29 Mavıs 1937 CUMHURİYET SON TELEPON HABERLER TELCRAF HâdiseJer arasında Hatıralara dair aydar Rifat tarafından yapılan tercümesini evvelce sütunlarımızda okuduğu • nuz «İklimler» romanının muharriri Andre Maurois, ParisSoir gazetesindeki fıkrasında şu satırları yazıyor: «Bundan birkaç gün evvel, bir öğle yemeğinde, ecnebi devlet adatnla rının en natuklanndan biri, bize feci sergüzeştlerini anlattı ve Avrupanın istikbali hakkında bazı tahminlerde bulundu. «İçimizden biri: « Işte, dedi, bu gece hatıra defterime geçecek bir kon&ışma. «Başka biri: « Ben de bunu kaydedeceğim, dedi. «Demek ki bu galeyan ve gaile günlerinde, hâlâ, Öyle insanlar var ki, her akşam yatağına girmeden evvel, o gün şahidi oldukları hâdiseleri, yahud kalblerinin samimî hareketlerini kaydediyorlar. Buna memnun olu yorum, çünkü bu nevi hatıralar tarihin öz malzemesidir ve bir devrin geçtikten sonra yaşamasını temin eder.» v* TELSiZLE Almanya ne istiyor? Alman Iktısad Nazırı Dr. Schacht dün söylediği bir nutukta bunu açıkça izah ettk Paris 28 (A.A.) Yeni Fransız Al ] retmektedir. Bugün gerginlik dediğimiz gayritabiî man ticaret muahedesinin muvaffaki şeyin temelini Avrupadaki ekonomik vaziyet teşkil eylemektedir. yeti bilhassa Young ve Dawes istikrazları faizlerinin azaltılmasına bağlı bu Muhtelif Avrupa devletleri arasındaki îunduğu söylenmektedir. Çünkü diğer münasebatta muvazenin mevcud ol maması Fransız Alman münasebatım bütün noktalar halledilmiştir. da mühim surette müteessir ediyor. Zannedildiğine göre, Dr. Schacht. Dawes istikrazı faizinin yüzde 7 den yüz Harbsonu seneleri göstermiştir ki siyade 5 e ve Young istikrazı faizinin de setin o zaman kurduğu ekonomik bünyüzde 5,5 tan yüzde 4.5 a indirilmesini ye sağlam değildir. Ve iyi bir temele istemektedir ki bu sayede Almanya istinad etmemektedir.> Schacht verdiği cevabda Almanyayı takriben 30 milyon franklık bir tasarruf metalibatta bulunmaktan başka birşey temin etmiş olacaktır. Bu mesele, dün öğleden sonra Schacht j'apmamış olmakla muahaze etmenin doğru olmadığmı söylemiş ve demiştir ile Auriol arasmda görüşülmüştür. Bu hususta bugün Blum'le Schacht ki: arasında vuku bulacak mülâkattan son< Almanya şimdiye kadar hatta ra kat'î bir karar verilmesi beklenmek fazlasile müspet tekliflerde bulunmuştedlr. tur. Avrupa sulhunun garantisi ve Milletler Cemiyetine tekrar girmesi. Fa Almanyamn anlaşma şartı kat Milletler Cemiyeti bir cinayet mahParis 28 (A.A.) Alman Fransız Dostluk cemiyetinin reisi Scopini, Al kemesi değildir, bu bir istişare müesseman nazırı Schacht şerefine bugün ve sesidir. Bunun çerçevesi içinde milletler rilen öğle ziyafetinde bir nutuk söyli aralarındaki ihtilâfları halledebilirler. Bundan başka Almanya silâhların tah yerek demiştir ki: « Cemiyet Fransız Alman müna didi meselesi üzerinde de anlaşmağa asebatının tavazzuhuna yardım etmek made bulunduğunu söylemiştir.» Schacht, Almanyaya şekli üzerinde azmindedir. Biz hepimiz kaniiz ki yeni bir harb Avrupa için en büyük felâket anlaşılabilecek bir müstemleke faali olacaktır. 1914 harbinden aldığımız in yeti verilmesini ileri sürmüş ve Almansanî ders bizi dünkü düşmanlarımızla yamn Fransa ve bütün komşularile anolan münasebatımızı düzeltmeyi em laşma arzusunu teyid eylemiştir. .ıımıiMHinnnilltlinillllllllllllllllllllUIIIIIIIHininmımm»» Atina ziyaretinde enstantane görüşler Atinaya geldiğimiz zaman şehri al ve mavi renklere boğulmuş gördük. Her a dım başında iki milletin bayrakları kucak kucağa gelmişti. Şehir, bütün gece, bir ışığ çağlıyanı altında kaldı. Hele, Atinaya kuşbakışı bakan Akropol, sütunlarındaki en küçük hatlari bile tebarüz ettiren tenvıratile, karanlık şahikanın üzerinde beyaz bir küme alev gibi parlıyordu. Türk Başvekili için hazırlanmıs. olan donanma, san'atkâraneydi. Ismet Inönünün her göründüğü yerde kopan alkış tufanı, Türk Yunan dostluğunun, Yunan milletinin kalbinde en samimî köşeyi işgal eüiğinin bir ifadesiydi. Yunan hükumetinin, Başvekilimize karsı, en yüksek hürmet ve samimiyet dereceleri üzerinde gösterdıği misafirper verliğe, Yunan halkınm candan tezahüratla iştirak etmesini gene bu bakımdan memnuniyetle müşahede ettik. Ve anladık ki, bazı ecnebi gazetelerde, Yuna nistanın Balkan misakı aleyhine herhangi bir siyasî bloka temayül göstermekte olduğu hakkında çıkan haberlere kat'iyyen ciddî bir nazarla bakmamak lâzım geldiğine de kani olduk. Nitekim, Yu nan Başvekili Metaksas, Başvekilimizle yaptığı görüşmeler üzerinde, efkârı umumiyeyi tenvir etmek vaziyetini bir fırsat bilerek bu haberleri kat'î ve ciddî bir li Nüfus bir milyonu buldu. Halkın zengini fakiri eğlenceye teşne... Buraları az bile geliyor. *** Bununla beraber, Türistik bir şehir olmak istidadım taşıyan Atinada, hayat son zamanlarda pahahlanmağa başlamış. Hükumet bazı vergiler koymuş... Güm rüklerde tahdidatı artmış. Para isleri çok sıkı tutuluyor. Bütün bunlar, turist için olduğu kadar Atina için de aksülâ meller tevlid etmiş... Seyyah ziyareti hissedılecek derecede azalıyormuş... Çün kü, para getiremiyor. Getirdiği para da Yunan parasını kıymetlendirmek için çok nokranına bozuluyor. Eşya fiatlannda yüzde otuz nisbetindeki tereffü de bu para zaranna ilâve edilince Atinanın ucuzluğu lâfta kalıyor. v *r *r İHEM NALINA M1HINA Hay nankörler hay! ugünkü Cumhuriyetin başka bir Atinada donanma Asfalt yolların esrarı Atina sütununda Karadeniz vapurupahalılaşıyor Her tarafta türkçe Başvekilimizin nun başına gelenleri okuyacaksınız. Bu vapur, General Franco ziyaretinin mahiyeti Güzel bir veda sahnesi taraftan olup Madrid'de Türk sefarethanesine iltica edenleri Türkiyeye getirmek üzere Valansiya limanına gitmişti. İspanyol asilzadelerinden yedi yüz küsur kişi oradan vapura binmişler, fakat gemi hastaları, ihtiyarlan ve kadınlan Siragüza'ya çıkarmak için, bu limana gittiği zaman, kıyamet kopmuş. Mültecilerin hepsi İtalyaya çıkmak istemiş; güverteden kendilerini denize ve rıhtıma atanlar, yaralananlar bile oîmuş. Birkaç Türk tebaası müstesna olmak üzere, mültecilerin hepsi bu «Arzı mev'ud» a kavuşmuşlar. Allah selâmet versin! Nereye isterlerse oraya gitsinler amma, heriflerin nankörlüğüne şaşmamak kabil değil. Kimbilir, nekadar zamandanberi Türkiye sefarethanesine sığmmış ve böylece Türk bayrağınm himayesi altında canlannı kurtarmış, sonra da kendilerini almak üzere oraya kadar bir vapur göndertmek suretile devletimizi masrafa sokmuş olan bu adamlar, bir îtalyan limanına gelince, oraya çıkmak için biribirlerını çığnıyor, canlannı tehlikeye koyuyorlar. Türkiyeye gelmek istemiyorlar idiyse Türk sefarethanesine neden iltica ettiler, Türk vapuruna neden bindiler? Sonra da, hep birden zorla Siragü • za'ya çıkmak suretile devletimizin İspanyol hükumetine verdiği sözü tutmasına da mâni oldular. Çünkü askerlik çağında olanları da, Ispanya hükumetinin düşmanı General Franco'ya yardım eden îtalyaya çıktılar. Türk vapurundan kaçıp îtalyan toprağına iltica edenlerin zararı, bize değil; ikinci kafile olarak Madridde kalan hemşerilerine dokunacaktır. Ispanya hüku meti, ağlebi ihtimal, bunlann da ayni numarayı yaparak İtalyaya kaçmalarına ve sonra da Franco ordusuna iltihak etmeleri ihtimalne mâni olmak için, İspanyadan çıkmalarına müsaade etmiyecektir. Hulâsa, îspanyol mültecileri, bu densiz hareketlerile Türkün civanmerd yardımına lâyık olmadıklarmı göstermiş lerdir. Çek Başvekilinin mühim beyanatı Türkiyenin millî geliri yükseliyor «Tuna işi Fransız Ingiliz Bilhassa ticaret ve banteşriki mesai sahasma kacılık sahasında büyük bir inkişaf var girmiştir» Paris 28 (A.A.) Halkçı cephenin gazetesi olan «Le Soir» Çekoslovakya Başvekili Hodza ile Londrada Fransız ve îngiliz devlet adamlarile yaptığı müzakerelere dair bir mülâkatta bulunmuştur. Hodza demiştir ki: « İngiltere ötedenbcri menfi bir hat\ı hareket ittihaz etmişti, şimdi Londrada ytn\ bir zihniyetin hüküm sürdüğünü görinekle mes'udum. Tuna havzasının Avrupa sulhu için ne kadar mühim olduğu teslim edilmeğe başlanmıştır. Eğer merkezî Avrupa blokunun kurulması yani bütün bu devletleri ihtiva eden bir ekonomik teşekkül vücude getirilmesi istenirse, bütün Avrupa kıt'ası lehine olarak kuvvetli bir muvazene kurulmuş olur.» Hodza, Avusturyanın müsaid hattı hareketi ve Macar Başvekilinin de son beyanatı nazan itibara alınırsa Tuna memleketlerine aid ekonomik teşkilât işinin yakında büyük terakkiler göstereceğini söyledikten sonra şunları ilâve etmiştir: « Tuna meselesi Fransız Ingiliz teşriki mesaisi sahasına girmiştir ve bu iki memleket bu işe her an artan birinci derecede bir ehemmiyet vermektedir. Şimdilik mevzuu bahsolan şey bir taraftan Avusturya ve Macaristan ve diğer taraftan da Çekoslovakya, Yugoslavya, Romanya ve Bulgaristan arasında ekonomik bir teşriki mesai sistemi kurmaktır. Bittabi bu teşriki mesai daha şimdiden bir siyasî resanet ifade edemez.» Hodza, Italya ile Almanyamn da bu îşe müzaharet edecekleri ümidini izhar eylemiş ve bu iki devletin bunda büyük alâkalan bulunduğunu söylemiştir. Ankara 28 (Telefonla) Meclis içtimaının geçen celsesinde Sıvas meb'usu Şemseddin millî gelırın ne olduğu hakkında İktısad Vekilinden su! sormuştu. İktısad Vekili Bayar 1935 te tesis edilmiş olan Vekâlet konjektör servisinin memleketin millî geliri ve bunun muhtelif kısımlara ayrılış şekli hakkında tesbit ettiği rakamlan bugünkü celsede heyeti umumiyeye bıldırdi. Buna nazaran Türkiyenin millî geliri 33 34 senesinde 1,150,000,000 lira dır ve nüfus başına 73 lira isabet etmektedir. 34 35 senesinde 1,250,000.000 lira olan ve sene başına 78 lira düşen millî gelir 35 . 36 senesinde 1 milyar 350,000,000 liraya baliğ olmuş ve nüfus başına 82 lira düşmüştür. 1927 28 senesinde sureti hususiyede yapılan hesablar millî gelirin adam ba şma 1 1 7 lira düşecek şekilde 1 milyar 605,000,000 lira olduğunu göstermek tedir. Bu vaziyet gelirin buhranın şiddetile mütenasiben düştükten sonra tedricen ilerlemeğ başladığını göstermektedir ki ayni hal Avrupa memleketlerinde de vaki olmuştur. Millî gelirin muhtelif zümreîere tak keydediniz. simi şu şekildedir: Zürra, orman, av: 33 34 senesinde 360,000,000, 3435 senesinde 399 milyon, 3536 senesinde 395,000,000, endüstri ve elisleri: 3334 senesinde 180 milyon, 200,000,000, 215,000.000 (birinci grupa nazaran daha hafif bir yükselme vardır) Mesken gelirleri her seneye nazaran 60,000,000, 61,000,000 62,000,000, hizmet gelirleri 100 milyon, 102,000,000, 104,000,000. Garpta hemen her devlet adamı, her edebiyatçı ve san'atkâr, fırsat buldukça hatıralarını günü gününe kaydederler. Fransızcada «journal» adı verilen ve dünkü türkçeye «ruz name» diye tercüme edilen bu hatıraları kaydetmek, hele ömrün son yıl lannda neşretmek adeti bizde pek yoktur. «Hatırat» şekli altında yazı lan kitablanmızın çoğu, günü günü ne notedilmiş intıbalar ve fikirler değil, geçmiş zamanı senelerden sonra sanla tekzib etti. hatırlamak suretile bir oturuşta kale*** me alman eserlerdir. Hatıra edebiyaAiina, yazın çok sıcak oluyor. Bunun tımız bu nev'inde de zengin sayılmaz. için, resmî yerler ve ticarethaneler, saat Hafızamıza mı güveniyoruz ki on ikiden dörde kadar tatil yapıyorlar. içinde yaşadığımız hâdiseleri günü Bu saatlerde şehre adeta bir atalet çökügününe bir tarafa kaydetmiyoruz? yor. Halk, bu saatlerde siyes yapıyor ve Hayatımızın kadrini mi bilmiyoruz ki saat dörtten sonra hayat tekrar canlanı maziye karışan günlerimizin ve anla yor. Dükkânlar, bakkaliyeler, kazinolar, rımızın izlerini tesbit etmek istemi tütüncüler müstesna saat yedi buçuğa kayoruz? Tarihe karşı vazifelerimizi u dar açık kalıyor. Bu saatten sonra eğlennutuyor muyuz ki onu aydınlatacak ce zamanı gelmiştir. Yataklanmıza gir en samimî vesikaları kendi elimizle diğimiz saatlerde Atinalılar eğleniyorlar. hazırlamaktan kaçıyoruz? Büyük a Şehrin içindeki ve civarındaki eğlence damlarımızdan kaçı, şahidi, faili, yerleri tıklım tıklım dolu... Öyle bizde mes'ulü oldukları hâdiseleri günü gü olduğu gibi gece saat on birden sonra sonüne bir deftere geçirmişlerdir? «Hiç kaklar tenhalaşmıyor. Bilâkis, bu saat biri!» diyemem; fakat bunu diyebil lerde kalabalık artıyor. Herkes eğlence mem için inkâra cesaret edebileceğim yerlerine saat ondan sonra gitmeğe başeserlerin sayısı bir raf köşesini bile lıyor. Bu suretle Atinalılar, ılık yaz gedoldurmaz. celerini musiki, neşe ve ışık içinde uyanık İhmal! diyeceksiniz. geçiriyorlar. Çünkü, gündüz dört saatlik Şüphesiz ihmal; fakat bu ih siyes onlarm uyku ihtiyacını tatmin edi malin sebebleri nedir? Niçin düşün yor. müyoruz ki tarih bir milletin ve in *** sanlığın müşterek hatırasıdır ve in Balkan şehirleri içinde Atinanın yol sanların ayn ayrı hatıralarımn yeku lanna gıpta ederiz. Çünkü, bizde yol nu demektir. Büyük hâdiselerde kü meselesi, henüz şifası bulunamıyan bir çük bile olsa bir role sahib her a.da derddir. Fakat, Yunanlılar, bu işi mü mın kaydetmekten üşendiği bu hatı kemmelen halledivermişler. Atina ve Piralar, tarihin gecesinde parlıyacak renin içindeki ve civraındaki yolları kâkandilleri yağsız ve sönük bırakmak milen asfalt olarak yapmışlar. Biz hâlâ, demektir. Amavud kaldırımı üzerinde sekerken onKaydediniz, günü gününe kayde lar bu işte nasıl muvaffak olmuşlar. Mediniz, yarının çocuklan bu ihmali rak ettim, sordum. Muhatabım, Atinanın mazur görmiyeceklerdir, bunu da yerlisiydi. Dedi ki: Yunanistanda bulduğumuz canlı dostlukta, hudud yakınlığı, ırk münasebetleri, siyaset alâkalan gibi tesirlerin rolü bü yüktür. Fakat, Anadolulu Rumlann Yunanistana yerleşmesinden doğan dil kaynaşması da iki milletin anlaşmasında bir müessir olarak ele alınabilir. Nereye gitseniz, bir türkçe bilenle karşılaşıyorsunuz. Satıcı: Pende drahmi. dedikten sonra, arkadan: Beş drahmi. diye bağınnayı adet edinmiş ve türkçe burada ikinci bir lisan olmuş. Bu itibarla, Atinada bir Türk, vatanmdan haricde olduğunu adeta unutuyor. Ismet Inönünün Atinayı ziyareti bazılarının zannettiği iki memleket arasındaki dostluk bağlannı bir muayene mahiyetinde değildi. Ismet lnönü ile Me taksas, Atatürkün buyurduğu gibi (hu dudları bir olan) memleketlerinin müş terek siyasetlerini yeni vaziyetlere ve i cablara göre, bir gözle görmek ve bir kafa ile düşünmek için, yol üzeri olan Arinada buluştular ve konuştular. Ismet Inönünün parlak bir istikballe başlıyan ziyareti daha beliğ bir samimi yet içinde bitti. Bu bitişi şöyle bir dekor içinde zevkle ve heyecanla seyrettik: Gece, saat iki! Pire limanı uyuyor. Bir bahriye silâhendaz müfrezesi, resmî balodan çıkarak Güneysu vapuruna ge lecek olan Başvekilimizi bekliyor. Nihayet otomobillerin kuvvetli projektörleri göründü. Balonun kadınlı erkekli bütün davetlileri Türk Başvekilini uğurlamak için Pireye inmişlerdi. Rıhtım bir an içinde fraklı erkekler ve tuvaletli kadınlarla doldu. Mızıkanm sesi, mehtab içinde gündüz gibi aydınlık olan Pire limanına dağılırken iki Başvekil karşı karşıya duruyordu. Bir aralık, General Metaksasın, İsmet înönüne doğru kollannı açtığını gördük ve iki Başvekil, bir kardeş gibi uzun uzun öpüştüler. /. ARİF Ingiliz kabinesi çekildi [Baştarafı 1 ind sahifede] resine gelmiştir. Kralla Baldıvin arasında geçen mülâkat PEYAMt SAFA Almanya ile İtalya tahdidi teslihata hazırmışlar Bursa Belediye reisi istifa etti Bursa 27 (Hususî) Belediye reisi Cemil istifa etmiş, istifası kabul olun muştur. Ecnebi müesseselerden birisinin döviz kaçakçılığı yaptığı haber alınmış, Müddeiumumilikçe tahkikata başlanmıştır. Bugün Bursaya hafif, İnegöl ve havalisine şiddetli dolu yağmıştır. Bursada bir müsamere Bursa 28 (Telefonla) Bursa kız muallim mektebinin son sınıfı Necatibey Kız Enstitüsünün salonunda çok güzel bir müsamere vermiştir. Müsamerede başta Vali olmak üzere mümtaz bir kalabalık hazır bulunmuştur. Arnavudluk isyanı Tiran 28 (Hususî) Arnavudluk Başvekili beyanatta bulunarak Etem Totonun hiçbir yabancı devletten yardım görmemiş olduğunu tasrih etmiş ve asa yişin tamamile tesis edilmiş olduğunu ilâve etmiştir. Bir haftada yakalanan kaçakçılar Ankara 28 (A.A.) Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza örgütü, ıkısi ö'lü 49 kaçakçı, 411 kilo gümrük kaçağı, 88 inhisar kaçağı, 26 Türk lirası, bir tüfek, 13 mermi ile 15 kaçakçı hayvanı ele geçinniştir. En yüksek rakam olmasına rağmen di ğer kısımlardan daha az müterakki olan ticaret, banka, sigorta, inhisarlar ve saire gelirleri de şöyledir: Vaşington 23 (A.A.) îtalyan el33 34 senesinde 450,000,000, 34 çisi Suvich'in Hariciye Nezaretine yap35 senesinde 488,000,000, 35 36 senetığı ziyarete dair bura siyasî mehafilinsinde ise 514,000,000. de mevcud kanaate göre, İtalya ile AlBunun 27 28 senesinde Balkan dev manya kendilerinin tahdidi teslihata haletlerile mukayesesi şöyledir: Romanya zır olduklannı ve Avrupanın teskinine millî geliri 3,500,000,000, adam başına yegâne manianın İngiliz silâhlanması olduğu fikrini Amerikada uyandırmaya 177 lira. Yugoslavya 2,223.000,000, açalışıyor. Bu ziyaret de işte bu cümledendam başına 172 lira, Bulgaristan 526 dar. milyon, adam başına 101 lira. Şimalî AHariciye Nezareti italya ve Almanmerikanm ise ayni senede millî geliri yamn bu tezi hakkında henüz hiçbir fikir 168,200,000,000 liradır ki adam başına izhar etmiş değildir. Norman Davis ise 1384 lira isabet etmektedir. İngiltere Londradan şu kat'î kanaatle dönmüştür ki, Ingiliz silâhlanması ancak yarıda bu35,752,000,000, adam başına 784, Allunduğu bir sırada bir silâhsızlanma konmanya 36,500,000,000, adam başına feransı mevzuu bahsolamaz. 574, Fransa 19,736,000,000, adam baPetrol ve benzin fiatları şına 480, İtalya 9,309,000,000, adam Ankara 28 (Telefonla) Petrol ve başına 229 lira. benzin fiatları etrafmda yapılan tetkiklerde hazırlanmış olan kanun lâyihası Memleketimize aid rakamlar ziraat nın Meclise verilmek üzere olduğunu başta olmak üzere bütün gruplardaki yazmıştık. Lâyiha son bir defa olarak yükseliş memleketin iyiliğe doğru gittiği gözden geçirilecek ve kat'î şeklini ala nin maddî delillerinden biridir. Bütçe, caktır. Bu lâyiha ile benzin, petrol saBana mıhmandarlık eden arkadaşımla tışmda ve tasfiye işlerinin devlet inhiticareti hariciye vaziyetleri, iş hacminin sarına ahnamsı meselesi de derpiş edil konuşuyorum: artması ve banka hesablarınm olmayışı mektedir. Fakat henüz kat'î şekilde ka Bu kadar çok eğlence yeri var. rar verilmiş değildir. Bunlann hepsi işliyor mu, kâr ediyor mu? da inkişafın diğer delilleridir. İtalyanlar Amerikada bu kanaati yerleştirmeğe çalışıvorlar Hükumetin eline kalsaydı bugün bizde yol namına birşey bulunamazdı. Çünkü bizim hükumette fazla para yoktur. Atina ve civarı yollarının asfalt olarak inşası işi bir Amerikan grupuna verildi. Amerikalılar bu yolu, yapılan an laşma mucibince kendi sermayelerile yaptılar. Hükumet bu borcunu ödemek için asfalt yollarda muayyen mesafeler için araha başına bir resim almağa başladı. Yollar asfalt yapılmadan evvel Atinada ancak bir iki bin otomobil vardı. Bugün otomobil, otobüs ve kamyon miktarı yirmi bine yakındır. Yollar yapılmca nakil vasıtalarınm miktan nisbetsiz bir şekilde arttı. Bu artış neticesinde tahsilât ta tahminin fevkine çıktı ve hükumet borcunu ödeyiverdi.» Atina, yollarını böyle kazanmış. Or tada muvaffak olmuş bir tecrübe var. Bundan istifade etmek istiyenlere ne mutlu! Bize «darısı bizim başımıza» demek düşer. **# Istanbul, kahvesi en çok memleket olmak rekorunu artık Atinaya devretme lidir. Fakat şu farkla ki bizim, henüz klâsık ve iptidaî sahnesıni değıştırmiyen (kıraathanelerimiz) yerine Atinadakiler, Parisin meşhur kazinolanna bile taş çıkartacak bir güzelliktedir. Bu kahvelerin içinden ziyade dışı güzel.... Caddelere doğru yayılmış yağlıboya masalar ve hasır koltuklar bilhassa akşam saatlerinde tıkl;m tıklım doludur. Atina sinema, bar, lokanta ve tiyatro cihetinden de çok ileride... Son zamanlarda cephesi tama men renkli mermerden üç dört bin kişi alan muazzam bir sinema yapmışlardır. Londra 28 (A.A.) Kralla Baldvvin arasındaki mülâkat yanm saat sürmüştür. Neville Chamberlain, Baldwin'in mufarakatinden birkaç dakika sonra Buckingham sarayına gelmiştir. Chamberlain, Başvekil tayin edilmesi üzerine Kralın elini öpmüş ve yeni kabineyi teşkil etmek için lâzım gelen tedbirleri alacağmı söylemiştir. Baldvvin, Dovvning Street'e avdet ettiği zaman halk kendisini uzunuzadıya alkışlamıştır. Baldwin bugün Chequers'e giderek Londrada Caton Square'de yeni yaptırdığı ev bitinciye kadar orada zevcesile birlikte istirahat edecektir. Bir müddet sonra tatil müddetini her zamanki gibi zevcesile beraber AixLes\Başmakaleden decom] Bains'de geçirecektir. mağı düşünmekliğimiz bile yanlış olmaz. Baldwin, sene sonundan ev'vel halka Müddetin şimdiki derecesini hep ondan hitaben bir nutuk irad etmiyeceğini bilsonra orta tahsil geliyor ve onu da lise dirmiştir. takib edecektir düşüncesidir ki boyle Kral ve Kraliçenın Baldıvine tahdid eylemiştir. Bir çocuk ki ilk tahhediyeleri silden ileri gidemez, programın üsttarafLondra 28 (A.A.) Kral ve Kralarınm ona göre ne hükmü vardır, ne de liçe, Baldvvin'e imzalı fotografilerini hemanası. Bu çocuğa daha etraflı ve bil diye etmişlerdir. hassa ameliliğile faydalı müstakil bir Baldıvin kont oldu ilkmekteb programı yapmağa mecburuz. Londra 28 (A.A.) Kral tarafınUzun söze tahammülü olan bu mev dan tevcih edilen rütbe ve ünvanlar listezuu bugünlük hepimizin gözlerinde can sinde, bilhassa Baldvvin Kont ünvanını landırmak için millî meşgalesinin çoğunu almıştır. Mme. Baldvvin, Britanya İmziraat teşkil eden Türkiyemizde ilk tah paratorluğu büyük salib rütbesini almışsile, çocuklan daha ileri bir ziraat fikir tır. Walter Runciman, vikont olmuşve imkânlarile yetiştirecek, yepyeni bir tur. şekil ve yepyeni bir program tanzim et Baldvvin'e kontluk ve Mme. Baldvvine mek ihtiyacında olduğumuzu teslim et büyük salib rütbelerinin tevcihini bu sabah memeğe imkân yoktur kanaatini ileri sü Krala, yeni Başvekil Neville Chamberreceğiz. İtiraf edelim ki şimdiki ilk tah lain tavsiye etmiştir. silin bu bahiste oynamak iddiasında bulunabileceği hiçbir rol yoktur. Bizce bu împaratorluk konferansında büyük eksik ve büyük yanhştır. millî müdafaa meselesi İlk tedrisatta büyük bir inkılâb lüzumuna dair İ Londra 28 (A.A.) Reuter ajansının öğrendiğine göre, împaratorluk konHastabakıcı hemşire mektebi feransı millî müdafaa işlerinin elbirliğile tanzimini esas itibarile kabul etmiş olmakAnkara 28 (Telefonla) Askerî hasla beraber, dominyonlar bu babda kat'î tabakıcı hemşire mektebi kurulması hakkında bir kanun projesi hazırlan hiçbir taahüde girişemiyeceklerini açıkça anlatmışlardır. ^ ^ mıştır. Gülhane Tatbikat mektebinde açıla Mes'ud bir nişan cak olan bu mektebde Kızılay HastabaMerhum îzzet Paşanın kızı Adaletle kıcı hemşire mektebinin esaslarına uy Galatasaray kulübü reisi ve İnhisarlar gun tedrisatta bulunulacakhr. Umumî Müdürlüğü Fabrikalar müdürü Mektebin birinci sımfında okuyan Saim Pamirin nişan merasimi Suadiyelara 120, ikinci sınıfmda 130, üçüncü sı deki köşklerinde aile dostlarının huzumfında 150 kuruş ceb harclığı verile rile yapılmıştır. Saadetler dileriz. cek, iaşe ve ibateleri temin edilecektir. YUNUS NAD1