29 Mayıs 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Mayıs 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 29 Mayıs 1937 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihi tefrika : 133 Yaaean : M. Turhan Tan Tercüme ve iktibas edilemez) Osmanlı tarihinin en hicab verici bir sahifesi! Şehzade Mustafayı baba otağında bekliyen, bizzat babasının oraya ikame ettiği bir cellâdla yedi dilsiz katildi Şarkî Erdün Emiri büyük Fatih cinayetinin mah merasimle karşılanacak Bütün hükumet memurYarın sabahki ekspresle şehrimize gekemesine dün Ağırce lecek olan Şarkî Erdün Emiri Altes ları bu tenzilâttan Abdullahm karşılanılması merasimı zada başlandı istifade edecek hakkında Vilâyete bir program gelmiş Martm 25 inci gecesi Fatihte Ali Receb admda 1 7 yaşlarmda bir gene, sabık İnhisar memurlarmdan Osman Nuriyi bıçakla yaralamak suretile öldürmüştü. O sırada maktulün kansı 22 yaşlarmda İrfanın bu gencle seviştiği hakkmda bir şüphe uyanmış, katille beraber suça iştirakten dolayı maktulün kansı İrfanla annesi îfakat de Adliyeye verilmişlerdi. Bunlann muhakemesine dün Ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Okunan tahkikat evrakına göre Ali Recebin bu cinayeti İrfan ve îfakatin himayeleri ve teşvikleri altında ve canavarca bir hissin tesirile ve tasarlıyarak yaptığı zikrediliyor ve maznunlann idamı isteniyordu. İrfan, mahkemeye en küçüğü kundakta olmak üzere 3 küçük çocuğile gelmiş olduğundan bunların maznun sandalyesine oturmalarını muvafık bulmıyan riyaset makamı çocuklardan ikisini samiin arasma koydurduğu iki sandalyeye oturtmuş ve duruşmaya başlanmıştır. Receb, lâkayd bir tavırla cinayetini şöyle nakletmiştir: « Osman Nuri, ötedenberi benim peşimde dolaşıyordu. Fakat ben onun hakikî maksadını açıkça sezememiştim. Evine aldığı sebze ve saireyi götürmek üzere beni evine yollar ve ben de kapıdan bırakır dönerdim. Vak'a gecesi borcumu vermek üzere gittiğim zaman rakı içiyordu. Otur dedi, oturdum. Bana rakı içirmek istedi, içmedim. O, üstüste bir iki kadeh attıktan sonra elini belime attı. Ben derhal ayağa kalktım. Bu sefer de beni öptü. Ben silkindim, kaçmak isterken bacaklanma sarıldı. Ben de, dört senedir yangınyerinden geçtiğim için ihtiyaten yanımda taşıdığım kamayı çıkanp kollanna sapladım. O «ah» dedi, fakat buna rağmen tecavüzlerine devam etti. O benden kuvvetliydi. Namusum tehlikeye düşünce kamamı göğsüne sapladım. Biz merdivenlerde yuvarlanırken kadmlar da kapıyı açtılar, onlara tir. Altes Abdullahı Edirne hududunda karşılamak üzere Hariciye Vekâleti şeflerinden Kudret Erbey şehrimize gelmiş ve dün akşamki ekspresle Edirneye gitmiştir. Altes Abdullahı, yarm sabah Sirkeci istasyonunda îstanbul Valisi, muavini, Emniyet müdürile İstanbul Mevki ve Merkez Kumandanları ve bir bando mızıka ile askerî müfreze karşılıyacak ve istasyon Erdün ve Türk bayraklarile donanacaktır. Emir Abdullah istasyona çıktıktan Bonra hazırlanan otomobille doğruca Perapalas oteline giderek öğle yemeğini orada yiyecek, müteakiben şehri gezdikten sonra akşam üzeri Denizyollarının Sakarya motörile Haydarpaşaya geçe cek, orada da askerî merasimle karşılanarak Ankara ekspresine bağlanacak hususî vagonla Ankaraya hareket ede cektir. İdamları istenen katil maznunları Emir Abdullah Vapurların nısıf ücretli biletleri İspanyadaki harb srî silâhlann tahribkâr tesirine bakarak İspanyadaki dahilî harbin birkaç ay içinde kat'î bir neticeye varacağı hakkında yapılan tahminler isabet etmedi. Muhtelif cephelerde harekâh harbi yerine mevzi ve siper harbinin kaim olması kanlı boğuşmayı uzatmaktadır. Şimdilik bellibaşlı harekât harbi havanın ve mevsimin fevkalâde müsaid olmasına rağmen, şimalî îspanyanın Atlas Okyanus sahillerine münhasır bulunuyor. General Franco'nun başlıca muavini Genera! Mola İspanya ihracatımn yüz yetmiş beşini temin eden fosforsuz demir madenlerini ihtiva eden Bilbao'yu iyice sıkıştırmıştır. Burasının sukutu General Franco'ya bütün İngiliz çelik fabrikalannuı yegâne ham madde kaynağı olan maden havzasını temin edecek ve iktısadî cihetten çok büyük faydalar verecekse de harbi durduracak kadar kat'î bir tesir yapmıyacaktır. Binaenaleyh İspanyada iki taraf da Akdenize müvazi sahada bir kış harbine hazırlanacaklardır. İspanyadaki harbin uzayıp gitmesinden en ziyade İngiltere endişe ediyor. İngiltere, burada ne komünistlerin, ne de faşistlerin üstün gelmelerini arzu etmemektedir. Çünkü her iki şıkta dahi Akdeniz müvazenesinin bozulacağından ve Avrupanın garbinde yeni bir Lokarno misakile ıslahını arzu eylediği vaziyetin büsbütün altüst olacağından korkuyor. MÜTEFERRÎK Hamidiye mekteb gemisi Haziranın üçünde Yunan ve Yugoslav limanlarını ziyaret edecek olan Hamidiye mekteb gemisinin hazırlıkları ikmal edilmiş ve gemi Haydarpaşa açıklarm da demirlemiştir. Bununla beraber vakarını bozmadan yürüdü, otağa girdi ve artık herşeyi unut« Bağınrsanız, sizi de doğrarun, jamuştu, yalnız babasını düşünüyordu ve yed polisler gelirse, hırsız vurdu, deyin, feveran haline gelen kalbî iştiyaklarını, dedjm ve kaçtım.» kudretli babasının elinden alacağı tek bir Maznunun zabıtada ve sorgu hâkim busede söndürmek ihtiyacına mağlub olaliğinde verdiği ifadesi okundu. Oradaki rak ileri atılmak istiyordu. Hayret. O koca otağda kimse yoktu. ifadesi buna uymuyordu. Buna karşı da: « Zabıtada tazyik edildim. SorguBabasının yeri boş, serili ehramlar boş da da sorgu hâkimi ne dediğimi iyi anlave her taraf boştu. Mustafa, derin bir boşluğa atılmış gibi sersem sersem dört mamış olacak, yanlış yazılmış» dedi. Maktulün kansı İrfan da vak'ayı kısaIztırabı, verdiği karan hızla yapama yanına bakınırken gözüne otağı ikiye böca şöyle anlattı: maktan doğuyordu. Ne vicdanî muhake len atlas perde çarptı ve babasının bu « Vak'a gecesi rakı sofrasını ha melere temayül ediyordu, ne insanî şef perde arkasında bulunduğuna hükmedekat hislerine benliğinde yer veriyordu. rek oraya doğru iki adım attı. Lâkin he zırladık. Kocam bize «siz istirahatinize Şuursuz denilecek bir vaziyette intikam define varmadan perde kendiliğinden çekilin» dedi, odamıza girdik. Biraz sonsabahını bekliyordu. O, bu korkunç inti açıldı ve yedi dilsiz, ellerinde birer ke ra uyumuşuz. Gürültü ile uyandık. Ka pıyı açınca Ali Receble kocamm boğuşzar saatleri içinde bir «baba» değildi, mend, karşısına dikildi. hatta insan değildi, yalnız tahtına, taEli öpülecek babanın yerini katiller tuklannı gördük. Receb kocamı vurdukcına suikasd yapılmak istenildiğinden do alıyordu, içine atılmak istsnilen sıcak tan sonra bizi bıçağile tehdid etti. Biz de layı gururu kırılmış, ihtiraslan yaralan baba kucağına bedel ölüm kuşaklan a polisler gelince korkudan «hırsız vardı» dedik. Kocam ötedenberi gene çocuklara mış bir Padişahtı. çılıyordu. karşı yufka yüreklidir. Benim değil, koNihayet sabah oldu. Ihk bir eylul güMustafa, bir saniyede hayretten dehcamm Ali Receble münasebeti vardır.» nünün ilk ışıklan otağa doldu. Doğan şete geçmişti ve ihtiyarsız haykırmıştı: güneş, Hünkân ayakta bulmuştu ve günMaktulün kaynanası 60 yaşlannda Baba, baba, beni öldürüyorlar, düzün nuru onun yüzüne gene kayıdsızlık İfakat de vak'ayı şöyle anlattı: beni boğuyorlar!. maskesini geçirmişti. İhtiyar adam, sahte « Damadım o gece Ali Receble beOlüme mahkum şehzade, aralık gibi tebessümile herkesi aldatarak: «Oğlumraber gelip rakı içmeğe başladılar. Ben dan ne haber?» diye etrafına şefkatli bir duran perdenin içeriden sımsıkı kapandı namazımı kılıp yattım. Gürültü ile uyanğını görür gibi oldu, yeniden dehşete kababa tahassürü döküyordu. pıldı. Lâkin feryadını tazelemedi, taze dığımız zaman boğuşuyorlardı. Bizi bı Mustafa, bu hasreti gidermekte istical liyemedi. Çünkü kemendler, havada ku çakla korkuttu. Polislere «hırsız geldi, deediyormuş gibi karargâha erken geldi, caklaşan bir yılan kümesi gibi ıshklar ça dik.» babasının otağına yakın bir yerde otağ Vak'adan sonra maktulün elbiseleri larak, birleşip ayrılarak başı ucunda dökurdurdu. Bütün ordu onun gelişini alnüyor ve ölümün soğuk nefesi yüzünde îfakat tarafından saklanmıştı. Bunun sekışlamış, on binlerce baş önünde eğilmış bebi kendisinden sorulunca şu cevabı dolaşıyordu. ve bütün çadırlar şerefine donatılmıştı. verdi: Bu vaziyette uğraşmak, ölümle penEğilen başların başında Rüsteminki varçeleşmek ve ölüme kılavuzluk eden şu « Çocuklar «babamızı isteriz» diye dı ve onun daha bir gece önce ihanet nükyedi dilsizi tepelemek lâzımdı. Yavuzun ağlamağa başlaymca elbiseleri yatağa soteleri sıralıyan dudaklan herkesten önce torunu bu lüzumu merdce kabul etti, ka kup onları «işte babanız burada» djyerek şehzadenin eline buseler kondurmuştu. til babadan merhamet dilenmekten bir avuttum.» Mustafa, kendi otağında dinlendiktcn Duruşma esnasmda ifadelerin birbirini ve üstünü değiştirdikten sonra babasmm saniye içinde vazgeçti, kendi gücüne gütutmadığı ve birinin söylediğini diğerinin huzuruna çıkmak için hazırlandı. Hün venerek «llâdlarla boğuşmıya girişti. (Arkası var) tekzib ettiği anlaşılıyordu. Neticede ek kâr, koca bir ordunun yüreğinde taht kuran oğlunu beklediğini Rüsteme bildirirken pek tantanalı merasim yapılmasını Bir tren memurunun emrettiğinden vezirler, kazaskerler, ça durustlugu vuşlar, ordu erkânı o devirde büyük üniNafıa Veküimiz Ali Çetinkaya son seforma sayılan kavuklan bşalarına, renk yahatlerinden birinde bir tren memururenk kürkleri sırtlarına geçirmişlerdi, şeh nu şayani dikkat bir şekilde tecrübe etzadeyi, otağmdan alıp babasının yanına miştir. getirmişlerdi. Ali Çetinkaya, başında bir kasket olMustafa heyecan içindeydi, şevketlu duğu halde trenin üçüncü mevkiine ove kudretlu babasının kendisini ne suretie turmuş ve bir müddet sonra ikinci mevkabul edeceğini kestiremiyerek için için kie geçmiş ve buradan kendisini kaldırtelâş ediyordu. Fakat kendisine bir Pa mak istiyen tren kontroluna kendisini dişah gibi saygı gösteren, «yaşa aslan ya kaldırmaması için bir lira rüşvet teklif şa» naralarile dört yan: velveleye veren etmiştir. Fakat memur lirayı geri ite asker safları arasından geçerken telâşını rek: sezdirmemeğe çalışıyor, vakur bir tebes Aman birader, ne yapıyorsun, de sümle bu samimî muhabbete teşekkiirlemiştir. Başımızda Ali Çetinkaya varken rini sunuyordu. kim para alabilir?» O, Hünkâr otağmm biraz ilerisinde Ali Çetinkaya biraz sonra bu memu attan indi, gene vezirler tarafından çev run dürüstlüğünden dolayı maaşma on rili olduğu halde ilerledi. Son asker safını lira zam yaptırmıştır. serisi polis olan şahidlerin bir kısmı dinlendi ve muhakeme başka bir güne bırakıldı. Hünkâr bu fasid ve hain telkinlere karşı kayıdsızdı, kulak asmaz gibi görünüyordu. Hatta şen bir çehre taşımak tan, vakarının müsaid olduğu derecede lâtifeler yapmaktan geri kalmıyordu. Bu kayıdsızlığını Aküyükte otağ kurulduğu günün gecesinde son hadde çıkardı, Rüstemle Hayaliyi yanına alarak saatlerce mehtab safası sürdü. Aya taalluk eder mazmunlar sarfetti ve ettirdi. Mehtab, tekemmül etmiş değildi. Şeker bayramı ayının on ikinci gecesine tesadüf ettiği cihetle bir tarafı silik bir daireyi andırıyordu. Fakat Hünkânn göziine gene Hurrem kadar güzel geliyordu. O Hurrem ki arasıra yüzünün bir ya nmı ya kâkülile, yahud hotozunun dan telile örter ve Aküyükte şimdi parhyan on iki günlük aya benzerdi! Nefsine bu kadar hâkim görünen Hünkâf, mehtab safasmdan usanıp ta otağına çekflince maskeyi attı, içinde yanan kara •teşi yüzüne kadar çıkardı, simsiyah bir ıztırab oldu, sabaha kadar uyumadan dolaştı, homur homur homurdandı. Onda, kurbanını bulamıyarak sıkılan bir ecel hali vardı, pençesinde taşıdığı ölümü kurbanının hayatına iliştirmek için korkunç ihtilâçlar içinde sabırsızlanıp duruyordu. geçti. Otağ kapısma ulaştı. Vezirler oradan aynlacaklar, baba ile oğlu yalnız bırakacaklardı. Mustafa, teşrifat kaidelerine göre vukua gelmesi zarurî olan bu ayrılışın icab ettirdiği muameleyi yaptı, secde edercesine yerlere eğilen Rüstemle arkadaşla rını selâmladı, otağa girmeğe hazırlandı ve ... irkildi. Orada dev cüsseli bir adam duruyor ve küfür eden bir gözle manzarayı seyrediyordu. Mustafa, Sadrıazam îbrahim Paşa nın boğulmasında büyük rolü olan ve îskender Çelebiden miras olarak saraya gelen köle Mahmudu tanımakta gecikmedi, iliğine kadar titredi. Babasının yanına gireceği sırada bu katil ejderi görmekten uğursuzluk sezinsemişti. Mimarlar cemiyetinin dünkü toplantısı Türk Mimarlar cemiyeti İstanbul şubesi yıllık toplantısı ekseriyet olmadığı için gelecek cuma gününe tehir edil miştir. Dünkü toplantıdan bilistifade yakında açılacak olan Kamutay binası pro jesi müsabakası hakkında muhtelif mimarlar tarafından Türk mimarları için birçok temennilerde bulunulmuştur. Beynelmilel olacak bu müsabakaya Türk mimarlannm iştirakinin temini hakkında alâkadar makamlar nezdinde teşebbüste bulunmak üzere idare heyeti vazifelendirilmiştir. Millî bir bina olan Kamutaym Türk mimarî ruhu ve ka rekterini taşıyacak bir bina olması do layısile bu müsabakaya hazırlanmak üzere Türk mimarlarının kendi aralarında kuvvetli gruplar yapmalarına karar verilmiştir. Her memlekette millet ve kfllerinîn tbplandıklan binaların yerli san'atkârlar tarafından yapılmış millî eserler olduğu hakkında devletin nazari dikkatinin çekilmesine karar verilmiş tir. Memleketimiz mimarları Kamutay binası müsabakasına iştirak etmeği meslekî ve millî bir hak olarak görmekte dirler. Festival programı hazırlandı Bu yaz şehrimizde yapılacak olan eğlencelerin programı tesbit edilmiştir. Eğlencelere 31 temmuz cumartesi günü başlanacak, bir ay devam edecektir. Festival devam ettiği müddetçe her cumartesi ve pazar geceleri şehir do nanacak, diğer geceler tenvirat yapılmıyacaktır. Pazartesi günleri de istirahatle geçecektir. Her çarşamba günü şehrin tarihî yerieri gezilecek, gezicilere malumat veri lecektir. Diğer günler de eğlencelerle geçecektir. Festival komitesi dünkü toplantısın da iki tâli komite seçmiştir. Bu komite lerden biri şehri aydınlatma ve süsleme işlerile, diğeri de yabancıları karşılama, uğurlama ve izaz işlerile meşgul ola caktır. İşte bu sebeblerden ve ayni zamanda bütün Avrupa sulhunu korumak düşüncesile İngiltere, İspanyadaki harbe nihayet vermek çarelerini çok ciddî olarak aramaktadır. Bu işte, Fransa İngiltere Üniversitelilerin memleket içinde ve ile tamamile bir fikirde olduğundan Paris dışındaki seyahat ve İstanbula gelecek kabinesi her suretie İngilterenin müzahiri ecnebi Üniversitelilerin ağırlama işle bulunuyor. rile meşgul olmak üzere teşekkül eden Londra, Paris ve Brükselde ahiren büro faaliyete geçmiştir. Büro reisliği ne Fen Fakültesi profesörlerinden Ke yapılan temas ve müzakerelerin mevzurim, ikinci • feisliğe doçent Muhlis Ete, unu, İspanya harbini durduracak çareler kâtibliğe talebeden Mürüvvet seçilmiş bulunması düşüncesi teşkil etmiştir. Gelerdir. rek İngiltere ve gerek Fransa, İspanya kaBüroda memleket içinde ve dışmda tolikleri üzerinde büyük nüfuzu olup seyahat, haricden gelecek profesör ve şimdi Belçikada işbaşında bulunan katotalebeleri ağırlama, ecnebi universite lik partisi vasıtasile tesir yapabilmek için lerle profesör ve talebe mübadelesi, ec Belçika hükumetini tavsit etmek istiyornebi memleketlere gidecek profesör ve lar. talebelere yol gösterme için dört servis İngiltere, İspanya harbinin durmasma kurulmuştur. yol hazırlamak üzere muhariblere bir müBüro ilk toplantısında Paris ve İzmir sergilerine toplu bir halde gitmek me tareke yapmalannı teklif etmek muvafık olup olmıyacağını ahiren Avrupa devletselelerini görüşmüştür. lerinden istimzaç etmişti. Buna Fransa ECNEBİ MEHAFİLDE ve Belçika ile Papalık makammdan başka muvafakat ve tasvib cevabı veren olRumen torpitosu gitti Bundan bir müddet evvel tamir için mamıştır. Bilhassa General Franco bu şehrimize gelmiş olan Ferdinad isimli teklifi şiddetle reddetmiştir. Eğer devletRumen torpitosunun tamiri bitmiş ve lerin çoğu ve muharibler, muvafakat cevabı vermiş olsalardı Belçika iki muharib gemi dün sabah Köstenceye gitmiştir. tarafa mütareke teklif edecekti. Şimdiye kadar, Akay ve Şirketi Hayriyenin nısıf tenzilâtlı karnelerinden yalnız hükumet memurlan istifade ediyordu. Mülhak bütçeli idarelere mensub olanlarla ücretli memurlar bu tenzilâttan istifade edemiyorlardı. Hükumet memuru oldukları halde mensub bulundukları müesseselerin vaziyetleri ve maaşlarının resmî barem harici kalması gibi sebebler ileri sürülerek bu haktan mahrum kalmalan üzerine alâkadarların yaptıkları mütevali şikâyetler haklı görülmüş ve İktısad Vekâletince bütün hükumet memurlannın bu iki idare vapurlarında nısıf ücretle seyahat etmeleri karar altma ahnmıştır. Bütün Belediye memur ve müstahdemlerile, hükumet bütçesinden ücret alan memur ve müstahdemler ve sermayesi tamamen devlete aid idarelerin memur ve müstahdemleri bu tenzilâttan istifade edeceklerdir. 1 hazirandan itibaren tatbik edilecek olan bu karar, dün, Deniz Ticaret Müdürlüğü tarafından alâkalı makamlara tebliğ edilmiştir. İktısad Vekâletinin bu karanndan istifade edecekler meyanında Belediye, înhisarlar, Liman îşletmesi, Diğer taraftan İngiltere yalnız şimalî Afyon İnhisan, Denizyollan, Türkofis, Devlet Demiryollan ve Türk Gemi Kur Fasta ve şimalî İspanyada çıkan fosforsuz ham demirleri kullanan İngiltere çetarma Şirketi memurlan vardır. lik fabrikalarının şu teslihat yanşı zamaAlâkadar bütün memurlan haklı olarck sevindireceğine şüphe olmıyan bu nında İtalya ile Almanyanın müttefiki güzel karardan dolayı İktısad Vekili General Franco'nun keyfine tâbi kalacakCelâl Bayara ve Deniz îşleri Müsteşarı larmı ve bu Generalin her dediğini yapSadullah Güneye bu memurlar namına tıracağını düşünerek muztarib olmaktadır. tesekkür ederiz. ÜNtVERSÎTEDE Universite bürosu faaliyete geçti ADLİYEDE Biletsiz trene binmenin cezası 1930 yılında neşredilmiş olan 1677 numarah kanunla şimendifere biletsiz binenlerin bu hareket: suç sayılmaktadır. Son günlerde bu şekilde 16 vak'a cereyan etmiş ve bunların hepsi birinci ceza mahkemesine verilmiştir. Ancak bilet siz yakalananlar yanlış adres vermiş olduklarmdan 15 suçlu bulunamamış, adTakas heyetleri hakkında resi bulunabilen Hatice admda bir kadm yeni bir emir dün 8 kuruş 10 paraya mahkum olmuş ve ayrıca kendisinden 8 kuruş ta mah İktnad Vekâleti, dün bir telgrafla yeni talimatname yapılmcıya kadar eski keme masrafı ahnmıştır. Hatice bu katakas heyetlerinin işlerine devam etme dar ucuz kurtulduğuna sevinerek Ad liyeden ayrılmıştır. lerini bildırmiştir. Bolu Halkevinde açılan sergi Fakat bu muvaffakiyetsizlikten îngiltere nevmid olmuş değildir. İki muharib taraftaki ecnebi gönüllü ve muhariblerinin geri alınması hakkında İngilterenin teşebbüsile Londradaki ademi müdahale komitesinde bir proje hazırlanıp tasvib edılmesi için alâkadar devletlere bildirilmiştir. Bu projeyi muhariblerle devletler kabul ettikleri takdirde bunun tatbiki için bizzarure cephelerde kısmî mütarekeler yapılacaktır. Bir defa muharib ordular mütarekeye ahşacak olurlarsa harbin durdurulması için bizzarure zemin hazırlanmış olacaktır. Şimdi, ingiltere ile Fransanın bütün gayretleri gönüllülerin geri alınması vesilesile kısmî mütarekeler teminine matuftur. Bu teşebbüsün muvaffak olması için herşeyden evvel Almanya ile îtalyanm rıza ve muvafakatlerini tahsil etmek zaruridir. Bu ise çok güçtür. Çünkü, bir iki devlet, karşıhksız olarak sırf îngilterenin hatırı için ispanyadaki mühim mevkilerini feda edemezler. Muharrem Feyzi TOGAY ŞEHİR ÎŞLERİ Kadıköy Su şirketi tarihe karıştı Kadıköy Üsküdar Su şirketi fevkalâde ve adi heyeti umumiyeleri yapılmış ve hükumetçe satın alınmış olan şirket, tasfiye haline girerek tarihe kanşmış tır. Şirketin bu içtimaları sabahtan akşama kadar devam etmiş ve şirketin hükumete satılmasına dair olan ve evvelce esaslarını neşrettiğimiz mukavele tas dik edilerek şirketin hükumete devri kabul edilmiştir. Şirket 400 bin liraya satın ahnmıştır. Bu bedel 10 senede ödenecektir. Şirket gelirinin bu taksitleri vermeğe kâfi ge : eceği muhakkak addedümektedir. Asfalt yollarda kontrol Suadiye tarafmdaki asfalt yolda motörlü vasıtaların 80 100 kilometro bir süratle seyretmekte oldukları görülmüş ve yolda kontrol vazifesi görmek üzere motörlü polis devriyelerinin teftişlerde bulunması kararlaştırılmıştır. Bu karar, civar halkı tarafından bii • yük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Cumhuriyet Bolu (Hususî) Halkevimizin himayesinde açılan Biçki ve Nakış kursu bir buçuk aylık kurs müddetinden sonra bir sergi açmıştır. Sergide kursa devam eden doksana yakın talebenin çok ince eserleri bmlerce ziyaretçi tarafından görülmüş ve büyük bir takdir kazan miştir. Gönderdiğim resim kurs mual limlerini talebeden bir kısmile bir arada göstermektedir. Abone şeraiti, Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 • 400 • Üç aylık 800 » 150 • Bir aylık Soktor

Bu sayıdan diğer sayfalar: