisicumhur Moscicki, yanında Hariciye Nazın Beck olduğu halde öğle üzeri hususî trenle Bükreşe hareket etmiştir. Polonya Reisicumhuru Bükreşte Kral Karolu resmen ziyaret etmektedir. Moscicki dün Başvekil ile Hariciye Nazırı Beck te hazır bulunduğu halde Mareşal SmiglyRydz ile uzun bir mü lâkatta bulunmuştur. Berlin 6 (A.A.) Maarif Nazırı Rust, Fransa sefiri François Poncet'le Gö ring'in himayesinde olarak Fransa hü kumeti ve Prusya Güzel San"atlar Akademisi tarafından tertib edilen modern Fransız san'atları sergisini açmıştır. Açılış resminde ezcümle von Neurath. Göring, Schacht, Prusya prensi August Wilhelm, Fransız, îtalyan ve Sovyet elçileri ve diplomatlar heyeti hazır bu lunmuşlardır. Bu münasebetle söylediği nutukta François Poncet. demiştir ki: « Bütün kavgaların ve ihtilâflann ortadan kalkacağını zannetmiyorum. Fa kat ümid edilecek birşey varsa, o da bir gün bunları şiddete ve harbe müracaat ederek halletme şeklinden vazgeçileceğidir.» Serginin açıldığı Prusya Güzel Sanatlar Akademisi binası Alman ve Fransız bayraklarile süslenmiştir. Altın paniği Londra 6 (A.A.) «Peuple» ga zetesi, hükumet erkânile ingiltere ban kası direktörlerinin yarın fevkalâde bir toplantı yaparak bugünkü altın paniğine bir nihayet vermeğe çalışacaklarını yazmaktadır. Son on gün zarfmda 15 milyon sterling kıymejinde altm satılmış tır. Türk deniz zabitleri ve talebesi yarın grup halinde Akropolu ve müzeleri gezecekler ve akşam şereflerine Türk elçisi Ruşen Eşref Ünaydm tarafından Kifisia'da'Sesil otelinde verilecek ziyafette hazır bulunacaklardır. On beş kilometroluk düşman hattı, aSalı günü Aris mekteb gemisi zabitleri Türk arkadaşları şerefine gemide bir pansız göğsünden hançerlenmiş bir ejder resmi kabul tertib edeceklerdir. Hami gibi baştanbaşa dalgalı ihtilâclarla kıv diye, salı akşamı Korfu'ya hareket ede ranıyor. Kızıltepe kankırmızı. Alan vercektir. memek, veren tekrar almak için; almak Yeni Japon kabinesi karşı istiyenler yeni kuvvetlerle aıka arkaya sında Sovyet Rusya saldırır ve vermek istemiyenler onları saMoskova 6 (A.A.) İzvestiya ga pır sapır dökerken Kızıltepe kankırmı zıya döndü. Belli tepeye, yaklaşanı ya zetesi yazıyor: Yeni Japon hükumeti, irtica kuvvet kan bir alev gibi yerleşmişiz. leri arasında bir temerküz kabinesi sureFakat ne o? Bizim en solumuzdaki tinde telâkki edilebilir. Bizzat Başvekil Karayaldan düşman kuvvetleri tepeye Kanya'nm oldukça mutedil bulunan ef doğru kara bulut gibi ilerliyor. Halbuki kârına rağmen, Japon emperyalistliğının onlarla erken erken harbe tutuşması için bariz vasfı olan çok mürteci ve müteca daha geceden sol cenahımızdaki Hüseyin viz siyasetinde bir değişiklik beklenemez. Hami Paşaya hareket emri verilmişti. 30 nisan intihabatında Japon milleti Ah hantal paşa, battal paşa, lapa paşa, Hirota ve Hayaşi kabinelerinin takib enerede kaldın? Güneş boyuna yükseli dip bu yeni kabinenin de ayrılmak fik yor, düşman boyuna ilerliyor, yürekler rinde olduğu siyaseti kısaca takbih et boyuna çarpıyor; fakat bizim paşadan mişti. Japonyanın siyaseti mütecaviz ol haber yok. duğu nisbette milletin memnuniyetsizliKızıltepeden Muhtar Paşa ona yaver ği de artacaktır. Yeni kabine Japon üstüne yaver koşturmaktadır. Düşman ya'da sükunetin avdet edeceğini ifade etmez. Bilâkis *aponya'nın dahilî siyase kuvvetleri nihayet top menziline kadar tindeki tezadlar ve memleket vaziyeti da yaklaştılar. Tepeyi yandan vuracaklar. Bu kadar himmet, bu kadar kan; parlak ha vahim bir şekil alacaktır. « Maksadım, konferans vermek en ziyade, Fransız Türk entelektüel münasebatına dair bir hikâye silsilesi anatmaktır. Meselâ, bizdekı ismi «Nakişdıl» olan Fransız sultanı Aime Buc de Rivery'yi tanır mısınız? Bu kadın, Gaskonya körfezinde kor sanlar tarafından kacınlmış ve İstanbula getirilerek Birinci Abdülhamide satılmıştı. Onun zevcesi oldu ve İkinci Mahmudu doğurdu. Onun şahsî yardımile iki memleket arasındaki dosltuk bağları takviye edilmiş, Fransız medeniyetinin güzellikleri ve güzel memleketinizin cazibesi Türkiyede tanınmıştır. Bu menakıbe, projeksiyonla gösterilecek resimler ve vesaik de ilâve edeceğim. O devre aid dansları da, İstanbulun yüksek san'atkârlarından ve şark zarafetini temsil edecek olan dans yıldızı Bayan Seniye icra edecektir. Bayan Seniye yakında Türkiyeye dönecek, orada Fransız edebiyatı ve Fran sız san'atı lehindeki propagandasma devam edecektir. Zannederim ki konferansım, memle ketinizin şarkta ne yapmış olduğunu anlatmak itibarile dinleyicileri alâkadar edecektir.» Kendi hesabımıza, aktör Bürhaned dinin, dolaştığı diğer şehirlerdeki kadar burada da muvaffakiyet kazanacağını ümid ediyoruz. Onun, memleketimiz davası lehindeki fedakârane hizmetleri resmî makamatın nazan dikkatini esasen çekmiştir. Hükumet kendisine Akademi nişanı vermiştir. Bürhaneddin, Fransız hVaziyet feci, şu Küçükyahnile Kars sanı için verilen Montyon mükâfatını da arasına giren düşman bizi toptan Aras kazanmıştır.» vadisine atacak. Fakat ne o? Karstan tozu dumana katarak birşey geliyor. Hı Fazıl Paşa kuvvetlerile birleşerek Hüsezır gibi birşey. Günlerle evvel miralay yin Hami Paşayı kavisliyen çemberc Hakkı Bey Erzurumdan iki tabur ve iki çarptı, o da kalktı. Üçü birleşince fecirbatarya ile hareket etmişti. Karsa geldi. denberi tepeyi şehidliğe çeviren son çemBaktı ki Küçükyahnide harb var. Yor ber... İçiçe sıralanmış çemberlerin kıs • gunluğuna aldırmıyarak, hiç emir alma kaçlarını dışlanndan vura vura kırdık. dığı halde kendi emrini kendi vererek aSol kurtuldu, fakat bu sefer de Bü yükyahninin sağındaki Evliya tepesine yağının tozile Yahniye koşuyor. Bize Hızır gibi gelen düşmana havale gibi in doğru mühim düşman kuvvetleri ilerliyor. Eğer orayı ahrlarsa merkezimizle sol ccdi. İki bataryalı iki tabur, solumuzda son nahımız arasına girecekler. Bu, ordunun çemberi çeviren düşman koiunu yandan ikiye bölünüşüdür. Muhtar Paşa hemen ILutien sahifeyi çevirintz\ vurur, çember derhal kalktı. Bu kuvve